• Sonuç bulunamadı

2.3. Tektonizma

2.3.1. ÇalıĢma bölgesinin tektoniği

Ġnceleme alanına en yakın aktif sismik kaynak yaklaĢık güneydoğuda Marmara Denizi içerisinden geçen Kuzey Anadolu Fay Hattıdır. Deprem risk analizi çalıĢmalarında incelenen bölgenin tektonik özellikleri büyük önem taĢımaktadır. Bilindiği gibi Kuzey Anadolu Fay zonu ülkemizin en aktif fay zonudur. Uzunluğu 1000 km yi geçmekte olup, doğrultu atımlı ve sağ yönlüdür.

BaĢta Ġzmit Körfezi olmak üzere, Marmara Bölgesinin tektoniğinin araĢtırılmasına yönelik bugüne değin çok sayıda çalıĢma yapılmıĢtır (Barka ve Cadinsky-Cade, 1988; Bargu ve Yüksel, 1993; Koral ve Eryılmaz, 1995; Barka, 1997 ; Okay ve ark.,1999). Bölgenin tektonizmasıyla ilgili pek çok husus açıklığa kavuĢturulmuĢ olmakla birlikte, halen tartıĢmaya açık olan konular bulunmaktadır. Barka (1997)’nın, Marmara Bölgesi’nin güncel tektoniğini incelediği çalıĢmasında, bölgeye ait önceki araĢtırmaları özetleyerek, Kuzey Anadolu Fayı’nın Mudurnu Vadisi civarında üç kola ayrıldığını belirtmektedir. Bu kollar; Ġzmit’ten geçip Marmara Denizi ve Saros Körfezi boyunca Yunanistan’a kadar uzanan kuzey kol, Geyve, Ġznik, Mudanya, Bandırma ve Biga’yı izleyen bir hat boyunca merkezi kol ve Bursa, Manyas Gölü, Balıkesir üzerinden Edremit Körfezi’ne kadar uzanan güney koldur. Marmara Denizindeki çukurluklar ile Sapanca, Ġznik ve Manyas gölleri, KAFZ’na ait kolların doğrultu atımlı hareketiyle iliĢkili olan çek-ayır (pull-apart) mekanizmasının ürünleri olarak değerlendirilmektedir (Çeken, 2007).

Kuzey Anadolu Fayı’nın batı alanlardaki gerilmeli tektoniği, Marmara Denizi’nin batimetrisi ile karĢılaĢtırıldığında Marmara Denizi içerisindeki çukurlukların üç büyük çek-ayır havzaya karĢılık geldiği sonucu ortaya çıkmaktadır. Bu görüĢten hareketle Marathon Oil firmasının yapmıĢ olduğu ancak yayımlanmamıĢ sismik kesitleri de kullanarak Barka ve Cadinsky-Cade (1988) Marmara Denizi’nin bir çek ayır havzalar dizisi seklinde açıldığı görüĢünü ileri sürmüĢlerdir (ġekil 2.4). Buna bağlı olarak Kuzey Anadolu Fayı’nın Marmara Denizi içerisinde çok parçalı bir yapıda olduğu ileri sürülmüĢtür (Çeken, 2007).

16

ġekil 2.4. Marmara Denizi çevresinde Kuzey Anadolu Fayı'nın baslıca aktif kolları ve bu kollar üzerinde gerçekleĢmiĢ tarihi depremler (Barka, 1997) Sarı alanlar 1700-1900 yılları arasında kırılan fay segmentleri ve etkiledikleri alanları göstermektedir.

Yakın zamanda Le Pichon ve ark. (2001) Kuzey Anadolu Fayı’nın Marmara Denizi içerisindeki geometrisini Le Suroit gemisi ile elde edilen veriler ıĢığında yorumlamıĢlardır. Batimetri ve sismik yansıma profillerine dayanan bu araĢtırmaya göre Marmara Denizi’nin yapısı, Sekil 2.5’de gösterilmiĢtir (Çeken, 2007).

ġekil 2.5. Marmara denizinin yapısı (Le Pichon ve ark., 2001).

Bu haritalara göre Kuzey Anadolu Fayı'nın Marmara Denizi’ne Ġzmit Körfezi doğusundan giren ana kolu Körfez çıkısında, Çınarcık Çukurluğu içerisine girmekte ve bu çukurluğu kuzeyden sınırlar bir Ģekilde, Adaların güney ve batısına kadar

izlenmektedir. Çınarcık Çukurluoğlu’nun güneyinde Çınarcık-Yalova arasında uzanan ve bilhassa 17 Ağustos Depremi’nin artçıları ile açık bir biçimde takip edilebilen fay bu haritada (sığ sularda çalıĢılmamıĢ olmasından dolayı) görülememektedir. Bu fay ile Çınarcık Çukurluğu arasında ise az eğimli bir self bulunmaktadır (Okay ve ark., 2000).

