• Sonuç bulunamadı

2. İLGİLİ ARAŞTIRMALAR

2.2. Öyküleştirme Yöntemi İle İlgili Çalışmalar

edilmiştir. Bayan öğretmen adaylarının farklılıklara saygı ve özerklik düzeylerinin erkeklerinkine göre daha yüksek olduğu görülmüştür.

Türkiye Özel Okullar Birliği Derneği (2013)’nin 7-8 Aralık’ta İstanbul’da düzenlediği IV. Temel Eğitim Sempozyumunda “Eğitimde Farklılıklara Saygı ve Uygulamaları”

başlığına yer vermesi, farklılıklara saygının öneminin ülkemizde gittikçe arttığını göstermektedir. Türk ve yabancı akademisyenlerin ve uzmanların katıldığı sempozyumda; iki konferans, dört panel, 22 çalıştayda “Eğitimde Farklılıklara Saygı” genel teması çerçevesinde Farklılıkların Farkındalığı ve Fırsat Eşitliği, Vatandaşlık, Demokrasi ve Barış eğitimleri ve bunların müfredatta ve ders kitaplarındaki yeri, Çocuk Hakları Sözleşmesi, yerel yönetimlerin desteği, okul ve ailenin farkındalık geliştirilmesindeki yeri ve tutum birliğinin gerekliliği, farklı çocuklar için kaynaştırma ve bütünleştirme uygulamaları, kimlik, insanlık, hoşgörü kavramı, toplumsal cinsiyet algısı, kalıp yargıların kırılması ve eşitlikçi bakış kazandırmada öğretmenin rolü, oyun, drama, müzik, dans ve edebiyat gibi sanat dallarıyla farklılıklara saygı ve hoşgörünün öğretilmesi gibi konular tartışılmıştır.

Ayrıca ülkemizde MEB 2013 Okul Öncesi Eğitim Programında da çok kültürlü eğitime yönelik kazanım ve göstergelere zenginleştirilerek yeniden yer verilmesinin ülkemiz açısından önemli bir gelişme olduğu dile getirilmiştir (Polat, 2013).

2.2. Öyküleştirme Yöntemi İle İlgili Çalışmalar

Creswell (2007) John Dewy’in fikirleri ile Öyküleştirmenin altı temel prensibini karşılaştırdığı araştırmasında; benzer birçok nokta ile karşılaşmıştır. John Dewey’in ilkerinden çocukların motivasyonunun sağlanması ile süreçte çocuğun daha iyi öğrenebileceği ilkesinin öyküleştirmede de olduğunu söylemiştir.

Öyküleştirme içerisinde karakterler ve olaylarla çocukların motive edildiğini ve daha iyi öğrenmelerinin desteklendiğini söylemiştir. Ayrıca dünyanın her yerinde çocukların öyküleri kullanarak hayatı öğrenmelerinin kolaylaştığı görüşü, öyküleştirme yöntemi içerisinde yer alan öykülerin çocukların merak duygularını artırma ve olayların günlük yaşamı tanımalarına yardımcı olma özelliği ile örtüştüğünü söylemektedir. Kısacası, John Dewey’in fikirleri ile öyküleştirmenin prensiplerinin örtüştüğünü ortaya koymuştur.

McBlain (2007) ise; “Öyküleştirme-Yaratıcı Bir Yaklaşım” adlı çalışmasına Öyküleştirme Yönteminin yaratıcılığa etkisini ortaya koymuştur. İlköğretim 1. sınıf çocukları ile yaptığı bu çalışmasında “Yıllar Önce Bir Prenses Varmış”

öyküleştirme konusunu işlemiş ve bunun çocukların yaratıcılıklarının nasıl arttırdığını incelemiştir. Çalışma boyunca çocukların tahminlerinin oldukça yaratıcı olduğu ve verdikleri cevaplarda farklı çözüm yolları ürettikleri, çalışma sonunda ise farklı, alışılmadık ürünler ortaya koyduklarını söylenmiştir. Araştırma sonucunda, çocukların yaratıcılıklarının öyküleştirme yöntemi ile daha fazla desteklendiğini söylemiştir.

