• Sonuç bulunamadı

Türkiye’de iki dillilik, uzun yıllardan beri, oldukça yaygın bir kavramdır; özellikle son yıllarda Türkiye’nin Güneydoğusundaki yakın komşu ülkelerde meydana gelen siyasi olaylar ve Türkiye’ye mülteci akımı, iki dilli bireylerin çoğalmasına neden olmuştur. Βildirimizde iki dillilik bağlamında İstanbul’da özel Rum οkullarında iki dilli eğitimi, evrimini ve çok dilliliğe geçiş dönemini araştıracağız.

Öncelikle iki dilliliği tanımlamaya çalışalım. Bazı dilbilimciler iki dilliliğin, her iki dilde anlamlı ifadeler ortaya koyma noktasında başladığını ifade etmektedir, oysa baska dilbilimciler bireylerin her iki dile de aynı düzeyde hakim olmaları halinde, iki dilli olunabileceğini

savunmaktadır2. Iki dilliliği, bireylerin birden fazla dile hakim olup, ikinci

bir dili ana diline yakın düzeyde edinmesi olarak da tanımlayabiliriz3.

1 Associated Professor, National and Kapodistrian University of Athens

2 Ahmet Kesmez, “İki Dillilik, Zazaca-Türkçe İki Dilli Akademisyenlerde Dil Kullanımı ve Tercihler (Bilingualism, Zazaki-Türkish Bilingual Academicians Language Use and Pre-ferences” Bingöl Üniversitesi Yaşayan Diller Enstitüsü Dergisi, Yıl: 1, Cilt: 1, Sayı: 1, Ocak 2015, s. 158. Doğan Aksan, Aksan, Doğan, Her Yönüyle Dil Ana Çizgileriyle Dilbilim, Ankara, 1998, Türk Dil Kurumu Yayınları.

3 Ahmet Kesmez, “İki Dillilik, Zazaca-Türkçe İki Dilli Akademisyenlerde Dil Kullanımı ve Tercihler”.., s. 158

Grosjean’a göre, bireysel anlamda iki dilliler ve iki dillilik şu şekilde tanımlanmıştır: “İki dillilik, iki ya da daha fazla dilin düzenli olarak kullanımıdır ve günlük yaşantısında iki ya da daha fazla dil kullanan

kişiler iki dillidir”4.

İki dilliliği genel olarak toplumsal ve bireysel olmak üzere ikiye

ayırabiliriz. Bazı dilbilimciler5, toplumsal iki dilliliği doğal iki dillilik,

bireysel iki dilliliği de okul iki dilliliği diye tanımlamaktadır. Bireysel iki dillilik (individual bilingualism), bireyin birden fazla dile sahip olması ve o dilleri kullanması olgusudur. Bireysel iki dilliliğin bir başka türü de okul iki dilliliğidir. Bireyin kendi isteğiyle başka bir dili bir öğretim süreci içerisinde öğrenmesidir. Örnegin, yabancı bir dili eğitim

yoluyla öğrenmenin bir sonucudur6. Toplumsal iki dillilikte ise zorunlu

bir öğretim olmaksızın bireyin doğal olarak bir dili edinmesidir7. İki

dillilik bireysel οldugu kadar aynı zamanda toplumsal bir olgudur8.

İki dillilik, toplumsal düzeyde incelendiğinde diglossiakavramı söz

konusudur. “Bilingualism” olarak kabul edilen iki dillilik bireyin birden fazla dil kullanma becerisi olup “diglossia” ise toplumun iki dil ceşidini

kullanmasıdır. 9

4 François Grosjean, Studying bilinguals. Oxford: Oxford University Press, 2008, s. 6-13. Hamers, J. F. ve Blanc, M. H. Biliguality and bilingualism. Cambridge: Cambridge Uni-versity Press, 2000.

