• Sonuç bulunamadı

ġiddet Nedeniyle Kurum/KuruluĢlara BaĢvuru

1.8. ġiddete Maruz Kalan Kadınların BaĢ Etme Yöntemleri

1.8.4. ġiddet Nedeniyle Kurum/KuruluĢlara BaĢvuru

EĢinin veya yanında bulunan erkeklerin, fiziksel ve/veya cinsel Ģiddete maruz kalan kadınlara Ģiddet sonucu kurum ve/veya kurumlara baĢvurup baĢvurmadıkları sorulmaktadır. Bu kurumlar “polis ya da alo 155”, “Jandarma ya da alo 156”, “Alo 183 Kadın, Çocuk ve Sosyal Hizmetler DanıĢma Hattı”, “ġiddet Önleme ve Ġzleme Merkezleri”, “Aile Mahkemesi”, “Kadın Sığınma Evi/Konukevi”, “Savcılık” cevap alınmaktadır. Valilik”, “Baro”, “Aile ve Sosyal Politikalar Ġl Müdürlüğü”, “Hastane veya Sağlık Kurumu”, “Kadın Örgütleri” ve “Belediye Kadın DanıĢma Merkezi" Ģiddet uygulamalarından dolayı kiĢi ya da baĢka bir uygulama kadınlar için baĢkaları tarafından yapılabilmektedir (Salaçin vd., 2010: 49).

ġekil-3: ġiddet Sonucu Kurum/KuruluĢlara BaĢvuru

53

EĢi ya da partnerinin fiziksel ve/veya cinsel Ģiddetine maruz kalan kadınların kurum ve/veya kurumlara baĢvuru oranının ne kadar düĢük olduğunu ġekil-4 açıkça göstermektedir. Fiziksel ve/veya cinsel Ģiddete maruz kalan kadınların çoğu (%89), bu kurumların hiçbirine (ASPB, Türkiye‟deki kadınlara yönelik aile içi Ģiddet) baĢvurmadığını belirtmektedir (ĠĢleğen, 2002: 49).

Kadınlar, Ģiddete maruz kalmaları durumunda resmi kurumlardan ya da sivil toplum kuruluĢlarından daha çok aile, arkadaĢ ya da komĢularına Ģiddetten bahsetmektedir. Bu durumun, her yaĢ grubunda, eğitim ve refah düzeylerinde, bölge ve yerleĢim yerinde Ģiddet gören kadınların hemen hemen hepsi için geçerli olduğu görülmektedir. Fiziksel ve/veya cinsel Ģiddete maruz kalan kadınların %56‟sı, yakın çevrelerine kendilerine yönelik Ģiddeti bildirirken, resmi ya da sivil toplum örgütüne sadece %11‟i baĢvurmaktadır (ASPB, Türkiye‟nin kadın araĢtırmalarına yönelik aile içi Ģiddet) (DiĢsiz ve ġahin, 2008: 41).

Kırsal yerleĢim birimlerine göre, kentsel yerleĢimde Ģiddetin bildirilmesi (%59) ile kurumsal yardım talep edilmesi (%11) arasında büyük bir fark vardır. Kentsel yerleĢim birimlerinde Ģiddetin daha fazla paylaĢıldığı ve Ģiddet sonucu resmi veya gayri resmi kurumlara/bireylere daha fazla baĢvuru yapıldığı görülmektedir (ġekil 1.8.3). ġiddet ifadesi ve bölgedeki kurumsal uygulama Ģekli, bölgeler arasında önemli bir fark olmadığını göstermektedir. Tüm bölgelerde, düzeyler farklı olsa bile, kadınların kendisine uygulanan Ģiddeti bildirmeme ya da yakınlarına bahsetme payı kurumsal baĢvurulardan daha yüksek görülmektedir. En yüksek kurumsal uygulamaya sahip bölge %19, en düĢük nüfuslu bölge ise %3 ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi‟dir. Sosyal yardım düzeyine göre kurumsal uygulama oranları fazla değiĢmemiĢ, sosyal yardım düzeyi arttıkça Ģiddetin %50‟den %60‟a yükseldiği görülmektedir. Aynı Ģekilde kadının yaĢı ya da eğitimi ile Ģiddetin kurumsal uygulamalardan daha yaygın olduğu anlaĢılmaktadır (ASPB, Türkiye‟de Kadına Yönelik Aile Ġçi ġiddet) (Biriken, 2008: 59).

Bu araĢtırmada, 2002 anketinin aksine, fiziksel ve/veya cinsel Ģiddete maruz kalan kadınlara bu alanda hizmet veren kurum ve kuruluĢlar tarafından sağlanan hizmetleri duyup duymadıkları sorulmaktadır. Bu kurumlar arasında yaygın iĢitilen

54

kurumlara gelince polis, en yaygın olarak bilinen kurum (%86) olarak gösterilmektedir. Bilinirliği yüksek kurumlar polisten sonra sığınak/misafirhane (%85) ve jandarma (%74) olarak sıralanmaktadır. Kentsel yerleĢimlerde yaĢayan kadınlardan, yükseköğrenim görmüĢ ve gelir düzeyi yüksek olanlar kurum ve kuruluĢlar hakkında daha fazla bilgi sahibidir (VatandaĢ, 2003: 43).

