• Sonuç bulunamadı

Đşverenlerin Rücu Davalarına Karşı Sorumlu Tutulmasına Yol Açan Durumlar

§ 11 SOSYAL GÜVENLĐK KURUMUNUN RÜCUU

II. Đşverenlerin Rücu Davalarına Karşı Sorumlu Tutulmasına Yol Açan Durumlar

Sosyal Güvenlik Kurumunun sigortalıya veya hak sahiplerine yaptığı ödemeleri işverene rücu edebilmesi için 1.10.2008 tarihinden önce 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanununda, 1.10.2008 tarihinden sonra ise 5510 sayılı Genel Sağlık Sigortası Kanununda öngörülen üç şarttan birinin gerçekleşmiş bulunması gerekir372. Bunlar;

1-Đş kazası veya meslek hastalığının gerçekleşmesinde işverenin kastı

Anılan maddede öngörülen şartlardan ilkine göre iş kazası veya meslek hastalığı işverenin kasdı sonucu meydana gelmiş bulunmalıdır373. Kasıt, kişinin hukuka aykırı bir fiil işlemekte olduğunu bilmesi ve bu fiili isteyerek işlemesi şeklinde tanımlanmaktadır.

Đşverenlerin çalıştırdığı sigortalıların iş kazasına uğraması veya meslek hastalığına tutulmasına yol açacak bir davranışın içine bilerek ve isteyerek girmesi durumunda yasal düzenlemede geçen “kast” unsuru söz konusu olmaktadır. Bu durumda işverenin ağır ihmali bile bu şartın gerçekleşmesi açısından yeterli sayılamayacaktır. Sosyal Güvenlik Kurumu'nun yardımını gerekli kılan iş kazası veya meslek hastalığı, işverenin bilerek ve isteyerek sergilediği davranış sonucu meydana gelmediği sürece işverenin bu unsur yönünden sorumlu tutulmasına imkan bulunmamaktadır. Yani işverenin kasdı açısından, kasdın varlığından söz

371

CANĐKLĐOĞLU Nurşen, 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun Kısa Vadeli Sigorta Kollarına Đlişkin Hükümlerinin Kısa Bir Değerlendirmesi, Đşveren, Aralık 2006, s.49.

372 Yargıtay’ın bir kararına göre: “Davalı A.Ş, ölen sigortalının işvereni olarak, 506 sayılı Yasanın 21/1. maddesine göre kastı veya işçilerin sağlığını koruma ve iş güvenliği ile ilgili mevzuat hükümlerine aykırı hareketi veya suç sayılabilir bir hareketi ile iş kazasının oluşumuna etkide bulunması durumunda sorumludur”. Y10HD., 3.5.2005, 1687/4986, ĐNCĐROĞLU, s.166.

373

GÜZEL Ali, Sosyal Sigortalar Kurumunun Đşverene Rücuu ve Uygulamada Ortaya Çıkan Sorunlar, Destekten Yoksunluk ve Cismani Zararlarda Sorumluluk ve Tazminat, Galatasaray Üniversitesi ve Đstanbul Barosu Semineri, Đstanbul 1996, s.284.

edebilmek için hukuka aykırı sonucun fail tarafından önceden görülmesi yeterli olmayıp, ayrıca bu sonucun onun tarafından istenilmiş bulunması veya hiç değilse göze alınmış olması gerekir. Bu anlamıyla kast, kusurun ağır derecesine tekabül eder. Sonuç olarak diyebiliriz ki, işveren, sigortalının iş kazasına uğraması gibi hukuka aykırı sonucu bilerek ve isteyerek - sorumluluğun objektif şartı olan- olumlu ya da olumsuz bir davranış içine girmişse, Kurumun sigortalı için yaptığı harcamalardan sorumlu tutulacaktır374.

Hemen belirtmek gerekir ki, işverenin iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili kurallara aykırı davranması da Kurumun ona rücu hakkını kullanmasına neden olur. Đş sağlığı ve güvenliği kurallarına aykırılık bizatihi kusur oluşturduğundan onun kasden veya ihmal ile yapılmış olması sonucu değiştirmez375. Bu açıklamadan sonra hemen burada rücu davalarında kusurun rolünden de bahsetmek ihtiyacı doğmuştur. Buna göre, işverenin işçiler karşısındaki sorumluluğunu risk esasına dayalı kusursuz sorumluluk olarak kabul eden Yargıtay, Kurumun rücu hakkını işverenin kusurlu olması şartına bağlamaktadır. Her ne kadar mahkemeler çok duyarlı davranıp en ufak bir boşlukta işvereni kusurlu bulsalar da376 işverenin alınabilecek tüm önlemleri almış olmasına rağmen iş kazasını yine de önleyemediği kaçınılmazlık durumunda sorumlu tutulmaması gerekir377. Yargıtay bazen de kaçınılmazlık oranında hakkaniyet indirimine de gidilebileceğine hükmetmektedir378. Nitekim, Yüksek Mahkemeye göre Sosyal Güvenlik Kurumunun rücu davasını risk nazariyesine göre açması kabul edilemez, Kurumca açılan rücu davalarında kusur incelemesi yapılmadan hüküm verilemez379. Ancak 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 23. maddesinde yer alan işverenin çalıştırdığı sigortalıları Kuruma bildirme yükümlülüğünü yerine getirmediği takdirde rücu davasında kuruma karşı kusursuz sorumluluk esasları çerçevesinde sorumlu olur. Hemen belirtmek gerekir ki Yargıtay verdiği pek çok kararda, işvereni emir ve nizamlara uymadığı ya da iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili yükümlülüklere aykırı hareket ettiği için sorumlu tutmuştur. Kararlara göre koruyucu gözlük vermeme, işyerine uyarı yazısı asmama, küçük çocukları ağır ve tehlikeli işlerde çalıştırma, işçiyi eğitmeme ve ehliyetsiz şoföre aracı

374

BAŞBUĞ; s.62 vd.