5 Berke Vardar, Dilbilimin Temel Kavram ve İlkeleri, İstanbul, 1998.

6 Töve Skutnabb-Kangas, Bilingualism or not, The education of minorities, (translated by Lars Malberg and David Crane ), Multilingual Matters 7, England, 1981. Ahmet Kesmez, “İki Dillilik, Zazaca-Türkçe İki Dilli Akademisyenlerde Dil Kullanımı ve Tercihler (Bilin-gualism, Zazaki-Türkish Bilingual Academicians Language Use and Preferences” Bingöl

Üniversitesi Yaşayan Diller Enstitüsü Dergisi, Yıl:1, Cilt:1, Sayı:1, Ocak 2015, s. 158.

7 Josiane F. Hamers ve Michel Blanc, Bilinguality and Bilingualism, 2nd ed, Cambridge: Cambridge University Press, 2000, s. 245-250.

8 Serkan Çetinkaya, “Çok Dillilik ve Kimlik. Multilingualism and Identity”, Uluslararası

Sosyal Araştırmalar Dergisi The Journal of International Social Research Cilt: 10 Sayı:

Ha-ziran 2017, s. 375

9 Firdevs Karahan, F. “Ethnolinguistic vitality, Attitudes, social network and code-switc-hing: The case of Bosnian Turks living in Sakarya”, Turkey. International Journal of the

Sociology of Language, 165 (2004), ss. 59-92. Serkan Çetinkaya, “Çok Dillilik ve Kimlik.

Multilingualism and Identity”, Uluslararası Sosyal Araştırmalar Dergisi The Journal of

67 İstanbul Özel Rum Okullarında İki Dillilik ve Çok Dillilik Eğitimi Sorunu

İki dillilik eğitimi

İstanbul’da özel Rum okullarında gözlenen iki dilliliği bireysel ve toplumsal iki dillilik bağlamında araştırabiliriz. Önce okul iki dilliliğine değinmek istiyoruz. Son yıllara kadar, Türkiye’de iki dilli eğitim modeline genelde yabancı okullarda rastlanırdı. Bu durumda öğrencinin eğitim proğramının içeriğinin bir bölümü anadilinde, bir bölümünü ise egemen dilde alması amaçlanır. Amaç, öğrencinin ana dilini temel düzeyde öğrenmesi ve daha sonra tamamıyla egemen dile geçmesidir. Bu durumda öğrencinin ana dili egemen dilde öğrenimini geliştirmesi için kullanılabilir.

İstanbul’daki Rum azınlık okullarında10 1924’ten 80’li yıllara kadar

uygulanan iki dillilik proğramında öğrenciler eğitim proğramının bir bölümünü ana dilde, (minority language, Rumca) diğer bölümünü ise egemen dilde (dominant language, Türkçe) almaları amaçlanmıştı. Burada amaç iki dilli bireylerin hem ana dillerinde hem de ülkede konuşulan resmi devlet dilinde dilsel yetkinliğe ulaşabilmeleridir. Önce İstanbul’daki özel Rum okullarında uygulanan iki dilliliğin kısaca geçmişine değinip, daha sonra evrimini araştıracağız.

1924’ten itibaren Türkiye’de tüm azınlık okulları ve yabancı okullar

Milli Eğitim Bakanlığına bağlı olarak eğitim vermeye başlamıştır11. Bu

dönemden sonra Rum azınlık okullarında Türkçe resmi dil olup, Türkçe dersleri zorunlu ders olarak öğretilmeye başlamıştır. Aslında, Türkçenin

zorunlu dil olarak öğretilmesi 1915 yılında başlar12, ancak 1918-1923

yılları arasında zorunlu dil olmaktan çıkarılmış ve 1923’te Türkçe tekrar zorunlu dil olarak öğretilmeye başlamıştır. Bu dönemden sonra tüm azınlık okullarında, ilk, ortaokul ve liselerde Türkçe derslerinin yanı sıra, tarih, coğrafya, edebiyat ve kompozisyon Türkçe olarak öğretilmeye

10 Nurcan Kaya, N., & Selcuk Aksin Somel, Geçmişten Günümüze Azınlık Okulları:

Sorun-lar ve çözüm önerileri, İstanbul 2013, ss. 48-90.

11 Lozan Barış Antlaşması’nın 37- 44 maddelerine göre İstanbuldaki Rum Ortodoks ve Batı Trakya’daki tüm müslüman topluluklarının din, egitim ve dil konularında azınlık hakları korunacaktı. Azınlnk okullarının Milli Eğitim Bakanlığına bağlı eğitim vermesi bu mad-delere ayırı saylmaktadır.

