• Sonuç bulunamadı

ÖRGÜTLERDE GRUPLAR VE TAKIMLAR

Belgede KALİTE YÖNETİM SİSTEMLERİ (sayfa 44-54)

Yaşamımız boyunca hepimiz şu veya bu şekilde gruplara veya takımlara üye olmuş ve bu olguyu diğer insanlarla birlikte paylaşmışızdır.

Grupların incelenmesi davranışın anlaşılması açısından da önem taşımaktadır. Çünkü yaşamımızda davranışların çoğu başkaları tarafından etkilenmektedir. Ayrıca toplumsallaşma sürecimizde en önemli olgulardan biri gruplardır.

Takımlar da en az gruplar kadar önemli diğer bir konudur. Yoğunlaşan rekabet ortamı ve küreselleşme, çalışanlarda yeni bir çalışma tarzı oluşturma gereğini ortaya koymuştur.

Bireylerin yeteneklerini daha fazla kullanabilmeleri, birlikte çalışma becerileri ve işbirliği sağlamaları takım çalışmaları yoluyla gerçekleşebilmektedir. İşletmeler de daha rekabetçi ve etkili olmak istiyorlarsa, çalışanların yeteneklerinden daha fazla yararlanabilmek için takım çalışmalarına yönelmektedirler.

Grup Kavramı

Grup konusunda çalışan bireyler grubu çok çeşitli biçimlerde tanımlamışlardır. Grubu algılama, güdüleme, örgüt ve etkileşim açısından ele alan çeşitli tanımlar mevcuttur. Bir tanıma göre grup, birbiriyle etkileşim halinde bulunan iki veya daha fazla insanın birbirlerini etkilemesi ve birbirlerinden etkilenmesi sonucunda oluşan birleşmelerdir. Fiziksel açıdan birlikte olan insanlar her ne kadar gruba benzese de, eğer birbirleriyle etkileşim içerisinde değillerse, aralarında bir iletişim yoksa grup değillerdir. Örneğin, sinema izleyicileri arasında etkileşim olmadığı için grup değillerdir. Bir grubu oluşturmak için bireylerin yan yana bulunmaları ya da ortak mekanda olmaları yeterli değildir. Bu açıdan gruplar yığın ya da topluluklardan ayrılırlar.

Grupların Önemi

Grup içindeki bireylerin davranışlarını incelemeden örgütsel davranıştan söz edemeyiz. Gruplar, bütün toplumların her yerinde mevcutturlar. İnsanların büyük çoğunluğu çeşitli gruplara üyedirler. Örneğin, aile, herhangi bir spor kulübü, din grubu, işyerlerindeki düzenli çalışma grupları gibi. Bunlardan bazıları resmi bir biçimde oluşturulmuştur, bazıları ise daha gevşek bir biçimde yer alırlar ve üyeleri arasındaki bağlılık yüksek değildir.

Örgüt içerisindeki davranışları anlamak için, bireyleri etkileyen güçleri ve bireylerin örgütleri nasıl etkilediğini bilmek zorundayız. Bireylerin davranışları grupları etkilediği gibi, örgüt içindeki gruplar da bireylerin davranışlarını etkilemektedir.

Gruptaki başarı, tamamlama duygusu, grubun üyeleri arasındaki davranışlar tarafından etkilenir. Grubun üyeleri arasında çok yoğun bir etkisi vardır. Örneğin; basketbol takımındaki çok iyi bir oyuncu, iyi bir sezonda veya kötü bir sezonda bulunabilir. Kötü bir

oyun sergileyen bir oyuncunun durumu, şampiyonlukta grup tarafından etkilenerek, düzelebilir. Böylece bireylerin davranışları, içinde bulunduğu gruptan etkilenebilir.

Yöneticiler açısından da örgüt içindeki grupların önemi büyüktür. Özellikle, örgüt amaçlarını paylaşmak ve onları bu konuda yönlendirmek için bireyin içinde bulunduğu iş grubunun büyük payı vardır. Yöneticiler bireylerin faaliyetlerini yönlendirirler, aynı zamanda bunu yaparken grup içindeki etkileşimi de koordine eder ve yönlendirirler. Bu demektir ki yöneticiler, bireylerin gereksinimlerinden ve grubu yöneten bireylerarası dinamiklerden etkin bir biçimde haberdar olmalıdırlar. Grup konusundaki süreçleri ne derece iyi bilirlerse, bu konudaki yaklaşımları da o kadar etkili olacaktır.

