• Sonuç bulunamadı

Çağdaş Sanat Eğitiminde Yeni yaklaşımlar

VII. WILLIAM BLAKE VE SANATININ ÇAĞDAŞ EĞİTİM İLKELERİ

VII.1. Çağdaş Sanat Eğitiminde Yeni yaklaşımlar

Genelde Resim dersi ile özdeşleştirilmiş olan Sanat Eğitimi kavramı, görsel sanatların eğitimi ve öğretimiyle ilgilidir ve uygulamaya dönük sanat etkinliklerini, sanat yapıtı incelemeyi, sanat tarihini ve estetiği içerir. Bundan fazlası olarak sanat eğitimi, araç-gereç ve işlik donanımı ile öğretim programları, çalışma düzeni ve değerlendirme gibi yöntemsel konuları da kapsar (O.T.Kırışoğlu: 2005, s 3).

Okullardaki resim derslerinin aslında tam olarak amaçları belirlenmiş bir şekilde işlendiği düşünülemez. Ülkemizde; resim için ayrılan ders saatlerinin azlığı, araç gereç ve mekân sıkıntısı gibi sorunlardan dolayı, Resim ya da Görsel Sanatlar Eğitimi dersi hak ettiği değeri görememektedir. Öğrencilerin yaratıcılık ve zekâlarını geliştirmede önemli rol oynayabilecek olan sanat eğitiminin uygun ve yeterli şekilde verilmesi, toplumun gelişmesi açısından kritik öneme sahiptir.

Sanat eğitimi her yaşta insan için büyük önem taşımaktadır. Birey ancak sanat ile estetik yargılara varabilir ve duygularını doğru biçimde yönlendirebilir. Sanat eğitiminin amacı sanatçı yetiştirmekten çok her bireye sanat zevkini aşılamak, içindeki yaratıcılığı ortaya çıkarıp onu bilgisel, duyusal ve eğitimsel açıdan yetiştirmektir (Ü. D. Sert: 2003, s 161).

Sanat eğitimi bir organizasyon yöntemidir. Görsel olanı algılamaya dayalı bazı kuramlar önderliğinde, öğrenciyi düşünceleri ve malzeme arasında bağlantılar kurup buluşlar yapmaya alıştıran bir yöntemdir. Bu yöntem sayesinde öğrenci, gelecekte de kullanabileceği bir yöntem öğrenecek, bu şekilde kişisel bir özellik kazanacaktır (N. Gökaydın: 2002, s 18).

Bu durumda sanat eğitimcisinin niteliği büyük önem taşımaktadır. İyi bir sanat eğiticisi, aynı zamanda iyi bir danışman ve yol göstericidir. Yaratıcı anlatıma ve ifadede özgün bir biçim yakalanması gerektiğini savunur. Bunun yanı sıra öğrencinin, toplumun diğer bireyleri ile uyum içerisinde olmasından yanadır (N. Gökaydın: 1990, s 5).

Sanat eğitimi ile öğrencilerin estetik duyarlılıkları geliştiği gibi, aynı zamanda kendi güçlerini keşfetmelerine ve önemli görsel gerçekleri öğrenmelerine olanak tanınmış olur. Bu sistemle, öğrencinin sosyal alışkanlıkları ve yaratıcılıkları artar, dolayısıyla bu eğitim son derece önemlidir.

Yaratıcılık, davranışlar ya da üretimle kendini gösterir. Çağdaş eğitimde yaratıcılık konusunun üzerinde önemle durulmalıdır. Bireyin eğitilmesi gereken akıl ve zekânın yanı sıra onun zihinsel süreçlerini destekleyecek olan yaratıcılığının geliştirilmesine ihtiyacı vardır. Sanat eğitimi bu yönden doğrudan yaratıcılığı ortaya çıkarmayı hedeflemelidir.

Sanat eğitiminin ilk amacı öğrencide belli bir duyarlılık oluşturmak olduğuna göre, öğrenci bu eğitimi kullanarak kazandığı yeterliliğin yanı sıra beceri sahibi de olur. Yaratıcılığın ortaya çıkabilmesi için de duyarlılık eğitiminin doğru bir şekilde

verilmesi gerekmektedir. Yaratıcı düşünce ile uygarlığa yeni katkılar yapılabilir, bunun da temelinde bilinçli bir sanat eğitimi yatmaktadır.

