• Sonuç bulunamadı

Tablo 2’de listelenen edebiyat metinlerinin %25’ini çeviri edebiyat

oluşturmaktadır. Çeviri ve telif sınıflandırması yaparken Ayaydın-Cebe, daha önce de belirttiğim üzere bu kavramların 19. yüzyıldaki muğlak sınırlarını ve geçişkenliğini göz önünde bulundurur. Şerhlerin bir tür çeviri sayılması gerektiğini söyleyen Ayaydın-Cebe yine de hazırladığı tabloda (323) şerhleri ayrı bir kategori olarak göstermektedir.

Şerhlerin çeviri sayılıp sayılmayacağı ayrı bir inceleme konusudur.

Ayaydın-Cebe’nin dikkat çektiği önemli bir nokta, kullanılan kaynaklarda verilen bilgiye dayanarak Osmanlı’nın kendi cemaatleri arasındaki edebî alışverişlerin de “çeviri” sayıldığıdır. Cemaatler arasındaki bu metin alışverişinin bazılarının çevriyazıdan ibaret olması mümkündür. Ayrıca kaynaklar, Osmanlı divan şairlerinden bazılarının yapıtlarını çeviri olarak kabul etmiştir. Söz konusu yapıtlar, Arapça ve Farsça şiirleri bulunan divan şairlerinin Türkçe olmayan şiirlerin çeviriyle birlikte basıldığı yapıtlardır (185). Dolayısıyla %25’lik çeviri edebiyat içerisinde hem Hint edebiyatı, Fars edebiyatı, Arap edebiyatı, Fransız edebiyatı gibi farklı edebiyatlardan çeviriler, hem farklı alfabelerin birbirlerine çevriyazıları, hem de Osmanlı divan şairlerinin Arapça ve Farsça şiirleri yer almaktadır.

Çeviri edebiyat söz konusu olduğunda modern kurmaca türü Avrupa

edebiyatlarıyla etkileşimin en çok görüldüğü alandır. Ayaydın-Cebe modern hikâye ve roman söz konusu olduğunda basılan yapıtların %58’inin uyarlama ve çeviri olduğunu saptar (244). Alfabelere göre çeviri edebiyat oranları verilmemekle birlikte Osmanlı alfabeli yayınlar Türkçe basılı edebiyatın büyük bir kısmını oluşturduğu için çeviri edebiyatın büyük bir kısmının yine Osmanlı harfleriyle basıldığı ileri sürülebilir. Ayaydın- Cebe’nin “19. Yüzyılda Basılmış Türkçe Tiyatro Oyunları Tablosu”nda (331-354) yer alan oyunların yaklaşık %40’ı da çeviri yapıtlardan oluşmaktadır.

Selin Erkul, “Catalogue of Indigenous and Translated Novels Published Between 1840 and 1940” başlıklı çalışması bu dönemdeki modern hikâye ve roman çevirileri konusunda biraz daha bilgi verebilir. Temel olarak Seyfettin Özege’nin Eski Harflerle Basılmış Türkçe Eserler Kataloğu’na, Sıddıka Dilek Yalçın’ın “XIX. Yüzyıl Türk Edebiyatında Popüler Roman” başlıklı yayımlanmamış doktora çalışmasına ve Türkiye Bibliyografyası’na dayanılarak hazırlanan bu katalogda Erkul, roman tanımını Ayaydın- Cebe’ye göre biraz daha geniş tutarak bunu şemsiye bir kavram olarak kullanmıştır. Romanlar, kısa hikâyeler, halk hikâyeleri de dâhil olmak üzere on sayfadan hacimli olan bütün kurmaca türleri “roman” olarak kabul edilmiştir, fakat şiir ve tiyatro kapsam dışı bırakılmıştır (i). Erkul’un kataloğunda yer alan 1840-1900 arasında yayımlanmış 1225 romanın yaklaşık %60’ı çeviridir. Erkul-Yağcı’nın doktora tez çalışmasında yer verdiği on yıllık dönemlere göre roman çevirileri istatistiklerinde görüldüğü üzere 1860-1869 arasında biri telif altısı çeviri olmak üzere yedi roman basılmışken, 1870-1879 arasında bu sayı 81’e (28 telif, 50’çeviri, 3 yazarı belli olmayan), 1880-1889 arasında 290’a (78 telif, 200 çeviri, 12 yazarı belli olmayan), 1890-1899 arasında ise 751’e (304 telif, 428 çeviri, 19 yazarı belli olmayan) yükselmiştir (74).

Modern kurmaca türündeki çevirilerin en önemli kaynağı Avrupa edebiyatları, büyük oranda Fransız edebiyatıdır. Ayaydın-Cebe, Fransız edebiyatından yapılan çevirilerin oranının %45, uyarlamaların oranının ise %75 olduğunu ifade eder. Fransız edebiyatından en çok çevrilen türler %85 ile modern hikâye ve romandır. Bunu %11 ile tiyatro oyunları izler. Şiir ve diğer türlere gösterilen ilginin en azından kitap düzeyinde daha az olduğu anlaşılmaktadır.

