• Sonuç bulunamadı

Parveen vd., (2013), STZ vererek diyabet oluşturdukları sıçanlara uyguladıkları Piknogenol® (çam kabuk ekstraktında bulunan bir fitokimyasal)’ün diyabet grubuna göre açlık kan glukoz düzeyi ile oksitlenmiş hemoglobin seviyesini azalttığı, amilaz, insülin ve hepatik glikojen düzeyini arttırdığını aynı zamanda nitrik oksit, tümör nekrosis-α ve interlökin-1 beta üzerinde olumlu etkiler gösterdiğini, oksidatif stres parametrelerinde oluşan artışları azalttığı ve antioksidan enzimler üzerinde olumlu etki gösterdiğini belirlemişler. Ayrıca karaciğer ve pankreas dokusunda yapılan histopatolojik ve immunohistokimyasal incelemelerin neticesinde piknogenolün bu dokularda diyabete karşı koruyucu etkiye sahip olduğunu ortaya çıkmışlar.

Bagri vd., (2009), STZ vererek deneysel diyabet oluşturdukları sıçanlara uyguladıkları Punica granatum bitkisinin çiçek ekstraktının diyabetik sıçanlarda açlık kan glukoz, lipid profili, lipid peroksidasyon, enzimatik ve enzimatik olmayan antioksidan parametreleri üzerinde yararlı etki gösterdiğini ifade etmişler.

Makni vd., (2011), oluşturdukları deneysel diyabet modelinde keten ve kabak çekirdeği karışımının etkisini inceledikleri çalışmalarında diyabetik sıçanlara uyguladıkları bu karışımın antioksidan parametreler üzerinde faydalı etkiler gösterdiği, aynı zamanda karaciğer enzimlerinden olan aspartat aminotransferaz ve alanine aminotransferazda görülen yükselmelerin önüne geçerek kontrol grubu değerlerine yaklaştırdığını belirlemişlerdir. Ayrıca bu karışımın diyabete özgü komplikasyonların önlenmesinde yararlı olabileceğini ifade etmişler.

Abdelmeguid vd., (2010), oluşturdukları deneysel diyabet modelinde Nigella sativa ve timokinonun etkisinin incelemişler. Elde ettikleri biyokimyasal ve ultrayapısal bulgulara göre hem çörek otu hem de timokinonun oksidatif strese karşı pankreasın bütünlüğünü koruyarak insülin salgısında artışa neden olduğunu rapor etmişler.

Anwer vd., (2012), tip-2 diyabet oluşturdukları sıçanlara Withania somnifera bitkisinin kökünü toz haline getirerek hazırladıkları sulu ekstraktı diyabetik sıçanlara uygulamaları neticesinde serum ve pankreas dokusunda lipit peroksidasyon düzeyinin

azaldığını, enzim ve enzim olmayan antioksidan sistemlerinin aktivitesinin arttığını, ayrıca kan glukoz düzeyinin azaldığını ve pankreas dokusunda yapılan histopatolojik incelemelere göre uygulanan bitki ekstraktının β-hücrelerinin sayı ve boyutunu koruduğunu tespit edilmişler.

Shivanna vd., (2013), diyabet oluşturdukları sıçanlara uyguladıkları Stevia rebaudiana yaprağının hipoglisemik aktivite göstermesinin yanında streptozotosinin karaciğer ve böbreklerde neden olduğu hasarın düzeltilmesinde olumlu sonuçlar gösterdiğini ifade etmişler.

Arya vd., (2012), diyabetik sıçanlara uyguladıkları Centratherum anthelminticum çekirdeklerinin metanolik ekstraktının, serumda insülin, protein ve albümin düzeyini arttırdığı, kan glukoz, oksitlenmiş hemoglobin, lipit ve enzim aktivitesini normale döndürdüğünü ayrıca serum ve dokuda artmış olan MDA, tümör nekrosis faktör α (TNF- α), interlökin (İL)-1β ve İL-6 düzeyini azalttığını tespit etmişler. Ayrıca, inflamasyon, oksidatif stres ve dislipidemi üzerinde etkili sonuçlar ortaya çıkardığı sonucuna ulaşmışlar.

Kamyab vd., (2010), yaptıkları çalışmada Walnut’un diyabetik farelerde kan glukoz düzeyini azalttığını rapor etmişler.

Orhan vd., (2006), diyabetik sıçanlar üzerinde Vitis vinifera yapraklarının sulu ekstraktının anti-diyabetik ve antioksidan aktivite gösterdiğini belirlemişler.

