• Sonuç bulunamadı

3. ARAŞTIRMA BULGULARI VE TARTIŞMA

3.3. Ekonomik Analiz

3.3.4. Çalışmanın ekonomik temelleri

Enerjinin üretilip satılmasının diğer herhangi bir ticaretten bir farkı bulunmamakla birlikte rüzgârdan elektrik enerjisi üretiminin ekonomik olabilmesinin temel şartı rekabetçi ve öngörülebilir enerji maliyetine sahip olmaktır. Bu yapıda maliyet; Yatırım maliyetleri, işletme maliyetleri ve finansman maliyetleri olmak üzere üç temel sac ayağına oturmaktadır. Ancak bir Rüzgar enerji santralinde (RES) elektrik enerjisi üretim maliyetini belirleyen etkenler arasında ilk yatırım giderleri ve birim enerji maliyeti ekonomik verimlilik ve yatırımcılar açısından kritik önem taşımaktadır (Kim ve diğerleri, 2017). Bu çalışmada ise Hatay ili için yapılan kapasite faktörü analizi ile ilgili Kısım 3.1’de hesaplanan değerler dikkate alınmış olup bazı kabullere dayalı olarak yatırım giderleri arasında önemli bir faktör olan, yatırımcı tarafından kullanılacak yatırım kredisine ait faiz oranının değişkenliğinin birim enerji maliyeti üzerindeki etkisi incelenmiştir.

Ülkemizde faaliyette olan türbinlerin büyük çoğunluğu banka kredisi kullanılarak yabancı üreticilerden ithalat yolu ile tedarik edilmektedir (Hatipoğlu, 2010). Rüzgar enerjisi santrali yatırım maliyetinde türbin maliyeti toplam maliyetin % 70 - % 80’ini oluştururken rüzgar türbini satın alma maliyeti, ülkelere göre değişiklik göstermekte olup, genellikle 900 €/kW ile 1150 €/kW arasındadır. İnşaat ve elektrik ekipmanlarının maliyeti ise %18 - % 22’si gibi bir değerle türbin maliyetinden sonraki en büyük gideri oluşturmaktadır. Diğer yandan üretilen her bir kW enerji başına %10 - % 15 oranında üretim esnasındaki maliyetlerden işletme ve bakım giderleri bir başka gider kalemini oluşturmaktadır Bu noktada % 40 - % 60 arasında işletme giderleri sahip fosil yakıtlara dayalı konvansiyonel enerji sistemlerine kıyasla rüzgar türbinlerinin oldukça avantajlı konumda olduğu gözlenmektedir (GEKA, 2012).

Bir RES projesinin asıl geliri, rüzgar yardımıyla üretilen elektrik enerjisi satışından elde edilmektedir. Ancak enerji üretimi bakımından emisyon üst sınırı ve ticareti, ekonomi bazlı bir faaliyetin ekolojik olarak sürdürülebilir olduğu bir düzeyde kısıtlanarak çevresel tahribatın temel nedenini giderme potansiyeline sahip olup emisyonların üst ve alt sınırları dâhilinde ticaret yapabilme olanağını gösterir. Dünya Bankasının Kyoto Protokolü tarafından oluşturulan piyasa temelli bir uygulama olan Temiz Kalkınma Mekanizması benzeri bir mekanizma ile birlikte Prototip Karbon Fonu’nu oluşturması, işin ticari yönüne

önemli bakış açısı getirmiştir. Yani Karbon emisyonundaki azaltım bir sübvansiyon, piyasa ve politika mekanizması olarak kullanılabilmektedir (Çiçek ve Çiçek, 2012).

Hali hazırda Kyoto Protokolünü imzalamamış ülkelerde bir karbon sertifikası piyasası zemin olarak oluşmuştur. Üretilen birim enerji başına karbondioksit düşümü miktarı hesaplanarak, bu miktarlar yetkili bağımsız kuruluşlar tarafından sertifikalandırılmakta ve bu sertifikalar sahipleri olan firmalardan başka firmalara satılabilmektedir. Bununla beraber Türkiye’de de Karbon Piyasalarına ilişkin çalışmalar çeşitli kurumların strateji ve eylem planlarında yerini almıştır (Oral, 2010).

