• Sonuç bulunamadı

2. ARAŞTIRMANIN KURAMSAL ÇERÇEVESİ

2.6. Üstün Zekâlı Çocuklarda Etiketlenme Olgusu

Etiketleme kavramı; geçmiş tarihte Yunanlı’lardaki “stigma” teriminden geldiği ve bireylerin kötü ahlaklı olmalarından dolayı toplumda damgalanarak, bedenlerine bırakılan işaretler olarak bilinir (156). Sözlük anlamı olarak, doğum işareti, kusur, küçük

Süreç-Ürün Boyutu Epistemolojik Kavram Boyutu İleri İçerik Boyutu

iz gibi anlamlara gelirken, günlük yaşamımızda basmakalıp düşünceler, ayrımcılık, bölünme, statü kaybını ortaya çıkaran güç olarak tanımlanır (157).

Günümüzde ise psikologların, çocuk gelişim uzmanlarının, pedagogların etiketlenme tanımı ile ilgili ortak tanımda netleşemediği görülür. Çünkü etiketleme kavramı çok yönlü ve heterojen bir terimdir (158). Her kültürün sosyal yapısı değişiklik gösterdiği için etiketlenmeye ait bakış açılarının zengin çeşitlilik göstermesi doğaldır.

Toplumda bireysel farklılıklar söz konusu olduğunda bireylerin etiketlenmesi sık görülmektedir. Özellikle bireylerin niteliklerine göre ayrım yapılmak istediğinde etiketlemeye toplumda çok fazla başvurulmaktadır. Bu nitelikler arasında özel eğitim alan çocuklar da dahildir. Özel eğitim ihtiyacı için tanı alan çocukların doğal olarak ilk önce aile ve yakın çevreleri tarafından etiketlenmesi söz konusu olur.

Özel eğitim uzmanları çocukların etiketlenmesinin faydalı olduğunu iletseler de, araştırmacılar etiketlenen çocukların ve yakın çevrelerinin zarar gördüğünü bildirilmektedir (7). Zihinsel geri, özürlü gibi kavramları kullananların bu özellikteki çocukları ve yakınlarını olumsuz yönde etkilediği belirtilir (159, 7). Yalnız hem toplumumuzda hem de özel eğitim kurumlarında çocukların niteliklerini avantaja çevrilmesi bakımından etiketlemeye başvurulmaktadır.

2.6.1. Üstün Zekâlı Çocuklarda Etiketlenme Durumu

21.yüzyılda iletişimin hızla artmasının sonuçları arasında, bireylerin amaçlarına daha çabuk ulaşma gereği hissetmeleri vardır. Bu durum bireylerde etiketlendirme ihtiyacını daha çok arttırmıştır (160).

Üstün zekâlı çocukların tanı almasının gayesi hem bilimsel çalışmalara ışık tutmak hem de üstün zekâlı çocuklara her açıdan fayda sağlamaktır. Tanı almasıyla beraber etiketlenen üstün zekâlı çocuklar etik olmasa da özgüvenlerinde artış görülür. Kişilik özelliği bakımından ya da baskı ve engeller yüzünden kendini yetersiz hisseden üstün zekâlı çocuklar da mevcuttur. Halbu ki özgüvenin üstün zekâlı çocuklarda olması değersizleştirmeyi engelleme açısından çok olumlu bir tutumdur (80).

Potansiyelinin farkında olan çocuklar, tanı almadan önceki başarı seviyesinden memnun kalmayıp, daha fazla başarılı olması gerektiğine inanmaya başlar. Böylece etiketlenme durumu, üstün zekâlı çocukların farkındalıklarıyla birleşerek akademik

motivasyonlarını ve azimlerini pozitif anlamda etkiler. Üstün zekâ tanısı alan çocukların etiketlenmesi özellikle ailesi ve yakın sosyal çevresinde olumlu anlamda değişimler sağlayabilir. Standartlarını çocukları için daha olanaklı hale getirebilirler. Okullarından tutun, çocukların ders çalışma şartlarına hatta gıdalarına kadar olumlu anlamda arayış içine girebilirler (80).

Topluma faydalı olması bakımından üstün zekâlı insanların hem bilimin aydınlatılmasında hem de hayatımızı kolaylaştırmadaki katkıları kuşkusuz çoktur. Ancak burada gözden kaçmaması gereken bir durumda üstün zekâlı insanların potansiyellerini hangi niyette kullandığının altını çizmek gerekir (80).

