• Sonuç bulunamadı

2.1 Özel Yeteneklilik Terimi

2.1.2 Özel Yetenekli Öğrencilerin Tanılanmaları

Özel yetenekli bireylerin kim olduğunun tanımlanmasından sonra bu bireylerin doğru bir şekilde tanılanmaları, özel yetenekli eğitiminin en önemli aşamalarından biridir. Çünkü bu işlem, öğrencilerin eğitim süreci için başlangıç noktasını oluşturmaktadır. Araştırmacılar, tanılama işleminin erken yaşlarda yapılmasına dikkati çekmekte ve uygarlığın, Newton, Mozart, M. Curie gibi yeteneğini çok erken yaşlarda sergileyebilen çocuklar sayesinde gelişmiş olduğunu ifade etmektedirler (Cutis & Moseley, 2004, s. 54).

Erken yaşlarda tanılama yapmanın önemine karşılık, "üstün zeka ve yetenek" kavramlarının tanımlanmasında olduğu gibi bu özelliklerin ölçülmesinde de tüm uzmanların hemfikir olduğu normlar bulunmamaktadır. Bu da özel yetenekli çocukların göz ardı edilmesinin bir nedenidir (Ataman, 2014, s.21). Bu bireylerin tanılanması kolay bir işlem değildir. Çünkü kalabalık sınıflarda kusursuz bir değerlendirme yapmak zordur (Cutis & Moseley, 2004, s. 56).

Şahin, özel yetenekliliğin tanılanmasında kullanılan yaklaşımları iki başlık altında sınıflandırmaktadır (2014, s. 31):

15

Özel Yetenekliliği Değerlendirmede Kullanılan Yaklaşımlar Norm (Bağıl) Değerlendirme

Zeka Testleri Başarı Testleri Yetenek Testleri Yaratıcılık Testleri Ölçüt (Mutlak) Değerlendirme

Özellik Listeleri (Aday Gösterme)

Gelişim Profilleri Performans Görevleri Proje Ödevleri Dosya (Portfolyo) Görüşme Gözlem (1) Bireysel tanılama

(2) Programa dayalı tanılama

Bireysel tanılama, öğrencinin özel yetenekli olup olmadığına dair bireysel düzeyde yapılan ölçüm işlerini içerirken, programa dayalı tanılama ise özel yetenekli bireye yönelik hizmet veren programın hedefleri kapsamında bir değerlendirme yapılmasını ifade etmektedir (Şahin, 2014, s. 31).

Şahin, özel yetenekli öğrencilerin tanılanmasında kullanılan değerlendirme yaklaşımlarını da iki başlık altında toplamış ve bu yaklaşımlarda kullanılan araç ve yöntemleri, Şekil 2.3’te özetlendiği şekilde belirtmiştir (2014, s. 32):

Norm (bağıl) değerlendirmede, bireylerin değerlendirme puanları daha önceden belirlenen, norm grubun ortalaması ile karşılaştırılırken ölçüt (mutlak) değerlendirmede ise bireyin başarısı, diğerlerinden bağımsız olarak ele alınmaktadır (Şahin, 2014, s. 32-33).

Davis de yukarıda bahsedilenlere benzer bir şekilde özel yeteneğin tanılanmasında en çok kullanılan seçim yöntemlerini şöyle sıralamaktadır (2014, s. 121):

16

(1) Hızlı öğrenen parlak öğrencilerin kişiliği ve davranışları ile ilgili öğretmen raporları ve aile görüşü

(2) Başarı dereceleri ve IQ puanları

Görüleceği gibi, zekaya muhafazakar yaklaşıldığı dönemlerde geliştirilen zeka testleri, özel yeteneğin tanılanmasının önemli bir aşamasını oluşturmaktadır. Bu yaklaşım, günümüzde de tamamen terk edilmiş değildir. Çünkü bu testlerin, sınıf içerisinde sessiz kalan, derse katılımı ya da notlarıyla parlak zekasının sezilmesinin zor olduğu çocukları ortaya çıkarma gibi bir işlevi vardır (Davis, 2014, s. 129). Ancak özel yeteneğin tespitinde, uygulanan zeka, yetenek ve başarı testlerinin sonuçlarının yanında, aşağıdaki unsurların da göz önünde bulundurulması önem taşımaktadır (Davis, 2014, s. 122):

 Öğrencilerin; ebeveynleri, öğretmenleri ve arkadaşları ile psikologlar ve danışmanlar tarafından aday gösterilmesi

 Her öğrencinin entelektüel ve duygusal durumu hakkında hazırlanan öğretmen raporları

 Her öğrencinin motivasyonu ve seçtiği öğrenme biçimine yönelik bilgi

 Her öğrencinin kendisinin bildirdiği ilgi alanı, değerleri, okula karşı tutumu ve program dışındaki aktivitelerdeki durumuna yönelik bilgi  Aile desteği

Yukarıda bahsedilen noktaların göz önünde bulundurulması ve sadece IQ puanlarına odaklanılmaması; müzik, sanat gibi başka özel yetenekleri olan öğrencilerin gözden kaçırılmaması açısından önem taşımaktadır (Davis, 2014).

