• Sonuç bulunamadı

Çoğaltma Hakkına İlişkin İstisna ve Sınırlamalar

C) İsteğe Bağlı İstisna ve Sınırlamalar

1. Çoğaltma Hakkına İlişkin İstisna ve Sınırlamalar

a) Reprografi

Direktifin 5 inci maddesinin ikinci paragrafının (a) bendi uyarınca üye devletler, eserlerin veya diğer konuların kâğıt üzerinde veya benzer ortamlarda17 her türlü fotoğraflama tekniği veya benzer etkiye sahip diğer işlemlerle (sheet müzik18 hariç olmak üzere) hak sahiplerinin adil tazminat bedeli almaları koşuluyla çoğaltması hususunda istisna ve sınırlamalar getirebilirler. Bu bent, çoğaltımların kâğıt ortamında veya diğer analog ortamlarda gerçekleştirilmesine ilişkindir; dijital ortamda çoğaltmayı kapsamamaktadır. Müzik yayıncılarının lobi faaliyeti ve müzik çevresinde sıkça kullanılmaları nedeniyle sheet müzikler bu istisnanın kapsamı dışında bırakılmıştır.

Reprografi istisnası hak sahiplerinin adil bedel tazminatı alma koşuluna bağlanmıştır. Bu istisna, sadece çoğaltımdan yararlanacak kişileri kapsamamaktadır.

Bu nedenle fotokopi merkezleri de bu kapsama alınabilir. Aynı zamanda çoğaltmanın kişisel kullanım amacıyla yapılması da şart olarak öngörülmemiştir. Görüldüğü üzere, Direktif hükmü istisna kapsamını en geniş şekilde belirlemiştir. Üye ülkeler bu istisnanın sınırlarını kendi yasal düzenlemelerinde belirlemekte serbesttirler.

Reprografik çoğaltmada üçüncü kişilerin görevlendirip görevlendirilmeyeceği hususunda üye ülke mevzuatlarında da bir yeknesaklık bulunmamaktadır. Avusturya, Almanya ve Çek Cumhuriyeti gibi ülkelerde, istisna yararlanıcısının talebi üzerine kütüphane gibi kuruluşlarca çoğaltma yapılabileceği ifade edilmektedir.

Yunanistan’da ise akademik amaçlarla (örneğin üniversitelerde) üçüncü kişilerce çoğaltım yapılabileceği yolunda düzenleme yapılmıştır.

Reprografik çoğaltma istisnası İngiltere ve İrlanda dışında tüm üye ülke mevzuatlarında yer almaktadır. İngiltere ve İrlanda’da kütüphane ve benzeri

17 Mikrofilm ve mikrofiş gibi taşıyıcı materyaller üzerindeki çoğaltımlar da reprografik çoğaltma kavramına dâhildir.

18 Sheet music: Kağıt üzerindeki notalar ve çalma metotları anlamına gelmektedir.

54

kuruluşlar, reprografik çoğaltma için hak sahipleri ile lisans anlaşması imzalamakta ve bu istisnanın kendi ülke mevzuatlarında da kabul edilmesi için lobi faaliyetlerinde bulunmaktadırlar.

Reprografik çoğaltmalara ilişkin olarak Norveç, İsveç ve Finlandiya gibi kuzey ülkelerinde hak sahiplerine “adil tazminat bedeli”nin ödenmesine ilişkin olarak kütüphaneler genişletilmiş toplu lisanslama sistemi ile lisanslanmaktadır. Buna göre, belirlenen toplu hak yönetim örgütleri tüm eser sahipleri adına kütüphane ve benzeri kuruluşlarla lisans anlaşması yapmakta ve bu anlaşmalar sonucu elde ettikleri “adil tazminat bedeli”ni hak sahiplerine dağıtmaktadırlar. Eser sahipleri ve bağlantılı hak sahipleri üyesi olmasalar dahi eserlerinin reprografik çoğaltımından dolayı hak kazandıkları “adil tazminat bedeli”ni bu toplu yönetim örgütlerinden talep etmektedirler.

Bazı ülkelerde, çoğalmanın miktarı sınırlanmıştır. Örneğin Belçika, Litvanya ve Hollanda’da eserlerin belli bölümlerinin çoğaltımına izin verilmektedir.

