• Sonuç bulunamadı

Ücret haczine ilişkin olarak farklı kanunlarımızda farklı düzenlemeler bulunmaktadır. Bu farklı kanunlardaki düzenlemeler birebir aynı hükümleri içermemekte, farklı hukuki sonuçlar doğurabilmektedir. Bu nedenle bu konudaki yasal düzenlemelerin

43 Yılmaz-Şerh, s. 484; Uyar-Kısmen Haczedilebilen Haklar, s. 86; Muşul, s. 269; Aydın, Muzaffer, Haczedilemeyen Mal ve Haklar, Ankara, Adalet Yayınevi, 2012, s. 58.

44 Y12.HD, 19.03.2013, E. 2013/432, K. 2013/10216: Kazancı İçtihat Bilgi Bankası.

ortaya konması ve hangi durumda, kimler bakımından hangi kanun hükmüne başvurulması gerektiğinin belirlenmesi önem arz etmektedir.

Ücret haczi konusunda en genel düzenleme İİK’nun 83. maddesinde yer almaktadır. Buna göre “…Her nevi ücretler… borçlu ve ailesinin geçinmeleri için icra memurunca lüzumlu olarak takdir edilen miktar tenzil edildikten sonra haczolunabilir. -Ancak haczolunacak miktar bunların dörtte birinden az olamaz…”. Kanun koyucu bu madde hükmü ile icra memuruna, borçlunun ücreti üzerine asgari ¼ oranında haciz koymasını emretmiştir. Üst sınırı ise borçlu ve ailesinin geçinmesi için gerekli olan miktarın borçlu nezdinde bırakılması oluşturmaktadır.

Ücret haczi konusunda diğer bir düzenlemeyi İş K.’nun 35. maddesi teşkil etmektedir. Buna göre, “İşçilerin aylık ücretlerinin dörtte birinden fazlası haczedilemez veya başkasına devir ve temlik olunamaz. Ancak, işçinin bakmak zorunda olduğu aile üyeleri için hakim tarafından takdir edilecek miktar bu paraya dâhil değildir. Nafaka borcu alacaklılarının hakları saklıdır”. Görüldüğü üzere İİK asgari ¼ oranında haciz yapılmasını emretmişken, İş K. asgari bir oran belirlememiştir. İİK azami bir oran belirlemeksizin, icra memurunun borçlu ve ailesinin geçinmesi için gerekli olan miktarı borçlu nezdinde bıraktıktan sonra kalan miktarı haczedebileceğini öngörmüşken, İş K.

işçinin ücretine azami ¼ oranında haciz konabileceğini hükme bağlamıştır.

Bizim de katıldığımız doktrindeki hakim görüşe göre45, İş K.’nun 35. maddesi İİK’nun 83. maddesine göre yeni tarihli ve özel hüküm niteliğinde olduğundan, İş K.

kapsamına giren işçiler bakımından, tek başına İş K.’nun 35. maddesi uygulanacaktır.

Azınlıkta kalan bir başka görüş ise46, İş K. ile İİK’nun birlikte uygulanmasına işaret etmektedir. İş K.’nda öngörülen azami ¼ haciz sınırı ile, İİK’nda öngörülen asgari ¼

45 Çopuroğlu, s. 165; Centel, s. 343; Akyiğit-Şerh, s.1586 dn. 14; Sümer, s. 228.

46 Çil, s. 822-823.

sınırının birlikte uygulanması gerektiğini, bu halde her hâlükârda sadece işçinin ücretinin

¼’ünün haczedilebileceğini belirtmektedir. Ancak İş K. m. 35 gereğince, işçinin bakmak zorunda olduğu aile üyeleri için hâkimin takdir ettiği miktar da haczedilemez bölüme eklenmektedir. Bunun sonucunda işçinin ücretinin ¼’ünden de az bir miktarı haczedilebilmektedir. Dolayısıyla özellikle bu durumda İİK ile İş K.’nun birlikte uygulanabilme yeteneği yoktur. Yazar da bu duruma işaret etmekte, İş K. yahut İİK’nda yapılan değişikliklerde bu tereddütün giderilmemiş oluşunu eleştirmektedir. Hâlbuki İş K.’nun 35. maddesi, İİK’nun 83. maddesine göre özel hüküm niteliğinde olup, ücret bakımından İİK m. 83 hükmünün uygulanma kabiliyetini ortadan kaldırmıştır. Başka bir deyişle İş K. kapsamına giren işçilerin ücretinin haczi bakımından İş K.’nun 35. maddesi tek başına uygulama alanı bulmaktadır. Bu haliyle azınlık görüşün işaret ettiği yönde bir uygulama sorunu da ortaya çıkarmamaktadır.