Örgütsel gruplar birçok amaca hizmet ederler. Bu amaçlar örgütün genel başarı durumunu yükseltmekten, çalışan bireylerin isteklerini karşılamaya kadar değişir. Birçok örgütte bu farklı amaçları karşılayan grup türleri mevcuttur. Genelde çalışanlar bir değil, birden çok grubun üyesi olarak varlıklarını sürdürürler.

Grup Çeşitleri

Gruplar, sınıflama dayanaklarına göre çeşitli şekillerde sınıflandırılmaktadırlar. Önem sırasına göre sınıflandırıldıklarında resmi (biçimsel) ve gayrıresmi (biçimsel olmayan), birincil ve ikincil gruplar, üyelik ve danışma grupları olarak sınıflandırılabilirler.

Resmi (biçimsel) ve Gayriresmi (biçimsel olmayan) gruplar, örgütün kendisi tarafından belirli işleri yerine getirmek amacıyla oluşturulan ve örgütte belirli yeri olan gruplardır.

Diğer bir deyişle, resmi örgüte bağlı olarak ortaya çıkan gruplardır. Resmi gruplar içerisinde emir grupları veya fonksiyonel gruplar, bir de görev grupları yer alır. Emir grupları süreklilik taşırlar; görev grupları ise nispeten geçici gruplardır.

Görev veya özel proje grupları genellikle geçici olarak kurulur veya bir araya gelirler.

Amaçları örgüte ilişkin belirli bir sorunu çözmektir. Sorunu çözdükleri zaman dağılırlar.

Bireyler böyle bir görev grubunda yer alırken, asil üye olarak bulundukları emir grubundaki üyeliklere de devam eder ve normal rutin işlerini yerine getirirler.

Resmi gruplar bilindiği gibi, örgütün kendisi tarafından üretilen gruplardır.

Gayriresmi gruplar ise örgütün üyeleri tarafından biçimlendirilirler. Bunlar arasında arkadaşlık ve ilgi grupları sayılabilir. Arkadaşlık grupları daha sürekli, ilgi grupları ise daha az süreklidir. Arkadaşlık grupları yakın ve samimi ilişkilerden doğar ve üyeler birlikte bulunmaktan zevk duyarlar. İlgi grupları ise ortak bir ilgi merak sonucu biraraya gelen gruplardır, bunların üyeleri arasında da arkadaşlık ilişkileri gelişebilir.

Arkadaşlık grupları ile ilgi grupları arasındaki ayrım genelde çok belirgin değildir.

Genelde iki grubun sürekliliği ayırt edici bir nitelik taşır. Örneğin; ortak bir ilgi veya faaliyet zamanla arkadaşlık gruplarında değişebilir, fakat yine de grup dağılmaz, ilişkiler sürdürülür.

Dolayısıyla arkadaşlık gruplarında bağlar daha kuvvetlidir. İlgi gruplarında ise bireylerin bir konuya karşı duydukları ilgi değişirse, üyeler gruptan kopabilir.

Gayriresmi gruplar üyelerine bazı avantajlar sağlarlar. Birincisi, grup üyelerini bir arada tutar, sosyal değerleri bütünleştirir ve pekiştirirler. Bu değerler ileride grubun davranışlarını oluşturan, onları yöneten normlara dönüşürler. Eğer grup üyeleri karşılıklı destek değerini benimsiyorlarsa bir takım olarak hareket edebilme yeteneğine sahip olabilirler. Yoksa herkesin bir yıldız olma hevesi taşıdığı bir grup başarılı olamaz.

İkinci olarak, gayriresmi gruplar üyelerine sosyal tatmin imkanı sağlarlar. Bireyin tek başına çalıştığı bir ortamda sosyal tatmin imkanı kolay oluşamaz. Gayriresmi grupların üyeleri genelde yakın arkadaşlık bağları içinde oldukları için grup üyelerine bir benlik, aynı zamanda da bir statü sağlar.

