• Sonuç bulunamadı

Sınır aşan Örgütlü Suçlara Karşı Birleşmiş Milletler Sözleşmesine Ek İnsan Ticaretinin, Özellikle Kadın ve Çocuk Ticaretinin Önlenmesine,

VI İNSAN TİCARETİ İÇERİSİNDEKİ AKTÖRLER

B. Sınır aşan Örgütlü Suçlara Karşı Birleşmiş Milletler Sözleşmesine Ek İnsan Ticaretinin, Özellikle Kadın ve Çocuk Ticaretinin Önlenmesine,

Durdurulmasına ve Cezalandırılmasına İlişkin Protokol (Palermo Protokolü)

Palermo Protokolü olarak da bilinen Protokol, Birleşmiş Milletler tarafından hazırlanan “Sınıraşan Örgütlü Suçlara Karşı Birleşmiş Milletler Sözleşmesi”ne ek olarak hazırlanmıştır. Protokolün 1’inci maddesi Sözleşme’nin uygulama alanını insan ticareti suçlarını da kapsayacak şekilde genişletmektedir.

Sözleşmenin uygulama alanının, insan ticaretini de kapsayacak şekilde genişletilmesinin en önemli sonuçlarından birisi, Sözleşmede yer alan delillerin elde edilmesi, suçluların iadesi ve suç gelirlerinin müsaderesi gibi düzenlemelerin, bu fiiller bakımından da geçerli kılınmasıdır. Protokol insan ticareti suçunu tanımlamış ve buna benzer davranışların Taraf Devletler tarafından suç olarak düzenlenmesi yükümlülüğünü getirmiştir (m.3, 5).

Protokol’ün tanımlara ilişkin 3’üncü maddesinde; “…

(a) “İnsan ticareti”, kuvvet kullanarak veya kuvvet kullanma tehdidi ile veya diğer bir biçimde zorlama, kaçırma, hile, aldatma, nüfuzu kötüye kullanma kişinin çaresizliğinden yararlanma veya başkası üzerinde denetim yetkisi olan kişilerin rızasını kazanmak için o kişiye veya başkalarına kazanç veya çıkar sağlama yoluyla

kişilerin istismar amaçlı temini, bir yerden bir yere taşınması, devredilmesi, barındırılması veya teslim alınması anlamına gelir. İstismar terimi, asgari olarak, başkalarının fuhşunun istismar edilmesini veya cinsel istismarın başka biçimlerini, zorla çalıştırmayı veya hizmet ettirmeyi, esareti veya esaret benzeri uygulamaları, kulluğu veya organların alınmasını içerecektir.

(b) İnsan ticaretinin (a) bendinde belirtilen yöntemlerden herhangi biriyle yapılmış olması halinde, mağdurun bu istismara razı olup olmaması durumu değiştirmeyecektir.

(c) Bu maddenin (a) bendinde öngörülen yöntemlerden herhangi birini içermese bile, çocuğun istismar amaçlı temini, bir yerden bir yere taşınması, devredilmesi, barındırılması veya teslim alınması “insan ticareti” olarak kabul edilecektir.

(d) Onsekiz yaşının altındaki herkes “çocuk” kabul edilecektir” denilmektedir.

Böylece “farklı araçlarla, kişileri istismar etmek için yerlerinin değiştirilmesi”199 insan ticareti olarak değerlendirilmiştir. Tanım, kişilerin tedarik edilmesinden, istismarına kadar birbirine bağlı birçok hareketten oluşmakta olup zincir içindeki tüm kişiler suçun şeriki değil, failidirler.200

Protokol’ün 6 ncı maddesi, insan ticareti mağdurlarının korunması için taraf devletlerin almaları gereken önlemleri, 7 nci maddesi ise, mağdurların giriş yapılan devletteki statülerini düzenlemektedir. Bu açıdan taraf devletler mağdurun korunması için 6 ncı madde uyarınca alacakları önlemlere ek olarak, insan ticareti mağdurlarının kendi ülkelerinde geçici veya daimi olarak kalmalarına izin veren yasal veya diğer uygun önlemleri alacak, insancıl ve merhametli yaklaşımlara gereken değeri verecektir (m.7).

