• Sonuç bulunamadı

Üstün yeteneği açıklayan birçok model vardır. Bu modeller üstün yeteneği yordamada farklılıklar gösterse de üstün yeteneği açıklamada birbirini tamamlayan yönler taşımaktadır.

2.1.2.1.Renzuli’nin Üçlü Çember Modeli

Tüm hayatı süresince üst düzeyde başarı gösteren yetişkin kişileri incelemiş ve gösterdikleri bu üst düzey becerilerin arasında üç özellik saptamıştır. Bunlar normalin üzerinde olan yetenekler, işe sarılma ve yaratıcılık gibi özelliklerdir. Yetişkin davranışlarının belirleyicisi olan bu özelliklerden birini barındırması öğrencinin üstün yetenekli bireylere sunulan koşullardan faydalanması için yeterli bulunmaktadır. Sunulan bu koşullardan yararlanma ölçü ve süreci öğrencinin hazırlık durumuna bağlı olmaktadır. Böylece üstün yetenekli çocukların farklılaştırılması, damgalanması önlenerek fırsat

12

çeşitliliğinde yararlanması sağlanmaktadır. Ayrıca tanım aralığı daha kapsamlı olarak düşünüldüğü için daha fazla öğrenciyi fark edilmesini sağlamış olur (Renzuli,1986).

2.1.2.2.Dabrowski’nin Aşırı Duyarlılık Alanları

Dabrowski kişilerin gelişim potansiyelleriyle ilgili olarak bazı alanlarda gelen uyarıcılara verilen tepkilerde farklılık olduğunu belirtmiş ve beş tür aşırı duyarlılık alanı olduğunu açıklamıştır. Psikomotor aşırı duyarlılık; uzun süreli aktif halde bulunabilme, hareket ihtiyacının hızlı ve yoğun olması, ani tepkilerde bulunma, yerinde duramama gibi özellikler bu duyarlılık alanları olarak ifade edilir.

Duyularla ilgili aşırı duyarlılık; dokunma, tatma, koklama, duyularından haz alma, dikkat çekici olma, lüks ve rahata yönelme, güzel nesnelere ilgi ve güzel yazı yazma durumlarını içerir. İmgeleme gücüne yönelik aşırı duyarlılık; olağan dışı düşünme, gelişmiş ve renkli bir hayal gücü, bağlantı kurmada farklılıklar, yeni şeyler oluşturma, yaratıcılık özellikleriyle beraber şiir ve öykü yazma, bilinmeyene karşı duyulan korku canlı ve ayrıntı içeren rüyalarda bu grupta yer alır.

Zihinsel aşırı duyarlılık; bilgiye açlık, öğrenme, keşfetme merakı, güçlü gözlem, analiz ve sentez durumu, gerçeklerin ve bilginin peşinden koşma hissi olarak ifade edilebilir.

Duyuşsal aşırı duyarlılık; insanlara, nesnelere veya bir yere bağlanma, ilişkilerin yaşanma şekilleri denilebilir. Kendisi ile ilişkisi ise, ölüm kaygısı, şefkat, depresyon, güvende olma ihtiyacı, öz denetim, öz eleştiri, sorumluluk duygusu, empati olarak düşünülebilir (Dabrowski,1966).

2.1.2.3.Stenberg’in Üçlü Sacayağı Kuramı

Üstün yeteneği tanımlamada kullanılan geleneksel zeka bölüm puanının yetersiz kaldığını belirten Stenberg analitik zeka, sentezci zeka ve pratik zeka olmak üzere üç çeşit zekanın varlığından bahsetmiştir. “Analitik zeka”; çözümleme becerisi, mantıksal düşünme, akıl yürütme ve okuduğunu anlamayı, “Sentezci zeka”; yaratıcılık, yeni durumlarla başetme, iç görüyü ve sentezi, “Pratik zeka”; ise karşılaşılan problemler karşısında analitik ve sentez zekayı kullanma durumu olarak açıklamıştır. Bu zeka çeşitlerinin kişilerde belirli düzeylerde bulunduğunu, kişilerin hangi yönünün daha güçlü olduğunu bulup zayıf olan yönlerini telafi etmek amacıyla kullanılması gerektiğini belirtmiştir (Sternberg, 1999).

13 2.1.2.4.Beşgen Kuramı

Kuram örtülü bir şekilde tasarlanmıştır ve üstün yetenekli bireylerin tanımlanmasında kullanılan beş ölçütün geçerli olduğunu ileri sürmektedir. Yaşıtlarına göre çok iyi düzeyde olayı ifade eden olağanüstülük ölçütlerden birisidir. Bireyin içinde bulunduğu bütün şartların eşit olduğu durumlar için önerilebilir. Ancak olağanüstülük her koşulda sübjektif bir durum taşımaktadır. Diğer bir ölçüt olan enderlik ölçütünde az rastlanır bir yeteneğin bulunması durumunu ifade etmektedir. Üretkenlik ölçütü kişinin yaş durumuna göre değişiklikler gösterebilmektedir. Beşgen Modeline göre üstün yetenekliliğini bireyin gösterdiği alanın üretkenliği açıklayabileceği bir alan olması gerekmektedir. Fakat üstün yetenekliliği her zaman ürüne/sonuca dönüştürmek mümkün olmayabilmektedir. Bundan dolayı yetişkinlik üretkenliğini, çocukluk üretim kapasitesi olarak bu ölçütü kullanmak daha uygun olacaktır. Kanıt ölçütü diğer bir ölçüttür doğrulayıcı bir yönü bulunmaktadır. Birey bütün ölçütleri sağlasa da kanıt ölçeğini sağlamak durumundadır. Aksi durumda üstün yetenek kavramından bahsedilemez. Bilimsel yöntemin kullanılması kanıtlama süreci için bir zorunluluk içermektedir. Kuramın son ölçütü değer ölçütüdür. Bu ölçütte yaşanılan toplumun üstün yetenekliliğe verdiği değer ifade edilmektedir. Bu değer toplumdan topluma değişiklikler taşımaktadır. Üstün yetenek etiketi de o toplum tarafından verilen bir etiket olma özelliği taşımaktadır (Stenberg ve Zhang,1995).

