• Sonuç bulunamadı

Tüm canlılarda temel yapı ve görev birimi hücredir. Canlılar hücre sayılarına ve hücre yapılarına göre gruplandırılır.

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "Tüm canlılarda temel yapı ve görev birimi hücredir. Canlılar hücre sayılarına ve hücre yapılarına göre gruplandırılır."

Copied!
10
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

CANLILARIN ORTAK ÖZELLİKLERİ 1) HÜCRESEL YAPI:

Tüm canlılarda temel yapı ve görev birimi hücredir. Canlılar hücre sayılarına ve hücre yapılarına göre gruplandırılır.

Hücre sayısına göre: tek hücreliler, çok hücreliler Hücre yapısına göre:

Prokaryot: zarla çevrili çekirdek ve organelleri olmayan Ökaryot: zarla çevrili çekirdek ve organelleri olan

✔ Bakteriler ve arkeler prokaryot hücre yapısına sahipken bunun dışında kalan canlılar (protista, mantar, bitki ve hayvan) ökaryot hücre yapısına sahiptir.

✔ Tüm prokaryotlar tek hücreliyken ökaryotlar tek ya da çok hücreli olabilir.

Her canlı hücrelerden oluştuğu gibi her canlının hücresinin içeriği de büyük ölçüde birbirine benzer.

Tüm canlı hücrelerde karbonhidrat, protein, yağ, su, mineral ve nükleik asit belirli oranlarda bulunur.

2) BESLENME:

Canlılar hayatsal faaliyetleri için gerekli olan enerjiyi elde edebilmek için beslenmek zorundadır.

Beslenme açısından canlılar üç gruba ayrılır.

a) Otorof Beslenme: Besinini kendi üreten canlıların yapmış olduğu beslenmedir. Bu canlılar besini dışarıdan hazır almazlar sadece besini üretmek için gerekli olan ham maddeyi (inorganik madde) dışarıdan alırlar.

✔ Ototrof beslenme de iki farklı mekanizma ile besin üretilir. Bu mekanizmalar fotosentez ve kemosentezdir. Fotosentez yaparak besin üreten canlılarda klorofil bulunur.

✔ Fotosentez yapan canlılarda klorofil pigmeni bulunur. Işık enerjisini kullanarak organik maddelerini üretebilirler.

✔ Kemosentez yapan canlılar inorganik maddeyi okside ederek elde ettikleri enerji (kimyasal) ile organik madde sentezlerler. Sadece prokaryot canlılarda görülür. Arkelerin ise ototrof olanları sadece kemosentez yapmaktadır. Fotosentez yapabilen bir arke yoktur.

b) Heterotrof Beslenme: Besinini dışarıdan hazır alan canlıların yaptığı beslenmedir. Heterotrof beslenme çok çeşitlidir.

c) Hem Ototrof Hem Heterotrof Beslenme: Gerektiğinde besinini dışarıdan hazır alan gerektiğinde besinini üretebilen canlıların yapmış olduğu beslenmedir. Ör: böcekçil bitkiler ve öglena

(2)

3) HÜCRESEL SOLUNUM:

Canlılar hayatlarına devam edebilmek için gerekli olan enerjiyi besinlerden karşılar. Besinin yapısında bulunan enerjiyi kullanılabilir hale getirmek için de hücresel solunum yaparlar. Hücresel solunum temel olarak iki şekilde yapılır.

a) Oksijensiz Solunum: Besinin parçalanması sürecinde oksijenin kullanılmadığı hücresel solunumdur.

Bazı canlılar parçalama için oksijen dışı solunum gazları kullanırken bazıları hiçbir solunum gazı kullanmadan fermantasyon ile bu işlemi gerçekleştirir.

b) Oksijenli Solunum: Besinin parçalanması sürecinde oksijenin kullanıldığı hücresel solunumdur.

Diğer hücresel solunumlara göre daha fazla enerji üretilir.

4) BÜYÜME VE GELİŞME:

Büyüme ve gelişme birbirini beraber takip eden bir süreçtir.