199 Staberock, 2002, s.15. 200 Staberock, 2002, s.15.

İnsan ticareti suçunda mağdurun korunması yönünden önemli bir problem de, kendi ülkesine güvenli bir şekilde ve makul bir zamanda dönmesinin sağlanmasıdır. Protokol’ün 8’inci maddesi taraf devletlerin konuyla ilgili yükümlülüklerini düzenlemiştir.201

Protokol’ün 9’uncu maddesi uyarınca taraf devletler, insan ticaretiyle mücadele edebilmek, bu fiilin işlenmesini önlemek ve mağdurlarını korumak amacıyla kapsamlı politikalar geliştirmeli, kültürel, sosyal programlar takip etmeli, ulusal ve uluslararası alanda işbirliğine önem vermeli ve başta yasal düzenlemeler olmakla birlikte gerekli diğer önlemleri almalıdır. Keza 10’uncu madde uyarınca da taraf devletlerin kanun uygulayıcıları, göçmenlikten sorumlu yetkilileri ve diğer ilgili makamları, gerektiğinde, kendi iç hukuklarına uygun olarak, birbirlerine yardımcı olmak düşüncesiyle;

 Başkalarına ait seyahat belgeleriyle veya seyahat belgeleri olmadan, uluslararası bir sınırı geçen veya geçmeye teşebbüs eden kişilerin insan ticareti faili veya mağduru olup olmadıkları,

 İnsan ticareti amacıyla uluslararası bir sınırı geçmek için, kişilerin kullanmış oldukları veya kullanmaya teşebbüs ettikleri seyahat belgelerinin türleri,

 Mağdurların toplanması ve bir yerden bir yere taşınması, bu tür bir ticarette yer almış kişiler ve gruplar arasında kullanılan yollar ve bağlantılar dâhil, insan ticareti amacıyla örgütlü suç grupları tarafından kullanılan araçlar ve yöntemler ve bunları ortaya çıkarmak için alınabilecek önlemler konusunda bilgi değişimi yoluyla, işbirliği yapacaklardır.

Bu kapsamda taraf devletler; insan ticaretinin önlenmesinde rol oynayacak kanun uygulayıcıları, göçmenlikten sorumlu görevlileri ve ilgili diğer yetkilileri eğitecek ve verilen eğitimi güçlendireceklerdir. Söz konusu eğitim, mağdurların

insan tacirlerinden korunması dâhil, bu tür ticaretin önlenmesinde, insan tacirleri hakkında kanunî takipte bulunulmasında ve mağdurların haklarının korunmasında kullanılan yöntemler hakkında yürütülecektir. Ayrıca eğitim, insan hakları ile çocuk ve kadınlara özgü sorunları göz önüne alma gereğini de hesaba katmalı ve sivil toplum kuruluşlarıyla, diğer ilgili kuruluşlarla ve sivil toplumun diğer unsurlarıyla işbirliğini teşvik etmelidir (m.10/1,2).

Protokol’ün 11’inci maddesi uyarınca, taraf devletler, kişilerin serbest dolaşımına ilişkin uluslararası taahhütlerine halel gelmemek üzere insan ticaretinin önlenmesi için sınır kontrollerini artıracaklar, karayolu taşıma araçlarıyla bu fiilin işlenmesini önleyici tedbirler alacaklar ve bu suçlara karışan kimselerin ülkeye girişini engelleyecek veya vizesinin iptaline olanak veren düzenlemeleri getireceklerdir.

İnsan ticaretinin sınır aşan özelliği dikkate alınarak ülkelerin seyahat ve kimlik belgelerini, kolayca sahtesinin yapılamayacağı kalite ve şekilde düzenlemeleri ve bu belgelerin güvenliğini temin etmek üzere önlemler almaları da gerekmektedir (m.12). Bu noktada ülkeler arasında işbirliğine de işaret edilmiştir. Nitekim 13’üncü madde uyarınca; bir taraf devlet, başka bir taraf devletin talebi üzerine, kendi adına çıkarılmış olan veya çıkarılmış görünen seyahat veya kimlik belgelerinin insan ticareti için kullanıldığından şüphe duyulması halinde, bunların yasallığını ve geçerliliğini, kendi iç hukukuna uygun olarak makul bir süre içinde doğrulayacaktır.

İKİNCİ BÖLÜM