Yeni teşvik sisteminin 4 boyutu var
Şubat 22, 2012 - 5:15:09
Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz, yeni teşvik sisteminin belli bir tarihe kadar geriye dönük olarak da işleyeceğini belirtti.
Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz, yeni teşvik sisteminin belli bir tarihe kadar geriye dönük olarak da işleyeceğini belirterek, ''Yeni teşvik sistemi çıksın diye sakın sakın kimse beklemesin, yatırımlarına devam etsinler. Bu teşvik sistemi çıktığında onlar da zaten kapsanmış olacak'' dedi.
Yılmaz bir televizyon kanalında katıldığı programda çeşitli konulardaki soruları yanıtladı.
Bakan Yılmaz, ''Devlet destekleri yeni teşvik sisteminin içine alınacak beklentisi var ayrıntılar neler'' şeklindeki soruya karşılık, devlet yardımlarının büyük bir çerçeve, teşvik sisteminin de bunun bir parçası olduğunu söyledi.
En son 2009'da yeni bir teşvik sistemi ilan ettiklerini ve bu sistemin genel teşvikler, büyük ölçekli projeler ve bölgesel teşvikler şeklinde 3 ayağa oturduğunu hatırlatan Yılmaz, şu anda yaptıkları çalışmalarla gerçekten kavramsal yapısı güçlü olan bu sistemi biraz daha rafine ettiklerini, bunu yaparken de bir taraftan cari açık konusuna eğildiklerini bir taraftan da bölgesel boyutu
güçlendirdiklerini ifade etti.
Cevdet Yılmaz, ''Bu, cari açığa ne kadar çare olacak peki'' şeklindeki soruya cevap verirken de hiçbir enstrümanı tek başına bir sorunu çözecek diye görmemek gerektiğine işaret etti.
Cari açığın kurla, makro ekonomik politikalarla, ticaret, gümrük ve enerji politikalarıyla ilişkili olduğuna dikkati çeken Yılmaz, ''Yerli yenilenebilir nükleer enerji üretmeden orta uzun vadede cari açığı halledebilir miyiz- Geçen sene cari açığımızın 3'de 2'si enerjiden kaynaklandı. Teşvik politikası cari açık sorununun giderilmesi yönünde katkıda bulunacak
ama tamamen bu teşvik sistemiyle çözülecek diye hiçbir zaman iddia etmedik. Değişik politika alanları var bunların hepsinin bileşmesiyle cari açık daha olumlu bir noktaya doğru gelecek'' dedi.
Yılmaz, bunun ne kadarlık bir zamanda görülebileceğine ilişkin soru üzerine de çok net bir hesaplarının olmadığını, ama en az bir iki sene sonrasını düşünmek gerektiğini söyledi.
Stratejik sektörler sistemin yeni ayağı
Bakan Yılmaz, ''stratejik sektörlerden bahsediliyor hangileri bunlar'' diye sorulmasına karşılık da şunları kaydetti:
''Yeni sisteme bir de stratejik sektörler kavramı giriyor ve teşvik sistemi dört ayaklı hale geliyor. Stratejik sektör dediğimiz; Türkiye'nin ithal bağımlılığı yüksek olan sektörler. Bizim ithalatımızın yüzde 70'ini ara malları oluşturuyor yüzde 13'ünü tüketim malları, geri
kalanını yatırım malları oluşturuyor. Daha önce yapılmış girdi tedarik sisteminden ve diğer çalışmalardan da hareketle ithal bağımlılığımız fazla olan alanlara daha güçlü destekler veriyoruz. Bu yatırımlar hangi bölgede yapılırsa yapılsın, belli bir ölçekte olmaları ve belli katma değer içeriğine sahip olmaları şartıyla bunlara oldukça güçlü destekler vereceğiz.''
Yeni teşvik sistemine ilişkin sürecin 1-2 hafta içinde tamamlanacağını da söyleyen Yılmaz, teknik düzeyde çalışmaların olgunlaşmış durumda olduğunu, bundan sonra bir takım siyasi tercihler, değerlendirmeler yapılması gerektiğini ifade etti.
Yılmaz, ''nedir bu siyasi tercihler'' diye sorulması üzerine de her teknik çalışmanın alternatifleri olduğunu belirtti ve ''Bir konuyu 10 gruba da ayırabilirsiniz 7 gruba da ayırabilirsiniz, yüzde 50 de verebilirsiniz desteği yüzde 80 de verebilirsiniz, değişik maliyetleri olur işte bu tür teknik alternatifler arasında tercihler yapılması lazım'' dedi.
Yılmaz, sektöre göre vergi indirim oranlarının farklılaşıp farklılaşmayacağına ilişkin soruya da
''farklılaşabilir tabi'' yanıtını verdi. Yılmaz bu aşamada net birşey söylemenin doğru olmayacağını da dile getirdi.
