• Sonuç bulunamadı

BAL işleminde, entübasyon tüpü yoluyla fleksibl bronkoskop (Olympus CLE-10

USA) kullanılmıştır. Hastanın radyolojik bulgularına göre pnömoninin düşünülen

akciğer anatomik birimine bronkoskop tamamen ilerletilmiş, bronkoskop ucu

ulaşabileceği en distal havayolunda sabitlenmiştir. Bu işlemden sonra, bronkoskop

aspirasyon sisteminden ayrılarak, bronkoskopun aspirasyon kanalı yoluyla, %0.9 NaCl

20 ml fraksiyonlar halinde enjektörle verilmiş ve yine aynı enjektörle verilen sıvı aspire

edilmiştir. Verilen toplam 120 – 150 cc sıvının %60’nın geri alınması hedeflenmiştir.

BASP işleminde, entübasyon tüpü yoluyla fleksbıl bronkoskop (Olympus CLE-

10 USA) kullanılmıştır. Hastanın radyolojik bulgularına göre pnömoni düşünülen

akciğer anatomik birimine bronkoskop ilerletilmiş, bu alana bronkoskop aracılığı ile

verilen 50 ml %0.9 NaCl verilmiş ve verilen sıvı bronkoskopun aspirasyon sisteminden

geri alınmıştır.

Mini-BAL işleminde, lavaj kateteri (combicath TM; plastimed, Saint-Leu-La

Forêt, France) entübasyon tüpü yoluyla alt hava yollarına ilerletilmiştir. İlerletme

işlemi tamamlandıktan sonra kateter ucundaki koruyucu kılıf çıkarılıp kateterin bronş

ağacı içerisinde biraz daha ilerlemesi sağlanmıştır. Son olarak 20 cc %0.9 NaCl kateter

yolu ile verilip tekrar aynı enjektör ile aspire edilmiştir.

4.1 Mikrobiyolojik İnceleme

Alınan örnekler hem konvansiyonel yöntemlerle hem de hızlı moleküler

yöntemlerle incelenmiştir. Konvansiyonel yöntemler için ayrılan örnekler aynı gün

incelemeye alınırken; hızlı moleküler yöntemler için alınanlar ise toplu olarak

çalışılmak üzere çalışma gününe kadar -80˚C'de saklanmıştır.

Konvansiyonel incelemede, kantitatif kültür yöntemleri kullanılıp BAL için 10

4

CFU/ml, mini-BAL için 10

5

CFU/ml üreme anlamlı olarak kabul edilmiştir.

Bakteriyel etkenlerin identifikasyonu için Maldi-TOF MS (VITEK MS,

BioMerieux, Fransa) ve antibiyotik duyarlılık testleri için otomatik sistem (VIṪ EK2,

BioMerieux, Fransa) kullanılmıştır.

Moleküler incelemede, dört temel bakteriyi (Staphylococcus aureus,

22

saptamak amacıyla Real Time PCR kiti geliştirilmiştir. Her bir suştan elde edilen

DNA’lar 1/10 dilusyonlar yapılarak PCR etkinlik değerleri ve ideal PCR sıcaklık döngü

koşulları tespit edilmiştir (Tüm patojenler için PCR etkinlik değerleri E: 1,85-2,1

arasında bulunmuştur). Belirtilen gen bölgeleri hedef alınarak primer probe setleri

hazırlanmıştır.

Staphylococcus aureus için phospholipase gen bölgesi (150 bp)

Primer forward: AGTGTTAGCG GCTACAATGTTTG

Primer reverse: CCTGACTGCATTTGATGTGACG

Probe: 5’--CalRed610 TCGCGTTCCCTTGTTCTCCCGGTT BHQ2—3’

Pseudomonas aeruginosa için oprL gen bölgesi (161 bp)

Primer forward: CTGAACTGACGGTCGCCAAC

Primer reverse: CACCTTCACCGGAAGCATCG

Probe: 5’-- Quasar670 AGGAGCAACCCACAGCCACA GCCA—BHQ2—3’

Acinetobacter baumannii için 16S RNA gen bölgesi (145 bp)

Primer forward: GGAACTTTAAGGATACTGCCAGTG

Primer reverse: GGTCGTAAGG GCCATGATGAC

Probe:5’—FAM- CGTCGTCCCCGCCTTCCTCCAGT--BHQ1 —3’

Stenotrophmonas maltophilia için 16S RNA gen bölgesi (134 bp)

Primer forward: GATCCTGGCTCAGAGTGAACG

Primer reverse: CCCACGACAGAGTAGATTCCG

Probe:5’—VIC- -CACCCGTCCGCCACTCGCCAC--BHQ1—3’

-80˚C'de saklanan örneklerden “GenAll DNA/RNA Extraction Kit” (GenAll,

Güney Kore) kullanılarak kit içeriğinde önerildiği şekilde DNA ekstraksiyonu

gerçekleştirilmiştir. Elde edilen 200 µl nükleik asit solüsyonunun 5 µl’si amplifikasyona

alınmıştır. Amplifikasyon için, 2 X Realtime Multiplex Mix with UDG (Genmark

Sağlık Ürünleri, Türkiye) kullanılmış, amplifikasyon, saptama ve veri analizi Realtime

PCR cihazında (CFX96-IVD Biorad, ABD) çalışılmıştır.

