• Sonuç bulunamadı

Program; dinleme, konuşma; sözlü iletişim, karşılıklı konuşma, okuma, yazma olarak dört bölümden oluşmuştur. Her bölüm kendi içinde ve diğer bölümlerle de ilişki içindedir.

1.Dinleme

Toplumun birbirleriyle ilişkilerinin sağlıklı olması, insanların birbirlerini dinlemesine bağlıdır.

Dinleme, ana dili ediniminde ilk kazanılan beceri olmasına rağmen yabancı dil öğreniminde en zor kazanılan beceri olmaktadır. Dinleme / izleme, iletişim kurmanın ve öğrenmenin temel yollarından biri olup verilen iletiyi doğru bir şekilde anlama, yorumlama ve değerlendirme becerisidir (MEB, 2005).

Görsel ve işitsel araçların yaşamın her alanında giderek yaygınlaşması ve bu araçların eğitimde kullanılması etkili bir dinleme eğitimini gerekli kılmaktadır. Bu becerinin geliştirilmesiyle, öğrencilerden dinlediklerini sıralama, sınıflama, sorgulama,

ilişkilendirme, eleştirme ve bunlarla ilgili çıkarımlarda bulunma gibi üst becerileri gerçekleştirmesi beklenmektedir.

Programda dinleme becerisi; öğrencilerin iyi birer dinleyici / izleyici olabilmelerine yönelik olarak hazırlanmış, düzeye uygun kazanımlar ile bu kazanımları hayata geçirmeye yönelik etkinliklerden oluşmaktadır. Dinleme sürecinin amacına ulaşabilmesi için yapılan tüm dinleme etkinliklerinin değerlendirilmesi gereklidir. Bu amaçla programda, öğrencilerin kullanacağı değerlendirme ölçütleri ile yapılan etkinlikleri değerlendirmeye yönelik formlar yer almaktadır. Bu formların kullanılması dinleme sürecini verimli kılacak ve öğretmene nesnel bir değerlendirme olanağı sağlayacaktır.

2. Konuşma

Toplumda iletişimi sağlamak için önce dinlemek, sonra da görüşlerini dile getirmek için konuşmaya ihtiyaç vardır.

Konuşma zihinde başlayan, duygu ve düşüncelerimizi işlemlerden geçirip, sözle ifade etmeye denir.

Program; yaşamda gerekli olan konuşmaları yapmalarına, duygu, düşünce ve bilgilerini kullanarak sunumlarını kendilerine güvenle yapıp, değerlendirmelerle dönütler alabilen bireyler yetiştirmeyi hedeflemektedir. Bunun için önce zihinsel hazırlık yaptırılıp, konuşmanın amacı belirtilip, yöntem seçtirilip kendilerini sözlü olarak ifade etmeleri sağlanır.

Doğru ve akıcı bir konuşma için önce etkili bir dinleme, tonlama ve vurgulara önem verilerek konuşma öğretiminin yapılması istenir. Öğrencilere mutlaka konuşmanın amacı, yöntemi, konusu ve sınırları belirtilmelidir. Konuşmacılar güdülenmeli ki konuşmaya istekli olsunlar. Öğrencileri konuşmaya teşvik etmek için önce yaşadıkları alandan, sonra da ilgi alanlarından konuşturulup, konuşmaya heveslendirilir. Konuşmayı geliştirme stratejileri; hikâye anlatımı, sınıf içi konuşmalar, pantomim, drama ve sözel raporlar olarak ifade edilir.

Konuşma öğrenme alanı, öğrencilerin çevreleriyle iletişim kurmaları, işbirliği yapmaları, ortak karar vermeleri ve karşılaştıkları sorunları çözmeleri açısından da

önemlidir. Bu nedenle öğretmenin konuşma etkinliklerinde öğrencilerin her birinin ayrı ayrı söz almalarını sağlayarak onları bu çalışmalara katması gerekmektedir. Hayatın her alanında doğru, güzel, etkili konuşan ve konuşulanları doğru anlayıp yorumlayan bireylerin yetiştirilmesi, onların diğer dil becerilerinde de başarılı olmalarına bağlıdır. Bu nedenle konuşma öğrenme alanının okuma, yazma ve dinleme öğrenme alanlarıyla desteklenmesi gerekmektedir (MEB, 2006).

