• Sonuç bulunamadı

Ölçülerine Göre Dedim-dediler

2. ÂŞIK TARZI ŞİİR GELENEĞİNDE DEDİM-DEDİ

2.1. YAPILARINA GÖRE DEDİM-DEDİLER

2.1.3. Ölçülerine Göre Dedim-dediler

Türk şiir geleneğinin başlangıcından sonuna kadar görülen iki ana ölçü şekli hece ve aruz ölçüleridir. Çalışmamızda yer verdiğimiz bütün metinlerin, yeni edebiyat ürünleri kısmında ölçüsüz olarak yazılan şiirler dışında -ki bu şiirleri zaten âşık tarzı şiir geleneği dışında tutuyoruz- bu iki ölçüyle (hece veya aruz) yazıldığı / söylendiği görülmektedir.

2.1.3.1. Aruz ölçüsüyle söylenmiş/yazılmış dedim-dediler

Âşık tarzı şiir geleneğinde baskın olarak hece ölçüsü görülüyor olsa da aruz ölçüsüyle de yazılan şiirler mevcuttur. Aruz ölçüsünün kalıplarına göre farklılık gösteren bu şekiller âşık tarzı şiir geleneğinde divan, semaî, kalenderî, selis, satranç ve vezn-i aher adlarıyla anılmaktadır (Kaya, 2007: 101).

Aruz ölçüsüyse yazılmış olan dedim-dedili şiirlerden tespit edebildiklerimizin hepsi aynı zamanda beyitlerle kurulu olan dedim-dediler başlığına girmektedir. “Beyitlerle kurulu dedim-dediler” başlığında da bahsedilen, aruz ölçüsüyle yazılmış sekiz dedim-dedili şiir şunlardır: 32, 47, 62, 95, 101, 107, 147 ve 197. Bu sekiz şiir incelendiğinde vezn-i aher, satranç, kalenderî ve divan biçiminde oluşturulan bir şiir görülmemiştir. Şiirlerden 47 ve 101 numaralı olanları selis biçiminde yazılmıştır. Aruzun fe i lâ tün / fe i lâ tün / fe i lâ tün / fe i lün kalıbıyla yazılan bu şiirlerden birincisi Eliağa Vahit’e, diğeri ise Hıfzı’ya aittir. Eliağa’nın şiiri kalıba tam uygun

şekilde yazılmış olsa da Hıfzı’nınkinde önemli bir farklılık göze çarpmaktadır. Dize başlarındaki “dedim” ve “dedi” sözcükleri ölçüyü bozmaktadır. Bu sözcükler bağlam dışı düşünüldüğünde geriye kalan 12 hecenin fe i lâ tün / fe i lâ tün / fe i lâ tün kalıbıyla yazıldığı görülmektedir. Geriye kalan altı şiir semaî biçiminde yani me fâ î lün / me fâ î lün / me fâ î lün / me fâ î lün kalıbıyla ortaya konmuştur. Dertli, Eşrefoğlu Rumî, Hakî, Pakî, Huzurî ve M. Emin Kıratoğlu’na ait bu şiirlerde kısmen aruz hataları görülse de ölçüyü genel olarak bozan bir yapıya rastlanılmamıştır. Kalıba uygun şekilde yazılmış Hakî’nin şiirinin (95) ilk dizesi şöyledir: “Dedim dilber / senin vechin / neden ki böy / le tâbiştir”.

Aruzla yazılan sekiz dedim-dedi şiirinin muhammes, müseddes ya da mesnevi biçimlerinde görülmeyip, istisnasız gazel uyak düzeniyle yazılmış olduğunu da belirtmek gerekir.