12 Zürcher Erik Jan “Young Turks, Ottoman Muslims and Turkish Nationalists”, Identity Politics 1908-1938’’, Kemal Karpat (edit.) Ottoman Past and Today’s Türkey, Leiden, pp. 150-179

başlamıştır. Söz konusu dersler Türk eğitimcileri tarafından verilmeye başlamıştır ve eğitimcilerin devlet tarafından belirlenen ve o zamana göre

çok yüksek olan maaşları, azınlık okulları tarafından karşılanmaktaydı13.

Rum azınlık okulu statüsündeki her okul özerk bir Vakıf Heyeti tarafından yönetilmekteydi. 1937’den sonra Türkiye’de, bütün okullarda, askerlik dersleri, silahlı kuvvetler görevlileri tarafından verilmeye başlamıştır. Bu derslere katılma zorunluluğu sadece T. C. vatandaşı olan öğrenciler için geçerliydi.

1951’den sonra eğitimcilerin maaşları Rum okullarının bağlı bulundukları Milli Eğitim Bakanlığı tarafından karşılanmaya başlamıştır. Bu değişikliğin başlıca kaynağı 1951’de Türkiye ile Yunanistan arasında imzalanan Kültür Anlaşması idi. Buna göre, her iki ülkeden eşit sayıda eğitimcinin karşılıklı olarak, Batı Trakya’da ve İstanbul’daki azınlık okullarında eğitim vermesi kararlaştırılmıştır. Ayrıca, eğitim kitapları iki ülkenin Milli Eğitim Bakanlığı onayından geçtikten sonra azınlık okullarında okutuluyordu. Eğitim kitaplarının her iki ülkedeki ilgili bakanlıklardan onaylanması genelde gecikmelerle gerçekleştiğinden, azınlık okullarındaki eğitimde aksaklıklar meydana gelmekteydi. 1961 yılında 222 no’lu kararla tüm azınlık okulları özel okul statüsüne girmiştir. Daha sonraki yıllarda bütün okullarda Yurttaşlık ve 70’li yıllardan sonra Rehberlik dersleri müfredata dahil edilmiştir.

80’li yıllara kadar, Özel Rum ortaokul ve lise okullarındaki ders proğramlarına bir göz atacak olursak, Türkçe, Edebiyat ve Kompozisyon derslerinin yanı sıra, Tarih, (Inkilap Tarihi, Osmanlı Tarihi) Coğrafya, Yurttaşlık, Rehberlik ve Askerlik dersleri Türkçe olarak öğretildiğini görüyoruz. Türkçe olarak öğretilen bütün dersler Türk okullarında uygulanan eğitim proğramında yer almaktaydı. Böylece Türk okullarındaki eğitim proğramı özel Rum okullarında da uygulanıyordu. Türkçe, toplum içerisinde ve sosyal hayat alanı içerisinde kullanılan hâkim dili teşkil etmektedir.

13 1931 yılından itibaren, Rumca olarak öğretilen Yunan Tarihi dersi, Rum okulları eğitim programından kaldırılmıştır.

69 İstanbul Özel Rum Okullarında İki Dillilik ve Çok Dillilik Eğitimi Sorunu

Aynı dönemlerde, Rum Ortaokul ve Liselerde, Rumca ve Din dersinin yanı sıra, Fizik, Cebir, Geometri, Biyoloji, Kimya, Felsefe, Sanat Tarihi gibi dersler

