-Uluslararası bir kanser enstitüsünün
yapmış olduğu araştırmaya göre, -Kimyasal pestisidlerle muhatap olan
çiftçilerin çiftçi olmayanlara göre altı kat daha fazla kanser riski
taşıdıklarını ortaya koymuştur.
-Ayrıca çiftçiler arasındaki pestisit
zehirlenmeleri, her yıl %14 artış göstermektedir.
-En yüksek etkilenme oranı tarlada çalışanlarda görülmektedir.
-Yakın geçmiş yıllarda Taylant’tan Bangkok’a gönderilen 100.000
tonun üzerindeki sebzenin
pestisitle bulaşmış olduğu ortaya çıkmıştır.
-Aynı paralelde yapılan bir inceleme,
-Bu sebzeleri yetiştirenlerin kanında pestisit bulunduğunu göstermiştir.
-Asıl dehşet veren sonuç ise, yetiştiricilerin ürettiği bitkilerdeki pestisit miktarları ile uygulanan pestisit dozları arasındaki önemli paralellik olmuştur.
-Bu bitkilerle beslenen annelerin sütünde de yüksek miktarlarda pestisitlerin bulunması diğer bir ürkütücü sonuç olarak kayda geçmiştir.
7. Gerçek ekonomiye destek vermek;
-Organik yetiştiriciliği, standart
yetiştiricilikten daha ucuz olarak sürdürmek söz konusudur.
-Standart yetiştiriciliğin bazı gizli masrafları vardır. Bunlar, pestisit düzenlemeleri, testlerinin yapılması, zararlı ve tehlikeli atıkların temizleme işlemleri,
-Çevreye verilen zarar ve bu durumun normale çevrilmesi için sarf edilecek çabalar,
-Büyük masraflar karşılığında gerçekleşmektedir.
-İnsanlarda pestisitlerden dolayı oluşan hastalıkların tedavisinde ülkeler büyük servetler harcamaktadırlar.
-Bu masraflarla, dünya üzerinde 1.2 milyar insanın günde bir doların altında, dünya nüfusunun yarısının ise günde iki doların altındaki bir parayla geçimlerini sürdürmeye çalıştıkları bir ortamda,
-İnsanların gıda ihtiyaçları, temiz içme suyu ve sağlık hizmetlerinden yoksun olduğu düşünüldüğünde, neler yapılabileceği unutulmamalıdır.
Ayrıca,
-Gelişmekte olan ülkelerde her yıl 5 yaşından küçük 11 milyon çocuğun önlenebilir hastalıklar nedeniyle hayatını kaybettiği düşünüldüğünde,
-Tasarruf edilecek olan bu paralarla neler yapılabileceği üzerinde çok iyi düşünmek gerekmektedir.
Bütün bu soruların cevapları arasında,
-Mevsime bağlı ve sürdürülebilir bir şekilde
-Bölgesel olarak üretilecek gıdaların devamlılığını sağlayan sistemlerle,
-Köyden kasabaya, ilçeye veya şehirlere kadar,
-Gıda güvenilirliğini artırma çabalarını destekleme fikri ön plana çıkmaktadır.
-Yani kırsal alanlarda gıda üretim sektörleri oluşturarak bunların desteklenmesi,
-Bölgesel olarak organik ürünlere olan talebin arttırılması,
-Tüketici ve üreticiler arasında daha dürüst ve sürekli ilişkiler sağlayacaktır.
-Böylece özellikle kırsal kesimde yaşayan kadınlara arazi kullanım hakları sağlanarak da organik tarımda önemli adımlar atılabilir.
-Örneğin; Hindistan’da kadınlara ayrılan arazi verimsiz ve tarım yapılması zor arazilerdir.
-Ancak bu kadınlar kadının taştan gıda üretme yeteneklerinin olduğunu ortaya koymuştur.
-Böylece pestisit ve kimyasallarla bulaşmamış gıdalar üreterek pazara ulaştırmış ve kendilerine maddi olarak yeterli olmanın huzuru içerisinde çalışmalarını hızlandırmışlardır.
