• Sonuç bulunamadı

1.2. Selahaddin Eyyûbî’nin I Suriye Seferi (1174 1176)

1.2.1. Şam’a Giriş

Nureddin Mahmud’un Mayıs 1174 yılında ölümünün ardından Mısır ve Suriye arasında kısa sürede bir denge değişikliğinin kaçınılmazlığı gün yüzüne çıkmıştı. Selahaddin Eyyûbî Mısır’da Zengî vekilliğinden kurtulup Suriye’de hâkimiyeti ele geçirmeyi amaçlamaktaydı. Böylece büyük sultan olabilmenin yolunu açabilecekti. Ancak bunun için gerekli ortamı ve ileri sürülen gerekçeleri çok iyi saptaması elzemdi. Zaten yakın zamanda Sicilya donanmasının İskenderiye saldırısını bertaraf etmiş ve Mısır’da asayişi sağlamıştı. Yani gücünün baskın yanını göstermeyi başarmış ve yönünü Suriye’ye çevirmişti. Nureddin Mahmud’un ölümünün ardından Zengî ailesinin başına henüz çocuk yaştaki veliahtı olan oğlu el-Melik el-Salih geçmişti.288 Selahaddin Eyyûbî, Melik Salih Şam (Dımaşk) tahtına oturunca Mısır’da

onun adına hutbe okuttu ve yeni efendisinin ismini dinarların üzerine bastırdı.289

Görünürde her şey usulüne göre yapılmıştı ancak mevcut idarenin Nureddin Mahmud dönemindeki idareyle kıyaslandığında bir otorite boşluğunun olduğu aşikârdı. Nureddin Mahmud’un ölümünden hemen sonra Kudüs Kralı Amaury küçük yaşta tahta oturan Melik Salih’i hafife alarak Dımaşk’a girdi ve Banyas’ı muhasara etti. Dımaşk halkı bu saldırıdan oldukça korkmuştu ve Haçlılara yıllık vergi vermeyi teklif ederek anlaşma yapma ricasında bulunuldu. Kral Amaury buna başta razı olmasa da sefer esnasında hastalanmasından ötürü kuşatmayı kaldırıp geri çekildi ve kısa süre sonra da öldü.290 Selahaddin Eyyûbî artık kaçınılmaz olarak Suriye

bölgesinin Haçlı tehdidine karşı (Kral Amaury ölmüş olsa da) açık olduğunu

288 Bahaaddin İbn Şeddad, Selahaddin-i Eyyubi, 89; Bahaaddin İbn Şeddad, Siret-i Selahaddin Eyyûbî (en-Nevâdirü’s Sultaniyye ve’l Mehâsinü’l Yûsufiyye), 35; İbnü’l-Esîr, el- Kâmil Fi't- Târîh Tercümesi, Cilt 9, 408; Ephrem-Isa Yousif, Süryani Vakanüvisler, 223; Süryanî Mikhail, Süryani Mikail Vekayinâmesi (1042- 1195), 232; Ebû’l Farac, Tarih, Cilt II, 417; Ebu'l Fida, el- Muhtasar Fi- Ahbari'l Beşer, Cilt II, 134-135; İbn Vâsıl, Müferricü'l-Kürûb Fi Ahbâr-ı Benî Eyyûb, Cemaleddin Şeyyal (Tahkik), Cilt 2, İskenderiye, 1957, 2; Ebu Şame, Kitabu'r-Ravzateyn Fi Ahbari'd-Devleteyn en- Nuriyye ve's Salahiyye, Cilt 2, 317; İbnü’l-Esîr, et- Tarihu'l- Bahir fi'd- devleti'l Atabekiyye bi'l- Mavsıl, 162; Cemaleddin Ebu’l Hasan Yusuf bin Tagrıberdî, en-Nücûmuz Zâhire fi Mülûk-ı Mısır ve’l Kahire, Cilt 6, 71.

289 Ebû’l Farac, Tarih, Cilt II, 417; Ebu'l Fida, el- Muhtasar Fi- Ahbari'l Beşer, Cilt II, 135; İbnü’l- Esîr, et- Tarihu'l- Bahir fi'd-devleti'l Atabekiyye bi'l- Mavsıl, 162.

