• Sonuç bulunamadı

1. BÖLÜM: GİRİŞ

2.1. Öğrenme, Öğrenme Yaklaşımları ve Öğrenme Süreci

Öğrenme, yeni bir bilgiyi edinme veya mevcut bilgiyi, davranışı, beceriyi, değerleri veya tercihleri deneyimlere göre değiştirme ve pekiştirme eylemidir. Öğrenme, en genel tanımıyla kalıcı davranış değişikliği olarak kabul edilmektedir. İnsanların, hayvanların, bitkilerin ve bazı makinelerin öğrenme kabiliyetleri vardır. Öğrenme hemen gerçekleşmez, önceki bilgilere dayanır ve zamanla biçimlenir. Bu nedenle, öğrenme, olgusal ve işlemsel bilgilerin bir araya yığılması değil, bir süreç olarak görülmelidir.

Öğrenme, organizmada bazı değişiklikler gerçekleştirir ve bu değişiklikler göreceli olarak kalıcıdır. Bu şekliyle bakıldığında öğrenme dinamik bir süreçtir. İnsan yaşadığı müddetçe sürekli bir şeyler öğrenir. Bir konuyu öğrenen insan artık öncekinden farklı biri olmuştur. Bu farklılaşma insanın “davranış ve tavırlarını, belki de kişiliğini bile değiştiren” farklılaşmadır (Rogers,1983).

Öğrenme konusu ile ilgili yaklaşımlar davranışsal, bilişsel ve nörofizyolojik temelli gibi başlıkları altında toplanabilir. Var olan çalışmalar incelendiğinde bu yaklaşımların davranışçı, bilişsel ve yapılandırmacı yaklaşım olarak üç başlık altında toplanmıştır.

Davranışçılık; psikolojik kavramları organizmanın tepkilerine kadar indirger, davranışı ve bilinci özdeşleştirir, uyarıcı ve tepki bağı arasındaki ilişkiyi bilincin temeli olarak görür. Davranışçılık; zihnin ögelerini bir kenara koyup organizmayı davranışsal

tepkiler ile açıklamaya çalışan; insanın ne hissettiği ile ilgilenmeyen ancak insan davranışları ve çevre ile ilgilenen bir yaklaşımdır (Fromm, 1993).

Davranışçı yaklaşımını benimseyenlerin birçoğu, belirli kavram ve tekniklerle davranışçı kurama temel oluşturmuşlardır. A. Bandura, Skinner, Pavlov gibi davranışçı kuramcılar duygusal kavramlarla ilgilenmeyi bilimsel bulmamaktadırlar ve davranışçılara göre, davranışlarımız çevre tarafından belirlenir ve kontrol edilir. Davranışçıların bu görüşleri yıllar boyu program geliştirme, sınıf içi öğrenme ve öğretme, rehberlik, ölçme ve değerlendirme gibi süreçlere yansımıştır.

İnsan, "hemen hemen" birçok davranışa karşı koşullandırılabilir bir organizmadır. Bilişsel yaklaşımı savunanlar, her ne kadar eleştirseler de davranışçı kuram hala birçok davranış kazanımında veya davranışı değiştirmede önemini korumaktadır(Corey, 2015).

Davranışsal yaklaşımdan bilişsel yaklaşımı geçiş şöyle anlatılabilir: davranışçılar genel olarak yaptıkları çalışmalarda bilinçli yapılmayan basit refleks hareketlerin incelenmesi olarak anlatmış, daha karışık davranışlara mental süreçlerin girdiği ve bu süreçleri çalışılmaya uygun olmadığını söylemişler. Ancak 20. yüzyılın ilk yarısında Almanya’da doğarak yayılan gestalt psikolojisinin etkisiyle bu durum değişmiştir.

Biliş, insan zihninin dünyayı ve çevresindekileri anlamaya yönelik yaptığı işlerin tümüdür. Öğrenen kendisine aktarılan bilgileri aynen almaz ve aksine kendisine ulaşan her bilgiyi süzgeçten geçirip yorumlayarak kendi dünyasında anlamlandırmaya çalışır.

Bilişsel yaklaşım savunucularına göre öğrenme; anlama, tutum bilgi, yetenek ve beceride bir kişinin bilgisinde ya da davranışında, yaşantı yoluyla oluşan az çok kalıcı izli değişikliktir. Ancak bilişselcilere göre bir yaşantıyı anlamlı kılan, öğrenenin zihinsel birikimidir. Bilişselcilik, davranışçılığın aksine, bilginin yapısı, nasıl elde edildiği, nasıl kavrandığı, nasıl hatırlandığı, problem çözmede nasıl kullanılacağı gibi konuları açıklamaya çalışır(Dülger,2012).