Avusturya, Çek Cumhuriyeti, Almanya ve Letonya’da güzel sanat eserlerine ilişkin reprografik çoğaltmaya izin verilmektedir. İtalya’da ise sadece ilim ve edebiyat eserlerine ilişkin reprografik çoğaltma istisnası tanınmaktadır.

Ülkemiz mevzuatında reprografi istisnasına ilişkin bir hüküm bulunmamaktadır.

b) Şahsi Kullanım Amacıyla Çoğaltma

Direktifin 5 inci maddesinin ikinci paragrafının (b) bendinde özel kişilerin şahsi amaçlarla yaptıkları çoğaltımlar, istisna kapsamına alınmıştır. Burada da adil tazminat bedeli bir önkoşuldur. Bu bentte (a) bendinde olduğu gibi çoğaltım, sadece kâğıt üzerindeki veya benzer ortamdaki çoğaltma ile sınırlı tutulmamıştır. CD, DVD ve hard disk gibi dijital ortamdaki çoğaltmalar da kapsama alınmıştır. Çoğaltımın istisna kapsamına alınabilmesi için özel kişilerce yapılması gerekmektedir. Şahsi çoğaltımın fotokopi merkezi veya diğer bir üçüncü kişiye yaptırılması mümkündür.

55

Ancak söz konusu çoğaltımda çoğaltma yapan kişinin doğrudan veya dolaylı olarak ticari amacının bulunmaması gerekmektedir.

Fransa, doğrudan doğruya Direktif hükmünü kendi mevzuatına dâhil etmese de önceden var olan şahsi kullanım amacıyla çoğaltma istisnasına ilişkin hükümlerini korumuştur. Fransa’da kişisel kullanım deyimi bizzat kullanma olarak algılanmakta, eserin daha geniş anlamı ifade eden “şahsi çevre” içinde kullanımına izin verilmemektedir. Örneğin bir öğrencinin çalışmalarında kullanmak üzere bir eseri çoğaltması serbesttir. Ancak, çoğaltılmış nüshaları sınıftaki diğer öğrencilerin kullanımına açması yasaklanmıştır. Ancak İsviçre gibi bazı ülkelerde şahsi kullanım,

“kişinin bizzat veya en yakın çevresi ile birlikte kullanılması” olarak değerlendirilmektedir. Alman hukukunda ise, tüzel kişilerin de şahsi kullanım amacıyla çoğaltım ilkesinden yararlanabilmeleri sağlanmıştır. (Ateş, 2003)

Direktifte hangi tür eserlerin şahsi kullanım amacıyla çoğaltılabileceği hususunda bir açıklık bulunmadığından, üye ülke mevzuatlarında bu konuda bir yeknesaklık görülmemektedir. Örneğin İtalya’da sadece ses kayıtlarının ve görsel-işitsel eserlerin şahsi kullanım amacıyla çoğaltılmasına izin verilmektedir.

İngiltere’de ise yayınların time shifting19 yoluyla kayıt edilmesine izin verilmektedir Memiş, 2002:121).

Teknolojik koruma tedbirleri sayesinde artık şahsi çoğaltımın kontrol altına alınması hatta ayrıca ücretlendirilmesi mümkün olmaktadır. Bu durumda şahsi kopyalama istisnasından kaynaklanan adil tazminat bedelleri ve bu bedelin ödenmesi için birçok ülke tarafından getirilen harç sistemlerinin yasal dayanağı tartışmalı hale gelmektedir. Teknolojik tedbirler nedeniyle şahsi çoğaltım için ayrıca ücret veren kullanıcılar ayrıca bir harç sistemine tabi tutulması berberinde birçok tartışmayı da getirmektedir. Bu nedenle Direktif hükmünde şahsi çoğaltımdan kaynaklanan adil

19 Timeshifting bir verinin daha sonra görüntülenmek, dinlenmek veya okunmak amacıyla kayıt edilerek saklamasıdır. Televizyonlarda, genellikle kişisel video kaydedicileri veya Televizyon kartlı bilgisayarlarla gerçekleştirilebilen bu işlemle TV yayınları süresi belirlenmiş zamanlarda daha sonra izlenmek üzere otomatikman kaydedilmektedir.

