• Sonuç bulunamadı

Ý Ç Ý N D E K Ý L E R

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "Ý Ç Ý N D E K Ý L E R"

Copied!
32
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)
(2)

KÝLÝS KÜLTÜR ve EDEBÝYAT DERGÝSÝ

KÝLÝS ÞAÝRLER ve YAZARLAR DAYANIÞMA DERNEÐÝ

Üç ayda bir çýkar. Ücretsizdir.

Yýl: 1 - Sayý: 2 Sahibi ve Yazý Ýþleri Müdürü:

Mustafa ALPAYDIN Yayýn Kurulu:

Uður ELHAN Mustafa ALPAYDIN

Sabahattin YARAR Ýrfan Yýlmaz AKSOY

Hasan BÝTKEN Yönetim Merkezi:

Kilis Valiliði Kültür Sanat Evi Okçular Mah. Abdüssemet Sk.

No: 2 - KÝLÝS Ýletiþim:

Mustafa ALPAYDIN 0542 683 30 42

e-mail: malpaydin2003@hotmail.com

www.kisad.org.tr Ön kapak fotoðrafý:

Kilis zeytinliklerinde alibardak çiçekleri

Baský:

Kent Ofset Tesisleri

Þehit Sakýp Mah. Santral Parký Sk.

No: 9H - KÝLÝS Tel: (0.348) 813 12 81 E-posta: kentgazetesi@hotmail.com Grafik tasarým: Mustafa BALTACI

Bilgisayar Tasarým ve Dizgi:

Mustafa SAÐ

Yayýnlanan yazý ve þiirlerini yasal sorumlu- luðu yazarlarýna aittir. Yayýn kurulu yazýlar

üzerinde deðiþiklik yapabilir. Derginin yayýnlanmasý için gönderilen yazý ve þiirler

için telif hakký ödenmez. Yayýmlanmayan yazý ve þiirler iade edilmez.

---500 adet basýlmýþtýr---

Ý Ç Ý N D E K Ý L E R

1- Mustafa Alpaydýn

2- Yücel Yandak Kýn, Serpil Bilgin, Ayþe Mýzrak 3- Mehmet Cemal Çiftçigüzeli

4- Þenel Özköseler

5- Uður Kepekçi, Göher Güler Canýbek, Nesrin Dikbaþ, Venüs Bilister 6- Harika Ufuk

7- Perihan Onat, Gülden Iþýk, Ýrfan Aksoy, Tülay Sarýcabaðlý Þimþek 8- Kifayet Özalpaydýn, Asuman Mete, Yasemin Muhtar Afrýn

9- Uður Elhan, Nezahat Arseven, Aysel Masmanacý, Ömer Faruk Kandemir 10- Pýnar Açýkkol Mahmutoðlu, Gülseren Fedakâr Yalaza

11- Sabahattin Yarar

12- Ahmet Ayaz, Dr. Mustafa Tekçe, Bahittin Biçici

13- Hatice Terlikçi, Sevim Güler, Müzehher Aksoy, Hüseyin Toprak 14- Metin Mercimek

15- Melek Meral, Hülya Salt Taþ, Gülsen Karaisaoðlu, A. Gül Elhan Açýkgöz 16- Hasan Bitken

17- Hasan Bitken, Yýldýz Demirel, Benal Özçelik 18- Mehmet Nacar, Gülay Gesoðlu, Dilek Avcýoðlu 19- Ýrfan Yýlmaz Aksoy

20- Nursel Cengiz Seçer, Nurgül Ekeke, Nilgün Ýnanç, Leyla Koçak 21- Þule Aydýn, Lale Türkoðlu

22- Mustafa Alpaydýn, Nevin Aktekin Gülfýrat 23- Adviye Ertekin Yüksel

24- Mehmet Abdülhamit Tektuna

25- Zerrin Bozkaya, Hülya Çapar, Muzaffer Çelik, Mehmet Karakaþ 26- Mehmet Karadaþ, Þükran Bayrak

27- Zehra Eraslan

28- Hülya Baþoðlu, Hülfet Býldýrký Kýrtýloðlu, Ahmet Elmalý (Anma)

=TEÞEKKÜR=

Baský Tarihi: 10 Nisan 2022

Yardým ve baðýþlarýnýzý “Kilis Þairler ve Yazarlar Dayanýþma Derneði”mizin

Ýþbankasý Kilis Þubesi nezdindeki hesabýna gönderebilirsiniz.

IBAN No:

TR94 0006 4000 0016 3200 889 044

(3)

Mustafa ALPAYDIN

M E R H A B A !

ilis kültür ve edebiyatýnýn tanýtýlmasý ve yeni kuþaklara aktarýlmasý düþün- cesi ile yayýn hayatýna baþlayarak 5 Ocak 2022 tarihinde sizlere merhaba dedi- ðimiz dergimizin elinizde 2. sayýsý var. Þimdi dergimiz hakkýnda söylenenleri gözden geçir- menin, ne oldu diye düþünmenin ve bu konu- da fikir yürütmenin zamaný.

Kilis kültür ve edebiyat dergisini yayýn hayatýna geçirmeyi 2021 yýlýnýn sonbahar aylarýnda Kilis Þairler ve Yazarlar Derneði Yönetim Kurulunda bulunan arkadaþlarýmýzla kararlaþtýrarak üyelerimiz ile yaptýðýmýz gün- lerce süren toplantýlar ve istiþareler sonucun- da hedeflerimizi belirlemek suretiyle kendi- mize bir yol haritasý çizdik.

Bu arada beraber yola çýktýðýmýz edebiya- ta gönül vermiþ “Kilisli Þairler” grubu ile

“Kilis Þairler ve Yazarlar Dayanýþma Der- neði” üyelerine ve Dergimiz Yayýn Kurulunda bulunan kadirþinas dostlarýma gönülden te- þekkürlerimi sunuyorum.

Elele vererek bu güzel çalýþmaya harika paylaþýmlar ekledik. Baþlarken biz bize oldu- ðumuz Kilis Kültür ve Edebiyat Dergimizde okurlarýmýzýn da katýlmasýyla büyüyerek edebiyat dünyasýnda kendimizden bahsettir- meyi baþardýk.

Þimdi “Kilis Kültür ve Edebiyat Dergi- si” okurlarýndan geride býraktýðýmýz bu iki sayýmýz için kýymetli yorumlarýný bekliyoruz.

Ýlk sayýmýz için sizlerden gelen övgü, tepki ve önerileri ayrý ayrý deðerlendirdik, talepleriniz üzerine dergimizin baský adedini iki katýna çýkardýk, içerik ve tasarýmda deðiþiklikler yaptýk. Sizlerden gelen her türlü geri dönüþ bizim için çok kýymetli. Gelen elektronik postalarý ve mesajlarý deðerlendiriyor ve cevaplamaya gayret ediyoruz. Neler yaptýk, neler yapmalýyýz ve neredeyiz muhasebesini siz okuyucularýmýzla beraber yapmak isteriz.

Görüþ ve önerilerinizi malpaydin2003@

hotmail.com adresimize yazabilir, yayýnlama- mýzý istediðiniz hikaye öykü ve makaleleriniz ile þiirlerinizi bize yollayabilirsiniz.

Kalýn saðlýcakla.

K

(4)

BÜKER

Eksildik bir bir Eksildik yýl yýl

Eksildi sevenler ve sevdiklerimiz.

Ýki kanadýmýz vardý Birini kýrdýk meselâ.

Meselâ yaþ arttý da Biz eksildik.

Tavanda gördüðümüz gece hülyalarý, Tabanlarý yaðladý meselâ.

Eksildi saç tellerimiz, Siyahý, kahvesi eksildi Beyaza döndü meselâ.

Eksildi sofrada kaþýk, tabak, Çiçeksiz kaldý camdaki çanak, Gamze de vermiyor yanak, Gülüþümüz eksildi meselâ.

Çocukken baktýðýmýz, Aya selam çaktýðýmýz, Geceye beraber aktýðýmýz Yýldýzlar eksildi meselâ.

Baþýmýzý okþayan, Yerimizi yoklayan, Üþüyünce ýsýtan Eller eksildi meselâ.

Bayramý bayram kýlan, Baklava börekler açan, Misafiri kucaklayan,

Anneannem, babaannem eksildi meselâ.

Uzundu eskiden günler,

Çocuktuk oynardýk þendi her yer, Okula koþtuðum pazartesiler

eksildi meselâ.

Güvendiðimiz yüce daðlar, Öldü gitti onca saðlar, Ara sýra gözler aðlar, Gücümüz eksildi meselâ.

Oy benim deli çaðým, Deli aþklar yaþadýðým, Yemiþ de vermiyor baðým, Gençliðim eksildi meselâ.

Ayþe MIZRAK

EKSÝLDÝK BÝR BÝR

Kuþ olup süzülsem semalarýna Ýlezi'ye Þýhmansur'a Gavurbaðlý'ya Kerkezlik, Gövdeniz, Resul Osman'a Karataþ'ýn kayasýna konasým gelor Murtaza'nýn suyu coþkun akardý Baharda Karataþ dolar taþardý Akpýnar'da ne kilimler yýkandý Zamhalý'dan kana kana içesim gelor Nisan, mayýs kýþlýk peynir alýrdýk Acir kuruturduk yaprak basardýk Kazan, kazan ne dolmalar yapardýk Leylit’te seybana edesim gelor

Þümbül þümbül buðday gelir kaynardý Herkes iþin bir ucundan tutardý Temir üðüterek bulgur yapardý Kavurga kavurup yiyesim gelor Yaz gelip geçmeden halleler kaynar Salçalar biberler kuru dolmalar Turþular kurulur dolar carralar Karma katma katýp yiyesim gelor Bað zamaný hep baðlara çýkardýk Haymeler yapardýk çadýr kurardýk Göðeçýkan, yýldýzdöken atardýk O güzel günlere gidesim gelor

Þirelik üzümler gelirdi baðdan Teþt, sini toplardýk konu komþudan Çocuklar, gelinler sanýrsýn bayram Çangalý hapsaya banasým gelor Yabanda yazýda zeytinci kaynar Toplanýr zeytinler dolar çuvallar Mahserede sýran gelir sýkarlar Taze zeytle zahter yiyesim gelor Kýþ gelince bir odaya dolardýk Sobayý yakardýk tandýr kurardýk Sucuk bastýk yerdik peçiç oynardýk Haket dinleyerek yatasým gelor

Yücel YANDAK KIN

Gözlerim iliþir siyah/beyaz resimlere Baktýkça her karesi dokunur kalbime Can özüm, ruhum sevdiðim uzaklarda Gözlerim buðulu dalar o çok uzaklara Duygularým özlemlere göz yaþý döker.