-Sonuçta zaten meyilli oldukları doğal yetiştirme sistemlerini kavrama bilgisi
kazanmanın yanında,
-Bitkisel zenginliğin korunmasında ve
artırılmasında önemli hizmetler sunmaya başlamışlardır.
8. Üretimde biyolojik farklılığı geliştirmek;
-Bilindiği gibi yetiştiricilerin tek ürün yetiştirme arzusu, yıldan yıla aynı ürünle büyük arazilerin kullanılmasına sebep olmaktadır.
-Bu yaklaşım, çiftlik üretimini artırmakla birlikte toprağın doğal mineral ve besinlerini azaltmaktadır.
-Besinleri tekrar toprağa vermek için kimyasal gübreler kullanılmakta ve bu da sadece daha önce bahsedilen bir çok problemi beraberinde getirmektedir.
9. Sağlıklı beslenme;
-Organik yetiştiricilik toprağa doğal yollarla besin elementlerinin yeteceği kadar verilmesiyle başlar,
-Bu da toprağın besleme yeteneğinde devamlılığı sağlamaya yardımcı olur,
-Beslenen toprak, gerçek lezzet ve tada sahip sağlıklı besin içeren güçlü bitkilerin oluşmasına sebep olur,
-Birçok usta aşçının yemek tariflerinde organik ürünleri kullanmasının sebeplerinden bir tanesi de budur.
10. Çevreyle dost olmak;
-İnsanoğlunun dünya üzerindeki olumsuz etkisi, bir çok hayvan ve bitki türünün ortadan kalkmasına sebep olmuştur.
-1600 yılından sonra 162 tür kuşun insanoğlu tarafından yok edildiği ortaya konmuştur.
-Son yıllarda ülkemizde özellikle pamuk, tütün, zeytin ve narenciye gibi önemli tarım ürünlerine zarar veren canlılara karşı,
-Kullanılan tarımsal ilaçlar zincirleme bir şekilde bazı canlı türlerinin ortadan kalkmasına yol açmıştır.
-Örneğin, tütün veya pamuklara uygulanan ilaçtan ölen zararlıları yiyen kuş, yılan gibi diğer canlıların da öldükleri,
-Yağmur sularıyla kanallara ve oradan da göllere ulaşan tarımsal ilaçların, gölleri cansız hale getirdikleri sık sık rastlanan olaylardandır.
-Hepsinden kötüsü, ürkütücü boyutlarda gelişen teknolojik sistemler, kontrolden çıkmış, hayat ve tabiatla uyuşma noktasının dışına fırlamış ve bir zehir ağı oluşturmuştur. Böylece havamız suyumuz ve topraklarımız kirletilmiştir.
-Bunun sonucu olarak, tabiatın bu zehirleri bitkilere ve diğer hayat formlarına geçerek, bizleri yavaşça zehirlemeye başlamıştır.
-Organik tarımda kullanılan organik girdiler, biyolojik olarak kendiliğinden parçalanabilmektedir.
-Bu bakımdan rezüdi etkisi yapması söz konusu değildir.
-Bu girdiler kullanıldığında tabiattaki dengenin korunabileceği unutulmamalıdır.
-Gelişmekte olan ülkelerde yürütülmekte olan geleneksel sistemleri, uygun bir şekilde organik tarım sistemleriyle birleştirerek, tarımsal verimliliğin artırılabilmesi ve tabii kaynakların korunması da söz konusu olacaktır.
Unutulmamalı ki;
-Bozduğumuz tabiat dengesinin (ekosistemlerin) belirli bir zamandan sonra, tekrar geriye kazanılması zorunlu hale gelecek ancak başarılı olunup olunamayacağı ise hep soru işareti olarak kalacaktır.
Ana özet olarak;
-Organik tarım sistemlerine geçiş, farklı amaçlardan dolayı hızlanması gerekmektedir.
-Bu amaçlar;
- Uluslararası pazarlarda bir yer edinmek, - İhracat artışını sağlamak,
- Ekonomik olarak kendi güvenini kazanmak,
- Tarım girdilerini azaltacak alternatifler bularak doğal kaynakları korumak,
- Kendine yeterli gıda üretmek,