Günümüzde sanat eğitimi okul müfredatındaki programlara uyularak gerçekleştirilmektedir. Bu nedenle öğrencilere doğru kaynaklar sunulmalıdır. Ortaöğretim çağı öğrencilerinin yaratıcılıklarını ve sanat sevgilerini geliştirmek için okulda uygulanan sistemin iyi bir programla sürdürülmesi gerekmektedir. Doğru planlanmış bir program ile fiziki, psikolojik ve sosyolojik durumlara da değinilir. Öğrenci bu yaşta artık özeleştiri yapabilecek duruma gelmiştir. Bu yüzden ona sunulacak yapıtların belli bir niteliği olmalıdır. Bu yapıtların özellikleri, öğretmenin konuyu işleyiş tarzı ve öğrenciyi motive edebilmesi tamamen kendi davranış biçimine bağlıdır. Bu öğretmenin nitelikleri; yaratıcı olması, öğrencinin sanat programına uyum sağlaması, alanında uzmanlaşıp, her öğrencinin özelliklerini yakından tanımasıdır. Öğretmenin konuyu öğrenciye sunarken coşkun ve bireye yönelik anlatımı önemlidir. Öğrencinin kendine olan güvenini geliştirip onu belli amaçlara yöneltmek, öğretmenin sorumluluklarındandır.

Bu çağdaki öğrenci artık mantık çağındaki bir birey olarak, çevresinde gelişen olayları kavramlaştırarak özgün bir yolla dışarıya aktarabilecek düzeye gelmiştir. Kendi yaptıkları dâhil birçok yapıta eleştirel bir gözle bakabilir, sanatsal, kişisel ve toplumsal değerlere yönelir. Yaratıcılığın artışı ile öğretmenin öğrencinin yaratıcılığını geliştirecek ve onu eser vermede kullanacak bir şekilde yönlendirmesi gerekir. Bunun en iyi yolu, kavramların sanat yapıtlarını üzerinde gösterilmesidir.

Gerçek kavramına nasıl bakıldığı, değişik dönemlerin eserleri incelenerek tanıtılmalıdır. Bu şekilde gerçek kavramının içtenlik kavramı ile yer değiştirdiğine şahit oluruz. Sanat yapıtı, insanoğlunun duygu ve heyecanlarından doğmuş bir ürün ise bu güçler kavrandığı an sanat eserinin özü anlaşılmış olur. Olgunlaşmış bir teknikle yapılmasına rağmen içsel güçler bakımından eksik olan eserlerin sanatsal değer taşımadıkları görülmektedir (Z. Kehnemuyi; 2001, s 35).

Öğretmen, öğrencilere sanat yapıtına, sanatçının kişiliğinin nasıl yansıdığını örneklerle anlatması gereklidir. Bu şekilde öğrenci, sanat eserinin oluşumunda

yaratıcılığı oluşturan en önemli unsur olan içtenliği daha iyi kavrayabilecektir. Her sanat yapıtı, bir kişiliğin ve onun kendine özgülüğünün bir ifadesidir. Sanatçı, kendi doğasını ve algılarını farkında olmadan sanatına yansıtır (İ.San: 1983, s 134). Yaratıcılığın üst düzeyde kullanıldığı yapıtları incelemek ve bunlar üzerinde eleştirel bir düşünce sistemi kurmak, bu dönemdeki öğrenciler için çok yararlıdır. Sanat tarihinin, söz konusu yapıtların sunumu ve yapıtın oluşmasını sağlayan etkenlerin anlatımı ile kavratılması çok daha kolay olacaktır.

Eğitim sürecindeki her konu, sanat tarihindeki yeri ve sanatçıya özgü yaratıcı davranışlar göz önünde tutularak ve konuyla birleştirilerek işlenmelidir. Öğrencinin görüş açısı, öğretmenin sunacağı farklı örneklerle zenginleştirilmeli, katılımının sağlanacağı bir ortam içinde olmalıdır. Bunun için öğretmenin doğru bir eleştiri yöntemi bulması gerekir.

Günümüzde birçok eğitimciye göre de sanat yapıtının incelenmesi, sanat eğitiminin önemli aşamalarından biridir ve genel eğitim sistemi içinde gerekli bir alandır. Yapıt inceleyen kişi buna alışır, haz duyar, bu şekilde duyu ve algıları gelişir. Yaratıcılığın gelişmesi için gerekli birçok etken böylelikle sağlanmış olur. Sanat yapıtı inceleme adı altında ele alınan bu sistemin mutlaka bilinçli eğitimciler tarafından uygulanması gerekmektedir.

Okullarda sanat eseri incelemesi, sorulan belirli soru ve cevaplarla uygulanan bir sistemdir. Burada listelendirilen soru ve cevaplar en sık kullanılanlardır. Öğretmen ya da öğrenciler bunları cevaplamakta zorlansalar da bu sorularda önemli olan, doğru cevapları eğitici bir şekilde aramaktır.

