• Sonuç bulunamadı

Küba devriminde, önceki devrimlerde görülmemiş bir özellik vardır: politik ve askeri liderliğin birliği

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "Küba devriminde, önceki devrimlerde görülmemiş bir özellik vardır: politik ve askeri liderliğin birliği"

Copied!
6
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Moncado’nun 60. yılı yazısından sonra devam edeyim…

Küba devriminde, önceki devrimlerde görülmemiş bir özellik vardır: politik ve askeri liderliğin birliği…

Burada söz konusu olan devrimci hareketi (26 Temmuz Hareketi) yöneten komitenin içinde politik ve askeri önderlerin yer alması değildir. Bu özellikteki bir komite önceki bütün devrimlerde vardır. Küba devriminin farklı yanı, devrim önderinin ve genel olarak politik önderlerin silahlı eylemlerde de yer almalarıdır.

Küba devriminin en politik iki kişisi Raul Castro ve Che aynı zamanda gerilla birliklerinde komutandır.

Fidel Castro ise Sierra Maestra’dan sonraki çatışmalarda geri planda tutulmuştur ama çok sayıda askeri eyleme girdikten sonra bu duruma gelmiştir.

Devrimin en tanınmış kişisi olarak hayatını kaybetmesi devrim için ağır kayıp anlamına gelirdi.

Politik ve askeri liderliğin kişiler düzeyindeki bu birliği Latin Amerika ülkelerindeki silahlı mücadele hareketlerinde de görülür.

Bolivya’da Che Guevara ardından Inti Peredo, Venezüela’da Douglas Bravo, Brezilya’da Carlos Marighella gibi…

Tupamaros’un kurucusu Raul Sendic ve Nikaragua’da Sandinistaların önde gelen kişisi Daniel Ortega hakkında askeri eylemlere ne oranda katıldıkları konusunda bilgim bulunmuyor.

(2)

Sandinistaların başkomutanı Komutan Sıfır adıyla anılan Eden Pastora idi. Somoza’nın devrimesinden kısa süre önce ülke parlamentosunu –kaç kişi olduklarını bilmediğim adamlarıyla- basıp milletvekillerini rehin almış ve çok sayıda politik tutuklunun serbest

bırakılmasını sağlamıştı. Kendisinin elinde ABD yapısı otomatik tüfek, yakasında el bombasıyla parlamento binasından çıkarken çekilmiş bir fotoğrafı vardır.

Geçerken belirteyim: Gerilla savaşında cephane bulmanın kolaylığı nedeniyle düşmanın silahının aynısı kullanılır.

Pastora devrimden bir süre sonra saf değiştirir ve ABD tarafından desteklenen Kontraların safına geçer, Sandinistlerle çatışmada öldürülür.

Politik ve askeri liderliğin kişilerde somutlaşması uygulaması bizde Mahir Çayan tarafından Küba devriminden alınmıştır.

THKO da aynı anlayışı uygulamıştır.

Burada, neden sorusunun sorulması gerekir.

Önceki devrimlerde böyle bir uygulama olmamasına rağmen neden Küba devrimiyle böyle bir süreç başlamış ve Latin Amerika’daki silahlı mücadele hareketlerinde de aynı uygulama sürmüştür?

Bunun tek açıklaması şöyle olabilir: Küba ile başlayan devrimlerde öncekilerinde bulunmayan bir faktör vardır ve bu faktörün de politik ve askeri liderliğin kişiler düzeyinde birliğini zorunlu kıldığı düşünülmüştür.

Bu farklı faktör; silahlı propagandanın küçük bir grup tarafından temel mücadele biçimi olarak ele alınması (öncü savaşı) ve bu vasıtayla da halkın öfkesiyle oligarşinin baskı ve zorbalığı

(3)

düşünülmesidir.

Başka bir deyişle Küba’da önceki devrimlerde bulunmayan faktör suni dengedir.

Suni denge halkın düzene karşı önemli bir öfke düzeyine ulaştığını varsayar. Bu öfke oligarşinin zor aygıtları tarafından bastırılmaktadır. Başarılı bir öncü savaşı ya da silahlı propagandayı temel alan bir mücadele halka başarı umudunun var olabileceğini gösterecek ve onu

mücadeleye çekecektir.

