• Sonuç bulunamadı

ÇALIŞMA HAKKINA İLİŞKİN ÖRNEK İNCELEME

B. Çatışan Hükümler

X. ÇALIŞMA HAKKINA İLİŞKİN ÖRNEK İNCELEME

Çalışma hakkı; İLO Sözleşmesinde herkesin seçilmiş ya da kabul edilmiş bir mesleği serbestçe ifa etme hakkı olarak tanımlanmaktadır. Çalışma hakkı içeriğinde iş arama, yerleşme hakkı ve hizmet verme özgürlüğü ile sözleşme hürriyeti de hakkın doğası gereği mevcuttur. Yaşa, cinsiyete ve güce göre çalışma şartlarının belirlenmesi ile işçilere dinlenme hakkının tanınması çalışma hakkının muhteviyatında bulunan diğer haklardandır.

100 KULAK Sercan Coşkun, “Anayasa md. 90/5 ve AİHS md. 6/1 Karşısında Uyarma - Kınama

B. Çatışan Hükümler

1. Uluslararası İLO Sözleşmelerinden “amme tarafından yapılan mukavelelere konulacak çalışma şartlarına müteallik” 94 No’ lu İLO Sözleşmesi Türkiye tarafından da kabul edilmiştir.101

Sözleşmenin 2. maddesinde, 94 sayılı Sözleşme kapsamına giren kurumların, Sözleşme kapsamındaki işleri dolayısı ile müteahhitlerle yapacakları sözleşmelere konulacak şartlarla, işçilerin ücretleri, iş süreleri ve diğer çalışma koşulları bakımından bazı standartların altında olmamasının sağlanması Türkiye Cumhuriyeti Devleti tarafından da garanti edilmiştir. Bu olmazsa olmaz standartlar; “işin yapıldığı aynı bölgedeki iş kolu veya sanayide” aynı mahiyetteki iş için; toplu sözleşme, hakem kararı veya milli mevzuatla belirlenmiş ücretler, iş süreleri ve diğer çalışma koşulları varsa, müteahhidin çalıştırdığı işçilere sağlanacak hakların da bunlardan daha az hakların verilmeyeceğine ilişkindir. “İşin yapıldığı aynı bölgedeki iş kolu veya sanayi”de sağlanan haklar yok ise; “benzeri en yakın bölgedeki iş kolu veya sanayide” aynı mahiyetteki bir iş için belirlenmiş olan haklardan daha aşağı olamayacaktır.

Bu sözleşme ile çalışanlara sağlanan uluslararası koruma; müteahhidin çalıştırdığı işçilerin, işin dahil olduğu bir iş kolu veya meslekte aynı tipteki iş için toplu sözleşme veya mevzuatla kabul edilenlerden daha aşağı olmayacak ücret almalarını sağlamak yükümlülüğü olmuştur. Bu norm; İş kanunundaki asgari ücret ve “her türlü işçi” için ücretten farklı “aynı mahiyetteki” “aynı tipteki” işi gören kamu ve müteahhit işçileri arasındaki ücret eşitsizliğini ortadan kaldırmayı amaçlayan bir normdur.

Böylece kamu idarelerinden iş alan müteahhitlerin sendikasız işçilerine belirli düzeyde bir ücret sağlanması diğer bir deyişle toplu sözleşmesiz işçilere

101Sözleşme;14.12.1960 gün ve 161 sayılı kanunla uygun bulunup 21.12.1960 günlü Resmi Gazetede

çalıştıkları iş kolundaki bir toplu iş sözleşmesinin asgari koşullarını sağlamak amacıyla ferdi iş ilişkilerine uluslararası sözleşme ile müdahale edilmektedir.