Üçüncü olarak, gayriresmi gruplar üyelerine daha fazla bilgi aktararak, onları kolay yönlendirir. Yani üyeler sahip oldukları bilgileri biraraya getirerek, işe yaramaz bilgi ve gözlemleri izole ederek, daha kısa zamanda bilgi sahibi olup, eyleme geçerler. Çoğunlukla bilgiler informel kanallarla, formel kanallardan daha hızlı ve çabuk yayılırlar.

Dördüncü olarak, gayriresmi gruplar üyelerine rehberlik ederek, grup normlarını öğretir, davranışlarını standartlaştırır ve diğer insanlardan neler beklenebileceğine ilişkin onları aydınlatır. Bu da onların işlerini kolaylaştırır ve bir esneklik sağlar.

Birincil ve İkincil Gruplar

Birincil ve ikincil grup ayrımı Charles H. Cooley tarafından yapılmıştır. Birincil grubu niteleyen en temel özellikler yüz yüze ilişkiler, yardımlaşma, dostluk ve sevgi bağlarının yüksek olmasıdır. Birincil grupların üyeleri üyelik ve bizlik duygusuna sahiptirler. Grup dayanışmasının en yüksek olduğu gruplardır. Birincil gruplar her zaman küçüktürler, çünkü büyük sayıdaki üyeler arasında yoğun bir ilişki kurmak çok güçtür. Birincil gruplara en iyi örnek aile ve arkadaş gruplarıdır.

İkincil gruplar ise daha büyük, benzerlik göstermeyen, nispeten geçici gruplardır. Bu grupların üyeleri birbirleriyle belli çıkar ve aktiviteleri açısından ilişki kurarlar.

Etkileşimlerinde belirli roller hakimdir. Örneğin; Öğrenci, müdür, yönetici, şef, işçi gibi. Bu grubun örneklerini özellikle sanayileşmiş toplumlarda görmekteyiz. Bu gruplar karşılıklı çıkarlara göre düzenlenmiş resmi örgütlerdir. Kültürel farklılaşma ve iş bölümünün yaygınlaşması, kentleşme sonucu bu tür gruplar çoğalmaktadır. Örneğin, şirketler, sendikalar, bankalar, birlikler bu tür gruplardır.

Üyelik Danışma (Referans) Grupları

Bir birey çoğu kez birden fazla grubun üyesidir. Örneğin; bir ailenin ferdi, bir takımın oyuncusu, bir işletmenin çalışanı olabilir ve bu gruplarda aktif bir görev ya da pasif bir üye rolü oynayabilir. Bu nedenle üyelik grupları kişilerin halen üyesi bulundukları ve içinde faaliyette oldukları gruplardır.

Danışma grubu ise bireyin davranışlarını ve kendini değerlendirdiği, örnek aldığı gruplardır. Başka bir ifadeyle, bireyin kendisi hakkında görüş veya değerleme yapmasına aracı olan standartlar ile bireyin davranışını başkaları ile karşılaştırmada kullanılan bir gruptur. Danışma grubu aynı zamanda bireyin özlemlerini gerçekleştirecek hedef ve standartları edindiği ve performansını değerlendirmek için başvurduğu bir kaynaktır.

Yüksek lisans yapmak isteyen bir öğrencinin, kendini yüksek lisans yapan bir öğrenci ile

karşılaştırarak, gelişmelerini kıyaslaması ve bu programın öğrencisi olmaya çalışması örnek olarak verilebilir.

Bireylerin Gruplara Katılım Nedenleri

Çalışma grupları ve grupların devamı açısından kritik bir faktör, grup üyelerinin bir takım gereksinmelerinin karşılanmasıdır. Bu aklımıza acaba insanlar neden gruplara üye olmaktadırlar sorusunu getirmektedir.

