• Sonuç bulunamadı

Türkiye’de yaşanan bankacılık krizlerinden sonra özel bankaların fon bünyesine alınması sonrasında diğer özel bankalar için aynı sorunların tekrar etmemesi için yeniden yapılandırmaları gündeme gelmiştir.

Özel bankaların sağlıklı yapıya kavuşturulması için sermaye yapılarının güçlendirilmesi, piyasa risklerinin en aza indirilmesine çalışıldı. Özellikle bankaların sermaye artırımı, sermaye benzeri kredi temini, birleşme ve devralmalar, şube ve personel kalitesinin iyileştirilmesi, bankacılık maliyetlerinin azaltılması, yoğunlaşmış kredilerinin yeniden yapılandırılması, iştirak ve gayrimenkullerden yapılandırma ve satış, bankacılık sistemine yabancıların ortaklık ya da satın alım yoluyla girişi şeklinde belirtilebilir.37

Özel bankaların kriz döneminde yeniden yapılandırılmasına gerek duyulan sorunları şu şekilde sıralanabilir;38

      

36Chambers, a.g.e., s.33 37BDDK, a.g.e., s. 34 38Chambers, a.g.e., s.33

sendikasyon kredisi kullanımına bağlı yüksek kur riski,

-Elde edilen kaynakların kısa vadeli olması nedeniyle artan likidite ve faiz riski, -Kriz döneminde aşırı yükselen faizler ve yükselen devalüasyonun etkisiyle 2001’de gerçekleşen 2,7 milyar dolarlık zarar ve sermayeleri 6 milyar dolar erimiş; özkaynakların aktiflere oranı 2000 sonunda %15,4 iken 2001 içerisinde %7,1’e kadar gerilemişti. Kısaca özkaynak yetersizliği söz konusuydu.

-İç denetim ve risk yönetiminde yetersizlik,

-Küçük ölçekli ve parçalı yapı nedeniyle sistemdeki karlılığın düşüşü

-Takipteki krediler arasına alınmayan ve karşılık ayrılmayan kredilerde artış.

Öncelikle bankaların kendi kaynakları ile sermaye yapıları güçlendirildi. Kriz döneminde sermaye artışı 2,4 milyar dolardır. Krizin en önemli gösterge ve sebeplerinden sayılan bankaların döviz açık pozisyonlarını iç borç takas yöntemiyle 2000 yılındaki 8,4 milyar dolarlık seviyesinden krizde alınan önlemlerde kriz sonrasında 2003 yılı 764 milyon dolarak kadar indirilmiştir. İç borçlanma araçları olarak değişken faizli dövize endeksli ve döviz cinsinden tahvillerin payının yükselmesi özel kesim faiz riskinin azalmasına sebep olmuştur. Değişken faizli, dövize endeksli ve döviz cinsinden iç borçlanmaya ağırlık verilmesiyle birlikte, kur ve faiz riski sınırlandırıldı.

Finansal sektörde özellikle borçların yeniden yapılandırılması sürecinde Londra yaklaşımın örnek alındığı kısaca İstanbul yaklaşımı olarak adlandırılan programla;

BDDK’nın onaylamasına paralel olarak 3 yıllık bir sürede borçlular sözleşmeye bağlanarak, gerektiğinde ek finansman desteği sağlanarak borcun yeniden yapılandırılması veya borç ödeme planının düzenlenmesine imkân sağlamıştır.

Firma ile Finansal yeniden yapılandırma Sözleşmesi imzalanmıştır. Toplam borç tutarı 5,4 Milyon dolardır.39

Bakanlar Kurulu Bankalar 12 Mayıs 2001 tarih 4672 sayılı karar ile Bankalar Kanununda çok önemli değişiklikler yapmıştır. Bankacılık kanununda yapılan değişiklikler ana başlıklarıyla şu şekilde sıralanabilir:40

-Kredi ve iştirak sınırları değiştirilmiştir,

-Pay sahipliği ve devir payları oranları değiştirilmiştir,

-Banka ortakları ve yöneticilerinin şahsi sorumlulukları artırılmıştır, -İdari ve adli suç ve cezalar yeniden düzenlenmiştir,

-Özel Finans Kurumlarının kurulması ve kaldırılmasına ilişkin yetki BDDK’ya bırakılmıştır,

-Bankaların ayırdıkları karşılıklara ilişkin düzenleme yapılmıştır, -Yabancı para pozisyonunun sınırları çizilmiştir,

-Bankaların kuruluş, faaliyet, birleşme ve devirlerine ilişkin değişiklikler yapılmıştır,

-Bankaların konsolide bazda mali tablolar düzenlemesine karar verilmiştir, -Mevduat sigortası 50 milyar ile sınırlandırılmıştır,

-Uluslararası muhasebe standartlarının uygulaması güçlendirilmiştir.

