• Sonuç bulunamadı

4. ARAġTIRMA BÖLGESĠ HAKKINDA GENEL BĠLGĠLER

4.5 Ġlçenin Ġklim Özellikleri

Ġç Anadolu Bölgesi, karasal iklim kuĢağının etkisi altındadır. Karasal iklimin en belirgin özelliği, etkilediği bölgelerde yazların sıcak, kıĢların soğuk geçmesidir. KıĢ mevsiminin erken baĢladığı karasal iklim bölgelerinde, yaz mevsimi de kıĢ kadar erken baĢlar ve sıcaktır, fakat nispi nemin düĢük olmasından dolayı ilkbahar mevsiminde hissedilen bu erken ısınma, yer seviyesini yaz mevsimindeki sıcaklık kadar etkilemez. Bununla birlikte, özellikle sıcaklığın en yüksek olduğu Temmuz ve Ağustos aylarında, havanın geceleri bulutsuz ve açık olması sebebiyle gece ve gündüz arasındaki sıcaklık farkı daha fazladır (Yılmaz 2001).

Ereğli de, karasal iklim kuĢağında yer almakta ve coğrafi konumu itibariyle Akdeniz’e yakın olmasına rağmen, dağların denize paralel olarak uzanması nedeniyle deniz etkisinden uzak kalmaktadır (Beyribey ve Tatlıdil 1997). Akdeniz’in nemiyle dolan hava kütleleri dağları aĢamadan yağıĢını Çukurova’ya bırakmakta ve bu sebeple Ereğli; Adana, Mersin gibi Çukurova illerinin yıllık yağıĢının ancak yarısını alabilmektedir (Çizelge 4.4, ġekil 4.2).

Ereğli ilçesinde klimatolojik ölçümler, 1944 yılında yağıĢ istasyonu olarak kurulan, 1968 yılından itibaren büyük klima istasyonu olarak çalıĢmalarını sürdüren Ereğli Meteoroloji Ġlçe Müdürlüğü tarafından yapılmaktadır. Bu birim ayrıca, kurulum iĢlemleri 2007 yılında tamamlanarak faaliyete geçirilen “insansız-otomatik meteoroloji istasyonu”ndan da iklim parametrelerine ait detaylı ölçümler yapmaktadır. 2006 yılına kadar manuel Ģekilde ölçümü yapılan meteorolojik veriler, aylık olarak cetvellere kaydedilmek suretiyle, DMĠ’nin ilgili birimlerinde uzun yıllar verisi haline getirilmiĢ ve araĢtırmacılara sunulmuĢtur. 2007 yılından itibaren de, insansız-otomatik meteoroloji istasyonunun kayıt altına aldığı ölçüm değerleri esas kabul edilerek, (2007-2016 yılları arasında) öncelikli olarak 10 yıllık uzun yıllar verisinin oluĢturulması hedeflenmektedir.

Ereğli Meteoroloji Ġstasyonu’nda yapılan ölçümlere göre; 1975-2006 yılları arasındaki 32 yıllık döneme ait; aylara göre “ortalama nispi nem”, “ortalama sıcaklık”, “ortalama en yüksek sıcaklık”,

“ortalama en düĢük sıcaklık” ve “açık geçen gün sayısı” parametrelerinin uzun yıllar ortalamaları Çizelge 4.2’de görülmektedir (Anonim 2008d).

Çizelge 4.2 Ereğli ilçesine ait iklim verilerinin uzun yıllar ortalaması (1975-2006)

Aylar N.Nem

Çizelge 4.2’de Ereğli ilçesinin yıllık ortalama sıcaklık verileri incelendiğinde, sıcaklıkların Nisan ayından itibaren 10 °C’nin, Haziran ayından itibaren de 20 °C’nin üzerine çıktığı görülmektedir.

Aralık, Ocak ve ġubat aylarında ise ortalama sıcaklıkların 0 ilâ 2 °C arasında seyrettiği ve ilçenin en soğuk günlerini yaĢadığı dikkat çekmektedir. Ereğli ilçesinde en soğuk gün, -26,0 °C sıcaklık değeriyle 11 ġubat 1992 tarihinde yaĢanırken, 30 Temmuz 2000 Ereğli’de sıcaklığın en yüksek olduğu gün olmuĢ ve sıcaklık 41,3 °C olarak ölçülmüĢtür (Anonim 2008d).

Çizelge 4.3 Ereğli’de ölçülen yağıĢ miktarının uzun yıllar ortalaması (1975-2008)

Kaynak: Anonim 2009e

“Asıl kurak” bölgelerde veya çöllerde yıllık toplam yağıĢ miktarı, 250 mm’den daha azdır. “Yarı kurak” alanlarda ise yıllık toplam yağıĢ miktarı, 250-500 mm arasında değiĢebilir (Ġzbırak 1991).

