• Sonuç bulunamadı

YILDIZ TEKNİK ÜNİVERSİTESİ AR-GE PROJELERİ ( )

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "YILDIZ TEKNİK ÜNİVERSİTESİ AR-GE PROJELERİ ( )"

Copied!
76
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

1

YILDIZ TEKNİK ÜNİVERSİTESİ AR-GE PROJELERİ

(2020-2021)

(2)

2

(3)

3

SUNUŞ

3D OPTİK VERİ DEPOLAMA İÇİN ORGANİK FOTOAKTİF SIVI KRİSTAL MALZEMELER DEEP LEARNING ADVANCEMENT FOR IMAGE GUIDED CLASSIFICATION: APPLIED TO GYNECOLOGY

MEKANİK DOLAŞIM DESTEK SİSTEMİ GELİŞTİRİLMESİ

MANYETİK PARÇACIK GÖRÜNTÜLEME (MPI) TEKNİĞİNE DAYALI MEDİKAL GÖRÜNTÜLEME CİHAZININ GELİŞTİRİLMESİ

DOLAŞIMDAKİ KANSERLİ HÜCRELERİN (CTCs) MEKANİK SERTLİK (CELL STIFFNESS) YAPISINDAKİ DEĞİŞİMİNİ ÖLÇEN HOLOGRAFİK TEK HÜCRE GÖRÜNTÜLEME TEKNİĞİ REJENERATİF/ANTİBAKTERİYEL ÖZELLİKLİ KOMPOZİT DOLGU MALZEMELERİNİN GELİŞTİRİLMESİ VE PERFORMANSININ DEĞERLENDİRİLMESİ

COVID-19 AŞISINDA KULLANILMAK ÜZERE TÜRKİYE’NİN ANTİJENİK PEPTİD/PROTEİN KÜTÜPHANELERİNİN OLUŞTURULMASI, SPESİFİK ANTİJENİK PEPTİD/PROTEİNLERİN ÜRETİMİ VE AŞI FORMÜLASYONLARI OLARAK İMMÜN YANIT SONUÇLARININ ELDESİ YENİ NESİL PEPTİD-BAZLI ANTİMİKROBİYAL AJANLARIN DİZAYNI VE IN VITRO/IN VIVO DEĞERLENDİRİLMESİ

ÇOK SERBESTLİK DERECELİ DİKEY HİBRİD MANYETİK YATAK TASARIMI VE KONTROLÜ ÜLKEMİZE ÖZGÜ YOĞURT, PEYNİR KÜLTÜRÜ GELİŞTİRİLMESİ VE PİLOT ÖLÇEKTE ÜRETİMİ

DOĞU ANADOLU FAYI, HAZAR-PALU SEGMENTİ ÜZERİNDE GERÇEKLEŞEN KRİP HAREKETİ ÖZELLİKLERİNİN ÇOK DİSİPLİNLİ YÖNTEMLERLE BELİRLENMESİ

S. AUREUS HEDEFLİ, VANKOMİSİN VE OKSASİLİN İÇEREN NANOFORMÜLASYONLARIN ELDESİ VE ANTİBAKTERİYAL ETKİNLİĞİNİN IN VITRO-IN VIVO DEĞERLENDİRİLMESİ KEMALİYE EVLERİNİN ÖZGÜN DÜZ DAMLARININ KORUNMASINA YÖNELİK ÇÖZÜM ÖNERİLERİ

YENİ FERROELEKTRİK SIVI KRİSTAL/MODİFİYE DEMİR OKSİT NANOPARTİKÜL KOMPOZİTLERİ: SENTEZ, KARAKTERİZASYON VE ELEKTRO-OPTİK ÖZELLİKLERİN İNCELENMESİ

DOĞAL ANTİMİKROBİYAL PEPTİT TÜREVLERİNİN SENTETİK POLİMERLER İLE ÇİFT ETKİ (ELEKTROSTATİK/HİDROFOBİK ETKİLEŞME VE LEKTİN PROTEİNİN İNHİBASYONU) SAĞLAYARAK TAKLİT EDİLMESİ

YÜKSEK ŞEKİL DEĞİŞTİRME HIZLARINDA NANOKOMPOZİT MALZEME KARAKTERİZASYONU VE MODELLENMESİ

Al-Cu, Al-Ni VE Al-Si ÖTEKTİK ALAŞIMLARININ FARKLI YÖN VE BÜYÜKLÜKTEKİ YÜKSEK ELEKTRİK GERİLİMİ ALTINDA KATILAŞTIRILMASI VE MİKROYAPI, MEKANİK, ELEKTRİK VE TERMAL ÖZELLİKLERİN ELEKTRİK GERİLİME BAĞLILIĞININ İNCELENMESİ

İÇİNDEKİLER

6 10 13

15 18

19

20

21

22

23 26

27

28

29

32

33

36

38

(4)

4

SU KAYNAKLARINDAKİ HİDROMORFOLOJİK DEĞİŞİM DÜZEYLERİNİN COĞRAFİ BİLGİ BİLİMİ VE TEKNOLOJİSİ KULLANILARAK ARAŞTIRILMASI VE BİR KARAR DESTEK ARACI GELİŞTİRİLMESİ: ÇAYIROVA-SAZ DERESİ ÖRNEĞİ

SUDA ÇÖZÜNÜR YENİ FTALOSİYANİNLERİN FOTOFİZİKSEL VE FOTOKİMYASAL ÖZELLİKLERİ İLE BİYOLOJİK VE FOTODİNAMİK ETKİNLİKLERİNİN IN VITRO İNCELENMESİ

KAPADOKYA BÖLGESİ VOLKANİK TÜFÜNÜN ALKALİLER İLE AKTİVE EDİLEREK TARİHİ YIĞMA YAPILARDA KULLANILABİLİRLİĞİNİN ARAŞTIRILMASI

BORANLARIN KARBON DİOKSİTİN (CO2) DEĞERLİ HAMMADDELERE (B-CO2) DÖNÜŞÜMÜ İÇİN KULLANIMI

FTALOSİYANİN İÇEREN POLİ(OKSANORBORNEN) TÜREVLERİNİN HALKA AÇILMA METATEZ POLİMERİZASYONU (ROMP) İLE SENTEZİ, ANTİMİKROBİYAL VE FOTODİNAMİK ÖZELLİKLERİNİN İNCELENMESİ

PLAZMON GEOMETRİLERİNİN NADİR TOPRAK İYONU TAKVİYELİ METALİK NANOPARTİKÜLLERİN ÜST ENERJİ DÖNÜŞÜM VERİM ARTIŞINA ETKİSİNİN İNCELENMESİ

NÜKLEER TIP TESİSLERİNDE YAPISAL VE KİŞİSEL RADYASYON KALKANLAMA MALZEMESİ OLARAK KULLANILABİLECEK BOR KARBÜR TAKVİYELİ HAFİF VE ESNEK POLİMER NANOKOMPOZİTLERİN GELİŞTİRİLMESİ VE KARAKTERİZASYONU

DOĞADAN ESİNLENEREK ANTİMİKROBİYAL PEPTİT VE BENZERLERİNİN GELİŞTİRİLMESİ

FORMAL ANALYSIS OF PROTECTION SYSTEMS IN SMART GRIDS USING PROBABILISTIC MODEL CHECKING

YAPAY ÖĞRENMEDE EĞİTİM ÖRNEKLERİNİ SIRALAMA OPTİMİZASYONU

TARİHİ KENT MERKEZLERİNİN YENİDEN YAPILANMASINDA BELİRLEYİCİ FAKTÖRLER VE OLASI SENARYOLAR: İSTANBUL BEYOĞLU ÖRNEĞİ

KALORİSİ AZALTILMIŞ, FONKSİYONEL VE DOĞAL, PROBİYOTİKLİ LAKTOFERMENT MEYVE BAZLI İÇECEK

ÇOK ANAHTARLI DÖNÜŞTÜRÜCÜLER İÇİN KOLAY UYGULANABİLİR, MODÜLER VE İZOLELİ YENİ BİR AKTİF YUMUŞAK ANAHTARLAMA HÜCRESİNİN TASARIMI VE GERÇEKLEŞTİRİLMESİ

SARS-COV-2 (COVID-19) TEDAVİSİNDE KULLANILAN KLOROKİN VE HİDROKSİKLOROKİN KİMYASALLARININ KAN, İDRAR VE TÜKÜRÜK ÖRNEKLERİNDE YÜKSEK DOĞRULUK VE DUYARLILIKTA HIZLI TAYİNLERİNE YÖNELİK İZOTOP SEYRELTME ESASLI ANALİTİK YÖNTEM GELİŞTİRİLMESİ

40

43

45

48

49

50

51

53

55

57 58

61

62

64

(5)

5

İKİNCİ MERTEBEDEN SÜREKSİZ DİFERANSİYEL OPERATÖRÜN ÖZFONKSİYON SİSTEMİNİN FRAME(ÇERÇEVE) ÖZELLİKLERİ

AŞINMA DAYANIMI ARTTIRILMIŞ EMAYE YÜZEYLERİN GELİŞTİRİLMESİ PROBİYOTİK YUMUŞAK ŞEKERLEME GELİŞTİRİLMESİ

ORTALAMA ALAN TEORİSİ İLE HİPERÇEKİRDEKLERİN VE SÜPERÇEKİRDEKLERİN YAPISININ İNCELENMESİ

HORSESHOE ADASINDAKİ ÇEVRESEL ÖRNEKLERDE ORGANİK/İNORGANİK KİRLETİCİLERİN, DEĞERLİ METALLERİN VE RADYOAKTİF ELEMENTLERİN ÖNDERİŞTİRME YÖNTEMLERİ İLE BİRLEŞTİRİLMİŞ KROMATOGRAFİK VE SPEKTROSKOPİK YÖNTEMLER KULLANILARAK YÜKSEK DOĞRULUK VE DUYARLILIKTA TAYİNLERİ

ELEKTRİKLİ ARAÇLARIN DAĞITIM ŞEBEKESİNDE AKILLI ŞARJ YÖNETİMİ İÇİN SİSTEM OPERATÖRÜ KARAR VERME MEKANİZMASININ GELİŞTİRİLMESİ

ETKİLEŞİMLİ ENERJİ MERKEZİ ŞEBEKELERİNDE YENİLENEBİLİR ENERJİ SİSTEMLERİNİN AZAMİ YAYGINLAŞMA KAPASİTESİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ

65

66 68 69

70

71

73

(6)

6

SEVGİLİ, ÇOK DEĞERLİ

YILDIZ TEKNİK ÜNİVERSİTESİ AİLESİ,

Mezunu ve mensubu olmaktan gurur duyduğum, ülkemizin en köklü üniversitelerinden Yıldız Teknik Üniversitesi rektörlük görevine, 14 Ağustos 2020 tarihi itibari ile başlamış bulunmaktayım. Sevgili öğrencilerimiz ve hocalarımız başta olmak üzere, üniversitemize geçmişten bugüne hizmet etmiş tüm rektörlerimizi, üniversitemize değer katan tüm mezun ve mensuplarını saygıyla ve sevgiyle selamlarım.