375 SÜZEK, s.359.

376 SOKULLU A. Füsun, Rücu Davalarında Tazminat Hesabı ve AY. Mahkemesi Kararları, Đstanbul Barosu

Dergisi, Nisan-Haziran 1987, s.250.

377 Y10HD., 9.5.1984, 2431/2551, KURT Resul, Đş Hukuku ve Sosyal Sigorta Mevzuatında Usul ve Esaslar,

2.Baskı, Đstanbul 2003, s.493. 378

Y10HD., 1.4.2003, 1424/2992, Legal ĐSGHD, 2004, S:4, s.1509.

379 Y10HD., 19.3.1996, 2027/2229, SÜZEK, s.359; Aynı yönde, Y10HD., 9.11.1999, 6175/8022, YKD.,

kullandırma ve daha birçok durumda işveren Kuruma karşı sorumlu tutulmuştur380. Yargıtaya göre, her ne kadar iş güvenliği önlemlerinin, iş kazasının meydana geldiği işyerinin işvereni tarafından alınması gerekirse de, işçisini ödünç veren işveren de ödünç alan işverenle birlikte iş sağlığı ve güvenliği önlemlerinin alınmasından birlikte sorumlu tutulduğuna göre, önlemlerin alınmasında işçiyi ödünç çalıştıranın kusurlu eyleminden işçiyi ödünç veren de birlikte sorumlu olup rücu davasına muhatap olabilir381’382.

2-Đşverenin suç sayılır eylemi

Burada hemen belirtmek gerekirse, 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun konuyla ilgili 21. maddesinde rücu’nun unsurları sayılırken, işverenin suç sayılır eylemi ibaresi yer almamıştır383. Burada kısaca 506 sayılı Kanun zamanındaki uygulamadan kısaca bahsedeceğiz.

Đşverenin suç sayılır eylemi, meydana gelen iş kazasının, işverenin suç oluşturan bir hareketi sonucu ortaya çıkması demektir. Maddenin mutlak ifadesi karşısında, suçun türü sorumluluk açısından önem taşımaz; Ceza Kanununun suç saydığı herhangi bir eylem, işvereni sorumlu kılar384. Bu halde de işverenin kusuruna dayalı sorumluluk söz konusudur385.

Đşverenin kurum karşısındaki sorumluluğu açısından işverenin kastı ve suç sayılır bir hareketinin aranmış olması, iş kazası ve meslek hastalıkları sigortasının amaç ve temel ilkelerine de uygun düşmektedir. Bir yandan, sosyal güvenliğin riskleri önleme işlevine işverenlerin etkin katılımı sağlanmış olmakta, öbür yandan kusurlu davranışı ile sosyal güvenlik gibi temel bir kamu hizmetini yürütmekle görevli SGK’nın mal varlığındaki azalmaya engel olunmaktadır386.

3- Đşverenin iş sağlığı ve güvenliği mevzuatına aykırı tutumu

Đşveren, sigortalıların sağlığını koruma ve iş güvenliği ile ilgili mevzuat hükümlerine aykırı hareketi sonucu meydana gelen iş kazası veya meslek hastalığından, açılacak tazminat davası gereği sorumlu olmaktadır. Uygulamada Sosyal Güvenlik Kurumu'nun işverene karşı açtığı rücu davalarının tamamına yakını bu kapsamda işlem görmektedir. Đş sağlığı ve

380

TUNCAY/EKMEKÇĐ, s.429; Anılan Kararlar için bkz. ASLANKÖYLÜ, s.339-343; ARASLI Utkan, Sosyal Güvenlik ve Sosyal Sigortalar, C:1 ve C:2, Ankara 2002, s.541-548.

381 Y10HD., 20.1.2003, 10298/5, YKD., Haziran 2003, s.905.

382

GÜZEL Ali, 5510 sayılı Yasa ile Đşverenlere Getirilen Önemli Ek Sosyal Sigorta Yükümlülükleri, Đşveren, Aralık 2006, s.29.

383 CANĐKLĐOĞLU, Genel Sağlık Sigortası, s.49.

384

ÇENBERCĐ, Sosyal Sigortalar, s.195; TUNCAY/EKMEKÇĐ, s.429.

385 TUNCAY, s.314; GEÇER, Đşverene Rücu, www.lebibyalkin.com.tr (22.12.2008).

güvenliği konusundaki mevzuatın çok kapsamlı ve karmaşık olması, oluşan iş kazaları veya meslek hastalıklarının büyük bölümünde işverenlerin kusurlu kabul edilmelerine, sonuç olarak da rücu davalarında sorumlu tutulmalarına neden olmaktadır. Maddedeki “mevzuat” terimi, “yasa, tüzük, kararname ve yönetmeliklerin içerdiği hükümler anlamına gelir”387. Uygulamada iş kazaları daha çok, işverenin iş sağlığı ve iş güvenliği önlemlerine uymamasından kaynaklandığı için Yargıtay, daha önce ifade ettiğimiz gibi üzerinde durduğumuz hükmü somut olaylara uygularken, kutsal sayılan insan sağlığına ve bunun korunmasına ayrıcalıklı bir yer tanımakta ve hukuki çözümünü, yani işverenin sorumluluk durumunu bu öğe ışığında değerlendirmektedir388. Yargıtay bir kararında da: “…Günümüz teknolojisinin böyle bir olayda sonucu salt kötü rastlantılara bırakması hemen hemen olanaksızdır ve kötü rastlantı denilen olguların ardında insan yanılgı ve savsamalarının bulunması asıldır”389.