✔ Büyüme, canlıların kütle ve hacimlerinin artışıdır. Çok hücreli canlılarda, hem hücre sayısının artması hem de hücre hacminin artması ile gerçekleşir. Tek hücreli canlılarda ise hücre sayısının artması büyüme olarak kabul edilemez. Bu durum tek hücreli canlının üremesi anlamına gelir.

✔ Gelişme, çok hücrelilerde zigottan itibaren ergin birey oluşana kadar geçen süreçtir. Çok hücreli canlılarda bu süreç hücrelerin bölünmesi ve farklılaşması ile olur. Tek hücreli canlılarda ise hücrenin farklılaşması ile basit düzeyde gerçekleşir.

5) HAREKET:

Tüm canlılar hareket edebilir. Bu hareket mekanizması bütün canlılarda aynı şekilde olmaz. Bazı canlılar yer değiştirme hareketi yaparken bazıları sadece belirli yapılarını hareket ettirebilir ya da yaşadığı çevrenin hareketi sayesinde yer değiştirebilir. Tek hücreli canlıların bazılarında kamçı, sil ya da yalancı ayak gibi yapılar bulunur. Bu yapılarını kullanarak aktif olarak hareket ederler. Bitkilerde ise yer değiştirme hareketi görülmez. Çeşitli sebepler nedeni ile tropizma (yönelme) ve nasti (irkilme) hareketler görülür.

6) METABOLİZMA:

Canlılarda meydana gelen hayatsal faaliyetlerin tamamıdır. Metabolizma anabolizma ve katabolizma olmak üzere ikiye ayrılır.

a) Anabolizma: Canlıda meydana gelen yapım olaylarıdır. (özümleme, asimilasyon) Anabolizma olayları gerçekleştirilirken canlı enerji harcar. Canlı yaşlandıkça anabolizma olayları azalmaya başlar.

Dehidrasyon, fotosentez, kemosentez…

b) Katabolizma: Canlıda meydana gelen yıkım olaylarıdır. (yadımlama, disimilasyon) Katabolizma olayları gerçekleşirken enerji harcanmaz. Canlı yaşlandıkça katabolizma olayları artmaya başlar.

Hidroliz, solunum…

Bazal Metabolizma: Bir canlının sadece yaşamını devam ettirebilmek için gerekli olan metabolizmadır.

Yaprak dökmüş bir bitki, endospor halindeki bakteri, çimlenmemiş bir tohum, kış uykusuna yatmış bir kurbağa… bazal metabolizma halindedir.

(3)

✔ İnsanlarda bazal metabolizma hızı; sağlıklı bir halde, üzerinde terletmeyecek ya da üşütmeyecek giysiler ile son yemeğinin üstünden 12 saat geçmiş bir şekilde sırt üstü yatarak ölçülür.

7) BOŞALTIM:

Canlıların metabolizma sonucu oluşan atık maddelerini vücudundan uzaklaştırılmasıdır.

✔ Her canlı atık madde oluşturmak zorundadır. Ancak bu atık maddelerin vücuttan uzaklaştırılması farklı mekanizmalar ile gerçekleşebilir.

✔ Tek hücreli canlılar amonyak ve karbondioksit gibi atıklarını hücre zarı yüzeyinden uzaklaştırır.

✔ Tatlı suda yaşayan tek hücreliler kontraktil kofullarını kullanarak vücutlarındaki fazla suyu dışarı atarlar.

✔ Bitkiler yaprak dökerek boşaltım yaparlar. Ayrıca farklı mekanizmaları da kullanırlar. (terleme, gutasyon)

✔ Hayvanlar farklı mekanizmalar kullanarak boşaltım yaparlar. Bu mekanizmalar; karbondioksit solunum sistemi ile su ve suda çözünmüş atık maddeler böbrekler ve ter ile sindirilmemiş besinler ise dışkı halinde sindirim sisteminden uzaklaştırılır. Ayrıca bazı gelişmemiş hayvanlarda vücut yüzeyinden atık maddeler vücut dışına atılır.