Yapılandırmacılık ise 20. yy. başlarından itibaren gelişmeye ve uygulamalara temel oluşturmaya başlamıştır. Önceleri bir felsefi akım olan yapılandırmacılık, günümüzde eğitim ortamlarından teknoloji kullanımına kadar birçok alanda kullanılmaya başlamıştır. Yapılandırmacılık; bilgi, bilginin doğası, nasıl bildiğimiz, bilginin yapılandırılması sürecinin nasıl bir süreç olduğu, bu sürecin nelerden etkilendiği gibi konularla ilgilenmekte ve felsefesi eğitimsel uygulamalara temel oluşturmaktadır. Yapılandırmacılığa göre bilgiyi yapılandırma ihtiyacı, bireyin çevresiyle etkileşimi sırasında geçirdiği yaşantılardan anlam çıkarmaya çalışırken ortaya çıkar ve hayat boyu devam eder.

Bu üç yaklaşımın bir karşılaştırılması aşağıdaki Tablo 1’ de gösterildiği gibi yapılmıştır.

Tablo 1. Farklı öğrenme yaklaşımlarının karşılaştırılması (Şahin ve Yıldırım, 2015)

Davranışçı Yaklaşım Bilişsel Yaklaşım Yapılandırmacı Yaklaşım Öğrenme Bir davranışın gösterilme olasılığındaki değişim Bellekle depolanan bilgide meydana gelen değişim

Yaşantılar sonucu, anlamda meydana gelen değişim Öğrenme Süreci Etki-Tepki-Davranış Dikkat-Kodlama-Bellekten geri çağırma Tekrarlanan grup diyalogları ve katılımcı problem çözme Öğretmenin Rolü Dış etkenlerin düzenlenmesi

Bilişsel süreci destekleyen koşulların düzenlenmesi

Örnek olma ve rehberlik sağlama Öğretmenin Görevleri a) Hedeflerin belirlenmesi b) Öğrenci davranışlarını yönlendiren ipuçları sağlama c) Öğrenci davranışını pekiştirme

a) Yeni bilgiyi organize etme b) Yeni bilgiyi mevcut bilgiyle ilişkilendirme c) Öğrenci dikkatini, bilgiyi kodlamasını ve hatırlamasını sağlayıcı etkinlikler sunma

a) İyi bir problem durumu yaratma b) Grup içinde öğrenme etkinliklerini düzenleme c) Bilginin oluşma sürecinde örnek olma ve rehberlik sağlama

“Öğrenme” konusu zamanla psikoloji, eğitim bilimlerini aşmış günümüzde mühendislik, işletme (öğrenen organizasyonlar), zeki sistemler, etmen teknolojisi gibi birçok disiplinin çalışma alanına girmiştir. Bu kadar fazla kapsama alanı olan bir konuda farklı bakış açılarıyla çok çeşitli tanımlama, model ve teoriler geliştirilmiştir. Yapılan çalışmalar öğrenmenin nasıl meydana geldiği anlaşılırsa, öğrenme süreci

sonunda beklenen davranış değişikliklerinin gerçekleşmediği durumlarda nedeninin de anlaşılabileceğini göstermiştir (Özçelik, 2010).

Öğrenme süreci; tasarlanması, uygulanması, izlenmesi, kontrolü, iyileştirilmesi ve sonunda süreç yönetimi yaklaşımının olabilirliği açısından önemlidir. Öğrenme süreci konusunda dikkate alınması gereken iki nokta olup bunlardan ilki; başarıyı garanti eden tek bir öğrenme metodu olmadığı, öğrenmenin birçok farklı faktöre bağlı olarak geliştiği ile ilgili iken, ikinci önemli nokta da her bir öğrencinin aynı ders için bile olsa farklı metotlar geliştirerek öğrendiği, herkes için en iyi tek bir çözümün olmadığıdır(Coats vd., 2006).

Öğrenmeyi öğrenme süreci; hazırlık, keşif, gözden geçirme ve uygulama aşamalarıyla bir döngüdür. Bu döngüde her bir aşamanın tamamlanması için kendi içerisinde iki faaliyet olmak üzere sekiz adımda gerçekleştirilmelidir. Şekil.2’ de bu

adımlar gösterilmektedir:

Şekil.2 Öğrenmeyi öğrenme sürecindeki 4 aşamaya ait faaliyet adımları(Dülger, 2012) Bu döngüye göre hazırlık aşamasında; öğrenilecek konunun analiz edilmesi ve bir planlamanın yapılması gerekir. Keşif aşaması, ders materyallerinin çalışılması ve öğrenme becerilerinin kullanılması ile geliştirilmesi aşamasıdır. Ayrıca keşif aşaması faaliyetleri, materyallerin çalışılması ile kaydedilen ilerlemenin izlenmesidir. Uygulama aşaması, ilk aşamada yapılan planın tamamlandığı süreçtir ve uygulama faaliyetleri, öğrenme performansının izlenmesi ve bireyin kendisini değerlendirmesini

ÖĞRENMEYİ ÖĞRENME

HAZIRLIK •Öğrenme görevini analiz etme

•Plan yapma

GÖZDEN GEÇİRME •Süreci gözden geçirme •Dönütlerden öğrenme UYGULAMA •Kendini değerlendirme •Performans izleme KEŞİF •Materyallerle çalışma •İlerlemeyi izleme

içerir. Gözden geçirme aşaması ise planlanan çalışma tamamlandıktan sonra devreye girer ve tüm öğrenmenin gözden geçirilmesi anlamına gelmektedir(Dülger, 2012).

Benzer Belgeler