Sözleşme kapsamına giren kurumların ihale ettikleri ve sözleşme kapsamına giren müteahhit işçilerinin “dayanışma aidatı” ödemek ya da toplu iş sözleşmesi tarafı sendikaya üye olmak sureti ile kendilerinin İşyeri Toplu İş Sözleşmesi (İTİS) hükümlerinden yararlandırılması istekleri karşısında mahkemelerce kurulan hükümlerde müteahhit işçileri de işveren işçileri ile aynı haklardan yararlanmaya başlamıştır. Bu surette müteahhitlerin işçisini çalıştıran kamu kurumları da binlerce müteahhit işçisinin açtıkları davalarda yargılama giderlerinden kurtulmak üzere müteahhit işçilerini asli kadrolara geçirdikleri görülmektedir. Bu hususta 4857 sayılı kanunun 2. maddesi hükmü de uluslararası sözleşmenin öngördüğü korumayı pekiştiren bir hüküm olmuş; bazı kamu idarelerini söz konusu uygulamaya sevk etmiştir.

4857 sayılı İş Kanununun102 “tanımlar” başlıklı 2. maddesinin müteahhit

işçilerine ilişkin anılan düzenlemelere sebep olan alt işveren – asıl işveren tanımlamasının yapıldığı 6. ve 7. fıkraları ise şöyledir:

“Bir işverenden, iş yerinde yürüttüğü mal ve hizmet üretimine ilişkin yardımcı işlerinde veya asıl işin bir bölümünde işletmenin ve işin gereği ile teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren işlerde iş alan ve bu iş için görevlendirdiği işçilerini sadece bu iş yerinde aldığı işte çalıştıran diğer işveren ile işe aldığı işveren arasında kurulan ilişkiye asıl işveren – alt işveren ilişkisi denir. Bu ilişkide asıl işveren, alt işverenin işçilerine karşı o işyeri ile ilgili olarak bu kanundan, iş sözleşmesinden veya alt işverenin taraf olduğu toplu iş sözleşmesinden doğan yükümlülüklerden alt işverenle birlikte sorumludur.”

“Asıl işverenin işçilerinin alt işveren tarafından işe alınarak çalıştırılmaya devam ettirilmesi sureti ile hakları kısıtlanamaz veya daha önce o iş yerinde çalıştırılan kimse ile alt işveren ilişkisi kurulamaz. Aksi halde ve genel olarak asıl

işveren – alt işveren ilişkisinin muvazaalı işleme dayandığı kabul edilerek alt işverenin işçileri baştan itibaren asıl işverenin işçisi sayılarak işlem görürler. İşletmenin ve işin gereği ile teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren işler dışında asıl iş bölünerek alt işverenlere verilemez.”

Ancak uluslararası sözleşme doğrultusunda yukarıda anılan uygulama; 4857 sayılı Kanunun 2. maddesine maddenin 7. fıkrasından sonra gelmek üzere 5338 sayılı yasanın103 18. maddesi ile eklenen fıkra ile hükümden düşürülmeye

çalışılmıştır. 4857 sayılı yasanın 2. maddesine 8. fıkra olarak eklenecek 5338 sayılı yasanın 18. maddesi hükmü ise şöyledir:

“Kanuna veya kanunun verdiği yetkiye dayanılarak kurulan kamu kurum ve kuruluşları ile bunların doğrudan veya dolaylı olarak sermayesinin en az yüzde ellisine sahip oldukları ortaklıklarda, 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu veya diğer kanun hükümleri çerçevesinde hizmet alımı amacıyla yapılan sözleşmeler gereğince, yüklenici aracılığıyla çalıştırılanlar, bu şekilde çalışmış olmalarına dayanarak;

a. Bu kurum, kuruluş veya ortaklıklara ait kadro veya pozisyonlara atanmaya, b. Bu kurum, kuruluş veya ortaklıklara ait işyerlerinin kadro ve

pozisyonlarında çalışanlar için toplu iş sözleşmesi, personel kanunları veya ilgili diğer mevzuat hükümlerine göre belirlenen her türlü malî haklar ile sosyal yardımlardan yararlanmaya hak kazanamazlar…”.