İşadamlarına çağrı
Bakan Yılmaz, ''Yeni yatırım yapan iş adamının eski yatırımına teşvik gelecek mi'' sorusuna cevap verirken de ''Tabi, belli bir tarihten itibaren başlatacağız bu sistemi. Yani geriye dönük olarak başlamış olacak. Dolayısıyla yatırımcılar sakın bu teşvik sistemini bekleyip yatırımlarını durdurmasınlar çünkü geriye doğru belli bir tarihten itibaren bu teşviklerden faydalanacaklar'' dedi.
O tarihin ne olduğunun sorulması üzerine de Yılmaz, ''Zannediyorum geçen yılın yaz aylarından itibaren ama net bir tarih hatırlayamadım doğrusu. Her halükarda bugün yatırım yapan bundan istifade edecek. Bu teşvik sistemi çıksın diye sakın sakın kimse beklemesin yatırımlarına devam etsinler bu teşvik çıktığında onlar da zaten kapsanmış olacak'' diye konuştu.
Doğudaki iller açısından nasıl bir teşvik olacağının sorulmasına karşılık da Yılmaz, sistemin 4 boyutu olduğuna işaret etti ve bölgesel kısmı içinde en güçlü desteği doğudaki güney doğudaki illerin alacağını bildirdi.
''GAP büyük oranda tamamlandı''
Kalkınma Bakanı, ''GAP ne zaman tamamlanacak'' şeklindeki soruyu yanıtlarken de şu bilgileri verdi:
''GAP aslında büyük oranda tamamlandı. GAP'ın ana unsurları tamamlanmış durumda yatırımlar, ihaleler yapılmış bir kısım bitmiş bir kısım devam ediyor. Önümüzdeki birkaç sene içinde o klasik GAP yatırımlarını tamamlamış olacağız ama GAP bölgesinin kalkınması bitmeyecek, İstanbul'un,
Antalya'nın kalkınması bitmediği gibi GAP bölgesinin kalkınması da bitmeyecek, yeni bir eylem planıyla yeni bir programla yolumuza devam edeceğiz.''
Van'daki çalışmalar
Yılmaz, Van'a ilişkin bir soru üzerine de şunları kaydetti:
''Hafta sonu Van'daydım. Gerçekten çok büyük mesafe almışız, 30 bine yakın konteyner kurulmuş, 500 milyondan fazla para sırf bu konteynerler için harcandı. Vali ile görüştüm çadırda kalan çok az insanımız kalmış (onlar da birkaç gün içinde konteynerlere
geçecekler) dedi bana. Yalnız evlerinin kapısında yine çadır tutanlar var. Bir kısmı ihtiyaten tutuyor veya evi sağlam denildiği halde belki psikolojik olarak güvenmiyor, yoksa normal ihtiyacı olan bütün insanlarımız için artık çadır kentler kalkıyor ortadan.
Sadece tutmak isteyen evinin bahçesinde çadırını tutuyor. Gerçekten konteyner şehirler oluşmuş çok büyük alanlarda her türlü altyapı hizmeti de sağlanarak ciddi bir
organizasyonla bir çalışma yürüttük ve aşağı yukarı tamamlandı.
Bir yandan da geriye dönüşler başladı. Şu anda Van'a giden otobüslerde, uçaklarda yer
bulunamadığını söylediler bana. Konteynerler yapıldıkça göç edenlerin bir kısım geri dönmüş, eğitim öğretim bittiğinde çok daha yoğun bir geriye dönüş başlayacak. AFAD geçici hizmetleri yürütüyor, TOKİ kalıcı konutları ihale etmiş durumda. Van ve Erciş'te 15 bin civarında konut ihale edilmiş veya edilme sürecinde, inşaatlar devam ediyor. Ağustos sonu inşallah tamamlanacak. Gelecek yıla kalıcı konutlarda girecek insanlar, fakat biz bir taraftan da şunu düşünüyoruz; deprem sonrası kalkınma sürecinin hızlandırılması konusunda bir program yapıyoruz. Yani orada üretkenliği nasıl artırırız, yoksulluk, işsizlik konularına daha fazla nasıl müdahale ederiz diye düşünüyoruz. Diğer taraftan Van ve Hakkari sınır illerimiz, komşu ülkelerle nasıl daha fazla ticaret olur onun arayışı içindeyiz.''
Yılmaz, ''5 milyarlık mı bu kalkınma planı'' şeklindeki soruya yanıt verirken de deprem sonrası yapılan tahsisatların 2,3 milyarı bulduğunu ve bunun 1,1 milyar lirasının harcandığını söyledi. Bakan Yılmaz, deprem sonrasına ilişkin çalışmaların 5 milyar liradan aşağı bir maliyet oluşturmayacağını tahmin ettiklerini dile getirdi.