Her nefeste hasretinle yaþlanýr ömrüm Güzel günlerin anýsýnda avunur gönlüm Hep dualarýmda kavuþmamýzý dilerken Haykýramadýðým anýlarýma saklarým seni Yüzün aklýma, bebekliðin kalbime düþer.

Gözlerin yine dalýyor uzaklara diyorlar Hüzün çöker susarým la'l olur dillerim Gözlerim dalar da göremez özlediðini Burulurken yüreðim, depremle sarsýlýr Hasret yakar yüreðimin soluna çöker.

Evlat sevgisi kalbimde dünyalar kadar Hasretinin dalgalarý özlemlerime akar Gecelerin kör karanlýðýnda içimi yakar Yüreðimin iklimlerinde çeþitlenir daðlar Duygularýmýn çýkmazýnda belimi büker.

Serpil BÝLGÝN

TOPRAÐIM

KÝLÝS

(5)

ehmet Çetin'in þiir kitabýnýn ismi Kaf Daðýna Bakan Ayna, ayný ikinci þiir kitabý Sessiz Bir Gidiþ Gazeli (A Sanatlar Ankara 2021 Ka- sým) gibi. Nazým Hikmet'in dedesi Nazým Paþa diyor ki: “Be biz Osmanlýyýz, biz de adam çoktur.” Bunu yaþayýnca kendi kendime mýrýldandým, “Be biz Kilisliyiz, bizde adam çoktur.” Gerçekten bizde adam çoktur; Ruhi Efendi ve Celal Paþa 18., Fasiha Haným 19. Yüzyýldan bu yana, bize yansýyor þiirleriyle. Sadrazam Çakallý Ömer Efendi de devlet adamý olarak öyle. Bir baþka Devlet Adamý Ne- dim Ökmen'in divaný olduðunu çok kimse bilmiyor.

Mehmet Çetin'in hazýrladýðý Öðretmen Þiirleri Antolojisi ve sonra Tanzimat'tan Günümüze Türk Þiir Antolojisi'ndeki (4 cilt) Seyfettin Baþcýllar'ýn þiiri akranlarýy- la boy ölçüþecek kadar ilerde. Onca Kilisli akademisyen, edip, alim, yazar, mütercim, bakan, kanaat önderi, sivil toplum liderle- rini say say bitmez.

ÞAÝR MEHMET ÇETÝN’DEN ÞAÝR MEHMET ÇETÝN’DEN GERÝYE KALAN

GERÝYE KALAN

Benim aziz dostum Mehmet Çetin (1956 Kilis-25 Kasým 2020 Ankara) bu isimlerden sadece bir tanesi. Ýstanbul ÝTÝA Basýn Yayýn ve Halkla Ýliþkilerden mezun.

Yöneliþler adýnda bir kültür ve sanat der- gisi yayýnladý. Bürde Yayýnevini kurdu.

Türkiye Yazarlar Birliði ve Mehmet Akif Ersoy Fikir ve Sanat Vakfý ile Anadolu Mektebi yönetiminde bulundu. Kültür Ba- kanlýðý Cumhuriyet kitaplýðý ve Vakýflar Genel Müdürlüðü Yayýn Kurulu'nda yer aldý. Uluslararasý Köroðlu Kültür ve Sanat Festivali'nin kuruculuðunu ve genel koor- dinatörlüðünü yaptý. Leyla adlý öyküsü Mesut Uçakan tarafýndan filme çekildi.

Diðeri de Lanet. Film ve senaryo çalýþ- malarý baþta olmak üzere bazý eserlerinde Mehmet Ferit adýný kullandý. Uzun yýllar Türkiye Demir Çelik Ýþletmeleri ve Tür- kiye Kalkýnma Bankasý uzman basýn mü- þaviri olarak çalýþtý. Emekli olunca (2011) iþçi sendikalarýnda basýn müþaviri, danýþ- man, dergi editörü olarak görev yaptý.

Birlikte Mehmet Akif Ersoy ve Ýstik- lal Marþýmýz hakkýnda iki kitap hazýrla- dýk. Doðumunun 100. Yýlýnda Necip Fazýl Kýsakürek adlý eseri Kültür Bakanlýðýnca yayýnlandý. Son olarak Öz Orman Ýþ Sen- dikasý'nda Genel Sekreter Yardýmcýsýydý.

Ankara'da bir süredir ilik kanseri tedavisi gördüðü hastanede yakalandýðý kovit-19 virüsü nedeniyle 64 yaþýnda vuslata erdi.

Hasta yataðýnda bile 200'e yakýn yerli ya- bancý müellife ulaþarak benim için hazýrla- dýðý “Bir Fikir Emekçisinin 75 Yýlý; Meh- met Cemal Çiftçigüzeli Armaðan Kitabý”, nehir söyleþini tamamladý ama yayýnýný görmeden dünyaya ve hepimize veda etti.

BÝR DERVÝÞ ve BÝR FÝLOZOF BÝR DERVÝÞ ve BÝR FÝLOZOF Mehmet Çetin fikri derinliði, entelek- tüel birikimi olan bir aydýnýmýzdý. Kültür

adamýmýzdý. Sinemada, romanda, antolo- jilerde ve þiirde önde olan bir derviþ ruhlu, filozof yaklaþýmlý, bilge donanýmlý müte- vazi bir kýymetimizdi. Mütevaziliðinden çalýþmalarýndan pek bahsetmezdi. Zaten þiirleri de bu yüzden ortada görülmedi.

Sonra insan odaklý iki kocaman eser ortaya çýktý. Çünkü Mehmet Çetin'in sessiz ama derinden derine insana dair söyleyecekleri vardý.

Sessiz Bir gidiþ Gazeli'nde “Beni do- yuran toprak, bana acýkýr bir gün/ Ha- yat bir emanet mi, kýsa bir nöbet mi- dir?” diye derin bir sorunun cevabýný arar.

Mehmet Çetin yaþanmýþlýklarýný “Aynaya bakmadým bir daha / Arkama bakma- dan aldým götürdüm kendimi / Kendimi ve kendilerimi / Geceye katýlmýþ gölge- ler gibi” diyerek anlatýr. Zaman zaman da kendi kendisiyle dalga geçerek “En bilgiç

insanlarýn meclisinde / Görülmemiþ in- ciler dizerim / En kaba ipliklere” der.

Bunu ironik bir dille söyler, bir yerde ha- yatý sorgular, düþünceyi cas cavlak terk eden hayatýný seyreder. Sonra anlatmayý sürdürür: “Ey tarihsiz, masalsýz, menkýbe- siz / Ey kýssasýz hayat / Gerçekçi ve haki- katsiz ömrümüz / Ve ölümümüz ey!” “Ha- fýzasýz göz yaþlarýmýz / Yetmez / Düþecek hava, su, toprak bulamayan cemrelerimiz / Ey sazýndan ayrý düþmüþ türkülerimiz / Yüreði ve telleri kýrýk sazýmýz ey!”

Mehmet Çetin insan konu olunca bir felsefe hocasý gibidir dizelerinde. Hep Kaf Daðýna ayna tutar böylece. Varý, yoku, boþu doluyu, kargaþayý yani hayatýn her yanýný sorgular, gerçek hazineyi bulmaya çalýþýr. Ýþte bu masal ancak kendimizindir.

Hikmet Aynasý'ný didik didik eder

“Aynaya baktýðýmda / Ýsyan ediyordu ayna ilk defa / Yürekleri saðýr eden bir sükûtla / Aynaya baktýðýmda!” Bir baþka þiirinde ise “Ellerini yaralarýmýzýn üs- tünde gezdir / El deðmemiþ yerlerinde gezdir evrenimizin / En çirkin yer- lerinde yüzümüzün / Deþilmemiþ çýban- larýmýzda kimsenin fark etmediði / Cam kýrýðý hatýralarýmýzda / En yetim yerle-

rini sývazla bahtýmýzýn” derken bunu ha- yata ve masala dair bir son ve baþlangýç olarak deðerlendirir.

OLMAZSA OLMAZ MEKÂN OLMAZSA OLMAZ MEKÂN Kazanýmlarýný ve geldiði yeri tek baþý- na sýkýntýlarý göðüsleyerek gelen Mehmet Çetin'in Baþkentte olduðu gibi Kilis'te de en yakýn dostlarý yine ayný þekilde derin yaraya merhem olmaya çalýþanlardýr, üretenlerdir, düþünen adamlardýr; Mah- mut Kaçarlar, Abdulhamit Tektuna ve Mehmet Yandak, rahmetli Nihat Ferah ve Mehmet Özköylü'dür. Proje üretmekte mahirdir Mehmet Çetin. Memleketine geldiðinde ilk iþi sorunlarý ve yapýlmasý gerekenleri müzakere etmekti. Kilis An- siklopedisi ve Yeni Bir Kilis Tarihi Meh- met Çetin'in projesiydi. Kilis'i yönetenlere takdim etti. Onlar geri dönmediler! Meh- met Çetin Gaziantep Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Yavuz Coþkun'un davetiyle Ne- cip Fazýl Sempozyumu için geldiðimizde yabancý konuklarla birlikte bir Kilis turu düzenledi. Mahmut Kaçarlar mutfak kültü- rümüz ile katký verdi, konuk etti. Ülkemi- zin ve toplumumuzun, þairimizin yüreðin- deki yerde Kilis olmazsa olmazdý. Belki de bir Kilis Ansiklopedisi ýsrarý bu yüzdendi.

