• Sonuç bulunamadı

IV. BÖLÜM

4.3. Üçüncü Alt Probleme İlişkin Bulgular

Toplumsal cinsiyet etkinlikleri temelli toplumsal cinsiyet eğitiminin öğretim süreci ve sürece ilişkin bulgular nelerdir?

Toplumsal cinsiyet eğitiminin etkinliklere dayalı olarak öğretimi sürecinde, öncelikle 8 haftalık bir öğretim planı yapılmıştır. Bu 8 haftanın 1. Haftası ölçme araçlarının uygulanması şeklinde, 7 haftası etkinliklere dayalı toplumsal cinsiyet eğitimi şeklinde gerçekleştirilmiştir. Aşağıda haftalar bazında gerçekleştirilen öğretim süreci ve bu sürecin analizi ayrıntılı şekilde sunulmuştur. Analiz sürecinde kız ve erkek öğrencilerin direkt olarak isimleri kullanılmamış; isimler yerine erkek öğrenciler için “E”, kızlar öğrenciler için ise “K” harfi kullanılmıştır. Bu kodlama 12 erkek öğrenci için “E1, E2, E3, E4, E5, E6, E7, E8, E9, E10, E11, E12”, 14 kız öğrenci için ise “K1, K2, K3, K4, K5, K6, K7, K8, K9, K10, K11, K12, K13, K14” şeklindedir.

HAFTALIK OTURUMLARI DEĞERLENDİRME SÜRECİ 1.HAFTA- I. OTURUM

Toplumsal cinsiyet eğitiminin etkinliklere dayalı olarak öğretimi sürecinin ilk haftasında öncelikli olarak öğrencilerle tanışılmış, ardından program ilgili açıklama yapılmadan onlara “Toplumsal Cinsiyet Tutum Ölçeği” uygulanmıştır. Öğrencilerin ölçekleri doldurmalarının ardından onlara kısaca 8 hafta uygulanacak programdan bahsedilmiş, bu 8 hafta boyunca cinsiyet eşitliğini sosyal yaşam içerisinde, eğitim, siyasette, çalışma yaşamında ve mesleklere sahip olma yönünden ele alınacağı vurgulanmıştır. Açıklama yapılırken çocukları yönlendirmemek adına çok fazla derine inilmemiştir.

1.HAFTA- II. OTURUM

Araştırmacı II. Oturumda diğer haftalardaki etkinlik uygulamalarına başlamadan önce öğrencilerin kadın erkek eşitliği ile ilgili görüş ve düşüncelerini almak için onlara bir kompozisyon yazdırır (Etkinlik 1). Kompozisyon konusu “Sizce kadın ve erkek eşit midir?/Eşit olmalı mıdır? Kadın erkek eşitliği konusunda görüş ve düşüncelerinizi yansıtan yaklaşık bir sayfalık bir kompozisyon yazınız.” şeklindedir. Araştırmacının bu kompozisyonu yazdırmasındaki amacı, uygulamalara başlamadan önce öğrencilerin kadın ve erkek eşitliği ile ilgili görüşlerini yazılı olarak

almaktır. Araştırmacı tarafından öğrencilerin yazdıkları kompozisyonlar analiz edilmiş, öğrencilerin kadın erkek eşitliği ile ilgili görüşlerine yer verilmiştir.

Araştırmacının sorduğu ilk soru “Kadın ve erkek eşit midir?” şeklindedir. Öğrencilerin “Kadın ve erkek eşit midir?” sorusuna verdikleri cevapların frekansları Tablo 14’te yer almaktadır.

Tablo 14

Öğrencilerin “Kadın Erkek Eşit midir?” Sorusuna Verdikleri Cevapların Frekansları (n:26)

İfadeler Öğrenci Sayısı (f)

“Kadın ve erkek eşittir” 20 “Kadın ve erkek eşit değildir” 6

Toplam 26 Öğrencilerin yazdıkları kompozisyonlar incelendiğinde 26 öğrencinin 6’sı kadın

ve erkeğin eşit olmadığını ifade etmiştir. Bu 6 öğrencinin tamamı erkektir. Öğrencilerin 20’si ise kadın ve erkeğin eşit olduğunu ifade etmiştir. “Kadın erkek eşit değildir” diyen öğrenciler, eşit olmama gerekçesi olarak kadın ve erkeğin yaşamlarında rol ve sorumluluklarının farklı olmasını göstermişlerdir. Daha açık ifadeyle, para kazanıp, evin geçimini sağlayan kişinin erkek olduğu, evin düzenini ve temizliğini sağlayan kişinin de kadın olduğu düşüncesi bazı öğrencilerin eşit olmama fikrini oluşturmuştur. Diğer taraftan kadın ve erkeğin fiziksel bakımdan güçlü olma ve olmama düşüncesi de öğrencilerin kadın erkek eşitliğine bakış açısını oluşturmaktadır.

