• Sonuç bulunamadı

1.1.4. Bilimin Doğası Hakkında GörüĢler

1.1.4.3. Öğretmenlerin Bilimin Doğası Konusunda Sahip Oldukları Kavramları

Öğretmenler sahip oldukları ön bilgiler, uyguladıkları stratejiler ve sınıf içi aktivitelerle öğrencilerin bilimin doğası ile ilgili bilgilerinin gelişmesinde etkili oldukları için öğretmenlerde bilimin doğası hakkında var olan bilgileri araştırmak için birçok araştırma yapılmıştır.

Bu konuyla ilgili olarak ilk çalışma Anderson (1950) tarafından yapılmış ve çalışmasında öğretmenlere bilimin doğasıyla ilgili 8 soru sorarak bilgilerini araştırmış, ardından kavram yanılgılarını tespit ederek yok etmeye çalışmıştır. Başka bir çalışmada Miller (1963) tarafından yapılmıştır. “Bilimi Anlama Testi” (Test of Understanding Science, TOUS)’ni kullanarak biyoloji öğretmenlerinin ve lise öğrencilerinin bilimin doğası hakkındaki görüşlerini araştırmıştır. Araştırmacı, öğretmenlerin ve öğrencilerin bilimi yeterince kavramadığını ve öğretmenlerin bu konuyu öğrencilerine etkili bir biçimde anlatamadığını ifade etmiştir (Aktarma: Lederman, 1992).

Sonraki yıllarda Kimball (1968) fen branşı öğretmenleri ile bilim insanlarının bilimin doğası hakkındaki görüşlerini; mezun oldukları yıl, okul ve diğer akademik değişkenlere göre Bilimin Doğası Ölçeği (Nature of Science Scale, NOSS) kullanarak karşılaştırmıştır. Ayrıca, akademik değişkenler aynı olduğu zaman öğretmenlerle bilim insanlarının bilimin doğası hakkındaki bilgileri arasında önemli bir fark bulamadığını belirtmiştir. Araştırmadan sonra öğretmen yetiştiren okulların programlarının, öğretmen adaylarının bilimin doğası hakkındaki bakış açılarını geliştirecek şekilde düzenlenmesi gerektiği vurgulanmıştır.

Başka bir çalışma Carey ve Staus (1970) tarafından Georgia Üniversitesi’nde fen dersine devam eden 17 lise öğretmeniyle yapılmıştır. Çalışmada Winconsin Bilimsel Süreç Envanteri (Winconsin Inventory of Science Processess, WISP) öntest-sontest olarak uygulanmış ve bilimin doğası hakkında öğretmenlerin sahip oldukları bilgi düzeyi araştırılmıştır. Dönem başında öğretmenlerin yeterince bilgiye sahip olmadıkları, dönem sonunda ise görüşlerinin olumlu yönde geliştiğini tespit etmişlerdir. Elde edilen veriler öğretmenlerin tecrübeleri, katıldıkları dersler ve akademik başarı dereceleri ile karşılaştırılmış ancak anlamlı bir fark bulunamamıştır. Araştırmacılar; öğretmen yetiştiren programlara bilim tarihi ve bilim felsefesi derslerinin eklenmesinin uygun olacağını tavsiye etmişlerdir.

Bilgiç (1985) Orta Doğu Teknik Üniversitesinde, genel fizik dersindeki öğrencilerin laboratuar araştırmasına yönlendirmenin, bilimsel bilginin doğasını anlamalarına etkisini incelemiştir. Çalışmada Bilimsel Bilginin Doğası Ölçeği (Nature of Scientific Knowledge Scale NSKS) kullanılmıştır. Bu çalışmanın sonuçlarına göre laboratuar merkezli araştırmanın bilimsel bilginin anlaşılmasını olumlu yönde etkilediği tespit edilmiştir.

Bir diğer çalışmada Cobern (1989) Amerika ve Nijerya’daki fen öğretmen adaylarının bilimin doğası hakkındaki görüşlerini, Kimball’ın bilimin doğası anketini kullanarak karşılaştırmıştır. Çalışmadan sonra Nijeryalı öğrencilerin bilimin topluma yararlı, teknoloji üretiminin bir yolu olarak düşündükleri ve bilim insanlarını aşırı milliyetçi ve gizlilikle çalıştıklarını düşündüklerini bulmuştur. Bilimin daha iyi anlaşılması için iyi öğretilmesi gerektiğini belirtmişlerdir.

Benzer diğer bir çalışma Zeidler ve Lederman (1989) tarafından NSKS anketi ve görüşme yöntemiyle yapılmıştır. Çalışmaya 18 biyoloji öğretmeni ve 409 öğrenci katılmıştır. Bu çalışmada öğrencilerin bilimin doğasını anlamaları ve geliştirmeleri için öğretmenlerin derslerdeki dil kullanımının ve yöntemlerinin etkisi araştırılmıştır. Çalışmanın sonucunda öğretmenlerin bilimsel konuları sınıflarda etkili stratejilerle günlük hayatla bağlantılı olarak işlediklerinde öğrencilerin bilimin doğası konularını kavramalarında olumlu gelişmelerin olduğu tespit edilmiştir.

