• Sonuç bulunamadı

II. KURAMSAL ÇERÇEVE VE İLGİLİ ÇALIŞMALAR

2.3. İyi Bir Eğitim İçin Yedi İlke

2.4.2. Öğrenciler Arası İşbirliğinin Sağlanması

Öğrenmede, çocuğun veya öğrencinin akranlarıyla yaptığı işbirliğinin büyük önemi vardır. İşbirlikli öğrenme ile alakalı farklı tanımlamalara ulaşmak mümkündür. Johnson, Johnson ve Holubec (1993) işbirlikli öğrenmeyi, çeşitli özellikler bakımından kendilerinden farklı olan öğrencilerle oluşturulmuş 3-4 kişilik gruplarda ortak bir amaç doğrultusunda çalıştıkları öğrenme ortamı olarak tanımlanmaktadır. Davidson ve Kroll (1991) ise, bir konuyu öğrenmek için küçük gruplar halinde çalışan öğrencilerin birbirleriyle yardımlaştığı ve öğrenciler arasındaki iletişimin çeşitli dış dinamiklerle desteklendiği öğrenme yöntemi olarak tanımlamıştır. Johnson, Johnson ve Smith (2006) işbirlikli öğrenmeyi, öğrencilerin birbirlerinden öğrenmelerini maksimum düzeye çıkaracak şekilde küçük gruplar halinde birlikte çalışmalarını sağlayan öğretimsel bir yol olarak tanımlamıştır (Johnson, Johnson ve Smith, 2006).

Sosyal yapılandırmacı anlayışa göre öğrenenin gelişimi yalnızca bireysel çalışmalarla anlaşılamaz. Bireyin yaşamının sürdürdüğü “dışsal sosyal çevreyi” de incelemek gerekir (Jaramillo, 1996, 136). Çünkü Vygotsky (1978)’e göre bireyin öğrenmesi, özel bir sosyal çevreyi ve çocuğun bu çevrede yetişmesini içeren bir sosyal süreci gerektirir.

Öğrenme, çocuğun diğer insanlarla kurduğu ilişkiler ve akranlarıyla yaptığı işbirliği sonucunda oluşur (Vygotsky, 1978, 90). Anlamlı öğrenmenin gerçekleşmesi için ise bireylerin sosyal etkinlikler içinde yer alması gerekir. Çünkü anlamın yapılandırılması, sosyal bağlamda bireylerin bilgiyi birbirleriyle paylaşmalarıyla gerçekleşir. Birey, oluşturduğu anlamı paylaşarak diğer bireylerin fikirlerini etkiler ve onların fikirlerinden etkilenir (Fer & Cırık, 2007, 75). Bent (1961), öğrencileri etkilemenin en etkili yolunun (örneğin, öğrencilerin davranışsal yapılarını önemli ölçüde değiştirmenin en etkili yolu), akranlarıyla olan kişilerarası ilişki olduğunu belirtmiştir. Öğrencilerin grup hâlinde çalışması, meydana gelen öğrenmenin daha kalıcı

32

olmasını sağlamakta ve öğrendikleri bilgiler arasında ilişki kurabilme kabiliyetini artırmaktadır. Grup içinde öğrencilerin birbirlerine soru sorması, cevaplaması ve fikirlerini rahatça ifade edebilmesi, konunun derinlemesine anlaşılmasını sağlar. Gamson ve Chickering (1987) bir konunun bireysel olarak öğrenilmesinden ziyade grup halinde çalışılarak öğrenilmesinin bilginin kalıcılığını arttıracağını belirtmişlerdir. Ayrıca öğrenmenin tam olarak gerçekleşmesinin de grup çalışmasıyla mümkün olacağını da ifade etmişlerdir.

Bireyler arası etkileşimi önemseyen sosyal yapılandırmacı yaklaşım öğrenmede işbirliğinin önemini vurgular (Özdemir & Yalın, 2007, 83). Öyle ki işbirlikli çalışma Vygotsky’ nin kuramı ile özdeşleştirilebilir. Bu süreçte bir çocuk, arkadaşının çalışmalarına yardımcı olabilir, problem çözmesine destek olabilir, ona model olabilir, onu cesaretlendirebilir veya bazı gerekli açıklamalarla arkadaşına özel öğretmenlik yapabilir (Forman & McPhail, 1996, 214).

Sosyal yapılandırmacı öğrenmeyi temel alan işbirlikli öğrenme ortamlarında öğrenenlerin sürecin tümünde etkin oldukları ve sosyal gelişimlerinin desteklendiği görülür. Bu ortamda öğrenim gören bireylerin, gelişen dünya normlarına uyum sağlayabilen, sorun çözebilen ve rekabetçi değil işbirlikli çalışabilen, problem çözebilen, bilimsel bakışa sahip bireyler olarak yetişmesi beklenilebilir. Bu niteliklere sahip bireylerin yetişmesinde ise fen ve teknoloji öğretiminin etkili olacağı düşünülmektedir. Çünkü küreselleşmenin bir sonucu olarak ülkeler arası rekabetin hızla arttığı çağımızda, ülkelerin birbirine karşı kullandıkları en etkili araçlardan birinin her düzeydeki fen ve teknoloji eğitimi olduğu düşünülebilir.