8) ÜREME:

Canlılar nesillerini devam ettirebilmek için kendilerine benzer yavrular meydana getirirler. Üreme canlının ortak özelliğidir. Ancak yaşam için zorunlu değildir. Üreme temel olarak iki çeşittir.

a) Eşeysiz Üreme: Canlının üreme için başka bir canlıya ihtiyacı olmadan yaptığı üremedir. Genellikle gelişmemiş canlılarda görülür. Genellikle genetik çeşitlenmeye neden olmadığından değişen çevre şartlarına dayanamayan bireyler meydana gelir.

b) Eşeyli Üreme: İki canlının beraberce yavru meydana getirdiği üremedir. Genetik çeşitlenmeye neden olduğundan, değişen çevre şartlarına dayanıklı bireyler meydana gelir.

9) TEPKİ VERME:

Tüm canlılar dış çevreden gelen fiziksel ve kimyasal uyarılara karşı cevap verirler. Bu cevap canlının hayata devam etmesini sağlar.

✔ Öglena ışığı algılayıp kamçısını kullanarak ışığa doğru hareket edebilir.

✔ Bitkiler ışığa doğru yönelebilir.

✔ Köpekler ses duyduğunda kafasını sese doğru hareket ettirebilir.

(4)

10) ADAPTASYON:

Canlılar bulundukları ortamdaki yaşama şanslarını artırabilmek ve nesillerini devam ettirebilmek için kalıtsal özelliklere sahiptirler.

✔ Kaktüslerde su kaybını minimuma indirmek için yapraklar diken halini almıştır.

✔ Kutup ayılarının postu soğuktan korumak amacı ile diğer ayıların postlarına göre daha kalındır.

11) HOMEOSTASİ (İÇ DENGE):

Bir canlının anlık olarak değişen çevre şartlarına karşı vücudunda meydana gelmiş olan kısa süreli değişikliklerdir. Canlılar hayatta kalabilmek için yaşadıkları çevre ile vücutlarını denge halinde tutmak zorundadır.

✔ Hava ısındığında terleme yaparak vücut sıcaklığının yükselmesinin engellenmesi,

✔ Hava basıncının düşmesi durumunda iç basıncın dengelenmesi amacı ile kulakların tıkanması.

12) ORGANİZASYON:

Tek hücreli canlılarda en yüksek organizasyon birimi hücre iken; çok hücrelilerde canlının gelişmişliğine göre en yüksek organizasyon birimi değişir.

Atom - Molekül - Organel - Hücre - Doku - Organ - Sistem - Organizma Diğer Ortak Özellikler

✔ Ribozom, hücre zarı, sitoplazma, nükleik aside sahip olmak.

✔ Protein, karbonhidrat, yağ ve enzim sentezlemek.

✔ Glikoliz reaksiyonunu gerçekleştirebilmek.

✔ Mutasyona uğrayabilme.

✔ Fosforilasyon, defosforilasyon, dehidrasyon ve hidroliz reaksiyonlarını gerçekleştirebilme.

✔ Aktif ve pasif taşıma yapabilme

✔ Basit organik maddeleri kompleks organik madde haline getirebilme.

✔ Kompleks organik maddeleri basit organik madde haline getirebilme.

✔ Organik maddeleri inorganik madde haline getirebilme.

✔ Transkripsiyon (RNA sentezi)

✔ Replikasyon (DNA sentezi). Her hücrede değil ancak her canlıda ortaktır.

(5)

CANLILARIN TEMEL BİLEŞENLERİ

Canlıların yapısına katılan maddeler çeşitli özellikler nedeni ile temel olarak iki grupta incelenir.

1) İnorganik Maddeler: (Su, Mineral , Asit, Baz, Tuz)

2) Organik Maddeler: (Karbonhidrat, Yağ (Lipit), Protein, Vitamin, Enzim, Hormon, Nükleik Asit, ATP) İNORGANİK MADDELER

✔ Doğadaki hiçbir canlı tarafından sentezlenmezler.

✔ Dışarıdan hazır olarak alınırlar.

✔ Organik maddelerin ham maddesidirler.

✔ Sindirme uğramazlar.