“İlköğretim Okullarında Öyküleştirme Yönteminin Teorik Temelleri ve Öğrencilerin İçsel Motivasyonları Üzerindeki Etkisi Açısından Bir Analiz Çalışması” adlı doktora tezinde Barret (2010); Öyküleştirme Yöntemini ve öğrencilerin motivasyon seviyeleri arasındaki ilişkiliyi incelemiş, ayrıca yapılandırmacılık, ilerlemecilik, drama yöntemi ve içsel motivasyon açısından öyküleştirmenin teorik temellerini araştırmıştır. Örneklem grubuyla yapılan çalışmada öyküleştirme yönteminin öğrencilerin motivasyon seviyelerini artırırken; düşünce ve tecrübelerinin de arttırdığı görülmüştür. Araştırmanın sonucuna göre, öyküleştirme bir yöntem olarak gelecekteki programların bilinmeyen ihtiyaçlarını karşıladığı için, ilköğretim okul programlarında öyküleştirme yöntemine daha çok yer verilmesi gerektiği savunulmuştur.

Yapılan araştırmalara göre öyküleştirme yöntemi uygulamalarının yurt dışında daha yaygın olduğu görülmüştür. Özellikle Jordanhill’deki öğretim elemanlarının

yaptıkları gezilerle öyküleştirme Almanya, Danimarka, İzlanda ve Hollanda’da da tanınmaya başlamıştır. 1986’da, öyküleştirme yöntemini destekleyenlerle toplantı yapılarak, uluslararası bir örgütün kurulması önerilmiş ve bu da Avrupa Eğitim Tasarımları Birliği (European Association for Educational Design)’nin oluşumuna öncülük etmiştir. Öyküleştirme Yöntemi, ABD’ye de ulaşmıştır ve buradaki öğretmenler yıllardır bu yöntemi başarıyla uygulamaktadır. Tüm bunlardan sona ikisi Almanya’da, ikisi Danimarka’da, ikisi İskoçya’da, biri İzlanda’da ve ikisi Hollanda’da olmak üzere on toplantı yapılmıştır (Yiğit, 2007).

Öyküleştirme yönteminin yurt dışında öğretmenler tarafından benimsenen bir yöntem olduğunu, II. Uluslar Arası Öyküleştirme Konferansı’nda Litvanyalı öğretmen Ona Leonaviciene tarafından sunulan “İngilizce Öğretiminde Öyküleştirmeden Yararlanılması ve Aynı Konunun Farklı Yaş Gruplarından Öğrencilere Öğretilmesi” adlı makalesi bize bir kez daha göstermiştir. Öğretmen, öğrencilerin ön deneyimleri hakkında bilgi sahibi ise aynı konuya ilişkin olarak, farklı öğrenci ve güçlük düzeylerine uygun etkinliklerin sunulabileceği düşüncesinden yola çıkarak öyküleştirme ünitesi gerçekleştirilmiş ve İngilizce dersi içerisindeki kazanımları öğrencilerin edinmeleri çalışılmıştır. Uygulama sonrasında öğrencilerin derse yönelik ilgilerinin arttığı, daha fazla sorumluluk almaya başladıkları, iletişim becerilerinin arttığı ve birlikte çalışmayı öğrendikleri görülmüştür (Bell, 2007).

2.2.2. Yurt içinde Yapılmış Çalışmalar

Güney (2003) tarafından Ankara’da yapılan “İlköğretim 5. Sınıf Sosyal Bilgiler Dersinde Öykü Tabanlı Öğrenme Yaklaşımına İlişkin Bir Durum Çalışması” adlı çalışmasında öyküleştirme yöntemi kullanılmış ve bu yöntemin Sosyal Bilgiler dersindeki örnek uygulamasında ortaya çıkan sonuçlar değerlendirilmiştir. Bu çalışmada, İlköğretim 5. sınıf öğretim programında son yapılan değişiklikten önce var olan “Güzel Yurdumuz Türkiye” ünitesi araştırmacı tarafından öyküleştirme yöntemi kullanılarak işlenmiştir. Örnek uygulamasında; ünite süresinde nelerin yapıldığı, öğrencilerin buna yönelik tepkileri ve yöntemin öğretim sürecinde ne derece etkili olabileceği de ele alınmıştır. Araştırma sonucunda, araştırma yapmanın öğrencilerin derse olan motivasyonunu artırmakta olduğu görülmüştür.

Öğrencilerin araştırma yaparak derslerin daha zevkle geçtiğini belirtmişlerdir.