Bu konuda “kadın erkek eşit değildir?” diyen bazı öğrencilerin ifadeleri şu şekildedir:

E1 “Kadın erkek eşit değildir, çünkü kadın bulaşık yıkar, yemek vb işleri yapar. Ama erkek işe gider, çalışır. Her ikisinin de yaptıkları farklı şeylerdir. Bence erkek hep ön plandadır. Çünkü erkek her işi yapabilir. Ama kadın her işi yapamaz. Çünkü erkekle aynı değiller…..”

E2 “Bence kadın ve erkek eşit değildir. Çünkü erkek evin giderlerini karşılamak için çalışıp, evine ailesine bakıyor. Kadın ise ev işleriyle uğraşıyor. Bir erkek alışveriş yapar ve kadın da erkeğin aldığı malzemelerle yemek yapar……”

E3 “Bana göre kadın ve erkek eşit değildir. Kadın ev işi yapar, erkekse para kazanır……”

E4 “Kadın erkek eşit değildir. Kadınlar ev işi yapar, yemek yapar, bulaşık yıkar. Ama erkekler yemek yapamaz, evi süpüremez…..”

E5 “Eşit değildir. Kadın güçsüzdür, inşaat işlerinde çalışamaz, tuğla taşıyamaz…. Erkekler askere gider, koşabilir, silah taşıyabilir, kadınlar, koşamaz, silah taşıyamaz…”

E6 “Kadın ve erkek eşit değildir. Aralarında güç farkı vardır. Kadınlar güçsüzdür. Kadınlar erkeklerin yaptığı bazı meslekleri yapamaz. Örneğin hiç kadın marangoz ya da kadın tamirci yoktur. Kadınlar güzel yemek yapar. Erkekler ise yapamaz…..”

“Kadın erkek eşittir” fikrine sahip öğrencilerin yazdıkları kompozisyonlar incelendiğinde ise öğrencilerin tamamı yazdıkları ifadelerde öncelikli olarak kadın ve erkeğin birer insan oldukları için ve her ikisinin de Allah tarafından eşit yaratıldıkları için eşit olduğunu ve olması gerektiğini savunmuşlar, fakat yine de kadın ve erkeği rol ve sorumlulukları bakımından ayırmışlardır.

Bu konuda “kadın erkek eşittir?” diyen öğrencilerin bazı ifadeleri şu şekilde özetlenebilir:

K1 “Kadın ve erkek eşittir, eşit olmalıdır. Çünkü bütün insanlar bir ve eşittir. Fakat yaptığımız işler bakımından kadın ve erkek zaman zaman ayrıdır. Kadınlar daha çok ev işleri yapar, erkekler ise evin geçimini sağlar…..”

K2 “Kadın ve erkek eşittir. Bir erkeğin yaptığı çoğu şeyi kadın da yapabilir. Ama Kadınların yapamayacakları işler de vardır…..”

K3 “Kadın erkek eşittir. Çünkü Allah herkesi eşit ve insan olarak yarattı. Hiç kimse birbirini üstün göremez. Ama bazı durumlarda kadın ve erkeği eşit görmüyorum. Örneğin, kadınlar sigara içmemeli, sadece erkekler içmelidir. Bence sadece erkekler araba kullanmalıdır. Erkekler yemek, temizlik yapmamalıdır. O zaman kadın erkek, erkekse kadın olur…..”

