• Sonuç bulunamadı

GEREÇ VE YÖNTEMLER

DEBQ Alt Ölçek

Doğum Yeri Edirne Diğer Z * p Kısıtlayıcı Yeme 722,95 754,42 -1,401 0,161 Duygusal Yeme 699,36 787,72 -3,940 P<0,05 Dışsal Yeme 681,31 813,20 -5,872 P<0,05 * Mann-Whitney U Test.

DEBQ: Hollanda Yeme Davranışı Anketi.

Sigara ve alkol kullanmayanlarda hem duygusal yeme hem de kısıtlayıcı yeme de anlamlı bir artış saptanırken; dışsal yeme de sigara ve alkol kullanmayan grupta fazla olmasına rağmen bu fark istatiksel olarak anlamlı bulunmamıştır. Katılımcıların yeme davranışları ile sigara ve alkol kullanımı ilişkisi Tablo 16’da gösterilmiştir.

Tablo 16. Katılımcıların yeme davranışları ile sigara ve alkol kullanımı ilişkisi

DEBQ Alt Ölçek

Sigara Alkol

Evet Hayır Z * p Evet Hayır Z * p

Kısıtlayıcı Yeme 722,95 754,42 -1,401 0,161 684,45 765,90 -3,547 p<0,05

Duygusal Yeme 699,36 787,72 -3,940 p<0,05 672,68 772,73 -4,365 p<0,05

Dışsal Yeme 681,31 813,20 -5,872 p<0,05 714,99 748,18 -1,446 0,148

* Mann-Whitney U Test.

DEBQ: Hollanda Yeme Davranışı Anketi.

Yaş dağılımlarıyla DEBQ Alt Ölçekler arası ilişki incelendiğinde yaş arttıkça hem duygusal hem de dışsal yemede anlamlı bir azalma gözlemlendi (X² =21,622, P<0,05; X² =82,637, P<0,05). Duygusal yeme ve dışsal yeme en fazla 18-35 yaş arası grupta fazla idi. Kısıtlayıcı yeme de en fazla 51-65 yaş arası grupla, 65 yaş üstü grupta artış olduğu saptandı ve bu da yaş arttıkça kısıtlayıcı yemede anlamlı bir artışın var olduğu yönünde değerlendirildi

(X²=10,629, p=0,014). Katılımcıların yeme davranışlarının yaş grupları ile ilişkisi Tablo 17’de gösterilmiştir.

Tablo 17. Katılımcıların yeme davranışlarının yaş grupları ile ilişkisi

DEBQ Alt Ölçek

Yaş Dağılımları

18-35yaş 36-50yaş 51-65yaş 65y üstü X² * p

Kısıtlayıcı Yeme

701,51 751,65 787,09 776,31 10,629 0,014

Duygusal Yeme 787,33 682,56 697,29 660,35 21,622 p<0,05

Dışsal Yeme 832,68 668,66 646,86 526,75 82,637 p<0,05

*Kruskal-Wallis H Test İstatistiği.

DEBQ: Hollanda Yeme Davranışı Anketi.

Meslek dağılımlarıyla DEBQ Alt Ölçekler arası ilişki incelendiğinde duygusal yeme ve dışsal yemenin öğrencilerde; kısıtlayıcı yemenin ise memurlarda anlamlı olarak fazla olduğu saptandı (X²=51,268, P<0,05; X²=95,868, P<0,05; X²=26,622, P<0,05).

Sosyoekonomik düzey ile DEBQ Alt Ölçekler arası ilişkiyi incelemek amacıyla gelir düzeyini en alt sınır yoksulluk sınırı, refah düzeyi en yüksek sınır olarak 5001 TL ve üstü olarak gruplandırdığımızda ekonomik düzeyin yeme davranışı üzerinde anlamlı etkisi saptanmadı.

