• Sonuç bulunamadı

3. Benlik Saygısı

3.2. Ergenlik Döneminde Benlik Saygısının Gelişimi

3.2.1. Ergenlik Döneminde Benlik Saygısını Etkileyen Faktörler

3.2.1.4. Çevre ve Akran ilişkileri

Ergenlik döneminde tutum ve davranışlarında, bunlara uygun amaç ve inanışların geliştirilmesinde, giyim, kuşam, saç şekli, aksesuar kullanma, modaya uyma vb. gibi durumların ortaya çıkmasında arkadaş çevresi diğer faktörlerden daha etkilidir (Köknel, 2001:209).

Ergen, özgürlük arayışı içinde, günün büyük bir çoğunu arkadaşlarıyla geçirmeyi tercih eder hatta onlarla görüşemediği zamanlarda telefonda saatlerce arkadaşlarıyla konuşabilir, günün birkaç saatini arkadaşlarıyla arasındaki bağları güçlendirmek için harcar. Bu iletişim arkadaşlarının onun hayatındaki rolünü ispatlayabilmesi için zorunludur. Ve yaşamın hiçbir döneminde arkadaş edinme ihtiyacı ergenlikteki kadar büyük değildir. Ergenlikte arkadaşlığa bu kadar ihtiyaç duyulmasının en büyük nedeni; gencin, diğer ergenlerin de kendisiyle aynı problemleri yaşadığını görerek tek başına olmadığını anlama ihtiyacıdır. Ayrıca vücudunda gerçekleşen değişikleri, gelişen yeteneklerini, şüphe ve düşüncelerini arkadaşlarıyla paylaşarak içinde bulunduğu karmaşanın gerginliğinden kurtulmaya çalışır. Bazen ergen, ailenin otoritesi karşısında onlara soru sormaktan çekinebilir ya da aile çocuğunun ona sorduğu sorular karşısında veya onu anlama konusunda yetersiz kalabilir (Feldman, 2003:486-487). Böylece ergenler, aile çevresinde ihtiyaçlarına aradığı desteği tam olarak bulamadıklarında bu ihtiyaçlarının çözümünü arkadaş çevresinde, kendi akran grupları içinde bulmaya çalışırlar. Hem bu sebeple hem de ergenliğin bir geçiş ve değişme dönemi olması sebebiyle ergenlikte ilgi ve bağlılık aileden çok arkadaş çevresine yönelik durumdadır (Wilkinson, 2004).

Her ne kadar ergenlik dönemi arkadaşlığın önem taşıdığı bir dönem olsa da arkadaşlık ilişkilerinin sorunsuz öğrenilmesinde ailenin rolü devam eder. Ergenlerin sosyal ya da anti sosyal olması durumlarına baktığımızda, onların genellikle ergenlikten önceki dönemlerde de aileyle olumsuz ilişkiler yaşadığını ve olumsuz benlik kavramı geliştirdiğini görürüz. Bunun da çocuğun sosyalleşmesinde önemli

ifade etme, kendine güven, arkadaşlarca kabul görme, diğer bireyler tarafından kabul edilme, sosyal bağımsızlık, destekleyici sosyal çevre gibi sosyal becerilerin gerçekleşmesinde çocuklarla ebeveynlerin sosyal beceri düzeyleri arasında anlamlı bir ilişki olduğu da görülmüştür (Özabacı, 2006). Aile sosyal kabulü sağlayacak, akranlar tarafından ihmal hatta reddedilmeye neden olacak olan tutum ve davranış örüntülerini oluşturur. Gereğinden fazla korunan ergenlerin arkadaşlarının arasına kabul edilmemesi onun evde öğrenilmiş olan kendine güvensizliği veya kendini beğenmişliği olabilir. Çocuk evde sorumluluk almayı ne kadar öğrenirse arkadaşlık grupları içinde daha çok işbirliğine gidebilir ve daha çok kabul gören kişi olur. Aileler çocuğunun arkadaşlarının evine gitmesine ya da arkadaşlarını kendi evinde ağırlamasına izin verdiğinde çocuğun arkadaşları arasında daha popüler olmasını ya da daha çok kabul görmesini de sağlamış olur. Genel olarak ailesinde olumlu tutumlar içinde olan bir ergen, mutlu ve huzurludur. Ev, diğer insanlarla ilişkilerin, sosyal yeteneklerin öğrenildiği yerdir. En az mutlu olanlar ise ailesine ve kardeşlerine karşı paylaşımcı duygular taşımayan ve gruplar tarafından çok fazla kabul görmeyen kimselerdir (Hurlock, 1973:100).

