• Sonuç bulunamadı

Türk Dil Kurumu-TDK (2018) deyimler ve atasözleri sözlüğünde yer alan başa çıkma deyimi gücü yetmek olarak tanımlanmaktadır. Başa çıkma için araştırmalarda birçok tanım yapılmıştır. Folkman ve arkadaşları (1979) 'na göre başa çıkma, "birey tarafından stresli olarak algılanan ve bireysel kaynakları zorlayan belli içsel ve dışsal gereklilikleri ve bunlar arasındaki çatışmaları kontrol altına almak, azaltmak veya tolere etmek için devamlı olarak değişen bilişsel ve davranışsal çabalar"dır [78]. Baltaş’a göre stresle başa çıkma, "bireyin yaşantısını tehdit edici olarak algıladığı bir durumda, kendisini daha iyi bir duruma getirmek için, durumu kontrol etmesini ve davranış örüntüsünü içeren çabaların tümüdür” [79]. Dressler’e göre stresle başa çıkma, "stres kaynaklarını değiştirmek, tolere etmek veya onlardan kaçınmak için ortaya konulan bilişsel ve davranışsal çabalardır”. Stresle başa çıkma, stresle ilgili olumsuz etkileri azaltan veya yok eden bilişsel tepkiler olarak tanımlanmaktadır. Stresle başa çıkma hayati bir tehlike karşısında hayatta kalabilmek için öğrenilmiş davranışlardır. Stresle başa çıkma bilişsel

ve davranışsal çaba olarak da tanımlanabilir [80]. Stres verici durumları hafifletmek veya ortadan kaldırmak için başa çıkma tutumu kullanmak genel bir durumdur [11].

Özellikle Birinci Dünya Savaşı’ndan sonra bireylerin farklı başa çıkma yöntemleri kullandığının fark edilmesi araştırmacıları bu yöntemleri tanımlamaya ve nedenlerini araştırmaya yönlendirmiştir [81]. Başa çıkma karmaşık ve güç anlaşılan bir süreçtir. Bu süreçte kullanılan bazı yöntemler pasif kalırken bazen de mevcut olumsuz durumu ortadan kaldırmaya yönelik aktif çözüm yolları üretilebilir. Başa çıkmanın temel olarak iki ana odağı vardır. Bunlar stres durumunda duyguları düzenlemeye yönelik duygu odaklı başa çıkma ve bireyin çevresi ile ilişkilerini düzenlemeye yönelik sorun odaklı başa çıkmadır [82]. Bu konuyla ilgili çok kez araştırmalar yapılmış ve birçok kuramcı tarafından başa çıkma tutumları sınıflandırılmıştır. Genel olarak başa çıkma bilişsel başa çıkma ve davranışsal başa çıkma olarak ayrıştırılmıştır. Bilişsel yöntemler daha çok duygulara ve düşüncelere yönelik bir değişim, davranışsal yöntemler ise mevcut durumu azaltmak için yapılan gözlemlenebilen yöntemler olarak tanımlanmıştır [83]. Bazı kuramcılar etkili ve etkisiz başa çıkma, bazıları ise aktif başa çıkma ve pasif başa çıkma olarak sınıflandırmıştır. Aktif başa çıkma stresörü yok etmeyi amaçlamış, pasif başa çıkma ise stresörden uzaklaşmayı amaçlamıştır [84, 85].

Carver ve arkadaşlarının geliştirdikleri Başa Çıkma Tutumlarını Değerlendirme Ölçeği (BÇTDÖ) başa çıkma tutumlarını ve sınıflandırmasını detaylı olarak şekillendirmiştir. Bu sınıflandırma şu şekildedir; soruna odaklı başa çıkma, duygu odaklı başa çıkma ve işlevsel olmayan başa çıkma. Bu üç alt grubun her birinde beşer alt ölçek bulunmakta ve toplam on beş alt ölçekten bahsedilmektedir [11, 86]. Soruna odaklı başa çıkma yöntemleri; durumu iyileştirmek ve stresörü yok etmek için çaba gösteren bir yöntem olan aktif başa çıkma, etrafından öneriler arayan yararlı sosyal destek kullanımı, sorunu çözmek için düşünmeyi içeren planlama, stresör dışındaki durumlarla ilgilenmeyerek çözmeye odaklanan diğer meşguliyetleri bastırma ve aslında pasif bir yöntem olan bireyi uygun başa çıkma durumu oluşana kadar durduran geri durmadan oluşur [11, 86]. Duygu odaklı başa çıkma yöntemleri; çevresinden duygusal destek arayan duygusal