23

Örnekte flöresan sinyali alınmış ise, internal kontrolde “melting peak”

gözlenmiş ise ve ekstraksiyon ve amplifikasyon için pozitif kontroller pozitif, negatif

kontroller negatif sonuçlanmış ise test sonucu pozitif kabul edilmiştir

Örnekte flöresans sinyali yokken internal kontrolde “melting peak” gözlenmiş

ise ve ekstraksiyon ve amplifikasyon için pozitif kontroller pozitif, negatif kontroller

negatif sonuçlanmış ise test sonucu negatif kabul edilmiştir.

Negatif kontroller negatif ve pozitif kontroller pozitif olarak sonuçlanmamış ise

veya örnekler negatif olduğu durumda internal kontrolde floresans gözlenmemiş ise test

geçersiz kabul edilmiş ve tekrarlanmıştır.

Çalışma için Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Araştırma Etik Kurulu'ndan onay

alınmıştır. Bilgilendirilmiş gönüllü onam formu, hasta ve hasta yakını bilgilendirildikten

sonra hasta veya birinci derece yakınları tarafından doldurulup imzalanmıştır.

Çalışmaya alınan her hasta için; hastaneye yatış ve HGP tanısı anında akciğer grafisi

buguları, laboratuvar değerleri (lökosit, CRP, prokalsitonin, PaO

2

/FiO

2

oranı), klinik

pulmoner enfeksiyon skoru (CPIS), demografik verileri, altta yatan hastalıkları,

immunsupresyon varlığı ve hastaneye yatış tanıları kaydedilmiştir.

24

5

BULGULAR

Çalışmamıza Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları Anabilim Dalı

Kliniği ile Anestezi ve Reanimasyon Anabilim Dalı Yoğun Bakım Ünitesinde takip

edilen toplam 62 (42 erkek, ortalama yaş 69.7 ± 15.6) hasta alınmıştır. Hastaların 46

(%74)’sı Göğüs Hastalıkları kliniğinde izlenirken, 16 (%26)’sı Anestezi ve

Reanimasyon kliniğinde izlenmiştir.

Hastaneye yatış anında, KOAH (16 hasta), hipertansiyon (16 hasta), diyabet (15

hasta), nörolojik hastalıklar (14 hasta) başta olmak üzere, hastaların %95.2'sinde ek

hastalık saptanmıştır. Tablo 6'da ek hastalıkların dağılımı ve hastaların demografik

verileri gösterilmiştir (Tablo 8).

Tablo 8: Hastaların başvuru anındaki demografik özellikleri, yatış tanıları, ek

hastalıkları ve laboratuvar bulguları

Yaş 69.7 ±15.6 Cinsiyet(K/E) 20/42 Yatış tanıları (n,%) Pnömoni 42 (67.8) KOAH 8 (13) PTE 1 (1.6) OUAS 1 (1.6) Diğer 10 (16) Ek hastalıklar (n,%) KOAH 16 (13.8) HT 16 (13.8) DM 15 (12.9) Santral sinir sistemi hastalıkları 14 (12.0) Malignite 13 (11.2) Diğer hastalıklar 39 (33.6) Ek hastalığı olmayan 3 (2.6) İmmünyetmezlik durumu (n,%) Yok 51 (82.3) Var 11 (17.7) İmmünyetmezlik nedenleri (n,%) Kortikosteroid kullanımı 5 (46) Kemoterapi 4 (36) Hematolojik malignite 2 (18) Solunum yetmezliği tedavisi (n,%)

İMV 33 (53) İMV+NİV 28 (45) Oksijen inhalasyonu 1 (2)

Başvuru PaO2/FiO2 233±93.14

Başvuru CRP 12.5 mg/dL (±10 mg/dL)

Başvuru PCT 0.71 mg/dL (0.05 mg/dL)

25

En sık hastaneye yatış nedeni olarak, pnömoni (42 hasta) ve KAOH alevlenme

(8 hasta) olarak belirlenmiştir. Tüm hastalarda solunum yetmezliği saptanmıştır. 33

hastaya İMV, 28 hastaya İMV ve NİV uygulanırken (İMV öncesi NİV uygulaması ya

da İMV sonrası NİV uygulaması), 1 hasta ise oksijen inhalasyonu ile izlenmiştir.