290 Süryanî Mikhail, Süryani Mikail Vekayinâmesi (1042- 1195), 232-233; Ebu Şame, Kitabu'r- Ravzateyn Fi Ahbari'd-Devleteyn en- Nuriyye ve's Salahiyye, Cilt 2, 322; İbn Vâsıl, Müferricü'l- Kürûb Fi Ahbâr-ı Benî Eyyûb, Cilt 2, 7.

71

biliyordu ve Nureddin Mahmud dönemindeki gibi Suriye’yi müstahkem bir bölge yaparak Mısır’la birleştirmeyi istiyordu.

Nureddin Mahmud’un ölümüne üzülenler olduğu gibi sevinenler de vardı. Nureddin’in yeğeni Musul Emiri Seyfeddin Gazi amcasının ölüm haberini alınca bu duruma çok sevindi ve haberciler çıkartarak artık Musul’da serbestçe içki içilebileceğini duyurdu. Sarhoş gezilip Emir (Seyfeddin Gazi) hesabına da eğlenilebilecekti. Ayrıca bu otorite boşluğunu fırsat bilen Seyfeddin Gazi ordusunu toplayarak hemen harekete geçti ve az zamanda Nusaybin Habur, Urfa (Edessa), Harran, Rakka, Suruc, gibi yerleri ele geçirdi. Kalatü’l- Caber dışında el-Cezîre’nin tamamına hâkim oldu.291 İbn Vâsıl’a göre ise Seyfeddin Gazi’nin asıl muradı Mısır’a

hükmetmekti.292 Bu çıkarım bizi bir iktidar mücadelesinin açıklık kazanmasına

götürmektedir. Mısır’ın hedef gösterilmesi bir coğrafyadan öte bir şahsın odak noktası haline getirilmesi olarak da düşünülebilir. Selahaddin Eyyûbî Mısır’ın resmî olmasa da fiilî sahibidir. Bu durumda Seyfeddin Gazi yakın gelecekte Selahaddin’le karşı karşıya gelecektir.

Nureddin Mahmud’un ölümünden sonra Suriye meselesine Selahaddin Eyyûbî’nin nasıl baktığı da önemlidir. Zira güngörmüş ve yetenekli efendi Nureddin yerini dolduracak bir halef yetiştiremeden tahtından göçmüştür. Yerine geçen oğlu Melik Salih çocuk sultan kabilinde değerlendirilirken Musul sahibi Seyfeddin Gazi’nin amcasının ülkesini ele geçirme planı uygulamaya konmuştur. Ayrıca ileri gelen devlet ümerasının da ortak bir noktada buluşamayışı Nureddin Mahmud’un büyük gayretlerle ikâme ettiği devletin içine düştüğü sıkıntılı durumu yansıtması açısından önemlidir. Melik Salih’in küçük yaşta olması onun vasiliği için emirlerin birbirleriyle mücadele etmesine sebebiyet vermiştir. Bu emirlerden en güçlüleri Şemseddin İbn Daye ve İbn Mukaddem olarak bilinen Şemseddin Muhammed’dir. İbn Mukaddem Dımaşk’a sahip olarak Melik Salih’i yanında tutar ve böylece konumunu güçlendirmeye çalışır; İbn Daye ise Zengîlerin ilk merkezi olması bakımından büyük

291 İbn Vâsıl, Müferricü'l-Kürûb Fi Ahbâr-ı Benî Eyyûb, Cilt 2, 5-6-9; İbnü’l-Esîr, et- Tarihu'l- Bahir fi'd-devleti'l Atabekiyye bi'l- Mavsıl, 175; İbnü’l-Esîr, el- Kâmil Fi't- Târîh Tercümesi, Cilt 9, 401-402; Ebû’l Farac, Tarih, Cilt II, 417; Kuşçu, Eyyûbî Devleti Teşkilatı, 62; Azzam, Selahaddin Eyyûbi, 138.