Yıldız Teknik Üniversitesi, kurulduğu günden bu yana araştırma ve geliştirme, eğitim ve öğretim, toplumsal katkı gibi üniversitelerin temel fayda alanlarında ülkemizin en nitelikli ve köklü kurumları arasında yer almakta. Öğrencilerimiz aldıkları akademik, mesleki eğitimlerinin yanı sıra kültür, sanat, spor gibi farklı alanlardaki sosyal etkinliklere katılımlarıyla çok yönlü biçimde kendilerini profesyonel hayata hazırlarken, üniversitemiz

mezunları farklı disiplinlerde ve kariyer seviyelerinde, mesleki, yönetsel yetkinlikleri ve entelektüel altyapıları ile ayırt ediliyor, Yıldızlı kimlikleriyle bizleri gururlandırıyorlar.

Yıldızlı kimliğine sahip olmak benim için başlı başına bir gurur. Bu gururun da ötesinde, 1987 yılında lisans öğrencisi olarak adımımı attığım üniversitemde rektörlük görevi icra edecek olmam ise önceki tüm yöneticilik deneyimlerimden bağımsız olarak çok büyük manevi bir sorumluluk olduğu gibi büyük işler yapmak ve değer katmak için önemli bir motivasyon kaynağı.

Bizlerin yani tüm Yıldızlıların olan üniversitemize değer katmak, aynı vizyon doğrultusunda tek vücut olarak hareket ederek hedeflere ulaşmak, elbette sadece yönetim kadrosunda görev alan bizlerin değil, öğrencisinden, öğretim elemanlarına, idari çalışanlarına, ailenin tüm bireylerinin sorumluluğunda. Bu sorumluluğu yerine getirirken izleyeceğimiz vizyonun dünyayı yakalaması ise öncü ve lider bir kuruma dönüşme yolculuğumuzda son derece önemli.

“BİR KUŞAĞIN DİKTİĞİ AĞACIN GÖLGESİNDE GELECEK KUŞAKLAR SERİNLER” der eski bir Çin atasözü. İnsanlar

“başarılı olmak ve rakiplerin arasından öne çıkmak” için ne yapılması gerektiği ile ilgili net hedefler koymak isterler. Ancak, GELECEĞİ ÖNGÖREBİLMENİN EN İYİ YOLU ASLINDA ONU OLUŞTURMAKTIR. Dünyada küresel rekabet düzeyinin her gecen gün artmasıyla birlikte rekabetin temeli de giderek bilginin üretilmesine doğru kaymıştır. İtici güç ise, bilgi temelli üretimin ve fikrin sahibi olmanın parolası konumundaki İNOVASYON’dur.

Bilgi teknolojileri tabanlı ekonomilere ulaşmanın uluslararası rekabette olduğu kadar ulusal düzeydeki rekabette de önem kazandığı günümüz “DİJİTAL ÇAĞI”nda dünya hızla değişmekte. Bu bağlamda bilgi tabanlı ekonomilere erişmede en büyük rol sahibi yeni nesil üniversite, değişime en hızlı biçimde ayak uyduran, araştırmacı, dünyadaki yeniliklere ve önceliklere hakim, girişimci, üretken, kamu-sanayi işbirliğine açık, PROAKTİF üniversite olarak tanımlanabilir.

“ARAŞTIRMA” artık laboratuvardan çıkarak sanayi-kamu ekseninde öncelikli ve kritik alanlar çerçevesinde taleplere göre yeniden şekilleniyor. Üniversitede üretilen ve rekabet gücünde önemli pay sahibi olan “BİLGİ”, teknoloji geliştirme bölgelerinde, kuluçka merkezlerinde “iş modellerine” kamu ve sanayinin ihtiyacı doğrultusunda ticarileşerek “ürüne”

dönüşüyor.

Dijital teknolojiler ve dönüşüm, tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de milyonlarla ifade edilen sayıda işin kaybolmasına neden olduğu gibi daha da fazla sayıda yeni iş artışı potansiyelini beraberinde getiriyor. Bu bağlamda, otomasyon, yapay zekâ ve dijital teknolojilerle birlikte sürdürülebilir büyümeyi sağlamak ve ülkenin rekabet gücüne fayda sağlamak için bu hızlı dönüşüm dalgasını yakalamak üniversiteler için son derece önemli. Zira dijital teknolojilerin benimsenmesi hem uygulamada hem de Ar-Ge anlamında ekonomik büyümenin en önemli faktörü olarak kabul ediliyor.

Çağı yakalayacak yeni nesil “PROAKTİF” üniversitelerin,

- Dijital çağın ve dönüşümün getirdiği faydalardan yararlanması ve zorlukların üstesinden gelmesi,

- Teknoloji geliştirme bölgelerinin bilgiyi ticarileşebilir ürüne dönüştürebilme etkinliğini güçlü teknoloji transfer ofisi ve girişimci hızlandırma mekanizmalarıyla arttırması,

- Yeni eğitim modeli güncellemeleriyle, üniversite sanayi işbirliğinin ve dijital çağda gereksinim olan yetkinliklerle ilgili eğitimlerin müfredata eklenmesi, bunlara bağlı yeni programlar geliştirmesi,

(7)

7

- YTÜ’nün de bu anlamda köklü geleneklere sahip olduğundan hareketle, proje bazlı eğitim, eğitimin sektörle birlikte yapılması, iş başında yetkinliklerin kazandırılmalı (Cooperative education) (COOP modeli). Lisans ve lisansüstü eğitimde endüstri ile işbirliği modeli mutlaka yaygınlaştırılmalıdır.

- Dijital çağda sürekli yeni yetkinliklere sahip olunması gereksiniminden yola çıkarak, “öğrenmeyi öğrenme” ve yaşam boyu öğrenme becerisinin verilmesi,

- Üniversite öğrencilerinin, programlama, problem çözme ve en önemlisi yaratıcılık gibi geleceğin önemli yetkinliklerine ve niteliklerine odaklanmaları ve bu anlamda yeni eğitim modelleriyle bu yetkinlikler doğrultusunda teşvik edilerek eğitilmeleri vazgeçilmez zorunluluklardan sadece bir kısmı olarak gözüküyor.

Ülkemizin kalkınma vizyonu, On Birinci Kalkınma Planında (2019-2023) “Daha fazla değer üreten, daha adil paylaşan, daha güçlü̈ ve müreffeh Türkiye” olarak belirlenmiş ve bu vizyona bağlı hedefler, “İstikrarlı ve güçlü ekonomi;

Rekabetçi üretim ve verimlilik; Nitelikli insan güçlü toplum; Yaşanabilir Şehirler Sürdürülebilir Çevre; Hukuk devleti demokratikleşme ve iyi yönetişim” olarak sıralanmaktadır. Üniversitelerin bu hedefler doğrultusunda üzerlerine düşen rol ve sorumluluğu “araştırma ve geliştirme, eğitim ve toplumsal sorumluluk faaliyetleri” ile yerine getirmesi önem arz etmektedir.

Bu bağlamda, Yıldız Teknik Üniversitesi’ndeki rektörlük görevimi, ülkemizin kalkınma vizyonu ve dünyanın günümüz ve gelecekteki önceliklerini gözeterek icra etmeyi hedeflemekteyim. Daha önceki rektörlük ve rektör yardımcılığı gibi çeşitli akademik yöneticiliklerim sırasında elde ettiğim, “gerek teknoloji geliştirme bölgesi kurulması ve geliştirilmesi, gerek teknoloji transferi ve uluslararası hızlandırma mekanizmaları kurulması ve geliştirilmesi, araştırma merkezleri kurulması ve geliştirilmesi, üniversite sanayi işbirliği projeleri geliştirilmesi, patent ticarileşmeleri, eğitim modellerinin Co-op sistemleriyle geliştirilerek yürütülmesi, yeni eğitim programları geliştirilmesi ve yaşam boyu öğrenme anlamında çok çeşitli sosyal sorumluluk projeleri geliştirilmesi ve yürütülmesi” gibi konularda deneyim ve birikim, Yıldız Teknik Üniversitesi’nin Türkiye’de öncü ve proaktif, dünya sıralamalarında yer alan üniversiteler arasında olması hedeflenerek değerlendirilecektir.

Bu çerçevede, kalkınma planlarında belirlenen öncelikli sektörlerde, güçlü bir Ar-Ge ve yenilik yaklaşımı benimsenerek, yaşadığımız dijital çağın tetikleyicisi olan kritik teknolojiler odağında ülke ve dünya gereksinimlerine ve her alanda rekabet gücümüzü arttıracak araştırma geliştirme faaliyetleri ve eğitim programlarının gerçekleşmesi sağlanacaktır.

Araştırma ve geliştirmenin, “ürün odaklı olarak” teknoloji transferi mekanizmaları sayesinde üniversite ile buluşan sanayi aracılığıyla tasarım, yatırım, üretim, pazarlama ve ihracat süreçlerinin tamamını içerecek şekilde gerçekleşmesi desteklenecek ve teşvik edilecektir. Üniversite bünyesinde, “Öncelikli sektörler” ve “kritik teknolojiler” gözetilerek kurulacak araştırma altyapılarının ve mükemmeliyet merkezlerinin bir kısmı da 6550 sayılı Kanun kapsamına hazırlanacaktır. Üniversitenin laboratuvar altyapısının “kritik teknolojilere” yönelik Ar-Ge çalışmalarının ihtiyaçlarına göre geliştirilmesi sağlanacaktır. Eğitim modelleri, günümüz gereksinimleri gözetilerek sanayi işbirliği odaklı olarak iyileştirilecek ve geliştirilecektir. Yıldız Teknik Üniversitesi, toplumun da çağa ayak uydurma anlamında gereksinim duyduğu “yaşam boyu öğrenme”, “girişimcilik” gibi alanlarda ihtiyaçlarını belirleyerek, derinliğini toplumun sürekli gelişmesi ve iyileşmesi için değerlendirecektir.

YILDIZ TEKNİK ÜNİVERSİTESİ’Nİ ULUSAL ALANDA ÖNCÜ, ULUSLARARASI ALANDA SIRALAMALARDA YER ALAN, ÜLKE KALKINMASINA VE MİLLİ HAMLESİNE KATKI SAĞLAYARAK, DÜNYADAKİ PROBLEMLERİN ÇÖZÜMÜNDE ROL OYNAYAN YENİLİKÇİ VE PROAKTİF YENİ NESİL DİJİTAL ÇAĞA UYGUN DONANIM VE YETKİNLİKLERE SAHİP BİR ÜNİVERSİTE HALİNE DÖNÜŞTÜRMEK ESAS HEDEFİMİZ OLACAKTIR.

Bir makinenin yedek parçası gibi tedavi edilemeyen organların üç boyutlu yazıcılar ile üretilerek geliştirilmesi, bir köprü inşaatının tüm aşamalarının modelleme ve simülasyon ile uzaktan takip edilebilmesi, uzaktan eğitimle dünyadaki en iyi bilginin dört bir yana yaygınlaştırılması, sanal üniversitelerin kurulması, yani kısaca dijitalleşme, BİLGİNİN SOYUTLAŞARAK DAHA RASTLANTISAL VE GELİŞİGÜZEL elde edilebileceği anlamına geliyor. Bu bir nevi BİLGİNİN TÜRBÜLANSI. Türbülansı görmek kolay olsa da, anlamak da bir o kadar güç.

DİJİTAL DÖNÜŞÜMÜN GETİRDİĞİ BİLGİ TÜRBÜLANSININ ETKİLERİNİ YAKALAMAK İSE GÜNÜMÜZÜN EN BÜYÜK MEYDAN OKUMASI SAYILABİLİR.