Üstün zekâlı çocuklar avantajlı grup olarak gösterilse de bir süre sonra etiketlenmeden dolayı dezavantajlı gruplarda yer alabilir. Bilişsel farklılıklarından dolayı başka farklılıklara da yol açabilen üstün zekâlılık, bireysel farklılık gibi algılanmamalıdır. En sık rastlanan sosyal sorun dışlanma, üstün zekâ etiketinin getirilerindendir. Akran dışlaması, öz dışlama ve doğal dışlama olarak üç çeşit dışlama görebiliriz.

Akran dışlaması; üstün zekâlı çocukların arkadaş çevresiyle yaşadıkları ve sık karşılaştıkları bilinçli yaratılan bir durumdur. Arkadaşları ve çevresinin hasetlik ya da farklı duygularından dolayı sosyal gruplara alınmamasıdır. Üstün zekâlı olarak tanınmaları, çevreleri tarafından zayıf noktalarına odaklanmalarına sebebiyet verebilir. Bu odaklanmanın sebebi, üstün zekâlı çocukları hor görerek üstün özelliklerini bastırılmaya çalışılması olabilir (80).

Öz dışlama; üstün zekâlı çocukların farkındalıklarını ayrıcalık olarak görerek bilinçli olarak kendini sosyal çevresinden çekmesidir. Bu eğilim üstün zekâlı çocukların karakterist özelliğinden de kaynaklı olabilir. Ayrıca ebeveynlerinin tutumları da öz dışlamada etkilidir (316). Bu tutumların sonucu olarak üstün zekâlı çocukların sosyalleşmesi sekteye uğramaktadır.

Diğer karşılaştıkları dışlama ise doğal dışlamadır. Doğal dışlama aslında normal gelişim gösteren çocukların da toplumda sık sık karşılaştığı bir durumdur. Bireyler aynı noktalarda haz aldıkları konularda kesiştiklerinde arkadaşlık bağlarını sıkılaştırabilirler. Dolayısıyla üstün zekâlı çocukların, sürekli analiz eden, sorgulayıp muhakeme eden bir karakter özelliklerine sahip oldukları için ancak kendi gibi bireylerle iletişime geçmek

istemesi çok doğaldır. Bu seçimde doğal olarak aynı noktada kesişmediklerimizden vazgeçiştir. Bu vazgeçişin olumsuz yönü yalnız kalma ihtimalini arttırmaktadır (80).

Üstün zekâ etiketi, olumsuz anlamda çocuklarda fazlasıyla özgüvenin artmasına neden olabilir. Bu abartılı özgüven, çocuklarda üstün zekâlı potansiyellerinin yeterli olduğunu ve emek sarf etmeden başarı elde edebilecekleri gibi yanılgıya düşmelerine neden olabilmektedir. Bu yanılgıya aileleri de düşebilir. Sonuçta gerçek olmayan özgüvenin yerini, hayal kırıklıkları alır. Özgüvenin, gerçek olması düzeyinin de sınırlı kalmasıyla faydalı olabilir.

Üstün zekâ etiketi, bireylerde saygınlık kazandırdığı bilinmektedir. Yalnız bu sosyal prestij üstün zekalı bireylerde akademik anlamda hem sosyolojik hem de psikolojik baskı oluşturabilir. Bazen üstün zekâlı çocukların, normal zekâ düzeyine sahip akranlarına özendikleri görülebilir. Ebeveynlerin ve yakın çevrelerinin kendilerinden fazla beklenti içinde olması, üstün zekâlı çocuklarda psikolojik olarak bu etiketten kurtulma isteği yaratabilir. Bu durumun tersi de olabilir. Ebeveynler çocuklarının üstün olma becerisinden rahatsızlık duyabilir (80, 316). Rahatsızlık duyma nedenleri genelde kendilerini ebeveyn olarak ekonomik ve psikolojik olarak yetersiz hissetmeleri olabilmektedir. Araştırmalarda ortaya çıkan sonuçlar içinde etiketlenmenin getirdiği olumsuz etkenler arasında düşük benlik saygısı yer alır. Düşük başarının da sebep olabileceği benlik saygısındaki azalış, üstün zekâlı çocukların kendileriyle barışık olamama, değersizlik hissiyle hareket etmesine ve sorumluluklarını başaramayacağına sebep olabilir (126).