2.1.3.2. Hece ölçüsüyle söylenmiş/yazılmış dedim-dediler

Âşık tarzı şiir geleneğinin genelinde olduğu üzere dedim-dedili şiirlerde de hece ölçüsü hâkimdir. Bir üst başlıkta belirtilen sekiz şiir dışında kalan 268 şiir de buna uygun olarak hece ölçüsüyle söylenmiş/yazılmıştır. Âşık tarzı şiir geleneğinde en çok kullanılan hece ölçülerinin 11 ve 8 heceli ölçüler olması bizim çalışmamızda da karşılaştığımız bir gerçektir. İncelediğimiz hece ölçülü şiirlerin dört tanesi 7 heceli, 46 tanesi 8 heceli, 215 tanesi 11 heceli, bir tanesi 12 heceli, iki tanesi 13 heceli, yedi tanesi 14 heceli ve bir tanesi 16 heceli ölçülerle ortaya konulmuştur.

7 hece ölçülü dedim-dediler: Metinler bölümünde yer alan 127, 128, 172 ve 173 numaralı şiirler bu ölçüyle yazılmışlardır. Bu şiirlerden ikisi Kemalî Bülbül’e ait olup diğerleri atışma tarzında bir derlemeden alınmıştır. 172 ve 173 numaralı bu atışmalarda her iki dize ayrı bir şahsa aittir, metindeki dedim ve dedi sözcükleri bağlam dışı unsurlar olarak değerlendirilip çıkarıldığında şiirin 7 hece ölçüsüyle oluştuğu görülür. Ama bu sözcükler de metne dahil edildiğinde dizelerin 9-7-9-7 gibi hece düzensizliği içerisinde olduğu görülmektedir. Söz konusu iki şiir dizeleri birleştirildiğinde 14 (7+7) heceli şekilde de yazılabilir.

8 hece ölçülü dedim-dediler: 11 heceli şiirler dışında en çok görülen hece ölçüsüdür. Dedim-dedilerin 46 tanesi 8 heceli ölçü ile kurulmuştur. Bu ölçü ile kurulan şiirler genellikle 4 + 4 ya da 5 + 3 duraklı şekilde yazılmıştır. 46 şiir

içerisinde Murat Çobanoğlu’a ait, çalışmamızda 165 numarayla kayıtlı şiir 4 + 4 durakla yazılmış 8 heceli ölçüye örnek gösterilebilir. Bu şiirin ilk dörtlüğü şöyledir: Dedim: “Güzel, kervan mısın?” / Dedi: “Yola gelemedim.” / Dedim: “Mecnun bilir misin?” / Dedi: “Çöle gelemedim.” Ertuğrul Şakar’a ait 61 numaralı şiirin ilk mısralarında bağlam dışı unsur olarak dedim ve dedi sözcükleri görülmektedir. Bu sözcüklerle beraber bu şiirin ilk mısraları 2 + 8 halini alıp 10 heceye dönüşmektedir. Kalıp sözcüklerin kullanımı konusunda kendisini şartlandıran şair, şiirini oluştururken iç metni kusursuz şekilde 8 heceyle oluşturmuş; ama konuşma metninin kimlere ait olduğunu belirtmek adına, dedim ve dedi sözcüklerini dörtlüklerin başına yerleştirmiştir.

11 hece ölçülü dedim-dediler: Âşık tarzı şiir geleneğinde en çok görülen hece ölçüsü olması sebebiyle, dedim-dedilerde de en çok karşımıza çıkan ölçü 11 heceli ölçü olmuştur. Âşık tarzında yazılmış olan eldeki 276 dedim-dediden 215 tanesi 11 hecelidir. Aynı ölçüde yazılan diğer şekil ve türlerde de görüldüğü üzere bu ölçüde baskın olan duraklar 6 + 5 ve 4 + 4 + 3 şeklindedir. Bu şiirlerin hemen hepsi de koşma tipinde düzülmüştür.