İster resmi ister gayriresmi olsun, üyelerinin güvenlik, sosyal gereksinmeler, saygınlık ve kendini gerçekleştirme gereksinimlerini karşılamaktadırlar. Çalışanlar, bu gereksinimlerini iş yerinde karşılıyorlarsa bunun nedeni iş ortamı değil, iş gruplarının onlara sağladığı mekanizmalardır. Çünkü örgütler büyük ve genelde insan ilişkilerinin çok da önem taşımadığı ortamlardır. İnsanların bu gereksinimlerini sağlayan, örgüt içindeki çalışma gruplarıdır. Örgütlerin insan ilişkilerini giderme konusunda bir çaba göstermemeleri, çalışanları iş gruplarına üye yapmakta ve bu gruplar sayesinde çalışanların birtakım ihtiyaçları giderilmektedir. Çalışanların grup üyeleriyle kurmuş oldukları ilişkilerin niteliği genelde bireyleri olumlu etkileyerek, üretkenliklerini ve tatmin düzeylerini arttırmaktadır.

Bireylerin gruplara katılım nedenleri güvenlik, sosyal gereksinmeler, saygınlık ve kendini gerçekleştirme olarak sıralanabilir:

Güvenlik: Genelde çalışanlar, birlikte çalıştıkları arkadaşlarının da kendileriyle aynı sorunları, ilgileri ve acıları paylaştıklarını hissettiklerinde daha motive olurlar. Çalışanlar, tek başına kaldıklarında ise kendilerini güçsüz, düşünceleri paylaşılmayan ve cezalandırılma korkusu içinde bulurlar. Ne zaman ilgi ve sorunlarının başkaları tarafından da paylaşıldığını hissetseler, kendilerini pekiştirilmiş hissederek, bunların çözümü için bir şeyler yapılması yolunda harekete geçerler. "Sayıca çoğalmak" sendikaların da kullandığı önemli bir slogandır. Gerçekten de işçi sendikalarının giderek çoğalmalarının arkasında yatan neden, üyelerin amaçlarını tek başına karşılayamamalarındandır.

Sosyal Gereksinmeler: Elimize bir kağıt parçası alıp, en yakın on arkadaşınızın isimlerini yazmanız istenirse, bunların çoğunun işyerinde sizle birlikte çalışan insanlardan oluştuğunu görürsünüz. Genelde diğer insanlar gibi, arkadaşlarınızın büyük çoğunluğu iş yerinden tanıdığınız kişilerdir. Emekliye ayrılmış bir kişiye: "En çok neyi özlediniz? İşinizde

neyi arıyorsunuz?" gibi sorular yönelttiğinizde, çoğu size "Birlikte çalıştığım iş arkadaşları"

cevabını verecektir. İnsanlar toplumsal varlıklardır, eğer bir iş yerinde sekiz saat insanlarla birlikte çalışıyorsanız, doğaldır ki bu gruplardan bazı kişiler sizin en yakın arkadaşlarınız olacaktır.

Böylece insanların toplumsal kaynaklı var olma nedeni, birlikte çalıştığı insanlardır.

İnsanlar işyerlerinden memnun olmasalar bile çalışma mutluluklarının nedeni bazen birlikte çalıştığı insanlardan kaynaklanmaktadır.

Saygınlık: Çalışma yaşamını birbirlerine güven duyan insanlarla birlikte paylaşan ve saygınlığı yüksek olan grupların önemi iş hayatının ayrılmaz bit parçasıdır. Bireylerin birlikte çalışarak elde ettikleri bu güven ve saygınlık duygusu grup üyeleriyle paylaşılınca başarıyı da beraberinde getirmektedir. Her başarılı işin altında ona güç veren bir çabanın ve birlikteliğin var olduğunu görüyoruz. İşte gruplar, paylaştıkları bu duygu ile yaşamın güçlüklerine ve sıkıntılarına katlanabilmektedirler.

Kendini Gerçekleştirme: Çalışma yaşamlarında kendini gerçekleştirme duygusuna sahip olanlar, yani yaşamında her yönüyle yeteneklerini son gücüne kadar kullanarak tat alan ve başarılı olan kişiler bunda sadece kendilerinin payının olmadığını her zaman başkalarının kendilerine yardımcı olduğunu söylerler. Buradan da önemli başarıların ardında her zaman onunla birlikte bu başarıyı paylaşan bir grubun var olduğunu söyleyebiliriz. Bu nedenle iş grupları bu tatminin ortaya çıkmasında kendilerini hissettirmektedirler.