Halkın mücadeleye girmesinin ardından halk savaşı başlayacaktır.

Küba’daki halk savaşının daha önce gerçekleşen Çin ve Kuzey Vietnam devrimlerindeki halk savaşlarından farkı, silahlı mücadelenin başlangıç değil ikinci aşaması olmasıdır. Önceki devrimlerde halk savaşı klasik politik kitle çalışması ve yerel silahlı eylemlerle hazırlanırken, yeni örnekte –kuşkusuz asgari bir örgütlenmeden sonra- doğrudan oligarşiyi hedef alan silahlı eylemlerle başlanılması söz konusudur.

Buraya kadarki analizden politik ve askeri liderliğin kişiler düzeyindeki birliği sonucu çıkmaz.

Böyle bir birliğin gerekliliği şu nedenle düşünülmüş olsa gerektir:

Halkta önemli bir öfke ile birlikte umutsuzluk da vardır. Şimdiye kadarki bütün karşı çıkışları vahşice bastırılmış ve böylece de “bu iş olmaz” anlayışı kafalara yerleşmiştir.

Oligarşiye vuran silahlı eylemleri başarıyla yürüten örgüt bu anlayışı, bir şey yapılamaz umutsuzluğunu kırabilir. Ne ki, bu büyük imkan, büyük tehlikeyle birlikte vardır. Suni dengeyi bozmaya kalkışanın yok edilmesi söz konusudur ve şimdiye kadar da hep böyle olmuştur.

Böyle bir durumda politik ve askeri liderliğin kişi düzeyinde birlikteliği neredeyse kaçınılmaz olarak beklenir.

(4)

Siz umutsuz bir durumda bu durumu değiştirme imkanının var olduğunu savunuyorsunuz, suni dengenin bozulabileceğini savunuyorsunuz. O güne kadar hep tersi yaşanmıştır ama bu kez öyle olmayabileceğini savunuyorsunuz. Siz daha kararlısınız, bu işin yöntemini daha iyi bildiğinizi iddia ediyorsunuz ve iyi niyetli ama yaşanan başarısızlıklar nedeniyle çok sayıda kişinin çekingen kaldığı böyle bir ortamda iş kaçınılmaz olarak başa düşer.

Moncado kışlasına saldırı çılgınca bir girişimdir. Bu çok tehlikeli eylem için insanlara “gidin yapın” diyemezsiniz, sizin de katılmanız gerekir.

Fidel Castro başlangıçtan itibaren 26 Temmuz Hareketi’nin politik sözcüsü ve askeri lideridir.

Ülkedeki durumu iyi analiz etmenin ve uygun hedeflere karşı harekete geçmenin yetişmiş insan gücü gerektirdiği, başka bir deyişle eğitimli insanları gerektirdiği söylenebilir.

Fidel Castro hukuk fakültesi mezunu avukat, Che Guevara tıp fakültesi mezunu doktordur. Diğer kişilerin eğitim durumlarını bilmiyorum ama ilk kadrodakilerin eğitim düzeyinin yüksek

olduğundan eminim.

Küba dışa bağımlı kapitalist bir ülkedir ve adadaki okuma yazma oranı devrimden önce bile yüksektir. Çin’deki devrim tarihini okuduğunuzda ise yarı feodal bir ülkenin kaçınılmaz sonuçlarından birisi olarak halk ordusunda yer alanların büyük bölümünün okuma yazma bilmediğini öğrenirsiniz.

Suni dengenin varlığı koşullarında devrim muhtemelen Küba’daki kadar hızlı

gerçekleşmeyecektir ama olacaktır. En azından halkın silaha sarılması uzun sürmeyecektir.

Buna inanmak zorundasınız çünkü küçük bir grubun, katılımlarla ne kadar artarsa artsın, bu silahlı mücadeleyi uzun denilebilecek bir süre sürdürmesi mümkün değildir. Uzun sürecek olan halk savaşıdır, öncü savaşı değil…

(5)

ise silahlı mücadelenin halk savaşına dönüşmeye başlaması demektir- ya da öncü yok olur.

