• Sonuç bulunamadı

Örtük Liderlik Kavramının Kuramsal Temelleri (Örtük Liderlik Kuramları)

Örtük liderlik kuramlarının varlığı, ilk olarak örtük kişilik kuramının bir uzantısı olarak varsayılmıştır (Weidner, 2012: 44). Tablo 3’te görüldüğü üzere Lord, Foti ve De Vader (1984) ise, liderlik algısını şekillendiren iki tip süreç olduğunu ileri sürmüşlerdir: Tanıma dayalı (Teşhis) süreçler ve Çıkarımsal (Dolaylı) süreçler (Lord vd., 1984: 344-345; Alabdulhadi, Schyns ve Staudigl, 2017: 22). Tanıma temelli süreçler, kategorileştirme yoluyla gelen birtakım sosyal verileri yorumlamak için kullanılırken; çıkarımsal süreçler atıf yoluyla göze çarpan olayları (örneğin başarı veya başarısızlık) yansıtmak için kullanılmaktadır (Alabdulhadi vd., 2017: 22).

Tablo 3: Liderlik Algısının Şekillenmesinde Kullanılan Alternatifler

Kaynak: Lord ve Maher, 1993. Leadership and Information Processing: Linking Perceptions and Performance, New York, Routledge, s: 343.

Philips ve Lord (1986) örtük liderlik kavramının en iyi bilişsel kategorizyon süreci ile daha iyi anlaşılabileceğini söylemişlerdir (Den Hartog vd., 1999: 226).

Şekil 3’ de görüldüğü gibi liderlik algılamasının tanıma aşaması ile ilgi olarak Lord vd. (1984), Rosch’in (1978) bilişsel kategorizasyon kuramına dayanarak, liderlik ile ilgili bir kategorizasyon kuramı önermiş ve liderlik algılarının her birinin, bir dizi prototiple temsil edilen ve hiyerarşik olarak düzenlenmiş bilişsel kategoriler veya şemalar oluşturduğunu öne sürmüştür.

Prototipler, bazı kategorilerdeki (örneğin liderler) üyelerin en göze çarpan özelliklerini özetleyen ve yaygın olarak kullanılan şema biçimleridir. Başka bir deyişle, prototipler, bir kategorinin nesneler veya insanlar ilgili en yaygın özellikleri olarak özetlenebilir (Alabdulhadi vd., 2017: 22). Kategorizasyon kuramına göre, bireyler algılarını kategorize etmek için bilişsel prototipler kullanır ve bu

37

sınıflandırmaya dayanarak, sahip oldukları bilgi yapıları, bilişsel çerçeveler, inançlar ve varsayımlar gibi örtük kuramlar yoluyla birtakım beklentiler ve tahminler geliştirirler. Sahip olunan bu kuramlar, liderleri lider olmayandan, kötü ya da etkisiz liderleri iyi ve etkili liderlerden ayıran nitelik ve davranışları belirler (Holmberg ve Akerblom, 2006: 313). Şekil 3’de görüldüğü üzere Lord vd. (1982, 1984) liderlik kategorizasyon modelini üç seviyeden oluşan hiyerarşik bir yapı içinde açıklamaktadır (Lord vd., 1984: 347; Den Hartog vd., 1999: 226).

Bu”yapının en üst seviyesinde lider yer almaktadır. Bu seviye izleyicilerin liderin özelliklerini, davranış ve tutumlarını değerlendirdiği ve lider olan veya olmayan ayrımını yaptığı basamağı oluşturmaktadır.”İkinci basamak ise, temel düzey olarak adlandırılmıştır. Bu düzey, birinci düzeye göre daha az kapsayıcı olmakla beraber, birçok farklı alandaki liderleri temsil ettiğinden (iş, askeri, politik gibi) bu alanlara özgü en belirgin detayları kapsamaktadır.”

Örneğin,”siyasi liderlerin diplomatik ve iletişim becerisi gibi nitelikleri göz önünde bulundurulurken, sağlık alanında çalışanlar kendi liderleri ilgili farklı özelliklere dikkat edecektir”(Alabdulhadi vd., 2017: 23).

Üçüncü basamakta ise alt seviye kategoriler bulunmaktadır. Bu seviyede temel seviyedeki lider türlerinin daha dar kapsamlı kümeleri ve belirgin lider türleri bulunmaktadır (Den Hartog vd., 1999: 226-227; Schyns vd. 2007: 679).