✔ Yapı taşları (monomer) yoktur.

✔ Küçük yapılı olduklarından hücre zarından direkt geçebilirler.

✔ Enerji vermezler.

✔ Yapıcı-onarıcı ve düzenleyici olarak görev alırlar.

1) SU:

Canlılığın temeli olan su hücrelerin çok büyük bir oranını kaplar. Miktarı hücreden hücreye değişiklik gösterebilir. Bazı hücrelerde %90’lardayken bazılarında %20 civarında bulunabilir.

✔ Kohezyon Kuvveti: Su moleküllerinin hidrojen bağları ile birbirine tutunması sonucu oluşan kuvvettir. Bitkiler kohezyon kuvvetini kullanarak topraktan aldıkları suyu belirli bir yüksekliğe kadar gövde içerisinde taşıyabilir.

✔ Yüzey Gerilimi: Suyun yüzeyindeki su molekülleri arasında oluşan kuvvettir. En üstte bulunan su molekülleri birbirlerine sıkıca bağlanarak (kohezyon ile) delinmez bir yüzey oluştururlar. Bazı böcekler yüzey gerilimini kullanarak su üzerinde yürüyebilirler.

✔ Adhezyon: Su moleküllerinin başka moleküllere tutunmasıdır. Adhezyon sayesinde topraktan çekilen su gövdede yukarı doğru taşınırken ksileme tutunur ve aşağıya inmesi önlenmiş olur.

✔ Özgül Isı Yüksekliği: Suyun birim miktarının ısınması için gerekli olan ısı miktarına özgül ısı denir.

Suyun ısınması için gereken ısı miktarı çok fazladır. Bu nedenle, su geç ısınır ve geç soğur. Su, havanın ısısını hapseder ve depoladığı ısıyı soğuk olan havaya verir. Bu sayede vücudumuzun sıcaklığının düzenlenmesini sağlar.

✔ Buharlaşma: Suyun gaz hale geçişidir. Sıcaklık yükseldikçe buharlaşma hızı artar. Terleme sırasında vücuttan su atılırken bir yandan da ısı atımı gerçekleştirilir. Bu sayede vücut sıcaklığı düşürülmüş olur.

(6)

✔ Donma: Suyun, soğuyunca katılaşmasıdır. Soğuk havalarda göl gibi durgun su kütlelerinin yüzeyleri donar. Buzun yoğunluğu suyun yoğunluğundan düşük olduğunda buz su üzerinde kalır ve buz

tabakasının altının donması önlenmiş olur. Bu sayede soğuk havalarda buzun alt tabakası 4 derece olur ve canlılar soğuk zamanı zarar görmeden geçirebilirler.

Çözücülük:

*Su, canlılardaki bileşiklerin çözünmesi ve taşınmasında da görev alır.

*Bitkiler topraktaki maddeleri suda çözünmüş olarak kökleriyle alır.

*İnsanlarda ve hayvanlarda metabolizma faaliyetleri sonucu oluşan atık maddeler ve besinler kan ile taşınır. Kan dokusunun %98’ini su oluşturduğundan iyi bir çözücü ve iyi bir taşıyıcıdır.

✔ Fotosentez için gereklidir.

✔ Sindirimde görev alır.

✔ Vücut ısısının düzenlenmesini sağlar.

✔ Enzimlerin çalışmasını sağlar.

2) MİNERAL:

Organizmanın genellikle çok az oranda ihtiyaç duyduğu basit inorganik maddelerdir. Çeşitli organik maddelere bağlı olarak bulunabilecekleri gibi tuzlar halinde de bulunabilirler.

✔ Vücuttaki metabolizma faaliyetlerinin normal bir şekilde devam edebilmesi için belirli oranda mineralin alınması gerekir. Bu şekilde düzenleyici olarak görev yapar.

✔ Boşaltım sırasında bir miktar mineral de dışarı atılır. Bu nedenle bir mineralin eksikliği organizmada bazı rahatsızlıkların ortaya çıkmasına neden olur.

✔ Kanın ozmotik basıncını ayarlar.