Ergenlik döneminde birey bir gruba ait olma ihtiyacı hisseder. Ergenlik döneminde grup dışındaki çevreye ilgi azalır. Ergen, gruba katıldığı zaman bu ona ayrı bir saygınlık kazandırır. Özellikle aile, çocuğa duygusal olarak yakınlaşmada başarısız olmuşsa çocuk bir gruba ait olma ihtiyacını daha çok hisseder. Aslında bir gruba üye olmak, çocuğun gelişen bilişsel gücünün ve yeteneklerinin diğerlerinden ayrıldığının bir sonucudur. Ayrıca katıldığı grubun kendisini ne kadar önemli gördüğü ölçüsünde de kendini büyük ve önemli hisseder ve grubun ona bakışına göre de benlik kavramı şekillenir (Feldman, 2003:487).

Bu gruplar çok sayıda üyesi bulunan, aynı amaca yönelik olan ve birbirini etkileyen gruplardır. Aynı zamanda birçok yeni roller ve ilişkiler bu gruplar içinde denenir. Tutum, davranış ve ilgiler büyük ölçüde sosyal katılımın şeklini de etkiler. Grup tarafından kabul gören ergen, farklı etkinliklere katılmak ve grupla daha çok şey paylaşmak ister. Böylece akran grupları; sosyal katılımın özümsenmesi, grup değerlerinin kabulü gibi sosyal yeteneklerin kazanılmasına fırsat verir. Ergen, grup içinde hangi rol ve davranışların daha çok beğenildiğini görür ve öğrenir. Gruplar arasındaki bu etkileşim bazen sigara, hap, uyuşturucu gibi maddelerin kullanımı ya

da çocuk suçluluğu gibi çocuklara zarar veren boyutlara da ulaşabilir (Feldman, 2003:487; Hurlock, 1973:101-102; Özkan, 2006:93). Ergenlik döneminde bu gruplar içinde vakit geçirmek onlar için ayrı bir heyecan demektir. Bazen yetişkinlerin hiç anlamayacağı bir dille; nerde başladığı, ne içerdiği, nasıl bittiği belli olmayan konular konuşur, argo kelimeler kullanmaktan hoşlanırlar. Sırdaş olma düşüncesini çok önemsedikleri için çok yakın oldukları arkadaşlarıyla önemli gördükleri her şeyi paylaşırlar. Fakat bunu yaparken diğerleriyle de aralarına mesafe koyarlar. Hatta aynı grup içinde adını bilmedikleri ya da kendilerine rakip kabul ettikleri insanlar da olabilir (Morgan ve Cole, 1968:174-181).

Bazen ergenlik dönemi arkadaşlıklarında bireyler statülerini sağlamlaştırmak için rakiplerinin otoritesini sarsmaya çalışırlar, mızmızlanır ya da küserler. Aslında onu kabul edecek biri tarafından da hemen etkilenebilmektedir. Kabul edilmemek ya da ihmal edilmek her yaşta benlik saygısını olumsuz etkiler ancak ergenlikte bu durum çok daha etkilidir (Hurlock, 1973:103). Benlik saygısı düşük olan ergenler kendilerini arkadaşlarına karşı olumlu ve yeterli gösterme ihtiyacı duyarlar. Bu ihtiyaç onların akran grubunun kontrolüne girerek, akran baskısına uğramalarına da yol açabilir (Çiğdemoğlu, 2006:14). Akran baskısı benlik saygısını olumsuz etkiler; akran baskısı arttıkça benlik saygısının da düştüğü görülür (Aktuğ, 2006:76).