Eğitim durumu dağılımlarıyla DEBQ Alt Ölçekler arası ilişki incelendiğinde üniversite ve diğer mezunu olan katılımcılarda dışsal ve kısıtlayıcı yeme anlamlı olarak fazla, lise mezunu olan katılımcılarda ise duygusal yeme anlamlı olarak fazla saptandı (X²=51, 350, P<0,05; X²=28,847, P<0,05; X²=30,637, P<0,05).

Medeni Durum Dağılımları ile DEBQ Alt Ölçekler arası ilişki incelendiğinde evli olan katılımcılarda kısıtlayıcı yemenin, bekar olan katılımcılarda ise duygusal ve dışsal yemenin anlamlı olarak fazla olduğu saptandı. Katılımcıların yeme davranışlarının medeni durumları ile ilişkisi Tablo 18’de gösterilmiştir.

Tablo 18. Katılımcıların yeme davranışlarının medeni durumları ile ilişkisi DEBQ

Alt Ölçek

Medeni Durum Dağılımları

Evli Bekar Boşanmış Dul X² * p

Kısıtlayıcı Yeme 761,79 691,96 743,71 712,79 8,818 0,032

Duygusal Yeme 716,33 787,60 660,19 607,76 14,555 0,02

Dışsal Yeme 675,25 854,21 647,38 687,48 59,525 p<0,05

*Kruskal-Wallis H Test İstatistiği DEBQ: Hollanda Yeme Davranışı Anketi

TARTIŞMA

Normal yeme kavramı kişinin yemekle olan ilişkisini ve yeme davranış şeklini esas alır. Normal ve sağlıklı yemeyi teşvik ederek davranışın düzeltim sürecini başlatabilmek için düzeltilecek davranışların tanımlanması, hangi uyaranların bunlara neden olduğunun ve bunların nasıl pekiştirildiğinin belirlenmesi gerekir.

Yeme bozuklukları ve obezite tıbbi, sosyal ve psikolojik sorunlara yol açan, yaşam kalitesini olumsuz etkileyen ve tüm dünyada toplum sağlığını tehdit yeme davranışı bozukluklarıdır.Aile hekimleri, toplumda yaygın görülen bu konuları iyi bilmeli, hastaları saptamalı ve tedavilerini sürdürebilmelidir. Farkındalık sorunu tespit etme çözüm yolunda atılan en önemli adımdır.

Duygusal, eksternal ve kısıtlanmış beslenme DEBQ ile güvenilir ve geçerli bir şekilde değerlendirilebilir. DEBQ normal, aşırı kilolu ve obez bireylerin beslenme alışkanlıklarını değerlendirmede yaygın olarak kullanılmıştır.

Edirne kent nüfusunda yeme davranışlarının değerlendirilmesi ve bu davranışların BKİ, sosyodemografik faktörler, depresyon ve benlik saygısı ile ilişkilerinin saptanması amacını taşıdığımız araştırmamızda; duygusal yeme davranışı ile kısıtlayıcı yeme ve dışsal yeme davranışı arasında pozitif ilişki saptanırken kısıtlayıcı yeme ile dışsal yeme davranışı arasında herhangi bir ilişki saptanamamıştır. Bu bulgular literatür ile uyumludur.

Erkeklere oranla kadın katılımcılarımızda her üç yeme davranışının (kısıtlayıcı yeme, duygusal yeme ve dışsal yeme davranışı) fazla olduğu saptanmıştır. Kadınlarda daha fazla görülen kısıtlayıcı yeme ve duygusal yeme davranışındaki bu artış literatür ile uyumlu iken bizim çalışmamızda farklı olarak kadın katılımcılarda da dışsal yeme davranışında da bir artış gözlemlenmiştir. Kısıtlayıcı yeme davranışında ki bu artış kadınlarda diyet oranlarının fazla

olması, kilo alma korkusu,kaygı ve besin alımı konusundaki farkındalığın yüksek olması ile açıklanabilir.Yapılan çalışmalarda kadınlarda duygudurum bozukluklarının daha fazla saptandığı düşünülürse negatif duygular ve stresin kişinin anlık çevresi hakkındaki farkındalığını arttırıp özfarkındalığını azaltamaya zorlaması ise duygusal ve dışsal yemedeki artış ile ilişkilendirilebilir.