(http://whatis.techtarget.com/definition/0,,sid9_gci1112942,00.html)

56

tazminat bedeli belirlenirken teknolojik koruma tedbirlerinin kullanılıp kullanılmadığı hususunun da dikkate alınması gerektiği belirtilmiştir. Bu bağlamda, bir eser ne kadar çok teknolojik koruma tedbiri ile korunuyorsa bu bedelin o kadar düşük olması gerekmektedir. Önsöz no. 39 uyarınca şahsi çoğaltmaya ilişkin istisna teknolojik koruma tedbirinin önüne bir engel olarak konulmamalıdır. Ancak Direktifte ulusal yasa koyucuların bu engellemenin meydana gelmemesi için nasıl bir ölçüt getireceği hususunda bir açıklık bulunmamaktadır.

Çoğaltma hakkının şahsi kullanım amacıyla sınırlandırılmasına ilişkin esaslar, FSEK. m. 38’de düzenlenmiştir. Buna göre, “Bütün fikir ve sanat eserlerinin, kar amacı güdülmeksizin şahsen kullanılmaya mahsus çoğaltılması mümkündür. Ancak, bu çoğaltma hak sahibinin meşru menfaatlerine haklı bir sebep olmadan zarar veremez ya da eserden normal yararlanmaya aykırı olamaz.” (FSEK. m. 38/I)

Bilgisayar programlarına ilişkin çoğaltım istisnaları FSEK. m. 38’in üçüncü ve devam eden fıkralarında ayrı ve özel bir şekilde düzenlenmiştir. Ancak bilgisayar programlarına ilişkin istisna ve sınırlamalar çalışma konumuz olan Bilgi Toplumu Direktifinin düzenleme alanı dışına çıktığından burada değinilmeyecektir.

FSEK. m.38’de düzenlenen “şahsen kullanım” ifadesinin nasıl yorumlanacağı üzerinde öğretide çeşitli görüşler öne sürülmüştür. Bir görüşe göre, bu ifade şahsi muhit içinde kullanma şeklinde yorumlanmalıdır; ayrıca, şahsen kullanım özel kişilerin tekelinde olmadığından, kar amacı güdülmemesi amacıyla tüzel kişiler de şahsen kullanım amacıyla çoğaltım yapabilirler (Arslanlı, 1954). Diğer bir görüşe göre, şahsi kullanım istisnası eser sahibinin haklarının ihlal edilmemesi amacıyla daha dar yorumlanmalıdır (Tekinalp, 1999; Ayiter, 1981). Kanımızca, “şahsi kullanım amacıyla çoğaltma” kavramının günümüzdeki çoğaltma teknikleri ile ilgili gelişmeler göz önüne alınarak dar yorumlanması gerekmektedir. Aksi takdirde, birçok çoğaltım istisna kapsamında değerlendirilebilecek ve hak sahiplerinin zararları her geçen gün çığ gibi büyüyecektir. Sonuç olarak toplumsal fayda gözetilmek istenirken, eser üretimindeki düşüş nedeniyle uğranılacak zarar daha büyük boyutta olacaktır.

57

Kanunun 38 inci maddesinde, şahsi kullanım amacıyla çoğaltım istisnasının sınırları da çizilmiştir. Buna göre, “çoğaltma, hak sahibinin meşru menfaatlerine, haklı bir sebep olmadan zarar veremez ya da eserden normal yararlanmaya aykırı olamaz.” Bu hüküm 1995’te gerçekleştirilen 4110 sayılı Kanunla getirilmiştir. Bu hükmün amacı, hakkın kötüye kullanımını engellemektir. Çalışmanın ilerleyen bölümlerinde de değinileceği üzere madde hükmünde yapılan bu değişiklikle şahsi kullanım amacıyla çoğaltma hususunda Direktifin 5 inci maddesinin dördüncü paragrafında düzenlenen “üç aşamalı test”e uyumlu bir düzenleme getirilmek istenmiştir.