Mehmet Çetin nurlarda uyusun. Ýyi ki dos- tum, arkadaþým, bir parçamdý.

Biliyorum Kilisli Þairler ve Yazarlar Derneði'nin Kilis Kültür ve Edebiyat Dergisini görse çok sevinecekti. Hata kay- nak ve kadro salýk veren projesini yöne- time yansýtacaktý. Deðerli þairimiz Musta- fa Alpaydýn aradýðýnda böyle bir düþün- ceye kapýldým. 1960'lý yýllarýn baþýydý.

Mercidabýk Zaferi törenleri çok resmi ge- çiyor, topluma yansýmýyordu. Dr. Meh- met Münip Münipoðlu ile birlikte Gazi- antep Valisi Salih Tanyeri'ni ziyaret ettik.

Ben lisede okuyorum. Mercidabýk projemi- zi anlattýk. Dikkatle dinledi. “Size katký verelim, ancak önce Mercidabýk Zaferi- ni Yaþatma ve Dayanýþma Derneði diye bir sivil toplum kuruluþunu hayata ge- çiriniz. Mevzuata göre verilecek kayna- ðý derneðin amacý doðrultusunda fatu- ralý olarak yayýn, etkinlik, konser vs. bi- çiminde harcarsýnýz” demiþti. Mercida- býk Dergimiz de böylece yayýnlanmýþtý.

Artýk öyle yöneticiler ve Mehmet Çetin gibiler fazla yok. Ama þairlerimiz, yazar ve alimlerimiz, ediplerimiz, aydýnlarýmýz hâlâ var. Neden olmasýn ki? Be biz Kilis- liyiz, bizde adam çoktur.

KAF DAÐINA BAKAN AYNA

M

Mehmet Cemal ÇÝFTÇÝGÜZELÝ

(6)

019 yýlý Mart ayýnýn orta- larý idi. Gaziantep Þehit Kamil Belediyesinden ara- mýþlar ve “Turhan Taþan'ýn im- za etkinliði var, gelir misiniz?”

diye sormuþlar.

Hangi konuda, diye sorma- dým ama “Epeyidir görüþmüyo- ruz Turhan Bey'i görmek için gidelim” dedi.

Daha sonra, gelebilecek mi- yiz, kaç kiþiyiz diye tekrar ara- mýþlar. O zaman sormuþ. Gazian- tepli bestekârlar kitabý olduðunu söylemiþler. “Galiba benim de

eserim var” dedi.

Turhan Bey kitabý yazdýðýnda, Kilis Gaziantep'in ilçesi idi. Kitap yazýlalý çok olmuþ ama ancak basýma girebilmiþti.

Etkinlik 5 Nisan Cuma günü.

Resepsiyon saat yedide... Benim de o gün bir arkadaþa sözüm var.

Arkadaþýn evi yakýn ve gidece- ðimiz güzergâha da uyuyor. Ta-

mam dedim ben arkadaþa gide- rim, beni yoldan alýp geçersiniz.

Saat üç gibi evden çýktým arka- daþa gittim. Daha oturur oturmaz eþim aradý aþaðý in geliyoruz diye.

Antep kaç dakika, saat yediye çok var demenin anlamý yok. Çok mükemmeliyetçi ve garantici idi.

Hemen giyinip indim. Kilis'ten çý- karken hafif yaðmur çiseliyordu.

Gaziantep'e varýnca, etkinliðin yapýlacaðý yeri bulduk. Zar zor park yeri bulup, bir kafeye girdik.

Daha saat ancak dört buçuk...

Telefonum çaldý, oðlum arýyor.

“Anne ne zaman gidiyorsu- nuz?” diye soruyor. “Biz An- tep'teyiz babaný bilmez misin?

Her iþi garantiye almalý.” Oð- lum, “Ýyi ki gitmiþsiniz Kilis sel sele, Kilis-Antep yolu ulaþýma kapatýldý” dedi. Sel sularý araba- larýn boyuna ulaþmýþ ama Gazi- antep'te yaðmurun damlasý yoktu.

Eþimin acelesi iþe yaramýþtý. Ya-

rým saat geciksek gelmemiz im- kânsýzmýþ.

Altý buçuk gibi salona geçtik.

Resim sergisi eþliðinde imza tö- reni baþladý. Turhan Bey kitapla- rýný imzaladý. Öðrendik ki akþam Yýldýrým Bekçi’nin katýldýðý bir de konser var.

Konser salonuna gireceðiz da- vetiyemiz yok. Eþimin ismini du-

yunca bizi protokole buyur ettiler.

Turhan Bey, nota yazýmý için eþime övgülerle teþekkür etti.

Koristlerden bazýlarý kitapta eseri olan bestekârlarýn eserlerini yorumladý. Ben, belki senin eseri de okurlar diyorum.

“Yok yahu birkaç örnek okuyorlar” diyor. Tam biz konu- þuyoruz sunucu, “Kilisli bestekâ- rýmýz Mehmet Ökkeþ Özköseler aramýzda” dedi. Kýsa bir tanýtým- dan sonra, “ÖYLE BÝR ADI VAR DÝLLERDE GEZER” söz Halit Çelikoðlu, beste Mehmet Ökkeþ Özköseler, sanatçýmýz Yýldýrým Bekçi okuyor” dedi.

Ne güzel bir sürpriz oldu.

Hatta Yýldýrým Bekçi, “Erken haberim olsaydý kasetime okur- dum” dedi, þarký çok beðenildi.

Ne kadar üzülsem faydasý yok.

“Geçmiþ zaman olur ki, hayali cihan deðer.”

Þenel ÖZKÖSELER

GEÇMÝÞ ZAMAN OLUR KÝ HAYALÝ CÝHAN DEÐER

2

(7)

Yer sarý, toprak sarý, Aðaçlar sapsarý, Heryer saman sarýsý,

Yerdeki gökte, gökteki yerde, Sarý gitmiþ harman yerine, Arpa baþaklarýný boyamýþ sarý sarý Aðaçlarda kayýsý sararmýþ, tatlanmýþ Emek büyük, iþ yapan göçerler, Yaralý gönüller, yorgun eller Benizleri sarý, hasta görüntülüler....

Sarý bambaþka doðuda;

Bereketli topraklar, balya balya samanlar, Emek demek, büyük çaba gerek,

Aþ demek, yoldaþ demek...

Güneþin batýþýndaki sarýlýk, Kaplar ekin demetlerini...

Gözlerimi dikince ufkun sarýlýðýna, Demet demet ekinler,

Adeta biçerle dans ederler...

Venüs BÝLÝSTER

ÇANAKKALE DESTANI

ADINI HAYKIRMAK ÝSTÝYORUM

Biliyor musun

Adýný haykýrmak istiyorum.

Yankýlansýn daðlar taþlar Ýnim inim inlesin Eþlik etsin sesime Uçan kuþlar

Cümle alem dinlesin Adýný haykýrmak istiyorum.

Baðýrayým

Avazým çýktýðý kadar Boðazým yýrtýlana

Kulaklarým patlayana kadar Sesimi duyurmak istiyorum Evreni sevgiye doyurmak istiyorum Òmrümün sonuna kadar

Son nefesimde

Adýný haykýrmak istiyorum.

Umurumda mý kýþ, yaz, bahar Yüreðimdeki sevgi dünyalara deðer Ecel gelip beni bulmazsa eðer Adýný haykýrmak istiyorum.

Gelip bana sevgiyi sorsunlar Açýp yüreðimi içini görsünler Ýster sözleriyle beni vursunlar Adýný haykýrmak istiyorum.

Varsýn bana deli desinler Hakir görüp garip bilsinler Ýsterse arkamdan gülsünler Adýný haykýrmak istiyorum.

Göher GÜLER CANIBEK Yurdumuzu düþmanlar iþgal etti ve azdý

Çanakkale’de ecdat büyük bir destan yazdý Yedi düvel düþmana derin bir mezar kazdý Kanlar ile yazýldý Çanakkale destaný Düþmanlar çok güçlüydü topu tüfeði çoktu Türk milletine karþý duracak gücü yoktu Ýþgalci çizmeleri sinemizde bir oktu Kanlar ile yazýldý Çanakkale destaný Düþmanlar birlik oldu çevremizi kapladý Gazi Mustafa Kemal ordusunu topladý Bunu gören düþmanýn yürekleri hopladý Kanlar ile yazýldý Çanakkale destaný Çanakkale içinde nice olaylar oldu Karýþ karýþ her toprak akan kanlarla doldu Çanakkale ecdada cennete giden yoldu Kanlar ile yazýldý Çanakkale destaný

Uður KEPEKÇÝ

KUTSAL SARI

DELÝ AÞIK

hasret kaldým aðýz dolusu yârim demene his dünyanda nadide bir yer açýp sevmene yolun gözlerken tüneldeki ýþýk olmana üþüyen þu gönlüme bahar tadý vermene

gönlümü fethetmeye kâdir câna yetmedim huzursuz geçen günlerden þikayet etmedim heyhat! içimi susturmaya çare bulmadým karþýsýna çýkaran kadere de küsmedim belki tasavvurumun kýrýk oyuncaðýydým belki de iç dünyamýn ters ördüðü aðýydým belki ýþýk saçan hâlenin kandýrdýðýydým tut ki sevda romanýnýn deli aþýðýydým

Nesrin DÝKBAÞ

(8)

ize hayatýn güzelliklerini, zorluklarýný, acýlarýný, se- vinçlerini, kederlerini gösteren ozanlarýmýza saygýmýz sonsuzdur. On- larýn sayesinde gönül gözümüz açýldý, hayata at gözlükleri ile bakmaktan kurtulduk. Âþýk-ozan deyince ilk aklý- ma gelen isimlerden biridir Âþýk Vey- sel...”Uzun ince bir yoldayým gidiyo- rum gündüz gece…” diyen ozanýmýz görmeyen gözlerine raðmen gönlünün ýþýðýyla gecelerini de gündüze çevir- miþtir.

Âþýk Veysel Þatýroðlu, 25 Ekim 1894 yýlýnda Sivas'ýn Þarkýþla ilçesinin Sivrialan köyünde doðmuþtur. Avþar boyunun Þatýrlý obasýna mensuptur.