Dijital dönüşümde var olabilmek “PROAKTİF” biçimde olacaklara hazır olmak, önceden görmek, ‘ZAMANIN

(8)

8

RUHUNU YAKALAYARAK, GÜNÜN LİDERİ olmaktan geçiyor. Bu anlamda, günümüzde “DİJİTAL OKURYAZARLIĞI”

öğrenmek, bu dönüşümün getirdiği yeni meslekleri, yeni girişimleri, yeni icatları ortaya çıkartmak gerekiyor.

İnsan hayatı der Wells “evrenin akışı içindeki bir girdap gibi yanıltıcı bir şekilde sakindir; BİLİM İSE İNSANIN KARANLIĞA YAKTIĞI BİR KİBRİTTİR ve kibritin ateşi, karanlığın sandığımızdan daha da karanlık olduğunu gösterir bize.”

Karanlığı aydınlatmanın tek yolu BİLMEKTEN VE ÜRETMEKTEN geçer. En başta dediğim gibi GELECEĞİ ÖNGÖREBİLMENİN EN İYİ ve belki de tek YOLU ONU OLUŞTURMAKTIR.

Nasıl bir gelecekte yaşamak istediğimize karar vermek yani geleceği üretmek ne dün ne yarın sadece ve sadece bugün mümkün. Bilgi, beceri, yetenek, çok çalışmak bunun için gerekli ancak geleceği üretmek: FARKLI VE İNOVATİF OLMAYI, UZAĞI GÖRMEYİ, CESARETİ, KARARLILIĞI, DÜŞÜNME YETENEĞİNİ VE DAHA ÖNEMLİSİ BUNLARI HAYATA GEÇİRME BECERİSİNİ gerektirir.

Sevgili Yıldızlılar,

LÜTFEN ZAMANIN RUHUNU YAKALAYIN BU MEYDAN OKUMAYA SİZ DE DAHİL OLUN ve

KANATLARINIZI BİLGİNİN TÜRBÜLANSINA DOĞRU AÇIN.

“ADİLLİK, ŞEFFAFLIK, HESAP VEREBİLİRLİK VE SORUMLULUK” İLKELERİNDEN HAREKETLE, “GERÇEKLERE VE FIRSAT EŞİTLİĞİNE DAYALI, ULAŞILABİLİR” BİR YÖNETİM ANLAYIŞIYLA,

Var gücümüzle çalışarak, Yıldız Teknik Üniversitesi’ni hedeflerine ulaştıracağız. Ve kanatlarımızı sizlerle hep birlikte açacağız.

*AÇILMAMIŞ KANATLARIN BÜYÜKLÜĞÜ BİLİNEMEZ (*Andre Gide).

Saygı ve sevgilerimle.

Prof. Dr. Tamer YILMAZ Rektör

(9)

9

(10)

10

Destek Tipi:BİDEB-2232

Başlangıç ve Bitiş Tarihi: 01/02/2020-01/02/2023 Süre: 36 Ay

Bütçe: 2.506.465 TL

AMAÇ - HEDEFLENEN ÇIKTILAR

Büyük miktarda verinin depolanması ve korunması (Büyük Veri), yenilikçi moleküler malzemelerin geliştirilmesini gerektiren veri işlemenin evrimiyle bağlantılı çok önemli bir teknolojik zorluk oluşturmaktadır. Mevcut multidisipliner 3 Boyut-Optik Veri Depolama (3D-ODS) projesi, supramoleküler seviyede yüksek çözünürlüklü ve yüksek yoğunluklu üç boyutlu bilgi kodlamasına izin verecek yenilikçi ve uyarılabilir fotoaktif ince filmlerin tasarımına ve derinlemesine araştırılmasına adanmıştır.

Tek bir molekülde iki foton absorpsiyonu, fotodimerizasyon, kiralite gibi birçok sinerjik özelliği birleştiren orijinal kromoforlar, güçlü 2. derece doğrusal olmayan optic tepkiyi sağlamak için geliştirilecektir. Gerçekten çekici uyaranlara duyarlı, iyi organize edilmiş, anizotropik, yumuşak ve işlenebilir malzemeler üretmek için sıvı kristal özelliklerinden yararlanılacaktır. Fotofiziksel çalışmalar ve toplu (3D) olarak yazma/okuma süreci lazer tabanlı yöntemlerle incelenecektir. Bu yeni malzemeler, yüksek yoğunluklu verimli 3D veri depolama cihazlarının geliştirilmesi için yüksek bir potansiyele sahiptir.

PROJE EKİBİ: Prof. Dr. Belkız BİLGİN ERAN, Prof. Dr. Hale OCAK, Doç. Dr. Nimet YILMAZ, Dr.

Franck CAMEREL, Olivier JEANNIN, Dr. Jean-Pierre MALVAL, Dr. Stijn VAN CLEUVENBERGEN, Prof. Dr. Koen CLAYS, Dr. Przemyslaw KEDZIORA

Doç. Dr. Huriye AKDAŞ KILIÇ hakdas@yildiz.edu.tr

Fen-Edebiyat Fakültesi Kimya Bölümü

ÇALIŞMA ALANLARI:

*Lineer olmayan optik

*Organik fotoaktif kromoforlar

*Fonksiyonel malzemeler

*Sıvı kristaller

*Kimya mühendisliği

Uluslararası işbirliğiyle gerçekleşecek projenin 5 ortağı bulunmaktadır.

Prof. Dr. Belkız BİLGİN ERAN, Prof. Dr. Hale OCAK, Doç. Dr. Nimet YILMAZ

Dr. Franck Camerel, Olivier Jeannin (CNRS research fellow) from the Institute of Chemical Sciences of Rennes (UMR 6226, Rennes 1 University, CNRS, France)

Dr. Jean-Pierre Malval (Associate Professor) from the Materials Science Institute of Mulhouse (IS2M, UMR 7361, CNRS, Mulhouse University, France)

Dr. Stijn van Cleuvenbergen and Prof. Dr. Koen Clays from the Division of the Molecular Imaging and Photonics (KU Leuven, Belgium)

Dr. Przemyslaw Kedziora from Department of Computational Physics of Complex Systems (Institute of Molecular Physics, Poznan, Poland)

3D OPTİK VERİ DEPOLAMA İÇİN ORGANİK FOTOAKTİF SIVI

KRİSTAL MALZEMELER

(11)

11

(12)

12

Destek Tipi: BİDEB-2232

Başlangıç ve Bitiş Tarihi: 01/09/2020-01/09/2023 Süre: 36 Ay

Bütçe: 2.454.261 TL

AMAÇ - HEDEFLENEN ÇIKTILAR

Kadınların doğurganlık yıllarında sıklıkla rastlanan, leimyom veya fibroid olarak da adlandırılan rahim miyomları; rahimdeki düz kas hücrelerinden kaynaklanan, hormon duyarlılığına sahip semptomatik jinekolojik tümörlerdir. Kadınlarda yaygın görülen diğer bir jinekolojik hastalık olan adenomyozis ise rahim zarının (endometriyum) rahim kasına (miyometriyum) doğru büyümesi olarak tanımlanabilmektedir.

Kısırlık, ağır ve düzensiz adet kanaması, karın ağrısı, idrar yolu ve/veya ince bağırsak sıkışması, vb. semptomlara sebep olabilen bu iki durumdan dolayı hastaların yaşam kalitesi ciddi oranda düşmektedir.

Hastaların tedavisi için miyomektomi ve histerektomi gibi invaziv, uterin arter embolizasyonu gibi minimal invaziv, gonadotropin salgılayıcı hormon tedavisi ve yüksek yoğunlukta odaklayıcı ultrason (HIFU: High Intensity Focused Ultrasound) gibi invaziv olmayan yöntemler uygulanmaktadır.

İnvaziv yöntemlerde; histerektomide kesin doğurganlık kaybı meydana gelmesi, miyomektomide ise doğurganlık fonksiyonlarının etkilenebilmesiyle birlikte tümör oluşumunun tekrarlanması ihtimali mevcuttur. Bu iki operasyonun ortak özelliği, tedavi sonrasında hasta konforunun düşük olması ve iyileşme sürecinin birkaç ay sürmesi sebebiyle gündelik yaşama dönüşün zor olmasıdır.

Minimal invaziv yöntemlerden olan uterin arter embolizasyonu ise tedavi aşamasının sancılı olması, tedavi sonrasında ağrı, ateş, lökositoz, vb. semptomların gelişebilmesi ve hastalığın tekrarlanabilme ihtimallerini taşıdığından dolayı kesin bir tedavi yöntemi değildir.

İnvaziv olmayan yöntemlerden olan gonadotropin salgılayıcı hormon tedavisi; uzun süreli bir tedavidir. İnvaziv ve invaziv olmayan tedavilere yardımcı görevi üstlenmektedir. Tedavi sonucunda menopoz benzeri semptomların, kemik kaybının ve semptomların tekrar oluşabilmesi risklerini bünyesinde barındırmaktadır.

PROJE EKİBİ:

Emine AKPINAR, Onur Can BAYRAK Dr. Bilgin KESERCİ

Elektrik-Elektronik Fakültesi Biyomedikal Mühendisliği Bölümü

ÇALIŞMA ALANLARI:

*Manyetik rezonans fiziği ve sekans geliştirme

*Yüksek yoğunluklu odaklanmış ultrason fiziği

*Manyetik rezonans görüntüleme güdümlü yüksek yoğunluklu odakl- anmış ultrason (MRgHIFU)

*Radyasyon terapi/Brakiterapi/

*Stereotaktik

*Radyocerrahi tedavi planlamaları

*Manyetik rezonans görüntüleme güdümlü mikrodalga ablasyon

*Manyetik rezonans görüntüleme güdümlü radyofrekans ablasyon

*Ultrason görüntüleme güdümlü radyofrekans ablasyon

*Manyetik rezonans görüntüleme güdümlü radyasyon terapi

*Yapay zeka, makine öğrenmesi, derin öğrenme ve ileri seviye medikal görüntü işleme

*Veri analizi ve öznitelik mühendisliği

*Nümerik ve matematiksel modelleme

*İleri seviye istatistiksel analiz

*İleri seviye medikal görüntüleme teknikleri

*Bilgisayar destekli tanı (CAD) sistemleri

DEEP LEARNING ADVANCEMENT FOR IMAGE GUIDED

CLASSIFICATION: APPLIED TO GYNECOLOGY

(13)

13

Kadınların doğurganlık yıllarında sıklıkla rastlanan, leimyom veya fibroid olarak da adlandırılan rahim miyomları; rahimdeki düz kas hücrelerinden kaynaklanan, hormon duyarlılığına sahip semptomatik jinekolojik tümörlerdir. Kadınlarda yaygın görülen diğer bir jinekolojik hastalık olan adenomyozis ise rahim zarının (endometriyum) rahim kasına (miyometriyum) doğru büyümesi olarak tanımlanabilmektedir.

Kısırlık, ağır ve düzensiz adet kanaması, karın ağrısı, idrar yolu ve/veya ince bağırsak sıkışması, vb. semptomlara sebep olabilen bu iki durumdan dolayı hastaların yaşam kalitesi ciddi oranda düşmektedir.