Görüldüğü üzere 5338 sayılı yasanın 18. maddesi ile 94 sayılı İLO Sözleşmesinin müteahhit işçilerine tanıdığı hakları düzenleyen 2. maddesi temelde çatışma halindedir. 94 sayılı İLO Sözleşmesinin açık hükmü ile 4857 sayılı yasanın hükmü temelde örtüşürken 5338 sayılı yasanın 18. maddesi ile eklenen hüküm sebebiyle çatışma hali ortaya çıkmıştır. 2003 tarihli 4857 sayılı İş Kanunu uluslararası sözleşmelerin temel felsefesine uygun düzenlemeler içermekte iken

103 “Bütçe Kanunlarında Yer Alan Bazı Hükümlerin İlgili Kanun Ve Kanun Hükmünde

Kararnamelere Eklenmesi Ve Bazı Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair” 5338 sayılı, 12.07.2006 Yayım Tarihli Kanun.

daha yeni tarihli olan bir kanunla uluslararası sözleşmelerin hükümlerini bertaraf edecek hükümler getirilmesi özgürlükler önünde büyük engeldir.

Bu suretle kamu kurum ve kuruluşları bünyesinde müteahhit işçisi olarak çalışmakta olan ancak kurumların daimi işçilerine nazaran mali ve sosyal açıdan farklı uygulamalara maruz kalınan hallerde 4857 sayılı iş kanunu yerine 94 sayılı uluslararası İLO Sözleşmesinin uygulanacağı açıktır.

2. 4688 sayılı Kamu Görevlileri Sendikaları Kanununun (KGSK) 3. maddesinde kanunun uygulamasında kullanılan tanımlara yer verilmiştir.

Madde metninde “sendika” kavramı; kamu görevlilerinin ortak ekonomik, sosyal ve mesleki hak ve menfaatlerini korumak ve geliştirmek için oluşturdukları tüzel kişiliğe sahip kuruluş olarak tanımlanmıştır. Yine madde metninde sendikaların üst kuruluşlar kurabilecekleri de belirtilmiştir.

3. maddenin (g) bendinde; değişik hizmet kollarında bu kanuna tabi olarak kurulmuş en az beş sendikanın bir araya gelerek oluşturdukları tüzel kişiliği olan üst kuruluş “konfederasyon” olarak tanımlanmıştır. Görüldüğü üzere kanunda sendikaların bir araya gelerek oluşturdukları üst kuruluş yalnızca konfederasyonla sınırlı tutulmuştur.

Burada üzerinde durulması gereken husus konfederasyonların üst kuruluş olarak kabul edilmesine karşın federasyonların madde metninde yer almamış olmasıdır.

Bununla beraber Uluslararası Çalışma Örgütünün 1948 tarihli 87 sayılı sözleşmesinin aynı konuda düzenleme yapan 5. maddesi incelendiğinde; çalışanlar ve işverenlerin örgütler ve üst kuruluş olarak federasyonlar ile konfederasyonlar kurma haklarının düzenlendiği görülmektedir. Sözleşme ile kanun aynı konuda düzenleme yapmakla birlikte farklı hükümler içermektedir.

Bu bakımdan kanunla sözleşme hükümleri birlikte değerlendirildiğinde kamu görevlilerinin kurabilecekleri üst kuruluşlar konusunda sözleşme hükümleri esas alınarak Anayasanın 90. maddesinin uygulanmasıyla kamu görevlileri tarafından federasyonlar kurulması da mümkündür.

SONUÇ

Türk hukuk düzeni içinde milletlerarası andlaşmaların yerini doğrudan doğruya düzenleyen tek hüküm anayasanın 90. maddesidir. Bu hüküm sebebi ile milletlerarası andlaşmaların Türk hukuk normlar hiyerarşisindeki yeri konusunda iki zıt görüş bulunmaktadır. Birinci görüşe göre; milletlerarası andlaşmalar ile kanunlar eşit değerdedir; birinin diğerine üstünlüğü söz konusu değildir. Diğer görüş taraftarları ise milletlerarası andlaşmaların kanunlardan üstün olduğu görüşünü savunmaktadır. Kanaatimizce milletlerarası andlaşmalar kanunlarla eşdeğerdedir; birinin diğerine üstünlüğü söz konusu değildir. Zira bu husus Anayasanın 90. maddesinin son fıkrasında “usulüne göre yürürlüğe konulmuş milletlerarası andlaşmalar kanun hükmündedir.” İfadesiyle açıkça tespit edilmiştir. Hükmün ifadesi bu denli açıkken andlaşmaların kanunlardan üstün olduğunu iddia etmek anayasa ile açıkça ortaya konulan statüyü nazara almamaktır.