Katılımcıların BKİ değerlendirildiğinde 1471 kişi arasında 225 (%15,3) obez ve 500 (%34) fazla kilolu birey bulundu. 225 Obez katılımcının 120 ‘si (%53,3) kadın 105’i (% 46,7) erkek ve 500 fazla kilolu katılımcının 197’si (%39,4) kadın, 303’ü (%60,6) erkek olarak saptandı. Yapılan çalışmalar kadınlarda obezitenin daha yüksek oranlarda saptandığını göstermektedir, bizim çalışmamızda bunu desteklemekle birlikte fazla kilolu olan kişilerin dağılımına bakıldığında erkeklerin kadınlara göre daha fazla oldukları gözlenmiştir. Obez olan katılımcılar en fazla 51-65 yaş arası grupta dağılırken fazla kilolu katılımcıların en fazla 18-35 yaş arası grupta dağıldığı saptandı. Yaşla birlikte BKİ artış olduğunu saptadığımız ve bu konuda literatür ile uyumlu olan çalışmamızda fazla kilolu katılımcıların en fazla 18-35 yaş arası grupta dağıldığını düşünürsek hem genç hem de erkek nüfus için bu bulgular gelecekteki obezitenin habercisi olabilir. Özellikle genç nüfus olmak üzere toplum bu konuda daha fazla bilinçlendirilmeli, eğitilmeli ve bu konuda yapılacak yeni araştırmalarla bölgeler ve kültürler arası yeme davranışlarıyla birlikte bunlara yol açan nedenler saptanmalıdır.

Araştırmamızda katılımcıların BKİ’leri arttıkça dışsal yeme davranışında azalma, kısıtlayıcı yeme davranışında artış saptanmıştır. İran’da Kargar ve ark.(42) tarafından yapılan çalışmada BKİ arttıkça katılımcıların hem kısıylayıcı yeme hem de dışsal yeme davranışında artış, duygusal yeme davranışında azalma görülmüştür. Obezite ile duygusal yeme arasındaki direkt ilişkiyi destekleyen ve BKİ arttıkça duygusal yeme davranışında artış olduğunu savunan çalışmalardan farklı olarak bizim çalışmamızda BKİ ile duygusal yeme, depresyon ve benlik saygısı arasında bir ilişki saptanamamıştır. Yeme davranışlarının obez ve fazla kilolu katılımcılar ile zayıf ve normal ağırlığa sahip kadın ve erkek katılımcımlarda dağılımını incelediğimizde ise hem kadınlarda hem de erkeklerde obez ve fazla kilolu olanlarda normal ve zayıf ağırlığa sahip olan kişilere göre kısıtlayıcı ve duygusal yeme davranışı daha yüksek bulunurken zayıf ve normal ağırlığa sahip olanlarda obez ve fazla kilolu olanlara nazaran dışsal yeme davranışında artış saptandı. Bu konuda yapılan bir çok araştırma kısıtlayıcı yeme deki artışı doğrularken İtalya’da Dakanalis ve ark. (11) tarafından yapılan çalışmada obez bireylerde normal kiloya sahip olanlara nazaran duygusal ve dışsal yemede artış bulunmuştur. Duygusal yeme davranışında ki bu farklılıklar katılımcıların o anda ki duygu durum değişikliklerine bağlı olabilir.