Ulusal İklim Değişikliği Eylem Planında yer alan: 2015 yılına kadar Türkiye’de karbon piyasasının kurulmasına yönelik çalışmaların yapılması hedefi ve İstanbul Uluslararası Finans Merkez Stratejisi ve Eylem Planı Enerji Verimliliği Stratejisi Belgesinde bulunan 2012-2015 yılları arasında Karbon Piyasası Oluşturulması hedefi, Türkiye’de faaliyet gösteren işletmeler açısından yeni bir gelir kaynağı oluşturma potansiyeli taşımakta olup karbon sertifikası çalışma kapsamında gelir kalemi olarak dikkate alınmıştır (ÇŞB, 2012). Bu çalışma kapsamında yapılan ekonomik analizde yöntem olarak; RES projesi yatırım maliyeti belirlenerek, proje yatırım yılları dışında proje ekonomik ömrü olan 25 yıllık dönemi de kapsayan gelir - gider tablosu oluşturulmuştur. Sonrasında ise birim enerji üretim maliyeti hesaplanmıştır.

Günümüzde birçok banka tarafından uygulanan yenilenebilir enerji kredileri ve benzeri destek programlarından faydalanılarak santral yatırım bedelinin tamamının banka kredisi ile karşılandığı düşünülmüştür.

Herhangi bir yıl için toplam kredi borcu bileşik faiz oranı aşağıda verilen eşitlik ile hesaplanabilir.

t f

t A f

B  (1 0) (3.23)

Eş. 3.23’de Bt, t yıl sonraki borcu; Af, faize tabi ana parayı; fo, faiz oranını ve t, yılı ifade

etmektedir. Kredi borcu santralinin faaliyete geçmesi ve üretimini paraya dönüştürebileceği; santralin öngörülen ömrü olan 25 yıllık dönem içerisinde her yıl bir taksit ödenmek üzere

toplam 25 taksit ile borcun tamamen ödeneceği kabul edilmektedir. Bunla beraber yıl başına ödenecek kredi taksit tutarı aynı zamanda yıllık sabit amortisman bedeli, aşağıda verilen Eş. 3.24 ile hesaplanabilir.           1 ) 1 ( ) 1 ( 0 0 0 t t T Y f f f B T (3.24)

Burada; TY, yıllık sabit taksit tutarı; BT, taksitlendirmeye tabi toplam kredi borcu; t, yıl olarak

geri ödeme süresini göstermektedir.

Bu projede; bakım ve personel giderlerine; yıllık % 1 oranında eskalasyon oranı uygulanmıştır. Herhangi bir gider için eskalasyon yükünün uygulanması aşağıda verilen eşitlik ile hesaplanabilir.

t t

es C e

C ()(0)(1 0) (3.25)

Eş. 3.25’de Ces(t) herhangi bir giderin t yıl sonra gelecekteki değerini, C(0), giderin işletme

başlangıç yılındaki değerini ve eo ise eskalasyon oranını ifade etmektedir.

Enerji muhasebesinde en önemli kavramlardan biri de, birim üretim başına enerji maliyeti olup işletme giderlerinin üretilen enerjiye oranı olarak ifade edilmekle birlikte aşağıda verilen eşitlik ile hesaplanabilir.

nn s Ü

E

BEM   (3.26)

Eş. 3.26’da BEM, Euro (€ ) para birimi cinsinden birim üretim (kWs) başına enerji maliyetini gösterirken Es ve Ünn ise sırasıyla işletme giderlerini (€) ve nakil hattı kaybı sonrası net enerji

üretimi (kWs/yıl)’ni ifade etmektedir.

Rüzgâr enerjisi santrallerine yatırım yapmak isteyen girişimcilerin başlangıçta harcadığı yatırım miktarının ne kadar kar getirdiğinin bilmesi, yatırımı akla yatkın hale getirilmesini daha da kolaylaştıracaktır. Yıllar içerisinde elde edilen kârın net bugünkü değerinin

hesaplanması gerekmektedir (Heydt, 2017; Agaton, ve Karl, 2018). Bu amaç ile net karın bugünkü değeri aşağıda verilen eşitlik ile hesaplanabilir.

t t i i r K NPV    

(1 0) 0 (3.27)

Eş. 3.27’de; NPV, net karın bugünkü değerini Ki, işletme yılındaki karı ve ro ise iskonto

oranını ifade etmektedir.

Benzer Belgeler