Şekil 3: Liderlik Kategorizasyon Hiyerarşisi

Kaynak: Lord, R. G., Foti, R. J., ve De Vader, C. L. (1984). A Test of Leadership Categorization Theory: Internal Structure, İnformation Processing, and Leadership Perceptions. Organizational Behaviorand Human Performance, 34(3), s. 347.

38

Çıkarımsal süreçte ise, kategorizasyon kuramıyla izleyicilerin zihinlerinde yer alan bilgiler, yükleme (atıf) kuramıyla lidere atfedilir.

Liderlerle ilgili olarak izleyiciler, kategorizasyon ya da tanımlama sürecinden sonra atıf yoluyla göze çarpan bazı olaylarlarla (örneğin örgütsel başarı veya başarısızlık) ilgili dolaylı olarak bir çıkarım yaparlar. Bu durumda, izleyiciler kişisel olarak lidere atıf yaparak, onu bu başarının (veya başarısızlığın) kaynağı olarak kabul ederler (Alabdulhadi vd., 2017: 23).

Özellik ve davranışların algılarına dayanan tanıma temelli süreçlerin aksine, çıkarımsal süreçler liderliğin işlevsel yönlerini vurgular. Bu süreçler, bireyleri ya da liderleri, belirgin performans sonuçlarına ya da olaylara bağlayarak oluşan algılara vurgu yaparlar. Çıkarımsal süreçler, ilişki analizleriyle yakından ilişkilidir. Örneğin, bir birey başarılı bir sonucun nedeni olarak görülebilir ve sonuçta daha olumlu algılanabilir. Bununla birlikte, eğer bir lider, başarısız bir sonuçtan veya olaydan sorumlu olarak görülüyorsa, bu, onun etkili bir lider olarak algılanmasını zorlaştırır. Sonuç olarak, çıkarımsal süreçde bir lider, liderlikle ilgili bazı çıkarımsal atıfların yapılması yoluyla ve belirgin sonuçlara göre belirlenir (Alipour, Mohammed ve Martinez, 2017: 302).

Çıkarımsal süreçle ilgili olarak Meindl vd., (1985), genellikle insanların örgütlerin yüksek veya düşük performans durumu ile ilgili olarak diğer faktörleri (çevresel faktörler veya izleyiciler gibi) göz ardı ederek, liderlere başarı veya başarısızlık atfetme eğiliminde olduğunu belirtmişlerdir.

Genel olarak, liderlik yapısının algısal sürece ve ilişkiye dayalı olması, liderliğin izleyicilerin algısının bir sonucu olduğunu ve izleyicilerin liderliğin oluşmasında ve geliştirilmesinde liderleri kadar etkili olduğunu göstermektedir. Eğer izleyiciler liderleri kategorize etmek ve değerlendirmek için örtük liderlik kuramlarına başvurursa, o zaman izleyicilerin liderlikle ilgili değerlendirmelerinde hangi unsurları göz önüne aldıklarını anlamak önemlidir (Alabdulhadi vd., 2017: 24-25).

İnsanların”zihninde yatan liderlik prototiplerinin bilinmesi, örgütler açısından büyük önem taşımaktadır.”Çünkü örgütler çalışanların arzuladıkları ve onların lider olarak kabul edecekleri kişileri lider olarak konumlandırırlarsa, verimlilik, lider – üye uyumu ve etkinlik artacak; böylece örgüt amaçlarına ulaşarak

39

devamlılığını sağlayabilecektir.”Bu durum örtük liderlik kuramının önemini ortaya koymaktadır. Epitropaki ve Martin (2004: 308),”izleyicilerin örtük liderlik prototipleri ile liderin özellikleri arasındaki uyum arttıkça, izleyiciler ile liderin yüksek kalitede uyum sağladıklarını göstermişlerdir”(Weidner, 2012: 5).”

Örtük liderlik kuramının örgütsel ortamdaki potansiyel rolü, Lord ve Maher (1993) ve Bass ve Avolio (1990) tarafından da vurgulanmıştır. Yazarlar, lider-üye etkileşimi bağlamında, çalışanların örtük liderlik kuramını, ikili ilişkiler sırasında gerek liderlerin izleyicilerinin davranışlarını yorumlamak gerekse kendi davranışlarını oluşturmak için bir temel olarak kullandıklarını ifade etmişlerdir. Ayrıca, örtük liderlere dönüşümcü liderlik açısıyla bakıldığında, Bass ve Avolio (1990), prototipik örtük liderlik özelliklerinin, etkileşimci liderlik özelliğinden daha çok dönüşümcü liderlikle ilişkili olduğunu ifade etmişlerdir (Epitropaki ve Martin, 2004: 294).