Fikir ve Sanat Eserleri Kanunun “Şahsen kullanma” başlıklı 38 inci maddesine ilişkin olarak Direktifin ilgili maddesine uyum sağlanması bakımından birtakım değişikliklere ihtiyaç duyulmaktadır öncelikle yukarıda da değinildiği üzere, şahsi amaçla kullanım istisnasının en önde gelen şartı “adil tazminat bedeli”dir. Diğer bir deyişle, mevzuatta “adil bedel tazminatı”na ilişkin hüküm düzenlenmeksizin şahsi kullanım amaçlı çoğaltım istisnasının düzenlenmesine izin verilmemektedir. Bu nedenle öncelikle Kanunun 38 inci maddesinin birinci fıkrasına “hak sahiplerine adil bir tazminat bedeli ödenmesi kaydıyla” ifadesinin eklenmesi gerekmektedir. İkinci olarak, mevzuatımızda “adil bedel tazminatı”nın hak sahiplerine ödenmesini sağlayacak bir yapıya ilişkin düzenleme yapılması gerekmektedir. Bu nedenle Kanunun 44 üncü maddesi uyarınca elde edilen gelirin, hak sahipleri ile paylaşılmasını öngören bir hüküm değişikliğine ihtiyaç duyulmaktadır.

Son olarak, “üç adım testi”ne ilişkin ölçütlerin Kanunda öngörülen tüm sınırlamaları içine alacak şekilde ve Direktifin 5 inci maddesinin dördüncü paragrafına uyumlu genel bir hüküm şeklinde düzenlenmesi gerekmektedir.

c) Eğitim Kurumları, Kütüphaneler, Müzeler ve Arşivler

Direktifin 5 inci maddesinin ikinci paragrafının (c) bendi uyarınca: “Kamuya açık kütüphaneler, eğitim kurumları ve müzelerde veya arşivlerde doğrudan veya dolaylı olarak ticari amaç taşımayan özel çoğaltma fiilleri” istisna ve sınırlama

58

kapsamında tutulabilir. Burada (a) ve (b) bentlerinden farklı olarak “özel çoğaltma fiilleri” istisna kapsamında tutulmuştur. Direktifin 40 no.lu önsözünde eserlerin çevirim içi ortamda teslim edilmesinin bu madde kapsamına girmediği ifade edilmiştir20.

Burada vurgulanması gereken bir husus da “kamuya açık” olma şartının kütüphaneler, eğitim kurumları ve müzelerde geçerli olduğu, arşivlerde bu kriterin aranmadığıdır. Aynı zamanda bu şart, bu kurumların ücretsiz olması gerektiği anlamına da gelmemektedir. Bunun anlamı, belli bir ayrım gözetilmeksizin herkese açık kurumların bu istisna kapsamına dâhil olduklarıdır. Bu ve diğer ölçütlere uygun özel müze ve eğitim kurumları bu kapsama dâhildir. Ancak yukarıda da belirtildiği üzere çoğaltma fiilin doğrudan veya dolaylı bir yarar elde etme amacının bulunmaması gerekmektedir. Dolayısıyla şirket kütüphane ve arşivleri dışarıdan gelen ziyaretçilere açık olsalar dahi bu kapsama dâhil değildirler. Kullanım ücreti sadece giderlerin karşılanmasından öte kâr elde amacına dayanıyorsa yine istisna uygulanamaz.

Fikir ve Sanat Eserleri Kanunumuzda eğitim amacıyla yararlanmayı içeren iki tür sınırlama düzenlenmiştir. Bunlardan ilki, Kanunun 33 üncü maddesinde öngörülen “eğitim öğretim amacıyla eseri temsil” serbestîsidir. Diğeri ise, “ eğitim öğretim amacıyla seçme ve toplama eserler meydana getirmek için iktibas serbestîsidir”. Bu sınırlandırmalar, Direktifin ilgili maddesinde öngörülen istisnaya amaç bakımından benzerlik gösterse de tamamen farklı nitelikteki hükümlerdir.