Katılımcıların yaşları arttıkça BKİ ve benlik saygısında artış gözlenirken, depresyon düzeylerinde azalma görülmüştür. Fransa’da Bailly ve ark. (12), İtalya’da Dakanalis ve ark. (11) tarafından yapılan çalışmalarda yaş arttıkça kısıtlayıcı yemede azalma gözlenmiştir; İtalya’daki çalışmada Fransa’nın aksine kısıtlayıcı yeme davranışında belirgin farklardan ziyade yaş ilerledikçe bir miktar düşüş saptanmış, İspanya’da Cebolla ve ark. (13) tarafından yalnızca kadınlarda yapılan çalışmada yaş ile kısıtlayıcı yeme arasında bir ilişki saptanamamıştır. Bizim çalışmamızda yaş arttıkça kısıtlayıcı yeme davranışında bir artış gözlenmiştir. Kısıtlanmış beslenme için belirgin farklılıkların olması katılımcı yaş grupları ve cinsiyet farklılıkları ile alakalalı olabilir. Kısıtlanmış beslenme davranışının ifade edilmesinde yaşın ve cinsiyetin oynadığı rolün bulunması için daha derin araştırmalar yapılmalıdır. Başka bir yönden bakarsak yaşlı insanlarda kısıtlanmış yemenin artışı toplumdaki besin alımı farkındalığının varlığını gösterdiği düşünülürse sağlıklı kalma arzusu ile ilişkilendirilebilir. Bizim çalışmamızda kısıtlayıcı yemede ki artış Edirne bölgesinde bu konudaki farkındalığın ve sağlıklı kalma arzusunun yüksek olduğunun göstergesi olabilir. Yaş arttıkça duygusal yeme davranışında gözlenen azalma literatür ile uyumludur. Genç katılımcılarda gözlenen duygusal yeme davranışında ki artış stresten kurtulmak için negatif duygulara yanıt vermeye daha yatkın oldukları düşüncesi ile açıklanabilir. İspanya da Cebolla ve ark. (13) tarafından yapılan çalışmada ise yaş ile ilişkilendirilen tek yeme davranışı dışsal yemedir ve bizim çalışmamız ile uyumlu olarak yaş arttıkça dışsal yeme azalmıştır.

Çalışmamızda depresyon ile dışsal yeme ve duygusal yeme davranışı arasında pozitif korelasyon gözlenirken kısıtlayıcı yeme davranışı ile arasında negatif korelasyon saptanmıştır. Bu durum Portekiz’de Vidal ve ark. (43) tarafından yapılan ve hem kadın hem de erkeklerde depresyon ile duygusal yeme davranışında artış saptayan çalışmayı destekler niteliktedir.

Katılımcılarda benlik saygısı azaldıkça depresyon ve duygusal yeme davranışında artış, dışsal yeme davranışında azalma saptanırken kısıtlayıcı yeme davranışı ile arasında herhangi bir ilişki saptanmamıştır.

Edirne ve diğer illerde doğan katılımcıların yeme davranışları karşılaştırıldığında Edirne doğumlu olan katılımcılarımızda duygusal ve dışsal yeme davranışının diğer illerde doğan katılımcılarımıza oranla daha az olduğu gözlenmiştir. Diğer illerden göç edenlerde gözlenen duygusal ve dışsal yemede ki bu artış farklı bir yeme kültürüne adapte olmaya çalışma ya da belki de gurbette yaşama psikolojisinden kaynaklanıyor olabileceği gibi Edirne doğumlu olanların sağlıklı ve bilinçli beslenme konusunda farkındalıklarının yüksek olduğunuda gösterebilir. Farklı bölgelerde ve kültürlerde yapılacak çalışmalarla gurbette yaşamanın yeme davranışı, obezite ve yeme bozuklukları için risk faktörü kategorisine girip

girmediğinin araştırılması bunlara yönelik tanı, tedavi ve eğitimlerin geliştirilmesinde yol gösterici olabilir.