Fransız edebiyatını, çok daha düşük bir yüzde ile İngiliz ve Alman edebiyatları izler. Birkaç yapıttan ibaret olmakla birlikte İspanyol, İsviçre, İtalyan, Rus

roman, modern hikâye ve tiyatro oyunudur. Bu çevirilerde kullanılan kaynak dil

meselesine bir açıklık getirilmemiştir. Ancak genel olarak Fransızcanın diğer edebiyatlara için aracı dil olarak kullanıldığı ileri sürülebilir. Örneğin Silvio Pellico’nun Le Mie Prigioni adlı yapıtı Recaizade Mahmud Ekrem tarafından Fransızca çevirisinden (Mes Prisons) Türkçeye aktarılmıştır (Tansel 1967: 343). Yine de farklı dillerden çeviriler yapıldığı da akılda tutulmalıdır. Daniel Defoe’nin Robinson Crusoe’su Vakanüvis Ahmed Lütfü tarafından 1864’te Hikâye-i Robenson başlığıyla Arapçadan çevrilmiştir (Karadağ, 111).

Ayaydın-Cebe’nin veri tabanında modern hikâye ve roman türünde Avrupa edebiyatından çevrilen 178 yazar saptanmıştır (361-365). Yapıtları en çok çevrilmiş ilk otuz yazarın sıralandığı listede Fransız yazarları doğal olarak fazladır (247). Bu yazarlar arasında adlarını bugün artık unuttuklarımız olduğu gibi edebiyat algımızı halen yakından belirleyenler de vardır. Alexandre Dumas, Jules Verne, Victor Hugo, Emile Zola, Guy de Maupassant bu isimlerden bazılarıdır. Daniel Defoe, Jonathan Swift gibi İngiliz yazarları ile Chrisoph von Schmid de çok çevrilen yazarlar arasındadır.

Tiyatro söz konusu olduğunda Molière’in en çok çevrilen oyun yazarı olduğu görülür. Çevrilen yapıtlarına neredeyse yarısı bu yazara aittir. Molière’i, Racine ve Shakespeare izler. Ayaydın-Cebe’nin hazırladığı “19. Yüzyılda Basılmış Türkçe Tiyatro Oyunları Tablosu”nda beş Shakespeare çevirisi yer almaktadır. Hasan Bedreddin ve Mehmed Rıfat’ın yaptığı Othello çevirisinde “Shakespeare’in oyununun Fransızca

adaptasyonundan” notuyla birlikte yazarı Jean Ducis olarak kaydedilmiştir. İnci Enginün, Tanzimat Döneminde Shakespeare Tercümeleri ve Tesiri’nde Ayaydın-Cebe’nin kataloğunda sunulan Shakespeare çevirilerinden fazlasına işaret eder. Hasan Sırrı’nın Sehv-i Mudhik’in yanı sıra Venedik Taciri’ni de çevirdiğini (32) söyler.

19. yüzyılda Antik Yunan edebiyatı da belli bir ilgi görmüştür. Ezop masallarının hem Yunan, hem Ermeni, hem de Osmanlı harfli Türkçede çevirilerinin yapıldığı

görülmektedir (188). Hatta Johann Strauss’un “Osmanlı İmparatorluğu’nda Kimler, Neleri Okurdu? (19.-20. Yüzyıllar)?” başlıklı makalesinde aktardığı bilgiye göre 1830’lardan itibaren Mekteb-i Tıbbiye’de okutulmuştur (257). Ovidius, Xenophon ve Homeros da çevrilen yazarlar arasındadır. 1870’lere kadar çağdaş Yunan yazarlarının özellikle oyunları da Osmanlı edebiyat alanında ilgi görmüştür. G. P. Kontis’ten, Aleksandros İstamatyadis’ten, Leon Melas’tan hem Yunan harfli hem Osmanlı harfli Türkçeye çeviriler yapılmıştır (190).

Rus edebiyatından yapılan çeviriler genellikle “Madam Gülnar” adıyla bilinen Olga Sergeyevna Lebedeva tarafından yapılır. Bu çevirilerin Rusçadan yapıldığı söylenebilir. Puşkin’in yapıtları Rusçadan çevirilerde ilk sıradadır. II. Abdülhamit’in sevdiği bir yazar olduğu için Romanya Kraliçesi Wied’li Pauline Elisabeth Ottilie Lousie’nin “Carmen Sylva” takma adıyla yazdığı üç roman da çevrilmiştir. Ermeni edebiyatına ilgi ise oldukça sınırlıdır (192-194).