Hastaların tedavisi için miyomektomi ve histerektomi gibi invaziv, uterin arter embolizasyonu gibi minimal invaziv, gonadotropin salgılayıcı hormon tedavisi ve yüksek yoğunlukta odaklayıcı ultrason (HIFU: High Intensity Focused Ultrasound) gibi invaziv olmayan yöntemler uygulanmaktadır.

İnvaziv yöntemlerde; histerektomide kesin doğurganlık kaybı meydana gelmesi, miyomektomide ise doğurganlık fonksiyonlarının etkilenebilmesiyle birlikte tümör oluşumunun tekrarlanması ihtimali mevcuttur. Bu iki operasyonun ortak özelliği, tedavi sonrasında hasta konforunun düşük olması ve iyileşme sürecinin birkaç ay sürmesi sebebiyle gündelik yaşama dönüşün zor olmasıdır.

İnvaziv olmayan bir diğer yöntem ise HIFU terapisidir. Ultrason dalgaları kullanılarak gerçekleştirilen bu tedavide; odaklanan dokunun ısıtılarak, hastalıklı hücrelerin nekrozu sağlanan bölgelerde kan dolaşımı durdurulmaktadır. Tedaviden sonraki aylarda hastalıklı bölgeler dolaşım sistemi tarafından vücuttan uzaklaştırılarak hem hastalıklı dokunun küçülmesi hem de semptomların azalması sağlanmaktadır.

Operasyon süresinde ve operasyon sonrasında semptom gelişme ihtimali diğer tedavilere göre çok daha az olmanın yanısıra, tedaviden sonra hasta aynı gün içerisinde gündelik hayatına devam edebilmektedir. Bu sebeple hastanın yaşam kalitesini düşürmeyen bir tedavi seçeneğidir.

MRG (Manyetik Rezonans Görüntüleme) veya ultrason rehberliğinde gerçekleştirilen bu tedavide, hem tedavi öncesi hem tedavi aşaması hem de tedavi sonrasındaki hasta takibinde yüksek görüntüleme avantajı olan ve kullanılan farklı MR parametrelerin gözlemlenebildiği MRG kullanılmaktadır. HIFU terapisinin MRG rehberliğinde gerçekleştirilmesi MRgHIFU olarak isimlendirilmektedir.

Proje bünyesinde; istatistiksel analiz, medikal görüntü işleme, yapay zeka, makine öğrenmesi ve derin öğrenme yöntemlerinin çalışabileceği bir sistem geliştirmek amacıyla; rahim miyomuna veya adenomyozisine sahip hastaların MRgHIFU terapisine uygunluğunun belirlenmesi ve terapi sonucu ile zamansal etkisinin tahmin edilmesine dair çalışmalar yürütülmektedir.

(14)

14

gerçekleştirilmesi MRgHIFU olarak isimlendirilmektedir.

Proje bünyesinde; istatistiksel analiz, medikal görüntü işleme, yapay zeka, makine öğrenmesi ve derin öğrenme yöntemlerinin çalışabileceği bir sistem geliştirmek amacıyla; rahim miyomuna veya adenomyozisine sahip hastaların MRgHIFU terapisine uygunluğunun belirlenmesi ve terapi sonucu ile zamansal etkisinin tahmin edilmesine dair çalışmalar yürütülmektedir.

(15)

15

Doç. Dr. Abdurrahman Kamuran KADIPAŞAOĞLU

kamuran@yildiz.edu.tr

AMAÇ - HEDEFLENEN ÇIKTILAR

Son evre Kronik Kalp Yetmezliği (KKY) için palyatif olmayan tek tedavi kalp transplantasyonudur; fakat donör organ sayısının nakil bekleyen hasta sayısına oranla yetersiz olması girişimin etkinliğini kısıtlamaktadır. Bu hasta grubu için ABD ve Japonya’da 1960’lı yıllarda geliştirilmeye başlanan mekanik dolaşım desteği (MDD) sistemleri, son yıllarda gittikçe artan bir sıklıkla tüm dünyada ve ülkemizde gerek transplanta köprü olarak gerekse yaşam boyu destek sağlamak için kullanılmaktadır.

Hemodinamik yetmezliğe giren sol karıncğın hacim yükünü sistemik dolaşıma basan bir kan pompası, pompayı hareket ettiren bir eyleyici, pnömatik veya elektromekanik bir güç kaynağı, kontrol ünitesi ve gref, konektör, kablo gibi çeşitli aksesuardan oluşan sistemler, günümüzde minyatürize edilmiş, taşınabilir, vücut içi, dayanıklı, güvenilir ve akıllı teknolojilere dönüştürülmüştür. Gelişmekte olan diğer ülkeler gibi, Türkiye’de de yerli ve rekabetçi MDD sistemlerinin geliştirilmesi tıbbi, insani ve toplumsal bir ihtiyaç olduğu kadar bilimsel, teknolojik ve ekonomik bir gereklilik olarak karşımıza çıkmaktadır. Önerilen proje, bu soruna yerli ve özgün bir çözüm sunmak amacıyla, yenilikçi bir MDD sistemi oluşturmak hedefiyle hazırlanmıştır. Tek kademeli bir eksenel türbin ve türbin rotorunu hareketlendirilen fırçasız doğru akım motoru, Destek Sisteminin 1. Temel Teknolojisi (TT1) olan Sol Ventrikül Destek Pompası’nın (SVDP) iki Alt Bileşenini (AB) oluşturacaktır. Ön çalışmalarda geliştirilmiş olan özgün türbin geometrisi, Ana Proje kapsamında nümerik ortamda (Hesaplamalı Akışkanlar Dinamiği, HAD) optimize edilecek ve 3-D yazıcıda titanyumdan üretilecektir. Motorla entegrasyon öncesi, türbinin sabit ve döner aksam bıçakları üzerinde oluşan akış ve kayma gerilimi alanları hidromekanik bir Dış Tahrik Mekanizmasında optik yöntemlerle (Parçacık Hızı Görüntüleme, PHG) kestirilecek, gerekirse HAD-PHG iterasyonlarıyla katı model yakınsanacaktır. Eşzamanlı olarak Birinci Alt Proje kapsamında geliştirilecek motor, elektriksel iletkenliği düşük titanyum alaşımı ve yüksek enerji yoğunluklu mıknatıs kullanılarak imal edilecektir. Titanyum parazitik kayıpları ve mıknatıs kayıpları malzemenin segmente edilmesiyle özgün olarak minimize edilecek, statorun enkapsülasyonuyla hava aralığında daha az pürüzlü bir ortamda kan akışı sağlanarak pompa ve sistem verimi arttırılacaktır. İkinci Alt Proje kapsamında geliştirilecek olan Kontrol Ünitesinin (TT2) iki Alt Bileşeni ergonomik hasta arayüzü ve çift yönlü veri iletişim protokolu olacaktır. Veri iletişim protokolu, önemli fizyolojik ve elektromekanik

Elektrik-Elektronik Fakültesi Biyomedikal Mühendisliği

ÇALIŞMA ALANLARI:

*Tıp

*Sağlık Bilimleri

*Temel Tıp Bilimleri

*Fizyoloji

*Cerrahi Tıp Bilimleri

*Kalp ve Damar Cerrahisi

*Biyomedikal Mühendisliği

*Elektrik-Elektronik Mühendisliği

*Matematik

*Optimizasyon

*Temel Bilimler

*Mühendislik ve Teknoloji PROJE EKİBİ:

Doğan Onur ARISOY, Mehmet İŞCAN, Gamze BALKAN, Ali Burak ÖZDEN, Ammar URGAN

Destek Tipi: TÜBİTAK 1003

Başlangıç ve Bitiş Tarihi: 01/06/2019-01/07/2022 Süre: 37 Ay

Bütçe: 2.059.608 TL

MEKANİK DOLAŞIM DESTEK SİSTEMİ GELİŞTİRİLMESİ

(16)

16

değişkenlerin anlık değerlerini hasta arayüzüne ve güvenli olarak hasta takip merkezine iletecek, özgün olarak acil durumlarda merkezden uzman müdahalesine imkan sağlayacaktır. Kontrol Ünitesine gömülü geri-beslemeli denetleyici Kontrol Ünitesinin 3. Alt Bileşeni olup Ana Proje kapsamında geliştirilecektir. Emsallerinden üstün olarak doğrusal olmayan uyarlamalı geri adımlamalı kontrol kuramıyla tasarlanacak olan denetleyici bir yandan türbin devrini hastanın anlık metabolik ihtiyacına göre kararlılıkla ayarlarken, diğer yandan hem alyuvar yıkımı (hemoliz) veya sol karıncık negatif basıncı gibi aşırı hızlardan, hem de pompa trombozu veya doku iskemisi gibi düşük hızlardan kaynaklanan travma risklerini minimize edecektir. Destek Sistemi, Sistemin Temel Teknolojileri ve bunların Alt Bileşenleri, çevresel ortamda tam ölçekli fizyolojik veri setleri ve olası kardiyovaküler patolojileri modelleyen kalp-damar benzetim devresinde doğrulanacak ve gösterilecektir. Projenin 3. Temel Teknolojisini oluşturan ve Ana Proje Kapsamında geliştirilecek olan benzetim devresinde, sol karıncığın zamanla değişen elastansı (hacim basınç ilişkisi) Pontryagin Maximum Prensipi (PMP) uygulamasıyla sol karıncık hidrolik verimini maksimize edecek şekilde modellenecektir. Literatürde şimdiye kadar yalnızca çeşitli empirik elastans girdileriyle belirlenebilen sol karıncık fonksiyonun önerilen projede Optimum Kontrol Teorisinin en etkili yöntemlerinden biri olan PMP ile analitik yoldan benzetilecek olmasının, MDD sistemlerinin performans testine yönelik etkin, uygulanabilir ve özgün bir test platformu sunacağı umulmaktadır.

(17)

17

Şekil 1: Laboratuvarın genel görünümü

Şekil 3: Kalp destek pompası prototipi Şekil 4: Dolaşım sistemi benzetim devresi Şekil 2: Prototip imalat alanı

LABORATUVAR ORTAMI

Fizyolojik Kontrol Laboratuvarı, dolaşım sistemi başta olmak üzere, insan vücudundaki geri beslemeli kontrol mekanizmalarının nümerik ve fiziki ortamda modellenmesi; elde edilen bilgilerin tıbbi teşhis ve tedavi cihazlarının geliştirilmesi ve öğrencilerin eğitilm- esinde kullanılması amacıyla kurulmuştur.

Laboratuvarın öncelikli araştırma konusu %100 yerli, orijinal ve rekabetçi bir kalp destek pompasının üretimini gerçekleştirmektir. Pompa nümerik ortamda tasarlan- makta ve hesaplamalı akışkanlar dinamiği ile test edilmekte; 3B yazıcıda oluşturulan fiziksel prototiplerin performansı tasarlanan tezgahüstü dolaşım benzetim modeller- inde gösterilmektedir. Bu süreçte mekanik, elektrik, hidrolik, pnömatik, vb. sistemlerin analojisi ve sentezi uygulanmakta, optimal kontrol metotları kullanılmakta, özgün elek- tronik devreler ve yazılımlar oluşturulmaktadır.

Fizyolojik Kontrol Laboratuvarında çalışmalar TÜBİTAK fonlarıyla desteklenmektedir.

Laboratuvar altyapısı kalp destek pompasına ek olarak, diğer tıbbi tanı ve tedavi ciha- zları içim de ar-ge çalışmalarının sürdürülmesine uygundur.