K4 “Kadın erkek her zaman eşittir. …Fakat erkeklerin okuması kızlara göre biraz daha önemlidir. Çünkü erkeklerin evi geçindirmesi gerekir….Bir de bence aile reisi ne kadın olur ne de erkek. Eve kim para getiriyorsa aile reisi o olmalıdır. …..” (dışarıda bir işte çalışıp da eve para getiren, bu öğrencinin kendi evi de baba olduğu için aslında kendi içinde çelişmekle beraber, erkeği kadından farklı olarak görmüş ve farkına varmadan eşitlik konusunda kadın aleyhine bir tutum takınmıştır.)

K5 “Bence kadın ve erkek eşittir. Hatta eşit olmalıdır. Çünkü erkeğin kadından ya da kadının erkekten hiçbir üstünlüğü yoktur. Erkekler güçlü, yiğit, mert ve her işi yapabilir. Kadınlar ise saygılı ve cömerttir. O nedenle Allah herkese yapabileceği işleri vermiştir. Örneğin, erkek sanayide çalışabilir ama kızlar çalışamaz. Kızlar ev hanımlığı yapabilir (ütü, bulaşık vb). Ama erkekler yapamaz. Erkekler güçlü, kızlar beceriklidir. Ama her ikisi de eşittir……”

E8 “Bence kadın erkek eşittir. Mesela erkek güçlü işlerde çalışabilir. İnşaatta çalışır. Taksicilik yapar. Kadında ev işleriyle uğraşır. Nakış dikiş, çocuk bakmak, yemek yapmak… bu nedenle kadın ve erkeğin farklı görev ve sorumlulukları olduğu için eşitlerdir. Yani her ikisinin de yapacağı işler vardır.….”

E9 “Bence kadın ve erkek eşittir. Çünkü erkeğin sahip olduğu haklara kadınlar da sahiptir. Erkek nasıl bir mesleğe sahipse onu kadınlarda yapabilir. Kadınlar da erkekler gibi meslek sahibi olabilir. Örneğin erkek doktorsa o mesleği kadında yapabilir. Kadın çalışmak isterse erkeğin izin vermesi doğru olur……”

E10 “Bence kadın ve erkek eşittir. Anayasamızda da bu konudan bahsediliyor. Fakat bazı işler için kadın ve erkek eşit değildir. Örneğin kadından asker olur mu olmaz. Ev hanımlığı kadınlara göredir, erkeklere göre değildir…”

Uygulama yapılan deney grubunun annelerinin mesleğine baktığımızda tamamının dışarıda herhangi bir işte çalışmayıp, ev kadını olduğu görülmektedir. Öğrencilerin en yakın çevrelerinde yani birlikte yaşadıkları ailelerinde, ev dışında aktif olarak çalışıp, para kazanan kendilerine rol model olacak bir kadın yoktur. Dolayısıyla, hem kız hem de erkek öğrencilerin yazdıkları kompozisyonlara baktığımızda para kazanan, evin geçimini sağlayan kişi olarak “erkek” yani “baba” demesi doğal bir durum olarak nitelendirilebilir. Ev içi alan ve bu alana ilişkin görevler ise yani bulaşık yıkama, ev işlerini yapma, çocuk bakma kadına yani anneye ait olarak görülmektedir. Bu durumda kız öğrencilerin neredeyse tamamı da aynı cinse sahip oldukları annelerinin görevlerinin yalnızca kendilerine ait olduklarını düşünmekte, kendilerini annelerine yardımcı olarak görmektedir. Erkek çocukları ise doğal olarak yetiştirilme tarzlarından ötürü, kendileri de büyüdüklerinde evin geçimini sağlayacaklarını düşündüklerinden ev içi alana özgü işlerin kendilerine ait olmadıklarını düşünmektedir. Çünkü onlara göre babaları da ev içi alana özgü görevleri yapmamaktadır.

Öğrencilerin neredeyse tamamı kadın erkek eşitliğinden yanadır. Fakat öğrenciler eşitliği savunmalarına rağmen kadın ve erkeğe farklı roller biçmekte; yukarıda da ifade edildiği gibi kadını güçsüz, becerikli, sabırlı gibi nitelendirmelerle ev

içine yönlendirmekte, ev işlerinin yalnızca kadına ait olduğunu düşünmektedir. Öğrenciler, bir yandan içinde yaşadıkları modern dünyanın sıklıkla kadın ve erkek eşitliğinden söz etmekte, diğer taraftan da kadınlar için bir birey olmanın kadınlara dayatılan, sınırları zorlayan güçlükle dolu olmanın aslında farkındadırlar. Diğer taraftan ev dışı, kamusal alanda çalışmayı ve para kazanmayı erkeğe atfetmişlerdir. Dolayısıyla öğrenciler daha çok “kadın kadınlığını, erkek de erkekliğini yapmalıdır” görüşünü savunmaktadır. Onlara göre kadın ve erkek kendi cinsiyetlerinin onlara biçtiği rollere uygun davranırlarsa ki bu rolleri onlara toplum biçmektedir, bu şekilde kadın erkek eşitliği de sağlanacaktır.