Halk savaşında da mutlaka başarı elde edilemeyebilir. Tamiller bunun örneklerinden bir tanesidir, ama konumuz bu değil halk savaşı öncesidir, buraya kadar gelebilmektir.

Küba’dan sonra Nikaragua’da devrim oldu. Bir ara Nikaragua hakkında bilmeden teori üretmek bizde modaydı. Devrim öncesi tarihi okuduğunuzda ise Sandino’nun –Sandinistalar adlarını ondan alırlar- yıllarca bu ülkede silahlı mücadele yürütmüş olduğunu öğrenirsiniz. Sandinistalar ilk değildir, tersine uzun bir silahlı mücadele tarihi –bu tarih kesintiye uğramış olsa bile- temeli üzerinde yükselmişlerdir.

Ve unutmamak gerekir ki, Nikaragua olsun El Salvador olsun, bunlar birkaç milyonluk ülkelerdir.

Biraz çaba göstererek halkın önemli bölümünü tek tek tanıyabilmeniz bile mümkündür.

Küba’da Granma ile karaya çıkan gerillalar fırtına nedeniyle yanlış kumsala çıkarlar ve Batista ordusunun saldırısı sonucu ağır kayıp verirler. Rakamları hatırladığım kadarıyla 88 kişiden geriye 20 civarında insan kalır. Fidel, Raul ve Che bunlar arasındadır. Zorlukla Sierra

Maestra’da bir araya gelirler. Burada Fidel Castro’nun ilk sözü, “Bu iş tamam, devrimi yaptık”

olur.

Karaya çıktık, sağ kaldık ve bu iş bitti!

Düzen bu denli çürümüş durumdadır ama hiç kimse de yıkılacağına inanmamaktadır.

Küba Komünist Partisi’nin de arasında bulunduğu değişik kuruluşlar Castro’nun girişimini maceracılık olarak görür ve vazgeçmesini isterler.

Granma’dan karaya çıkıldığı gün Santiago de Cuba’da Frank Pais önderliğinde bir ayaklanma gerçekleştirilir ama başarısızlıkla sonuçlanır. Pais öldürülür.

(6)

26 Temmuz Hareketi ülkenin değişik bölgelerinde örgütlüdür, sadece birilerinin Batista’yı devirmenin mümkün olabileceğini göstermesi gerekmektedir.

Karaya çıktık, sağ kaldık, yirmi kişi bile olsak bu iş bitti, devrimi yapacağız!

Koşullar da bunun için son derece uygundur.

Bu iş olabilir, bunu göster, yeterlidir.

Sürecek…

Referanslar

Benzer Belgeler

Benzer şekilde, 2005 tarihli Fransız Savunma Kanunu’nun L4123-12-II maddesine göre Fransız askeri personeli şu durumlarda Fransa sınırları dışındaki

“Ne yaz ık ki görevime başlamak üzere Türkiye’ye gelişim, burada sel felaketi nedeniyle ölümlerin yaşandığı uğursuz zamana denk geldi” diyen Quesada, Küba halk

Gelintepe için daha önce verilen yürütmenin durdurulmasına madenci şirketin itirazı reddedilirken, Yerlitahtacı altın madeni için verilen bilirkişi raporunda da

Önceki gün "İstikbal derinliklerdedir" diyerek yer altı zenginliklerini özelleştireceklerini ifade eden Bakan Güler, bu kez ''Su akarken biz bakmayaca ğız.. 'Su akar

Doğa durumundan toplum durumuna geçiş, güvenlik adına özgürlüğü terkedip köleliğe geçiş değil, daha çok toplum durumunda doğa durumunda bulunandan daha yüksek bir

Sa- matros adasındaki «Viktuvar» heykelini topraklarımızdan aşırıp kendi milletinin müze­ sine gönderen konsolosu Edir ne valisine adanın nahiye mü dürü

Araştırma sonucunda, 125 gün katlama yapılan tohumlarda % 69.75 oranında çimlenme elde eden araştırmacılar, genel olarak soğukta katlanmanın suda