Benlik saygısının derecesi, zamanla veya sosyal bağlamla değişir. Ergen başkalarının kendisine değer verdiğini düşünerek onların kendisini gördüğü şekle uygun roller takınmaya çalışır ve bunu geliştirir. Eğer onlar, pozitif değer biçmeleri yansıtan destekleyici davranışları algılarsa; bu durum, onların benlik saygısının gelişmesinde önemli bir değişken olabilir (Felson ve Zielinski, 1989). Arkadaşlık ilişkileri ergenliğin ilk yıllarından itibaren gittikçe daha da artan bir önemle benlik saygısı üzerinde açık bir etkiye sahiptir (Wilkinson, 2006). Arkadaşlarıyla olan iletişimi, bireyin kendini algılamasında da önemli ve belirleyici bir nitelik taşır. Arkadaş grubu tarafından sevilmek ve aranılan bir birey olmak olumlu benlik algısına neden olmakta ve benlik saygısının yükselmesini sağlamaktadır. Bunun tersine arkadaş grubu tarafından reddedilme, arkadaşlarla anlaşmazlık yaşama gibi durumlar, ergenlik döneminde olumsuz benlik algısı geliştirilmesine ve düşük benlik saygısına neden olmaktadır. Yapılan araştırmalarda arkadaş ilişkileri iyi olan

1994; Gürhan, 1991). Arkadaşları tarafından kabul görme gencin kendine olan güvenini artırır, kendini arkadaşları arsında rahatça ifade edebilir, ne istediğini ne düşündüğünü söylemekten çekinmez, daha az başkalarının etkisinde kalır (Kulaksızoğlu, 2001:88). Herkesin kendisini sevdiğini ve istediğini bilmek benliğine saygı duymasına, kendini güçlü ve büyük görmesine, kimsenin kendisini arkadaş olarak istenmediğini düşünmek ise kendini değersiz hissetmesine ve toplumdan soyutlamasına neden olur. Arkadaşları tarafından kabul görmeyen bir çocuk mutsuzdur. Hayata karamsar bakar ve savunmacı bir tutum geliştirir. Bu durum, onun utangaç veya kırgın ve kızgın tavırlar takınmasına neden olur. Ergenler zaten kendine güvensiz ve mutsuz olmaya eğilimlidir. Sahip oldukları statüleri kaybetme konusunda sürekli bir korku içinde yaşarlar. Bu özgüvenin gelişmesine engel olur ve onları aşırı derecede alıngan yapar (Hurlock, 1973:102-103).

Ergenlik dönemindeki cinsel ve duygusal gelişimle birlikte çocuk aynı zamanda karşı cinse de ilgi duymaya başlar. Bu durum onun en sevilen, en iyiyi başaran, en ilgi gören kişi olma isteğini artırır. Karşı cinsle özel bir yakınlaşmaya girmeyi istese de kızlar vakitlerini daha çok kızlarla, erkekler ise erkeklerle geçirir. Ancak ergenliğin sonlarına doğru kız erkek grupları artık birbirine karışmış durumdadır (Feldman, 2003:487). Lise son sınıf öğrencileri üzerinde yapılan bir araştırmada karşı cinsten romantik bir arkadaşı olanların benlik saygısı puanlarının olmayanlara göre daha yüksek olduğu görülmüş, sosyal benlik saygısı düzeyi ve aile ile ilgili benlik saygısı düzeyinin karşı cinsten romantik bir arkadaşının olmasına göre değiştiği ifade edilmiştir. Bu durumda karşı cinsten bir arkadaşın varlığı sosyal benlik saygısını etkilemekte, benlik saygısı ve dolayısıyla kimlik gelişimi açısından önemli bir yer tutmaktadır (Çevik Büyükşahin, 2007:91).