İzlem süresince 58 hastaya endotrakeal entübasyon işlemi yapılmıştır. Ortalama

entübasyon süresi 12.8 ± 10.0 gün olarak bulunmuştur. Üç hasta hastaneye

trakeostomili olarak kabul edilmiş, toplam 19 hastaya izlem süresince trakeostomi

açılmıştır. Bir hasta ise sadece oksijen inhalasyonu ile izlenmiştir.

Başvuru anındaki akciğer grafisi değerlendirildiğinde; 48 hastada parankimal

infiltrasyon, 5 hastada plevral efüzyon ve 1 hastada da atelektazi ile uyumlu dansite

bulguları izlenmiştir.

Hastaneye yatışlarının 48. saatinden sonraki izleminde hastanede gelişen

pnömoni tanısı alan hastalar çalışmaya alınmıştır. Hastanede gelişen pnömoni tanısı

konulduğu anda bakteriyolojik inceleme için 51 hastadan mini-BAL, 7 hastadan BAL

ve 4 hastadan ise BASP alınmıştır.

Hastanede gelişen pnömoni tanısı anında saptanan lökosit, CRP, prokalsitonin,

CPIS ve PaO

2

/FiO

2

değerleri tablo 9’da verilmiştir. Hastanede gelişen pnömoni tanısı

anında 59 hastanın 39'inin akciğer grafisinde tek taraflı infiltrasyon, 20'sinde çift taraflı

infiltrasyon saptanmıştır. Üç hastanın akciğer grafisinde ise plevral efüzyonla birlikte

tek taraflı infiltrasyonla uyumlu dansite artışı izlenmiştir.

Tablo 9: Hastanede gelişen pnömoni tanı anında enfeksiyon belirteçleri ve radyolojik

bulguları

CRP (mg/dL) 13.8 ± 8.5 PCT (µg/L) 1.28 (0.08-100) CPIS 5.0 ± 1.8 Lökosit (hücre/mm3 ) 13030 (1870-66660) Radyoloji (n,%)

Tek taraflı infiltrasyon 39 (63) Çift taraflı infiltrasyon 20 (32) Plevral efüzyon + tek taraflı infiltrasyon 3 (5)

Konvansiyonel yöntem ile 62 hastanın 40’ında (%64.5), PCR ile 62 hastanın

57’sinde (%91.9) bakteriyel etken saptanmıştır. PCR ile etken saptama oranın anlamlı

26

olarak yüksek olduğu görülmüştür (p=0.0004) (Şekil 1). Her iki yöntemle saptanan

bakteriyel etkenler beraber değerlendirildiğinde, etken saptanması açısından

konvansiyonel yöntem ile PCR yönteminin birbiri ile uyumlu olduğu gözlenmiştir

(kappa:0.797). PCR yönteminin konvansiyonel yönteme göre duyarlılığı %97.5, iken

özgüllüğü %18 olarak bulunmuştur. Pozitif prediktif değer ise %68.4 olarak

hesaplanmıştır.

Şekil 1: Konvansiyonel yöntem ve PCR ile etkenlerin saptanma oranları

Hastalardan alınan solunum örneklerinin konvansiyonel yöntemle incelenmesi

sonucunda 33 (%53.2) hastada tek bakteriyel etken izole edilirken, 7 (%11.3) hastada

birden fazla etken izole edilmiştir. Yirmi iki (%35.5) hastada konvansiyonel yöntem ile

etken saptanamamıştır. Konvansiyonel yöntem ile; 24 hastada sadece Acinetobacter

baumannii, 2 hastada Acinetobacter baumannii ve Pseudomonas aeruginosa, 1 hastada

Acinetobacter baumannii ve Klebsiella pneumonia, 1 hastada Acinetobacter baumannii

ve Corynebacterium striatum, 6 hastada sadece Pseudomonas aeruginosa, 1 hastada

Pseudomonas aeruginosa ve Klebsiella pneumonia, 1 hastada Pseudomonas aeruginosa

ve Corynebacterium striatum, 1 hastada Pseudomonas aeruginosa ve Stenotrophomonas

maltophilia, 1 hastada sadece Stenotrophomonas maltophilia, 1 hastada sadece

Staphylococcus aureus, 1 hastada ise sadece Klebsiella pneumonia izole edilmiştir

(Tablo 10).