2.1.2.5.Münich Modeli

Üstün yetenekliliğin belirlenmesinde bilişsel ve bilişsel olamayan çok sayıda faktör bulunmaktadır. Bu faktörlerin başlıcaları olarak aile, okul ve akranlarla ilişkileri sayılabilir. 2008 yılından günümüze değin Almanya’da kullanılan Münich Modeli üstün yeteneklilik kavramına çok faktörlü dinamik bir bakış açısı getirmiştir.

Birtakım özelliklere sahip üstün zekalı/yetenekli bireylerin izlendiği ve boylamsal olarak yapılan Münich çalışması psikometrik sınıflama yöntemini referans almıştır. Model yedi yetenek faktörü ile performans değişkeninden oluşmaktadır. Modele göre üstün yetenek bilişsel olamayan(benlik algısı,motivasyon,kontrol beklentisi) veriler ve performansa bağlı veriler ile sosyal etkenlerin(performansa dayalı değişkenler) toplamından oluşur.

Modelde yetenek faktörü, bilişsel olmayan kişisel özellikler, çevresel koşulllar ve performans alanı olmak üzere dört adet ana bölüm bulunmaktadır. Her bölüm çeşitli

14

değişkenler barındırmaktadır. Yaratıcılık sosyal yeterlilik, müzikal beceriler, psikomotor beceriler, sosyal yeterlilik, sanatsal beceriler ve pratik zekayı içine alır.

Bilişsel olmayan kişilikle ilgili özellikler ise, başarı beklentisine karşılık başarısızlık endişesi, motivasyon, kontrol beklentisi, bilgiye aç olmak, benlik algısı ve stresle başa çıkmayı içermektedir. Çevresel şartlar, eğitim tipini, evdeki uyarıcı ortamı, ebeveynlerin eğitim durumlarını, evde performansa dönük talebi, çevrede bulunan akran sayısını ve akranlarla ilişkiyi, başarı ve başarısızlık karşısında alınabilecek sosyal tepki, aile iklimi, yönergelerin kalitesini, kritik yaşamsal olayları, değişim geçirmiş yönerge ve öğrenmeyi içine almaktadır. Performans alanı ise, bilgisayar bilimi, matematik, doğa bilimleri, teknoloji, dil, ticaret, sosyal aktiviteler, el işi, liderlik, spor alanlarını içine almaktadır (Heller vd, 2005).

2.1.2.6.Tannenbaum’un Psikososyal Sınıflar Kuramı

Tannenbaum tarafından geliştirilen Psikososyal Sınıflar Modeli üstün yetenek çeşitlerini toplumun beklentileri ve değer yargıları üzerinden sınıflamaya dayanmaktadır. Bu modele göre yetenek üstün yetenek, ender yetenek, hisseli yetenek, tuhaf yetenek ve artık yetenek olarak gruplandırılır.

Ender yetenek toplumda az olarak görülen ve toplumun birincil ihtiyaçlarını karşılayan yetenek türünü ifade eder. Artık yetenek ortaya konulan yaratıcı ürünler ile uygarlığa katkı sunan ancak yaşamsal ihtiyaçlara dönük olmayan yetenekleri ifade etmektedir. Yaşamsal bir katkı sunup sunmamaya göre ender yetenekten ayrılmaktadır. Hisseli yetenek kamu görevini yerine getiren üstün yeteneklileri ifade etmektedir. Tuhaf yetenekler ise toplumun mizah ihtiyaçlarına cevap veren ve zamanla değerini yitiren yeteneklerdir (Tannenbaum,1986).

2.1.2.7.Emergenik Kalıtım Epigenetik Gelişim Kuramı

Simonton tarafından ortaya konulan modelde üstün zekanın genetik temelleriyle beraber doğum sonrası gelişim süreci birlikte ele alınmaktadır. Üstün zekanın çok boyutlu bir yapı taşıdığını ileri süren kuram epigenetik kavramıyla ifade edilmektedir. Bir sistemin evrimsel ortaya çıkışı olarak ifade edilen emergenik kuram için ortaya çıkış koşulları ifade edilmemektedir. Epigenetik kavramı ise bir hücrenin tamamlanma sürecini ifade etmektedir.

15

Genetik bileşenlerin bir varvasyon yaratmasıyla ortaya çıkan üstün başarının özel bir gen yardımıyla açıklamasının olanaklı olmadığını ifade edilmektedir. Üstün zekanın gelişimini etkileyen farklılık göstermektedir buna zamanı ve gelişeceği alanı da dahil edebiliriz. Bazı basit yeteneklerin erken ortaya çıktığı halde karmaşık gen bileşenleri gerektiren yetenekler ilerleyen evrelerde ortaya çıkabilmektedir. Bununla birlikte gen dizilişi aynı olan kimi bireylerde farklı bir gelişim söz konusu olabilmektedir (Simonton, 2005).