• Sonuç bulunamadı

Günümüzde işlenilen suçlara bakıldığında suçlu profilinin giderek çocuk yaşlara kaydığı görülmektedir. Bu durum özellikle yakalama ve gözaltına almada büyük önem arz etmektedir. Bu nedenle kolluk personeli çocuk tanımını iyi bilmeli ve bu esaslara göre hareket etmelidir. Çocuk Koruma Kanunu m.3/1-a bendine göre çocuk deyimi;

265

JANDARMA Dergisi; “Jandarmanın Arama ve Yakalama Yetkisi Eki”, Ankara, Temmuz 2004, S.105, s.69.

266

daha erken yaşta ergin olsa bile, on sekiz yaşını doldurmamış kişiyi kapsamaktadır267. Aynı kanunun 5. maddesi ise suça sürüklenen çocuk hakkındaki soruşturmanın çocuk bürosunda görevli Cumhuriyet Savcısı tarafından bizzat yapılacağını belirtir.

TCK m.31’e göre, fiili işlediği sırada oniki yaşını doldurmamış çocukların ceza sorumluluğu yoktur. Oniki yaşını doldurup onbeş yaşını doldurmamışların işlediği fiillerde eğer bunun anlama ve sonuçlarını algılayamıyorsa ceza sorumluluğu yoktur. Eğer algılama yeteneğine sahipse cezasında indirim yapılır. Onbeş yaşını doldurmuş ancak onsekiz yaşını doldurmamış çocukların cezalarıda kanunda yazılı olan esaslar doğrultusunda indirilir268.

Ancak YGAĐAY’nin 19. maddesi, kanunda yer alan bu düzenlemeyi Birleşmiş Milletler Çocuk Haklarına Dair Sözleşme hükümleri doğrultusunda ve kanuna uygun olarak yaş sınırını 18 olarak belirlemiştir. Çocuklar bakımından yakalama ve ifade alma yetkileri aşağıdaki şekilde sınırlandırılmıştır:

a). Fiili işlediği zaman on iki yaşını doldurmamış olanlar ile on beş yaşını doldurmamış sağır ve dilsizler;

1. Suç nedeni ile yakalanamaz ve hiçbir suretle suç tespitinde kullanılamaz.

2. Kimlik ve suç tespiti amacı ile yakalama yapılabilir. Kimlik tespitinden hemen sonra serbest bırakılır. Tespit edilen kimlik ve suç, mahkeme başkanı veya hâkimi tarafından tedbir kararı alınmasına esas olmak üzere derhâl Cumhuriyet Başsavcılığına

267

Türkiyenin de 14 Eylül 1990’da imzalayarak 9 Aralık 1994’te 4058 Sayılı kanunla kabul edip, 27.01.2005 tarihli Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesinin 1. maddesine göre ; “Çocuğa uygulanabilecek olan kanuna göre daha erken yaşta reşit olma durumu hariç, on sekiz yaşına kadar her insan çocuk sayılır.” 03.07.2005 Gün ve 5395 Sayılı Kanun. RG 15.07.2005 No.25876.

268

TCK m.31;

(1) Fiili işlediği sırada oniki yaşını doldurmamış olan çocukların ceza sorumluluğu yoktur. Bu kişiler hakkında, ceza kovuşturması yapılamaz; ancak, çocuklara özgü güvenlik tedbirleri uygulanabilir.

