• Sonuç bulunamadı

Öğretmenlerin Bilgi Kaynaklarını Kullanımları 1.7.4.1.Öğretmenlerin Kütüphane Kullanımları

1.7. İlgili Araştırmalar

1.7.5. Öğretmenlerin Bilgi Kaynaklarını Kullanımları 1.7.4.1.Öğretmenlerin Kütüphane Kullanımları

Dilek (1992)‟e göre geçmişten bugüne yazılmış eserleri toplamak, korumak, organize etmek ve onları insanların kullanımına hazır hâle getirmek için kurulmuş olan kütüphaneler, bir taraftan okuyucu ve araştırmacıların çeşitli eserlere ucuz, çabuk ve kolay bir şekilde ulaşmasını sağlarken diğer taraftan da eğitim ve öğretime yardımcı olurlar. Bu mekânları sadece okuma yerleri olarak görmek doğru değildir. Kütüphaneler yaşayan bir organizma, kayıtlı bilgilerin saklanıp kullanılmasının hedeflendiği başlı başına bir iletişim sistemidir. Yayın sağlama, yayın tanıtma ve yayın içeriği hakkında bilgilendirme hizmetleri verme, kütüphanelerin fonksiyonlarının yalnızca bir parçasıdır.

…Bilgi toplumunda öğretmenin temel rolü, öğrenme ortamının merkezine öğrenciyi alarak, bilgiye nasıl ulaşılacağını ve bundan nasıl yararlanılacağını uygun ortamlar hazırlayarak öğretmektir. Bilginin seçimi konusunda uzman olan öğretmenler, temel bilgiyi öğrenciye kazandırabilmelidir. Bu da öğrenci için öğrenmeyi öğrenmek anlamına gelir. Ancak burada öğretmen, öncelikle öğrencisini iyi tanımalı, onun öğrenme düzeyine uygun öğrenme imkânları sunmalı, öğrenmeyi öğrencisine kolaylaştırarak, onu doğru yönde yönlendirmelidir (Numanoğlu, 1999, 347).

14

Yılmaz (2002)‟a göre öğretmenlerin halk kütüphanesi kullanma alışkanlıkları yok denecek kadar azdır. Okuma alışkanlığı ile karşılaştırıldığında öğretmenlerin halk kütüphanesi kullanma alışkanlıktan çok daha düşük düzeyde, dolayısıyla, çok daha ciddi bir sorun niteliğindedir.

Bilimsel bilgiye erişimin en önemli merkezlerinden biri olan kütüphaneleri kullanım alışkanlığı kazandırmak amacıyla öğretmenlerin de kütüphane kullanımını çok iyi bilmesi, öğrencileri uygun ve doğru biçimde bu kurumlara yönlendirmesi gerekmektedir.

…Kütüphane kullanma alışkanlığı , bireyin kütüphaneden çeşitli amaçlarla ve belirli aralıklarla yararlanması anlamına gelmektedir. Bu alışkanlıkların, bireyde, zeka gelişimi, eğitimde başarı, dil ve iletişim becerisi, etkin ve sosyal bir kişilik oluşturma, eleştirel düşünme yeteneği geliştirme alanlarında yaşamsal katkıları olduğu, bireye yaptığı bu katkılar sonucu toplumsal/kültürel gelişmeye yardım ettiği söylenebilir. Okuma ve kütüphane kullanma alışkanlıklarının çocuklara ve gençlere kazandırılmasında temel rol, özellikle, bu konudaki ebeveyn duyarlığının yetersiz olduğu toplumlarda, öğretmenlere düşmektedir Öğretmenlerin bu rollerini gerçekleştirmeleri okumanın ve kütüphane kullanımının toplumsal yaygınlığa ulaşması sonucunu yaratacaktır. Bu nedenle, okul ve özellikle halk kütüphaneleri açısından öncelikli hedef kitlenin öğretmenler olduğu öne sürülebilir. Bu yaklaşım çerçevesinde düşünüldüğünde, öğretmenler kütüphane politikası ve kütüphanecilik açısından üzerinde titizlikle durulması, ulaşılması ve araştırmalar yapılması gereken bir gruptur (Yılmaz, 2002, s. 441-460 ).

…Eğitim sistemi öğretmenleri kütüphane kullanmaya yeterince yöneltmemektedir. Öğretmenler gereksinim duymadıkları için kütüphane kullanmamaktadırlar. Diğer nedenler arasında, zaman azlığı ve halk kütüphanelerinin uzak oluşu yer almaktadır. Öğretmenler lisans eğitimlerinde bu alışkanlıkların önemi ve öğrencilere nasıl kazandırılacağı konusunda yeterince bilgilendirilmemişlerdir. Öğretmenler lisans eğitimleri boyunca yeterince kütüphane kullanmamışlardır. Öğretmenler, mesleğe, bu alışkanlıklar konusunda hem bilinç hem de uygulama açısından eksikliklerle başlamışlardır. Müfredat ve meslek içi eğitim öğretmenlerin okuma ve kütüphane kullanma alışkanlıkları konusundaki eksikliklerini giderememektedir (Yılmaz, 2002, s. 441-460 ).