2.HAFTA-I OTURUM

Bu oturumun amacı öğrencilerin öncelikle kendi cinsiyet özelliklerini tanımalarını sağlamaktır. Bu oturum sayesinde cinsiyetin öncelikli olarak biyolojik yollarla kazanıldığını fark eder.

Derse giriş olarak araştırmacı öğrencilere “İnsanlar dünyaya kız ya da erkek bebekler olarak gelirler. Bu durum dünyaya gelen insanın kendisinin seçtiği bir şey değildir. Hangi kültürde, hangi çağda yaşanırsa yaşansın, kız ya da erkek bebek olarak doğmak, insanın biyolojik varlığının bir niteliğidir.” şeklinde açıklama yapar. Biyolojik olarak cinsiyetin nasıl oluştuğu görsel materyal aracılığı ile kısaca anlatılır. Bu sürecin doğal yollarla gerçekleştiği vurgulanır. Kız ve erkek kavramlarının öncelikli olarak biyolojik cinsiyete atfedilen, onu anlamlandıran kavramlar olduğu açığa çıkartılır. Ardından araştırmacı öğrencilere beyaz bir kâğıt dağıtır. Onlara belirli bir süre tanıyarak, bu kâğıda kendi sahip oldukları cinsiyetlerine ait beğendikleri/beğenmedikleri özelliklerini, bu cinsiyete sahip olmanın verdiği kolaylıkları/zorlukları ve cinsiyetlerinden memnun olup olmadıklarını yazmalarını ardından da sınıfta sözel olarak tartışmalarını ister (Etkinlik 2). Bu etkinliğin amacı bir sonraki oturuma bu tartışmalar sayesinde hazırlık yapılmış olmaktır.

Bu bağlamda öncelikle erkek öğrencilerin erkek olmaktan dolayı sahip oldukları beğendikleri ve beğenmedikleri özelliklerine ait cevapların frekans listesi Tablo 15’te verilmiştir.

Tablo 15

Erkek Öğrencilerin Etkinlik Formlarına Yazdıkları Erkek Olmaktan Dolayı Sahip Oldukları Beğendikleri ve Beğenmedikleri Özellikleri (n:12)

Tablo 15’te yer alan ifadeler incelendiğinde, erkek öğrencilerin en çok cinsiyetlerine ait beğendikleri özelliklerinin güçlü olmak olduğu gözlenmektedir (f:10). Ardından akıllı ve zeki olmak (f:8), istedikleri zaman dışarı çıkabilmek (f:6), her istediklerini yapabilmek (f:4), bütün sporları yapabilmek (f:3), yetenekli olmak (f:3), saçlarının kısa olmasının kolaylık sağlaması (f:3) erkek öğrencilerin cinsiyetlerine ait bir diğer beğendikleri özellikler arasında yer almaktadır.

Erkek öğrencilerin cinsiyetlerine ait beğenmedikleri özellikler incelendiğinde ise, 7 öğrenci beğenmedikleri özelliklerinin olmadığını ifade etmiştir. Diğer öğrencilerin verdikleri cevaplar arasında ise dağınıklık özelliği (f:5), iyi arkadaşlık kuramama özelliği (f:4), sürekli kavga etme özelliği (f:3) erkek öğrencilerin cinsiyetlerine ait beğenmedikleri özellikler arasında yer almıştır.

Kız öğrencilerin etkinlik formlarına yazdıkları kız olmaktan dolayı sahip oldukları beğendikleri ve beğenmedikleri özelliklerine ait cevapların frekans listesi Tablo 16’ da verilmiştir.