Pomeroy (1993) farklı bir anketle öğretmenler ile bilimi insanlarının bilimin doğası, bilimsel metot ve fen eğitimi ile ilgili bakış açıları arasındaki farklılığı 50 sorudan oluşan likert tipi bir anket kullanarak araştırmıştır. Çalışmanın örneklemini Alaka’daki bilim insanları, ilkokul ve lise öğretmenleri oluşturmuştur. Çalışmanın sonuçlarına göre erkeklerin kadınlara göre daha fazla geleneksel görüşe sahip olduğu bulunmuş ve bu verilerinde bilimde cinsiyet farklılığının etkisini açıklayan literatürdeki bilgilerle örtüştüğü söylenmiştir. Pomeroy, çalışmanın sonrasında bilim insanlarının ve lise öğretmenlerinin geleneksel bakış açısına sahip olduklarını saptarken, ilkokul öğretmenlerini en az geleneksel düşünenler olarak tespit etmiştir.

Abd-el-Khalick ve BouJaoude (1997) fen branşı öğretmenlerin bilimin doğası hakkındaki bilgilerini yapısal, fonksiyonel ve farklı bilim dallarına göre sınıflandırmışlardır. Ayrıca öğretmenleri eğitim seviyeleri, tecrübeleri ve ders verdikleri sınıflar ile bilimin doğasına bakış açıları arasındaki ilişkiyi de incelemişlerdir. Araştırmacılar çalışmalarında VOSTS anketini, kavram haritalama ve görüşme yöntemlerini kullanarak verileri elde ettikleri verilerle 20 öğretmenin bilimin doğası

hakkındaki görüşlerini araştırmışlardır. Bu çalışmanın sonuçlarına göre öğretmenlerin bilimin doğası hakkında bazı yetersiz görüşlere sahip oldukları, bilimsel bilginin yapısı, fonksiyonu ve diğer bilimler arasındaki gelişimini yeterince iyi kavramadıkları tespit edilmiştir. Elde edilen bu bilgilerin, öğretmenlerin tecrübesi, ders verdikleri sınıf ve eğitim seviyeleri ile ilişkili olmadığını belirtmişlerdir.

Palmquist ve Finley (1997)’in öğretmen adaylarının bilimin doğasına bakış açılarını belirlemek ve öğretmen eğitimi sırasında bu görüşlerinde gerçekleşen değişiklikleri tespit etmek için 15 öğretmen adayının katıldığı bir çalışma yürütmüşlerdir. Öğretmen adaylarına fen öğretimi programında önce ve sonra açık uçlu sorularla, görüşmelerle ve sınıf içi gözlemlerle bilimin doğasına bakış açılarını tespit etmeye çalışmışlardır. Öntestte geleneksel, karışık ve çağdaş görüşlerin sayısı eşitken, ders sonunda çağdaş görüş sayısı iki katına çıkmış, karışık görüşlerin sayısı da yarıdan daha aza inmiştir. Kavramsal değişim ve işbirliği yaklaşımlarıyla verilen fen eğitimi dersi sonucunda öğretmen adaylarının bilime bakış açılarında pozitif düşünceler oluşmuştur.

Murcia ve Schibeci (1999)’da İlköğretim çağlarından itibaren bilim ve bilimsel bilginin karakteristik özelliklerinin öğretilmesi düşüncesiyle Avustralya’da 73 ilkokul öğretmen adayının bilimin doğasına bakış açılarını incelemiştir. İki farklı gurupla gerçekleştirilen bu çalışmada gruplar arasında önemli bir fark görülmemiştir. Bilimin doğasının birçok özelliği açısından öğretmen adaylarının çağdaş görüşlere sahip olmadıkları, hem kültürel hem de pedagojik nedenlerden dolayı ilkokul öğretmen adaylarının bilimin doğasını iyi şekilde anlamasının gelecekteki bilim eğitimine önemli katkılarının olacağını belirtmiştir.

Başka bir çalışmada Akerson, Abd-El-Khalick ve Lederman (2000) tarafından öğretmen eğitim programındaki ilköğretim fen derslerinin öğretmen adaylarının bilimin doğasının; deneyselliği, değişebilirliği, sübjektifliği, yaratıcılığı, sosyal ve kültürel yapısı özelliklerine bakış açılarına etkisini açık uçlu sorulardan oluşan Bilim Doğası (NOS) anketi ile araştırmışlardır. 25 öğretmen adayı ve 25 öğretmenin katıldığı derste açık uçlu sorulardan oluşan bir anket ve görüşmeler uygulanarak ders öncesinde ve sonrasında bilimin doğası hakkındaki bakış açılarında değişikliği araştırmışlardır. Katılanların büyük bir çoğunluğunun ders öncesinde bilimin doğasının hedeflenen birçok özelliği hakkında geçersiz bakış açısına sahip oldukları, ders sonrasında ise bu görüşlerinin olumlu yönde geliştiği tespit edilmiştir.

1.1.4.4. Öğretmenlerin ve Öğrencilerin Bilimin Doğasına Yönelik Algılamaları