15

1.7.4.2. Öğretmenlerin İnternet Kullanımları

Atav, Akkoyunlu ve Sağlam (2006)‟ a göre "veri otoyolu" olarak da adlandırılan internet, bilgiye ulaşmak ve bilgiyi paylaşmak amacıyla diğer bilgisayarlara seyahat etmek için seçilen bir yol olarak da kabul edilmektedir.

İnternet, öğretmenlerle öğrenciler arasındaki geleneksel ilişkileri de yeniden biçimlendirmektedir. Günümüzde bilgi, sınıf ortamından çıkıp, dünyaya açılmıştır. Öğretmenlerin rolü ise ana bilgi kaynağı olarak bilgiyi aktaran olmaktan, bilgiye ulaşmak için öğrenciye rehberlik etme durumuna dönüşmüştür.

Akkoyunlu(2002)‟ya göre günümüzde, öğrencilerin ve toplumun gereksinimleri yeniden gözden geçirilerek öğrenme ortamlarının koşullara ve beklentilere uygun olarak düzenlenmesi zorunlu hale gelmiştir. Bu tür öğretim ortamlarının hazırlanabilmesi için de öğrencileri bilgiye ulaştıracak; bilginin kullanılmasını, üretilmesini ve iletilmesini sağlayacak her türlü aracı kullanabilme olanakların sağlanması gerekir. Ayrıca, öğretmenlerin de belli becerilere sahip olması ve teknolojiden yararlanması zorunluluğu vardır.

Kınık, Altınkaya ve Ertepınar (2012)‟a göre öğretmenlerimizin bilgisayar kullanımına yönelik tutumlarının orta düzeyde olduğunu göstermektedir. Buradan teknolojinin sınıflardaki uygulayıcısı olacak ve öğrencileri bilgisayarlı geleceğe hazırlayacak öğretmenlerin bilgisayara yönelik tutumun geliştirilmesine gerek olduğunu söylemek yanlış olmayacaktır.

Akkoyunlu (2002) ye göre öğretmenlerin yaşı ve meslekteki yılları düştükçe internet kullanma oranları da artmaktadır. Oysa günümüzde mevcut öğrenci profiline daha verimli hitab edebilmek için deneyimli ve ileri yaştaki öğretmenlerinde çağı yakalaması, bilgi erişimi açısından elektronik ortamdan faydalanması gerekmektedir.

1.7.4.3. Öğretmenlerin Coğrafi Bilgi Sistemleri Kullanımları

TTK (2011)‟e göre Coğrafya Dersi Öğretim Programı göre günümüz bilgi-iletişim teknolojilerinin coğrafya konularının öğretiminde kullanılmasını destekler. Coğrafi Bilgi Sistemleri‟nin (CBS) uygulanması bazı kazanımlarda önerilmiştir. Okullardaki teknik

16

donanım ve fiziki imkânlara bağlı olarak öğretmen CBS uygulamaları geliştirebilir veya mevcut örnekleri inceleyebilir.

Artvinli(2009)‟ye göre Coğrafya öğretim programı değismiş, ancak ögretmenler henüz bu değisime ayak uyduramamışlardır. Örneğin yeni yöntemlerin kullanılmasına iliskin olarak “Coğrafya derslerinde CBS kullanmaya gerek yok” veya “Derslerde CBS uygulaması için yeterince vaktim yok‟‟ seklinde görüş belirtmişlerdir. Coğrafya öğretmenleri CBS uygulamalarının sınırlılıklarını daha fazla ifade etmektedirler

Kaya (2011)‟ya göre CBS‟nin coğrafya öğretiminde öğrenci başarısı üzerine oldukça fazla katkısının olduğu söylenebilir. CBS‟nin kullanılmaya başlaması ve yaygınlaşması için bu dersi verecek öğretmenlerin gerekli eğitimden geçirilmesi gerekmektedir. Gerekli altyapının maliyetinin yüksek olması ve okul idarecileri ile öğretmenlerin bir kısmının CBS‟den haberdar olmamaları ve bazılarının da yaklaşımının olumlu olmaması ise CBS kullanımında engelleyici sorunlar olarak karşımıza çıkmaktadır.

Kaya ve Demirci (2011) ye göre, coğrafya öğretmenlerinin öncelikle bir coğrafyacı olarak mesleklerinde, yani coğrafya bilimini tanımada ve kullanmada çok iyi bir seviyede olmaları, sonrasında ise bu bilgi ve becerileri en uygun yöntemlerle öğrencilerine aktarabilmeleri gerekmektedir. Coğrafya öğretmenlerinin mesleklerinde iyi olmaları, edinmiş oldukları coğrafi bilgi ve becerileri hayatlarında kullanabilmelerine, mesleklerinde iyi kalabilmeleri ise coğrafya bilimindeki gelişmeleri takip edebilmelerine bağlıdır. Bu açıdan coğrafya öğretmenlerinin çağın en önemli teknolojik gelişmelerinden biri olarak sayılan CBS‟yi tanımaları ve bu teknolojilerden derslerinde yararlanmaları gerekmektedir.

17

BÖLÜM II

Benzer Belgeler