Cevdet Yılmaz, bu planın ne kadar zamanda tamamlanacağına ilişkin olarak da ''Merkezde bütün kurumları topladım bu konuları tartıştık, yerelde de tüm kesimlerle toplantılar yaptık. Şimdi o bölgeden ya da o bölgeyle ilgili olup Türkiye'nin başka yerlerinde güçlü işadamı pozisyonuna gelmiş insanlarımızla bir toplantı yapacağız ve onlara şunu soracağız;
bizden beklentiniz ne- Özellikle turizm konusunda ne yaparsak yatırım yaparsınız- Ardından bütün verilerimizi başka bazı analitik çalışmalarla birlikte bir program haline
getirip EKK'da tartışacağız, ardından da uygulamaya geçeceğiz'' dedi.
Bakan Yılmaz bu konuda bir tarih verip veremeyeceğinin sorulmasına karşılık da ''1 ay içinde olacağını tahmin ediyorum çok uzamayacaktır'' dedi.
''Telesiyejde kalan bakan''
Bakan Yılmaz, kendisinin hafta sonu Van'da telesiyejde kaldığını gösteren fotoğrafın hatırlatılması üzerine de kentte birçok alanda güvenli olmadığı düşünüldüğü için doğalgaz kullanılmadığını, bu nedenle de elektrik enerjisine aşırı yüklenildiği için sık sık kesintiler yaşandığını söyledi.
Yılmaz, ''Elektriğe aşırı yüklenmenin getirdiği sıkıntılar var ama olsun hiç önemli değil. Bizim o sıkıntıların içine girmemiz, yaşamamız çok önemli. Gittiğimiz yer Abalı Kayak Merkezi idi. Van gölü manzaralı bir kayak tesisi... Bu fotoğraf vesilesiyle bu tesis biraz daha duyulur inşallah'' diye konuştu.
Bakan Yılmaz, muhalefet partilerinin MİT Yasasına yönelik eleştirilerine ilişkin
değerlendirmesinin sorulması üzerine, ''Bunlar aşırı ifadeler katılmak mümkün değil'' dedi.
MİT Müsteşarının soruşturulmasının MİT özel kanununda zaten Başbakanın iznine bağlanmış durumda olduğunu belirten Yılmaz, bunun geçmişte yapılmış bir düzenleme olduğunu, ancak diğer tarafta özel yetkili mahkemelere bir istisna tanıyan genel bir düzenleme bulunduğunu söyledi.
Bu özel düzenlemeyle genel düzenleme arasında bir takım yorum farklılıkları, tartışmalar doğduğunu ifade eden Yılmaz, yeni düzenlemeyle o tartışmalara son verilmiş olduğunu söyledi. Yılmaz, ''Bu düzenlemeyle MİT gibi kritik kurumlarda, kritik konularda Başbakanın iznine tabi kılındı, yani bir anlamda özel düzenleme daha sağlam bir hukuki zemine kavuşturulmuş oldu. Bunu böyle çok abartılı bir yere taşımanın hiçbir anlamı yok'' dedi.
Yılmaz, ''Genelkurmay da o kadar kritik bir kurum değil midir- Hükümet benzer izin sistemini Genelkurmay başkanı için de getirmeyi düşünmüyor mu-'' sorusuna da üzerine de ''O konuda doğrusu hukuki olarak nedir durum, hakim olduğum bir konu değil. Burada esas olan sivil yönetimlerin, hükümetlerin politikalarının ifade edilişine uygulanışına hiçbir vesayet kabul edilemez. Kimden gelirse gelsin, nereden gelirse gelsin meşru hükümetlerin politikalarına müdahalenin kabul edilmesi mümkün değil. Bu konuyla meşru hükümeti devirme iddiasıyla yargılanmayı birbirine karıştırmamak gerekir. Bunları aynı sepete koymak son derece yanlış bir bakış açısı'' yanıtını verdi.
Kalkınma Bakanı ''Kim bu vesayet altına almaya çalışan... Başbakan Erdoğan'ın (seçilmişleri
atanmışlara kul ettirmeyiz) açıklaması var... kim bunlar'' şeklindeki soruya karşılık da şunları söyledi:
''Seçilmişler belli, TBMM'de halkımızın oylarıyla, tercihleriyle seçilen insanlar var ve buradan da hükümetler çıkıyor, meşru hükümetler, seçilmiş hükümetler çıkıyor. Bunlar da belli bir dönem için görev yapıyorlar o dönemin sonunda da gidip halka tekrar hesap veriyorlar fakat diğer kesimler... bu;
bürokratik kesimler olabilir, ekonomik kesimler olabilir, başka güç odakları olabilir, halktan hiçbir yetki almadıkları halde ülkenin kaderini belirleme iddiasında olabilirler, kendilerinden menkul bir takım değerlendirmeler içine girebilirler. Herhangi bir demokraside buna hiçbir şekilde müsaade edilemez..