(18)

18

Doç. Dr. Ayhan BİNGÖLBALİ agolbali@yildiz.edu.tr

Destek Tipi: TÜBİTAK 1003

Başlangıç ve Bitiş Tarihi: 01/10/2017-01/04/2021 Süre: 42 Ay

Bütçe: 3.903.598 TL

AMAÇ - HEDEFLENEN ÇIKTILAR

Manyetik parçacık görüntüleme (MPI), SüperParamanyetik Demir Oksit (SPIOs) olarak bilinen manyetik nanoparçacıkların bölgesel dağılımlarını yüksek çözünürlükte veren yeni bir medikal görüntüleme yöntemidir. Şu an için sadece küçük hayvan prototipleri için denenmiş olsa da, ön klinik görüntüleme sonuçlarındaki başarısı nedeni ile dünya çapında önemli bir ilgi uyandırmaktadır. Bu sonuçlar; biyomedikal uygulamalar, kronik böbrek hastaları için anjiografi, canlılarda kök hücre izleme ve kanserde erken tanı gibi farklı alanlarda uygulama vaat etmektedir.

Proje üç temel ayaktan oluşmaktadır: 1) MPI için manyetik nanoparçacıkların geliştirilmesi, 2) Donanımsal olarak MPI cihazının geliştirilmesi, 3) MPI’dan alınan sinyalin işlenmesi ve görüntü elde edilmesi.

Yürüttügümüz proje büyük ölçekli Tübitak 1003 projesi olup, Öncelikli Alanlar Ar-Ge Projeleri Destekleme Programı “Sb0207- Biyomedikal Görüntüleme Teknolojilerinin İyileştirilmesi” kapsamında desteklenmiştir.

Projemiz Proje No:115E776 ve Proje No: 115E777 olmak üzere iki alt projeden oluşmaktadır. Proje ekibi, 6 farklı üniversiteden, multidisipliner uzman araştırmacı ve danışmanlardan oluşmaktadır.

Projede birçok bursiyer desteklenmektedir.

Kimya-Metalurji Fakültesi Biyomühendislik Bölümü

ÇALIŞMA ALANLARI:

*Radyasyon Onkolojisi

*Radyodiagnostik

*Biyomedikal Mühendisliği

*Biyomedikal Görüntü İşleme

*Klinik Mühendisliği

*Biyoloji ve Tıp Alanlarında Elek-tromanyetik

*Yaşam Bilimleri

*Biyofizik

*Radyasyon Biyofiziği

*Biyoteknoloji

*Biyomateryal

*Fizik

*Biyolojik ve tıbbi fizik

*Malzeme Bilimi

*Manyetik özellikler ve malze- meler

PROJE EKİBİ:

Doç. Dr. Nurcan DOĞAN, Yrd. Doç. Dr. Özlem AKGÜN, Doç. Dr. Gülüstan DOĞAN, Dr.

Yavuz SILAY (Medikal Doktor), Doç. Dr. Emine Ülkü SARITAŞ, Prof. Dr. Mehmet ARIK, Prof. Dr. Meltem ASILTÜRK, Prof. Dr. Faik MİKAİLZADE

MANYETİK PARÇACIK GÖRÜNTÜLEME (MPI) TEKNİĞİNE

DAYALI MEDİKAL GÖRÜNTÜLEME CİHAZININ GELİŞTİRİLMESİ

(19)

19

Dr. Öğr. Üyesi Hüseyin ÜVET huvet@yildiz.edu.tr

Destek Tipi: TÜBİTAK 1003

Başlangıç ve Bitiş Tarihi: 15/12/2017-15/06/2021 Süre: 42 Ay

Bütçe: 2.459.993 TL

AMAÇ - HEDEFLENEN ÇIKTILAR

Günümüzde kanser odağının özelliklerinin saptanmasında fayda- lanılan “Dolaşımdaki Kanser Hücreleri”nin (Circulating Tumor Cells - CTC) diğer kan bileşenlerinden ayırt edilmesinde yararlanılan teknikler halen bir takım eksiklikler içermekte- dir. CTC’lerin normal kan bileşenlerine boyut olarak benzemesi ve dolaşımdaki sayılarının göreceli azınlığı ayırt edilmesini zorlaştırmaktadır. Kantitatif Faz Görüntüleme (Quantitative Phase Im- aging) biyolojik örnekler gibi, transparan yapılarda başarı ile kullanılabilen bir tekniktir. Holografik bir yaklaşım olan bu teknik, mikro-nano seviyedeki parçacıkların görüntülenmesinde önemli bir yaklaşımdır. Literatürde, bu metodun hücrelerin 3 boyutlu morfolojik özelliklerinin çıkarılmasında non-invaziv (tahribatsiz) bir teknik olarak kullanıldığı görülmektedir. Projemiz ile kanser hücrelerinin sertlik değerlerini saptamada yeni bir görüntüleme sisteminin geliştirilmesi ve klinik testler- inin yapılması hedeflenmektedir. Bu amaçla, 6 üniversite, 3 araştırma merkezi ve 1 özel şirketin bir araya gelmesi ile geniş bir konsorsiyum kurulmuştur. Mekatronik Müh, Elektronik Müh., Kimya Mühendisliği, Fizik Bölümü, Bilgisayar Müh., Tıbbi Biyokimya, Gastroenteroloji, Tıbbi Onkoloji, Epidemiyoloji Bölümlerini içeren disiplinler arası bir çalışmadır.

Makine Fakültesi Mekatronik Mühendisliği

ÇALIŞMA ALANLARI:

*Bilgi Sistemleri Haberleşme ve Kontrol Mühendisliği

*Robotik ve Mekatronik Sistemler

*Mekatronik Sistemler

*Mikro ve Nano Robotlar

*Biyomedikal Mühendisliği

*Biyoenstrümantasyon ve MEMS

*Biyoenstrümantasyon ve MEMS

*Mühendislik ve Teknoloji PROJE EKİBİ:

Dr. Md. Yasemin BASKIN, Dr. Gökhan Bora ESMER, Dr. Enes ORUÇ, Dr. Md. Ender ELLİDOKUZ, Dr. Md. Gülsüm GENÇOĞLAN, Dr. Md. Nuri YILDIRIM, Dr. Md. İlhan ÖZTOP, Dr. Md. Altuğ KOÇ, Dr. Md. Türkan YİĞİTBAŞI, Dr. Md. Tuncay GÖKSEL, Dr.

Femin YALÇIN

DOLAŞIMDAKİ KANSERLİ HÜCRELERİN (CTCs) MEKANİK SERTLİK

(CELL STIFFNESS) YAPISINDAKİ DEĞİŞİMİNİ ÖLÇEN HOLOGRAFİK

TEK HÜCRE GÖRÜNTÜLEME TEKNİĞİ

(20)

20

Prof. Dr. Afife Binnaz HAZAR YÖRÜÇ

Destek Tipi: TEYDEB-1505

Başlangıç ve Bitiş Tarihi: 01/11/2019-31/10/2021 Süre: 24 Ay

Bütçe: 1.161.221,91 TL

AMAÇ - HEDEFLENEN ÇIKTILAR

Medikal pazarda mevcut olan dental restoratif malzemeler inert malzemeler olup, kayıp diş dokularının fiziksel olarak onarılmasında kullanılır. Remineralizasyon ve antibak- teriyel özellik kazandırılmış kompozit dolgu malzemeleri, doku kayıplarının yenilenme- sinde, ikincil çürüklerin inhibisyonunda, biofilm oluşumunun önlenmesi, geleneksel kompozitlere kıyasla daha düşük sitotoksisite göstermesi, dental pulpayı koruması ve dentin oluşumunun uyarılması gibi oldukça avantajlı özelliklere sahip olmaktadır. Bu sebeple lezyon oluşumlarının tersine döndürülmesi ve çürük oluşumlarının inhibisyonu için biyoaktif özellik kazandırılmış dental dolgu malzemelerinin kullanımı oldukça önem taşımaktadır. Mevcut proje ile hem piyasada yer alan ticari ürünlere eşdeğer bileşim- lerde kompozit dolgu sistemleri üretilecek hem de bu sistemlere tedavi edici özellikler kazandırılacaktır. Destekleyici faz sistemleri olarak silika/silan ve silika/zirkonya/silan nanokümeleri ve antibakteriyel ajan olarak BHA, Al-Sr-OF ve Al-Sr-Si-OF bileşikleri kullanılacaktır. Destekleyici faz sistemleri 3-MPTMS ile modifiye edilecektir. Organik matriks olarak BisGMA, BisHEMA, UDMA ve TEGDMA monomerleri kullanılacaktır.

Kompozitler Vita Classic renk skalasına uygun olarak üretilecektir. Türkiye’de dental malzeme alanına ait ürünlerin neredeyse tamamı ithal edildiğinden, mevcut çalışma dental sektör içinde yer alan ticarileşme potansiyeli yüksek dental dolgu malzemelerin- in üretimini hedeflemiştir.

Kimya-Metalurji Fakültesi Met.ve Malzeme Müh.Böl.

ÇALIŞMA ALANLARI:

*Metalurji ve Malzeme Mühendisliği

*Malzeme Bilimi ve Mühendisliği

*Kompozitler

*Biyomalzemeler

*Nanomalzemeler

*Selülozik Malzemeler

*Mühendislik ve Teknoloji

REJENERATİF/ANTİBAKTERİYEL ÖZELLİKLİ KOMPOZİT DOLGU MALZEMELERİNİN GELİŞTİRİLMESİ VE

PERFORMANSININ DEĞERLENDİRİLMESİ

(21)

21

Doç. Dr. Serap DERMAN sacar@yildiz.edu.tr Destek Tipi: TÜSEB

Başlangıç ve Bitiş Tarihi: 01/06/2020-01/06/2021 Süre: 12 Ay

Bütçe: 999.924,88 TL PROJE EKİBİ:

Prof. Dr. Dilek BALIK, Doç. Dr. Tülin ARASOĞLU, Doç. Dr. Rabia ÇAKIR KOÇ, Dr. Öğr. Üyesi Şenay VURAL KORKUT, Dr. Burcu UÇAR ACAR, Öğr. Gör. Pelin PELİT ARAYICI, Tuğba Gül İNCİ, Sahar DİNPARVAR, Tural SAFAROV, Murat IHLAMUR, Prof. Dr. M. Hamza MÜSLÜMANOĞLU, Doç. Dr. Emrah Şefik ABAMOR, Dr. Öğr. Üyesi Murat TOPUZOĞULLARI, Öğr. Gör. Dr. Munise YURTSEVER, Dr. Tayfun ACAR, Erennur UĞUREL, İlkgül AKMAYAN, Büşra AKGÜL, Kübra ÜNAL, Bükre KIRAN, Dr. Öğr. Üyesi Özal MUTLU, Dr. Öğr. Üyesi Oğuz ATA, Arş. Gör. Osman Mutluhan UĞUREL

AMAÇ - HEDEFLENEN ÇIKTILAR

COVID-19’a karşı kullanılmak üzere peptid ve rekombinant protein esaslı bir aşı formülasyonu geliştirilmesi amaçlanmaktadır. Bu kapsamda, öncelikle SARS-CoV-2 antijenik peptid epitopları in silico yöntemlerle belirlenerek analiz edilecektir. Ardından, belirlenen bu peptid dizileri katı fazda mikrodalga destekli peptid sentezi yöntemi ile kimyasal sentez yoluyla ülkemizde ilk defa üretilerek, SARS-CoV-2 çalışmalarında ivedilikle kullanıma hazır bir peptid kütüphanesi oluşturulacaktır. Ayrıca, SARS-CoV-2’ye ait antijenik tüm Spike (S) proteini ve ilgili proteinin S1 ve S2 bölgeleri rekombinant olarak üretilecektir. Proje kapsamında üretilecek antijenik peptid ve proteinler öncelikle in vitro olarak ardından da in vivo olarak incelenerek en yüksek immün yanıt oluşturan formülasyon belirlenecektir. En son olarak ise en yüksek immün yanıt gösteren formülasyonun virüs nötralizasyon çalışması ve SARS-CoV-2’ye karşı koruyuculuk çalışması yapılması hedeflenmiştir.