Annesinin adý Gülizar, Karaca lakaplý babasýnýn adý da Ahmet'tir. Karaca Ahmet köyünde çiftçilik yapar. O sý- ralar çiçek hastalýðý salgýndýr. Vey- sel'in iki ablasý çiçek hastalýðýndan ölürler. Veysel de yedi yaþýndayken çiçek hastalýðý yüzünden iki gözünü kaybeder. Veysel bu olayý þöyle an- latýr:

“Çiçeðe yatmadan evvel anam güzel bir entari dikmiþti. Onu giyerek beni çok seven Muhsine kadýna göster- meye gitmiþtim. Beni sevdi. O gün ça- murlu bir gündü, eve dönerken ayaðým kayarak düþtüm. Bir daha kalkama- dým. Çiçeðe yakalanmýþtým... Çiçek zorlu geldi. Sol gözüme çiçek beyi çýktý. Sað gözüme de, solun zorundan olacak, perde indi. O gün bugündür dünya baþýma zindan.”

Veysel'in gözlerini kaybettikten sonra arkadaþlarýyla oyun oynamayýp yalnýz kaldýðýný gören babasý ona oyalansýn diye bir saz alýr. Babasý halk ozanlarýnýn þiirlerini ezberleyerek Veysel'e okur. Saz çalmayý ise Vey-

sel'e Çamþýhlý Ali Aða öðretir. Za- manla sazýný yanýndan ayýrmaz olur.

Tanýnmýþ halk ozanlarýnýn eserlerini (ozanlarýn tabiriyle usta malý) çalýp söyler. 25 yaþýna geldiðinde Esma adlý bir kýzla evlenir. Evlendikten kýsa bir süre sonra Veysel annesini ve babasýný kaybeder. Bir kýzý olur. Ýkinci çocuðu ise 10 günlük bebekken ölür. Esma, Veysel'i bir yaþýndaki kýzýyla baþ baþa býrakarak kaçar.

Âþýk Veysel, 1933'te Ahmet Kut- si Tecer ile tanýþýr. Bazý insanlarýn hayatlarýnda kilometre taþý olan kiþiler vardýr. Ýþte Ahmet Kutsi Tecer de Âþýk Veysel'in hayatýnýn dönüm noktasýnda yer alýr. O güne kadar usta malý eserler çalýp söylerken onun teþvikiyle kendi þiirlerini yazar ve besteler. Babasý saz almasaydý, karþýsýna Ahmet Kutsi Te- cer çýkmasaydý bu önemli deðer belki de köyde yitecekti ve biz Veysel'i tanýyamayacaktýk. Düþünüyorum da Anadolu'muzda bugüne kadar kim bilir ne deðerler keþfedilmeden kay- bolmuþlardýr.

Âþýk Veysel, bir süre Köy Enstitü- lerinde öðretmenlik yapar. 1965 yýlýn- da Türkiye Büyük Millet Meclisi

“Ana dilimize, birlik beraberliðimi- ze hizmetlerinden ötürü” özel bir ka- nun çýkartarak Veysel'e maaþ baðlar.

Âþýk Veysel, dili ustalýkla kullanýr.

Türkçesi yalýndýr. Þiirlerinde yaþama sevinci ile hüzün, umutsuzlukla iyim- serlik iç içedir. Doða, toplumsal olay- lar ve insan sevgisini iþlemiþtir. Ýnce eleþtiriler taþýyan þiirleri de vardýr.

1970'li yýllarda Fikret Kýzýlok, Esin Avþar, Hümeyra gibi deðerli müzis- yenler Âþýk Veysel deyiþlerini düzen- leyerek yaygýnlaþtýrýrlar. Böylece Veysel daha geniþ kitlelerce tanýnýr.

21 Mart 1973'te doðduðu yerde yani Sivas'ýn Þarkýþla ilçesinin Siv- rialan köyünde ölümsüz eserler býra- karak akciðer kanserinden hayata göz- lerini kapar. Âþýk Veysel iki kapýlý bir handa gündüz gece yol aldýðý ömrünün çýkýþ kapýsýna geldiðinde Türk Halk Edebiyatýna “Deyiþler”, “Sazýmdan Sesler”, “Dostlar Beni Hatýrlasýn”

adlý muhteþem eserler býrakmýþtýr.

Ölümünden sonra “Bütün Þiirleri”

1984 yýlýnda yayýnlanýr. Her yýl Þarkýþla'da adýna þenlikler yapýlýr.

2008 Kasým sonu Aralýk baþýnda Kültür ve Turizm Bakanlýðýnýn Si- vas'ta düzenlediði etkinliðe Çukurova Halk Ozanlarý Kültür ve Dayanýþma Derneði Baþkaný olmam sýfatýyla davet edilmiþtim. O zaman Âþýk Veysel'in köyüne de götürdüler. Âþýk Veysel Müzesini gezdirdiler. Kýzý, gelini ve torunlarýyla tanýþma imkâný buldum.

Orada duygulanarak üç kýtalýk bir þiir yazdým ve kýzýna okudum. Çok mutlu oldu. Âþýk Veysel'in ve Gülizar Ha- ným'ýn mezarlarýný ziyaret ettim.

Orada yazýp ailesine de okuduðum aþaðýdaki “Âþýk Veysel” þiirim “Ço- cukluðum Sende Kaldý Ýstanbul”

adlý kitabýmýn 77. sayfasýnda yer alýr.

Sevgili ustam sazýn sana sadýk oldu ve gizli sýrlarýný aþikâr etmedi, dost- larýn düðünde bayramda seni hatýrla- madý çünkü sen hiç unutulmadýn ki hatýrlanasýn. Sen sonsuza dek gönülle- rimizde yaþamaya devam edeceksin.

Harika UFUK

ÝKÝ KAPILI BÝR HANDAN ÂÞIK VEYSEL GEÇTÝ

B

ÂÞIK VEYSEL

Sivas Sivrialan köyünde doðan, Âþýk Veysel bizde ebedi yaþar.

Sanki bir güneþtir kültüre doðan, Âþýk Veysel bizde ebedi yaþar.

Dünya malýnýn bir, çok ile azý, Bazen neþe verir, dert verir bazý, Her derdine ortak, dostuydu sazý, Âþýk Veysel bizde ebedi yaþar.

Yüce usta demiþ: Hatýrla beni!

Harika unutmaz Veysel'im seni, Toprak olsa bile bedeni, teni, Âþýk Veysel bizde ebedi yaþar.

Harika UFUK

(9)

Bahçemin çiçeði sevgili Bilge’m, Hayatýn yollarý yormasýn seni.

Güllerin yeþerip açýnca her dem, Zalimin dilleri sormasýn seni.

Sevgiyi, dostluðu saðlayýp da coþ, Sevinci sevince baðlayýp da koþ, Gönül pýnarýnda çaðlayýp da coþ, Baharýn sisleri sarmasýn seni.

Gönlün sevgiyi neþeyle içsin, Yediveren güller baðýnda açsýn, Gözünün ýþýðý aydýnlýk saçsýn, Kaderin taþlarý vurmasýn seni.

Ýlim, bilim versin sana fazilet, Yüreciðin dersin çokça hamiyet, Becerin göstersin birçok meziyet, Kötünün kem gözü görmesin seni.

Adalet terazin doðruluk dolsun, Fakire, mazluma þefkatin olsun, Bilge, daðarcýðýn irfanla dolsun, Hayatýn yokuþa sürmesin seni.

Ýrfan AKSOY

SÖYLE KÝM SEVER SENÝ

Gözleri güzel yârim geliver sen yanýma Kor dudaklarýn gülsün kollarýn sarsýn beni Ýþveli bakýþýnla can katarsýn canýma Kor dudaklarýn gülsün kollarýn sarsýn beni Benim sevdiðim gibi, söyle kim sever seni.

Sana gönül vereli ne yerde ne gökdeyim Birgün görmezsem eðer sanki cehennemdeyim Mecnun'a döndüm artýk bilmiyorum nerdeyim?

Kor dudaklarýn gülsün kollarýn sarsýn beni Benim sevdiðim gibi söyle kim sever seni.

Kapýldým bu sevdanýn çýlgýn esen yeline Koklasam, yüzüm sürsem saçýnýn her teline Kapýldým gidiyorum ben bu aþkýn seline Kor dudaklarýn gülsün, kollarýn sarsýn beni Benim sevdiðim gibi söyle kim sever seni.

Perihan ONAT

ÞANIM HELÂLDÝR

Vatan derim namus derim can derim Uðruna döktüðüm kaným helâldir Bastýrmam yurduma er oðlu erim Bir nefes yaktýðým caným helâldir Rüzgâr esip dursun salýnsýn söðüt Anamdan atamdan almýþým öðüt Onbeþli desinler yiðidim yiðit Dönüp de baktýðým aným helâldir Çanakkale'm suyun çaðlayýp akar Anam ellerime kýnalar yakar Yavuklum gözüme sevdayla bakar Gönüle ektiðim günüm helâldir Vatan sevgilidir eylesin edâ Kýnalý kuzuyuz canýmýz feda Sýrtýmýzda aba ederiz veda Kývýrýp büktüðüm dünüm helâldir

Vatan sevdasýna sevda katarýz Göz dikenin gözün oyup atarýz Vurulup düþersek þehit yatarýz Yazgýmdan çektiðim ünüm helâldir Namerdin elinden hiç su içilmez Düþmanýn önünden dönüp kaçýlmaz Yol vermeyiz ÇANAKKALE geçilmez Vurulup çöktüðüm yönüm helâldir Gece karanlýkta sabah seherde Kurþunun kurþunu deldiði yerde Eyleyin üstüme bayraðým perde Düþürmem diktiðim þaným helâldir Varsýn kan çiçeði açsýn vataným Bu vatan uðruna yerde yataným Bilin emaneti ben ki Ataným Savurup yýktýðým hâným helâldir

Tülay SARICABAÐLI ÞÝMÞEK

TORUNUM BÝLGE’YE

HER ÞEYE RAÐMEN

Görmemizi terk etmedik henüz

Yarýnlarýmýza karanfil ektik ihtimallerden Nasibin en güzelini diledik hep

Yakýp yýkan ihanetleri geçmiþe býraktýk Karanlýðýn gölgelerine inat

Uçurtmalara benziyor umutlarýmýz

Güvercinlerimiz gökyüzünde Et týrnaktan ayrýlmaz misali Kardeþliðimiz baki.