Beğendikleri Özellikleri f

Güçlüyüm. 10

Akıllı ve zekiyim. 8

İstediğim zaman dışarı çıkabilirim. 6

Her istediğimi yapabilirim. 4

Bütün sporları yapabilirim. 3

Yetenekliyim. 3

Saçlarımın kısa olması her zaman kolaylık sağlar. 3

Beğenmedikleri Özellikleri f

Beğenmediğim özelliğim yok. 7

Dağınığım. 5 İyi arkadaşlık kuramıyorum. 4

Tablo 16

Kız Öğrencilerin Etkinlik Formlarına Yazdıkları Kız Olmaktan Dolayı Sahip Oldukları Beğendikleri ve Beğenmedikleri Özellikleri (n:14)

Tablo 16’da yer alan ifadeler incelendiğinde ise, kız öğrencilerin en çok cinsiyetlerine ait beğendikleri özellikler arasında becerikli olmak (f:11) özelliğinin yer aldığı gözlenmektedir. Ardından sırasıyla zeki olmak (f:7), kibar olmak (f:7), daha terbiyeli olmak (f:6), güzel ve ince sese sahip olmak (f:4), güzel olmak (f:3) ve uzun ve güzel saçlara sahip olmak (f:3) cinsiyetlerine ait bir diğer beğendikleri özellikler arasında yer almaktadır.

Kız öğrencilerin cinsiyetlerine ait beğenmedikleri özellikler incelendiğinde ise, zayıf ve güçsüz olmak (f:11) ilk sırada yer almaktadır. Ardından duygusal olmak (f:7), kırılgan olmak (f: 6) ve kıskanç olmak (f:4) da kızların kız olmaktan dolayı sahip oldukları beğenmedikleri özellikler arasında yer almaktadır.

Kız ve erkek öğrencilerin cevapları karşılaştırıldığında, kız öğrenciler arasında beğenmediğim özelliğim yoktur diyen hiçbir öğrenci olmazken, erkek öğrencilerin neredeyse tamamı beğenmedikleri özelliklerin olmadığını ifade etmiştir (f:7).

Toplumdaki cinsiyete ilişkin yargıların öğrencilerin verdiği cevaplara da yansıdığı görülmektedir. Örneğin, kız dediğin becerikli olur, erkek dediğin güçlü olur,

Beğendikleri Özellikleri f

Becerikliyim. 11 Zekiyim. 7 Kibarım. 7

Daha terbiyeliyim. 6

Güzel ve ince sese sahibim. 4

Güzelim. 3

Uzun ve güzel saçlara sahibim. 3

Beğenmedikleri Özellikleri f

Zayıf ve güçsüzüm. 11

Duygusalım. 7 Kırılganım. 6 Kıskancım. 4

kadınlar zayıf ve güçsüzdür, erkek her istediğini yapabilir, kızlar kibar ve terbiyeli olur, kızlar kıskanç olur, erkekler her zaman dağınık olur, erkekler kavgacıdır, …gibi ifadelerin geleneksel tutuma uyduğu, onu yansıttığı görülmektedir. Şüphesiz bu yargılar, toplumun belirlediği, zaman zaman anne babaya empoze ettiği yargılardır. Birçok anne babanın da bu yargılarla yetişip; “biz babamızdan annemizden böyle gördük” diyerek kendi çocuklarını da bu tarz yargılarla yetiştirme üslubudur. Diğer taraftan şüphesiz çocukların yetişme sürecinde anne baba ve yakın aile büyüklerinden sonra en etkili unsurlar, toplumsal çevresi yani öğretmenleri ve kitle iletişim araçlarıdır. Medyada yayınlanan birçok film, reklam ve haberlerde de kadına ve erkeğe ilişkin çeşitli kalıp yargılı nitelendirmeler yapılmaktadır. Bu nitelendirmeler karşısında da çocuklar biyolojik cinsiyetlerinin özellikleri aksine, toplumsal cinsiyet kalıp yargıları ile büyümektedir.

Araştırmacı ikinci olarak öğrencilere sahip oldukları cinsiyetlerin onlara verdiği kolaylıkları ve zorlukları sormuştur.

Tablo 17’de erkek öğrencilerin kendi cinsiyetlerinden dolayı sahip oldukları kolaylıklar ve zorluklara ilişkin verdikleri cevapların frekans listesi yer almaktadır.

