• Sonuç bulunamadı

3. KİLİS’TE MANTIK VE BAZI MEŞHUR MANTIKÇILAR

3.1. Kavramlar

3.2.3. Önermeler Arası İlişkiler

Çelişki (tenakuz), iki önermenin olumlululuk ve olumsuzluk yönünden ihtilaf etmesi demektir. Mantığın önermeler arası ilişkilerine ait bir konusu olan çelişkiyi Abdullah Enverî, “ihtilâfü’l kazıyyeteyn” iki önermenin ihtilaf etmesi şeklinde tarif etmektedir.109 İslâm mantığınını önemli isimlerinden İbn Sina çelişkiyi şöyle tarif eder: Önermedeki olumsuzluğun olumluluğun varlığına son vermesi, olumluluğun da olumsuzluğun varlığına son vermesi ve ikisi bir arada bulunmamasıdır.110

Cevdet Paşa’nın çelişki tarifi ise şöyledir: İki önermenin olumluluk ve olumsuzluk yönünden ihtilafıdır ki; bu ihtilaf bizzat iki önermeden birinin doğru birinin yanlış olmasını gerektirir.111

Abdullah Enverî, çelişkinin mantıktaki işlevine temas ederken çelişkinin kullanılmasının bir önermenin doğruluğunun isbatı için olduğunu belirtir. “Bazı yerlerde iki zıttın birinin doğruluğu diğerinin yanlışlığına delil olur. Mâdem ki ikisinden birinin doğruluğu ile diğerinin yanlışlığı arasında bir gereklilik sabittir; şu önerme doğrudur. Niçin? Zîra zıttı yanlıştır, her bir zıttı yanlış olan olan kendisi doğrudur denir” ifadeleri ile çelişkinin önermeler arasındaki ilişkisini belirten Abdullah Enverî, bazılarının bunu önermenin doğruluğu değil, kuvvetlendirilmesi olarak gördüklerini de sözlerine eklemektedir.112

İki önerme arasında çelişkinin olabilmesi için bazı şartların meydana gelmesi lazımdır. Bu şartları Ahmet Cevdet Paşa toplu bir şekilde şöyle ifade etmektedir: “Sonuç olarak çelişkinin meydana gelmesi iki önermenin konu ile yükleminde ve 107 El-Cedîde, s.98. 108 El-Cedîde, s.98. 109 El-Cedîde, s.100. 110 Ayık, a.g.e., s.327.

111 Ahmed Cevdet Paşa, a.g.e., s.51. 112

bunlarla ilgili olarak düşünülen bütün şartlarda bir olmaları gerekir.”113

Ebherî’ye göre iki önermenin bir olmaları gereken bu şartlar; konu, yüklem, zaman, mekân, görelilik, kevvet, fiil, cüz, kül ve şartdır.114

Abdullah Enverî de çelişkinin olabilmesi için önermeler arasında birtakım birleşme ve ayrılığın meydana gelmesi gerektiğini belirtir ve “birlik ile ihtilâf beraber meydana gelirse çelişki meydana gelir”115

ifadelerine yer verir. Önermeler arasındaki ayrılık olması gereken yerlerin üç şey olduğunu belirten Abdullah Enverî, bu ayrılık şartlarının nereden kaynaklandığını da şöyle ifade eder. “İki zıt olan önermelerin biri olumlu ve biri olumsuz ve biri tümel diğeri tikel ve biri doğru diğeri yanlış olmak lâzım oldu. Yâni üç şeyde ayrılık lâzım oldu; iki evvelki ayrılık ta’riften ve üçüncü şartından bilindi. Bu şartlardan biri yerine gelmezse hüküm verilmesi mümkün olmaz.”116

Çelişkide önermelerin ayrılması gereken yerlerin keyfiyet, kemiyet, olumluluk ve olumsuzluk olduğunu belirten Abdullah Enverî, döndürme (akis) de ise olumluluk ile keyfiyyetde birleşme, kemiyetin ise ne birleşmesinin ne de ayrılığının gerekmediğini vurgular.117 Birçok mantık kitabında önermelerin çelişiklerinin neler olduğu ayrı ayrı verilirken Abdullah Enverî önermelerin çelişiklerini ayrıca beyan etmez.

3.2.3.2.Döndürme

Döndürme (akis); önermenin, ne olumluluk ve olumsuzluğunda ne de doğruluk ve yanlışlığında değişiklik olmaksızın birinci önermedeki konunun ikinci önermede yüklem birinci önermedeki yüklemin ikinci önermede konu yapılarak önermenin ters çevrilmesidir.118

Döndürme iki kısma ayrılır; Düz döndürme (aks-i müstevî), ters döndürme (aks-i nâkız). Düz döndürme; “bir önermenin niteliği aynı kalmak şartıyla, öznesini yüklem, yüklemini özne yapmak”119

şeklinde; ters döndürme ise: “bir önermenin doğruluk ve yanlışlığı sabit kalmakla beraber yani niteliğine dokunmadan, öznesisinin çelişiğini yüklem, yükleminin çelişiğini özne yapmaktır” şeklinde tarif edilmektedir.120

113 Ahmed Cevdet Paşa, a.g.e., s.53. 114 Esirü’d-din El-Ebherî, a.g.e., s.8. 115 El-Cedîde, s.103. 116 El-Cedîde, s.100. 117 El-Cedîde, s.105. 118 Alp, a.g.e., s.43. 119 Taylan, a.g.e., s.86. 120 Taylan, a.g.e., s.187.

