• Sonuç bulunamadı

1. ÖRGÜTSEL GÜVEN

1.4. Örgütsel Güven

1.4.2. Örgütsel Güvenin Türleri

Bireylerarası güvenden farklı olarak örgüt içindeki güven daha karmaşıktır. Örgütlerde bireylerarası ilişkiler daha yoğun olarak yaşanmaktadır. Güven örgüt içinde bir birinden farklı üç boyutta meydana gelmektedir. Bunlar: yöneticiye güven, çalışma arkadaşına güven ve kuruma olan güvendir. Bu üç boyutun bir birinden farklı olduğu düşünülse de bu boyutlar bir biri ile ilişkili kavramlardır. Çünki, çalışanın iş arkadaşına güvenmesi onun örgüte olan güvenini de etkilemektedir (Artuski, 2009; akt: Çinar, 2013: 66).

Aşağıda sırası ile örgüt içinde oluşan güven türlerine yer verilmiştir.

1.4.2.1. Yöneticiye Güven

Yöneticiye güven, çalışanların üstlerine karşı olan güvenini ifade etmekle, üstlerin belirli yeterliliğe sahip olmalarına, onların doğru, dürüst, adaletli olduğuna olan inancı ifade eder. Bu güven türü iletişim sonrası ortaya çıkan ve söylenen sözlere, açıklamalara olan beklentileri doğurur. Bu beklentilerin ne düzeyde karşılandığı yöneticiye olan güveni belirler (Deluga, 1994: 317). Mayer ve arkadaşları yöneticiye güveni, “çalışanların yöneticinin kontrol edemediği davranış ve eylemlerine maruz kalma gönüllüğü” olarak ifade etmişler (Mayer, Davis ve Schoorman, 1995: 712). Yöneticiye güven, çalışanların yönetici ile aynı fikirde olduğu anlamına gelmez. Çalışanın yöneticinin söyledikleri ve davranışları ile açıkladığı inancların bir biriyle örtüşmesini ifade eder (Özdaşlı ve Yücel, 2010: 68).

Yöneticiye güven, en basit tanımı ile çalışanların üstlerine olan incını ifade etmektedir. Yani, yöneticinin davranış ve tutumu ona olan güveni belirler.

15

Yöneticiye olan güven, çalışanların yöneticilerin olumlu tavır ve davranışlarına karşı olan bir tepkisi yada ödülüdür. Kendisinde bu tür bir inanç olan çalışan, daha sadık, daha verimli, daha uyumlu ve daha itaatkar olabilmektedir (Durdağ ve Naktiyok, 2011: 14).

Yöneticiler çalışanlar tarafından kurumun temsilcisi olarak görülmeketedirler. Çalışanın yöneticiye güvenmesi, hem de çalışanın kuruma olan güvenini artıracaktır. Yöneticiye duyulan güven, iş tatmini, çalışan memnuniyeti ve yöneticinin davranış sergileme düzeyini etkilemektedir (Tan ve Tan, 2000; akt: Envergil, 2018: 25) .

1.4.2.2. ÇalıĢma ArkadaĢlarına Güven

Çalışma arkadaşlarına olan güven, çalışanların diğer çalışma arkadaşlarının adil, dürüst, iyi niyetli, yetenekli, kendisine ondan zarar gelmeyeceğine olan inancı ifade etmektedir. Bu güven çalışanların bir birine karşı sergiledikleri davranışlara, iyi niyyete, konuşmadaki dürüstlüğe olan inançtır. Diğer taraftan, çalışma arkadaşlarının iyi niyyetli olmasının yanı sıra onların becerisine olan güveni de içermektedir (Cook ve Wall, 1980: 40).

Bu güven türü, kişinin çalışma arakadaşının adil, güvenilir, yetenekli, etik ilkeleri benimseyen davranışlar sergileyeceklerine olan inancı ifade eder. Çalışanların bir birine karşı olan güveni onlar arasında bağlılık ve tutarlılığın oluşmasına ve böylece, yeni fikirlerin ortaya çıkmasına ve yaratıcı düşüncenin gelişmesine neden olacaktır. Güvenli bir ortam oluşturmadan, işbirliğinin de yapılması zor görülmektedir. Bu yüzden kurulan bir örgütte güveni odağa almak, yapı, politika ve kültürün çalışan eylemlerinde etkili olacağını düşünmek doğru olacaktır (Tüzün, 2007: 106).

