• Sonuç bulunamadı

BÖLÜM 1: ÜCRET VE ÜCRETLE İLGİLİ KAVRAMLAR

1.6. Ücretin Önemi

Ücret çok yönlü bir kavramdır. Ekonomik ve toplumsal yaşamın hemen hemen tüm yönlerini etkilemektedir. Zira ücretler, gerek emeği karşılığında çalışan insanların gelirini ve yaşam düzeyini belirleyen bir öğe olarak gerek endüstrinin gelişmesine etki eden önemli bir maliyet öğesi olarak ve gerekse ulusal gelirin çeşitli kesimler arasındaki dağılış biçimini, o toplumdaki sosyal adaletin gerçekleştirilme derecesini gösteren bir ölçüt olarak önem taşır (Can ve diğ., 2001:240 ).

Birey için ücret onun en önemli ve tek gelir kaynağıdır. Ek gelir elde etme imkanı olmayan birey açısından tek gelir kaynağı olan ücret onun yaşam seviyesini belirlemede önemli bir ölçüt olarak karşımıza çıkmaktadır. Ücretler çalışanların çoğunlukla tek gelir kaynağını oluşturduğundan işgücünü meydana getiren büyük bir çoğunluğun aileleriyle birlikte hayat seviyesini tayin eder (Zengin, 2005:46 ).

Ücret gelirinin bir kişinin başkalarına göre sosyal sıralamasını ortaya koyan statüsünü sembolize etmesinden dolayı, bir işgörenin temel maddi ihtiyaçları tahmin edilse bile, ücret ve diğer ödemeler çok kere kendisi için önem arz eder. Bu nedenle, insanlar kendi ücretlerini sosyal yapıda hangi konumda olduklarını belirlemek için karşılaştırırlar. Ücret geliri, ödüllendirilmiş bireye sosyal statü ve önem kazandırır. İşgörenin içinde yaşadığı toplumdaki statüsü, geliriyle satın aldığı ev, araba, elbise gibi sembollerle ölçülebilir (Bingöl, 2003:314 ).

Ücret geliri, aynı zamanda, işgörenlerin performansları ve yetenekleri açısından ne kadar gelişme göstermiş bulunduklarını ölçmenin bir aracıdır. Bununla birlikte, bir kişiyi daha fazla üretmeye motive eden ücret gelirinin miktarı ve türü, başka bir işgöreni motive etmeyebilir (Bingöl,2003:314; Benligiray, 2003:7).

Aynı zaman da işgörenlere verilen ücretin adil olup olmadığı da önemlidir. İşgören kendi ücretini kendi işletmesinde benzer işi yapan işgörenlerin ücreti ile ve benzer işletmelerde benzer işleri yapanların aldığı ücretlerle karşılaştırır. Daha sonra yaptığı işe oranla aldığı ücreti değerlendirir. Eğer adil bir ücret verilmiyorsa, bu durum işletmede tatminsizliklere ve huzursuzluklara neden olur. Zaten ücrette adaleti sağlamak işverenin ahlaki sorumluluğudur.

İşgörenlerin ücretleriyle ilgili önemli ölçüde tatminsizlik yaşadıkları işletmelerde, grevler ve işletme içi anlaşmazlıklar artar, işe geç gelmeler yada rapor alma yoluyla hiç gelmemeler fazlaşır, işgörenin yaşadığı maddi tatminsizlik işle ilgili psikolojik tatminini de olumsuz yönde etkileyeceğinden sonuç olarak ya işten ayrılır ya da o an için işletmede kalsa bile iş verimini düşer. Ücret artışı ise işgören için bir başarı elde etmiş olmanın bir göstergesidir. Bu durum işçi tarafından çabalarının tanınması olarak algılanır ve iç tatmin duygusuna erişilir.Sonuç olarak ücret, kişiyi işyerine bağlayan, onun başka işletmelere gitmesine neden olan önemli bir politika aracıdır.

İşgörenlere ücret ya da maaş olarak yapılan ödemeler işletmeler için de en büyük gider kalemlerinden birisidir. İşgörenlerine piyasanın altında bir ücret ödeyerek maliyetleri düşürmeyi amaçlayan işletmeler zaman içerisinde kalifiye işçilerini kaybederler. Dolayısıyla iş akışında oluşan yavaşlamalar, üretim sürecinde artan hatalar, işgörenlerin üzerinde oluşan iş yığılmalarının getirdiği bezginlik, işletmenin verimliliğini düşürür. Oluşabilecek böylesi negatif bir tablonun işletmeyi uğratacağı zarar, düşük ücretle işçi çalıştırmaktan dolayı sağlayacağı tasarruftan daha fazladır (Gürbüz, 2002:3).

İşverenler ücreti en önemli maliyet unsuru olarak gördükleri için üretim maliyetleri, idare masrafları içerisinde gösterirler. Aynı zamanda ücret işverenler için rekabet unsurudur. Fakat işgücü piyasasındaki nitelikli işgörenleri çekmek ve bu işgörenlerin istihdamını sürekli kılmak için yeterli düzeyde ücretlerin verilmesi düşüncesi de işverenler tarafından kabul görmektedir.

Özellikle işletmeler gelirleri, maliyetleri ve ücret giderleri arasında bir denge kurarak aynı zamanda kendi çıkarlarını koruyarak belirledikleri ücret politikalarıyla çalışmaya istekli personel potansiyeli oluşturmayı, nitelikli işgörenleri ellerinde tutmayı ve işletmelerine çekmeyi, işgörenlerin örgüte katkısını en yüksek noktaya çıkarmayı sağlamalıdır.

Ücret artışlarının verimlilikten bağımsız olarak, yalnızca yasalarla ya da sendikal baskılarla belirlendiği durumlarda artan ücretler doğrudan maliyetleri etkilemekte o da fiyat artışlarını beraberinde getirmektedir. Ücretlerin verimlilik esasına göre belirlenmesi durumunda ise maliyetler artmayacak hatta düşebilecektir. Bu ise işverene rekabet imkanı sağlayacaktır. Her işgören ücretinin artmasını ister. Buna göre işveren, fazla çalışma, daha çok üretme ya da daha kaliteli üretme veya bir yeniliği gerçekleştirme karşılığında ücret artışını bir teşvik olarak öngörebilir (Uğur, 2003:147).

1.6.3. Ekonomik Açıdan

Ekonomik açıdan değerlendirildiğinde ücret çalışanları önemli ölçüde ilgilendirmektedir. Bunun yanı sıra ücret, ekonominin makro ve mikro bir takım dengelerini yakından etkileyen bir özelliği sahiptir.Bireyin geliri toplumsal yaşantısını etkilemektedir. Alınan ücret bireyin sosyal refah düzeyini etkilemektedir. Ücret milli

gelir açısından da önemlidir. Milli gelirden işçilere ücret olarak ödenen pay, yalnız işçiyi değil, toplumun öteki gelir gruplarını da etkilemektedir.

Ücretler, genel ekonomik yaşantı içinde gelir dağılımını etkilediği, üretim miktarını yakından ilgilendirdiği, devlet açısından önemli bir maliyet unsuru olması bakımından değerlendirildiğinde üzerinde önemle durulması gereken bir konudur. Çalışanın tek sermayesi olan emeğinin karşılığında aldığı ücreti, kişinin beden gücüne dayandığı, gelir dağılımını yakından ilgilendirdiği için ücret ekonomik açıdan önemini sürdürmektedir (Zengin, 2000:45)