Rumca olarak veriliyordu. 14 Bu derslerle ilgili eğitim proğramı (özellikle,

Rumca, din dersi, fizik, felsefe ve geometri derslerinde), Yunanistan’dan gelen ve Türkiye’de Milli Eğitim Bakanlığı’nın denetiminden geçtikten sonra öğrencilere dağıtılan ders kitaplarıyla gerçekleşebiliyordu. Çünkü Türkiye’de azınlık okullarına ders kitapları ve materyalleri hazırlayan bir devlet kurumu bulunmamaktadır. Aslında Rumca olarak verilen dersler bazı değişikliklerle Yunanistan’da uygulanan eğitim proğramına göre öğretiliyordu. Rumca olarak öğretilen bütün dersler 1951’e kadar İstanbul Rum Ortodoks cemaatinden oluşan eğitimciler tarafından sağlanıyordu. Ancak 1951 Eğitim Anlaşmasından sonra bazı dersler, Yunanistan’dan gelen eğitimciler tarafından verilmeye başlandı. 1925 yılında İstanbul ve çevresinde toplam 13. 506 Rum Ortodoks öğrenci vardı. 1929-1930 yılları arasında Rum Ortodoks öğrenci sayısı 7. 650’ye düşmüş, daha sonra ise, 1951-1952 yılları arasında daha da azalara 5. 321’e düşmüştür. Görüldüğü üzere, 80’li yıllara kadar İstanbul Rum okullarında uygulanan iki dilli eğitim proğramını incelediğimizde, her iki ülkenin değişik iki eğitim proğramı uygulamasından oluştuğunu tespit ediyoruz. Bu eğitim proğramında amaç azınlık grubunda sadece ana dilin öğretilmesi değil, söz konusu grubun dilini ve kültürel mirasını, gelecek kuşaklara aktarmaktır. Her iki ülkedeki azınlık okullarında egemen dilin öğretilmesinin yanı sıra, o ülkenin tarihi ve kültürü de öğretilmektedir. Söz konusu eğitim proğramı iki dilli ve iki kültürlü diyebileceğimiz bir eğitim proğramıdır. Öğrencilerin ana dili ve o dilde verilen derslere paralel olarak birbirinden değişik iki eğitim proğramının uygulandığı gözlenmektedir.

Son yıllarda Özel Rum ilkokul haftalık ders proğramında Türkçe dersleri 5 ile 10 saat, ortaokullarda 6 ile 8 saat, liselerde ise 5 saatlik bir ders proğramını kapsamaktadır. Rumca eğitimi için de haftalık ders

14 1951’de iki ülke arasında uygulanan Eğitim anlaşmasına göre her iki ülkeden eşit sayıda eğitimcinin İstanbul ve Batı Trakya’daki azınlık okullarına hizmet etmek üzere atanma-sı kararlaştırılmıştı. Rumca, Fizik, Cebir, Matematik, Geometri, Biyoloji, Kimya, Felse-fe gibi derslerin bir kısmı 1951 Kültür anlaşmasının imzalanmasından sonra Yunanis-tan’dan gelen eğitimciler tarafından karşılanıyordu.

programı kapsamında eşit miktarda ders saati bulunmaktadır. Türkçe öğretilen seçmeli derslerde ise Osmanlı Türkçesi, Türk Kültür ve Medeniyet Tarihi, Islam Kültür ve Medeniyeti dersleri de bulunmaktadır.

Özel Rum Okullarında uygulanan bu iki dilliliği “ev içi – ev dışı15

olarak ifade edebiliriz; evde “azınlık dili” (ana dil Rumca), dışarıda ise “çoğunluk dili” (ikinci dil Türkçe) konuşulmaktadır. Bu durumda, evde anne, baba, ev dışında ikinci bir dil edinen çocuğuyla kendi ana dilinde konuşur. Bunun sonucu olarak evde sadece ana dilin, evin dışında ise ikinci dilin kullanılması söz konusudur. Bu şartlarda, çocuklar okul, arkadaş ortamı ve sosyal çevreden yoğun olarak aldıkları çoğunluk dili ile ev ortamı ve azınlık çevresinden aldıkları ana dili öğrenim ve kullanımını dengelemeye çalışmaktadır. Iki dilli bir kişi evde ailesiyle ana dili, toplumda arkadaşlarıyla ikinci dili kullanabilir. F. Grosjean’a