Ereğli ilçesinin 1975-2008 yılları arasındaki 34 yıllık döneme ait ortalama yıllık toplam yağıĢ verileri Çizelge 4.3’de gösterilmiĢtir. Ġzbırak’a (1991) göre; 296,3 mm yıllık yağıĢa sahip Ereğli, “asıl kurak”

olma eğiliminde “yarı kurak” bir bölge olarak tanımlanabilir. Temmuz ve Ağustos ayları, Ereğli’de yağıĢ miktarının yıl içinde en düĢük, sıcaklıkların ise en yüksek olduğu aylar olarak dikkat çekmektedir (Çizelge 4.2-4.3).

GörüĢülen üreticiler; Ereğli’deki yağıĢ azlığının, sulama birliğini ve dolayısıyla çiftçileri sulama konusunda dönem dönem sıkıntıya soktuğunu belirtmiĢtir. Çizelge 4.4 ve ġekil 4.2’de Ereğli ilçesinin çevresinde yer alan bazı il ve ilçe merkezlerinin uzun yıllara ait yağıĢ miktarı ortalamaları verilerek, Ereğli’nin yıllık yağıĢ miktarı ile mukayesesi yapılmıĢtır (Anonim 2009e). Ereğli ile birlikte;

güneybatısında yer alan Karaman (330,5 mm), kuzeybatısında yer alan Konya (319,4 mm) ve Karapınar (285,0 mm), kuzeyinde yer alan Aksaray (337,0 mm) ve kuzeydoğusunda yer alan Niğde’nin (331,3 mm) içinde bulunduğu coğrafi hattın, kuzeyine ve güneyine göre daha az yağıĢ aldığı ġekil 4.2’de görülmektedir.

Çizelge 4.4 Ereğli ve çevre yerleĢim birimlerine ait yağıĢ miktarları (1975-2008)

Kaynak: Anonim 2009e

1975-2008 yılları arası ortalama yıllık toplam yağıĢ miktarları dikkate alındığında; Ereğli’nin güneydoğusunda yer alan Mersin’de 583,1 mm, Adana’da 656,7 mm yağıĢ meydana gelmiĢtir.

Konya’nın kuzey bölümünde ise yıllık yağıĢ miktarı Ilgın’da 435,1 mm, AkĢehir’de 554,7 mm ve Yunak’ta 448,9 mm olmuĢtur (Anonim 2009e).

Ġç Anadolu Bölgesi’nin güneydoğusu ile Doğu Akdeniz’in iç kesimlerini içine alan bölgede; araĢtırma bölgesini de içinde bulunduran Niğde, Karaman ile Ereğli-Karapınar hattında meydana gelen yağıĢ azlığı, meteorolojik olarak 3 Ģekilde açıklanabilir.

1. Türkiye’yi etkileyen yağıĢ sistemlerinin genellikle güneybatı-kuzeydoğu ekseni üzerinde hareket etmesi, yağıĢların ağırlıklı olarak kuzey ve batı bölgelerimizde gerçekleĢmesine sebep olmaktadır.

Bu nedenle Ġç Anadolu Bölgesi’nin güneyini de (Niğde, Karaman ile Konya’nın Ereğli ve Karapınar ilçeleri) içine alan ülkemizin güneydoğu kesimlerinde daha az yağıĢ görülmektedir (Ġnan vd. 2005).

2. Orta ve Doğu Akdeniz üzerinden gelen sistemlerde güneybatılı rüzgarlarla birlikte nem taĢınımı Doğu Akdeniz ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde yağıĢlara neden olurken; Toros Dağları’nı aĢan hava kütlesi, Ġç Anadolu Bölgesi’nin güneyinde kuru ve sıcak hava oluĢturur. Bu durumda Ġç Anadolu Bölgesi’nin güneyinde (Niğde, Karaman ile Konya’nın Ereğli ve Karapınar ilçeleri) daha az yağıĢ görülür (Ġnan vd. 2005).

ġekil 4.2 Ereğli ve çevre yerleĢim birimlerine ait yağıĢ haritası(Anonim 2009e)

3. Ülkemizi kuzeyden genellikle zayıf yağıĢ sistemleri de etkilemektedir ve bu sistemler özellikle kuzey ve iç bölgelerde yağıĢlara neden olur. Ġç Anadolu Bölgesi’nin güneyini de içine alan güney bölgelerimizde yağıĢın oluĢabilmesi için kuzeyden inen sistemin kuvvetli olması gerekmektedir.

Bu sistemlerin yıl içerisinde ülkemizi etkileme sıklığının düĢük seviyede kalması sebebiyle Ġç Anadolu Bölgesi’nin güneyinde (Niğde, Karaman ile Konya’nın Ereğli ve Karapınar ilçeleri) daha az yağıĢ kaydedilir (Ġnan vd. 2005).