Çeviriye kaynaklık eden edebiyatlar açısından genel olarak Avrupa, özel olarak Fransız edebiyatını Arap (%12) ve Fars (%11) edebiyatları takip eder. Şiir, modern kurmacadan sonra en çok çevrilen türdür. Ancak söz konusu Osmanlı edebiyatının klasik formu olunca kaynak olarak tercih edilen edebiyatlar da açık biçimde

değişmektedir.

Arap edebiyatından genellikle dinî konulu şiirler, dinî temalı anlatılar, klasik bir tür olan makame çevrilir. Binbir Gece Masalları bu edebiyattan çevrilen en önemli din dışı ve şiir formu haricinde anlatılardan biridir. Osmanlı alfabesiyle yapılan baskılarının yanı sıra Ermeni harfli baskıları da yapılmıştır. Osmanlı şiirinin, özellikle divan şiirinin önemli bir kaynağı olan İran edebiyatı 19. yüzyılda da divan edebiyatı tarafından rağbet gördüğü anlaşılmaktadır. İran edebiyatından çevirisi yapılan şairlerin belli bir grup oluşturduğu anlaşılmaktadır. Firdevsî Tusî (934-1021), Ömer Hayyam (1048-1131),

Feridüddin Attar (1120-1194), Nimazî Gencevî (1141-1209), Sadi-i Şirazî (1193), Hafız-ı Şirazî (1325-1390), Abdurrahman Camî (1414-1492) ve Mevlana Celalleddin-i Rumî (1207-1273) çeviri şiir söz konusu olduğunda öne çıkan şairlerdir. Çevrilen şairler grubuna bakıldığında İran edebiyatının 19. yüzyılda ortaya çıkan şairlerinden ziyade artık klasikleşmiş ve genel kabul gören şairlerinin çevrildiği görülmektedir. Günil Ayaydın- Cebe’nin de belirttiği üzere bu dönemde eğitim kurumlarında hâlâ klasik şiir eğitimi verilmekte ve bu şairler ile yapıtları okutulmaktadır (186-187).

Daha önce belirtildiği üzere Ayaydın-Cebe’nin çalışmasındaki tablolarda “çeviri şiir” kategorisinde sadece Arap ve Fars edebiyatlarından şiir çevirilerine yer verilmiştir. Avrupa edebiyatlarından yapılan şiir çevirileriyle ilgili bilgi için Osmanlı harfli Türkçe yapıtlarla sınırlı kalmakla birlikte Ali İhsan Kolcu’nun Türkçe’de Batı Şiiri adlı çalışması kullanılabilir. Kolcu, söz konusu çalışmasında, 1859-1901 arasında Osmanlı alfabeli Türkçe gazete, mecmua ve kitaplarda 988 şiirin çevirisinin yayınlandığını tespit eder (659-660). Çeviriler, çevrilme oranlarına göre sırasıyla Fransız, İngilizce, Alman, Rus, Yunan-Rum, İtalyan, Lâtin, Belçika, Danimarka, Amerikan ve Leh edebiyatlarından yapılmıştır. 988 şiirin 782’si Fransız edebiyatından çevrilmiştir. Kolcu’nun saptamasına göre yirmi beş şiir de Fransızca üzerinden Türkçeye çevrilmiştir (178). Oysa Kolcu’nun çalışmasının başında sunduğu liste incelendiğinde bu sayının otuz beş olması gerektiği anlaşılmaktadır. Kolcu, çevirilerin hangi dilden yapıldığının tespitini nasıl yaptığına dair bilgi vermez. Ancak yapıtlarda verilen bilgileri temel aldığı varsayılabilir. Yapıtlarda böyle bir bilgi verilmediğinde çevirilerin doğrudan doğruya söz konusu edebiyatın dilinden, örneğin İtalyan edebiyatından çevirilerin İtalyancadan yapıldığı kabul edilmiş gibi görünmektedir. Çeviri ve kaynak metinlerde karşılaştırma yapıldığında durumun böyle olmadığının görülme ihtimali vardır. Diğer bir ifade ile ikinci bir dilden Türkçeye aktarılan şiirlerin sayısı daha fazla olabilir.

Ali İhsan Kolcu’nun kataloğu yorumlanırken hem bu nokta hem de Fransızca dışında bir dilden de çeviri yapılmış olma ihtimali hatırlanmalıdır. Bu tez çalışması için önemli olan kitap şeklinde basılan şiir çevirileridir. Elli kitapta çeviri şiirlere yer

verilmiştir. Bu kitaplardan sadece on tanesi sadece şiir çevirilerinden oluşan kitaplardır (667). Geri kalan kitaplarda diğer çevirilerin yanında sınırlı sayıda çeviri şiire de yer verilmiştir. Demek ki şiir alanında Avrupa edebiyatından yapılan şiir çevirilerinin sayısı oldukça düşüktür.

D. Veri tabanları Işığında 19. Yüzyılda Basılı Türkçe Edebiyat Hakkında