Kimya-Metalurji Fakültesi Biyomühendislik Böl.

ÇALIŞMA ALANLARI:

*Biyomalzemeler

*Malzeme Karakterizasyonu

*Nanomalzemeler

*Yaşam Bilimleri

*Biyoteknoloji

*Biyomateryal

COVID-19 AŞISINDA KULLANILMAK ÜZERE TÜRKİYE’NİN ANTİJENİK PEPTİD/PROTEİN KÜTÜPHANELERİNİN OLUŞTURULMASI,

SPESİFİK ANTİJENİK PEPTİD/PROTEİNLERİN ÜRETİMİ VE AŞI

FORMÜLASYONLARI OLARAK İMMÜN YANIT SONUÇLARININ ELDESİ

(22)

22

Doç. Dr. Serap DERMAN sacar@yildiz.edu.tr

Destek Tipi: TÜBİTAK ULUSLARARASI

Başlangıç ve Bitiş Tarihi: 01/12/2020-01/12/2022 Süre: 24 Ay

Bütçe: 939.290 TL PROJE EKİBİ:

Doç. Dr. Zeynep AKDESTE (Merhum), Doç. Dr. Banu MANSUROĞLU, Doç. Dr. Tülin ARASOĞLU, Dr. Öğr. Üyesi Murat TOPUZOĞULLARI, Dr. Burcu UÇAR ACAR, Dr. Tayfun ACAR, Öğr. Gör. Pelin PELİT ARAYICI, Dr. Öğr. Üyesi Demet ÇELEBİ, Dr. Öğr. Üyesi İrfan ÇINAR, Prof. Dr. Ulviyya HASANOVA, Sarvinaz HAJİYEVA, Alibala ALİYEV, Assoc. Prof.

Dr. Elchin AKPEROV, Fuad RZAYEV, Prof. Dr. Eldar GASİMOV, Ilaha HASANOVA

AMAÇ - HEDEFLENEN ÇIKTILAR

Dünya çapında önemli bir sağlık sorunu haline gelen antibiyotik direncine karşı; ilgili -İkili İşbirliği- projesinde “nano boyutlu supramoleküler bir antimikrobiyal ajan geliştirilmesi”

hedeflenmiştir. Peptid fragmanları, manyetit demir oksit nanopartiküller ve biyouyumlu polimerler kullanılarak, taç eterlere dayalı yeni antimikrobiyal nanosupramoleküllerin üretilmesi, in-vitro biyouyumluluklarının, in-vitro antibakteriyel aktivitelerinin ve in vivo mono/polimikrobiyal sepsis modellerinde etkinliklerinin incelenmesi planlanmıştır.

Yeni Nesil Peptid-Bazlı Antimikrobiyal Ajanların Dizaynı ve In Vitro/In Vivo Değerlendirilmesi isimli proje, Azerbaycan Baku Devlet Üniversitesinden Prof. Dr.

Ulviyya Hasanova ile ikili işbirliği çerçevesinde gerçekleştirilecektir.

Kimya-Metalurji Fakültesi Biyomühendislik Böl.

ÇALIŞMA ALANLARI:

*Biyomalzemeler

*Malzeme Karakterizasyonu

*Nanomalzemeler

*Yaşam Bilimleri

*Biyoteknoloji

*Biyomateryal

YENİ NESİL PEPTİD-BAZLI ANTİMİKROBİYAL AJANLARIN

DİZAYNI VE IN VITRO/IN VIVO DEĞERLENDİRİLMESİ

(23)

23

Doç. Dr. Kadir ERKAN kerkan@yildiz.edu.tr

AMAÇ - HEDEFLENEN ÇIKTILAR

Projede yüksek hızlı dikey yataklama gereksinimine ihtiça duyan şaftlar için özgün ve enerji verimli manyetik yataklama sisteminin optimal tasarımı modellenmesi kontrolü ve prototip üretimi yapılmaktadır. Önerilen enerji verimli manyetik yataklama sisteminin volan enerji depolama sistemine entegresyonu da yapılarak ticarileşme potansiyeline sahip bir prototipin imalatı ve testleri gerçekleştirilmektedir. Bu amaçla, Yıldız Teknik Üniversitesi Mekatronik Mühendisliği ile Kontrol ve Otomasyon Mühendisliği Bölümü öğretim üyelerinin de katkıda bulunacağı disiplinler arası bir çalışma ortaya konulmuştur.

Elektrik-Elektronik Fakültesi Kontrol ve Otomasyon Mühendisliği

ÇALIŞMA ALANLARI:

*Elektrik-Elektronik Mühendisliği

*MEMS

*Manyetik Malzeme ve Aygıtlar

*Makina Mühendisliği

*Makina Teorisi ve Dinamiği

*Sistem Dinamiği ve Kontrolü

*Robotik

*Mekatronik

*Mühendislik ve Teknoloji PROJE EKİBİ:

Doç. Dr. Janset DAŞDEMİR, Doç. Dr. M. Selçuk ARSLAN, Dr. Öğr. Üy. Hüseyin ÜVET, Arş. Gör. Ömer Faruk GÜNEY (Dr. Öğ.), Ahmet Fevzi BOZKURT (Dr. Öğ.), Enes Mahmut GÖKER (Yl. Öğ.), Gökşen ELPEZE (Yl. Öğ.)

Destek Tipi: TÜBİTAK 1003

Başlangıç ve Bitiş Tarihi: 15/03/2018-15/03/2021 Süre: 36 Ay

Bütçe: 814.799 TL

ÇOK SERBESTLİK DERECELİ DİKEY HİBRİD MANYETİK

YATAK TASARIMI VE KONTROLÜ

(24)

24

Şekil 1. Konsept Tasarım Katı Çizimi (Sol); Prototip Üretim ve Montajı Yapılmış Hali (Sağ) Şekil 1’den de görüleceği üzere tüm sistemi aşağıdaki gibi 3 alt-sistem olarak ayırabiliriz:

• Üst ve alt radyal aktif manyetik yataklar (AMY)

• Eksenel hibrit manyetik yatak (HMY)

• Eksenel Akılı Kalıcı Mıknatıslı (EAKM) motor

Üst ve alt yataklar aynı boyutlarda olup rotorun x ve y eksenlerinde hem doğrusal hem de dönel hareketlerini kontrol etmek amacıyla kullanılmıştır. Ayrıca, yüksek hızlarda rotorun dengesiz kuvvetini ve jiroskopik etkisini kontrol etmek için de yüksek katılık (stiffness) sağlarlar. Eksenel yataklama ile rotorun kütlesi yerçekimine karşı dengelenmektedir.

Şekil 2. Montajı Yapılmış 8-kutuplu Radyal Yataklama Ünitesi

(25)

25

Şekil 3. Eksenel HMY Katı Çizimi

Şekil 4. Eksenel Akılı Kalıcı Mıknatıslı Motor katı çizim modeli

(26)

26

Prof. Dr. Muhammet ARICI*

muarici@yildiz.edu.tr

Kimya-Metalurji Fakültesi Gıda Mühendisliği Böl.

ÇALIŞMA ALANLARI:

*Gıda Mühendisliği

*Gıda Bilimleri

*Gıda Mikrobiyolojisi

*Gıda Toksikolojisi

*Gıda Hijyeni ve Sanitasyonu

*Gıda Teknolojisi

*Gıda Biyoteknolojisi

*Şeker, Şurup, Nişasta, Şekerleme Teknolojisi

*Mühendislik ve Teknoloji

Destek Tipi: TÜBİTAK 1007

Başlangıç ve Bitiş Tarihi: 15/12/2017-15/03/2021 Süre: 39 Ay

Bütçe: 814.701 TL

AMAÇ - HEDEFLENEN ÇIKTILAR

Projenin temel amacı; yerli kaynaklardan çiğ süt, geleneksel peynirler ve geleneksel yoğurtlardan doğal laktik asit bakterisi izolatları elde edilip tanımlandıktan sonra, bu izolatlardan teknolojik özellikleri üstün, beyaz peynir, kaşar peyniri ve yoğurt üretimine uygun özellikte pilot ölçekli yerli starter kültür üretmek ve yerli starter kültür bankası oluşturmaktır.

Proje ortakları; Yıldız Teknik Üniversitesi Gıda Mühendisliği Bölümü, Pak Gıda Üretim ve Pazarlama A.Ş., Tübitak MAM Gıda Enstitüsü ve T.C. Tarım Orman Bakanlığı Gıda ve Yem Kontrol Merkez Araştırma Enstitüsü (Bursa)’dan oluşmaktadır. Yıldız Teknik Üniversitesi Gıda Mühendisliği Bölümü grubu olarak Ülkemize Özgü Yoğurt Kültürü Geliştirilmesi ve Pilot Ölçekte Üretimi kısmını (Proje no: 116G024) üstlenmiş bulunmaktayız.

PROJE EKİBİ:

Prof. Dr. Osman SAĞDIÇ, Doç. Dr. M. Zeki DURAK, Doç. Dr. Enes DERTLİ, Prof. Dr.

İbrahim ÇAKIR, Selma KAYACAN, Hilal DİKMEN

*İlk yürütücü Prof. Dr. Osman SAĞDIÇ’ın Üniversite’de Yönetici olması dolayısıyla 16.12.2019 tarihinden itibaren Tübitak tarafından atanmıştır.

ÜLKEMİZE ÖZGÜ YOĞURT, PEYNİR KÜLTÜRÜ

GELİŞTİRİLMESİ VE PİLOT ÖLÇEKTE ÜRETİMİ

(27)

27

Prof. Dr. Uğur DOĞAN dogan@yildiz.edu.tr Destek Tipi: TÜBİTAK 1001

Başlangıç ve Bitiş Tarihi: 01/03/2019-01/03/2022 Süre: 36 Ay

Bütçe: 778.871 TL

AMAÇ - HEDEFLENEN ÇIKTILAR

Bu projenin amacı, çok disiplinli (jeodezik, jeofizik, jeolojik) metodlar (sismoloji, GNSS, InSAR, jeolojik haritalama, kil mineralojisi) kullanarak, Hazar-Palu arasında kripin zamansal ve mekânsal davranışını ve bunun karakteristik özelliklerini gözlem ve modellemeler yoluyla nitel ve nicel olarak belirlemek, Doğu Anadolu Fay’nın bölgedeki mekanik davranışına yönelik yeni modeller geliştirmek ve deprem tehlikesine yönelik doğru bulgular oluşturmaktır. Bu amaç doğrultusunda krip hareketinin nerede ve ne şekilde başladığı, nerede sonlandığı ve fay boyunca gösterdiği değişimlerin belirlenmesi, bölgedeki jeolojik birimler ve yapılarla olan ilişkisinin sorgulanması, zamanla krip hareketinin azalıp azalmadığının belirlenmesi gibi bölgenin deprem tehlikesinin tam olarak belirlenmesini bu projenin kapsamındadır.