Günün en düĢük sıcaklığının 0 °C’nin altında ölçüldüğü günler, donlu günler olarak kabul edilmektedir. Ereğli ilçesinde donlu gün sayısı 102’dir. Çizelge 4.5’de donlu gün sayıları incelendiğinde; Kasım ayında baĢlayıp Mart ayında son bulan periyotta, her ay için 14 ilâ 25 gün arasında donlu gün olduğu görülmektedir. Orta Anadolu Havzası’nda ölçülen ortalama sıcaklık değerlerinin son 25 yıl içinde 1 °C ile 1,5 °C arasında artıĢ gösterdiği göz önüne alınırsa (TürkeĢ vd.

1996), araĢtırma bölgesinde donlu gün sayısında son 25 yılda kademeli bir azalıĢ olduğu ortaya çıkmaktadır.

Çizelge 4.5’de Ereğli ilçesinde meydana gelen kar yağıĢı ile ilgili ölçümlerin uzun yıllara ait ortalamaları da görülmektedir. Ġlçede Aralık, Ocak, ġubat ve Mart aylarında görülen yağıĢlar, 4 ilâ 6 gün kar yağıĢı Ģeklinde olmuĢtur. Sürekli kar kalınlığı, Kasım ayında baĢlayan kar yağıĢları ile oluĢmaktadır. Nisan ayında sıcaklıkların yükselmesiyle birlikte eriyen kar örtüsü, Mayıs ayında tamamen kalkmaktadır.

Çizelge 4.5 Ereğli ilçesine ait kar yağıĢı ölçümleri ve donlu gün sayıları (1975-2006) Aylar Kar yağıĢlı

Dünyadaki birçok meteoroloji teĢkilatının tarımsal alanda kullanılmak üzere ölçümünü yapıp, kayıt altına aldığı veriler olan, toprağın 5 cm, 10 cm, 20 cm, 50 cm ve 100 cm derinliğine ait sıcaklık değerleri Çizelge 4.6’da görülmektedir. Bu veriler incelendiğinde, toprak derinliğinin toprak yüzeyine göre daha geç ısınıp daha geç soğuduğu ortaya çıkmaktadır. Ancak bir yıllık dönem incelendiğinde, bütün seviyelerde ölçülen toprak sıcaklığı değerlerinin birbirini dengelediği ve yıllık ortalamalar alındığında toprağın derinliklerinde sıcaklıkların 14,6 °C ile 15,2 °C arasında 0,6 °C’lik bir sapma gösterdiği görülmektedir.

Ereğli ilçesinin hakim rüzgarı, güneydoğu yönünden esmektedir. Uzun yıllar ortalamaları dikkate alındığında, yıllık esme sayıları toplamı 3504 olan güneydoğu yönünü, 3188 kez ile doğu güneydoğu, 2710 kez ile batı güneybatı ve 2581 kez ile güney güneydoğu yönleri izlemektedir. Ereğli’de en hızlı esen rüzgarın yönü güney güneybatı, hızı ise 34 m/sn’dir (Anonim 2008d).

Çizelge 4.6 Ereğli ilçesine ait toprak sıcaklıkları uzun yıllar ortalaması (1975-2006)

Ereğli’de yaĢayan toplam 26.974 ailenin %52,45’i (14.149 aile) tarımla uğraĢmaktadır (Karakayacı ve Oğuz 2006). Ġlçede ekilebilen arazilerinin 1/3’ten fazlasının sulanabilir ve tarım arazilerinin büyük bir bölümünün de Konya Ovası içinde olması, yöre halkının tarımsal faaliyete yönelmesine sebep olmuĢtur (Oğuz ve Mülayim 1997).

4.6.1 Ġlçenin tarım arazisi varlığı

Çizelge 4.7’de Ereğli’deki arazilerin çeĢitlerine göre dağılımı görülmektedir. Buna göre; ilçenin

%80,43’ü tarım arazisi, %11,13’ü çayır-mera, %5,84’ü tarım dıĢı arazi, %2,60’ı orman ve fundalıktan oluĢmaktadır. Tarım arazilerinin %45,71’inde tarla tarımı, %3,90’ında sebzecilik, %3,61’inde meyve yetiĢtiriciliği yapılırken, %0,24’lük oranla küçük bir alanda ise bağcılık faaliyetleri sürdürülmektedir.

Tarım arazilerinin yarısına yakın bir kısmı olan %46,54’ü ise nadas alanı olarak ayrılmaktadır.

Bölgede nadas alanının (58.574 ha) tarla tarımı yapılan alandan (57.529 ha) büyük olması, Ereğli’de yağıĢ azlığının bir sonucu olarak ortaya çıkmıĢtır (Anonim 2008c, Anonim 2009d).

Çizelge 4.7 Ereğli ilçesinde arazi dağılımı