2.1.2.1 Zeka Testleri

Zeka testleri, “bireysel olarak uygulananlar” ve “grup halinde uygulananlar” olmak üzere iki başlık altında incelenebilir.

17 Bunlardan, bireysel olarak uygulananlar;

 Stanford-Binet Zeka Testi,  Wechsler Zeka Testi,

 Kaufman’ın Çocuklar için Değerlendirme Bataryası,  Bilişsel Değerlendirme Sistemi,

 Woodcock-Johnson Zihinsel Yetenek Testleri

 Sternberg’in Triarşik Yetenekler Testi olarak sıralanmaktadır (Kaplan, 2008).

Bireysel olarak uygulanan zeka testleri; testi uygulayan kişi ile testi alan kişinin yüz yüze bulunmasını gerektiren, uygulanması pahalı olan ve uzmanlık gerektiren testlerdir (Şahin, 2014, s. 32).

Grup halinde uygulananlar ise

 Cattel Zeka Testi (Kaplan, 2008)

 Raven Standart İlerleyen Matrisler Testi (Kaplan, 2008)

 Thorndike ve Hagen tarafından geliştirilen Bilişsel Yetenek Testi ile Bilişsel Beceriler Testi'dir (Ercan, 2013).

Grup zeka testleri; çok sayıda kişiye, daha kısa sürede ve daha az emek harcayarak uygulanabilen tarama sonrasındaki adımda başvurulan testlerdir (Şahin, 2014, s. 32). Bu testlerin uygulanması, özel bir bilgi ve beceri gerektirmemektedir (Şahin, 2014, s. 32).

Yukarıda bahsedilen zeka testlerine yönelik bir takım eleştiriler mevcuttur. İlk olarak, bu testlerin, geliştirildiği yerden farklı örneklemlere uygulanmasının, kültürel veya yanlış algılama kaynaklı problemlere yol açabileceğinden bahsedilmektedir (Ercan, 2013). Bir diğer eleştiri ise, bu testlerle sadece sözel ve matematiksel yeteneğin ölçülebileceği, bu testlerin diğer yetenek alanlarının ölçülmesinde yetersiz kalacağıdır (Ercan, 2013).

Zeka testlerine yöneltilen bu eleştirilere karşılık ülkemizde tanılama aşamasının geliştirilmesi için oldukça sınırlı sayıda da olsa bazı çalışmalar

18

yapılmaktadır. Bunları; zeka testi geliştirme çalışmaları ile yetenek belirlenmesine yönelik çalışmalar olmak üzere iki gruba ayırabiliriz.

Birinci gruba zeka testleriyle ilgili araştırmalar alınmıştır. Ülkemizde, ilk yerli zeka ölçeği olan “Anadolu-Sak Zeka Ölçeği (ASIS)” isimli zeka testini geliştirme çalışmaları, MEB ile Eskişehir Anadolu Üniversitesi işbirliğinde, Prof. Dr. Uğur Sak önderliğinde yürütülmektedir (MEB, 2015b).

Diğer gruba ise yeteneğin belirlenmesine yönelik araştırmalar dahil edilmiş olup bu grupta fen alanında özel yeteneğin tespitine yönelik bir araştırma yer almaktadır. Ercan (2013) tarafından doktora araştırması kapsamında, fen alanında özel yeteneğin tanılanmasına yönelik bir çalışma gerçekleştirilmiştir. Araştırmacı, bu kapsamda karma bir yaklaşım ile bir model geliştirme çalışması yapmıştır. Bu çalışmada, BİLSEM’e devam etmekte olan altıncı sınıf seviyesindeki üstün yetenekli öğrenciler ile çalışılmıştır. Yapılan araştırma sonucunda, çalışmaya katılan 23 üstün yetenekli öğrenciden 8’inin fen alanında üstün yetenekli olduğu belirlenmiştir. Geliştirilen modelin, fen alanında üstün yetenekli olan öğrenciyi, üstün yetenekli olmayandan ayırt etmede işlevsel ve başarılı olduğu ifade edilmektedir.

Benzer Belgeler