“İktibas serbestîsi”ne ilişkin hükme Direktifin bir başka hükmü bağlamında tekrar değinilecektir.

d) Geçici Kayıtlar

Direktifin 5 inci maddesinin ikinci paragrafının (d) bendinde yayın kuruluşları tarafından gerçekleştirilen bazı geçici kayıtların çoğaltma hakkının istisnası olarak

20 Bu husustaki düzenleme, Direktifin 5 inci maddesinin ikinci paragrafının (c) bendinde yer almaktadır.

59

düzenlenebileceği belirtilmiştir. Bu madde Edebiyat ve Sanat Eserlerinin Korunmasına İlişkin Bern Sözleşmesinin 11 inci maddesinin üçüncü paragrafı, Roma Sözleşmesinin 15 inci maddesinin birinci paragrafının (1) nolu bendi ile ikinci paragrafında öngörülen hükümleri uygulamaya geçirmektedir. Hükmün amacı yayın kuruluşlarının görevlerini yerine getirmelerini ve iç organizasyonlarını oluşturmalarını kolaylaştırmaktır. Bu hükümle, Direktifin beşinci maddesinin üçüncü paragrafının (c) bendi uyarınca bir eseri hak sahibinden izin almaksızın yayınlama istisnasından yararlanan yayın kuruluşlarının bu yayını gerçekleştirmek için gerekli olan geçici kayıtları yapmalarını mümkün kılınmaktadır.

Direktifte geçici çoğaltmanın süresi hususunda bir açıklık bulunmamaktadır.

Ancak genel olarak bu sürenin, Direktifin 5 inci maddesinin birinci paragrafında tanımlanan “geçici çoğaltma”da öngörülenden uzun olmaması gerektiği kabul edilmektedir.

Resmi arşivleri bulunan yayın kuruluşları için aynı maddede öngörülen diğer bir istisna da bu belgesel niteliği bulunan geçici kayıtların bu arşivlerde saklanabilmesidir. Ancak bu istisna sadece geçici kayıtların saklanması için öngörülmüştür. Yayın kuruluşunun arşivlerindeki kayıtları kullanması, hak sahiplerinin iznini alması şartına tabi kılınmıştır. Direktifin bu hükmü nedeniyle uygulamada yayın kuruluşları, kayıtların arşivde saklanması aşamasında hak sahiplerinden izin almaktadır.

FSEK.m.80/VII(3)’te “Radyo ve televizyon kuruluşlarının kendi olanakları ile kendi yayınları için yaptıkları kısa süreli geçici tespitler” istisna kapsamında düzenlenmiştir. Burada geçici tespitle kastedilen radyo-televizyon kuruluşunun herhangi bir sebeple naklen yayınlayamadıkları bir yayını daha sonra yayınlamalarını sağlayan kayıtlardır. Ancak, bu tespitler kuruluşun kendi yayınları için ve geçici olarak yapılması gerekmektedir. Bu tespitler, başka yayın kuruluşlarından yararlanılarak elde edilemez ve diğer yayın kuruluşlarına verilemez (arkın, 2005:258).

60 e) Hastaneler ve Hapishaneler

Direktifin 5 inci maddesinin ikinci paragrafının (d) bendi uyarınca, hastane ve hapishaneler gibi sosyal kurumlar tarafından yapılan çoğaltmalar, hak sahiplerinin adil tazminat bedeli alması koşuluna bağlı olarak istisna kapsamına alınabilir. Ancak, söz konusu sosyal tesislerin ticari amaç gütmemeleri bu istisnanın ön koşuludur.

Ayrıca, yapılan bu çoğaltımların hastalara, hapishanede bulunanlara veya bunun gibi sosyal tesislerde bulunanlara dağıtılması hakkın ihlalini teşkil edecektir. Söz konusu madde, yayma hakkını bu istisnaya dâhil etmemektedir.

Bu madde hükmü Danimarka, Finlandiya, Norveç Almanya gibi ülkelerin ulusal mevzuatlarında yer almaktadır. Ancak, Estonya, Fransa, İsveç ve Yunanistan’da bu hususta bir hüküm yer almamaktadır. Yukarıda belirtildiği üzere, üye ülkeler bu tür bir düzenlemeyi mevzuatlarında öngörme hususunda serbesttirler.