Karşılıklı Konuşma

Dilin kullanım bağlamları, bulunulan çevreye, dil bilme düzeyine, sosyal etkenlere ve ihtiyaçlara göre farklılık gösterebilir.

Her dilde, konuşma dili ve yazılı dil birbirinden farklı özellikler gösterir. Bu nedenle, yeni bir dil öğreniminde bireyin konuşma dilinden de haberdar olması gerekmektedir.

Sözlü Anlatım

Sözlü anlatım, bireyin yeterliliklerini planlı bir şekilde sunabileceği bir saha özelliği taşımakta, bu özelliğiyle de karşılıklı konuşmadan ayrılmaktadır. Sözlü anlatım etkinliklerinde önemli olan, her dil becerisinde olduğu gibi kelime bilgisidir. Yeterli kelime bilgisi olmaksızın sözlü anlatımın başarılı olması düşünülemez.

3. Okuma

Okuma; görme, algılama, seslendirme, anlama, beyinde yapılandırma gibi göz, ses ve beynin çeşitli işlevlerinden oluşan karmaşık bir süreçtir. Bu süreç, çizgiler, harfler ve sembollerin algılanması ile başlar. Algılamanın ardından dikkat yoğunlaştırılarak, kelime ve cümleler anlaşılmakta ilgi duyulan ve gerekli bilgiler seçilmektedir. Seçilen bilgiler zihinsel işlemlerden geçirilip, ön bilgilerle de anlamlandırılır. Anlamlandırmada öğrencinin ilgisi, güdülenmesi, okuma amacı, dil bilgisi ve okuma deneyimleri de etkili olmaktadır (Türkçe Dersi Öğretim Programı ve Kılavuzu, 2005).

Dört temel dil becerisi içerisinde en önemli konuma sahip olan beceri, okuma becerisidir. Okuma, dil kurallarına göre yazılmış sözcükleri, duyu organları yoluyla kavramak, anlamlandırmak, yorumlamaktır. Okulda öğrenme büyük ölçüde okuduğunu

anlamaya bağlıdır. Yılmaz “yapılan araştırmalar neticesinde göze ve kulağa hitap eden okumanın öğrenmede yüzde doksan dört gibi önemli bir paya sahip” olduğunu söylemektedir (Yılmaz, 2007: 12). Bu yönüyle öğretmenler öğrencilere; okuma çalışmalarıyla hızlı, doğru ve anlayarak okuma becerisi kazandırmaya, okuma zevki aşılamaya ve onların sözcük dağarcığını zenginleştirmeye çalışmaktadırlar.

4. Yazma

Yazma, duygu, düşünce, hayal ve isteklerin beynimizde belli işlemlerden geçirildikten sonra yazılı işaretlerle sunulması olarak tanımlanabilir. Yazma okuma ile doğru orantılıdır. Yazmanın gelişmesi okumaya, yazdıklarını kontrol etmeye bağlıdır.

Yazılı anlatım, bireyin kendini doğru ve amacına uygun olarak ifade etmesinde ve iletişim kurmasında en etkili araçlardan biridir. Öğretim Programında yazma becerisinin geliştirilmesiyle; öğrencilerin duygu, düşünce, hayal, tasarı ve izlenimlerini dilin olanaklarından yararlanarak ve yazılı anlatım kurallarına uygun şekilde anlatmaları, yazmayı kendini ifade etmede bir alışkanlığa dönüştürmeleri ve yazma yeteneği olanların bu becerilerini geliştirmeleri amaçlanmaktadır. Uzun bir süreç isteyen yazma becerisinin kazanılması ve istenen amaçlara ulaşılması, ancak çeşitli ve özendirici yazma uygulamalarıyla mümkün olur.

Öğretmenlerin, farklı yöntemler ve uygun etkinliklerle yazmayı öğrenciler açısından zevkli hâle getirerek yazma alışkanlığı kazanmalarına yardımcı olmaları gerektiği, öğrencilerin hangi türlerde yazmaya yetenekli olduğunu belirleyerek onları başarılı olduğu türlerde yazmaya yönlendirmeleri gerekir.

Benzer Belgeler