72

önem arz eden Haleb’i ele geçirir.293 Bu ayrılıkçı tutumların yanında Melik Salih’in

çevresindeki Emirler de bir konuda ortak fikirde bulunamayıp birlik içinde hareket etmekten uzaklardır.294 Zengî Devleti’nin içine düştüğü kritik durumu İbn Kesîr

şöyle tarif etmektedir: “Şam sultanı Nureddin Mahmud b. Zengî vefat etmiş, halk

korkuya kapılmış, devlet binasının duvarları çatlamış, temelleri sarsılmış, yöneticiler ihtilafa düşmüş, ipler elden çıkmıştı.” 295 Selahaddin Eyyûbî bu durumda kendisinin

bizzat olaylara müdahale etme hakkının olduğunu düşünüyordu. Zira Nureddin Mahmud kendisine iş bilir ve güvenilir gözle bakmasaydı eyaletlerinden en büyüğünü ve en önemlisini idaresine vermezdi. Ayrıca Selahaddin Eyyûbî’ye göre, Nureddin Mahmud biraz daha yaşasaydı Melik Salih’e Atabey olma hakkının da kendisinin olacağından şüphesi yoktu. Ancak bu kargaşa durumu Selahaddin Eyyûbî’yi tedirgin etmiş olmalı ki Şam’a yolladığı mektubunda: “Sanki efendime ve

oğluna sizden başka hizmet eden yokmuş gibi davranıyor ve beni dışlamaya kalkışıyorsunuz” diye Şam ümerasını ikaz ediyordu. Mektubunun devamında ise

yakında Şam’a geleceğini, efendisinin hatırasını şereflendirip sahip çıkacağını ve ahlaksızca tutum içinde olanları cezalandıracağını söylüyordu. 296 Şam’daki bu

çekişme ortamı ise halkın yeni sultan Melik Salih’e karşı olumlu düşünmelerini engelliyor ve yönetime karşı bir nefret oluşmasına neden oluyordu.297

İbn Mukaddem, Seyfeddin Gazi’nin ikircikli ve yayılmacı politikası ile Şam’ın içinde bulunduğu karışık durumu değerlendirerek Selahaddin Eyyûbî’ye bir mektup yazılıp yardım istenilmesini uygun gördü. Böylece Selahaddin Eyyûbî Şam’a geldiği takdirde hâkimiyetine rıza gösterileceği de mektupta ifade edildi.298 Selahaddin Eyyûbî Şam’a girmeden evvel Şam halkının Haçlıların Banyas’ı kuşatmasında onlarla savaşmak yerine, Banyas’ı terk etmeleri karşılığında para teklif etmelerini

293 İbnü’l-Esîr, et- Tarihu'l- Bahir fi'd-devleti'l Atabekiyye bi'l- Mavsıl, 175; Kuşçu, Eyyûbî Devleti Teşkilatı, 62.

294 Bahaaddin İbn Şeddad, Selahaddin-i Eyyubi, 89; Bahaaddin İbn Şeddad, Siret-i Selahaddin Eyyûbî (en-Nevâdirü’s Sultaniyye ve’l Mehâsinü’l Yûsufiyye), 35.

295 İbn Kesîr, el- Bidâye ve'n- Nihâye, Cilt 12, 509.

296 Maalouf, Arapların Gözünden Haçlı Seferleri, 168-169; Oldenbourg, The Crusades, 382. 297 Bahaaddin İbn Şeddad, Selahaddin-i Eyyubi, 89; Bahaaddin İbn Şeddad, Siret-i Selahaddin Eyyûbî (en-Nevâdirü’s Sultaniyye ve’l Mehâsinü’l Yûsufiyye), 35.

298İbnü’l-Esîr, el- Kâmil Fi't- Târîh Tercümesi, Cilt 9, 408-409; Bahaaddin İbn Şeddad, Selahaddin-i Eyyubi, 89; İbnü’l-Esîr, et- Tarihu'l- Bahir fi'd-devleti'l Atabekiyye bi'l- Mavsıl, 176; İbn Hallikan, Vefayâtü'l- Ayan ve Enbau Ebnai'z- Zaman, Cilt 7, 165-166; Azzam, Selahaddin Eyyûbi, 146.

73

zelilce bir tutum olarak görmüş ve onları Haçlılarla ittifak yaptıkları için kınamıştı.299