0% 10% 20% 30% 40% 50% 60% 70% 80% 90% 100% Konvansiyonel yöntem PCR Etken - Etken +

(p=0.0004)

27

Solunum örneklerinin PCR ile değerlendirilmesi sonucunda 36 (%58.1) hastada

tek bakteriyel etken saptanırken, 21 (%33.9) hastada birden fazla etken saptanmıştır. Bu

yöntem ile sadece 5 (%8,1) hastada etken saptanamamıştır. Etken saptama yöntemi

olarak PCR kullanıldığında; 28 hastada sadece Acinetobacter baumannii, 14 hastada

Acinetobacter baumannii ve Pseudomonas aeruginosa, 3 hastada Acinetobacter

baumannii ve Stenotrophomona maltophilia, 1 hastada Acinetobacter baumannii,

Pseudomonas aeruginosa ve Stenotrophomonas maltophilia; 7 hastada sadece

Pseudomonas aeruginosa, 1 hastada Pseudomonas aeruginosa ve Stenotrophomonas

maltophilia, 2 hasta Pseudomonas aeruginosa ve Staphylococus aureus,1 hastada

sadece Stenotrophomonas maltophilia saptanmıştır.

Konvansiyonel yöntem ile 62 hastanın 28’ında (%45.2) bakteriyel etken olarak

Acinetobacter baumannii saptanırken, PCR ile 62 hastanın 46’sinde (%74.2) bakteriyel

etken olarak Acinetobacter baumannii saptanmıştır. PCR ile etken olarak Acinetobacter

baumannii saptama oranın anlamlı olarak yüksek olduğu görülmüştür (p<0.0001).

Acinetobacter baumannii saptanan 28 örneğin 27'sinde PCR ile de Acinetobacter

baumannii saptandığı izlenmiştir. Konvansiyonel yöntemlerle etken izole edilmeyen 19

hastada PCR ile Acinetobacter baumannii saptanmıştır.

Konvansiyonel yöntem ile 62 hastanın 11’inde (%17.7) bakteryel etken olarak

Pseudomonas aeruginosa saptanırken, PCR ile 62 hastanın 25’sinde (%40.3) bakteriyel

etken olarak Pseudomonas aeruginosa saptanmıştır. PCR ile etken olarak

Pseudomonas aeruginosa saptama oranın anlamlı olarak yüksek olduğu görülmüştür

(p<0.0001). Pseudomonas aeruginosa saptanan 11 örneğin 10'unda PCR ile de

Pseudomonas aeruginosa saptandığı izlenmiştir. Konvansiyonel yöntemlerle etken izole

edilmeyen 15 hastada PCR ile Pseudomonas aeruginosa saptanmıştır.

Konvansiyonel yöntemler ile 62 hastanın 2'sinde (%3.2) etken olarak

Stenotrophomonas maltophilia üremiştir. PCR ile de 6 hastada (%9.7) etken olarak

Stenotrophomonas maltophilia saptanmıştır.

Staphylococcus aureus, konvansiyonel yöntemler ile 1 örnekte pozitif olarak

sapanırken, PCR ile 2 örnekte pozitif olarak saptanmıştır.

Staphylococcus aureus ve Stenotrophomonas maltophilia izole edilen hasta

sayısının az olması nedeniyle uyum açısından değerlendirilememiştir.

28

Konvansiyonel

yöntemler

ile

üretilen

Klebsiella

pneumonia

ve

Corynebacterium striatum etkenleri PCR kitlerinde bulunmadığı için PCR ile bu

etkenler saptanamayacağından dolayı değerlendirmeye alınamamıştır.

Tablo 10:Konvansiyonel ve PCR yöntemleri ile saptanan etkenler

HASTA NO KONVANSİYONEL YÖNTEM PCR YÖNTEMİ

1 Acinetobacter baumannii Acinetobacter baumannii 2 Acinetobacter baumannii Acinetobacter baumannii 3 Acinetobacter baumannii

Corynebakterium striatum Acinetobacter baumannii

4 Acinetobacter baumannii

Klebsiella pneumonia

Acinetobacter baumannii

Pseudomonas aeruginosa

5 Acinetobacter baumannii Acinetobacter baumannii 6 Acinetobacter baumannii Acinetobacter baumannii

Pseudomonas aeruginosa

7 Acinetobacter baumannii Acinetobacter baumannii 8 Acinetobacter baumannii Acinetobacter baumannii 9 Acinetobacter baumannii Acinetobacter baumannii

Stenotrophomonas maltophilia 10 Acinetobacter baumannii Acinetobacter baumannii

Pseudomonas Aeruginosa 11 Acinetobacter baumannii Acinetobacter baumannii

12 Acinetobacter baumannii

Acinetobacter baumannii

Pseudomonas aeruginosa Stenotrophomonas maltophilia

13 Acinetobacter baumannii Acinetobacter baumannii 14 Acinetobacter baumannii Acinetobacter baumannii 15 Acinetobacter baumannii Acinetobacter baumannii 16 Acinetobacter baumannii Acinetobacter baumannii 17 Acinetobacter baumannii Acinetobacter baumannii