Haritada izlenen en önemli unsurlardan biri de Ġmralı Adası’nın hemen batısından geçerek Çınarcık Çukurluoğlu’nun batısına uzanan ve bugün Marmara Denizi’nin suları altında kalmıĢ bir nehir yatağıdır. Bu yatak Marmara Denizi’nin henüz olmadığı dönemlerde güney alanlardan kuzeye, olasılıkla Karadeniz'e kadar uzanıyordu. Nehir yatağının menderesli yapısı yatak eğiminin düĢük olduğunu iĢaret etmektedir (Çeken, 2007).

Adaların güneyinden sonra ana fay kolu dönerek doğu-batı uzanım kazanır. YeĢilköy açıklarındaki bu dönüĢ alanı kuzey-güney gidiĢli bindirme fayları ile karakterize edilir. Bu durum fayın dönüsünün burada sıkıĢmalı bir etki yarattığını iĢaret etmektedir (Çeken, 2007).

Çınarcık Çukurluğu, batıda Orta Marmara Yükselimi ile sınırlanır. Bu yükselimin kuzeyinden devam eden ana fay, Kumburgaz Havzası’ndan geçerek batıdaki Orta Marmara Havzası'na (ya da çukurluğu) girer. Ġçerisi tutturulmamıĢ yumuĢak ve suya doygun çökellerle dolu olan bu çukurluk içerisinde fay diğer kesimlerdeki kadar iyi izlenememekte, çok sayıda küçük faylar seklinde izlenmektedir. Le Pichon ve ark. (2001)’in makalesinde bir kısım yazarlar burada fayın tek parça olduğunu belirterek fayın saçılmasının havzayı dolduran çökellerin yapısından kaynaklandığını kabul etmiĢler, aynı makalenin yazarlarından bir kısmı ise bu yoruma katılmamıĢlardır. Bu yazarlara göre fay burada farklı segmentlerden oluĢmaktadır (Çeken, 2007).

Orta Marmara Havzası’nın batı sınırını oluĢturan Batı Marmara Yükseliminde ana fayın izi son derece belirgindir. Burada sırtı keskin bir biçimde kesen fay batıya doğru Tekirdağ Havzası içerisine girer. Havzanın güneyinden geçen ana fay daha

18

sonra karaya çıkarak Ganos dağlarının güneyinden Saros Körfezi’ne devam eder (Çeken, 2007).

Yukarıda tanımlanan hali ile Marmara Denizi içerisindeki Kuzey Anadolu Fayı’nın kuzey kolu, 17 Ağustos 1999 depremini oluĢturan fay ile 9 Ağustos 1912 ġarköy- Mürefte depremini oluĢturan fayı birbirine bağlayan tek bir parça faydan oluĢmaktadır. Bu fay üzerinde geçmiĢte yaĢanan büyük depremler olmuĢtur. Bilindiği gibi Marmara çevresi 1509, 1766 ve 1894’te büyük depremlerden etkilenmiĢlerdir. Marmara Denizi içerisi ve çevresinde yapılan araĢtırmalar Marmara Denizi içerisindeki bu fayın da yakın bir zamanda kırılma olasılığının yüksek olduğunu göstermektedir (Çeken, 2007).

Kuzey Anadolu Fay Zonu, çok sayıda segment ile bu segmentleri oluĢturan kademeli ve sağ yanal atımlı faylar tarafından temsil edilmektedir. KAFZ’nun Doğu Marmara Depremi’nde rol oynayan kuzey kolu, biri Sapanca-Gölcük segmenti, diğeri ise Karamürsel segmenti veya fayı olmak üzere iki segmentten oluĢmaktadır (Koral ve Eryılmaz, 1995; Barka, 1997). Sapanca-Gölcük segmenti, Sapanca Gölü ile Ġzmit Körfezi arasında yaklaĢık D-B doğrultusunda uzanırken, Ġzmit Körfezinden itibaren Gölcük civarında GB’ya doğru yön değiĢtirmektedir. Hava fotoğraflarından yapılan değerlendirmeler (Barka, 1997) ve Gölcük ile Hersek deltası arasında kalan kıyı çizgisinin çok düzgün olması (Koral ve Eryılmaz, 1995), KD-GB doğrultulu Karamürsel segmentinin Gölcük’ten itibaren kıyının çok yakınından geçtiği, ancak Hersek deltasının batısına kadar devam etmediği seklinde değerlendirilmektedir. Karamürsel segmentinin kuzeyinde, Hereke’den baĢlayıp Marmara Denizi’nin içinden ve Hersek deltasının kuzeyinden Çınarcık’a doğru geçen, KD-GB doğrultulu Yarımca Yalova segmenti yer almaktadır (Barka, 1997).

Benzer Belgeler