(2) (Değişik 29.06.2005- 5377/5 md.) Fiili işlediği sırada oniki yaşını doldurmuş olup da onbeş yaşını doldurmamış olanların işlediği fiilin hukuki anlam ve sonuçlarını algılayamaması veya davranışlarını yönlendirme yeteneğinin yeterince gelişmemiş olması halinde ceza sorumluluğu yoktur. Ancak bu kişiler hakkında çocuklara özgü güvenlik tedbirlerine hükmolunur. Đşlediği fiilin hukuki anlam ve sonuçlarını algılama ve bu fiille ilgili olarak davranışlarını yönlendirme yeteneğinin varlığı halinde, bu kişiler hakkında suç, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasını gerektirdiği takdirde oniki yıldan onbeş yıla; müebbet hapis cezasını gerektirmediği takdirde dokuz yıldan onbir yıla kadar hapis cezasına hükmolunur. Diğer cezaların yarısı indirilir ve bu halde her fiil için verilecek hapis cezası yedi yıldan az olamaz. (3) (Değişik 29.06.2005- 5377/5 md.) Fiili işlediği sırada onbeş yaşını doldurmuş olup da onsekiz yaşını doldurmamış olan kişiler hakkında suç, ağırlaştırılmış müebbet hapis gerektirdiği takdirde onsekiz yıldan yirmidört yıla; müebbet hapis cezasını gerektirdiği takdirde oniki yıldan onbeş yıla kadar hapis cezasına hükmolunur. Diğer cezaların üçte biri indirilir ve bu halde her fiil için verilecek hapis cezası oniki yıldan fazla olamaz.

bildirilir.

b. On iki yaşını doldurmuş, ancak on sekiz yaşını doldurmamış olanlar suç sebebi ile yakalanabilirler. Bu çocuklar, yakınları ile müdafiye haber verilerek derhâl Cumhuriyet Başsavcılığına sevk edilirler; bunlarla ilgili soruşturma Cumhuriyet Başsavcısı veya görevlendireceği Cumhuriyet Savcısı tarafından bizzat yapılır ve aşağıdaki hükümlere göre yürütülür:

1. Çocuğun gözaltına alındığı ana-baba veya vasisine bildirilir.

2. Kendi talebi olmasa bile müdafiden yararlandırılır, ana-baba veya vasisi müdafi seçebilir.

3. Müdafi hazır bulundurulmak şartı ile şüpheli çocuğun ifadesi alınır.

4. Kendisinin yararına aykırı olduğu saptanmadığı veya kanuni bir engel bulunmadığı durumlarda ana-babası veya vasisi ifade alınırken hazır bulunabilir.

5. Yetişkinlerden ayrı yerlerde tutulur.

6. Çocuk Koruma Kanunu m.17’ye göre, çocukların büyüklerle birlikte suç işlemesi halinde soruşturma evresinde çocuklarla ilgili evrak ayrılır, soruşturma ayrı yürütülür. 7. Çocukların kimlikleri ve eylemleri mutlaka gizli tutulur.

8. Suçun mağduru çocuksa, bunlara karşı işlenen suçüstü hâllerinde, kovuşturulması suçtan zarar gören kimsenin şikâyetine bağlı olan fiillerde şüphelinin yakalanması ve soruşturma yapılması için şikâyet şartı aranmaz.

9. Çocuklarla ilgili işlemler mümkün olduğu ölçüde sivil kıyafetli görevliler tarafından yerine getirilir.

10. Çocuklara kelepçe ve benzeri aletler takılamaz. Ancak, zorunlu hallerde çocuğun kaçmasını, kendisinin veya başkalarının hayat veya beden bütünlülükleri bakımından doğabilecek tehlikeleri önlemek için kolluk tarafından gerekli önlemler alınır.

Çocuklarla ilgili tüm işlemler, Emniyet teşkilatının çocuk birimleri tarafından yerine getirilir. Diğer birimlerde koruma altına alma dışında, çocuk hakkında herhangi bir işlem yapılmaması esastır. Bu birimlere gelen/getirilen çocuklar, en ısa sürede çocuk birimine teslim edilir. Adli ve idari tüm işlemler bu birim tarafından yürütülür. Çocukların yetişkinlerle birlikte suç işlemesi halinde diğer birimlerle bağlantı kurulur

(Emniyet Genel Müdürlüğü Çocuk Şube Müdürlüğü/Büro Amirliği Kuruluş, Görev ve Çalışma Yönetmeliği m.19).

Benzer Belgeler