Döndürme, önermeler için son derece önemlidir, çünkü delil bazen istenilen sonucun kendine değil onun döndürülmüş şekline karşılık gelir; böylece sonuca ulaşmak mumkün olur. Yani bazen bir önermenin döndürülmesini bildiğimizde kıyasın sonucunu da biliriz. Ayrıca bazı kıyaslar döndürmenin sonucuna bağlı olarak daha açık hale gelir.121

Abdullah Enverî, döndürme konusunu incelerken döndürmenin tarifini vermemekle beraber döndürme kavramını Arapça dilbilgisi açısından incelemeya tabi tutmuştur. “Döndürme de çelişki gibi masdar olup tarifi dahî masdar ise de şimdi önermenin kendisine genelleştirmeden bu makamda masdar manası alınmayıp masdardan ortaya çıkan ve masdardan lazım olan mana alınmıştır” ifadeleri ile kelimenin masdar olduğunu; ancak masdar manasının değil masdardan hâsıl olan mananın kasdedildiğini vurgulamaktadır. O, burada masdar ile ilgili detay bilgilere temas etmekte ve masdarın hakiki manasının yâ edilgen (mebnî li’l fâil), yâ ettirgen (mebnî li’l mef’ûl) olabileceğini ancak bunların da hakikat olarak zata hamlonulamayacağını ancak masdardan fail veya mef’ul manası kasdedildiği zaman masdardan ortaya çıkan mana alınarak masdarın hakiki manası olmamakla zata hamlinin doğru olacağını ifade eder.122

Abdullah Enverî, önermelerin çelişikliklerinin bir takım genel kuralı olduğu gibi döndürmelerinde de genel kurallarınr olması gerektiğini ifade eder. Eğer genel bir kural ifade edilmeyecek şekilde açık olmazsa döndürmenin tümel olumsuzunun döndürülmesi gibi olumsuza lâzım olmayıp yalnız bâzı maddede ayrılık kâfi olacağını belirtir ve “tümel olumlunun döndürmesi tümel olumlu olmadığı fakat bir maddede ayrılık ile isbât edip bundan sonra tikel olumluya döndürülmesini küllî delil ile isbât eyledi” ifadeleri ile döndürmede genel kurala işaret eder.123

Döndürmede iki önermenin birincisi doğru ise ikincisi de mutlaka doğru olması gerekir; ancak birinci yanlış ise ikincinin de yanlış olması gerekmez. Döndürme aslın lazımıdır, melzûmun (birinci önerme) gerçekleşmesi lazımın (ikinci önerme) gerçekleşmiş olmasını gerektirir. Bu ilişki tek taraflı bir ilişkidir, melzûmun yanlış olması lazımın da yanlış olmasını gerektirmez.124

121 Çapak, a.g.e., s.123. 122 El-Cedîde, s.105. 123 El-Cedîde, s.106. 124 Alp, a.g.e., s.44.

Klasik mantık eserlerinin çoğunda döndürme düz döndürme ve ters döndürme olmak üzere iki kısma ayrılmaktadır. İsmail Hakkı İzmirli ise döndürmeyii üçe ayırır; aks-i basit, aks-i bi’l-araz, aks-i nakîz.125 Abdullah Enverî döndürmenin kısımlarından bahsetmez. O döndürmede olumlunun döndürmesi olan cüz’iyyeye “aks-i lazimi” ismini vermektedir.126

Önermelerin döndürmelerinin isbat edilmesi gerektiğini belirten Abdullah Enverî, “olumluların döndürmesi tikel olumlu olduğu kesin isbap edilmiş ve her yerde ortaya çıkmıştır.” ifadeleri ile olumluların döndürmesinin tikel olarak döndürüleceğinin ve bununda her yerde açık olduğunu belirtir.127

Tümel olumsuzun döndürmesinin kendi gibi tümel olumsuz olacağını belirten Abdullah Enverî, “zîra bir şey başka bir şeye gerek zâten ve gerek vasfen zıt olursa elbette diğeri de ona zıt olur. Eğer o buna zıt olmasa bu da ona zıt olmaz, bu da ortadadır.” ifadeleri ile bu hükmün isbatına çalışır.128 Diğer mantıkçılar gibi Abdullah Enverî de tikel olumsuzun döndürmesinin olmayacağını belirtir ve “tikel olumsuzun döndürmesi bazı yerde doğru bazı yerde yanlış olmakla kesin olmadığından kesin döndürmesi yoktur” ifadelerine yer verir.129

Abdullah Enverî diğer birçok konuda olduğu gibi döndürme konusunda da klasik tarzın dışında kalmış önermelerin döndürmelerini teker teker beyan etmek yerine burada nasıl bir külli kaide geliştirilebilir onun üzerinde durmuştur. Madde madde önerme döndürmesi bulmaya çalışmaktansa bir usul geliştirmenin gayreti içerisinde olmuştur.