12 hece ölçülü dedim-dediler: Tespit edip çalışmamızda yer verdiğimiz dedim-dedilerden yalnız bir tanesinin 12 heceli ölçüyle yazıldığı/söylendiği görülmektedir. 133 numarada kayıtlı ve Kul Ahmet’e ait olan bu şiir, âşık tarzı şiir geleneğinde de az görülen 12 hece ölçülü şiirlere örnek gösterilebilir. Bu şiirin ilk dörtlüğü şöyledir: Dedim: “Kaşın zülfikar mı?” dedi ki: “Yay.” / Dedim: “Cemalin ne güzel!” dedi ki: “Ay.” / Dedim: “Seni seviyorum.” dedi ki: “Vay!” / Dedim: “Elde gönlün var mı?” dedi: “Yok yok.”

13 hece ölçülü dedim-dediler: Metinler bölümünde verdiğimiz şiirlerden 137 ve 224 numaralı olanları bu ölçüyle ortaya konmuştur. İlki Kul Halil’e, ikincisi ise Kadimî’ye ait olan bu şiirlerde dikkati çeken şey, mısra başlarında yer alan iki heceli “dedim” ve “dedi” sözcüklerinin, ölçüyü 2 + 11 şeklinde eklemeli olarak değiştirdikleridir. Bu sözcükler konuşma içeren metinde bağlam dışı unsurlar olarak nitelendirilip göz ardı edildiğinde şiirin konusunun geçtiği asıl metninin 11 heceden müteşekkil olduğu görülmektedir. Şiiri oluşturan âşıklar sanki önce söyleşi metnini düzmüşler daha sonra birinci ve üçüncü şahsa ait olan cümlelerin başlarına dedim ve dedi sözcüklerini getirmişlerdir. Bu elbette bilinçli olarak, elde kâğıt kalemle somut şekilde yapılan bir uygulamadan ziyade, daha art planda âşığın şiir

kurgusunu yaparken doğal olarak meydana getirdiği bir şekildir. Kadimî’ye ait şiirin (224) ilk dörtlüğü şöyledir: Dedim: “Suna boylum, kara gözün yay kaşın.” / Dedi: “Nice âşıkları dile düşürdü.” / Dedim: “Sütten beyaz, nakış nakış bu döşün.” / Dedi: “Nice Mecnunları çöle düşürdü.”

14 hece ölçülü dedim-dediler: Hece ölçüsüyle yazılan şiirlerden 20, 29, 124, 161, 162, 192 ve 265 numaralı şiirler olmak üzere yedi tanesi 14 heceli ölçüyle yazılmışlardır. Türkmen halk şairi Molla Nefes’e ait 161 ve 162 numarada kayıtlı yedekli şiirler dışındaki beş şiir de beyitlerle kurulu şekilde yazılmışlardır. Çok hece içeren ölçülerin genellikle aruz kalıbı yardımıyla divan şiirinde kullanıldığı düşünülürse; âşık tarzı şiir geleneğine has örnekler vermeye çalışan halk şairlerinin, aruz kullanmasa da en azından hece sayısı karşılığını kullanarak, beyitlerle buna yakın bir tarzda şiirlerini meydana getirdikleri söylenebilir. Bu başlık altında yer alan beş şiir de bu şekilde beyitlerle yazılmış fakat hece ölçüsüyle kurulmuş şiirlere örnek gösterilebilir.

16 hece ölçülü dedim-dediler: 48 numarada kayıtlı Eliağa Vahit’e ait olan şiir 16 heceli ölçüyle ortaya konmuştur. 16 heceli şiirlerin öncelikle semaî biçimiyle yani aruzla yazıldığı düşünülebilir, ancak elimizdeki bu şiir bu biçime uygunluk göstermemektedir. Şiir 8 + 8 durakla, beyitlerle yazılmıştır ki buradan hareketle aldığımız kaynakta dörtlüklerle ve 8 heceli ölçüyle verilen, Kaygusuz Abdal’a ait 125 numaralı şiirin de 8 + 8 duraklı, 16 heceyle yazılmış, beyitlerden oluşan bir şiir olduğu ileri sürülebilir.

Benzer Belgeler