Böylece Selahaddin Eyyûbî Şam’da istikrarı sağlamakla hem Zengî Devleti’nin koruyucusu olacağına hem de Haçlılarla olan mücadelesini daha iyi sürdüreceğine inanmaktaydı. Bu durum Zengî Hanedanlığı tarafından bakıldığında Selahaddin Eyyûbî’nin efendisi Nureddin’in devletini ele geçirmesi şeklinde değerlendirilebilmekteydi. Bunun en açık ve biraz da ironik tarzda söyleniş tarzını Büyük Michel’in eserinde görmekteyiz. Michel, Selahaddin Eyyûbî’nin amacını şöyle özetler: “Nurettin’in mirasçılarını ortadan kaldırmak zorundaydı. Bunlar onun

rakipleriydi. Zengî ailesinin çıkarlarını savunuyorlar ve Suriye’deki emellerine karşı hareket ediyorlardı. Zaten amacı onlara ait toprakları ele geçirip akrabaları Eyyûbîlere dağıtmak değil miydi?”300 Tarihi süreklilik içerisinde bakıldığında ise

Selahaddin Eyyûbî’nin Suriye bölgesini tam anlamıyla Mısır'la ortak hareket etme noktasına getirdikten sonra yönünü Kudüs Haçlı Krallığı’na çevirmesi onun amacını göstermektedir. Nasıl ki Nureddin Mahmud Mısır’la Suriye’yi birleştirirken Haçlılara karşı daha iyi savaşacağını dillendirdiyse Selahaddin Eyyûbî de rahle-i tedrisinden geçtiği komutanın yöntemini devam ettirecektir. Gerçekten gerek Suriye’nin coğrafi konumu gerekse de zenginliği Haçlılara karşı girişilecek savaşta çok önemli bir yer tutmaktaydı. Bu sebepten ötürü başta İmadeddin Kâtip İsfehânî olmak üzere Selahaddin Eyyûbî’nin kâtipleri Kudüs’ü ele geçirmek için Suriye’nin önemini daima vurgulamışlardır. Bu minvalde Kudüs’ün kutsallığını da ön plana çıkarıcı ifadelere mektuplarında yer vermişlerdir. İmadeddin Kâtip İsfehânî, Selahaddin Eyyûbî’nin Suriye’yi ele geçirmeden önce yazdığı bir mektubunda dile getirdiği “Eski zamandan kalma piramitler, Kudüs’teki kutsal yerlere nazaran nedir

ki” sorusuyla301 esasında Eyyûbî ailesinin uzun soluklu siyasi hedeflerine işaret

etmek istemiştir.

Selahaddin Eyyûbî aldığı Şam davetinden sonra kısa sürede harekete geçti. Kardeşi Melik Âdil’i Mısır’a naib bırakarak 12 Ekim 1174’te Kahire’den Şam’a yedi yüz kişilik bir süvari birliğiyle hareket etti. Yanında veziri Kadı Fâdıl ve kardeşi Tuğtekin bulunmaktaydı. Ekim ayının sonunda Şam sınırına varan Selahaddin

299İbn Vâsıl, Müferricü'l-Kürûb Fi Ahbâr-ı Benî Eyyûb, Cilt 2, 8; Kuşçu, Eyyûbî Devleti Teşkilatı, 63.

300 Ephrem-Isa Yousif, Süryani Vakanüvisler, 223; Ayşe Çekiç, Fırat’tan Dicle’ye Stratejik Bir Zafer Yürüyüşü: Selahaddin Eyyûbî’nin Kuzey Suriye Politikası ve Haleb İle Musul’u Zaptı, Tarih Araştırmaları Dergisi, Cilt 39, Sayı 67, 2020, 123.

74

Eyyûbî hem hızından hem de bu denli az adamla gelmiş olmasından ötürü şaşkınlık yarattı. İbn Mukaddem’den başka Selahaddin’i Şam’a davet eden bir diğer isim olan Busralı302 Şemseddin gelen orduyu ilk karşılayanlar arasındaydı.303 Şemseddin Kadı

Fâdıl’a yanlarında ne kadar para olduğunu sorduğunda 50.000 dinar cevabını alınca beyninden vurulmuşa döndü ve “hem kendinizi hem de bizi yaktınız” dedi.304

Gerçekte ise Selahaddin Eyyûbî’nin yanında yalnızca 10.000 dinar vardı. Selahaddin’e göre yanında ne kadar para getirdiğinin çok önemi yoktu zira para transferi yaygındı. Selahaddin Eyyûbî bu kadar az adam ve niteliksiz nakitle gelerek aslında amacının ne olduğunu göstermeyi amaçlamıştı. “Her şeyden önce asıl

mesele, Selahaddin’in Suriye’ye giriş tarzıydı: Bir ordunun başındaki yabancı bir istilacı gibi değil de, eve dönen gerçek bir evlat gibiydi.” 305 Selahaddin Eyyûbî