Proje kapsamında oluşturulan yeni veri setleri ve modelleme yaklaşımı ile kestirilen sonuçlar, gelecekteki depremlerin etkisini tahmin etmek için gerçekçi senaryolar geliştirme yönünde sağlam fiziksel bir temel sağlayacaktır. Bu bulgular sayesinde, karmaşık bir sürece sahip olan deprem dinamiğinin anlaşılmasında ülkemiz araştırmacıları odaklı çalışmalar gerçekleştirilmesi de sağlanacaktır.

İnşaat Fakültesi Harita Mühendisliği

ÇALIŞMA ALANLARI:

*Harita Mühendisliği- Geomatik

*Mühendislik ve Teknoloji PROJE EKİBİ:

Prof. Dr. Bülent BAYRAM, Prof. Dr. Semih ERGİNTAV, Prof. Dr. Hayrullah KARABULUT, Prof. Dr. Ziyadin ÇAKIR, Dr. Öğr. Üyesi Cengiz ZABCI

DOĞU ANADOLU FAYI, HAZAR-PALU SEGMENTİ ÜZERİNDE

GERÇEKLEŞEN KRİP HAREKETİ ÖZELLİKLERİNİN ÇOK DİSİPLİNLİ

YÖNTEMLERLE BELİRLENMESİ

(28)

28

Doç. Dr. Tülin ARASOĞLU arasoglu@yildiz.edu.tr

Fen-Edebiyat Fakültesi Moleküler Biyoloji ve Genetik Bölümü

ÇALIŞMA ALANLARI:

*Yaşam Bilimleri

*Biyoteknoloji

*Biyomateryal

*Mikrobiyoloji

*Bakteriyoloji

*Temel Bilimler

Destek Tipi: TÜBİTAK 1001

Başlangıç ve Bitiş Tarihi: 15/08/2020-15/08/2023 Süre: 36 Ay

Bütçe: 711.880 TL

PROJE EKİBİ:

Prof. Dr. Elif ÇADIRCI, Prof. Dr. Ömer Faruk BAYRAK, Doç. Dr. Serap DERMAN, Dr. Öğr.

Üyesi Murat TOPUZOĞULLARI, Dr. Öğr. Üyesi Murat KARAMEŞE, Dr. Öğr. Üyesi İrfan ÇINAR, Dr. Öğr. Üyesi Mehmet ÖZBİL, Dr. Öğr. Üyesi Şükriye KARADAYI

AMAÇ - HEDEFLENEN ÇIKTILAR

Antibiyotik direnci nedeniyle, birçok bakteriyel enfeksiyonun tedavi edilemeyeceği

“postantibiyotik dönem” korkuları günümüzde yüksek sesle dile getirilmektedir. Özellikle ülkemiz hastane enfeksiyonlarında dirençli patojen dağılımında ikinci ve üçüncü sırada dirençli Staphylococcus aureus suşlarının yer almasından dolayı sunulan projede dirençli S.aureus bakterisinin neden olduğu hastalıkların tedavisinde etkili olabilecek vankomisin-oksasilin yüklü ve doğrudan S. aureus hedefli nanoformülasyonlarla özgün bir tedavi ajanının geliştirilmesi amaçlanmaktadır.

S. AUREUS HEDEFLİ, VANKOMİSİN VE OKSASİLİN İÇEREN

NANOFORMÜLASYONLARIN ELDESİ VE ANTİBAKTERİYAL

ETKİNLİĞİNİN IN VITRO-IN VIVO DEĞERLENDİRİLMESİ

(29)

29

Doç. Dr. Dilek EKŞİ AKBULUT eksi@yildiz.edu.tr

Destek Tipi: TÜBİTAK 1001

Başlangıç ve Bitiş Tarihi:15/05/2018-15/05/2021 Süre: 36 Ay

Bütçe: 639.000 TL

PROJE EKİBİ:

Prof. Dr. Nabi YÜZER, Prof. Dr. Mehmet BERİLGEN, Prof. Dr. Coşkun KÖSE, Prof.

Dr. Ünal AKKEMİK, Doç. Dr. Aynur ÇİFTCİ, Doç. Dr. Zafer AKDEMİR, Doç. Dr. Saadet BERİLGEN, Dr. Öğr. Üyesi Ezgi KORKMAZ, Enise Yasemin GÖKYİĞİT ARPACI, Ayşenur ASLAN FİDAN, Begüm TAŞKENT, Fırat Kağan SARGIN, Oğuzhan BALCIOĞLU, Kazım Mert KARAKURT, Saadettin Erdem YILDIZ

Mimarlık Fakültesi Mimarlık Bölümü

ÇALIŞMA ALANLARI:

*Mühendislik ve Teknoloji AMAÇ - HEDEFLENEN ÇIKTILAR

Doğu Anadolu Bölgesi’nde yer alan Erzincan İli Kemaliye (Eğin) ilçesi ve civar köyleri, Anadolu konut mimarisinin özgün örneklerini barındıran yerleşme karakterine sahip olup Anadolu’nun farklı geleneksel konut bölgelerinin kesişiminde konumlanmakta ve mimari tasarımında yerel, kültürel mekân ve donanım öğelerini içermektedir.

Kemaliye’nin geleneksel konutları, topografik yapının düşeyde gelişimine uygun olması nedeniyle genellikle 3-4 katlı olarak yapılmıştır. Duvar kurgusu genellikle zemin katlarda ahşap hatıllı taş duvarlar üzerine, üst katlarda “Hımış” tekniğinde, dış cephe ise Anadolu coğrafyası genelinden farklı ve yöreye özgü, düşey ahşap kaplamalı olarak gelişmiştir.

Kemaliye geleneksel konutlarının en önemli karakteristik özelliklerinden biri en üst katı oluşturan yöreye özgü “süvüng” adlı özgün ahşap korkulukla çevrili, ahşap çörtenli, ahşap taşıyıcılı ve toprak dolgulu, üstü dere taşı kaplı “Düz Dam/Yetme” örtü öğesidir.

Düz dam, örtü işlevinin yanı sıra günlük kullanım ve yerel üretime, ekonomiye de katkısı olan işlevsel bir mekândır.

Geleneksel konut dokusunun yoğun olduğu Kemaliye 2005 yılında kentsel sit olarak tanımlanarak koruma altına alınmış bir yerleşmedir. Ancak zaman içinde farklı nedenlerden dolayı (göç olgusu gibi) konutların terk edilmesi ve kullanılmaması yapı kabuğunu oluşturan duvar ve özellikle yağışa bağlı bakım gerektiren düz damlarda tahribata neden olmuştur. Bunu önlemek için düz damların üstü 20. yüzyılın ikinci yarısından itibaren ahşap konstrüksiyonlu sac levhalarla kaplı muhdes çatılarla kapatılmıştır. Benzer şekilde konutların düşey yönde ahşap kaplı dış duvarları da sac levhalarla kaplanmıştır.

Niteliksiz eklentilerden oluşan bu yaygın müdahale biçimi konutları iklimsel etkenlerden kısmen korumasına karşın tek yapı ve yerleşme ölçeğinde özgün mimari doku karakteri ile kültürel peyzaj özelliğini ciddi anlamda zedelemekte ve görüntü kirliliğine neden olmaktadır. Bu durum yerleşmenin UNESCO Dünya Mirası Listesi’ne aday olabilme şansını da zorlaştırmaktadır.

KEMALİYE EVLERİNİN ÖZGÜN DÜZ DAMLARININ

KORUNMASINA YÖNELİK ÇÖZÜM ÖNERİLERİ

(30)

30

Bu projede, Kemaliye geleneksel konutlarının özgün düz damlarının korunmasını sağlamak için tek yapı ölçeğinde özgün mimariyi bozmadan, mevcut dam kuruluşlarının sürekli bakım ihtiyacını azaltan (geleneksel yöntemde loğlama adı verilen ve sık yapılan, zahmetli sıkıştırma işleminden farklı olarak) çözüm teknik(ler)inin geliştirilmesi amaçlanmıştır. Geliştirilmesi amaçlanan bu çözüm önerilerinde ulusal ve uluslararası koruma ve onarım ilkeleri göz önünde bulundurulacaktır. Bu bağlamda; önerilmekte olan bu projede Kemaliye ve çevre yerleşmelerinde bulunan geleneksel konutların mimari özgünlüğünü bozmadan, dam ve cephe kuruluşlarının onarımı ve sürekliliğinin sağlanması için dış hava koşullarına dayanıklı, bakım-onarım maliyeti düşük koruma amaçlı yeni bir düz dam uygulama tekniği geliştirilmesi amaçlanmıştır.

Araştırma kapsamında geçici yalıtım sağlayan geleneksel loğ taşı ile sıkıştırma yönteminin yerine geçecek bir yalıtım tekniği geliştirmek hedeflenmiştir. Bunun için öncelikle özgün malzemeler ve geleneksel yapım tekniği kullanılarak laboratuvar ortamında 1:1 ölçekli düz dam modeli örnekleri hazırlanacaktır. Bu modeller üzerinde faklı malzeme ve uygulama teknikleri uygulanarak düz dam modeli örneklerinin geçirimlilik ve don etkisinde davranışı incelenecektir.

Kemaliye geleneksel konutlarının özgün düz damlarının korumasını amaçlayan bu proje temel ve yaygın bir soruna çözüm getirecek olduğundan özgün bir proje olacaktır. Proje, bölgede yerel sosyo-ekonomik döngünün sürdürülebilmesi adına yaşamsal öneme sahiptir. Diğer yandan özgün düz damın korunması için geliştirilmesi hedeflenen çözüm özgün bir çalışma olup patent alma potansiyeli bulunmaktadır. Projede geliştirilmesi öngörülen koruma amaçlı düz dam uygulamasının Anadolu coğrafyasındaki farklı biçimlenişteki özgün düz damlar için geliştirilecek çalışmalara örnek teşkil etmesi projenin yaygın etkisini de oluşturacaktır.

