• Sonuç bulunamadı

Çalışma ve Kontrol Grubu Öğrencilerinin Deri Kanseri ve Güneşten Korunmaya Yönelik Bilgi Düzeylerinin İncelenmes

GEREÇ VE YÖNTEM

4. Çalışma ve kontrol grubu öğrencilerinin güneşten korunmaya yönelik

5.2. Çalışma ve Kontrol Grubu Öğrencilerinin Deri Kanseri ve Güneşten Korunmaya Yönelik Bilgi Düzeylerinin İncelenmes

Bu çalışmada elde edilen sonuçlardan birisi hipotezi destekler şekilde çıkmıştır. Eğitim öncesi bilgi puan ortalamaları her iki grupta benzerken, eğitim sonucunda çalışma grubu öğrencilerinin eğitim düzeylerinin kontrol grubuna göre fark yaratacak şekilde yükselmesi eğitimin etkinliğini göstermektedir (Tablo 4.2.5- 6).

Balyacı ve arkadaşlarının (53) kendi kendine deri muayenesi davranışı ile ilköğretim ikinci kademe öğrencilerinin deri kanserinden korunma konusunda bilinçlenmesini amaçladıkları çalışmalarında, yapılan girişimler ile deri kanseri bilgi puanının 4.19’dan 6.79’a yükseldiği saptanmıştır. Bu çalışmada olduğu gibi başlangıçta düşük olan bilgi düzeyinin eğitimden sonra yükselmesi, öğrencilerde farkındalık yaratıp bilgisini arttırdığı söylenebilir. Böylece hayatın erken döneminde

eğitilmiş adölesanların deri kanserinden korunmak için gerekli ve doğru önlemleri alacakları düşünülmekte eğitimin önemi bir kez daha ortaya çıkmaktadır.

Ülkemizde deri kanseri ve güneşten korunmayla ilgili Balyacı ve arkadaşlarının (53) yaptıkları çalışma dışında, yapılan bir deneysel çalışma olmamakla birlikte, çeşitli okul gruplarının öğrencilerinin bilgilerini ölçen tanımlayıcı çalışmalar bulunmaktadır. Filiz ve arkadaşları (46) Sakarya’da lise öğrencileri ile yaptıkları ve güneşten korunmaya yönelik 15 soru sordukları çalışmada; kızların bilgi puan ortalamasının 10.6, erkeklerin ise 10.0 olduğunu bulmuşlardır. Yine öğrencilerin 15 soru üzerinden değerlendirildiği, sağlık hizmetleri meslek yüksekokulu öğrencileri ile yapılan bir çalışmada da öğrencilerin bilgi puan ortalamalarının 8.64 olduğu tespit edilmiştir (172). Ülkemizde yapılan çalışma sonuçlarının; bu çalışmadaki grupların ön test sonucu ile benzer olduğu görülmüştür. Bu sonuçlar adölesanlara yapılacak eğitimlerin bilgilerini arttırmada etkili olduğunu bir kez daha kanıtlamıştır.

Harrison et al. (173)’ın yaptığı tanımlayıcı çalışmada öğrencilerin bilgi puan ortalamalarının 12 üzerinden 7.41 olduğu tespit edilmiştir. Wright et al. (154)’ın 4 ve 8. sınıflar ile yaptıkları çalışmada ise 0-10 arası olan bilgi puan ortalamasının 8. sınıftaki erkeklerde 5.41, kızlarda 5.90 olduğu bulunmuştur. Türkiye ile benzer iklim özelliklerine sahip olan Yunanistan’da lise öğrencileri ile yapılan ve puan aralığı 0- 16 olan çalışmada; öğrencilerin bilgi puan ortalamasının 7.7 olduğu bildirilmiştir (41). Yapılan bir başka çalışmada ise öğrencilerin deri kanserine yönelik bilgi puan ortalamasının 24 üzerinden 10.6 olduğu tespit edilmiştir (174). Çalışma sonuçları değerlendirildiğinde öğrencilerin bilgilendirilmeye gereksinimleri olduğu, yeterli bilgilerinin olmadığı açıktır.

Reinau et al. (38)’ın İsviçre’de ilköğretim ve lise öğrencileri ile yaptıkları tanımlayıcı çalışmada; öğrencilerin bilgi düzeylerinin %35.7’sinin yüksek, %31.0’inin orta, %33.3’ünün düşük olduğu bulunmuştur. Bu çalışma sonucuna göre, bilgi düzeyi düşük ve yüksek olanların oranın yüksek olduğu görülmüştür. Deri kanseri ve güneşten korunmaya yönelik çalışmalardan; konuyla ilgili bilgi puanı ve düzeyi en yüksek sonuç Patel et al. (175)’ın yaptıkları çalışmada, başarı oranının %90 olduğu bulunmuştur. Bu sonucun yüksek olmasında, çalışmanın insidansın en yüksek olduğu ülkelerden biri olan ABD’de ve tıp fakültesi öğrencileri üzerinde yapılmış olmasının etkili olduğunu düşündürmektedir.

