• Sonuç bulunamadı

BÖLÜM 4: TARTIŞMA VE ÖNERİLER

4.2. ÖĞRETİM TASARIMININ DEĞERLENDİRİLMESİNE İLİŞKİN

4.2.2. Öğretim Tasarımının Farklı Öğretmenlerce Uygulanabilirliği

Uygulama, araştırmanın gerçekleştirildiği dört deney grubunun üçünde araştırmacı, birinde de sınıfın kendi fen öğretmeni tarafından gerçekleştirilmiştir. Araştırmacının uygulama yaptığı grupların, fen öğretmenin uygulama yaptığı grupla BT ve ÇTÖ son- test puanları arasında anlamlı bir farklılık bulunamamıştır.

Buna göre, farklı öğretmenlerin uygulama yaptığı gruplardaki öğrencilerin başarısı ve tutumu arasında farklılık oluşmamıştır. Bu sonuç, hazırlanan öğretmen kılavuzundaki açıklamaların, gerekli uygulama ve etkinliklerin öğretmenlerce rahatlıkla uygulayabilmesine olanak sağladığını ortaya koymuştur. Buna göre, geliştirilen öğretim programı tasarımının diğer öğretmenlerce etkili bir şekilde uygulanabilmesi mümkün gözükmektedir.

4.2.3. Geliştirilen Öğretim Tasarımıyla ilgili Öğretmen ve Öğrenci Görüşleri

Gerçekleştirilen ihtiyaç analizinde öğretmenler, öğrencilerin ekosistem, biyolojik çeşitlilik ve çevre sorunları konularının öğreniminde sıkıntı yaşamalarının ilk nedeni olarak açıklama, örnek, materyal ve etkinliklerdeki eksiklikler ile gezi, gözlem ve yaparak-yaşayarak öğrenme imkanın sınırlı oluşunu belirtmişlerdir (Tablo 54). Mevcut programda yer alan ekosistem, biyolojik çeşitlilik ve çevre sorunları konularının içeriği ile ilgili olarak; açıklama ve tanımlamaların kısmen yeterli olduğu ve günlük yaşamdan örneklerle zenginleştirilmesi gerektiği, öğrenme-öğretme etkinliklerinin ise gezi- gözlemler, deneyler ve farklı öğrenme tarzlarına sahip öğrencilere hitap edecek şekilde zenginleştirilmesi gerektiği, etkinliklerin daha eğlenceli hale getirilmesi gerektiği yönünde görüş bildirmişlerdir (Tablo 51 ve 52). Ayrıca bu görüşleri destekleyen çeşitli çalışmalar da mevcuttur (Demirbaş ve Pektaş, 2009; Erdoğan ve Uşak, 2009; Gökdere, 2005; Özsevgeç ve Artun, 2012; vb.).

Geliştirilen kılavuzlarla ilgili öğretmen görüşleri incelendiğinde; metinlerin öğrencilerin seviyesine uygun, açık ve anlaşılır olduğu, etkinliklerin konuları desteklediği, öğrenciler için ilgi ve dikkat çekici etkinliklerin seçilmiş olduğu, günlük hayatın içinden ve öğrenmeyi kolaylaştıracağı ve bilgileri kalıcı hale getireceğini belirtmişlerdir. Bu görüşler, geliştirilen öğrenci ve öğretmen kılavuzlarının, mevcut programda yer alan işlenişle ilgili ihtiyaç analizinde ortaya koyulan eleştirilerin dikkate alınmış ve düzeltilmiş olduğunu ortaya koymuştur.

Geliştirilen öğretim tasarımını kendi sınıfında uygulayan öğretmenin tasarıma yönelik getirdiği eleştiri, etkinlik sayısının fazla olmasının zaman sıkıntısına yol açtığı şeklindedir. Ancak, araştırmacı tarafından uygulamanın gerçekleştirildiği 3 sınıftan sadece 1 tanesinde zamanla ilgili sıkışma yaşanmış ve bu sıkıntı süreç içerisinde telafi edilmiştir. Uygulamanın gerçekleştirildiği 2 sınıfta zamanın planlandığı gibi kullanılması, diğer sınıflarda yaşanan sıkışıklığın, öğrencilerin kişisel özelliklerinden, öğrenme ortamının fiziki yapısından veya öğretmenin öğretim tasarımıyla ilgili tecrübesizliğinden kaynaklandığını düşünüyoruz.