2. Çoğaltma ve Umuma İletim Haklarına İlişkin İstisna ve Sınırlamalar

a) Eğitim ve Araştırma

Direktifin 5 inci maddesinin üçüncü paragrafının (a) bendi uyarınca, ticari amaç bulunmamak ve imkânsız olmadıkça, eser sahibinin adını da içeren kaynağın belirtilmesi kaydıyla, öğretim veya bilimsel araştırmalar için örnekleme amaçlı kullanımlara ilişkin olarak çoğaltma ve umuma iletim haklarına istisna ve sınırlamalar getirilebilir.

Direktif hükmünde sadece örnekleme amaçlı kullanıma izin verilmiştir.

Örnekleme amacını aşan kullanımlarda yayma ve çoğaltma hakkının ihlal edileceği kabul edilmektedir. Diğer taraftan bu kullanımın öğretim ve bilimsel araştırmalarda gerçekleşmesi şartı aranmaktadır. Burada diğer istisna ve sınırlamalarda olduğu gibi sosyal yarar ilkesinin göz önüne alındığı görülmektedir. Çoğaltma ve yayma fiillerinin eğitim sırasında gerçekleştirilmesi önem taşımamaktadır. Önemli olan bu fillerin ileride kullanılmak üzere bile olsa, öğretim aracı olarak hazırlanmasıdır.

61

Ayrıca Önsöz no. 42’de uzaktan eğitim faaliyetlerinin de bu istisna ve sınırlamaya dâhil edilebileceği belirtilmektedir.

Direktif hükmünde bu kullanımlar için öngörülen diğer bir koşul da kaynağın bilinmesi mümkün olduğu sürece bunun belirtilmesidir. Burada eser sahibinin manevi haklarına bir vurgu yapıldığı görülmektedir. Eser sahiplerinin manevi hakları genel olarak hiçbir direktifte düzenleme altına alınmamıştır. Ancak bu hükümde ve benzeri hükümlerde manevi haklara atıfta bulunulduğu görülmektedir. Dikkat edilmesi gereken bir husus da söz konusu hükmün sadece eserleri değil, diğer konuları da kapsamasıdır. Dolayısıyla, kaynak belirtilirken sadece eser sahibinin adının zikredilmesi yeterli değildir; eser sahibinin yanı sıra varsa bağlantılı hak sahiplerinin de belirtilmesi gerekmektedir.

FSEK. m. 34/I’de eğitim ve öğretim için seçme ve toplama eserler meydana getirilmek maksadıyla eserlerden iktibas yapılmasına imkân verilmektedir. Kanunun anılan hükmü çerçevesinde meydana getirilen eserlerin FSEK. m.6’nın (7) numaralı bendinde öngörülen “Belli bir maksada göre ve hususi bir plan dâhilinde seçme ve toplama eserler tertibi” biçiminde tanımı yapılan işlenme eser olarak değerlendirmek mümkündür. Direktifte eserlerin öğretim veya bilimsel araştırmalar için “örnekleme amaçlı” kullanıma benzer bir hükümle, eserlerin seçimi ve derlenmesi için bir istisnaya yer verdiği görülmektedir. Burada özellikle ilköğretimde ve liselerde müfredat kapsamında hazırlanan ders kitaplarında kullanımın serbest hale getirilmesi amacıyla bir sınırlama getirildiği görülmektedir. Örneğin, “Türk Dili ve Edebiyatı”

kitabında çeşitli yazar ve şairlerin eserlerinden belirli bölümlere yer verilmektedir.

Ancak, Direktifte yer alan “örnekleme amaçlı kullanım” ifadesinin daha geniş bir çerçeve belirlemesi ve eğitim ve öğretim amaçlı meydana getirilen eserin işlenme eser olması koşulunu doğurmaması nedeniyle daha tercih edilebilir bir düzenleme olduğu düşünülmektedir.

