• Sonuç bulunamadı

3. KADINLAR DÜNYASI DERGİSİ

3.1. ÖZELLİKLERİ VE YAPISI

İkinci Meşrutiyet döneminde yayınlanan kadın dergileri arasında en önemli kaynaklardan biri olan Kadınlar Dünyası dergisi bu çalışmanın ana odağını oluşturmaktadır. Dergi, 17 Nisan 1913'te yayın hayatına başlamış ve aralıklarla devam ettikten sonra 1921 yılında yayın hayatına son vermiştir. Kadınlar Dünyası dergisinin imtiyaz sahibi Nuriye Ulviye, sorumlu müdürü Emine Seher Ali’dir. Dergi 17 Nisan 1913 tarihinde yayına girmiş olup ilk 100 sayısı günlük olarak yayınlanmıştır. Kendini

“bilimsel, edebi, toplumsal, kadınlara özel günlük gazete” anlamında, “fenni, edebi, ictimai, hanımlara mahsus yevmi gazete” olarak tanıtan dergi, sayfalarının cins ve mezhep ayırt etmeksizin tüm Osmanlı kadınlarına açık olduğunu belirtmiştir.

Yayına ilk ara 1. Dünya Savaşı yıllarında 1914-1918 arasında verilmiş, 1918'de yeniden yayınlanmaya başladıktan sonra 1921'de ikinci bir kısa ara vermiş ve bundan kısa bir süre sonra da yayın hayatı sonlanmıştır. Derginin baskı sayısı konusunda kesin bilgi bulunmamakla birlikte 165. sayıda yapılan açıklama ile 3000'in üzerinde satış yaptığı anlaşılmıştır. Dergi, 121 ve 128. sayılar arasında Fransızca bir ek çıkarmıştır.49

Derginin yazar kadrosuyla ilgili kesin bilgiler bulunmamaktadır. Yine de, ilk yüz sayı incelendiğinde Emine Seher Ali, Atiye Şükran, Mehpare Osman, Bedia Leman,

49 Serpil Çakır, Osmanlı Kadın Hareketi, İstanbul: Metis Yayınları, 2013, s. 135.

31 Bedra Osman, Aziz Haydar, Belkıs Şevket, Mükerrem Belkıs ve Nimet Cemil gibi kimi isimlerin, derginin sayfalarında sıkça yer almaları nedeniyle yayın kurulunda yer aldıkları söylenebilir. Dergide, yazar kadrosunun yazılarının yanı sıra okuyucuların mektuplarına da yer verilmiştir. Buna göre, Aliye Cevat, Pakize Sadri, Fatma Mükerrem gibi kimi yazarların daha az sıklıkta ama düzenli yazılarıyla derginin bir parçası olurken, muhtelif yazarlardan ya da isimsiz olarak gelen pek çok okur mektubu dergide yer almıştır. Kadınlar Dünyası'nın yazar kadrosunda erkek yazarlar yer almamış, aksine, erkeklerin dergide yazmaması derginin kati bir kuralı olmuştur. Yayın kurulu, ilk sayının kapak sayfasında bu durumu “Fenni, edebi, ictimai, hanımlara mahsus yevmi gazetedir.” sözleriyle belirtmiştir. Kadınlar Dünyası, erkek yazarlara kapalı olmakla birlikte, her din ve milletten kadına açık bir alan olduğunu “Sahaifimiz cins ve mezhep tefrik etmeksizin muhterem Osmanlı hanımları âsarına münhasırdır.” sözleriyle belirtmiştir. Ayrıca, derginin çeşitli eğitim seviyelerinden kadınların da anlayışına uygun olması önemsenen bir durum olmuştur. Bu nedenle, Kadınlar Dünyası’na gönderilen yazıların herkesin rahatlıkla anlayabilmesi için kolay okunur ve anlaşılır olması talep edilmiştir.50