Usûlüne göre yürürlüğe konulmuş bir milletlerarası andlaşma hakkında anayasaya aykırılık iddiası ile Anayasa Mahkemesine başvurulamayacağını düzenleyen ikinci cümlenin amacı ise devletin milletlerarası sorumluluğuna meydan vermemektir. Devletin milletlerarası andlaşmayı yürürlüğe koyarken andlaşma hükümlerinin iç hukuktaki etkilerini bilmesi ve öngörmesi milletlerarası andlaşmayı anayasaya yaklaştıran bir statüye koymayı gerektirmeyecektir. Anayasa Mahkemesi de milletlerarası andlaşmaların denetim dışı bırakılma amacının uluslararası ilişkilerde sürekliliği sağlama amacı olduğu ve bu durumun açıkça anayasanın 90. maddesinin son fıkrasında ortaya konulduğunu belirtmektedir. Zira bu hüküm; milletlerarası andlaşmaların kanunlara üstünlüğü şeklinde değil; yalnızca ana kurala istisna olarak yorumlanabilecektir.

Anayasanın 90. maddesine 7.5.2004 tarih ve 5170 sayılı kanun ile eklenen hüküm bir çatışma kuralını düzenlemektedir. Bu hüküm ile insan hakları sözleşmelerine kanunlar karşısında üstünlük sağlandığı düşünülebilirse de hükmün yalnızca kanun ile insan hakları sözleşmelerinin “çatışması” halinde uygulamanın belirlenmesini sağlamaya yöneliktir. Bu hususta anayasa koyucu

“Usulüne göre yürürlüğe konulmuş milletlerarası andlaşmalar kanun hükmündedir” ibaresine dokunmaksızın yalnızca temel hak ve özgürlüklere ilişkin milletlerarası andlaşmalar için bir uygulama önceliği ortaya koymuştur.

II. Dünya Savaşı sonrasında insan haklarının uluslararası alanda düzenlemesi yapılmış ve bu amaçla çeşitli örgütlenmelere gidilmiştir. İnsan hakları örgütleri çalışmaları neticelerinde bildiriler ve uluslararası sözleşmeler ortaya konmuştur. Bu sözleşmelerin bir çoğu Türkiye tarafından da kabul edilmiştir. Türkiye tarafından kabul edilen insan haklarına ilişkin uluslararası belgeler iç hukuku uluslararası hukukla bütünleşmeye zorlayan belgelerdir.

Bu sebeple iç hukukun devletlerin sözleşmelerle yükümlendiği dış hukuk kurallarına uyumlaştırılması gerekmektedir. Bu gereklilik öncelikle anayasa tarafından yapılmaktadır.

Bu bağlamda anayasaya 2004 yılında eklenen hükmün hukuk düzeni içindeki durumu ele alındığında; hiyerarşik yönden eskiye nazaran herhangi bir değişiklik getirilmemiş; hatta bu hüküm ile milletlerarası andlaşmalara kanunlar karşısında üstünlük tanındığı iddiası da geçersiz kılınmıştır. Zira Anayasa, milletlerarası andlaşmalara aykırılık iddiası yasağı getirirken çatışan hükümleri Anayasa ile birlikte ele almayı, Anayasa ile birlikte yorumlamayı amaçlamıştır.104

Çalışmanın üçüncü bölümünde değindiğimiz örnek incelemelerden de anlaşılacağı üzere hükmün pratikte fazla somut uygulama kabiliyetini haiz olmadığı anlaşılmaktadır. Zira hükmün uygulama şartı düşünüldüğünde öncelikle karşılaştırılması gereken kanun ve sözleşme hükümlerinin temel hak ve özgürlüklere ilişkin olması gerektiği görülmektedir. Milletlerarası andlaşmaların tümü ya da belli bazı maddeleri temel hak ve hürriyetlere ilişkin olabilmektedir. Hangi milletlerarası andlaşmaların ya da andlaşmanın hangi hükümlerinin temel