4.2.1.Bank Ekspres Hakkında 

Bank Ekspres 18 Şubat 1992 tarihinde kurulmuştur. 1994 yılında Doğuş Holding tarafından satın alınmış ve 1997 yılında Korkmaz Yiğit Holding tarafından satın alınmıştır. Zararı öz kaynaklarını aşan, mali bünyesi zayıflayan Bank Ekspres 23 Ekim 1998 sonunda Tasarruf Mevduatları Sigorta Fonu (TMSF) kapsamına alınmıştır. 30 Haziran 2001 yılında Tekfen Holding tarafından satın almasıyla beraber, 18 Ekim 2001 tarihi itibariyle Tekfen Yatırım ve Finansman Bankası A.Ş ile       

39Keskin, Alparslan ve İnan, a.g.m., s.76

40 TBB, “Bankacılık ve Araştırma Grubu Raporu: Son Dönemde Bankacılık Alanında Gerçekleştirilen

2007 yılında Eurobank EFG tarafından satın alınmasıyla 11 Ocak 2008 yılında Eurobank Tekfen adını almıştır.

4.2.2.Bank Ekspres’in Batışı 

1992 yılında 100 Milyar Lira sermaye ile kurulan Bank Ekspres’in sermayesi 1997 yıl sonunda 5 Trilyon iken,1998 Ocak ayında 10 Trilyona çıkar.Banka,22 Ekim’de sermayesini 20 Trilyon Liraya çıkarma kararı alır.

Mevduatı kurulduğu 1992 yılında 687 Milyar lira olan ve 1997 yılı sonunda 68,1 Trilyon liraya ulaşan bankanın mevduatı yapısı ise raporlara şöyle yansır:

‘Toplam mevduatın 6,6 Trilyon lirası tasarruf mevduatı,3,2 trilyonu ticari kuruluşlar mevduatı,8,5 trilyonu bankalar mevduatı,47,3 trilyonu Döviz Tevdiat Hesabı ve 2,6 trilyon lirası diğer mevduattır. 1996 sonunda 1,2 trilyon liralık net karla 24.sırada yer alan Bank Ekspres,1997 yılında 4,008 trilyonluk net karla 20. sıraya oturur.Bankanın öz kaynakları ise 1996 yılında 2,6 liradan 1997 yılı sonunda 5,9 trilyon liraya yükselir.Bankanın iki adet yabancı iştiraki bulunmaktadır.

Bank Ekspres’in TMSF’ye devir tarihi itibariyle banka zararı 434 milyon 952 bin dolardır.

BDDK raporuna göre,hakim ortağın bankadan kullandığı kredi tutarı da 310 milyon 856 bin dolardır.Sadece kaset sonrası bankadan çekilen paranın 220 milyon dolar olduğu düşünülürse,Bank Ekspres gerçeği daha iyi anlaşılmış olur.Bu olay günlerce konuşulur.Dönen dolaplar,perde arkası ilişkiler.Meclis komisyonlarında bile en çok konuşulan konulardan biri olma özelliğini gösterir Türkbank, Bank Ekspres ve Korkmaz Yiğit.Türkbank ve Bank Ekspres zincirinin Türk siyasetinde yarattığı deprem ise tartışılmaz.

Korkmaz Yiğit bu olaydan sonra bankacılıktan ayrılır.Medyadan da kopar.Esas işi olan müteahhitliğe döner.Ardında milyonlarca dolarlık takıntı ile,ardında siyaseti de,bürokrasiyi de kirleten bir sürü örnekle.

4.2.3.Bank Ekspres’ten Mevduat Çıkışı   

        Bankayı 1997 yılında 85 milyon dolara satın alan ve neredeyse yarım milyar dolar zararla devlete yıkan Korkmaz Yiğit’in gelişmelerle ilgili değerlendirmesi ise şöyledir:

‘Bank Ekpres’e TMSF el koymadı.Ben devrettim.Çünkü hakkımda çıkan iddialar ve gelişen olaylardan sonra bankadan sürekli para çekişi oldu.Başlangıçta bankanın likiditesi buna müsaitti.Ancak bir haftada 220 milyon lira(o zamanki kurla 61 trilyon lira) çekildi.Buna hiçbir banka dayanamazdı.Hakkımda çıkan haberler devam ettiği sürece de bu para çıkışının süreceğini tahmin ettim,ilk para çıkışının başladığı günden itibaren Merkez Bankası’nı ve Hazine’yi bilgilendirdik. Hazırlıklıydık. Ancak bunun ne kadar süreceğini kestirmek güçtü.

Yetkililere(bizi izlemeye devam edin) dedik.Bankanın sermayesini de 10 Trilyon liradan 20 trilyon liraya çıkardık.5 trilyon lira da bankaya yatırdık.Ancak ne olaylar durdu,ne de para çıkışları.Hükümet (destek olalım) dedi.Devlet Bakanı Güneş Taner,Hazine ve Merkez Bankası temsilcileriyle toplantı yaptık.Onlar(mevduat munzam karşılıklarını ve mevduat miktarını artırıp size destek sağlasak bankanın sorunu çözer mi?) dediler.Beni(Bankayı sorunsuz halde götürdük.Fakat hakkımdaki haberler devam ettiği sürece çıkışın durmayacağına inancım büyük) yanıtını verdim.Bankacılık sektörünün zarar görmemesi,mevduat sahiplerinin ve banka çalışanlarının mağdur olmaması için kendi isteğimizle bankayı biz devrettik.