Yalan rüzgârýndan koptu fýrtýna

Sýrtýmýzdan vurdularsa da düþman olmadýk Selam vermeye sebeplerimiz çok

Derilmedik ayrýk otlarýyla Hiçliðimize yetiyor kýrgýn anýlar Terk ettiðimizde kendimizi Kýyýlarýmýza açýlýr özgürlük Sorgulu inandýðýmýza baðlandýk

En Ýnce yerimizden düðümlüyüz

Kaçmayýz yalnýzlýðýmýzdan Acýlarýmýzýn saklandýðý duygular Bir fincan kahve hatrýna þiire düþer de Cam kýrýklarýmýzý beraber toplarýz Söz aldýk bizliðin çaðrýsýndan

Gülden IÞIK

(10)

uran, sevgili arka- daþým. Gözle- rim maziye dalý- verdi birden. Ýlkokulu beraber bitirmiþ dostlu- ðumuzu koparmadan bu günlere gelivermiþtik.

Ortak dostlarýmýzýn da olduðu bir gün Nuran hepimizi bað evinde toplamýþtý. Doða ile iç içe olmak hepimize iyi gelmiþti. Yeþilliklerin güllerin içinde her birimiz bir çiçek olmuþtuk sanki. Þiirler okuyor þarkýlar söylüyorduk. Ara- ya serpilen fýkralara katýla katýla gülüyor, aný yaþýyorduk.

45-50 yaþlarý arasýndaydýk. Bir ara arkadaþým yýllarý tuta- madýk yaþlandýk dedi. Ben hemen devreye girdim. Hadi caným sen de dedim. Ben daha 18’deyim. Bunu nereden çýkardýn diye çýkýþtým.

Baþýmý yana çevirince arkadaþýmýn kýzý Feyza ile göz göze geldim. 18-19 yaþlarýndaydý. Bir ona bir de bana baktým. Aradaki farký görüyordum. O incecik bir dal, ben ise aðaca dönüþüyordum. Hüzünlendim istemeden. Eve geldiðimde etkisi hâlâ üzerimdeydi. Bir ara aynaya takýl- dý gözüm, saçlarýmýn arasýna saklanan aklarý, yüzüme ya- vaþ yavaþ yerleþen çizgileri gördüm. Nasýl da 18'liktim.

Acý acý güldüm ve kalemi elime alýp “Gençliðe Öz- lem” þiirimi yazdým. Her þiirin mutlaka yaþanmýþlýðý olu- yor. Yaþamadan, hissetmeden þiir þiir olmuyor. Þiirle kalýn.

NE ÝSTERÝM HAYAT

Bir çiçek misali açan ömrümü Güneþe bakarak gülen yüzümü Her bahara kaçýp varan hüznümü Ne isterim hayat, sevmekten baþka.

Matemi içime gömdüm naçare Hasreti gurbete, býraktým yâre Huzurlu bulmak'çin derdime çare Ne isterim hayat sevmekten baþka.

Günü gün ettim de âlem içinde Ömrümü tükettim, zalim elinde Bir hayat bitti bak eller yerinde Ne isterim hayat sevmekten baþka.

Sevenlerim vardý, sevmez aþikâr Bu hayat yolunda dostlar bahtiyar Ýbret-i âlemde çektim ah u zar Ne isterim hayat sevmekten baþka.

Kendimle kaldým hep içerimde can Güzel dost aradým hayatta canan Umudun yolunda her daim yanan Ne isterim hayat sevmekten baþka.

Asuman METE

Kifayet ÖZALPAYDIN

GENÇLÝÐE ÖZLEM

N

GENÇLÝÐE ÖZLEM

Dönüp de sordun mu hiç nerde gençlik yýllarýn Dalga dalga savrulan aksýz olan saçlarýn Birer inci gibiydi gözden akan yaþlarýn Silmek için uzanan mendilli eller nerde.

Hiçbir çiçekte yoktur kokusu o gençliðin Türlü hayal içinde yaþýyorken benliðin El pençe divan durur karþýnda sevdiceðin O þiirler þarkýlar okuyan diller nerde.

Gönlün on sekizinde biliyorum genç kalmýþ Kadýn da en güzel çað otuzunda baþlarmýþ Ama inan ki yýllar bizden çok þeyler çalmýþ Bir koluyla dolanan o ince beller nerde.

Þen kahkahan duyulsun þarkýya baþlayalým Giden geri gelmiyor bugünü yaþayalým Gençlerle yarýþýlmaz inan bana sultaným Baðrýmýzda açýlan o gonca güller nerde.

Fakat þuna inan ki çoðu gençten iyisin Sözünü sohbetini herkese dinletirsin Bensiz olmaz eðlence bunu da bilmelisin Þarkýsýný okuyan o þen bülbüller nerde.

Kifayet ÖZALPAYDIN

Bak bu gün de tarih oldu günümüz.

Çýkýver yoluma bir akþamüstü.

Gözümüzde tüter oldu dünümüz.

Çýkýver yoluma bir akþamüstü.

Gözünde fer dizde derman bitmeden.

Can bedenden henüz uçup gitmeden Seni sevenlere veda etmeden Çýkýver yoluma bir akþamüstü.

Dilinde bir þarký bir güzel sözle Sevgiyi þefkati anlatan gözle Sevinçli telaþlý mahzun bir yüzle Çýkýver yoluma bir akþamüstü.

Dallar kýrýlmadan güller solmadan Koynumuza kara toprak dolmadan Güneþ ýþýldarken akþam olmadan Çýkýver yoluma bir akþamüstü.

Yasemin Muhtar A.

AKÞAM ÜSTÜ

(11)

NEREDEN

BÝLECEKSÝN?

YENÝLENEN HAYAT

yaðan yaðmurdan ve fýrtýnadan sonra iþte bu sabaha bir daha

güneþi gördük bu gün ve güzel baþladý gün.

bir güzellik yaþanacak çiçekli bahara birçok muhabbet türküsü gibi sevdalara.

yýllardýr kanat çýrpamayan yaralý kuþ artýk özgürlüðüne kavuþacak belki uçup uçup yükseklere bir sevginin kanadýyla uçacak.

hiç bu kadar uçamamýþtý belki yýllardýr çok yorulmuþtu

hep koþturmuþtu peþi sýra iþin ekmeðin ...

artýk bundan böyle mutlulukla sarhoþ huzurla bir hoþ ...

sevecek sevilecek en güzeli de bu zaten deðil mi

yaþamanýn anlamý ve emeli teþekkür ederim diyecek eþe/dosta ve bütün güzelliklere iyi ki varsýnýz iyi ki!

Uður ELHAN

Zaman hýzla akarken yýllar eklediðimi Ruhumun haznesinde hüznü

gizlediðimi

Yokluðun adresinde neler çektiðimi Dilin aynasý yok ki nereden bileceksin?

Suda kavis çizerken Ay'ýn top duruþunu

Dalgalarýn delice sahile vuruþunu

Rakseden ýþýklarla mehtabý kuruþunu Durup seyretmemiþsen nereden bileceksin?

Sen bir þair misin ki ilham beslediðimi Sen bir derviþ misin ki

ne bestelediðimi

Güz'ün renk cümbüþünden ne destelediðimi

Kaderin cilvesiyle hep velvelediðimi nereden bileceksin?

Kýpkýzýl akþamlara son ziyalar iniyor Dökülen yapraklara matemlerim siniyor Gazeli savururken yaprak

yeli, yeniyor

Gönlümdeki makberi nereden bileceksin?

Aysel MASMANACI BEÞOÐLU

G G E E L L G G Ý Ý D D E E L L Ý Ý M M

D D O O S S T T U U M M

Seni bekler durur bahçeler baðlar Sýla çiçeðim de açmadan aðlar Ayrýlýk acýsý içimde çaðlar Gel gidelim dostum Kilis eline Rüzgârlar sert eser gurbet ellerde Gövdeniz yeþilidir adýn dillerde Yapraklar sararmýþ eser yeller de Gel gidelim dostum Kilis eline Zeytin aðacýna zevzirler konmuþ Üzümün buðusu üstüne donmuþ Seni seven gönül hep sana dönmüþ Gel gidelim dostum Kilis eline Ömer Faruk der ki bu hasret geçer Seni seven aþýk aðular içer

Kilisli güzelin hassýný seçer Gel gidelim dostum Kilis eline

Ömer Faruk KANDEMÝR

HEY

ÖZGÜRLÜK

SELÂM OLSUN

Olgunluða gül gönderen, Çaðrýmýza kulak veren, Dosta anlayýþ gösteren Dönenlere selâm olsun.

Kimseler etmesin ah'ý Burasý gönül dergâhý, Âþýklarýn karargâhý Sevenlere selam olsun!

Dostlarým gönülde yüce, Birlik olalým iyice Baðlanalým gel þiirce Ozanlara selâm olsun!

Elhânî

Huzur var havada bir de umut

Yaðar üstüne üstüne Niye bilir misin Bunca uðraþ bunca çile Dökülür birer birer Hüzün ve mutluluk Birlikte daima El ele yürüyüþler Hüzünün içinde.

Gizlidir mutluluk Ýþte bu gün göründü Üstüne üstüne geldi Verdi eline

Hadi özgürsün..

Kanat çýrp maviliðe Tadýný çýkar

Hayatýn özgürlüðüne Tüm alkýþlar özgürlüðe Yaþasýn Hayat!

Ýçinde sen Ben olmayýnca Neye yarar ki bu hayat HEY özgürlük

Mavilere kanat çýrpar...