göre16, çoğunluk dilinin baskın olduğu toplumlarda, azınlık aileleri için

bu stratejilerden en uygun olanı “ev içi – ev dışı” stratejisidir’’. Bu strateji evde anne ve babanın yanı sıra, akraba ve yakın çevrenin de desteğiyle ana dilin gelişmesini ve çoğunluk diline karşı dengenin kurulmasını sağlar. Açıklamaya çalıştığımız ev içi - ev dışı iki dilliliği 1923’ten 80’li yıllara kadar İstanbul’daki Özel Rum okullarında iki ülke eğitim proğramlarının uygulanmasıyla bu şekilde uygulanmaktaydı. İki dillilik, dilsel becerilerin yanı sıra kültürel edinceleri de kapsar. İki dilli bireyler

aynı zamanda iki kültürlüdür17 ve iki dilin de kültürünü taşırlar. Bireylerde

bir dildeki yeterliliklerinin gelişmiş olması, ikinci dildeki yeterliliklerini de etkilemektedir. Çünkü dil transferi sadece birinci dilden ikinci dile değil, ikinci dilden birinci dile de olabilir. Bir dildeki beceri (genellikle ana dili) ikinci dilin edinilmesinde de yardımcı olur.

Bu iki dillilik proğramında18 Rumca ve Türkçenin yanı sıra, yabancı dil

eğitimi de vardı. Yabancı diller Fransızca veya Ingilizceydi. Bu bağlamda,

15 François Grosjean, Studying bilinguals. Oxford: Oxford University Press, 2008, s. 6-16. 16 François Grosjean, Studying bilinguals. Oxford: Oxford University Press, 2008, s. 6-16. 17 Berke Vardar, Dilbilimin Temel Kavram ve İlkeleri, İstanbul, 1998.

Berke Vardar, XX. Yüzyıl Dilbilimi: Kuramcılardan Seçmeler, İstanbul, 1999.

18 M. Komondouros, L. Mc Entee-Atalianis, “Language attitudes, shift and the ethnolingu-istic vitality of the Greek Orthodox Community in Istanbul”. Journal of Multilingual and

71 İstanbul Özel Rum Okullarında İki Dillilik ve Çok Dillilik Eğitimi Sorunu

vurgulamak istedigimiz nokta, Özel Rum okullarında yabancı dillerin eğitimi, çogu kez Türkiye’deki yabancı okullarda oldugu gibi, hazırlık sınıfı kurulmasını gerektirmiyordu. Yabanci dil, özel Rum okullarında ev dışı çogunluk dilini teşkil etmemesine rağmen, iki dilli eğitim proğramının yanı sıra üçüncü bir dil eğitimini oluşturmaktaydı. Yabancı dil eğitimi iki dilli eğitim proğramı kapsamında haftada 4 saatlik ders şeklinde verilmekteydi. İki dillilik ile yabancı dil kavramları karıştırılmamalıdır. Çünkü yabancı dil ailede kimsenin bilmedigi bir dil olabileceği gibi iki

dillilikte evde aile fertlerinden en az birinin bildigi dil de olabilir. 19

İki dilli eğitim proğramının uygulandığı sürede 80’li yıllara kadar, öğrenciler arasında okulda iletişim dili Rumcaydı. İkinci dil Türkçe birinci dilden sonra veya birinci dil yanında toplumda konuşulan ve iletişim dili olarak kullanılmaktaydı. İstanbul’da Rum Ortodoks cemaatinde

öğrencilerde bireysel ve toplumsal ikidillilik (diglossia)20 gözlenmektedir.

1974’te Milli Eğitim Bakanlığı kararıyla Rumca ders saatlerinde önemli bir azalma gözlenmektedir. Rumca eğitimi artık ana dili düzeyinde olmayıp, yukarıda bahsetmiş olduğumuz yabancı dil eğitimi proğramına göre düzenlenmektedir. Ayrıca, Rumca ders notları genel not ortalaması hesaplamasında dikkate alınmadığı ve bu derste notların düşük olması halinde dahi, öğrencilerin sınıfta kalma durumu olmadığı gözlenmektedir. Bu dönemde çok sayıda Rum Ortodoks İstanbul’u terketmiştir. 60’lı yılların

başında Özel Rum okullarındaki toplam öğrenci sayısı 6. 757 iken21, tehcir

olayları yüzünden, bu sayı 60’lı yılların sonunda 4. 779’a düşmüştür.