104 BİLİR Faruk, “Anayasa m. 90 Çerçevesinde Milletlerarası Andlaşmaların İç Hukuktaki Yeri”,

hak ve hürriyetlerle ilgili olduğu konusu tamamen karşılaştırmayı yapacak tarafa bırakılmıştır. Değişiklikle eklenen hükmün somut uygulamada faydasızlığı konusunda bir diğer husus ise kanunun sözleşmeden daha özgürlükçü düzenlemeye sahip olması halinde meydana gelen durumdur. Anayasa hükmüne bakıldığında “çatışma” halinde sözleşmenin uygulanacağı kesin ve açıktır. Bu sebeple kendi iç hukukumuzu oluşturan kanunlarımızda daha geniş özgürlük ve hak sunduğumuz halde sözleşmeyi uygulamak zorunda bırakılması da anayasaya eklenen hükme getirilebilecek bir diğer olumsuz eleştiridir.

Sonuç olarak eklenen bu hükümle kanunlarla milletlerarası andlaşmaların hiyerarşik konumu ile ilgili eskiye göre değişiklik getirilmediği gibi pratik hayatta da çok kullanışlı bir yenilik sağlamadığı görülmektedir.

KAYNAKÇA

AKILLIOĞLU, Tekin :AİHS ve İç Hukukumuz, AÜSBFD

Yayınları, C.44,1989.

AKİPEK, Ömer İlhan :Devletler Hukuku, 1. Kitap, 2. Baskı, Ankara, 1965.

ALİEFENDİOĞLU, Yılmaz :Anayasa ,Yargı ve Anayasa Mahkemesi, Ankara,1996

ALİEFENDİOĞLU, Yılmaz :IX. Avrupa Anayasa Mahkemesi

Konferansı, Paris, 10 – 13 Mayıs 1993,İnsan Haklarının Anayasal ve Uluslararası Düzeyde Korunması.

ANTONOPOULOS, Nicolas :“La jurisprudence des Organes de la Convention Europenne des Droits de l ‘Homme”, Leyde A. W. Lrjthaff, 1967. (Bu eser tercüme ettirilerek yararlanılmıştır.)

ARMAĞAN, Servet :“1982 Anayasasında Uluslararası

Andlaşmaların İmzalanması ve

Onaylanması Sistemi”, Anayasa Yargısı 17, Ankara, 2000,

ARMAĞAN, Servet :Anayasa Mahkememizde Kazai Murakabe

Sistemi, İstanbul, 1967.

ATAR, Yavuz :Türk Anayasa Hukuku, 3. Baskı, Konya,

2005.

BAL, Hüseyin :Hukuk – Hukuk Sosyolojisi, Isparta, 2003.

BALI, Ali Şafak :Çokkültürlülük ve Sosyal Adalet, Konya, 2001.

BALTA, Tahsin Bekir :“AİHS ve Türkiye” Türkiye’de İnsan Hakları, Ankara,1970.

BATUM, Süheyl : AİHS ve Türk Anayasal Sistemine

Etkileri, İstanbul, 1990, Basılmamış Doçentlik Tezi.

BİLGE, Suat :AİHS’ nin Türk Hukukundaki Yeri,

BİLGEN, Pertev :İdare Hukuku Dersleri, İstanbul, 1996. BOZKURT, Enver :Türkiye’ nin Uluslararası Hukuk

Mevzuatı, 2. Baskı, Ankara, 1999.

BOZKURT/KÜTÜKÇÜ/POYRAZ :Devletler Hukuku, 4. Baskı, Ankara, 2004.

CAN, Osman :“Anayasanın 90. Madde Değişikliği

Hakkında Bir Değerlendirme”, http://www.rightsagenda.org/makale/2 005_02anayasadoksanincimadde.htm 03.11.2005.