✔ Vitamin, hormon ve enzim gibi moleküllerin yapısına katılır. (Enzimlerin yapısına koenzim olarak katılır.)

✔ Ca: Kemik ve dişlerin yapısına katılır. Ayrıca kas kasılması, kanın pıhtılaşması, sinir hücrelerinin çalışması ve enzimlerin çalışmasında etkilidir.

✔ P: Kemik ve dişlerin yapısına katılır. Nükleik asit, ATP, protein gibi moleküllerin yapısında bulunur.

✔ K: Sinir hücrelerinin çalışmasında, vücut sıvılarının asit-baz dengesinin sağlanmasında, kalp ritminin düzenlenmesinden ve protein sentezinde etkilidir.

✔ Fe: Hemoglobin ve miyoglobinin yapısına katılır. Klorofilin üretiminde görev alan enzimin kofaktörü olarak görev alır. ETS elemanlarından bazılarının yapısına katılır.

✔ İ: Tiroksin hormonunun yapısına katılır.

(7)

✔ S: Bazı aminoasitlerin yapısına katılır.

✔ Cl: Mide sıvısının oluşumunda görev alır.

✔ Na: Sinir hücrelerinin çalışmasında görev alır.

3) ASİT:

✔ Su içerisinde çözündüklerinde suya H+ iyonu veren maddelerdir.

✔ Mavi turnusol kağıdının rengini kırmızıya dönüştürürler. ✔ pHları 7 den düşüktür. ✔ Tatları ekşidir.

✔ Karbondioksit, yağ asidi ve aminoasit asit özellik gösterirler. Ortamda çok fazla biriktiklerinde pHın düşmesine yani ortamın asitleşmesine neden olurlar.

4) BAZ:

✔ Su içerisinde çözündüklerinde suya OH- iyonu veren maddelerdir.

✔ Kırmızı turnusol kağıdının rengini maviye dönüştürürler.

✔ pH’ları 7 den büyüktür.

✔ Tatları acıdır.

5) TUZ:

✔ Asitlerle bazların nötralleşme tepkimesine girmesi sonucunda oluşan inorganik maddelerdir.

✔ pH’ları 7 civarında olduğundan nötr moleküllerdir.

ORGANİK MADDELER

✔ Yapısında C, H ve O bulunan maddelerdir. (CH4 oksijen içermeyen organik maddedir. Genellikle)

✔ Canlılar tarafından sentezlenebilir.

✔ Sindirilebilirler. Sindirilmeleri sonucunda monomerlerine (yapı taşlarına) ayrılırlar.

✔ Monomerleri hücre zarından geçebilir.

✔ Enerji verici, yapıcı-onarıcı ve düzenleyici olarak görev alırlar.

✔ Hücresel Solunum ile Enerji Elde Edilirken Kullanılma Sırası 1) KARBONHİDRAT 2) LİPİT (YAĞ) 3) PROTEİN

✔Birim Miktarının Enerji Verme Sırasına Göre

1) LİPİT (YAĞ) 2) PROTEİN 3) KARBONHİDRAT

(8)

✔Yapıcı Onarıcı Olarak Görev Yapma Sırasına Göre 1) PROTEİN 2) LİPİT (YAĞ) 3) KARBONHİDRAT 1) KARBONHİDRATLAR:

✔ Yapısında C, H ve O bulunur.

✔ Canlılar için en önemli ve öncelikli enerji kaynağıdır.

✔ Yapıcı onarıcıdırlar ancak düzenleyici değillerdir. Yapısında bulunan monomer sayısına göre sınıflandırılırlar.

a) MONOSAKKARİT:

Bir tane monomerden oluşmuş olan karbonhidratlardır.

✔ Karbonhidratların sindirimle oluşmuş en küçük parçaları yani monomerleridir (yapı taşıdır).

✔ Hücre zarından kolayca geçebilirler.

✔ Solunumla daha küçük parçalara ayrılabilirler. Yapısında bulunan karbon sayılarına göre sınıflandırılırlar.

