• Sonuç bulunamadı

1.2. İKİ KUTUPLU SİSTEMDE TÜRKİYE-BULGARİSTAN

2.1.3. Yeni Dünya Düzeninde Uluslararası Sistemin Temel Aktörleri

2.1.3.3.2. Çin Halk Cumhuriyeti

Dünyanın dördüncü büyük ekonomisine sahip olan Çin, iki kutuplu sistemin sona ermesinin ardından uluslararası sistemde gittikçe güçlenen bir yere sahiptir. Komünist siyasi rejime sahip olmasına rağmen 1978 yılında başlattığı reformlar ile ekonomisinde liberalleşmeye yönelik olarak attığı adımlarla dünyanın en hızlı büyüme rakamlarına sahip ülkelerinden biri olan Çin, 1989`da IMF`ye 2001 yılında da DTÖ`ye üye olarak dünya ekonomisi ile bütünleşme yönünde en önemli adımı atmıştır.

Çin, ekonomik anlamda dünyadaki en büyük dördüncü ülke olmasına uluslararası sisteme etkisi bu durumuna göre sınırlıdır. ABD tarafından gelecekte ABD hegemonyasına tehdit olabilecek en önemli ülke olarak görülmesini kendisi açısından önemli bir tehdit saysa da ABD ile yakın ilişkiler geliştirmeye çalışmaktadır.

Çin`de ekonomik reformların başladığı 1978 yılından 2003 yılına kadar kişi başına düşen gayri safi yurtiçi hasıla tam %337`lik bir artış göstermiştir. Bu rakam anılan dönemde yıllık olarak %6.1`lik bir artışa tekabül etmektedir. Ancak buna

rağmen Çin ekonomisinde ciddi sorunlar da mevcuttur. Standard&Poor`s verilerine göre Çin bankalarının vermiş oldukları kredilerin %40`lık bir kısmının batık krediler oluşturmaktadır ki, bu 650 milyar dolarlık bir kredi miktarıdır.109 Bunun yanında son yıllarda ülke içinde kırsal kesimden şehirlere yaklaşık 144 milyon insan göç etmiş önümüzdeki 20 yıllık süreçte ise 250-300 milyonluk bir kesimin daha göçü beklenmektedir.110

Günümüzde global ve bölgesel bir güç olmak isteyen Çin`in önündeki bir diğer engel ise gittikçe büyüyen enerji açığıdır. 2000 yılı itibarı ile enerji ihtiyacının %70`ini kendi kaynaklarından karşılayabilen Çin, bu alanda gittikçe sıkıntı yaşar bir hale gelmiştir. Çin`in enerji ihtiyacı açısından dışa bağımlılığı her yıl daha da artmaktadır. Aynı zamanda Çin`in çok yüksek enerji ihtiyacı uluslararası sistemin geleceği içinde bir istikrarsızlık kaynağı oluşturabilecek görünümdedir. Dünyada gittikçe azalan fosil yakıtlarına bu ülkenin muazzam talebi diğer ülkelerle ile gelecekte çatışmasına yol açabilecek durumdadır.111 Özellikle 11 Eylül saldırılarını bahane ederek Ortadoğu`daki enerji kaynaklarını kontrolü altına almaya çalışan ABD ile bu alanda ciddi bir çatışmaya girmesi söz konusu olabilecektir.

Bir çatışma ortamına girmesi ise Çin`in hem ekonomik gelişimine hem de uluslararası sistemde etkinliğini arttırması sürecine zarar verebilecek durumdadır. Bu nedenle de Çin, çatışma yerine uzlaşmaya dayalı, ABD`nin dünyada tek kutup olduğunu kabul eden ve ABD ile yakın ilişkiler geliştirmeye çalışan bir dış politika benimsemektedir. Çin bir yandan ABD`yi kendine düşman etmemeye çalışırken diğer yandan da uluslararası sistemde etkinliğini arttıracak, gerektiğinde ABD ile bir sorun yaşadığında veya ABD tarafından çevrelenmeye çalışıldığında kendini koruyabilecek bir ilişkiler ağı kurmaya çalışmaktadır. 112 Bu anlamda AB, Japonya, Güney Kore, Avustralya gibi ABD`nin müttefiki olan ülkelerle ekonomik ilişkilerini derinleştirmektedir. Çin, gelecekte Çin`e karşı ABD tarafından kurulmaya çalışılacak olası bir ittifakta yer almaları durumunda, bu ülkelerin ağır bir ekonomik bedel