Nezahat ARSEVEN

(12)

eçen gün bir arkadaþým soh- bet arasýnda geçmiþe yolcu- luk yaparak, “Ahhh Pýnar þu hayatta hakkýmý helal etmediðim in- sanlar var!” dedi. Ben de açýkçasý çok üzüldüm ve dedim ki: “Belki affetsen yüreðin daha ferahlar.” O da tekrar ve yine dedi ki: “Asla ve asla hakkýmý helal etmeyeceðim.” Sonra düþündüm ve yüz ifadesinden bu durumun onu hu- zursuz ettiðini gördüm. Bir insanýn nef- retini yüreðinde taþýmak kimi huzursuz etmezdi ki…

Sonra kendime döndüm, kendi iç- sel dünyamý düþündüm benim de ha- yatýmda böyle insanlar var mýydý? Hani hakkýmý helal etmeyeceðim… Bir an öldüðümü ve helalleþmek için karþý karþýya getirildiðimizi hayal ettim ve kendi kendime güldüm… Arkadaþým da garip garip bakmaya baþladý “aklýna yine ne geldi kim bilir” diye sordu?

Sonra o an hayalimde canlanan durumu ona anlattým. “Þimdi sen öldün diye- lim Allah gecinden versin tabii, helalleþmek için o nefret ettiðin insan ile yüz yüze geldiniz, orda bile onun- la mý uðraþacaksýn. Bir düþün baka- lým. Belki güzel bir yerde olacaksýn orda olabilme ihtimalini bile güzel hayallerinde kararttýðýnýn ve görmek istemediðin o insaný tekrar görmek istediðinin farkýnda mýsýn” dedim…

Þaþýrdý sonra durdu düþündü ve bana,

“Hiç böyle düþünmemiþtim” dedi…

Bir an nerdeyse vazgeçecekti ama

“Sonra tekrar bunu biraz düþüne- ceðim” dedi…

Þimdi siz bir düþünün bakalým, bi- liyorum bazen o kadar canýmýz yanýyor ki… Sadece yürüyüp gidebilmek zor oluyor. Nefret öyle bir oturuyor ki in- sanýn göðsüne, bir türlü kalkýp gitmi-

yor. Bazen öyle bir hal alýyor ki nefes aldýrmýyor; uyutmuyor, hayattan ko- parýyor. Öldükten sonra ölümü bile bi- zimle paylaþýyor ama bu sancý bir türlü geçmiyor neden?

Allah bile kullarýný affediyorken biz neden affedemiyoruz? Ruhumuzda taþýdýðýmýz bu aðýrlýklardan neden kur- tulamýyoruz?

Bu sorularýn cevabý yüreðinde… O karanlýk dehlizden ýþýðý yakarak çýka- bilecek olan sadece ve sadece sensin…

Ve kendine sor bakalým…

Ve kendini sev bakalým…

Saðlýcakla ve sevgiyle kalýn.

* * *

Evvel zaman içinde yaþanan pek bilindik bir hikaye bu:

Ýki hasta insan yanyana hastane odasýnda yatýyormuþ.

Biri sürekli sýzlanýp hayatýn çok anlamsýz ve hastanedeki yemeklerin berbat olduðundan bahsediyor, hastane duvarýna bakýp bakýp söyleniyormuþ.

Pencere yanýndaki diðer hasta ise onun bu kederli haline üzülüp aslýnda o kadar kötü bir yer olmadýðýný, hastane personelinin çok ilgilendiðini ve hasta- nenin muhteþem bir manzarasý oldu- ðunu söylermiþ.

Kötümser olan hasta sürekli iyim- ser olan hastanýn anlattýklarýný dinler ama bir türlü mutlu olamaz aksine onu son derece kýskanýp bir an önce ölmesi- ni dilermiþ. Kafasýnda kurduðu planlar ile iyimser ölürse onun yerine geçebile- cek ve dolayýsýyla onun gördüðü man- zaraya kendisi sahip olabilecekmiþ.

Ve bir gün iyimser hasta ölmüþ hem de kötümserin kurduðu haince bir planla. O kadar büyük bir arzuyla onun yerine geçmek istiyormuþ ki gözünü

kan bürümüþ ve katil olmuþ.

Ýyimser gittikten sonra hastane görevlilerine onun yerine geçmek için ricada bulunarak, büyük bir heyecan ile yataða taþýndýðýnda hayretler içerisinde kalan kötümser, gözlerine inanamýþ, iyimserin anlattýðý o manzaranýn yerin- de sadece taþ duvar varmýþ.

Bu duvarýn nedense çok güzel man- zaralar olduðuna inanan bazý insanlar, dünyadaki iyimserleri öldürdü mü siz- ce? Peki hikayede eksik kalan ayrýntý nasýl öldürdü? Ne ile öldürdü? Öldürür- ken ne hissetti? Yerine geçince mutlu olabildi mi?

Hikâyedeki boþluklarý birlikte dol- duralým.

Mesela Ýnsan terfi almak için yakýn arkadaþýnýn eksiklerini yöneticisine anlatarak dostluk da öldü mü yoksa?

Evlenirken baþka insanlarýn hayat standartlarýna özenerek evlenince sevgi de öldü mü acaba?

Meslek seçerken insanlýða hizmeti deðil de parayý ve hýrsý düþünerek ahlak da öldü mü ki?

Ýbadet ederken hep cenneti düþüne- rek Ýlahi aþk da mý öldü?

Yüreðimize sývanmýþ, acýmasýz son soruyu siz de düþünüyor musunuz

Bu soruya göre sizce insanlýk da öldü mü? Ne dersiniz?

Saðlýcakla kalýn...

Pýnar AÇIKKOL MAHMUTOÐLU

ÝNSANA DAÝR

G

Bu güzelim bahçalarda tamates, balcan

biber tiyeklerinin arasýnda yaz, kýþ demeden

baþýnda kahverengi yün þapkasý

dizlerine kadar çemrenmiþ siyah þalvarý

omzuna attýðý mecrefesi dilinde

“kadifeden kesesi kahveden gelir sesi oturmuþ kumar oynar ciðerimin köþesi”

türküsü ile

havuzdan gelen suya yön vererek

maþaralara suyu býrakan Ak Kipriklerden

Hacý Ali varsa

bu güzelim bahçalarýn yeþili daha bir yeþil göðü daha bir mavi suyu daha bir berrak akar tatlar bal olur katmerlenir.

Iþýklar içinde uyu hacý babam.

Gülseren FEDAKAR YALAZA

LEYLÝT KARAKOLUNA BAKAN BAHÇALAR

(13)

ep iyi dileklerle, mutluklarla, baþarýlarla dolu bir yaþamýn sonsuzluða kadar de- vamý istenir iyi niyetlerle. Nedense yaþam süresini, hep insanlarýn ömürleri ile deðerlendiri- riz. Sanki yaþamasý gereken baþka unsurlar yok- muþ gibi. Ýnsan ömrünün ulaþamayacaðý yýllarý yaþayanlarý gördükçe, yaþama sürecinin sadece canlýlar için geçerli olmadýðý gerçeði sýrýtýr durur.

Dili olmayan çýnar, zeytin gibi canlar, duygula- rýmýzýn dili þiirler, Yahya Kemal'ler, Orhan Ve- li'ler, düþlerin süsü öyküler, duygularýn dili þarký- lar, türküler, yaþamýn ölmez eserleri deðiller mi- dir? Uzun yýllar ötesinden günümüze uzanan kol- lar onlar. Hep sararlar bizleri, yaþarlar, yaþatýrlar…

Böyle bir giriþte bulunmamýn amacý; KÝLÝS KÜLTÜR VE EDEBÝYAT DERGÝSÝ için dile- yeceðim iyi temennilerin ortamýný oluþturmaktýr.

Yaþam ve yayým sürecinin olduðunca uzun olmasý, etkili, aranýr bir kaynak oluþturmasý dile- ðimin ifadesidir. Ýçtenlikle isteðim ve arzumdur bu sözlerim inanýn ki...

Ýkinci sayýmýz çýkarken, daha ilk sayýsý ile sevginin, dostluðun, tasanýn, sevincin, insan ve doða sevgisinin dile getirildiði dizelerle sayfala- rýný süsleyiverdi. Öyküler, anýlar, temenniler dile getirildi. Sanki yýllardýr yayýnda olan bir dergi görünümü kazandý DERGÝMÝZ!...

Eksikliði uzun yýllardýr duyulan, sanatsever hemþeri ve dostlarýn kendilerini ifade edecekleri bir yayýna kavuþmuþ olmalarýnýn meyveleri say- falar arasýnda görülmekte. Bu olanaðýn saðlan- masýnýn mimarlarý ne güzel bir iþ yaptýklarýnýn bilincinde daha büyük çabalar içindedirler þüphe- siz. Dikkat edilirse DERGÝMÝZ sözcüðünü kul- landým ve sahiplendim yayýnýmýzý. “Bir elin nesi var, iki elin sesi var” atasözümüzün doðruluðu- nun kanýtýdýr “KÝLÝS KÜLTÜR VE EDEBÝ- YAT DERGÝSÝ”…

Bugünün koþullarý dikkate alýndýðýnda, bir yayýnýn devamlýlýðýnýn saðlanmasý, hazýrlanmasý, okumak kadar kolay deðildir. Þair, yazar, sanat- sever dostlarýmýzýn dergiyi sahiplenmesi, maddi, manevi destek saðlamasý kaçýnýlmazdýr. Duygu, düþünce, çaba ve emek dolu þiirlerimizin öykü- lerimizin dillendirildiði sayfalarýn devamýnýn saðlanmasý, sesimizin, kiþiliðimizin duyulmasýna aracýlýk yapan dergimizin uzun yýllara yol almasý

bu önerinin gerçek- leþmesi ile olasýdýr.

Unutmayalým ki;

“Birlikten kuvvet doðar...”

Kilisli þair ve

yazarlarý bir araya toplayan, dernekleþme ile uzun yýllarýn özlemini gideren, bu çabalarýn kahraman- larýný bir bir saymak yerine, emeði geçenlere te- þekkürlerimizi sunmak en kestirme yol olacaktýr.