Gilaberte et al. (170)’ın İspanya’da ilköğretim öğrencileri ile eğitim, poster, öğretmenler için etkinlik kılavuzu ve aileler için broşür hazırlayarak yaptıkları deneysel çalışmada ön testte 8.27 olan bilgi puan ortalamasının son testte 9.83 olduğu saptanmış ve yapılan girişimlerin anlamlı şekilde etkili olduğu görülmüştür. ABD’de lise öğrencileri ile yapılan deneysel bir çalışmada müfredata deri kanseri ve güneşten korunma ile ilgili ders eklenmiş ve bilgi ve uygulamaları değerlendirilmiştir. Öğrencilerin yapılan son testte bilgilerinin ön teste göre %27’den, %60’a yükseldiği görülmüştür (55). Türkiye’de tıp fakültesi öğrencileri ile yapılan bir çalışmada; güneşe maruziyetin deri üzerindeki zararlı etkileri, güneşten korunmanın önemi ve yöntemleri üzerine öğrencilerin seminer öncesi ve sonrasındaki bilgi düzeyleri karşılaştırılmıştır. Öğrencilerin bilgi puan ortalamasının

8.3’ten 14.6’ya yükseldiği ve %31.3 oranında anlamlı bir artışın olduğu saptanmıştır (176). UV ışınlarının zararları, deri kanseri gelişiminin önlenmesi ve güneşten korunma yöntemlerinin etkili şekilde uygulanması konusunda erken maruziyet nedeniyle çocuk ve gençlerin başta olmak üzere tüm toplumun eğitilmesi ve bilinçlendirilmesi gerekmektedir. Bu konu ne kadar dermatologları ilgilendiriyor gibi görünse de güneş ışığına maruziyetin taşıdığı risklerden ve güneşten korunmanın gerekliliğinden haberdar olmayan kişiler bir dermatoloğa başvurma ihtiyacı hissetmezler. Bu nedenle toplumda bu farkındalığın oluşmasını sağlamak ve topluma koruyucu sağlık hizmeti sunmak amacıyla halk sağlığı hemşirelerinin konuyla ilgili eğitici ve danışmanlık rollerini yerine getirmelerinin önemli olduğu düşünülmektedir.

Bu çalışmada elde edilen en önemli bulgu, çalışma grubu öğrencilerinin bilgi sorularına doğru yanıt verme oranının yüksek ve son testteki tüm sorularda ön teste göre anlamlı bir şekilde artış olmasıdır. Bu sonuçlar yapılan girişimlerin etkili olduğunu göstermektedir. Özellikle deri melanomunun bir deri kanseri türü olduğunu bilenlerde %77.1, melonom riskinden korunmanın çocukluk döneminde başlaması gerektiğini bilenlerde %66.8, bulutlu günde bile güneş yanığı oluşabileceğini bilenlerde %53.4 farkla yükseldiği görülmüştür. Ayrıca son testte açık tenli kişilerin güneş yanığı oluşmaması için korunmaya daha çok dikkat etmesi gerektiğini, UV ışınlarının deri kanserine neden olacağını, GKF 10 olan güneş koruyucunun 10 saat korumayacağını, GKF içeren güneş kremlerinin özellikle açık ve orta tenli kişilere tavsiye edildiğini ve 10:00-16:00 saatleri arasında güneşten kaçınılması gerektiğini bilenlerin oranının %100 olması dikkat çekicidir (Tablo 4.2.3).

Bu çalışma sonuçlarına paralel olarak, Geller et al. (33) yaptıkları eğitim ve uygulama destekli çalışmada GKF numarasını doğru seçme ve kullanmada %36.6 oranında artış olduğunu; Wright et al. (154) yaptıkları deneysel çalışmalarında melanomanın deri kanseri türü olduğunu bilenlerin kızlarda %22.3’ten %53.6’ya, erkeklerde %18.0’dan %52.0’a yükseldiğini; et al. (55) müfredata deri kanseri ve güneşten korunmayla ilgili bilgi ekleyerek güneşin deride lekelenme, hasar, yaşlanma gibi etkilere sebep olduğunu bilenlerin oranının %53.6’dan %67.4’e yükseldiğini saptamışlardır.

Yapılan kontrol gruplu veya tek gruplu deneysel ve yarı deneysel çalışmalarda (4,28,33,47,54,55,58,154,170,177-187) uygulanan girişimlerin; girişim öncesi ve sonrasında, çalışma grubu ve kontrol grubu arasında olumlu yönde anlamlı bir fark yarattığı saptanmıştır. Konu ile ilgili farkındalık yaratma ve sürekli eğitimin önemi ortaya çıkmaktadır. Hemşireler tüm çalıştıkları alanlarda bu fırsatları kaçırmamalıdır.

Bir literatür taramasında; 10 ülkeden, 9-20 yaş grubu öğrencilerle yapılan çeşitli çalışmalar incelemiş, güneşten korunma ile ilgili bilgi düzeyleri ve güneş yanığı insidansları ortaya çıkarılmıştır (188). Türkiye bilgi düzeyi bakımından %47.8 ile yedinci sırada, güneş yanığı insidansı bakımından %39.6 ile altıncı sırada yer almıştır. Bu da öğrencilerin güneşten korunma konusunda bilgilerinin yetersiz olduğunu ve çeşitli eğitimlere gereksinimleri olduğunu göstermiştir. Bu çalışma sonuçlarının Türkiye’de yıllık güneş alma oranının en yüksek olduğu Antalya ilinde öğrenim gören ve ileride açık alanda çalışarak güneşe maruziyeti sık olacak olan

denizcilik lisesi öğrencilerinde elde edilmiş olması, öğrencilerde bu konuda farkındalığın olması, konuyla ilgili eğitim verilmesine ve faydasına dikkat çekmesi açısından önemli olduğu düşünülmektedir.

5.3. Çalışma ve Kontrol Grubu Öğrencilerinin Bazı Sosyodemografik