Sanat eleştirisi yapmak için adımlar:

1. Sanatın konusunu ve içeriğini tanımlamak 2. Tekniği veya malzemeyi kavramak

3. Kompozisyon veya tasarım etkenlerini tanımlamak ve kavramak 4. Sanatçının genel üslup ve stilini kavramak

5. Yapıtın anlamını ve amacını araştırmak 6. Yapıtın ait olduğu çağı tanımlamak

Sanat eseri incelemesi yapmak için sorular: 1. Bu resimde neler görüyorsunuz?

2. Sanatçı, yapıtı oluştururken ne tür sanat malzemelerinden yararlanmış ve onları nasıl kullanmıştır?

3. Sanatçı, resimdeki kompozisyonu oluşturan öğeleri nasıl kullanmıştır ya da nasıl birleştirmiştir?

4. Bu başka bir resmin aynı ressam tarafından yapılmış olabileceğini neden düşünüyorsunuz?

5. Bu resim size neyi anlatıyor?

6. Bu resmin yapıldığı sırada dünyada neler olduğuna dair ne düşünüyorsunuz?

Başarılı bir inceleme için uygulanacak adımları açıklarsak;

Konu ya da içeriği tanımlamak, sanat eserini anlamlandırmak için ilk aşamayı oluşturur. Burada öğrenci ne görmektedir? Herhangi bir figür ya da nesne burada rol oynar.

Buradaki konu ve olay, öğrencinin tam anlamıyla algılayabildiği zaman gelişir. Bir sonraki adıma geçmeden önce öğrencinin algılama bölümünü tamamen kavramış olması gerekmektedir.

Malzeme ve tekniğin anlaşılıp iyice kavranması da sanat eserinin niteliklerini keşfetme yolunda önemli bir adımdır. Farklı dönemlerde akımı, sanatçıyı ya da okulu belirleyici tekniklerin uygulanmış olması, öğrencinin bakış açısını zenginleştirerek farklı resim teknikleriyle tanışmasını sağlar.

İncelenen yapıttaki kompozisyona ait öğelerin tanıtılması, bu işlemin en önemli basamağıdır. Kompozisyon kurulumu, geometrik yapılar, figürlerin yerleştirilmesi ve hareket düzeni gibi özelliklerin incelenmesiyle sanat yapıtı incelemesi, bir dersten çok keşif içerikli bir oyuna dönüşür. Bu aşama, resmin bütününe genel bir bakış sunar.

İncelenen sanatçıya ait üslubun tanınması ile öğrenciler, söz konusu sanatçının kişiliğine ait izler yakalama fırsatı bulur. Bu şekilde anlatımları da zenginleşir. Fakat bunun için konu hakkında bilgili bir öğretmen tarafından yönlendirilmeleri gerekmektedir.

Bu aşamaların en öznel olanı, sanatçının vermek istediği mesajı kavramaya çalışmaktır. Öğrenciler bu adımda, rahat bir biçimde düşündüklerini açıklayabilmelidirler. Eserin anlamını kavramada her zaman doğruyu elde edebilmek söz konusu değildir fakat öğrencilerin tahminsel katkılarından oluşan bu süreç, öğrencinin yapıta yaklaşımı açısından önemli ve değerlidir. Bu yüzden öğretmen, ortaya atılan fikirlerin doğruluğuna inanmasa bile öğrenciye kendi fikirlerini aşılamaya çalışmamalıdır.

Bu kişisel tahminlerin yanında, eserin yapıldığı ortama ait bazı sorulara yanıt aranmalıdır. Sanat yapıtının belli bir şekilde oluşabilmesi için ne tür bir dönem ve ortam var olmuştur? Bu adımda öğretmen yapıtın çağına ait sosyal durumu kendisi açıklayacağı gibi öğrencilerden de ders dışı araştırmalar yoluyla bu bilgilere ulaşmalarını talep edebilir.

Kabul gören sanat eseri incelemesi, beş basamaktan oluşur (O.T.Kırışoğlu: 2005, s 134). 1. Betimleme 2. Çözümleme 3. Yorum 4. Yargı 5. Kuram

Öğrenci sanat yapıtıyla karşılaştığında, içinde çeşitli duygular uyanır. Bu duygusal tepkileri, o sanat yapıtından hoşlanmak ya da hoşlanmamak olarak niteleyen öğrenci, bu izlenimden sonra eğer eseri incelemeye devam edecekse, yapıta karşı hissettiği bu duyguların nedenini açıklamalıdır. Bu da eserin inceleme sürecinin başlangıcını oluşturmaktadır.

Benzer Belgeler