• Sonuç bulunamadı

1. BÖLGESEL REKABETÇİLİK: KAVRAMSAL ÇERÇEVE

1.3. Bölgesel Rekabet Edilebilirlik

1.3.2. Ülkeler Arası Rekabet Edebilirlik

Ulusal ya da uluslararası düzeyde rekabet edebilirlik; en genel tanımı ile bir

ülkenin açık piyasa ve uluslararası rekabet koşulları altında mal ve hizmet

üretebiliyor olmasının yanında gayri safi reel gelirini koruyup arttırıyor olması olarak

tanımlanmaktadır (OECD, 2003: 3). Bir ülkenin vatandaşlarının yaşam standartları

ve ülkedeki istihdam oranı ne denli yüksekse söz konusu ülkenin o denli rekabetçi

olduğunu söylemek mümkündür.

Aktan ve Vural’a göre rekabet edebilirlik, bir ülkede yaşayan insanların orta

ya da uzun vadede, rakiplerine nazaran yaşam kalitesini arttıracak şekilde uluslar

arası standart, kalite ve tercihlere uygun mal ve hizmet üretebilme kabiliyetidir

(Aktan ve Vural, 2004: 104).

ABD Başkanlık Rekabet Edebilirlik Komisyonu Raporunda ise bir ülkenin

rekabet edebilirliği, serbest ve adil pazar ortamında, uluslararası pazarda uygun mal

ve hizmet üretebilmesi ve aynı zamanda vatandaşlarının reel gelirlerinin

arttırılmasını sağlama yeteneği olarak tanımlanmaktadır. Bu çerçevede, ulusal

düzeyde rekabet edebilirliğin, üretkenliğin yüksek seviyelere çıkarılabilmesi ve

ekonominin yüksek reel ücret düzeyi sağlayabilecek şekilde üretkenliği yüksek olan

faaliyetlere geçiş sağlayabilme yeteneğine bağlı olduğunu söylemek mümkündür.

Rekabet edebilirlik ülkenin yalnızca dış satım yapma ve cari dengeyi sağlama

becerisi ile sınırlı görülmemekte, yaşam standartlarının artması, istihdam

olanaklarının artması ve uluslararası ticarette sorumluluklarını yerine getirmeyi

sürdürme kabiliyeti ile ilişkilendirilmektedir. (Martin ve Tyler, 2004: 7).

Ciampi (1995: 3), rekabet edebilirliğin sıfır toplamlı bir oyun olmadığım, bir

başka deyişle, bir ülkenin rekabetçilik seviyesi yükseldiğinde, diğer ülkenin

rekabetçilik seviyesini yükselten ülkenin kazandığı ölçüde kaybetmek zorunda

olmadığım, aksine farklı ülkelerdeki verimlilik ve üretkenlik artışı diğer ülkeleri de

etkileyip ortak güç ve rekabet birliği oluşturmalarını sağlayacağını ifade etmiştir.

23

Yukarıda yer alan farklı tanımlardan hareketle ulusal rekabetin yaratılmasında

verimliliğin oldukça önemli olduğunu söylemek mümkündür. Firmaların rekabet

gücünün verimlilikle doğrudan ilişkili olduğu firmalar arası rekabetin incelendiği

bölümde belirtilmişti. Söz konusu rekabet gücünün (firma düzeyinde) önemli

unsurlarından biri olan firma

æ

dışı

æ

etkenlerin

æ

önemli

æ

bir

æ

bölümü,

æ

ülkeden

æ

ziyade

æ

daha

æ

dar

æ

coğrafi

æ

alanlarda,

æ

bölgesel/yerel

æ

düzeyde

æ

belirlenmektedir.

æ

Örneğin

æ

rekabetçiliği

æ

etkileyen

æ

önemli

æ

faktörlerden

æ

biri

æ

olan

æ

kümelenme

æ

(clustering)

æ

ancak

æ

yerel

æ

düzeyde

æ

analiz

æ

konusu

æ

olabilir

æ

ve

æ

kümelenmenin

æ

etkisiyle

æ

verimliliğin

æ

artmasını

æ

hedef

æ

alan

æ

politikalar

æ

da

æ

ancak

æ

yerel

æ

düzeyde

æ

anlamlıdır.

æ

Buna

æ

rağmen,

æ

literatürde,

æ

rekabetçilik

æ

kavramı

æ

(firma

æ

düzeyi

æ

dışında)

æ

önce

æ

ülke

æ

düzeyinde,

æ

daha

æ

sonra

æ

bölge

æ

düzeyinde

æ

ele

æ

alınmıştır.

æ

Ülkelerin

æ

rekabetçilik

æ

düzeyleri

æ

ve

æ

refahları,

æ

firmalarının

æ

verimliliğine,

æ

firmaların

æ

verimliliği

æ

de

æ

firma

æ

dışı

æ

etkenlerin

æ

ne

æ

kadar

æ

etkili

æ

olduklarına

æ

bağlıdır.

Yani, ulusal düzeyde rekabetçilik verimlilikle bir diğer ifade ile ülkenin kaynaklarını

ne kadar etkin kullandığı ile ilgilidir. Firma düzeyinde üretimin temelini oluşturan

verimlilik, ülke düzeyinde rekabetçiliğin de temel unsurudur (Arda ve Filiztekin,

2009: 3).

Porter’da ulusal refahın verimlilik tarafından yaratıldığını söylemiştir.

Verimliliğin de, mal ve hizmetlerin üretim sürecinde, ülkenin doğal kaynak

donanımından, mevcut işgücünden ve sermayeden faydalanabilirliği olarak ifade

etmiştir (Porter vd., 2007: 51).