Ayrıca, doğrudan eğitim ve araştırma amacına yönelik olmasa da kamu yararı düşüncesiyle tanınan fikir ve sanat eserlerinden yaralanma serbestîsi ile ilgili olan ve

62

“İktibas serbestîsi” kenar başlığını taşıyan FSEK.’in 35 inci maddesi, ilim ve edebiyat, musiki ve güzel sanat eserlerinden kültürel ihtiyaçlar için serbest yararlanmayı düzenlemektedir21. İktibas, alenileşmiş eserden bazı cümlelerin, paragrafların, motif ve tınıların, hatta ezgilerin veya alenileşmiş bir güzel sanat eserinin resimlerinin aynen, kaynak gösterilerek, bir karşılık ödenemeden ve izin almaya gerek olmaksızın başka bir esere konulmasıdır (Tekinalp, 2002).

Yapılacak iktibaslarda genel şart, “iktibasın belli olacak şekilde yapılması”dır.

Ayrıca, ilim eserlerinden alıntı yapılması halinde kullanılan esrin ve eser sahibinin adından başka bu kısmın alındığı yerin de belirtilmesi gerekmektedir.

FSEK. m.35/I’in (1) nolu bendi uyarınca, “alenileşmiş bir eserin bazı cümle ve fıkralarının müstakil bir ilim ve edebiyat eserine alınması” caizdir. Söz konusu iktibasın en temel şartı kaynak eserin alenileşmiş olmasıdır. Alenileşmiş ancak henüz yayınlanmamış kaynaklardan iktibas yapılması serbesttir. Alenileşmiş ama yayınlanmamış kaynak esere verilecek en başlıca örnek doktora, yüksek lisans, uzmanlık vbg. tezleridir (Ateş, 2003:304).

Musiki eserleri yönünden ise iki türlü iktibas öngörülmektedir. Bunlardan birincisi, bir musiki eserinden alınan parçaların başka bir musiki eserinde kullanılmasıdır (FSEK.m.35/I(2)). Kanun, güzel sanat eserlerinde iktibas serbestîsini maddenin (3) ve (4) numaralı bentlerinde düzenlemiştir. Buna göre, “Alenileşmiş güzel sanat eserlerinin ve yayımlanmış diğer eserlerin maksadın haklı göstereceği bir nispet dahilinde ve münderecatını aydınlatmak maksadıyla bir ilim eserine konulması” ve “Alenileşmiş güzel sanat eserlerinin ilmi konferans veya derslerde, konuyu aydınlatmak için projeksiyon veya benzer vasıtalarla gösterilmesi” caizdir.

Bu sınırlandırmalardan ilki çoğaltma hakkı kapsamında değerlendirilebilecek

“iktibasa” ilişkindir; diğeri ise çalışma konumuz dışında kalan temsil hakkına ilişkindir.

21 Kanunda öngörülen bu serbesti karşısında, bir ilim ve edebiyat eseri üzerine konulan “eserden iktibas yapılamayacağına” ilişkin kayıtlar hüküm ifade etmez. Kanunumuz (FSEK.m.36/II) basın iktibasları ile ilgili olarak eser sahibine verdiği “iktibas hakkını saklı tutma” yetkisini genel iktibas kuralı olan 35 inci maddeye göre yapılacak iktibaslar yönünden kabul etmemiştir.

63

Kanunumuzda öngörülen sınırlandırmaların, oldukça genel olan Direktif hükmüne uyumlu kısımlarının olduğu görülmektedir. Ancak öncelikle Direktif hükmünün, eserlerin eğitim öğretim gayesiyle ve “örnekleme” amacıyla ve de kaynakları gösterilmek kaydıyla çoğaltılmasına ilişkin olduğu tekrar vurgulanmalıdır. Kanımızca, Fikir ve Sanat Eserleri Kanunun yukarıda anılan ilgili hükümlerinin öncelikle “eğitim ve öğretim amacı”nın vurgulanması açısından

Kanunumuzda öngörülen sınırlandırmaların, oldukça genel olan Direktif hükmüne uyumlu kısımlarının olduğu görülmektedir. Ancak öncelikle Direktif hükmünün, eserlerin eğitim öğretim gayesiyle ve “örnekleme” amacıyla ve de kaynakları gösterilmek kaydıyla çoğaltılmasına ilişkin olduğu tekrar vurgulanmalıdır. Kanımızca, Fikir ve Sanat Eserleri Kanunun yukarıda anılan ilgili hükümlerinin öncelikle “eğitim ve öğretim amacı”nın vurgulanması açısından