Katılımcılarımızdan öğrencilerde ve bekarlarda duygusal ve dışsal yeme davranışında artış saptanırken memurlarda ve evli olanlarda kıstlayıcı yeme davranışında artış saptanmıştır. Sigara ve alkol kullananlarda duygusal ve kısıtlayıcı yeme davranışında azalma saptanması duygularını doyurmak için yiyecekleri kullanan emosyonel yiyicilerin aksine sigara ve alkolü tercih ettiklerinide düşündürebilir. Bu yönde yapılacak yeni çalışmalarla sigara, yeme davranışları ve duygusal faktörlerin ilişkişi derinlemesine araştırılmalıdır.

SONUÇLAR

Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesi Aile Hekimliği Anabilim Dalı’nda yapılan bu çalışmada, Edirne il merkezindeki 18 yaş üzeri kadın ve erkek nüfusta yeme davranışı ve yeme davranışının BKİ, sosyodemografik özellikler, depresyon ve benlik saygısı ile ilişkine dair veri ve sonuçlara ulaşmak hedeflendi. Çalışmamızın sonuçları şöyle özetlenebilir:

1. Katılımcıların BKİ değerlendirildiğinde 721 kadın ve 750 erkek katılımcıdan oluşan evrenimizde %15,3 obez ve %34 fazla kilolu birey bulundu. 225 Obez katılımcının %53,3 kadın, % 46,7 erkek ve 500 fazla kilolu katılımcının %39,4 kadın, %60,6 erkek olarak saptandı.

2. Erkeklere oranla kadın katılımcılarımızda kısıtlayıcı yeme, duygusal yeme ve dışsal yeme davranışının fazla olduğu saptandı.

3. Katılımcıların BKİ’leri arttıkça dışsal yeme davranışında azalma, kısıtlayıcı yeme davranışında artış saptandı. Hem kadınlarda hem de erkeklerde obez ve fazla kilolu olanlarda normal ve zayıf ağırlığa sahip olan kişilere göre kısıtlayıcı ve duygusal yeme davranışı daha yüksek bulunurken zayıf ve normal ağırlığa sahip olanlarda obez ve fazla kilolu olanlara nazaran dışsal yeme davranışında artış saptandı.

4. Katılımcıların BKİ arttıkça kısıtlayıcı yeme davranışında artış saptanırken; dışsal yeme de azalma mevcuttu.

5. Katılımcıların depresyon düzeyleri arttıkça kısıtlayıcı yemelerinde azalma saptanırken; hem duygusal hem de dışsal yeme de artış saptandı.

6. Katılımcılarda benlik saygısı azaldıkça depresyon ve duygusal yeme davranışında artış, dışsal yeme davranışında azalma saptanırken kısıtlayıcı yeme davranışı ile benlik saygısı arasında herhangi bir ilişki saptanmadı.

7. Edirne ve diğer illerde doğan katılımcıların yeme davranışları karşılaştırıldığında Edirne doğumlu olan katılımcılarımızda duygusal ve dışsal yeme davranışının diğer illerde doğan katılımcılarımıza oranla daha az olduğu gözlendi.

8. Ekonomik düzeyin yeme davranışı üzerinde anlamlı etkisi saptanmadı.

9. Eğitim durumu dağılımlarıyla DEBQ Alt Ölçekler arası ilişki incelendiğinde üniversite ve diğer mezunu olan katılımcılarda dışsal ve kısıtlayıcı yeme anlamlı olarak fazla, lise mezunu olan katılımcılarda ise duygusal yeme anlamlı olarak fazla saptandı.

10. Meslek dağılımlarıyla DEBQ Alt Ölçekler arası ilişki incelendiğinde duygusal yeme ve dışsal yemenin öğrencilerde; kısıtlayıcı yemenin ise memurlarda anlamlı olarak fazla olduğu saptandı.

11. Medeni Durum Dağılımları ile DEBQ Alt Ölçekler arası ilişki incelendiğinde evli olan katılımcılarda kısıtlayıcı yemenin, bekar olan katılımcılarda ise duygusal ve dışsal yemenin anlamlı olarak fazla olduğu saptandı.