Grubun Başarısını Etkileyen Faktörler

Grubun başarısı birçok faktör tarafından etkilenir. Grup başarısı, grup üyelerinden birkaçının çabaları sonucu oluşan bir şey değildir.

Genelde grup başarısı veya performansı dört faktör tarafından etkilenir. Bunlar:

1. Grubun kompozisyonu, 2. Grubun büyüklüğü, 3. Grubun normları,

4. Grubun bağlılık düzeyidir.

Grubun Kompozisyonu

Grubun kompozisyonu başarıda önemli bir rol oynar. Grup kompozisyonu, grup üyelerinin homojen veya heterojen oluşu ile ilgili olarak tanımlanır. Grubun homojen oluşu, grup üyelerinin benzer özelliklere sahip olduğunu gösterir. Örneğin; yaş, tecrübe, eğitim, teknik beceri, kültürel yapı gibi. Heterojen gruplarda ise, üyeler birbirinden farklı özelliklere sahiptir. Homojen gruplar, örgütlerde emir gruplarında yer alan ve benzer teknik yeteneklere sahip kimselerdir. Ancak yine de bu gruptakilerin birbirinden yaş ve tecrübe gibi farklı özellikleri olabilir.

Heterojen gruplar ise verilen görevin zor ve karmaşık olduğu, ortak bir çabanın gerekli olduğu (her üyenin farklı bir sorumluluk alması gibi) yaratıcılık gerektiren, hızdan ziyade düşünüp tartışmayı gerektiren işlerde başarılıdır. Örneğin, yeni ürünün piyasada pazarlanmasının yapılacağı bir ortamda heterojen gruplar daha yararlıdır.

Grubun Büyüklüğü

Konunun başında da belirtildiği gibi, Shaw'ın tanımına göre grup en az iki kişiden oluşan ve birbirleriyle iletişim kuran ve birbirlerini etkileyebilen bir birleşmedir. Bu nedenle grubun büyüklü gü grubun başarısında önemli bir faktördür. Eğer gruptaki üye sayısı çoksa, yani büyükse her üyenin kaynağının çok olması grubun daha büyük sayıda ve birbirinden bağımsız olan görevleri tamamlayabilmesini kolaylaştırır. Fikir üretmek için oluşturulan

gruplarda, her ne kadar çok sayıda fikir üretilse de, üretilen fikir sayısı grup büyüdükçe azalmaya başlar. Belirli noktalara gelince de, iletişimin ve etkileşimin karmaşıklığı grubun karar almasını, bir sonuca ulaşmasını güçleştirir.

Etkileşim ve iletişim kanalları büyük gruplarda belirli kararlara ve düzene bağlanmalıdır. Hatta büyük gruplar daha önceden aldıkları kararlarla ve protokollerle bunu bir sıraya koyabilir ve tartışmaları kontrol edebilirler. Aynı zamanda grup büyük olduğu zaman bazı katılımcıların konuşması kısıtlanabilir. Bu da devamsızlığı arttırır. Çünkü birçok insan bir şeyler yapmak ve tartışmalara katılmak ister. Birçok insanın bir şeyler söylemek istediği ve bunlara söz verilmediği zaman, çok iyi düşünceleri bile olsa bu kimseler engellendikleri için grup toplantılarına katılmamaya başlarlar. Büyük gruplar, bireylerarası çekiciliği arttıran fırsatlar yaratırlar; böylece sosyal etkileşimler artarken işle ilgili etkileşimler azalır. Bunun nasıl bir sorun yaratacağı işin yapısına ve grup içindeki üyelerin karakteristiklerine bağlıdır.

Küçük gruplarda ise etkileşim daha sık ve düzenlidir. Büyük gruplarda ise üye sayısının fazlalığı alt grupların oluşmasına neden olur. Çünkü her bireyin diğeriyle konuşma şansı yoktur. Anlaşabilenler, alt gruplan oluştururlar. Alt grupların etkileri ise kötü veya iyi olabilir. Bu da verilen göreve bağlıdır. Eğer verilen iş, kısımlara ayrılır ve her alt gruba da işin bir kısmı verilebilirse, alt gruplar faydalıdır. Öte yandan iş, grubun bir bütün olarak hareket etmesini gerektiriyorsa, alt gruplar farklı düşünce ve tavırlarıyla kararların bir bütün olarak alınmasını engellerler.

