• Sonuç bulunamadı

2.4. Çözüm Odaklı Düşünce ve Terapi ile İlgili Kuramlar

2.4.9. Öz-Belirleme Kuramı(Self-Determination Theory)

Bu kuram, insan motivasyonu ve kişiliği ile ilgilenmektedir (Deci ve Ryan, 2011). Bireyin kişisel gelişimi ve davranışsal özdüzenleme için bireyin içsel kaynaklarının önemini vurgular (Ryan ve Deci, 2000). Motivasyonun gerçekleşmesi için; yeterlik (competence), otonomi (autonomy), ilişkili olma (relatedness) olarak üç içsel psikolojik ihtiyaçların karşılanması gerekir (Deci

ve Ryan, 2000). Temel psikolojik ihityaçlar herkes için aynıdır. Özerklik, bireyin eyleme geçmesi ve seçimler yapması, kendi davranışlarının sorumluluğunu alması, kendi eylemlerinin yöneticisi olmasıdır (Black ve Deci, 2000). Yeterlik, bireyin çevresiyle iyi etkileşim kurma becerisidir. Bu etkileşim, bireyin uyum gösterdiğinin ve hedeflerine ulaşabileceğinin göstergesidir. İlişkili olma, ait olma duygusuyla ilgilidir. Diğerleriyle saygı çerçevesi içerisinde, özenli bir şekilde, onlara güven duyarak ilişki kurmaktır (Cihangir-Çankaya, 2009). Ayrıca bu kuram da, bireyin yaşam hedeflerini ya da isteklerini, içsel ve dışsal yaşam hedefleri olarak ele alarak inceler (Deci ve Ryan, 2008). İçsel motivasyon, insanın içinden gelen psikolojik özgürlüğün sonucu ortaya çıkan bir motivasyondur. Dışsal motivasyon, ödül ya da ceza gibi dışsal bir olayın etki ettiği motivasyondur (Deci ve Ryan, 2011). İçsel motivasyon, öz- belirlemeyi yansıtırken; dışsal motivasyon öz-belirleme eksikliği olarak düşünülür (Vansteenkiste, Lens ve Deci, 2006). Çözüm odaklı düşünce şeklinin bireyin hedeflerini önemsemesi bile bu yapının, bu kuramla ne kadar tutarlı olduğunu göstermektedir. Aşağıdaki tablo, ÇOT’un öz-belirleme kuramının unusurlarından olan otonomi, yeterlilik ve ilişkili olma ile ilişkisini göstermektedir (Visser,2010):

Tablo 6: ÇOT’un otonomiye, yeterliliğe ve ilişkili olmaya katkısı

Otonomi desteği Yeterlik desteği İlişkili olma desteği

1. Danışanlar hedeflerini kendileri belirler. 2. İşe yarar sorular ve

ardından gelen konuşmalar, danışanın etkileşimin içeriğini, akışını, yönünü belirlemesini sağlar. 3. Danışanlar kendi kelimelerini ve örneklerini kendileri

1. Danışanların var olan yeterli davranışlarının farkına varması ve bu davranışları belirginleştirmesi sağlanır. 2. Geçmişe dönük başarı soruları ve soruları ortaya çıkarmaya çalışan istisnalar kendiliğinden üretilen çözümleri ve yeterli 1. Danışanın görüşü ve bakış açısı üzerinde düşünülür ve kabul edilir. 2. Normalleştirme: danışanın endişeleri ve sorunları patolojik hale getirtilmez. 3. Yeniden çerçevelendirme: danışanın olumsuz ifadelerine veya seçer ve kendi çıkarımlarını yaparlar. 4. Danışanın seçimi, ince ve doğrudan olmayan müdahalelerden etkilenir. davranışları belirlemeyi sağlar. 3. Doğrudan ve dolaylı olumlu geribildirimler sıkça kullanılır. 4. Olumsuz geribildirimden, eleştiriden ve suçlamadan kaçınılır. 5. Başa çıkma soruları ve

gözleme dayalı öneriler danışanın yeterliğini öne çıkarma çabasıdır. davranışlarına alternatif olumlu yorumlar getirilir. 4. İlişki soruları: danışanlardan etkileşim açısından çözümleri belirlemesi istenir.