Stenotrophomonas maltophilia 18 Acinetobacter baumannii Pseudomonas aeruginosa Acinetobacter baumannii Pseudomonas aeruginosa 19 Acinetobacter baumannii Pseudomonas aeruginosa Acinetobacter baumannii Pseudomonas aeruginosa 20 Acinetobacter baumannii Acinetobacter baumannii 21 Acinetobacter baumannii Acinetobacter baumannii 22 Acinetobacter baumannii Acinetobacter baumannii 23 Acinetobacter baumannii Acinetobacter baumannii 24 Acinetobacter baumannii Acinetobacter baumannii

Pseudomonas aeruginosa

25 Acinetobacter baumannii Acinetobacter baumannii 26 Acinetobacter baumannii Acinetobacter baumannii 27 Acinetobacter baumannii Acinetobacter baumannii

28 Acinetobacter baumanni Pseudomonas aeruginosa

29

30 Pseudomonas aeruginosa Pseudomonas aeruginosa

Acinetobacter baumanni

31 Pseudomonas aeruginosa

Klebsiella pneumonia Pseudomonas aeruginosa

32 Pseudomonas aeruginosa

Stenotrophomonas maltophilia

Pseudomonas aeruginosa Stenotrophomonas maltophilia

33 Pseudomonas aeruginosa Pseudomonas aeruginosa

34 Pseudomonas aeruginosa Pseudomonas aeruginosa

Acinetobacter baumanni

35 Pseudomonas aeruginosa Pseudomonas aeruginosa

36 Pseudomonas aeruginosa

Corynebakterium Striatum

Pseudomonas aeruginosa

Acinetobacter baumanni

37 Pseudomonas aeruginosa Stenotrophomonas maltophilia

38 Staphylococcus aureus Acinetobacter baumanni

Stenotrophomonas maltophilia

39 Stenotrofomonas maltofilia Etken saptanmadı

40 Klebsiella pneumonia Acinetobacter baumanni

41 Üreme yok Etken saptanmadı

42 Üreme yok Etken saptanmadı

43 Üreme yok Etken saptanmadı

44 Üreme yok Etken saptanmadı

45 Üreme yok Acinetobacter baumanni

46 Üreme yok Acinetobacter baumanni

47 Üreme yok Acinetobacter baumanni

Pseudomonas aeruginosa

48 Üreme yok Acinetobacter baumanni

49 Üreme yok Acinetobacter baumanni

Pseudomonas aeruginosa

50 Üreme yok Acinetobacter baumanni

51 Üreme yok Acinetobacter baumanni

52 Üreme yok Acinetobacter baumanni

53 Üreme yok Acinetobacter baumanni

54 Üreme yok Acinetobacter baumanni

55 Üreme yok Acinetobacter baumanni

56 Üreme yok Acinetobacter baumanni

Pseudomonas aeruginosa

57 Üreme yok Acinetobacter baumanni

58 Üreme yok Acinetobacter baumanni

Pseudomonas aeruginosa

59 Üreme yok Pseudomonas aeruginosa

Staphylococcus aureus

60 Üreme yok Pseudomonas aeruginosa

61 Üreme yok Pseudomonas aeruginosa

62 Üreme yok Pseudomonas aeruginosa

Staphylococcus aureus

30

Hastalarda, hastanede yattıkları sürede kullanılan antibiyotikler tablo 11’de

verilmiştir. Ortalama antibiyotik süresi 26.0 ± 17.7 gün, etkene yönelik antibiyotik

süresi 13.5 ± 17.6 gün olarak belirlendi. Hastanede yatış süresi 41.7 ± 43.7 gün,

ortalama YBÜ'nde kalış süresi 37.0 ± 44.8 gün olarak saptanmıştır (Tablo 12).

Tablo 11: Hastalarda hastanede yattığı sürede kullanılan antibiyotikler

Kolistin 43 Meropenem 34 Tigesiklin 13 Seftriakson 12 Seftazidim 10 Linezolid 10 Klaritromisin 8 Sefoperezon-sulbaktam 8 Piperasilin-tazobaktam 7 İmipenem 6 Moksifloksasin 4 Teikoplanin 4 Siprofloksasin 3 Tirimetoprim-sulfometoksazol 1 Levofloksasin 1

Tablo 12: Hastanede ve YBÜ'nde ve hastanede yatış süresi, antibiyotik süresi

YBÜ yatış süresi 37.0 ± 44.8 gün

Hastanede yatış süresi 41.7 ± 43.7 gün

Ortalama antibiyotik süresi 26.0 ± 17.7 gün Etkene yönelik antibiyotik süresi 13.5 ± 17.6 gün

Konvansiyonel yöntemler ve PCR ile (konv +, PCR +) 39 hastada etken

saptanırken, 18 hastada konvansiyonel yöntemlerde üreme olmayıp sadece PCR ile

(konv -, PCR +) etken saptanmıştır. Her iki grup karşılaştırıldığında, (konv +, PCR +)

grupta örnek alınma gününde CPIS değerinin daha yüksek olduğu saptanmıştır (5.5 ya

karşın 4.0, p=0.68). Her iki grup arasında, demografik veriler ve örnek alınma

günündeki klinik, laboratuvar veriler ve mortalite açısından anlamlı bir fark

saptanmamıştır (Tablo 13).