Yukarıda işaret edildiği gibi, tamamen farklı karakterdeki, birbirinden çok farklı hukuki sonuçlar doğuran bu iki düzenleme, İş K. kapsamına giren borçlular ile girmeyip İİK’na tabi olan borçluların doğru tespit edilmesini zorunlu kılmaktadır.

Ücret haczi hakkındaki bir başka hüküm, BK’nda bulunmaktadır. İş K. kapsamına girmeyen, ancak BK anlamında genel hizmet sözleşmesi ile iş gördürülen işçilerin ücretleri bakımından BK’nun 410. maddesi dikkate alınacaktır. BK’nun 410. maddesine göre, “İşçilerin ücretinin dörtte birinden fazlası haczedilemez, başkasına devredilemez ve rehnedilemez. Ancak, işçinin bakmakla yükümlü olduğu aile bireyleri için hâkim tarafından takdir edilecek miktar, bu orana dâhil değildir. - Nafaka alacaklılarının hakları saklıdır. -Gelecekteki ücret alacaklarının devredilmesi veya rehnedilmesi geçersizdir.” İş K.’nun 35. maddesi ile BK’nun 410. maddesi karşılaştırıldığında, ücret haczi bakımından birbirine paralel düzenlemeler getirildiği görülmektedir. Her iki kanun kapsamına giren kişiler bakımından da ücretin en fazla ¼’ünün haczedilebileceği, işçinin bakmakla yükümlü olduğu aile bireyleri için hâkim tarafından takdir edilecek miktarın

bu orana dâhil edilmeyeceği ve ¼ sınırının nafaka alacaklıları bakımından uygulanmayacağı öngörülmüştür. Öyleyse iş sözleşmesi kapsamında çalışan işçi ile genel hizmet sözleşmesi kapsamında çalışan işçi ayrımının ücret haczi bakımından inceleme değeri bulunmamaktadır. İster İş K. kapsamında ister BK kapsamında olsun işçi ücretlerinin haczi aynı esasa tabidir.

Tüm bunlara ek olarak, ücret haczinden bahsedilebilmesi için borçlunun memur olmaması gerekir47. Karşılığında ücret elde edilen edim, herhangi bir iş, hatta kamu hizmeti de olabilir. Nitekim genel devlet dairelerinde, kamu iktisadi kuruluşlarında yahut diğer kamu tüzel kişilerinin bünyesinde imzaladıkları hizmet sözleşmesi kapsamında çalıştırılan ve bunun karşılığında ücret alan birçok işçi bulunmaktadır. Ancak ücretten bahsedilebilmesi için kamu hizmetini gören kişinin memur olmaması şarttır. Zira memurların yaptıkları iş karşılığında aldıkları bedel –ücret değil- maaş olarak adlandırılmaktadır.

Maaş ve ücret hacziyle ilgili başka bir hüküm, Deniz İş Kanunu’nda bulunmaktadır. Kanunun 32. maddesinde, gemi adamlarının maaşının 240 TL’sinin (240 TL’sinden fazlasının) haczedilemeyeceği düzenlenmiştir. Bu düzenleme çok eski tarihli olduğundan, Türk parasından altı sıfır atılmadan önce önemi kaybetmişti48. Sıfırların atılmasıyla tekrar değer kazanan düzenlemenin, enflasyonun etkisiyle yeniden değerini yitirdiği söylenebilir. Bu sebeple Deniz İş K.’ndaki haczedilmezlik sınırı, bu kanuna tabi olan işçi ücretlerini koruyucu özelliğini yitirmiştir49. Bu bağlamda doktrinde, Deniz İş

47 Centel, s. 60.

48 Çopuroğlu, s. 167.

49 Narmanlıoğlu, s. 313 dn. 183.

K.’ndaki sınırın da İş K.’ndaki düzenlemeye paralel olarak oran üzerinden belirlenmesi tavsiye olunmaktadır50.

Maaş ve ücret hacziyle ilgili başka bir düzenleme ise 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun’un 71. maddesinde bulunmaktadır. Bu düzenlemenin uygulama alanı bulabilmesi için alacağın kamu alacağı niteliğinde olması gerekir51. Düzenlemeye göre, “Aylıklar, ödenekler, her çeşit ücretler, intifa hakları ve hasılatı, ilama bağlı olmayan nafakalar, emeklilik aylıkları, sigorta ve emeklilik sandıkları tarafından bağlanan gelirler kısmen haczolunabilir. Ancak haczolunacak miktar bunların üçte birinden çok dörtte birinden az olamaz. - Asgari ücreti aşmayan aylık gelirlerin onda birinden fazlası haczolunamaz.” Görüldüğü üzere 6183 s.K ile kamu alacakları tahsil edilirken aylıkların (maaşların) ve her çeşit ücretin asgari 1/4’ü azami 1/3’ünün haczedilebileceği hükme bağlanmıştır. Asgari ücreti aşmayanlar bakımından ise haczedilebilirlik aylığın en fazla 1/10’u olarak belirlenmiştir. Bu çerçevede İş Kanunu’ndaki düzenleme ile tamamen farklı bir düzenleme söz konusudur. Bu nedenle İş K. kapsamına giren işçinin kamu alacağından doğan borcu için ücretine haciz konmak istendiğinde, ücret haczinin İş K.’nun 35. maddesi uyarınca mı yoksa 6183 s.K.’un 71.