12. Sigara ve alkol kullanmayanlarda hem duygusal yeme hem de kısıtlayıcı yeme de anlamlı bir artış saptanırken; dışsal yeme de sigara ve alkol kullanmayan grupta fazla olmasına rağmen bu fark istatiksel olarak anlamlı bulunmadı.

ÖZET

Araştırmamız Edirne il merkezi erişkin nüfusunda yeme davranışı ve etkileyen faktörler ile benlik saygısı, depresyon ve yeme davranışının birbirleriyle ilişkilerinin saptanması amacıyla yapıldı. Birinci basamak hekimlerinin obezite ve yeme davranışı bozukluklarını erken evrede tanımaları, hastalarının tıbbi bakımını sağlamaları ve kanıta dayalı tedavilerini yönetmelerine yönelik veri ve sonuçlara ulaşılması amaçlandı.

Çalışmada veriler, araştırmacı tarafından hazırlanan bir anket kullanılarak toplandı. Ankette, katılımcıların sosyodemografik özelliklerini sorgulayan 10 soru bulunmaktaydı. Ek olarak olguların yeme davranışını değerlendiren 33 soruluk Hollanda Yeme Davranışı Anketi (DEBQ), benlik saygılarını değerlendiren Rosenberg Benlik Saygısı ölçeği ve depresyon durumunu değerlendiren Birinci Basamak için Beck Depresyon ölçeği ankete dahil edildi. Katılımcıların BKİ değerlendirildiğinde 721 kadın ve 750 erkek katılımcıdan oluşan evrenimizde %15,3’ü obez ve %34’ü fazla kilolu birey bulundu. 225 Obez katılımcının %53,3’ü kadın, % 46,7’i erkek; ve 500 fazla kilolu katılımcının %39,4’ü kadın, %60,6’ı erkek olarak saptandı.

Erkeklere oranla kadın katılımcılarımızda kısıtlayıcı yeme, duygusal yeme ve dışsal yeme davranışının fazla olduğu saptandı. Katılımcıların BKİ’leri arttıkça dışsal yeme davranışında azalma, kısıtlayıcı yeme davranışında artış görüldü.

Hem kadınlarda hem de erkeklerde, obez ve fazla kilolu olanlarda normal ve zayıf ağırlığa sahip olan kişilere göre kısıtlayıcı ve duygusal yeme davranışı daha yüksek bulundu. Zayıf ve normal ağırlığa sahip olanlarda obez ve fazla kilolu olanlara nazaran dışsal yeme davranışında artış saptandı. Katılımcıların BKİ arttıkça kısıtlayıcı yeme davranışında artış saptanırken; dışsal yeme de azalma mevcuttu.

Katılımcıların depresyon ihtimalleri arttıkça kısıtlayıcı yemelerinde azalma saptanırken; hem duygusal hem de dışsal yeme de artış saptandı. Katılımcılarda benlik saygısı azaldıkça depresyon ve duygusal yeme davranışında artış, dışsal yeme davranışında azalma saptandı. Kısıtlayıcı yeme davranışı ile benlik saygısı arasında ise herhangi bir ilişki bulunamadı.

Edirne ve diğer illerde doğan katılımcıların yeme davranışları karşılaştırıldığında Edirne doğumlu olan katılımcılarımızda duygusal ve dışsal yeme davranışının diğer illerde doğan katılımcılarımıza oranla daha az olduğu gözlendi.

Yeme davranışını etkileyen birçok etken vardır ve bunların çoğu birbiriyle ilişkilidir. Bu etkenlerin ve birbirleriyle olan ilişkilerinin tanımlanması ile bozuk yeme davranışı, yeme bozuklukları ve obezitenin erken dönemde tanısı konulabilir; aynı zamanda, topluma yönelik eğitimler ve yeni tedavi yöntemlerinin belirlenmesinde yol gösterici olabilir.

EATING BEHAVIOUR AND RELATED FACTORS IN EDIRNE URBAN

Benzer Belgeler