31

Tablo 13: PCR ile etken saptanıp konvansiyonel yöntemlerle etken saptanan ve

saptanmayan hastaların karşılaştırılması

PCR + P Konvansiyonel + n:39 Konvansiyonel - n:18 Cinsiyet (n,%) Kadın Erkek 13 (33.3) 26 (66.7) 5 (27.7) 13 (72.3) 0.461 Yaş (yıl) 70.8 ± 15.2 69.1 ± 15.7 0.693 Sigara kullanımı (n,%) 14 (77.7) 5 (45) 0.085 İmmünsüpresyon (n,%) Var Yok 7 (18) 32 (82) 2 (11) 16 (89) 0.408 Mortalite (n,%) 30 (77) 13 (72) 0.471 CPIS* 5.6 ± 1.6 4.1 ± 1.7 0.009 Lökosit (/mm3)* 16100 ± 12828 14700 ± 4705 0.668 CRP (mg/dL)* 15.2 ± 9.4 11.8 ± 6.5 0.180 PCT(µg/L)* 10.7 ± 19.1 5.0 ± 12.3 0.257 *HGP tanı anında

62 hastanın izleminde 45 hastada (% 72.6 ) mortalite izlenmiştir. Mortalite

izlenen hastalarda örnek alınma anında yaş ortalamasının (p:0.009), CPIS skorunun

(p:0.048), CRP (p:0.018) ve PCT (p:0.022) değerlerinin anlamlı olarak daha yüksek,

PaO

2

/FiO

2

oranının (p:0.042) anlamlı olarak düşük olduğu saptanmıştır (Tablo:14).

Tablo 14: Klinik özelliklerin ve örnek alındığı günkü laboratuvar bulgularının mortalite

ile ilişkisi

Mortalite (-) n:17 Mortalite (+) n:45 P Cinsiyet (n,%) Kadın Erkek 7 (41) 10 (59) 13 (29) 32 (71) 0.265 Sigara kullanımı (n,%) 7 (70) 16 (69.5) 0.657 İmmünsüpresyon (n,%) 1 (5) 10 (22) 0.127 Entübasyon (n,%) 14 (82) 44 (98) 0.059 Yaş(yıl) 61.41 ± 16.7 72.84 ± 14.2 0.009 CPIS 4.1 ± 1.7 5.3 ± 1.7 0.048 PaO2/FiO2 286.85 ± 96 224.95 ± 91.8 0.042 Lökosit (/mm3) 14347 ± 3929 15676 ± 12188 0.52 CRP (mg/dL) 10.42 ± 5.4 15.04 ± 9.1 0.018 PCT (µg/L) 2.74 ± 7.0 10.75 ± 19.2 0.022 Hastane yatış günü 58.9 ± 60.9 35.1 ± 33.7 0.055 YBÜ yatış günü 51.8 ± 63.8 31.4 ± 34.4 0.109

32

Konvansiyonel yöntemlerle ve PCR ile saptanan mikroorganizmalara

(Acinetobacter baumannii ve Pseudomonas aeruginosa) göre mortalite oranları Şekil

2’de gösterilmiştir.

Şekil 2: Konvansiyonel yöntemler ve PCR ile saptanan mikroorganizmalara göre

mortalite oranları (%)

0 10 20 30 40 50 60 70 80 90 Acinetobacter (Konvansiyonel) Acinetobacter (PCR) Pseudomonas (Konvansiyonel) Pseudomonas (PCR)

33

6

TARTIŞMA

Hastanede gelişen pnömoni hastaneye yatıştan itibaren 48 saat sonra veya

taburculuk sonrası 48 saat içinde ortaya çıkan pnömoni klinik tablosunu ifade

etmektedir. İlk 4 gün içerisinde gelişen pnömoniler erken dönem HGP olarak

değerlendirilir ve etyolojide yer alan mikroorganizmalar toplumda gelişen pnömoni

etkenleriyle benzerlik göstermektedir. Geç dönem HGP ise, etkenlerin özellikleri

nedeniyle tedavisi daha zor ve diğer pnömoni tiplerine göre prognozu daha kötüdür.