TRİOZ (3C): Yapısında 3 karbon bulunan monosakkaritlerdir. En önemlisi gliseraldehittir. Bu molekül solunum ve fotosentezde ara ürün olarak görev alır.

PENTOZ (5C): Yapısında 5 karbon bulunan monosakkaritlerdir. İki çeşittirler.

✔ RİBOZ: RNA NAD,NADP, FAD ve ATP’nin yapısına katılır. Enerji verici olarak kullanılmaz.

✔ DEOKSİRİBOZ: DNA’nın yapısına katılır. Enerji verici olarak kullanılmaz.

Riboz ile deoksiribozun farkı deoksiribozun oksijen sayısının ribozun oksijen sayısından bir eksik olmasıdır. Bu nedenle izomer değillerdir.

HEKSOZ (6C):

Yapısında 6 karbon bulunan monosakkaritlerdir. C6H12O6 kapalı formülüne sahiplerdir. Bu nedenle birbirlerinin izormerleridir. Açık formüllerine göre üç çeşittirler.

✔ GLİKOZ: Üzüm ya da kan şekeri de denir. Bitkiseldir. Canlılarda enerji verici olarak kullanılan en temel organik maddedir. Beyin hücrelerinin tek enerji kaynağı glikozdur. Hücre zarının yapısına glikoprotein ve glikolipit olarak katılır.

✔ FRUKTOZ: Meyve şekeri de denir. Bitkiseldir.

✔ GALAKTOZ: Süt şekeri de denir. Hayvansaldır.

Fruktoz ve galaktoz insanlarda doğrudan kullanılamaz. Karaciğerde glikoza dönüştürülerek kullanılır.

(9)

b) DİSAKKARİT: İki tane monomerin dehidrasyon sentezi ile birleşmesi sonucu karbonhidratlardır.

✔ Sindirilebilirler ve sindirilmeden hücre zarından geçemezler.

✔ DEHİDRASYON SENTEZİ: Küçük organik moleküllerin birleşmesi sonucunda büyük bir organik molekülün oluştuğu ve suyun açığa çıktığı tepkimelerdir. Birleşen organik maddeler arasında oluşan kimyasal bağ tepkimeden su çıkmasına yol açar. Anabolizma tepkimesidir. Gerçekleşmesi sırasında ATP harcanır.

✔ HİDROLİZ: Büyük bir organik maddenin su yardımı ile parçalanması sonucu kendini oluşturan yapı birimlerine ayrılmasıdır. Büyük organik maddenin yapısındaki kimyasal bağların kopmasını sağlar.

Sindirim olayları hidrolizdir. Katabolizma tepkimesidir. Gerçekleşmesi sırasında ATP harcanmaz ve üretilmez.

✔ Dehidrasyon ve hidroliz birbirinin zıttı olaylardır. İki monosakkarit dehidrasyon sentezi ile birleşirken aralarında GLİKOZİT BAĞI oluşur ve 1 molekül su açığa çıkar.

✔ Disakkarit oluşumu sadece heksozlar arasında gerçekleşebilir. Pentozlar disakkarit yapımında kullanılmaz.

✔ Disakkaritin yapısına katılan heksozlar disakkaritlerin çeşitlenmesine neden olur. Üç çeşit disakkarit vardır. Bunlar MALTOZ, LAKTOZ ve SÜKROZ (SAKKAROZ) dur.

Glikoz + Glikoz  Maltoz + H2O Glikoz + Fruktoz → Sakkaroz + H2O Glikoz + Galaktoz →Laktoz + H2O

MALTOZ: Arpa şekeri de denilir. İki glikozun dehidrasyon sentezi sonucunda birleşmesi ile oluşur.

Bitkiseldir.

SAKKAROZ (SÜKROZ): Çay şekeri olarak da bilinir. Glikozla früktozun dehidrasyon sentezi sonucu birleşmesi ile oluşur. Bitkiseldir.

LAKTOZ: Süt şekeri de denir. Glikoz ile galaktozun dehidrasyon sentezi ile birleşmesi sonucu oluşur.