Tablo 17

Erkek Öğrencilerin Etkinlik Formlarına Yazdıkları Erkek Olmaktan Dolayı Sahip Oldukları Kolaylıklar ve Zorluklar (n:12)

Kolaylıklar f

Futbol gibi istediğimiz her türlü oyunu oynayabiliyor; özgürce koşabiliyorum. 8

Kendimi koruyabiliyorum. 7

Güçlü olduğum için zor işlerde başarılı oluyorum. 5

Okulda pantolon giymek büyük kolaylık sağlıyor. 5 Erkek olduğum için, baba, amca, dede gibi aile büyükleri daha çok ilgi

gösteriyor.

4

Zorluklar f

Güçlü olduğumuz için büyükler erkeklere her zaman zor işleri yaptırıyor. 8

Yaşadığım zorluk yok. 4

Tablo 17 incelendiğinde, erkek öğrencilerin erkek olmaktan dolayı sahip oldukları kolaylıklar arasında en çok tekrarlanan ifadenin futbol gibi istediğimiz her

türlü oyunu oynayabiliyor; özgürce koşabiliyorum (f:8), olduğu görülmektedir. Diğer taraftan, kendimi koruyabiliyorum (f:7), güçlü olduğum için zor işlerde başarılı oluyorum (f:5), okulda pantolon giymek büyük kolaylık sağlıyor (f:5), erkek olduğum için baba, amca, dede gibi aile büyükleri daha çok ilgi gösteriyor (f:4) yine erkek öğrencilerin erkek olmaktan dolayı yaşadıkları kolaylıklar arasında yer almaktadır.

Erkek öğrencilerin erkek olmaktan dolayı sahip olduğu zorluklar incelendiğinde ise en çok tekrarlanan ifadenin güçlü olduğumuz için büyükler erkeklere her zaman zor işleri yaptırıyor (f:8), olduğu görülmektedir. 4 öğrenci ise sahip oldukları cinsiyetlerinden ötürü zorluk yaşamadıklarını ifade etmiştir.

Tablo 18’de kız öğrencilerin kız olmaktan dolayı sahip oldukları kolaylıklar ve zorluklar yer almaktadır.

Tablo 18

Kız Öğrencilerin Etkinlik Formlarına Yazdıkları Kız Olmaktan Dolayı Sahip Oldukları Kolaylıklar ve Zorluklar (n:14)

Kolaylıklar f

Temizlik yapma, yemek pişirme gibi ev işlerine daha yatkınım. 8 Erkeklerin giremediği bazı ortamlara kolaylıkla girebiliyorum. 7

Becerikliyim. 5

Zorluklar f

İstediğim zaman dışarı çıkamıyorum. 9

Ev işlerine yardım etme zorunluluğum var. 7

Güçsüzüm. 5

Epilasyon yapma zorunluluğum var. 4

Okulda etek giymek zorundayım. 4

Bisiklet sürmeme izin verilmiyor. 3

Futbol gibi top oyunlarını, erkek olmadığım için oynamama izin vermiyorlar. 3 Tablo 18’de yer alan ifadeler incelendiğinde kız öğrencilerin kız olmaktan dolayı sahip oldukları kolaylıklar arasında en çok tekrarlanan ifadenin temizlik yapma, yemek pişirme gibi ev işlerine daha yatkınım (f:8) olduğu görülmektedir. Ardından, erkeklerin giremediği bazı ortamlara kolaylıkla girebiliyorum (f:7), becerikliyim (f:5),

ifadeleri kız öğrencilerin kız olmaktan dolayı yaşadıkları kolaylıklar arasında yer almaktadır.

Kız öğrencilerin kız olmaktan dolayı sahip olduğu zorluklar incelendiğinde ise en çok tekrarlanan ifadenin istediğim zaman dışarı çıkamıyorum (f:9), olduğu görülmektedir. Ev işlerine yardım etme zorunluluğum var (f:7), güçsüzüm (f:5), epilasyon yapma zorunluluğum var (f:4), okulda etek giymek zorundayım (f:4), bisiklet sürmeme izin verilmiyor (f:3), futbol gibi top oyunlarını, erkek olmadığım için oynamama izin vermiyorlar (f:3) ifadeleri ise kız öğrencilerin kendi cinsiyetlerinden dolayı yaşadıkları zorluklar arasında yer almaktadır.