Pnömonide etken mikroorganizmalarının hızlı bir şekilde saptanması ve uygun

antibiyotik tedavisinin hızlı bir şekilde başlanması prognozu olumlu yönde etkileyecek

en önemli yaklaşımlardır. Son yıllarda bakteriyel etkenlerin hızlı moleküler yöntemlerle

saptanmaya başlanması ve hastanede gelişen pnömoni etkenlerinin hızla

belirlenmesinin, etkin tedavi sürecini hızlandıracağı düşünülmektedir. Bu nedenle,

çalışmamızda geç dönemde hastanede gelişen pnömoni tanısı konulan hastaların

solunum örneklerinden etken mikroorganizmaların saptanmasında konvansiyonel

bakteriyolojik yöntemler ile hızlı moleküler yöntemlerin karşılaştırılması amaçlanmıştır.

Sonuç olarak, konvansiyonel yöntemler ile hızlı moleküler yöntemler arasında pnömoni

etkenlerini saptama açısından uyumun iyi olduğu ve hızlı moleküler yöntemlerle daha

fazla etken patojenin saptanabildiği görülmüştür.

Geç dönemde ortaya çıkan HGP'lerde gram(-) basiller (%60-85) en sık izole

edilen etkenlerdir (48). Ülkemizde 279 VİP epizodunun değerlendirildiği bir çalışmada

VİP etkeni olarak en sık A. baumannii (%37), MRSA (%27.8) ve P. aeruginosa (%23.2)

izole edilmiştir (49). Karadeniz Teknik Üniversitesi Tıp Fakültesi'nde yapılan ve

YBÜ'nde enfeksiyon etkenlerini değerlendiren çalışmada; Pseudomonas aeruginosa

%31.4, Acinetobacter baumannii %19.6, metisiline dirençli Staphylococcus aureus

%15.7, Stenotrophomonas maltophilia %9.8 oranlarında etken olarak belirlenmiştir

(50). Bizim çalışmamızda konvansiyonel yöntem ile 28 (%45.2) hastada Acinetobacter

baumannii, 11 (%17.7) hastada Pseudomonas aeruginosa izole edilmiştir.

Son

yıllarda

bakteriyel

enfeksiyonlarda

etken

mikroorganizmaların

saptanmasında hızlı moleküler yöntemlerin değerlendirildiği çalışmaların sayısında artış

gözlenmektedir. Alt solunum yolu enfeksiyonları patojenlerinin saptanmasında PCR ve

konvansiyonel yöntemlerin kıyaslandığı Aydemir ve arkadaşlarının çalışmasında;

toplumda gelişen pnömoni, KOAH ve bronşektazi alevlenmesi ve akut alt solunum

yolu enfeksiyonu olan toplam 197 hasta değerlendirilmiştir. Balgam, nazofaringeal

34

sürüntü, BAL örneklerinde konvansiyonel yöntemle ve PCR ile bakteriyel etkenler izole

edilmiştir. Kültür ile 62 (%31.5) hastada en az bir bakteri izole edilirken, PCR ile 125

(%63.5) hastada ( %32 S. pneumonia, %31 H. influenza) etken saptanmıştır. Sadece bir

hastada PCR ve konvansiyonel yöntemlerde farklı mikroorganizma saptanmıştır. Kültür

yöntemi altın standart olarak kabul edildiğinde, PCR yönteminin duyarlılığı %96,

pozitif prediktif değeri %95 olarak bulunmuştur. Çoklu etken saptamada kültür ve PCR

arasında anlamlı fark olup (p<0.005), konvansiyonel yöntem ile 2 hastada, PCR ile 47

hastada çoklu etken izole edilmiştir (51).

Bizim çalışmamızda, PCR yönteminin konvansiyonel yönteme göre duyarlılığı

%97.5, özgüllüğü %18 ve pozitif prediktif değeri ise %68.4 olarak bulunmuştur.

Konvansiyonel yöntemler ile elde edilen etken patojenler ile PCR ile elde edilen etken

patojenlerin uyumlu olması nedeniyle duyarlılık değeri yüksek saptanmıştır. Buna

karşın, konvansiyonel kültür yöntemleri ile etken izole edilemeyen hastalarda, PCR

yöntemi ile etken izole edilmesi özgüllük değerinin düşük olmasına neden olmuştur.

Kliniğimizde ve Enfeksiyon Hastalıkları Kliniğinde yürütülen bir başka

çalışmada, 55 TGP olgusunun solunum örnekleri konvansiyonel yöntemler ve PCR

yöntemi ile değerlendirilmiştir. Konvansiyonel yöntemlerle hastaların %60'ında

bakteriyel etken saptanırken, PCR ile hastaların %94'ünde etken saptanmıştır ve PCR

ile etken saptama oranlarının daha fazla olduğu gözlenmiştir. Konvansiyonel

yöntemlerle 12 hastada, PCR ile 24 hastada S. Pneumoniae saptanırken; H. influenzea

konvansiyonel yöntemlerle 11 hastada, PCR ile 17 hastada saptanmıştır (52).