Öğrencilerin düşünme, araştırma yapma, işbirlikçi çalışma, süreç içerisinde somut

nesnelerden yararlanma ve sunum yapma becerilerini geliştirmesi açısından etkili olmuştur. Ayrıca öğrencilerden alınan görüşlere göre; süreç sonunda sınav yapılmayıp yerine portfolyo dosya değerlendirme tekniğinin kullanılması, onları oldukça rahatlatmıştır.

Yiğit (2007) tarafından Bolu’da yapılan bir araştırmada ise İlköğretim 6. sınıf Sosyal Bilgiler dersi, “Ülkemizin Kaynakları” ünitesinde Öyküleştirme Yönteminin öğrenci başarısına etkisinin belirlenmesi amaçlanmıştır. 42 çocuk ile çalışılan bu araştırmada; deney grubunda Öyküleştirme Yöntemi ile çalışılırken, kontrol grubunda geleneksel yöntemler aracılığıyla öğretim yapılmıştır. Araştırmacı tarafından ünitede yer alan kazanımlara göre hazırlanmış olan 15 sorudan oluşan başarı testi, öğretimin başında ve sonunda öğrencilere uygulanmıştır. Araştırma sonucunda Öyküleştirme Yönteminin öğrencilerin başarı düzeylerinin artmasında etkili olduğu görülmüştür.

Bacak (2008) Manisa ilinde yaptığı çalışmasına İlköğretim 5. sınıf sosyal bilgiler dersinde öykü tabanlı öğrenme yaklaşımının öğrenenlerin akademik başarı ve yaratıcılıklarına etkisini araştırmayı amaçlamıştır. Programdaki “Hepimizin Dünyası” ünitesiyle sınırlandırdığı çalışmasında; deney ve kontrol grubundan oluşan toplam 36 öğrenci ile çalışmıştır. Akademik başarı testi ve Torrance yaratıcı düşünme testini ön test ve son test olarak kullanmıştır. Araştırmasının sonucunda;

Öykü Tabanlı Öğrenme Yaklaşımının uygulandığında deney grubu ile geleneksel öğretim yaklaşımının uygulandığı kontrol grubu arasında öğrencilerin başarı testi ve yaratıcılık testi puanları arasında anlamlı bir farklılık bulmuştur. Öyküleştirme yönteminin akademik başarıyı ve yaratıcılığı arttırdığı sonucuna varmıştır.

İlgili araştırmalar incelendiğinde Tepetaş (2011)’ın 6 yaş çocuklarının temel kavram ve bilgi düzeylerini desteklemeye yönelik öyküleştirme yöntemine dayalı bir eğitim uygulaması yaptığı yüksek lisans tezine ulaşılmıştır. Öyküleştirme yönteminin 6 yaş çocuklarının temel kavram bilgi düzeylerinin gelişimine etkisi olup olmadığını bulmayı amaçladığı bu çalışmasının araştırma grubunu Kırşehir ilindeki 39 çocuk oluşturmaktadır. Araştırmasında veri toplama aracı olarak çocukların kavram gelişimlerini ölçmek amacıyla deney ve kontrol grubunda “Bracken Temel Kavram Ölçeği” ön test, son test ve kalıcılık testi olarak kullanılmıştır. Araştırma sonucunda ise öyküleştirme yöntemiyle öğrenim gören deney grubunun temel

kavram bilgi düzeylerinde, geleneksel yöntemle öğrenim gören kontrol grubuna göre anlamlı bir fark bulunmuştur.

Coşkun (2013) ise “Matematik Kavramları Öğretiminde Öyküleştirme Yönteminin Tutuma ve Başarıya Etkisi” adlı tezinde Kırşehir ilinde deney ve kontrol grubundan oluşan toplam 40 öğrenci ile çalışmıştır. Araştırmasına “Tamsayılar ve Mutlak Değer” ünitesi deney grubunda Öyküleştirme Yöntemi ile işlenirken, kontrol grubunda ise mevcut yöntemler aracılığıyla öğretim yapılmıştır. Ünitede yer alan kazanımlara göre araştırmacı tarafından hazırlanan 25 soruluk başarı testi ve Petek Aşkar’a ait Tutum Ölçeği ön test ve son test olarak kullanılmıştır. Araştırma sonucunda başarı düzeyleri açısından deney grubunda anlamlı bir farklılık çıktığı görülürken; matematiğe yönelik tutumlarında anlamlı bir farkın çıkmadığı görülmüştür.