Grubun Normları

Normlar, davranışların uygun olup olmadığını gösteren standartlardır. Diğer bir deyimle, normlar belirli durumlardaki beklenilen davranış veya davranış kalıplarıdır. Grup normları genelde grup gelişiminin ikinci aşaması olan iletişim ve karar verme sürecinde belirlenir ve olgunlaşma aşamasına kadar devamlılık gösterir.

Normlar, grup üyelerinin kişiliklerinin, durumun, görevin ve grubun geleneklerinin bir kombinasyonunun sonucudurlar. Grubun normlarına uymayanlar önce sözel olarak uyarılır, daha sonra fiziksel uyarılar ortaya çıkar ve bireyin gruptan ihracına kadar gider. Grup normları, üyelerin önemli saydıkları hareketler için pekiştirilir. Örneğin; eğer bir işyerindeki

norm çalışanların takım elbise giymesini istiyorsa, herhangi bir yönetici işyerinde kot pantolon giyiyorsa, bu kişi grup normlarını ihlal ediyor demektir. Ancak, eğer normlar işyerinde giyimin önemli olmadığı yolundaysa, bir kimsenin işyerinde kot pantolon giymesi yadırganmaz.

Normlar, grup içinde dört amaca hizmet eder:

1. Grubun devamlılığını ve hayatta kalmasını kolaylaştırır.

2. Davranışları basitleştirir.

3. Grup üyelerinin kendilerini utandıracak durumlardan kaçınmalarına yardımcı olur.

4. Normlar, ayrıca grubun temel değerlerini ifade etmelerine ve başka gruplardan ayrılan yönlerini bilmelerine yardımcı olur.

Normlar, grup üyelerinin duygularından çok davranışlarını düzenlerler. Üyeler herhangi bir konuda bir düşünceye inanabilir, ancak bu düşünce grup tarafından onaylanmasa bile davranışlarını grup normu doğrultusunda gösterebilir, bu nedenle üyeliği sürer. Tersi bir durumda düşünceleri farklı iken grup normu bu düşüncelere uymuyorsa, üye davranışlarını grup normu doğrultusunda değiştirmiyorsa üyeliği tehlikeye düşebilir.

Grup Bağlılığı

Grup bağlılığı, grup üyelerinin grup içerisinde kalmasında etkili olan her türlü kuvvetin bir sonucudur. Grup bağlılığını oluşturan bütün bu güçler grubu etkileyerek, ayrılmayı zorlaştırır ve grubu güdüleyerek grup üyeliğini sürekli kılar. Şimdiye kadar tartıştığımız konular olan grubun olgunluğu, homojenliği ve büyüklüğü grup bağlılığı üzerinde önemli olan faktörlerdir.

Aşağıdaki şekilde grup bağlılığı üzerinde etkili olan faktörler gösterilmektedir:

Grup bağlılığı grup içerisindeki rekabet veya dıştan bir tehdit ile de arttırılabilir. Başka bir grupla olan rekabet veya dıştan gelen bir baskı üyeler arasındaki dayanışmayı arttırarak, birlikte çalışmayı hızlandırır ve grup bağlılığını arttırır. Örneğin, herhangi bir görev sırasında işveren, bazı işçileri işten çıkartırsa, greve katılan işçiler arasındaki dayanışma artar ve grev çözüleceğine uzar.

Sonuçta, grup üyeleri eğer saptadıkları amaçlarına başarılı bir biçimde ulaşırlarsa, bu da grup bağlılığını arttırır. Çünkü grup üyeleri birlikte olmakla yeterli ve başarılı olacaklarına inanırlar. "Başarı başarıyı getirir" atasözü de bunu doğrulamaktadır. Grubun başarısı arttıkça yeni başarılar ortaya çıkar, bu da grup bağlılığını kuvvetlendirir.

Belgede KALİTE YÖNETİM SİSTEMLERİ (sayfa 44-54)

Benzer Belgeler