Multicultural Development, 2007, Vol. 28 Issue 5, ss, 365–384.

19 Adem Palabıyık, “Eğitimde çok dillilik tartışmalarına sosyolojik bir bakış: Muş Alpar-salan Üniversitesi Kürt Dili Edebiyat Bölümü öğrencileri örneği”, Journal of Social and

Humanities Sciences Research, Vol: 4/2017, s. 1429.

20 Eleni Sella-Mazi and Rika Rompopoulou “The Future of the Bilingual Greek Ortho-dox Minority in Istanbul: New Data”, Proceedings “Rethinking Language, Diversity and

Education 28-31 May 2015, Aegean University Rhodes Forthecoming in: Multilingual

Education, Vol. 36, Eleni Skourtou et al. (Eds): Language Diversity in Greece, 978-3-030-28395-7, 485298 1 En, s. 16.

21 Oya Dağlar- Macar, “Osmanlı Rum Eğitim Sistemi ve İstanbul Rum Kız Okulları (19. ve 20. Yüzyıl)”, Eğitim Bilimleri, Educational Sciences: Practice & Theory, 10/2, 2010, s. 773-814.

1970’li yılların başında özel Rum okullarındaki toplam öğrenci sayısı

3. 930’dan22 1974’teki Yunanistan’a yönelik göç nedeniyle23, 70’li yılların

sonunda 1. 147e düşer24. 1980’li yıllarda öğrenci sayısı 810’a ve 1990’lı

yıllarda 414’e düşer. Öğrenci sayısı yanısıra eğitimcilerin de sayısında cok onemli bir azalma gözlenmektedir. Son yıllarda özel Rum okullarındaki toplam öğrenci sayısı 240-250 civarında olup, yarısını Antakya’dan gelen Ortodokslar teşkil etmektedir. Elde edilen verilere göre, 1922 ile yirminci yüzyıl sonuna kadar İstanbul’da Özel Rum okullarındaki öğrenci sayısında %98, 2 oranında bir azalma olduğunu tespit ediyoruz.

Çok dillilik eğitimi

80’li yıllar Rum öğrenci sayısının önemli şekilde azalması ve Antakya’dan ana dili Arapça olan Ortodoks öğrencilerin eğitim görmesi, Rum okullarında iki dillilik ortamından çok dillilik ortamına geçiş sürecini oluşturmaktadır. Aynı dönemde, ana dili Rumca olmayıp, karma evliliklerden ve degişik etnik gruplara ait olan öğrenci ailelerinde yalnız bir ana dilin değil, birçok ana dilin var oluşu, cok dilli bir ortamın oluşmasına neden olmaktadır. 1993 ile 2005 yılları arasında İstanbul’daki Rum Ortodoks cemaatindeki evliliklerin %61. 5’ini karma evliliklerin oluşturduğu, bu sayının 2000 ile

2005 yılları arasında %75’e yükseldiği saptanmıştır25. Rum Ermeni, Rum

Musevi, Rum Arap, Rum Türk karma evliliklerinden, ana dili Rumca olmayıp, çoğu kez Türkçe veya Arapça, Ermenice olan öğrencilerin Rum

22 Alexis Alexandris, The Greek Minority of İstanbul and the Greek Türkish Relations, Aθήνα: 1982, s. 287.

23 Samim Akgönül, Les Grecs de Turquie. Processus d’extinction d’une minorité de l’âge de

l’Etat-nation a la mondialisation (1923-2001), Paris : 2004. Samim Akgönül, “Les ecoles

grecques de Turquie’’ Mesogeios, 17-18, (2002), 93-125.

24 Alexis Alexandris, The Greek Minority of İstanbul and the Greek Türkish Relations, Atina, 1982, s. 287. Oya Dağlar- Macar, “Osmanlı Rum Eğitim Sistemi ve İstanbul Rum Kız Okulları (19. ve 20. Yüzyıl)”, Eğitim Bilimleri, Educational Sciences: Practice & Theory, 10/2, 2010, s. 773-814.

25 Katerina Markou, “Η εκπαίδευση των Ρωμιών της Πόλης στο πλαίσιο του μειονοτικού εκπαιδευτικού συστήματος στο Συνάντηση στην Πόλη”, Το Παρόν και Το Μέλλον.