Orhan vd., (2013), yaptıkları diyabet çalışmasında Cistus laurifolius L. bitkisinin sulu ve etanolik ekstraktının karbohidratların sindiriminden sorumlu olan α-glukozidaz ve α-amilazın aktivitesini engellediği bu nedenle kan glukoz düzeyini azalttığı, bu nedenle bitkinin yapraklarının diyabet hastalarında faydalı olabileceğini ifade etmişler.

Aslan vd., (2010), Türkiye’ de halk arasında kullanılan bazı tıbbi bitkilerin etanolik ekstraktlarının (Cydonia oblonga Mill., Helianthus tuberosus L. ve Allium porrum L.) deneysel diyabette faydalı sonuçlar gösterdiğini belirlemişler.

Gupta vd. (2012), Moringa oleifera bitkisinin metanolik ekstraktının oluşturdukları deneysel diyabet modelinde koruyucu, aynı zamanda antioksidan ve anti-diyabetik özellik gösterdiğini bu özelliğinin de sahip olduğu aktif bileşiklerin varlığından kaynaklanmış olabileceğini bildirmişler.

Taleb-Senouci vd., (2009), deneysel diyabette Ajuga iva bitkisinin sulu ekstraktının diyabetik sıçanların plazma, eritrosit ve dokuların antioksidan aktivite üzerinde düzenleyici etkiye sahip olduğu ileri sürülmüştür. Lipit peroksidasyon seviyesinde azalmaya, aynı zamanda antioksidan enzimlerin aktivitesinde artışa neden olduğunu belirlemişler.

Shukri vd., (2010), diyabetik sıçanlara verdikleri clove yağının kanda glukoz düzeyinin yükselmesini engellediğini, antioksidan enzimlerini aktivitesini düzelttiğini, lipit peroksidasyon düzeyini azalttığını, hipergliseminin neden olduğu oksidatif hasardan dokuları koruduğunu, aynı zamanda göz lensinde katarakt oluşumunu engellediğini araştırmacılar ifade etmişler.

Fararh vd., (2002), diyabetli hamsterlere verdikleri çörek otu yağının hipoglisemik aktivite gösterdiğini, kısmende olsa beta hücrelerinde insülin salınımını uyararak serumda insülin düzeyinin artmasına yol açtığını, ortaya çıkan bu verilere göre Tip-2 diyabet modellerinde çörek otu yağının insülinotropik (insülin salınımını uyarıcı) özelliği olduğu ifade edilmiştir.

Sebbagh vd., (2009), STZ vererek diyabet yaptıkları sıçanlara verdikleri Citrullus colocynthis yağının, pankreasta bulunan beta hücre yoğunluğu üzerinde kısmende olsa koruyucu etki gösterdiği ya da hücre yoğunluğu üzerinde düzeltici etkileri olabileceği öne sürülmüştür.

Ozkol vd., (2013), Thymus vulgaris, Myrtus communis, Scolymus hispanicus ve Cinnamomun zeylanicum bitki ekstraktlarının, diyabetin metabolizmada neden olduğu değişikliklere karşı koymada dikkate değer potansiyelleri olduğunu bildirmişler.

Eliza vd., (2009), Costus speciosus bitkisinden elde ettikleri eremanthin’in diyabetik sıçanlar üzerinde hipoglisemik ve hipolipidemik potansiyelinin olduğunu, bundan dolayı diyabetin tedavisinde ilaç olarak kullanılabileceğini rapor etmişler.

Arunachalam ve Parimelazhagan (2013), Ficus amplissima’nın antioksidan ve anti- diyabetik aktiviteye sahip olduğunu, bundan dolayı anti-diyabetik ve antioksidan ilaçların üretiminde bu bitkinin kullanılabileceği ifade edilmiştir.

Sonuç olarak, diyabet konusunda yapılan çalışma bulguları dikkate alındığında bitkiler ve bitkilerden elde edilen ürünlerin hipoglisemik aktiviteye sahip olduklarını, bu konuda yapılan çalışmaların önemli bilimsel dergilerde yer alması, bu konunun ne kadar önemli olduğunu göstermesinin yanında, diyabet gibi bazı kronik hastalıkların tedavisinde, medikal tedavinin, fitoterapi gibi alternatif tedavi yöntemleriyle desteklenmesi gerekliliğini gözler önüne sermiştir.