Suriye’yi kanla değil gönül alarak ele geçirmeyi dilemekteydi. Mısır ve Suriye’yi İslam davası için bir çatı altında toplamak istiyor ve bunu her fırsatta dile getiriyordu. “İslam ehli toplanıp bir araya gelerek birbirini sevmedikçe ben İslam

mücahidi değilim” diyordu.306

Şam ve Haleb arasındaki mücadelede ve çekişme sonrasında Melik Salih’in Haleb’te olmasının Zengî Devleti adına daha isabetli olacağına karar veren ümera yeni sultanı Şam’dan Haleb’e göndermişlerdi. Böyle düşünmelerinde önemli bir neden olarak Seyfeddin Gazi’nin Haleb’e saldırıp ele geçirmesi korkusu vardı. Böylece Melik Salih, Selahaddin Eyyûbî Şam’ı ele geçirmeden evvel Haleb’e gitmişti. Bu yolculukta ona refakat eden kişi Saadeddin Gümüştekin idi.307 Selahaddin Şam’ı

302 Busra Havran’da (Suriye’nin güneyinde bulunan bir bölge) bir şehirdir. Hz. Peygamber’in rahip Bahira’yla karşılaştığı şehir olarak İslam tarihinde önemli bir yer edinmiştir. İslamî fetihler sırasında Şam’da ilk fethedilen şehir Busra’dır. Ayrıntılı bilgi için bkz. el-Kalkaşandî, Subhu'l-Â'şâ fİ Sınâati’l - İnşa, Cilt 4, Kahire, 1914, 107-108; Ebû Muhammed Abdülmelik bin Hişâm bin Eyyûb el- Himyerî, Siret-i İbn Hişam, Abdülvehhab Öztürk (çev.), Cilt 1-2, İstanbul: Kahraman yayınları, 2016, 239; Ş. Tufan Buzpınar, Havran, DİA, Cilt 16, TDV, 1997, 539-541; Şerif el-İdrisî, Nüzhetü’l Müştak fî İhtirâku’l Afâk, Cilt 1, 161: İdrisî’de Busra’nın küçük bir yerleşim yeri ve halkının Araplardan müteşekkil olduğu geçmektedir.

303 İbnü’l-Esîr, el- Kâmil Fi't- Târîh Tercümesi, Cilt 9, 409; İbn Kesîr, el- Bidâye ve'n- Nihâye, Cilt 12, 509; Ebu Şame, Kitabu'r-Ravzateyn Fi Ahbari'd-Devleteyn en- Nuriyye ve's Salahiyye, Cilt 2, 339-340; Süryanî Mikhail, Süryani Mikail Vekayinâmesi (1042- 1195), 240: Burada yıl olarak bir hata söz konusu Mikhail Selahaddin’in Dımaşk’a girişini 1176 olarak zikreder; Azzam, Selahaddin Eyyûbi, 146; Ramazan Şeşen, Kudüs Fatihi Selâhaddin Eyyûbî, İstanbul: Yeditepe yayınları, 2016, 53-54.

304 İbn Vâsıl, Müferricü'l-Kürûb Fi Ahbâr-ı Benî Eyyûb, Cilt 2, 19; İbnü’l-Esîr, el- Kâmil Fi't- Târîh Tercümesi, Cilt 9, 409-410; Azzam, Selahaddin Eyyûbi, 146.