Hastaneye yatan TGP tanılı hastalarda etken patojenleri değerlendiren bir başka

bir başka çalışmada; hastalardan alınan balgam ve endotrakeal aspirat örnekleri PCR ve

konvansiyonel yöntemler ile çalışılmıştır. PCR yöntemi ile %78 bakteriyel etken

saptanırken, kültür yöntemi ile ancak %32 bakteriyel patojen izole edilmiştir. Daha kısa

sürede etken saptanması nedeniyle, PCR yöntemi ile etken izole edilen hastaların

%77’sinde antibiyotik değişikliği veya tedavi spektrumunda daraltma yapılabildiği

belirtilmiştir (53).

Toplumda gelişen pnömoni olgularında etken izolasyonunda PCR yöntemlerini

değerlendiren yeterli çalışma olmasına rağmen, HGP olgularında etken izolasyonunda

PCR yöntemlerini değerlendiren yayın sayısı kısıtlıdır. Kırkdokuz HGP olgusunun

değerlendirildiği diğer bir çalışmada PCR sonuçlarına göre 5-6 saat içerisinde 33

35

(%67.3) hastada ampirik antibiyotik tedavisi değişikliği yapılmış ve değişiklik yapılan

bu hastaların 30’unda (%62.2) klinik düzelme sağlanmıştır (54). Bizim çalışmamızda

PCR için alınan örnekler -80

0

C’de biriktirilerek toplu olarak çalışıldığı için antibiyotik

değişikliği yapılamamış, klinik yansımaları değerlendirilememiştir. Ancak hasta

grubumuzda PCR ile elde edilen mikroorganizmalar ve PCR sonuçlarının

konvansiyonel yöntemlerle uyumu dikkate alındığı zaman, yakın gelecekte PCR

yöntemlerinin HGP hastalarında rutin kullanıma girmesi ile, tedavi sonuçlarının olumlu

yönde etkilenebileceği düşünülmüştür.

Mareb ve arkadaşları, 21 geç başlangıçlı VİP olgusunda, eş zamanlı olarak

konvansiyonel yöntemler ve PCR yöntemi ile etken mikroorganizmaları saptamaya

çalışmışlar, konvansiyonel yöntemlerle 21 hastanın 15'inde, PCR yöntemi ile 21

hastanın 9'unda etken mikroorganizmalar saptanabilmiştir. Konvansiyonel yöntemlerle

etken saptanan 15 hastanın 8'inde PCR ile aynı mikroorganizma izole edilebilmiştir ve

her iki yöntem arasında kabul edilebilir bir uyum olduğu sonucuna varılmıştır (kappa:

0,48) (55). Bizim çalışmamızda ise konvansiyonel yöntem ile 62 hastanın 40’ında

(%64.5) bakteriyel etken saptanırken, PCR ile 62 hastanın 57’sinde (%91.9) bakteriyel

etken saptanmıştır. Konvansiyonel yöntemlerle Acinetobacter baumannii saptanan 28

örneğin 27'sinde PCR ile de Acinetobacter baumannii saptandığı izlenmiştir.

Konvansiyonel yöntemlerle etken izole edilmeyen 19 hastada PCR ile Acinetobacter

baumannii saptanmıştır. Buna karşın konvansiyonel yöntemlerle Pseudomonas

aeruginosa saptanan 11 örneğin 10'unda sinde PCR ile de Pseudomonas aeruginosa

saptandığı izlenmiştir. Konvansiyonel yöntemlerle etken izole edilmeyen 15 hastada

PCR ile Pseudomonas aeruginosa saptanmıştır. Her iki yöntemle saptanan bakteriyel

etkenler beraber değerlendirildiğinde, etken saptanması açısından konvansiyonel

yöntem ile PCR yönteminin birbiri ile önemli derecede uyumlu olduğu gözlenmiştir.

Aynı zamanda konvansiyonel yöntemler ile 7 (%17.5) hastada, PCR ile 20 (%35.1)

hastada birden fazla etken saptanmıştır.

Çalışmamızda 39 hastada hem konvansiyonel hem PCR ile etken saptanmış, 18

hastada konvansiyonel yöntemlerle etken saptanmayıp sadece PCR ile etken

saptanmıştır. Herhangi bir yöntemle etken izole edilebilirliği öngörecek parametreleri

belirlemek için her iki grup karşılaştırıldığında; konvansiyonel ve PCR yöntemlerle

etken saptanan 39 hasta grubunda, sadece PCR ile etken saptanan gruba göre, örnek

alınma gününde CPIS değerinin daha yüksek olduğu görülmüştür (5.6’ya karşın 4.0,

Benzer Belgeler