ġiddet nedeniyle kurum ve makamlara baĢvurmanın çok az olmasına rağmen, en az bir kurum ya da kiĢi (sırasıyla %12 ve %8), fiziksel ve/veya cinsel Ģiddete maruz kalmıĢ kadınların oranı, kentsel yerleĢimlerde yaĢayan kadınlarda (sırasıyla %12 ve %8) daha fazladır. Polise olan temyiz oranı genellikle diğer kurum/kuruluĢ/bireylerden daha yüksek olmaktadır. Türkiye‟de %11 olan kurumsal uygulamalarda kadınlar en çok polise (%7) baĢvurmaktadır. Bu durum aile mahkemesi (%5) (ASPB, Türkiye‟de kadınlar için aile içi Ģiddet anketi) için de geçerli görülmektedir (Kocacık, 2004: 85).

Bu çalıĢmada, baĢvuru sırasında ifade alma koĢulları ve baĢvuru sonuçları ile ilgili bilgiler, eĢlerinden veya birlikte yaĢadıkları erkeklerden fiziksel ve/veya cinsel Ģiddete maruz kalan kadınlardan elde edilmektedir. Polise baĢvuran kadınların %81‟i rapor edilmemektedir. Ġfade veren kadınlara baktığımızda, ifade sırasında yalnız olmayan diğer polislerin (%18) ya da kadınların ailesinin (%14) olduğu görülmektedir.

Polis baĢvurusunun sonuçları dikkate alındığında, baĢka bir kuruma yöneltilecek Ģiddete maruz kalan kadınların en yaygın uygulaması olmaktadır (polis için %40). ġiddet nedeniyle polise yapılan baĢvuruların %27‟si eĢle uzlaĢmayla sonuçlanmakta ve önlemlerin %23‟ü alınmaktadır.

Fiziksel ve/veya cinsel Ģiddete maruz kalan kadınlara kurum ve kuruluĢların tavsiyelerine atıfta bulunurken, polisin en çok Aile Mahkemesine veya Ceza Mahkemesine yönlendirdiği görülmektedir (%18). Polisin talimatıyla Ģiddete maruz kalan kadınların %10‟u Barınaklara/Konukevlere, %10‟u Cumhuriyet Savcılığına ve %7‟si sağlık kuruluĢlarına yönlendirilmektedir. Savcılığa yapılan baĢvuruların

55

çoğunluğu (%71) Aile mahkemesine ya da ceza mahkemesine doğrudan baĢvuruyla sonuçlanmaktadır (ASPB, Türkiye‟deki kadınlara yönelik aile içi Ģiddet).

Tablo-4: Polise BaĢvuru Sonuçları

Kaynak: Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı, 2015. Tablo-5: Kurum/KuruluĢların Yönlendirilmesi

Kaynak: Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı, 2015.

Kurumlara/kuruluĢlara yapılan baĢvuruların Ģiddet üzerine etkileri incelendiğinde yapılan baĢvuruların Ģiddeti durdurduğu, değiĢtirdiği veya azalttığı belirtilmektedir. ġiddete maruz kalan kadınların %44‟ü uygulama sonucunda Ģiddetin durduğunu belirtmektedir.

56 Tablo-6. Kurum/KuruluĢlar

Kaynak: Türkiye‟de Kadına Yönelik Aile Ġçi ġiddet AraĢtırması, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı, 2015.

BaĢvurular, fiziksel ve/veya cinsel Ģiddet sonucu resmi ya da sivil toplum kuruluĢlarından yardım talep eden kadınların, maruz kaldığı Ģiddete (%69) artık dayanamamalarından kaynaklanmaktadır. Kadınların kötü bir derecede yaralanması, öldürülmekten korkmaları ve muhtemel boĢanma ya da Ģiddeti önlemek için yasal destek aramaları (sırasıyla %30, %27 ve %25) izlemektedir. Öldürülme korkusu, erkekler kadınları tehdit etmesi ya da kadını öldürmeye teĢebbüs etmesinden kaynaklanmaktadır. Kurum ve kuruluĢlara baĢvuruların baĢ nedenleri Ģiddete müsamaha göstermeme ve ciddi yaralanmalardır ve bu da kadınların yoğun Ģiddete maruz kaldıklarını göstermektedir (ASPB, Türkiye‟de kadına yönelik aile içi Ģiddet).

Çok sayıda kadın (%62) maruz kaldıkları Ģiddetin ciddi bir sorun olmadığını belirtmektedir. Kurum ve kuruluĢlara baĢvurmamanın diğer gerekçeleri ise çocuklar(%17), birlikte olunan kiĢinin bağıĢlanması ya da değiĢeceğine inanılması

(%16) ya da ailenin kötüye kullanımının sona ereceği umudundan

kaynaklanmaktadır (%15). “Çocuklar için nedenler” kadınların çocuklarının mutsuz olacağı, kendisine bir daha gösterilmeyeceği, çocukların anneden nefret ettirileceği düĢüncesi ve korkusundan kaynaklanmaktadır. Diğer yandan nerede uygulanacağını bilmedikleri için yardım aramayan kadınların oranı %13 ve yardım alabileceğine inanmadığı için baĢvurmayan kadınların oranı %4 (ASPB, Türkiye‟de kadına yönelik aile içi Ģiddet) olarak belirtilmektedir (Özdemir vd., 2009: 46).

57

Tablo-7. Kurum/KuruluĢlara BaĢvuruların ġiddetin Devamına Etkisi

Kaynak: Türkiye‟de Kadına Yönelik Aile Ġçi ġiddet AraĢtırması, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı, 2015.