109 Martin WoIf, “Çin Neden Bu Kadar Yavaş Büyüyor”, Foreign Policy Türkiye, Mart-Nisan 2005, s. 34-35.

110 Minxin Pei, “Tehlikeli İnkarlar”, Foreign Policy Türkiye, Mart-Nisan 2005, s.40-41

111 Alaattin Kızıltan, “Tek Kutuplu Bir Dünyada Çin Halk Cumhuriyeti’nin Süper Güç Olabilirliği”, Cumhuriyet Üniversitesi İIBF Dergisi, Cilt: 5, Sayı: 1,2004, s.59-60.

112 Rosemary Foot, “Chinese Stıategies in a US-Hegemonic Global Order”, international Affairs, yol: 82, No: 1,2006, s.93.

ödemeyi göze almaları gerekeceğini düşünerek bu ülkelerin, olası bir çatışmada, tarafsız kalacaklarını ummaktadır.113

Bu çerçevede Çin, kendi iç sorunlarını çözerek bir süper güç olmayı hedeflemektedir. Çinli yöneticiler ise, bu süreç içerisinde karşılaşılabilecek ve ekonominin bundan zarar görebileceği dış siyasi rekabet ve çatışma ortamından uzak durmaya çalışmaktadırlar. Aynı zamanda BM`nin veto hakkına sahip daimi üyesi olması itibarı ile uluslararası sistemde önemli bir yere sahiptir. Dünyanın en kalabalık ve en büyük kara askeri gücüne sahip ülkesidir. Ayrıca resmi olarak nükleer silaha sahip 7 ülkeden biridir. Dünyanın en büyük dördüncü ekonomisine sahip olan ve 50 yıl içinde de en büyük ekonomi olacağı düşünülen Çin`in, gelecekte uluslararası sistemin en önemli aktörlerinden biri olması beklenmektedir.114

2.1.3.3.3. Hindistan

2005 yılında ulaştığı 775 milyar dolarlık gayrisafi yurtiçi hasılası ile dünyanın en büyük 13.ekonomisini konumunda olan Hindistan`da Rusya ve Çin gibi uluslararası sistemde gittikçe güçlenen bir ülke konumundadır. 2005 yılında Çin`i geçerek, dünyanın en kalabalık nüfusuna sahip ülke konumuna gelmiştir.

1990`lı yılların başında yaşadığı ekonomik istikrarsızlıkların ardından bir toparlanma sürecine giren Hindistan, 2000 yılı sonu itibari ile IMF`ye olan borcunu tamamen kapatarak düzenli bir büyüme sürecine girmiştir. Ancak buna rağmen devlet borcunun gayrisafi yurtiçi hasılaya oranı, %80 seviyesinde olan Hindistan ekonomik açıdan halen çeşitli sorunlar yaşamaktadır.115

Hindistan`ın uluslararası sistemde daha güçlü bir rol oynamasını engelleyen ciddi siyasi sorunları da mevcuttur. Ülke içindeki Hindu-Müslüman çatışması ve Keşmir`deki ayrılıkçı hareketin yanı sıra dış politikada da Pakistan ile yaşanan sınır sorunları ve nükleer gerginlikler, Çin ile sınırlarındaki su kaynakları üzerindeki anlaşmazlıklar, Bangladeş ile yaşamış olduğu sınır sorunlarını Hindistan`ın daha etkin bir dış politika izlemesini engelleyici sorunlar olarak sayılabilir. Ayrıca Hindistan`ın da Çin gibi enerji kaynakları konusunda dışa bağımlılığı bu ülke için sorun yaratabilecek niteliktedir.

113 Ashley 3. Tellis, ‘Büyük Sa Tahtası”, Foreign J Türkiye, Mart-Nisan 2005, s.38. 36 a s. 62-63. 114 Kızıltan,a.g.m.,s.62-63.

115 Didem Akyel, “Hindistan Ekonomisinde İç ve Dış Dengeler”, Garanti Dergisi, İstanbul, 2003, dünyada ekonomi.html