Bir başka önemli nokta ise, ülke, firma ve bölge düzeyindeki rekabeti

birbirlerinden bağımsız olarak düşünmemek gerektiğidir. Firmalar arası rekabette

devletlere ve yerel yönetimlere, kendi sınırları içerisinde faaliyette bulunan firmalara,

içinde bulunduğu coğrafi alana özgü imkânlar sunma ve bu imkânlardan

yararlanmalarını kolaylaştırma görevi düşmektedir. Firma içi etkenlerin yanı sıra,

firma dışı etkenlerin de olumlu katkıları ile bazı ülkelerde ve bazı bölgelerde daha

verimli çalışan firmalar yaratılır. Yüksek rekabetçilik seviyesine sahip olan

bölgeler/ülkeler de bu firmaları bizzat çekebilen ve yaratabilenlerdir. Dolayısıyla bu

konu ile ilgili bir politika önerisi yapabilmek için rekabetçi firmaların yoğunlaştıkları

24

bölge ya da ülkeleri tercih etme sebeplerini bilmek gerekmektedir (Arda ve

Filiztekin, 2009: 4).

Ülke (ve bölge) düzeyinde rekabetçiliğin iki aşamadan oluştuğunu söylemek

mümkündür. Birinci aşamada değer

æ

yaratma

æ

kapasitesi

æ

ve

æ

bu

æ

kapasiteyi

æ

oluşturan

æ

değişkenler

æ

yer

æ

alır.

æ

Bu

æ

değişkenler

æ

bir

æ

potansiyeli

æ

ifade

æ

eder.

æ

İkinci

æ

aşamada

æ

ise

æ

önemli

æ

olan

æ

mikro

æ

düzeyde

æ

verimliliktir

æ

ve

æ

potansiyelin

æ

gerçekleşme

æ

derecesini

æ

belirler.

æ

Verimlilikten

æ

kastedilen,

æ

ülkenin

æ

(veya

æ

yörenin/bölgenin)

æ

kaynaklarını

æ

ne

æ

kadar

æ

verimli

æ

kullandığıdır.

æ

Rekabetçilik,

æ

makro

æ

düzeyde

æ

oluşan

æ

potansiyel

æ

ile

æ

mikro

æ

düzeydeki

æ

girişimler

æ

tarafından

æ

belirlenir.

æ

Mikro

æ

ekonomik

æ

politikalar

æ

iyileştirilmedikçe

æ

refahta

æ

sürdürülebilir

æ

nitelikte

æ

gelişmeler

æ

olmayacaktır.

æ

Ekonomide

æ

zenginlik

æ

gerçekte

æ

mikro

æ

ekonomi

æ

seviyesinde

æ

yaratılır.

æ

“Zenginlik,

æ

gerçekte,

æ

ülkenin

æ

üretim

æ

faktörlerini

æ

yani

æ

insan,

æ

sermaye

æ

ve

æ

doğal

æ

kaynaklarını

æ

kullanmasındaki

æ

verimlilikle

æ

yaratılır.

æ

Verimlilik

æ

de

æ

temelde,

æ

ekonominin

æ

mikro

æ

ekonomik

æ

yeteneğine

æ

bağlıdır,

æ

mikro

æ

ekonomik

æ

verimlilikte

æ

firmaların

æ

performansına,

æ

æ

ortamının

æ

kalitesine

æ

ve

æ

ilgili

æ

endüstriler

æ

ile

æ

destek

æ

endüstrilerin

æ

kümelerinin

æ

varlığından

æ

doğan

æ

dışsallıklara

æ

bağlıdır

æ

(Porter vd.,2007: 51).

æ

Bölgesel

æ

düzeyde

æ

rekabet

æ

edebilirliğin

æ

arttırılması

æ

sonuçta

æ

ulusal

æ

düzeyde

æ

rekabet

æ

edebilirliği

æ

ve

æ

refahı

æ

artıracaktır.

æ

Mikro

æ

ekonomik

æ

politikalar

æ

iyileşmedikçe

æ

refahta

æ

sürdürülebilir

æ

iyileşmeler

æ

gerçekleşmeyecektir.

æ

Rekabetçilik

æ

makro

æ

düzeyde

æ

oluşan

æ

potansiyel

æ

ile

æ

mikro

æ

düzeydeki

æ

girişimler

æ

tarafından

æ

belirlenir (Arda ve Filiztekin,

2009: 3).

Ülkelerin rekabeti iki düzeyde gerçekleşir. Bir ülke rekabetçilik seviyesini

yükseltir ve diğer ülkelere kıyasla üretimini daha verimli hale getirebilirse, hem söz

konusu rekabetçiliği yüksek olan ülke hem de ticaret yaptığı diğer ülkeler kazançlı

çıkacaktır. Bu rekabet ortamında zararlı çıkan ise sadece rekabetçi ülkenin üretimini

verimli hale getirdiği belirli sektörlerdeki verimli üreticilerle rekabet edemeyenlerdir.

Bir diğer düzeyde rekabet ise, ülkeye yatırımların çekilmesi yönündeki rekabettir.

Yatırımcının, yatırım alanı olarak bir bölgeyi seçmesi, söz konusu yatırım için başka

bir bölgeyi seçme şansının ortadan kalkması ile sonuçlanmaktadır. Bu bağlamda, söz

konusu rekabetin sıfır sonuçlu bir oyun olduğunu söylemek mümkündür. Ancak,

25

yinede eğer sonuçta gerçekten daha verimli çalışabiliyorsa, toplamda daha yüksek bir

değer yaratılmış olacaktır. Ayrıca yatırımın gerçekleştiği ülke açısından yarar daha

da fazla olacaktır çünkü söz konusu yatırım başka yatırımlara da yol açacaktır. Yani,

sosyal marjinal fayda özel marjinal faydanın üzerine çıkmaktadır (Arda ve Filiztekin,

2009: 3).