Bu özelliklerinden dolayı Aynur Demirdirek dergiyi, “haklarını aramaya, istedikleri varoluşun koşullarını oluşturmaya kararlı değişik kadınların bir arada bulunduğu çok canlı, renkli bir ortam”51 olarak tanımlar. Yine aynı şekilde Serpil Sancar, Kadınlar Dünyası'nın çok sesliliğini feminizmin bir işareti olarak okur:

Kadınlar Dünyası diğer kadın dergileriyle karşılaştırıldığında din, ırk, köken gibi meşrulaştırıcı başka bir referansa gerek görmeden, doğrudan ve bağımsız kadın

50 Sıdıka Ali Rıza, “…”, Kadınlar Dünyası, 4 (1913), s.3

51 Aynur Demirdirek, Osmanlı Kadınlarının Hayat Hakkı Arayışının Bir Hikayesi, Ankara: Ayizi, 2011, s.48.

32 hakları savunusu yapmaya çalışıyor ve bu nedenle çoğu araştırmacı tarafından feminist olarak nitelendiriliyor.52

Kadınlar Dünyası’nın özgün yanı ve onu dönemin diğer yayınlarından önemli kılan özelliklerinden birisi de, bünyesinde okuyucu mektuplarına yer vermesidir. Okur mektuplarında, kadın erkek eşitliğini sağlamak, kadının hukuki haklarının genişletilmesi, kadınların çalışma hayatına katılmasını desteklemek, çalışma hayatına uyum sağlamak için giyim ve tesettür konularında düzenlemeler yapılmasını sağlamak, görücü usulüne evliliğe karşı çıkmak gibi yazar kadrosunun talepleriyle de uyuşan talepler yer aldığı gibi, kadınların çalışma hayatına katılabilmesi için dikiş nakış salonu açmak, mektepler kurmak gibi özgün çözüm önerileri ve para toplayıp ortak sandık açmak, yerli malı kullanmak gibi çoğunluğun katıldığı çözüm önerileri de yer almıştır.

Okur mektuplarında, Türklüğe övgü; bayrağa, yurda aşk, vatan için canla başla çalışmanın gerekliliği konularının yanı sıra, moda yazıları, şiirler ve derginin önceki sayılarındaki yazılarına cevap niteliğinde yazılar yer almıştır. Osmanlı kadın hareketinin tarihini yazarken, ele aldığı Kadınlar Dünyası dergisindeki okur mektuplarını Osmanlı'daki özgün kadın hareketinin bir yansıması olarak gören Serpil Çakır, derginin bu yönüyle diğer hak mücadelesi veren dergilerden farklı olduğunu söylemiştir.53 Kadınlar Dünyası, sayfalarında okuyucularının mektuplarına yer vererek, yalnızca entelektüel Türk-Müslüman kadınlara değil, her kesimden kadına alan açmak istediğini de vurgulamıştır. Bu mektuplar aynı zamanda kadınların somut istek ve önerilerini gösterme olanağı vermiş ve mektuplar aracılığıyla derginin gündemi de şekillenmiştir.

Dolayısıyla Kadınlar Dünyası dergisini incelemek, yalnızca yazar kadrosundaki entelektüel kadınların hak taleplerini değil, çeşitli yerlerden, farklı sosyal koşullarda

52 Serpil Sancar, Türk Modernleşmesinin Cinsiyeti, İstanbul: İletişim Yayınları, 2014, s. 103.

53 Serpil Çakır, “Osmanlı Kadın Hareketi: Yirminci Yüzyılın Başında Kadınların Hak Mücadelesi,”

Türkiye’de Toplumsal Cinsiyet Çalışmaları: Eşitsizlikler, Mücadeleler, Kazanımlar, der. Hülya Durudoğan vd., İstanbul: Koç Üniversitesi Yayınları, 2014, s.96-97.

33 yaşan kadınların fikirsel dünyalarını tanımak ve bireysel sorun ve çözüm önerilerini görmek bakımından önemlidir.

Benzer Belgeler