Hayvansaldır ve sadece hayvan hücrelerinde bulunur.

c) POLİSAKKARİT: Çok sayıda glikozun dehidrasyon sentezi ile birleşmesi sonucunda oluşan karbonhidratlardır.

N (monosakkarit)  polisakkarit + (n-1) H2O

✔ Polimer halindedirler.

✔ Sindirime uğrayabilir. Glikozların sayısı ve glikozit bağlarının konumları polisakkaritlerin çeşitlenmesine neden olur.

Depo Polisakkaritleri

GLİKOJEN: ✔ Hayvansal depo polisakkaritidir.

(10)

✔ Hayvanlarda glikozun fazlasının karaciğer ve iskelet kaslarında depolanmış şeklidir.

✔ Bakteri, arke ve mantar hücrelerinde de depo edilebilir.

✔ Kanın glikoz oranı düştüğünde karaciğerde depolanan glikojen hidroliz edilir. Çizgili kaslarda depolanan glikojen ise kasların enerji ihtiyacını gidermek için hidroliz edilir.

✔ Suda çözünür.

NİŞASTA:

✔ Bitkisel depo polisakkaritidir.

✔ Bitkilerde fotosentez sonucunda üretilir ve depo organlarında depolanır.

✔ Suda çözünmez. (Çok az çözünür) Yapı Polisakkaritleri

SELÜLOZ:

✔ Bitkisel yapı polisakkaritidir.

✔ Bitkilerin ve alglerin hücre çeperinin yapısına katılır bu nedenle doğada en çok bulunan polisakkarittir.

✔ Bazı arke, bakteri ve protistalar dışında hiçbir canlı tarafından hidroliz edilemez. İnsanlarda sindirilemediğinden dışkı şeklinde dışarı atılır. Bol selülozlu besinler yemek bağırsak hücrelerini uyarır ve mukus salgısının üretimini artırır. Bu durum sindirimi ve emilimi kolaylaştırır. Selülozlu besinlerle beslenmek sağlık açısından önemlidir.

✔ Suda çözünmez.

KİTİN:

✔ Hayvansal yapı polisakkaritidir.

✔ Eklem bacaklıların dış iskeletinin yapısına katılır.

✔ Mantarların hücre çeperinin yapısına katılır.

✔ Diğer karbonhidratlardan farklı olarak yapısında N (azot) elementi bulunur. Bu nedenle azotlu polisakkarit de denir.

✔ Suda çözünmez.

Referanslar

Benzer Belgeler

Fosfolipid moleküllerinin hidrofob (yüksüz) uçları birbirlerine, hidrofil (yüklü) yüzleri hücre iç ve dış yüzüne bakacak şekilde düzenlenmiştir.. • İyonlar

Buna karĢın, inorganik maddelerden yararlanamayan ve yaĢamları için gerekli tüm organik besin maddelerini dıĢarıdan almak zorunda olan canlılar ise HETEROTROF

Biyolojinin tanımı ve temel kavramlar; Hücre yapısı, işlevleri ve kimyasal yapısı; Hücre organallerinin yapı ve işlevleri; Çekirdek

Biyolojinin tanımı ve temel kavramlar; Hücre yapısı, işlevleri ve kimyasal yapısı; Hücre organallerinin yapı ve işlevleri; Çekirdek

membranla sarılı çekirdeğin içinde, iki yada daha fazla kromozoma yayılmış olarak bulunur. Her bir kromozomun tek, doğrusal ikili sarmallı DNA molekülü

bazı ökaryotlarda (Bacillus subtilis gibi) DNA bazı ökaryotlarda (Bacillus subtilis gibi) DNA görünüşte bir çok noktada plazma membranına görünüşte bir çok noktada

Mayoz sonucu oluşan n kromozomlu gametlerin birleş- mesi (döllenmesi) ile 2n kromozomlu zigot oluşur. Böy- lece türlerin nesiller boyunca kromozom sayısı sabit

• Temel hücre teorisi’ne göre; yaşayan organizmaların yapısal ve işlevsel özelliklerinin temel biriminin hücre olduğu ve hücrenin tek başına canlılık özellikleri