73 İstanbul Özel Rum Okullarında İki Dillilik ve Çok Dillilik Eğitimi Sorunu

okullarına kaydolması nedeniyle, o döneme kadar uygulanan iki dilli eğitimde cok dillilik unsuru gözlenmektedir.

Görüldüğü üzere, 80’li yıllardan beri Rumca dersinin yabancı dil ders eğitimi proğramına göre düzenlenmesi, öğrencilerin ana dili Rumca olmayıp değişik etnik gruplardan olan ailelere mensup olması, sadece bir ana dilin değil, birçok ana dilin var olduğu çok dilli bir ortamın oluşmasına neden olmaktadır. İlk dönemde Rumca bilmeyen ve ana dili Arapça olan öğrenciler özel Rum okullarında eğitim görmeye başlamıştır. Ayrıca Rumca ders notunun öğrencilerin sınıfı geçme veya sınıfta kalma olayına tesir etmediğinden dolayı, bu ilk dönemde çok dillilik olgusuna belki de yeteri kadar önem verilememiştir. Rumca’nın öğreniminde belirlenen problemler Rum ortaokul ve liselerinde Rumca’nın ana dil olarak değil de yabancı dil statüsüne girip eğitim saatlerinin azalması ve özellikle son yıllarda Antakya’dan ana dili Arapça olan öğrencilerin Özel Rum Okullarına kaydolmasından kaynaklanmıştır.

Arapça ana dili olan öğrenciler aynı zamanda hem Türkçeyi hem de Rumcayı öğrenmek zorunda kalmışlardır. Ancak söz konusu her iki dilin evde konuşulmaması, bu öğrencilerin özellikle Rumcanın eğitiminde, belirli sorunlar yarattığı gözlenmektedir. Baslica sorun Rumca öğretiminde gozlenmektedir. Bunun nedeni Rumcanın ana dil olarak Antakyalı öğrencilere öğretilmesidir. Türkçe, sosyal hayat alanı

içerisinde kullanılan hâkim dili teşkil ettiğinden Türkçe öğretiminde26

sorunlar daha az sorun gözlenmektedir. Yukarıda bahsettiğimiz bu dil ortamında ayrıca Yunanistan’dan gelip (ekonomik kriz dolayısıyla), eğitim gören öğrencileri de göz önüne alırsak, Özel Rum okullarında çok dilli ve özellikle değişik ana dilleri olan öğrenci toplumuna rastlamaktayız. Son yıllarda yaşadığımız siyasi olaylar ve askeri çatışmalar çok dilli bireylerin çogalmasına yol açmıştır. Günümüzde küreselleşme olayını izledigimiz dünyamızda bireylerde ana dilleri dışında başka bir dil öğrenmek

26 Celile Eren Argıt, Banu Özer Griffin ‘’Improving writing skills with Genre- Based Inst-ruction for Turkish as a Foreign Language Learners’’International Journal of Languages’

gereksinimi gözlenmektedir. Çok dillilik, ekonomik, ticari sebepler

yanısıra siyasi olaylardan dolayı göçe bağlı nedenlere de dayanmaktadır27.

Bu çok dillilik ortamında, Özel Rum Okullarında öğretilen yabancı diller söz konusu olunca ana dili Arapça olan öğrencilerin okulda 3 dil, yani Türkçe, Rumca ve Fransızca veya Ingilizce eğitimi aldıklarını saptıyoruz. Öğrencilerin büyük kısmının ana dili Rumca olmadığı için, ana dili Rumca olan öğrenci sayısının azalması, kültürel asimilasyon ve yüksek sayıda olan Antakyalı öğrencilerin Arapça ana dili nedeniyle Rum okullarında iletişim dili artık Türkçe olarak gelişmiştir. Çok dilli yeni kuşakta Türkçenin toplumda konuşulan iletişim dili olması yanısıra Rum Okullarında da iletişim dili olarak gelişmistir. Rumca öğretiminde dersler Rumca bilmeyen ve özellikle ana dili Arapça olan öğrencilere