maddesi uyarınca mı yapılacağının belirlenmesi ciddi önem arz etmektedir.

Vergi, resim, harç gibi kamu alacaklarının tahsiline ilişkin takiplerde, 6183 s.K.

uygulanır. Bu alacakların tahsili bakımından 6183 s.K. özel hükümler öngörmektedir. İş K. kapsamına giren işçiler bakımından ise İş K. uygulama alanı bulur ve bu kişiler bakımından İş K.’nda daha özel bir hüküm varsa o uygulanır. Yani 6183 s.K.’un uygulama alanı takibin konusuna göre, İş K.’nun uygulama alanı ise takibin tarafına göre

50 Bkz. Çopuroğlu, s. 167; Centel, s. 344; Sümer, s. 230.

51 Çopuroğlu, s. 165.

belirlenmektedir. Bu nedenle iki kanun arasında özel kanun-genel kanun sıralaması yapmak çok kolay değildir.

Doktrinde de bu konuda farklı yönde görüş beyan eden yazarlar bulunmaktadır.

Bir kısım yazarlara göre, işçi ücretine haciz konmasına sebep olan alacak kamu alacağı ise, 6183 s.K. uygulanır52. Bir başka deyişle kamu alacağı için ücret haczedilmek istendiğinde, İş K.’nun 35. maddesi değil, 6183 s.K.’un 71. maddesi uygulanır. Yani kamu alacağının tahsili için işçi ücretinin en çok 1/3’ü, en az 1/4’ü haczedilebilir. Ücret miktarı asgari ücreti aşmayan işçiler bakımından ise ücretin en fazla 1/10’u haczedilebilir.

Bir diğer görüşe53 göre ise, İş K.’nun ilgili hükmünün bu kanuna tabi olan işçiler bakımından öncelikle uygulanması gerekir. Hacze konu borcun konusu ister özel alacak olsun ister kamu alacağı olsun İş K. öncelikli olarak uygulanır. 6183 s.K.’daki haczedilmezlik sınırı ancak İş K.’na tabi olmayan işçiler bakımından uygulanabilir.

Bizim kanaatimizce de işçi ücretlerinin kamu alacağı için dahi ancak İş K.’nun 35. maddesinin öngördüğü sınırlarda haczi mümkün olmalıdır. 6183 s.K.’un 71. maddesi, 26.11.1980 tarihli bir düzenlemedir; İş K.’nun 35. maddesi ise 22.05.2003 tarihli bir düzenlemedir. İş K.’nun 35. maddesi, 6183 s.K.’daki düzenlemeden sonra yürürlüğe girmiş olmasına rağmen, kamu alacağı konusunda hiçbir istisna öngörmeksizin işçi ücretlerinin en fazla ¼’ünün haczine cevaz vermiştir. Nasıl ki İş K.’nun 35. maddesi ile nafaka borcu alacaklılarının hakkı saklı tutulmuş ve nafaka alacakları için işçinin ücretinin hükümdeki sınırlara tabi olmaksızın haczi mümkün kılınmış ise; kamu alacağı bakımından buradaki sınırın değil, 6183 s.K.’daki sınırların uygulanmasını murat eden kanun koyucunun, bu düzenlemeleri saklı tutması beklenirdi. Kanun koyucu işçi ücretinin

52 Tunçomağ/Centel, s. 131; Demircioğlu/Centel, s. 149; Günay, s. 418.

53 Süzek, s. 376; Çopuroğlu, s. 165; Narmanlıoğlu, s. 314; Barlass, İrfan, Kamu Alacaklarının Haciz Yoluyla Takibi, İstanbul, On İki Levha Yayınları, 2017, s. 74.

azami ¼ haczi konusunda –sonraki düzenleme olan İş K.’nun 35. maddesi ile- kamu alacaklarını ayrık tutmayarak, bizce, bunları da İş K.’nun 35. maddesine tabi tutmuştur.

B. ÜCRET HACZİNDE ÜCRETİN KONU BAKIMINDAN KAPSAMI