Kilis Þairler ve Yazarlar Dayanýþma Derne- ði'nin oluþumuna katký saðlayan þair ve yazarla- rýmýzýn diðer iliþkilerinin yanýnda, doðrudan üye olduklarý kuruluþla içli dýþlý olmalarý, bir hareket- lilik ve kolaylýk saðlar düþüncesindeyim. Yani

“malýmýza sahip çýkmalýyýz” diyorum.

Yinelemeden edemeyeceðim. En büyük destek siz þair ve ozanlarýmýzdan geleni olacaktýr. Der- gimize sahip çýkýnýz, dilimiz, sözümüz, duygu- larýmýz sayfalarýnda yüzümüze gülsün…

Titiz ve birlik beraberlik içinde çalýþtýðýna inanmak istediðim, Yayýn Kurulunun çabalarýna içtenlikle teþekkür ediyor çalýþmalarýnda baþarýlar diliyorum.

Görülecektir ki; ilerleyen sayýlar daha doyuru- cu, bilgilendirici, haberleþmeyi saðlayýcý, Kilis 'in sesini duyuran, duygularýn ve coþkularýn sel oldu- ðu bir dergiye sahip olduðunuzu gözler önüne seren bir yayýn olacaktýr. Emekçilerine güvenimiz sonsuzdur…

Saðlýkla, mutlulukla, þiirlerle kalýnýz…

Sabahattin YARAR

H

yararsabah@gmail.com

N Ý Y E ?...

Sýr dergahýma geldin dertlerinle birlikte, Hiç sormadan halimi, derman olayým diye Yokluðunda sevgiler kalmadý ki yürekte Zor geliyor anlamak, bu bezgin dönüþ niye?...

Boþ hevesler durulmuþ, kalbin çokça yorulmuþ Çareler bulamazsýn, binalarýn yýkýlmýþ

Alýn yazýlarýnýn kitaplarý yakýlmýþ,

Okuyamadým seni, bu bezgin dönüþ niye?...

Can olmak sana hoþtur, halim cana varsaydý Kötülükler ölerek, dünya bana kalsaydý Aguþuma sevgiler, mutluluklar dolsaydý Belki derman olurdum, söyle bu dönüþ niye?...

Sabahattin YARAR

“BÝZÝM DERGÝMÝZ” DÝYEREK

ONUNLA YAÞAYALIM

(14)

ÇOK GÖRME

Çok görme miskince haykýrýþýmý, Efkârýmý deste deste gül ettim.

Sevdanýn yoluna koydum baþýmý, Ham sözleri bal küpünde bal ettim.

Ben Yunus Emreden aldým ayaðý, Kul Himmetle tamamladým uyaðý.

Öz nefsimden yiye yiye dayaðý, Yüreðimi yoksullara yol ettim.

Senelerdir kendim ile yarýþtým, Sabýr dedim namertlerle barýþtým.

Aka aka bir ummana karýþtým, Sol yanýmý gönüllere sal ettim.

Hayat bir yokuþtur hem de bilmece, Ulu Tanrým büyük yüceden yüce.

Can dostu rüyamda gördüðüm gece, Ayaz Bey'i tatlý söze kul ettim.

Ahmet AYAZ

SORAN OLURSA

Öldüðümde beni soran olursa, Kitaplarda kayda deðer sözüm var.

Kadim dostlar arayýp da bulursa, Balkanlarda silinmeyen izim var.

Türk yurdunda çilelerle yaþarým, Iþýk olup karanlýða taþarým.

Rüyalarda Karabað'a koþarým, Yavuz Bülent Bakilerle pozum var.

Ýnsan için, insanlýða yolumuz, Adalete açýk durur kolumuz.

Ýrfan küpü, hiç boþalmaz dolumuz;

Her taama dökülecek tuzum var.

Ayaz'ým ben gonca kokar terimde, Þafak söker gözlerimin ferinde.

Ýnsanlýða hizmet için yerimde;

Nöbet tutan, oðlum ile kýzým var.

Ahmet AYAZ

BEMBEYAZ KARLAR!...

UTANDIM

Üstünkörü geçerken, Nasýllarýn üstünden,

Niçinlerin sorgularýndan kaçtým!

Nedenler önümü kestiðinde…

Binbir düþüncelerle bir havanda, Dövülerek kývrandým!

Çekilip ezilip öðütülürken, Ufalanýp ufalandýkça, Acziyetimden utandým!

Ve aklýmýn tekâmülünden sonra, Nasýllarda niçinlerde nedenlerde, Var oluþumun idrakine vardým!...

Bahittin BÝÇÝCÝ Bembeyaz karlar anlatýr ancak

beni..

Tertemiz sevmek, Aþkýnla yaðmak..

Kâh erimek sevdadan Ve bazan donmak.

Savrulmak yeniden, Kar üstüne kar olmak..

Kartopu olmak sana vurulan Kardan adam gibi aþkýndan durgun

Seni aramaktan yorgun..

Ya bulamayýp hasretten Güneþe kadar donmak Ya da aþkýnla akmak...

Fýþkýrmak bir pýnardan..

Ýçmek seni Bembeyaz karlar..

Bembeyaz karlar ancak anlatýr beni...

Dr. Mustafa TEKÇE

(15)

VAKTÝ GELMÝÞ SON DURAK

Vagonlar geçer katar katar Uzanýrlar gecenin böðrüne usulca Ýnliyerek seslenir rüzgarý kulaðýna Yýllardýr yürðinde sakladýðýn o gizemi.

Tarifsiz renklerde kimsesizlik Gitsem dersin vagonlarla diyarlara Gerek yok hayallere

Bulamazsýn ki bir el öpecek...

Saçlarýn að olmuþ yumak yumak Çakýl taþlarýnýn alaylarý siner ruhuna Aklarýnda lapa lapa kar izleri Yok olur bakýþlarýnda sevgi.

Yüzlerce ayna kýrýðý yerlerde Ömrünü alkýþlýyorken öbür yanýn Kaçýp saklanamazsýn göklere Aynada yüzün ayný deðil artýk...

Söner gözlerdeki ýþýltý Tatmaz olur dudaklar lezzeti.

En sýcak öpüþlerde bile

Tenin haz almaz seviþmelerde artýk..

Çýrýlçýplak soyunursun yýllara Solmuþtur yapraðýn yeþermez Duymazlar

Görmezler seni

Deli fýrtýnalara nasýl germiþtin oysa Kýyý dalgalarýn bile döðer olan göðsünü...

Kýsarak ses tellerini sözün pul olur Kýrýlmýþ güle bezenen, eðilir baþýn önüne

Tedirgin adýmlarla çekilirsin köþene Dökersin yaþýn içine sel gibi Çöker etrafýna kara kýþ...

Kuþatýr her yeri sonsuz beyazlýk Rüyalarýn bitmiþtir renkleri artýk Bir nefeslik ömür, takvimler de hain Ölüm, köþe bucak seni arar

Vakti gelmiþtir yolculuðun Son duraktýr artýk...

Hatice Terlikci GENÇ

KARMAKARIÞIK

Aðustosta karlar yaðdý daðýma Bahar belli deðil, yaz belli deðil Güller soldu, hazan düþtü baðýma Sözlük belli deðil, söz belli deðil

Deryanýn içinde olmadým damla Saniyem, dakikam geçiyor gamla Dense de acýlar geçer zamanla Yokuþ belli deðil, düz belli deðil Çýkmadý karþýma sözünde duran

Olmadý halime hiç kafa yoran Masum deðil kalbim, ortadan yaran Acý belli deðil, haz belli deðil

Gönülden gönüle köprüler kurdum Yaren yüreðini zannettim yurdum Boþa çabaladým kendimi yordum Niyaz belli deðil, naz belli deðil Her kuþu zümrüd-ü anka sanmýþým Çocuk gibi her bir söze kanmýþým Deðmezmiþ uðruna boþa yanmýþým Ateþ belli deðil, köz belli deðil

Kursaðýmda yarým kaldý sürurum Sam yelleri gibi esip dururum Sevim der ki yere, yeksan gururum Duman belli deðil, toz belli deðil

Sevim GÜLER

BAÞLIKSIZ

her þafak yeni bir gün baþlangýçlar þafaktýr gerilerde kaldý dün ortalýk aydýnlansýn her canlýya haktýr sevmek ve gülmek kardeþ

dünya ateþ yumaðý hadi sev

hadi gül bakalým insanlýk son durakta ötesi alev

ne demek bu bil bakalým

Hüseyin TOPRAK

Köyün güzel kýzý Sarý Sakine, Bakraçla su taþýr her gün evine.

Kaytanlý beliði inmiþ beline, Kaytan beliðine kurban olduðum.

Basma fistan giymiþ, göðsü düðmeli, Salýnarak yürür hepten iþveli.

Kaþý rastýk, kara gözler sürmeli, Kara gözlerine kurban olduðum.

Ayaðýna giyer ipek þalvarý, Sakine'yle gezdik bugün kýrlarý.

Gezerken daðýttý sarý saçlarý, Sarý saçlarýna kurban olduðum.

Müzehher AKSOY

KÖYÜN GÜZEL

KIZI SARI SAKÝNE

(16)

HANGÝ KONUMDA VE NE- REDE OLURSAK OLALIM, BÝZLER, KÝLÝS’ÝN HER TÜRLÜ DEÐERLERÝNE SA- HÝP ÇIKMALIYIZ. ÇÜNKÜ EC- DADIMIZIN BIRAKMIÞ OLDUÐU MANTIK, TASAVVUF, FELSEFE, MÜZÝK, EDEBÝYAT, ÞÝÝR GÝBÝ ÝLÝM VE SANAT DEÐERLERÝNÝ DEVAM ETTÝRMEMÝZ GERE- KÝR. BU DEÐERLERDEN BÝRÝ DE

“KÝLÝS KÜLTÜR VE EDEBÝYAT DERGÝSÝ”DIR.