Uygulamayı gözlemleyen öğretmenin getirdiği eleştiri ise, konu tekrarı için etkinliklerin eklenebileceği yönünde olmuştur. Ancak, öğretim tasarımında süreç değerlendirme etkinliklerle gerçekleştirilmiş olduğundan, öğrencilerin not almasından ziyade eksik kalan bilgilerin anında belirlenerek düzeltilmesi için tasarlanmıştır. Bu

etkinlikler aynı zamanda tekrar mahiyetindedir. Yine de bu durum göz önünde bulundurularak öğretim tasarımına yeni etkinlikler eklenmiştir. Eklenen bu etkinlikler, öğrencilerin konuları tekrar yapabilmelerine olanak sağlamıştır.

Gerçekleştirilen uygulamada öğrencilerce en çok beğenilen etkinlik “Bahçemizdeki Biyolojik Çeşitlilik” gözlemi olmuştur. Öğrencilerin alıştıkları sınıf ortamı dışında, kolaylıkla gerçekleştirilebilecek bu etkinlik, hem soyut bir kavram olan biyolojik çeşitliliği öğrencilere somut olarak sunması hem de öğrencilerin açık alanda etkinlik gerçekleştirmekten zevk almaları nedeniyle etkili olmuştur. Bu sonuçla paralel olarak Erdoğan ve Uşak (2009), Şimşekli (2010) ve Palmberg ve Kuru (2000) da gerçekleştirdikleri çalışmalarda, açık alanlarda gerçekleştirilen etkinliklerin öğrencilerce ilginç bulduğunu ortaya koymuşlardır. Bunun yanında öğrencilerin en çok beğendiği diğer etkinlikler belgesel ve animasyonlar ile “Topraktaki Atıkların Etkileri” deneyini yapmak olmuştur. Bu sonuca paralel olarak, Tarng ve diğerleri de (2009) birebir gözlem yapmanın güç olduğu ekolojik bir gölün keşfedilebilmesi için hazırladıkları web tabanlı sanal göl etkinliği öğrencilerce oldukça ilgi çekici olarak değerlendirilmiştir. Belgesel ve animasyonlar gerçek yaşamda birebir gözlem yapmanın zor olduğu canlılar arasındaki beslenme ilişkileri, ekosistemin öğeleri, çöl, orman gibi farklı ekosistemler, çevre kirliliğinin etkileri gibi konuların somutlaştırılmasına olanak sağlamış ve bu sebeple de öğrencilerce ilgi çekici bulunmuştur.

Yapılan çalışmalar, öğrencilerin çevresel bilgi kaynaklarından birinin televizyon, radyo, gazeteler, belgeseller gibi medya araçları olduğunu ortaya koymuştur (Connell ve diğerleri 1999; Erdoğan ve Uşak, 2009). Buna göre; öğrencilerin kolayca öğrenebileceği bu kaynaklar arasından, etkili olacağı ve bilimsel olarak güvenilir olanlar belirlenerek, düzenli ve uygun bir şekilde dersin parçası haline getirilmesinin yerinde bir uygulama olduğu anlaşılmıştır.

Deney grubunda yer alan öğrencilerin % 92,3’ü beğenmedikleri bir etkinlik olmadığını belirtmişlerdir. Etkinlikleri destekleyici olarak kullanılan ve geleneksel yönteme dayalı olan anlatım, okuma parçaları ve soru-cevap etkinlikler, bu öğrencilerin en az beğendikleri etkinlikler arasında yer almıştır. Bu sonuç, öğrencilerin daha az duyusuna etki eden, gerçek yaşamdan daha kopuk olan ve sürekli karşılaştıkları bu yöntemlerin, geliştirilen öğretim tasarımında sınırlı tutulmasının yerinde olduğunu ortaya koymuştur. Ancak etkinliklerle kazandırılan bilgilerin bilimsel temelinin doğru olarak oluşturulmasını destekleyen ve geliştirilen farkındalığın genişletilerek daha kalıcı

hale gelmesini destekleyen bu tekniklerin kullanılmasından tamamen vazgeçmek de mümkün gözükmemektedir.

Benzer Belgeler