Öğretmenler sosyal öğrenme işini gerçekleştirmek için, sınıf içerisinde farklı özellikteki öğrencileri fark etmeli ve bu farklılıkları kabul etmelidir. Sınıf içerisinde farklı geçmiş, farklı karakter ve biyolojik özelliklere sahip öğrencilerin bir araya getirilmesi öğrencilerin farklı öğrenme deneyimleri yaşamalarını ve birbirlerini daha iyi anlamalarını sağlamaktadır. Öğrenciler öğrenme işini etkin olarak gerçekleştirmek için öğretim programının içerdiği bilgilerden önce birbirlerini anlamalıdırlar (Powell ve Kalina, 2009).

İşbirlikli öğrenmenin bazı koşulları taşıması gerekmektedir Bu koşullar aşağıda sunulmuştur (Açıkgöz, 2008; Johnson, Johnson ve Smith, 2006; Martin ve diğerleri, 1994; Sherman, 2000; Slavin, 1980; Yılmaz, 2001):

33

 Grup Olma Bilinci: Öğrencilerin işbirlikli öğrenmeyi gerçekleştirebilmeleri için gerekli olan temel prensip grup olma ruhunu kazanmalarıdır. Öğrenciler işbirlikli çalışmalarda grubun bir parçası olduğunu ve başarılı olma yolunun tüm grubun başarılı olmasından geçtiğine inanmalıdırlar.

 Olumlu Bağımlılık: Öğrencilerin gruplarında yaptıkları tüm etkinliklerde bir ve beraber olma duygusunu yaşamalarıdır. İşbirlikli öğrenmeyi diğer grup etkinliklerinden ayıran en önemli özellik olumlu bağımlılıktır. Olumlu bağımlılık, öğrencilerin gruptaki her bireyin başarısının kendi başarılarını artıracağını; aynı şekilde her hangi bir başarısızlığın da tüm grubu aynı oranda etkilediğine inanmaları ile sağlanabilir.

 Bireysel Değerlendirilebilirlik: Gruptaki üyelerin başarısının her yönden değerlendirilerek, elde edilen sonuçların bireylere ve tüm gruba yansıtılmasıdır. Bu tür değerlendirme, grup içinde tüm bireylerin motivasyonlarını artırarak, bireylerin elinden gelenin en iyisini yapmalarını sağlamaktadır. Kendilerinin bireysel olarak değerlendirileceğini fark eden öğrenciler grup etkileşiminden en üst düzeyde yararlanmanın önemini kavrayarak, hem kendileri hem de grupları adına gösterdikleri bireysel çabayı artırırlar.

 Yüz Yüze Etkileşim: İşbirlikli öğrenme gruplarında grup üyelerinin birbirini özendirmesi, birbirini cesaretlendirmesi, birbiriyle yardımlaşması ve birbirleriyle tartışarak ortak karar verme bilincinin geliştirilmesi için sınıf dinamiklerinin uygun olarak düzenlenmesi gerekmektedir. Sınıf etkinlikleri, öğrencilerin sorumluluk, yardımlaşma, birlikte akıl yürütme ve sonuç çıkarma gibi sosyal becerilerini geliştirecek şekilde organize edilmelidir. Bunun için öğrencilere uygun oturma düzeni sağlanmalı ve yapılan etkinlikler için öğrencilere yüz yüze iletişimi gerçekleştirebilecek zaman tanınmalıdır.

 Sosyal Beceriler: İşbirlikli öğrenme sürecinin uygun olarak işleyebilmesi için öğrencilerin birbirini tanıması, birbirine güvenmesi, sorunlarına ortak çözümler bulabilmesi ve ortak değerler belirleyerek ona göre hareket etmesi gerekmektedir. Öğrencilerin iletişim, çatışma çözümü, liderlik, karşılıklı güven, empati gibi özellikleri işbirlikli öğrenme sürecini etkilemektedir. Eğer öğrenciler grup içinde belli sosyal becerileri gerçekleştiremezlerse, öğrenme malzemesine karşı olumsuz tutum geliştirebilirler. Öğretmen gruplara öğrencilerin

34

atanmasında ve grup içi rollerin dağıtılmasında öğrencilerin sosyal becerilerini göz önüne almalı ve etkili iletişim becerilerinin kazandırılması için öğrencilere yardımcı olmalıdır.

 Grup Sürecinin Değerlendirilmesi: Bu değerlendirme, grupta yer alan bireylerin bireysel ya da grup olarak gerçekleştirmeleri gereken hedeflere ulaşıp ulaşamadıklarını ya da ne derece ulaşabildiklerinin değerlendirilmesini içerir. Bu değerlendirme grup içerisinde grup üyeleri arasında tartışma ortamında yapılmalı, öğretmen de kendi gözlemlerini grup üyeleri ile paylaşarak üyelere rehberlik etmelidir.

 Eşit Başarı Fırsatı: Öğrencilerin tümünün kendini önemli ve grubun bir parçası olarak hissetmesi için öğrencilerin başarı durumuna bakılmaksızın her öğrencinin katkısının değerlendirilmesi demektir. Öğretmen özel puanlama yöntemleri geliştirerek öğrencilerin tamamının gruba katkı yapmasını sağlamalıdır.

Light (2001) küçük grup çalışmasının diğer derslere nazaran fen dersleri için daha önemli olduğunu iddia etmiştir. Ayrıca, fen bilimleri kapsamında yapılan çalışmaların, öğrenciler arasındaki etkileşimi daha fazla attıracak şekilde yapılandırılması gerektiğini belirtmiştir. Bunun ise, laboratuar deneylerinde küçük gruplar oluşturularak yapılmasını önermiştir.