ÇAĞLAR, Bakır :Anayasa Yargısında Yorum Problemi,

Karşılaştırmalı Analizin Katkıları, Anayasa Yargısı, Ankara, 1986.

ÇELİK, F. Edip :“AİHS’ nin Türk Hukukundaki Yeri ve

Uygulaması” İdare Hukuku ve İlimler Dergisi, Ankara, 1998.

DONNELLY, Jack :Teori ve Uygulamada İnsan Hakları,

Türkçesi Mustafa ERDOĞAN – Levent KORKUT, Ankara, 1985,

ERDOĞAN, Mustafa :“İnsan Haklarına Kavramsal Yaklaşım” Liberal Toplum Liberal Siyaset, Ankara, 1998.

ERDOĞAN, Mustafa :“AB Perspektifi”, Hukuk Dünyası, Yıl 15, Nisan – Mayıs – Haziran, 2005.

ERDOĞAN Mustafa, :“Demokratik Toplumda İfade Özgürlüğü: Özgürlükçü Bir Perspektif” Teorik ve Pratik Boyutlarıyla İfade Hürriyeti, Ankara, 2003.

ERDOĞAN, Mustafa :“Sivil Özgürlük Olarak Din ve Vicdan Özgürlüğü” Türkiye’de Din ve Vicdan Özgürlüğü, Ankara, 2005.

EROĞLU, Hazma :Devletler Umumi Hukuku El Kitabı, C 1, Ankara, 1979.

ERSOY, Uğur :“Milletlerarası Andlaşmaların İç Hukuka Etkisi”, Hukuk Gündemi, Sayı 3, Aralık 2005.

GEMALMAZ, Semih :Ulusalüstü İnsan Hakları Hukukunun

Genel Teorisine Giriş,İstanbul, 2001. GEREK Şehnaz/AYDIN Ali Rıza : “Anayasa 90. maddesi Değişikliği

Karşısında Yasaların Geleceği ve Anayasal Denetim”,Türkiye Barolar Birliği Dergisi, sayı 55, Yıl 17, Kasım Aralık 2004.

GÖLCÜKLÜ Feyyaz –

GÖZÜBÜYÜK Şeref :VIII. Avrupa Anayasa Mahkemeleri

Konferansı, Ankara, 7 – 10 Mayıs 1990, Anayasa Mahkemesi Yayınları,C.4.

GÖLCÜKLÜ Feyyaz –

GÖZÜBÜYÜK Şeref : AİHS ve Uygulaması, Ankara, 1994,

GÖZÜBÜYÜK, Şeref :Anayasa Hukuku, Ankara, 1997.

GÖZÜBÜYÜK, Şeref :“Uluslararası Andlaşmaların İç Hukuktaki Yeri “ İnsan Hakları ve Kamu Görevlileri Sempozyumu Açık Oturum ve Bildirileri, Ankara, 1992.

GÖNENÇ, Levent :“1982 Anayasasında Sessiz Devrim:90.

Madde Değişikliği ve Getirdiği Sorunlar”, http://www.yasayananayasa.ankara.edu.t r./makayanor/does/analiz/90.madde.htm 10.11.2005.

GÖREN, Zafer :Anayasa Hukukuna Giriş, İzmir, 1999.

GÖZLER, Kemal :”Milletlerarası Andlaşmalara Kanun üstü

Bir Değer Tanınabilir mi?”

http://www.anayasa.gen.tr/madde90.htm 10.11.2005.

GÖZLER, Kemal :Türk Anayasa Hukuku Dersleri,

Bursa,2005.

GÖZLER, Kemal :Anayasa Normlarının Geçerliliği, Bursa, 1999.

GÜLMEZ, Mesut :“İnsan Hakları Uluslararası Sözleşmelerin İç Hukukta Doğrudan Uygulanması”, Türkiye Barolar Birliği Yayınları, Panel, Anakara, 5 Kasım 2004.

GÜLMEZ, Mesut :”Avrupa Sosyal Şartı Koruma Sistemi ve Türkiye” Türk – İş Yıllığı, Ankara, 1999.