sosyal destek kullanımı, olumlu bakabilmeyi beceren pozitif yeniden yorumlama, olayı

dini yöntemlerle çözmeye çalışan dini başa çıkma, durumun gerçek olduğunu kabullenmiş bir yöntem olan kabullenme ve baş etmek için mizahı kullanan şaka

davranışsal boşverme, ilgisini ve dikkatini başka yönlere çekmeyi içeren zihinsel boşverme, alkol veya maddeye yönelen madde kullanımı, duruma odaklanarak

duygularını açığa çıkaran duruma odaklanma ve duygu dışa vurumu ve mevcut stres halinin gerçekleştiğini reddeden inkar da işlevsel olmayan başa çıkma tutumlarıdır [11, 86]. Bireyler başa çıkma konusunda bir yöntem kullanabileceği gibi aynı zamanda farklı yöntemleri bir arada kullanabilirler. Bazı araştırmaların da söylediği gibi soruna odaklı ve duygu odaklı yöntemler bir arada ya da işlevsel olmayan bir yöntem ile duygu odaklı başa çıkma tutumları birlikte sergilenebilir [12, 82].

Folkman ve Lazarus’un yaptığı çalışmalar sonucu bireylerin stresli durumlarda %98 oranında duyguya ve soruna odaklı başa çıkma tutumlarını birlikte kullandıklarını belirtmişlerdir [82]. Bir takım çalışmalar bireyin içinde bulunduğu stresli durum ile kullandığı başa çıkma tutumu arasında bir entegrasyon bulunmasını vurgulamıştır. Soruna yönelik başa çıkma tutumlarının içinde bulunulan durumun kontrol edebildiği zamanlarda daha etkin olduğu, duyguya yönelik tutumların ise kontrol edilmesi güç olan durumlarda daha etkin ve olumlu sonuçlar doğurduğu belirtilmiştir [81, 87].

Başa çıkma tutumları ile ilgili birçok araştırma yapılmış ve her tutumun bireysel farklılıklarla özgün şekillendiği belirtilmiştir. Bireyleri yaş, cinsiyet gibi özelliklerinin, hastalığa sahip olma durumlarının ya da yaşadığı ortam, çevre faktörünün başvuracağı başa çıkma tutumu üzerinde etkisinin yadsınamayacağı vurgulanmıştır [81]. Bir çalışma erkeklere kıyasla kadınların duygu odaklı başa çıkma tutumlarına daha çok başvurduğunu söylemektedir [88]. Ancak henüz başa çıkma tutumlarını kullanma ile cinsiyet arasında anlamlı bir ilişki olduğu söylenememektedir [82]. Araştırmalar stresli durumlar yaşayan bireylerin %80 kadarının başa çıkma tutumlarını doğru kullandığını ve başa çıkabildiğini belirtmektedir. Ancak başa çıkmayı deneyip olumsuz sonuçlar gören bireylerde (yaklaşık %10-30) başarısız başa çıkmanın psikiyatrik problemler doğurduğu görülmüştür [89]. Bu psikiyatrik problemlerin genel olarak kaygı bozuklukları, anksiyete, depresif bozukluklar ve somatik yakınmalar olduğu belirlenmiştir [90, 91].

Başa çıkma tutumlarının yetersizliği benlik saygısında azalma, madde kullanımı ve intihar gibi davranışlarla ilişkilendirildiği için, bireylerin kullandığı başa çıkma

tutumunun belirlenmesi stresi yönetme hedeflerinin belirlenmesinde ve özellikle terapötik etkinin izlenmesi açısından önemli olduğu vurgulanmaktadır [11, 90].

2.5. Depresyon Hastalarının İyileştirilmesinde Ruh Sağlığı ve Psikiyatri

Benzer Belgeler