305 Azzam, Selahaddin Eyyûbi, 146-147. 306 Kuşçu, Eyyûbî Devleti Teşkilatı, 64.

75

hiçbir mukavemetle karşılaşmadan ele geçirdiğinde Melik Salih Haleb’te bulunmaktaydı. Selahaddin Şam’a girdiğinde ilk olarak babasının evi olan ve Dâru’l-Akiki olarak bilinen ata evinde konakladı. Aslında bunu yapmakla Şam’ın baba ocağı olduğunu gösteriyordu. Sonrasında şehir halkına sevgi gösterip halka çok miktarda ihsanda bulundu. Kale komutanı Reyhan, Selahaddin’e karşı biraz dirense de Şam Kadısı Kemaleddin Şehrezûrî’nin aracılığı sayesinde kısa sürede kale teslim oldu. Selahaddin Eyyûbî Şam’ı ele geçirirken bunu Melik Salih’in memlûku olarak yaptığını belirtmekten geri durmadı. Böylece asıl amacının ona yardım etmek ve Seyfeddin Gazi tarafından alınan yerlerin tekrardan alınarak kendisine teslim etmek olduğunu söyledi. Şam’ın işleyişini aksatmamak adına şehrin baş kadısı olan ve vakıf, divan vs. işleri bizzat yöneten Kemaleddin Şehrezûrî’yi görevinde bıraktı. Ayrıca itaatinin alameti olarak Melik Salih adına hutbe okutup para bastırdı.308 Selahaddin Şam’da halkın sevgisini ve desteğini kazanmak adına mükûs vergisini kaldırdı309 ve derhal pazarların açılması emrini vererek yağmayı yasakladı. Böylece

şehrin gönlünü fethetmeyi başardı.310 Ancak sadece Şam’ın denetim altına alınması

bir şey ifade etmiyordu. Şam/Dımaşk Güney Suriye’nin anahtarı olmasına karşın Haleb ele geçirilmeden Suriye ele geçirilmiş sayılmazdı ve Haleb cenahından yani kuzeyden gelecek bir saldırı Selahaddin Eyyûbî’yi zora sokabilirdi.311 Ayrıca Melik

Salih’in yandaşı olanlar Selahaddin Eyyûbî’nin Şam’a girmesine büyük tepki gösterdiler. Muhalif grup Kutbeddin Yınal b. Hasan’ı Selahaddin Eyyûbî’ye göndererek, kılıçtan keskin sözlerin eşliğinde Selahaddin’in Şam’a gelmesinin hoş karşılanmadığını açıkça ifade ettiler.312 Zaten Musul emiri Seyfeddin Gazi’ye göre:

Selahaddin Eyyûbî “efendisine karşı havlayan bir köpek” olarak görülmekteydi.313

Ancak Seyfeddin Gazi’nin bu aşağılayıcı sözleri tamamen siyasi bir söylemdi. Ve Seyfeddin Gazi gelişen durumun kendi aleyhine olan ciddiyetini yeterince kavramış

308 İbnü’l-Esîr, el- Kâmil Fi't- Târîh Tercümesi, Cilt 9, 410; Bahaaddin İbn Şeddad, Selahaddin-i Eyyubi, 89-90; Bahaaddin İbn Şeddad, Siret-i Selahaddin Eyyûbî (en-Nevâdirü’s Sultaniyye ve’l Mehâsinü’l Yûsufiyye), 35; İbn Vâsıl, Müferricü'l-Kürûb Fi Ahbâr-ı Benî Eyyûb, Cilt 2, 19-20; Ebu Şame, Kitabu'r-Ravzateyn Fi Ahbari'd-Devleteyn en- Nuriyye ve's Salahiyye, Cilt 2, 343; el- Makrîzî, Kitabu's- Sülûk li- Marifeti Düveli'l- Mülûk, Cilt 1-1. kısım, 58; Ebû’l Farac, Tarih, Cilt II, 418-419; İbnü'l- Ezrak, Meyyâfârikîn ve Âmid Tarihi, 166-167; Ebu'l Fida, el- Muhtasar Fi- Ahbari'l Beşer, Cilt II, 135; Ramazan Şeşen, Selâhaddin Eyyûbî ve Dönemi, İstanbul: Bilge Kültür Sanat yayınları, 2018, 93.

309 el- Makrîzî, Kitabu's- Sülûk li- Marifeti Düveli'l- Mülûk, Cilt 1-1. kısım, 58. 310 Azzam, Selahaddin Eyyûbi, 147.

311 Azzam, Selahaddin Eyyûbi, 148.

312Şeşen, Selâhaddin Eyyûbî ve Dönemi, 94; Azzam, Selahaddin Eyyûbi, 148-149; Şeşen, Eyyûbîler (1169- 1260), 33.

76

bulunmaktaydı. Zira İbn Şeddad’ın dediğine bakılırsa Seyfeddin çok geçmeden:

“Adamın işi büyüdü, şanı yüceldi ve söylediği üstünlüğü kazandı” diyecekti.314 Bu

durumda Zengî Hanedanlığı’nın mirasına hâkim olmak adına gerçekleşecek karşılaşma uzlaşı masasından çok savaş meydanında olacak gibi görünmekteydi.