Kız ve erkek öğrencilerin cinsiyetlerinden ötürü yaşadıkları kolaylıklar ve zorluklar karşılaştırıldığında ise yine bu soruya verdikleri cevaplarda da toplumsal cinsiyetin kadına ve erkeğe dayattığı özellikleri görmek mümkündür. Ev içi alan ve bu alana ilişkin görevler ise yani bulaşık yıkama, ev işlerini yapma, çocuk bakma kadına yani anneye ait olarak görülmektedir. Kız öğrenciler de anneyi kendilerine rol model olarak gördüğü için, annelerinin görevlerinin yalnızca kendilerine ait olduklarını düşünmekte, kendilerini annelerine yardımcı olarak görmektedir. Aslında kız öğrencilerin kendilerini yaradılış gereği ev işlerine yatkın olarak görmeleri, toplumun eril yapısının onlara bir dayatması ve aynı zamanda kadını ev içi alana itmenin bir bahanesidir. Kız öğrencilerin istedikleri zaman aileleri tarafından dışarı çıkmalarına izin verilmeme nedenleri şüphesiz yine eril yapının onlara zarar vermesinden endişe duyulmasıdır.

Geleneksel toplumda aktif ve hareketli olmak, spor yapmak genellikle erkeğe ait olarak görülmektedir. Herhangi bir spor dalıyla uğraşmaya kalkışan kadına zaman zaman sen erkek misin, dayatılması yapılmaktadır. Tıpkı yemek yapmaya, ya da evi temizlemeye kalkışan bir erkeğe sen kadın mısın denilmesi gibi.

Araştırmacının öğrencilere yönelttiği bir diğer soru, “Keşke karşı cinsten (kız iseniz erkek, erkek iseniz kız) olsaydım dediğiniz anlar oldu mu?” şeklindedir. Bu soruya verilen cevaplar ele alındığında kız öğrencilerin tamamının (n:14) “evet oldu” dediği gözlenmiştir. Erkek öğrencilerin cevapları incelendiğinde ise kız öğrencilerin aksine erkek öğrencilerin birçoğunun (n:8) “hayır olmadı” dediği yalnızca 4 öğrencinin “evet oldu” dediği gözlenmiştir.

“Bazı zamanlar keşke erkek olsaydım dediğim anlar oldu” diyen bazı kız öğrencilerin gerekçeleri söyledikleri haliyle şu şekildedir.

K6 “Keşke karşı cinsten olsaydım dediğim anlar oldu. Mesela, okulda bazı oyunlar oynadığımızda kıyafet yönünden zorluk çekiyoruz. Başka bir örnek daha, erkeklerle oyun oynadığımızda bayan öğretmenler kızların erkeklerle oynamasını istemiyor.”

K1 “Keşke karşı cinsten olsaydım dediğim anlar çok oldu. Bazen gelişim açısından diyorum keşke erkek olsaydım diye. Yani öğretmenim özel konular, kızsal konular, epilasyon, adet görme.”

K4 “Evet oldu, çünkü evde her türlü işi kızlar yapıyor, erkekler sadece işe gidiyor. Kadınlar ise çamaşır yıkıyor, bulaşık yıkıyor, tozları alıyor, evi süpürüyor, camları siliyor, bir türlü zorluklar var. Erkekler çok daha rahat.”

K7 “Evet oldu, çünkü erkekler kızlara göre daha özgür ve istediği çoğu şeyleri oluyor.”

K2 “Bazen erkek olmak isterdim. Çünkü bisiklet sürmeyi kendim çok severim, ama ailem “sen erkek misin?” deyip bana bisiklet sürdürmez. Aynı zamanda ev işlerini de yapmamış olurdum, rahat olurdum. Erkekler özgürler. Her istediklerini yapabilirler. Ama biz o kadar özgür değiliz.”

“Bazı zamanlar keşke erkek olsaydım dediğim anlar oldu” diyen kız öğrencilerin gerekçeleri incelendiğinde genel olarak, erkeklerin kızlara göre daha özgür olması ve istedikleri birçok şeyi yapmalarına büyükler tarafından izin verildiği için,

Benzer Belgeler