Bireysel yaşamda olduğu gibi örgütsel yaşamda da bireyler iletişim ve etkileşim içinde olmakta, sosyal aktivitelere katılmakta, özel şeylerini paylaşmakta ve ya belirli bir iş yapmak için formal ve informal gruplarda yer almaktadırlar. Çalışanlar sosyal ihtiyaçlar, fiziksel yakınlık, öz saygı, ortak ilgiler, güvenlik gibi ihtiyaçlarından dolayı gruplara üye olurlar. Bu gruplarda çalışanlar “biz ruhuyla” haraket eden bir yapı oluştururlar. Bu grup üğeliyin en öneli ön koşulu güvendir.

16

Çünki, bir birine güvenmeyen çalışanların oluşturdukları gruplar ortak amaçlar doğrultusunda haraket etmez. Grup içi ve ya gruplar arası iletişim ve etkileşimde güvensizlik duygusu yaradan çalışan zamanla gruptan soyutulur ve çalışanda yabancılaşma duygusu oluşur. Bu yabancılaşma çalışanın motivasyonunu ve performansını düşürür ve zamanla örgüte olan bağlılığını olumsuz yönde etkiler. Bu yüzden çalışanların sadece yöneticiye deyil, çalışma arkadaşlarına güvenmesi de örgütsel güvenin bir diğer boyutudur (Topaloğlu, 2010: 45-46).

Örgüt çalışanlarının bir birine olan güveni örgüt amaçlarına ulaşmada önem arz etmektedir. Bir birine güvenmeyen meslektaşlar etkili bir iletişim ortamından kaçınmakta, bir birinin beceri ve yeteneklerine olan inançları sarsılmakta, verimli bir işbirliği yapamamaktadırlar ve sonuçta bu gibi olumsuz durumlar örgüt amaçlarına ulaşmada zorluklar çıkarmaktadır.

1.4.2.3. Örgüte Güven

Örgüte güven, çalışanların örgütsel yapının başarı sağlayabilecek tarzda yapılandığına dair çalışanlarda oluşan inançla oluşmağa başlayan güven türüdür (McKnight, 1998: 482).

Tan ve Tan (2000) kuruma duyulan güvenin yöneticiye duyulan güvenle karşılaştırılabilir olduğunu, ama kuruma duyulan güvenin temelinde örgütsel destek ve işlevsel adalet bulunurken, yöneticiye duyulan güvenin temelinde çalışanlara karşı ilgililik, dürüstlük, yardımseverlik ve yetkinlik düzeylerinin yer aldığını belirtmiştir. Çalışanların yöneticilerine duydukları yüksek güven örgütün tamamına aktarılabilir. Çalışanlar örgütün temsilcisi olarak yöneticilerini görebilirler. Yöneticiye güven ve çalışanlara güven bir birinden farklı iki kavram olmakla beraber, bir birileri ile ilişkili kavramlardır (Envergil, 2018: 26).

Asankutlu (2002: 11) örgütlerde güven oluşturulmasına katkı sağlayanması beklenen unsurları aşağıdakı şekilde sıralamıştır. Bunlar:

 Çalışma ortamında etkin ve uyum sağlanabilir kural ve düzenlemelerin belirlenmesi,

17

 Kurum içinde iyi bir iletişimin sağlanması,

 Örgüt yöneticilerinin yetki devri ve örgüt çalışanlarının kararlara katılımının sağlanması,

 Kurumda çalışanların gelişmesini sağlamak için sürekli eğitim sisteminin kurulması ve etik değerlere önem verilmesi.

Örgüt içinde güvenilir bir ortamın yaradılması için, kariyer geliştirme yolları, terfi sistemi, başarı ve ödüllendirme gibi, insan kaynakları politikalarının işgörenleri tatmin etmesi, eşitliğin ve adaletin her zaman uygulanması gereklidir (Kaplan, 2011: 59).

Benzer Belgeler