KÜLTÜR MÝRASLARIMIZIN DEVAM ETMESÝ HALÝNDE, KÝ- LÝS MUTLAKA ÝSTENÝLEN HE- DEFE ULAÞACAKTIR. BU DÜ- ÞÜNCE VE SANAT DEÐERLERÝ IÞIÐINDA, “KÝLÝS KÜLTÜR VE EDEBÝYAT DERGÝSÝ”NIN, KÝ- LÝS’E YENÝ BÝR SAYFA AÇACA- ÐINA ÝNANIYOR, KÝLÝSÝMÝZE HAYIRLI VE UÐURLU OLMASI- NI DÝLÝYORUM.”

Hayrettin ÇAYCI SARKUYSAN ELEKTROLÝTÝK BAKIR SAN. TÝC. A.Þ.

YÖNETÝM KURULU BAÞKANI Elektronik Bakýr ve Mamulleri üre- ten sanayi hayatýmýzda bir çok yönleri ile özel ve özgün bir yeri olan SAR- KUYSAN A.Þ.’nin baþarýlarla dolu öyküsü, bir bakýma Hayrettin Çay- cý’nýn da öyküsü diyebiliriz. Kilis’in bu deðerli insaný Hayrettin Çaycý, 1995 yýlýnda þirket Yönetim Kurulu Üyeli- ði’ne, 2011 yýlýnda da Yönetim Kurulu Baþkanlýðý’na seçilir. Halen gruba da- hil þirketler olan Demisaþ A.Þ., Sark- USA ve Sark Wire, Bektaþ A.Þ., Sar- makina A.Þ., Sarda A.Þ., Bulgaristan Shumen’de Sark-Bulgaria ve Alman- ya’da Bemko Kupferlackdraht GMBH þirketlerinin de Yönetim Kurulu Baþ- kaný’dýr.

10 Mayýs 1943 yýlýnda Kilis’te dünyaya gelen Hayrettin Çaycý, ilk, ortaokul ve liseyi Kilis’te okudu ve üçünü de birincilik-iftiharla bitirdi.

Hayrettin Çaycý, lisedeyken ben Kilis Ortaokulu’nda okuyordum. O yýllarda titiz, bilgili ve mevzuata haiz Sabri Özen (Çitlembik) adýnda matematik öðretmenimiz, hem lise hem de orta- okul matematik-geometri dersimize gelirdi. Bir çok arkadaþlarýmýz, hatta öðretmenlerimiz Hayrettin Çay-

cý’nýn notlarýndan faydalanýrlardý.

Onun ünü, Hatay Lisesi öðretmenlerine kadar gitmiþ ve bilgi alýþveriþi yapýl- mýþtýr. Çünkü O, doðuþtan bir dahi idi.

Bir gün öðretmenimiz Sabri Özen, geometri ile ilgili bizlere ödev verdi.

Bu ödevi ben çözemedim, doðru Hay- rettin Çaycý’nýn evine gittim. Hem öde- vimi yaptý hem de birçok çözümler içeren defterini bana verdi. Ýþi bitince geri getirmemi söyledi.

Ertesi günü okula geldim ve ödevi- mi yaparak öðretmenime

verdim. Ancak Hayrettin Çaycý’nýn bana verdiði def- teri sýra üzerinde unutmu- þum. Sabri öðretmen sýnýfta gezinirken, farklý çizimli bu defteri görünce bana,

“Bu defteri sen iþlemiþ olamazsýn, kimin bu?”

dedi. Ben de Hayrettin Çaycý’nýn diye söyledim.

“Hah þimdi oldu” diyerek defteri elimden aldý. Ara- dan 10 gün geçtikten sonra defteri tekrar bana getirdi.

Hayrettin Çaycý, ilko-

kuldan itibaren baþlayan ve bütün öðrencilik hayatý boyunca devam eden çok çalýþkan ve örnek öðrenci kimliði ile hep ön plana çýkmýþtýr. Özellikle yaz tatillerinde farklý iþlerde çalýþarak kendi ihtiyaçlarýný karþýlamanýn ötesin- de, aile bütçesine de katký saðlamýþtýr.

O, Ýstanbul Kilis Vakfý sohbetlerinde, Kilis’te öðrencilik yillarýnda hiç yeni ders kitabýnýn olmadýðýný, bir üst sýnýfa geçenlerin kitaplarýný ucuz fiyata aldýðýný bizlere anlatýrdý.

Büyük azmi ve çalýþkanlýðý, O’nu Türkiye’nin en saygýn ve seçkin olan Ýs- tanbul Teknik Üniversitesi’ne taþýdý.

1967 yýlýnda Ýstanbul Teknik Üniversite’

nin devre birincisi olarak Metalurji Yük- sek Mühendisi ünvaný ile mezun oldu.

Yedek Subaylýðý’ný Deniz Kuvvetleri Taþkýzak Tersanesi’nde Dökümhane Müdürü olarak çalýþkanlýðýný ve baþarý- sýný göstermeye baþladý. Bu arada Pol- yester ve Çelik döküm tesislerini kurdu ve ayrýca kaleme almýþ olduðu “Polyes- ter El Kitabý”ný da bastýrdý.

Hayrettin Çaycý, 22 Ocak 1974 yýlýnda dünya kuruluþuna dönüþecek olan Sarkuysan’a katýlýr. Daha ilk ça- lýþmalarý sýrasýnda, fabrikanýn alt yapý- sýnýn oluþtuðu teknolojinin, malen yük-

sek verilen tekliflere karþý çýkar ve ma- kina montajýnýn gerçekleþtirilmesini üzerine alarak 9-10 misli daha düþük maliyetle sonuçlandýrýr. Bu ilk giriþimi ile kendisine taktir edilen yüksek dü- zeydeki primi de kabul etmeyerek en büyük baþarýsýný ortaya ko- yar. Tatil, bayram demeden haftanýn 7 gününü fabrikada mesai yapar ve üretime hazýrlar. 1976’da fabrika Müdürü, 1979’da Genel Müdür Teknik Muavini, 1985’te 41 yaþýnda Genel Müdürlüðe atanýr. Böylece þirket, yurt içi ve yurt dýþýn- da itibar kazanýr ve ABD’de 2 fabrika üretime geçer.

Ýstanbul Kilis Vakfý’ nýn fikir üreten ve deðerli bir üyesi olan Hayrettin Çaycý, gerek þirketin, gerek toplu- mun kültürel deðerlerine önem vererek insanlarýn geliþmesine katkýda bulunur.

Özellikle sosyal faaliyetleri destekler, kiþilerin mesleki ve sosyal geliþimini saðlayacak eðitim almalarýný teþvik eder. Bu sosyal etkinliklerin biri de

“Sarkuysan Türk Müziði Korosu”

dur. Bunun yaný sýra, kültür mirasýmýza Gebze’de “Sarkuysan Lisesi”, Darý- ca’da “Sarkuysan Ýlköðretim Oku- lu”, yüksek öðrenim yapan öðrencilere verdiði karþýlýksýz burs ile eðitime, Os- manlý Mimarisi üslubunda “Sarkuy- san Camii” ile diyanete, her yýlbaþýnda ayýrdýðý fonun saðlýk kurumuna, ülke- mizi temsil eden spora, Türk Müziði Folklor gruplarý ile sanata, orman ve aðaçlandýrma ile çevreye, kendi alanýn- da uluslararasý organizasyonlara ev sa- hibi yaparak ülkemiz tanýtýmýna katký- da bulunur.

Ýþte Kilis’in yetiþtirdiði, her sahada ve her etkinliklerde büyük baþarýlara im- za atan Sarkuysan Elektronik Bakýr San.

ve Tic. A.Þ. Yönetim Kurulu Baþkaný Sayýn Hayrettin Çaycý’yý, Kilis Kültür ve Edebiyat Dergisi Yönetim Kurulu Heyeti adýna, göstermiþ olduðu ilgi ve katkýlarýndan dolayý teþekkür ediyor ve baþarýlarýnýn devamýný diliyorum.

Metin MERCÝMEK

KÝLÝS’ÝN YETÝÞTÝRDÝÐÝ DAHÝ ÝNSAN

SARKUYSAN YÖNETÝM KURULU BAÞKANI HAYRETTÝN ÇAYCI

Referanslar

Benzer Belgeler

ġimdi, Sayın Bakanımız “yerel yönetimlerin gelirlerini düzenleyen yasa Belediye Gelirleri Yasasıdır ve biz bu konuda çalıĢma yapıyoruz, yürütüyoruz, onu ayrıca

Sayın Bakan, Plan ve Bütçe Komisyonunun çok değerli üyeleri; Adalet Bakanlığı ve yüksek yargı organlarının bütçelerini görüĢürken, tabiî ki, yargının sorunları

BAYINDIRLIK VE ĠSKÂN BAKANI FARUK NAFIZ ÖZAK (Devamla) – Tamam, o konuda o zaman size bilgiyi Afet ĠĢleri Genel Müdürlüğümüzle ilgili bilgi….. Sanırım, hak

MEHMET AKĠF HAMZAÇEBĠ (Trabzon) – Sayın Öztürk’ün demek istediği Ģu: Artık iĢsizlik diye bir sorun var ve tabii ki bunun birçok nedeni var, Ģimdi hükûmet politikalarına

DEVLET BAKANI VE BAġBAKAN YARDIMCISI NAZIM EKREN (Ġstanbul) – Hayır, burada Ģöyle bakıyoruz Sayın Hamzaçebi: Özel tasarrufta azaldı, kamu tasarrufunda arttı…. MEHMET

MEHMET AKĠF HAMZAÇEBĠ (Trabzon) – Ġki cetvelle ilgili çok kısa görüĢümü ifade etmek istiyorum. b) cetveline baktığımızda halen yürürlükte olmayan ek

ÜÇÜNCÜ KISIM SOYADI (SOYİSİM) DÜZELTME ve DEĞİŞTİRME DAVALARINDA YARGILAMA İŞLEMLERİ ve DİKKAT EDİLMESİ GEREKEN HUSUSLAR Dilekçe Örneği 1

200 kişilik yaş pasta (Her bir masaya 10 tabak olarak her tabakta 1 dilim olacak şekilde dağıtılacaktır.) 200 kişilik meşrubat (Her bir masaya her biri 1 lt olacak şekilde