GÜNDÜZ, Aslan :“İktidar ve Milletlerarası Sınırları”

İstanbul Barosu dergisi, C. 64. sayı 1-2-3, İstanbul, 1990.

GÜNDÜZ, Aslan :Milletlerarası Hukuk, Temel Belge, Örnek Kararlar, İstanbul, 4. Baskı,2000

HUME, D. :Theory of Politics, Nelson Phılosophical

Text, 1951, Nakleden Atilla YAYLA, Liberalizm, Ankara, 2002.

KABOĞLU, İbrahim : Anayasa Yargısı, 3. Baskı, Ankara, 2000. KABOĞLU, İbrahim :Anayasa Hukuku Dersleri, Ankara, 2005. KANADOĞLU, Korkut :Anayasa Mahkemesi, İstanbul, 2004.

KAPANİ, Münci :Kamu Hürriyetleri,Ankara,1993.

KIRATLI, Metin :Anayasa Yargısında Somut Norm

Denetimi: İtiraz Yolu, Ankara, 1966. KUÇURADİ, İonna :İnsan Haklarının Felsefi Temelleri,

Türkiye Felsefe Kurumu Yayınları, Ankara, 1996.

KUÇURADİ, İonna :”Etik İlkeler ve Hukukun Temel İlkeleri Olarak İnsan Hakları” www.inhak-

bb.adalet.gov.tr/dkaynak.htm 14/07/2007. KULAK, Sercan Coşkun :“Anayasa md. 90/5 ve AİHS md. 6/1

Karşısında Uyarma - Kınama Cezaları ve Yargısal Denetimi”

http://www.turkhukuksitesi.com/makale _247.htm. 28.02.2006

MERAY, Seha :Devletler Hukukuna Giriş, C 1, 3. Baskı, Ankara, 1986.

ÖZBUDUN, Ergun :Türk Anayasa Hukuku, 8. Baskı, 2004. PAZARCI, Hüseyin :Uluslararası Hukuk,Ankara, 2005.

PAZARCI, Hüseyin :Uluslararası Hukuk Dersleri,Ankara,2001.

ROUSSEAU, J. J :Toplumsal Sözleşme,Türkçesi: ERENULU

Alpagut, Öteki Yayınevi, Ankara, 3. Baskı 1999

SELÇUK, Sami :AİHS ve Türk Uygulaması, Yıl: Temmuz

99,Yargıtay Dergisi, C. 25.

SERİM, Bülent :Uluslararası Andlaşmaların Onaylanması

ve Denetlenmesi, Amme İdaresi Dergisi, C. 26, sayı 1 -4, 1993.

SOYSAL, Mümtaz :“Anayasaya Uygunluk Denetimi ve

Uluslararası Sözleşmeler”, Ankara, 1986. SOYSAL, Mümtaz :Dış Politika ve Parlamento: Dış Politika

Alanında Yasama – Yürütme İlişkileri Üzerine Karılaştırmalı Bir İnceleme, Ankara, 1964.

SOYSAL, Mümtaz :Uluslar arası Andlaşma Kavramında

Anayasa Yargısı”,1997, C.14.

TANİLLİ, Server :Devlet ve Demokrasi,İstanbul, 2000. TANÖR Bülent/

YÜZBAŞIOĞLU Necmi :1982 Anayasasına Göre Türk Anayasa Hukuku,İstanbul, 2005.

TEZİÇ, Erdoğan :Anayasa Hukuku, 5. Baskı, İstanbul, 1998.

TUNÇ, Hasan :“Milletlerarası Sözleşmelerin Türk İç

Hukukundaki Etkisi ve AİHM’ nin Türkiye ile ilgili örnek karar incelemesi (Anayasa Mahkemesinin 38. Kuruluş Yıldönümü Nedeniyle Düzenlenen Sempozyumda Sunulan Bildiri) Anayasa Yargısı 17, Ankara, 2000.

YÜZBAŞIOĞLU, Necmi :Türk Anayasa Yargısında Anayasallık Bloku, İstanbul, 2003.

Benzer Belgeler