Hükümetler yanlış yapıyorsa seçime gider hesap verirler, kamuoyu önünde tartışılırlar ama
hükümetleri aşan bir değerlendirme içinde farklı seçilmemiş kesimlerin, demokratik olmayan yapıların nereden olursa olsun hiçbir hakkı söz konusu olamaz.''
Yılmaz, ''Türkiye'de bugün böyle bir demokratik olmayan bir yapı, hükümeti hedef alan bir yapı mı var bürokrasi içinde'' diye sorulmasına karşılık da geçmişte Türkiye
demokrasisinin uluslararası tartışmalarda hep ''vesayetçi bir demokrasi'' olarak tarif edildiğini, ancak bugün son referandumla, anayasa değişiklikleriyle, AB süreciyle son 10 yılda çok ciddi bir mesafe katedildiğini dile getirdi.
Yılmaz, ''Artık Türkiye gerçekten normal bir demokrasi haline geldi ve sivil yönetimlerin tamamen hakim olduğu bir ülke haline geldi bu bazı kesimler tarafından garipseniyor, çünkü geçmişte anormal bir duruma alıştıkları için hükümetler üzerinde değişik vesayet mekanizmalarına alıştıkları için bu normal durum anormalmiş gibi tarif ediliyor ve sivil yönetimin güçlü olması bazılarını rahatsız ediyor''
''Kim bu bazıları- örneğin (cemaatle iktidar kavgası) deniliyor bu mudur-'' şeklindeki soru üzerine de Yılmaz, spekülatif şeylere girmek istemediğini söyledi. Yılmaz, burada esas olanın hukuk devleti ve meşru hükümetler olduğunu söyledi.
Geçmişte belli alanların hükümetlerin görevi, daha hayati görünen alanların ise ''hükümet üstü'' gibi algılandığını belirten Yılmaz, bunun demokratik bir yaklaşım olmadığını ifade etti.
Cezaevindeki vekiller
Bakan Yılmaz, ''muhalefet Başbakanın o sözlerinden hareketle (hapisteki vekiller de seçilmiş) dedi, katılıyor musunuz'' sorusunu yanıtlarken de şu anki durumun güzel bir durum olmadığını, fakat muhalefet partilerinin bu kişileri aday gösterirken mevcut hukuk normlarını bilerek gösterdiklerini söyledi. Yılmaz, ''Burada hükümetin verdiği bir karar söz konusu değil. Bu milletvekilleri aday olurlarken de bu kuralları bilerek aday oldular, hükümete dönük bu eleştiriyi kabul etmek mümkün değil'' dedi.
Yılmaz, ''BDDK ve TMSF başkanlarının yeniden seçilmeleri için bir teklif sunulacağını biliyor muydunuz- Başbakan Yardımcısı bundan haberinin olmadığını ifade etti, bu normal birşey mi'' şeklindeki soru üzerine de ''Olabilir tabi. Demokratik süreçte değişik kanallardan değişik teklifler gelebilir bu bizim hukuk sistemimizde de Meclis hukukumuzda da bir müessese. Kanunlar iki kanaldan gidiyor bir tanesi hükümetten tasarı şeklinde diğeri de milletvekillerinden teklif şeklinde. Bu iki kanal da meşru kanallar.
Orada mutlaka bir tartışma süreci yaşanır sonuçta da Meclisin takdiriyle son nokta konur.''
Kamu İhale Kurumu
Yılmaz, Kamu İhale Kurumu Kanunu'na yönelik soru üzerine de kurumun aslında düzenleyici bir kurum olduğunu ama yasalarından kaynaklanan bir takım sıkıntılardan dolayı uygulamaya fazlasıyla girmiş gibi göründüğünü söyledi.
Cevdet Yılmaz, kurum personeline yönelik operasyona ilişkin de ''Yargılama süreci bitmeden hiç kimse hakkında (suçludur) diyemeyiz, yargılanın sonucunu beklemek gerekir ama ciddi bir takım şeyler var ki epeyce operasyonlar, birşeyler yapıldı. Kim suç işlediyse kim yanlış yaptıysa cezasını görsün. En gelişmiş dediğimiz ülkelerde bile bu konularda yanlışlar olur, maalesef bunları sıfırlamak mümkün değil. Önemli olan bunların üstüne gitmek ve suçluları cezalandırmak. Bu mekanizmaları
işletebiliyorsanız o zaman mesele yok'' dedi.