Çözüm odaklı düşüncenin öz-belirleme kuramıyla benzer yanlarından biriyse, varsayımların çözüm odaklı düşüncede de olmasıdır. Aşağıda öz-

belirleme kuramının ışığında kısaca çözüm odaklı varsayımlardan bahsedilmeye çalışılmıştır. Çözüm odaklı varsayımlar (Schwartz, 2000; Ryan ve Deci, 2006;

Visser, 2010; Visser,2012):

1. İnsanlarla ilgili varsayımlar: iyimserlik önemlidir. Çözüm odaklı

uygulayıcılara göre, insanlar özerk ve yeterli bireylerdir ve iyiyi yapma arzuları vardır. Yapılandırılmış ve sonunu kestirebildikleri yolu izleme eğilimleri vardır. Dolayısıyla, çözüm odaklı düşünce yapısı; Öz-Belirleme Kuramı’nın (Deci ve Ryan, 2000) evrensel temel ihtiyaçları (otonomi, yeterlik ve ilişkili olma) ileörtüşür.

a. Birey kendisi için neye başlayacağını ve neyi yapacağını seçmek ve kontrol etmek ister (otonomi ihtiyacı)

b. Birey yeterli olmayı ister, kendisini yeterli görmek ister, zaten bir noktaya kadar yeterlidir (yeterlilik ihtiyacı)

c. Birey diğerleriyle anlamlı ve sempatik ilişki kurmak ve böyle ilişkilere sahip olmak ister, diğerlerinde olumlu değişiklikler yaratacak şeyler yapmak ister (ilişkili olma ihtiyacı).

2. Değişimle ilgili varsayımlar: değişim süreklidir, her zaman değişim

olur. Birey gerekmedikçe değişmemelidir.

a. Her zaman ileriye dönük istenen bir durum oluşturulur (geçmiş

başarının varlığı)

b. Birey en iyi, eyleme geçtiğinde, bir an bir adım attığında ve bu eylemlerin sonuçlarını yansıttığında ve bu sonuçlara tepki gösterdiğinde değişir (adım adım değişim)

c. Olumlu davranış tanımlamaları, hem gelecekte hem geçmişte, kesinlikle olumlu davranışı tetikler (pozitif davranış tanımları)

3. Yardımla ilgili varsayımlar: danışan yardıma karşı direnç göstermez,

fakat sergilenen yaklaşıma direnç gösterebilir, çünkü bunun kendi durumuna uymadığını düşünebilir. Danışanın tercihleri ve algıladıkları ciddiye alınırsa,

danışan da her şeye açık olur. Bireyin gerçekçi bakış açısı geliştirmesi önemlidir. Bireyin çözümleri kendi yaşantısında bulması bireyi olumlu yönde etkiler.

a. Danışana işbirlikçi yaklaşmak, danışan ne kadar direnç gösterirse göstersin, bir sonraki işbirliği için en hızlı ve en umut vaad eden yolda ilerlemek önemlidir (işbirlikçilik)

b. Sınırlama ya da suçlama olmadan ve danışana uzman görüşünü dayatmadan danışanın referans çerçevesi içinde çalışmak danışanın daha yapıcı, gerçekçi ve faydalı bir bakış açısı geliştirmesi için en hızlı ve en umut verici yaklaşımdır (danışanın bakış açısı)

c. Neyin işe yaradığını belirlemeye ve işe yarayan şeyin alanını genişletmeye odaklanmak ve bireysel özelliklere ve sorunun sebeplerine odaklanmamak, danışanın ilerlemesine yardım etmenin en hızlı ve en umut veren yoludur (işe yarayana odaklanmak)

Kısaca, ÇOT’da, danışman danışanın istediği değişimleri kavramasına ve adım adım işe yarayan davranışların üzerine yeni davranışlar eklemesine yardım eder. Danışman danışana eşsiz ve yeterli olarak davranır ve onu öyle görür ve danışan her ne söylerse söylesin ona tepkide bulunur. Bunların hepsi Öz- Belirleme Kuramı’nda da vardır (Visser,2010).