Kemaliye (Eğin)

(31)

31

Prof. Dr. Ünal Akkemik ve Prof. Dr. Coşkun Köse alan çalışması KEMAV Evi’nden alınan ahşap örnekler ve düz dam (Çiftçi, 2018)

YTÜ İnşaat Fakültesi Geoteknik Laboratuarı Çalışmaları Doç.Dr. Saadet Berilgen, Ayşenur Aslan Fidan Sabit seviyeli permeabilite deneyleri (Aslan Fidan, 2020)

Doç.Dr. Aynur çiftçi alan çalışması Mehmet Sait Boynikoğlu Evi’nin düz damında belgeleme çalışması (Çiftçi ve Taş- kent, 2018)

Doç.Dr. Dilek Ekşi Akbulut ve E.Yasemin Gökyiğit Arpacı, Erdem Yıldız Alan Çalışması Sn. Mustafa Malkoç ile yapım tekniği incelemesi

Yerel yapı ustaları Mustafa Malkoç ve Mustafa Olgunöz ile toplantı, (Gökyiğit-Arpacı, E.Y. 2019)

(32)

32

Prof. Dr. Hale OCAK hocak@yildiz.edu.tr

Fen-Edebiyat Fakültesi Kimya Bölümü

ÇALIŞMA ALANLARI:

*Kimya

*Organik Kimya

*Temel Bilimler

Destek Tipi: TÜBİTAK 1001

Başlangıç ve Bitiş Tarihi: 01/11/2018-01/07/2021 Süre: 32 Ay

Bütçe: 605.797 TL PROJE EKİBİ:

Prof. Dr. Belkız BİLGİN ERAN, Doç. Dr. Mehmet Selçuk MERT, Dr. Öğretim Üyesi Hatice Hande MERT, Bursiyerler

AMAÇ - HEDEFLENEN ÇIKTILAR

Ferroelektrik sıvı kristaller iyi optiksel kontrast, hızlı cevap, düşük eşik voltajı ve hafıza etkisi gibi önemli özellikleri nedeniyle, uygulamalarda yer bulmaktadır. Ferroelektrik sıvı kristal esaslı aygıtların performansı; yüksek Ps, hızlı cevap ve düşük güç tüketimi gibi daha iyi elektro-optik özellik elde etmek için nanopartikül takviyesiyle iyileştirilebilmektedir. Bu projenin amacı, yeni ferroelektrik sıvı kristallerin sentezi, farklı konsantrasyonlarda modifiye demir oksit nanopartikül ile kompozitlerinin hazırlanması ve elektro-optik özelliklerinin incelenmesinden oluşmaktadır.

0 50 100 150 200 250

ΔH= 21.87 kJ/mol ΔH= 3.32 kJ/mol

ΔH= 4.17 kJ/mol ΔH= 25.11 kJ/mol 128.87 °C

104.84 °C

127.64 °C

Endo

T / °C 92.06 °C

-0,005 0,000 0,005

-200 -150 -100 -50 0 50 100 150 200

-2 0 2

I / a.u.

U / V

t / s

O

 

O

 

O

 

O

 

CN

 

O

 

O

 

O

 

O

 

O

 

O

 

O

 

RO

 

O

 

OR

 

*

 

*

 

YENİ FERROELEKTRİK SIVI KRİSTAL/MODİFİYE DEMİR OKSİT

NANOPARTİKÜL KOMPOZİTLERİ: SENTEZ, KARAKTERİZASYON

VE ELEKTRO-OPTİK ÖZELLİKLERİN İNCELENMESİ

(33)

33

Prof. Dr. Tarık EREN teren@yildiz.edu.tr Destek Tipi: TÜBİTAK 1001

Başlangıç ve Bitiş Tarihi: 15/05/2018-15/05/2021 Süre: 36 Ay

Bütçe: 591.123 TL

AMAÇ - HEDEFLENEN ÇIKTILAR

Enfeksiyon kaynaklı hastalıklar yüzyıl sonra yeniden önemli bir sağlık problemi haline geldi. Antibiyotiklerin sorumsuzca kullanımı sonucunda, maalesef bakteriler antibiyotiklere karşı hızla direnç kazandılar. Mayıs 2016 tarihinde, bakterilerin direnç göstermediği en son antibiyotik olan colisitine karşı dirençli olan idrar yolları enfeksiyonuna sebeb olan E. Coli türü Amerika’da bir hastada görüldü. Enfeksiyonel hastalıklar arasında hastane-kaynaklı enfeksiyonlar tüm dünyada çok sıkça görülen komplikasyonlardır. Antibiyotik dirençli bakterilerin sıklıkla görüldüğü yerlerin başında hastaneler gelmektedir. Dünyadaki genel durum WHO verileri ışığında incelendiğinde, 2012-2014 yılları arasında bakteriyel enfeksiyonlardan dolayı ölümle sonuçlanan vakaların arttığı kaydedilmiştir. Bu enfeksiyonların %32’sinin idrar yolları enfeksiyonları,

% 22’sinin cerrahi alan enfeksiyonu, %15’inin pnömoni (akciğer enfeksiyonları),

%14’ünün kan dolaşımı enfeksiyonları olduğu bildirilmiştir. Bunlar için yapılan sağlık harcamaları ise yıllık 5 ila 10 milyar dolar arasında tutmaktadır.

Türkiye’de hastane enfeksiyon etkenleri içinde, Gram-negatif bakteriler ön sırada yer almaktadır. Bunu Gram-pozitif olan S. aureus takip etmektedir. Sağlık Bakanlığı’nın 2014-2019 Enfeksiyonel Hastalıklarla Mücadele paketinde özellikle bakteriyel enfeksiyonlardan kaynaklanan hastalık ve ölümlerin sayısındakı artışa karşı, antibakteriyel ve antiviral ilaçlara yönelik AR-GE desteklerinin arttırılmasına karar verilmiştir. Ocak 2017’den itibaren de akılcı antibiyotik kullanımı için kapsamlı önlemler alınmıştır. Antibiyotiklere karşı bakterilerin direnç kazanması ve enfeksiyonların giderek geniş bir spektruma yayılmasını durdurmak için “yeni nesil sentetik antibiyotiklere”

ihtiyaç vardır. Günümüzde antimikrobiyal kimyasal terapiler alanında küçük moleküllere dayalı geleneksel antibiyotikler dışında başlıca iki çalışma konusu bulunmaktadır.

Bunlardan ilki doğal peptit ve doğal peptit türevlerinin sentezidir. Bu kapsamda özellikle magainin, melittin gibi doğal peptitler, yeni nesil antibiyotikler olarak hızla geliştirilmeye devam edilmektedir. İkinci çalışma konusu ise sentetik katyonik polimerlerdir. Doğal antimikrobiyal peptitler incelendiğinde hidrofobik ve hidrofilik (+ yüklü) gruplarının olduğu görülmektedir. Hidrofobik ve hidrofilik grupların belli bir düzen ve oranda olması peptite düşük toksisite ve yüksek aktivite özelliği kazandırmaktadır. Bununla birlikte,

Fen-Edebiyat Fakültesi Kimya Bölümü

ÇALIŞMA ALANLARI:

*Kimya

*Fizikokimya

*Biyopolimerler ve uygulamaları

*Fonksiyonel Polimerler

*Polimerlerin Tıbbi Uygulamaları

*Yüksek Performas Polimerleri

*Temel Bilimler PROJE EKİBİ: Eren araştırma grubu

DOĞAL ANTİMİKROBİYAL PEPTİT TÜREVLERİNİN SENTETİK

POLİMERLER İLE ÇİFT ETKİ (ELEKTROSTATİK/HİDROFOBİK

ETKİLEŞME VE LEKTİN PROTEİNİN İNHİBASYONU) SAĞLAYARAK

TAKLİT EDİLMESİ

(34)

34

sentetik türevlerin sentezlenmesinde hedeflenen bazı özellikler bulunmaktadır. Bunların geniş spektruma sahip olması, uzun süre ortam şartlarına dayanıklı olması, ucuz olması ve toksik özellik göstermeyerek seçici (antibakteriyel etkinliği yüksek, toksisitesi düşük) olması beklenmektedir. Doğal antimikrobiyal peptitler ve bunların türevleri olan sentetik katyonik polimerlerin çalışma mekanizmaları gereği (genelde hücre duvarını parçalama şeklinde olması), bakterilerin bunlara karşı direnç kazanamayacağı öngörülmektedir.

Önceki çalışmamızda (Proje kodu 113S355- Fosfonyum Grupları İçeren Polielektrolitlerin Sentezi, Karakterizasyonu ve Antibakteriyel Etkinliklerinin İncelenmesi) antibakteriyel polimerlerin tasarlanmasında fosfonyum (+) yük ve hidrofobik gruplara sahip polimerler sentezlenmiş, özellikle aromatik grupları içeren polimerlerin aktivite ve toksisitenin yüksek olduğu görülmüştür. Hidrofobik/hidrofilik yapıdaki antibakteriyel özellikteki polimerlerin tasarımından elde edilen bilgi birikimi ile bu proje kapsamında antibakteriyel özellik gösteren sentetik polimerlere α-D-mannopiranoz ve α-D- galaktopiranoz grupları eklenerek, antibakteriyel ve hemolitik konsantrasyon üzerine etkisi incelenecektir. Polimer yapısının çift etki faktörü ile α-D-mannopiranoz grupları ile patojenik bakterilerin lektin proteinini inhibe etmesi, bunun yanında fosfolipid esaslı hüçre çeperi ile de etkileşmesi (hidrofobik/elektrostatik) sonucu, antibakteriyel etkinliğinin artması beklenmektedir. α-D-mannopiranoz fonksiyonlu polimerlerin de özellikle α-D-mannopiranoz gruplarına spesifik olarak bağlanan idrar yollarını enfekte eden E.Coli türlerine (strain) karşı daha yüksek bir aktivite göstermesi, sonuç itibariyle bakteriler arasında seçici özellik gösteren bir antibiyotik tasarımı için katkı sağlaması beklenmektedir.

(35)

35

(36)

36

Prof. Dr. Özgen Ümit ÇOLAK ÇAKIR

ozgen@yildiz.edu.tr

Makine Fakültesi Makine Müh.Bölümü

ÇALIŞMA ALANLARI:

*Makina Mühendisliği

*Konstrüksiyon ve İmalat

*Makina Elemanları

*Makina Tasarımı

*Mekanik Özellikler

*Polimerik Malzemeler

Destek Tipi: TÜBİTAK 1001

Başlangıç ve Bitiş Tarihi: 01/09/2019-01/03/2022 Süre: 30 Ay

Bütçe: 589.911 TL PROJE EKİBİ:

Prof. Dr. Deniz UZUNSOY, Dr. Öğr. Üy. Alperen ACAR, Arş. Gör. Okan BAKBAK, Arş. Gör.

Besim E. BİRKAN

AMAÇ - HEDEFLENEN ÇIKTILAR

Bu projede ana amaç grafen takviyeli nanokompozit malzemelerin yüksek şekil değiştirme hızlarında viskoelastik ve viskoplastik davranışlarını modellemek üzere mikromekanik temelli malzeme modeli geliştirmektir. Geliştirilen malzeme modelinin doğrulanması için grafenin elektrik ark deşarj yöntemi ile sentezi, grafen-epoksi nanokompozitin üretimi ve karakterizasyonu gerçekleştirilecektir. Malzeme karakterizasyonunda üretilen nanokompozit malzemenin viskoelastik, viskoplastik davranışını ortaya koyan şekil değiştirme hızına bağımlılık, relakzasyon, sürünme ve yüksek sıcaklıklardaki davranışları karakterize edilecektir. Proje sonunda, FEM yazılımlarına ‘implement’

edilebilecek düzeyde mikromekanik temelli malzeme modeli geliştirilmiş olunacaktır.

YÜKSEK ŞEKİL DEĞİŞTİRME HIZLARINDA NANOKOMPOZİT

MALZEME KARAKTERİZASYONU VE MODELLENMESİ

(37)

37

Üretilen grafenin TEM görüntüleri

Sürünme test sonuçları

Nanokompozit Üretim Aşamaları

Referanslar

Benzer Belgeler

a) Başvurunun müracaat tarihinden sonra alınması. b) Başvuru sahibinin ve ortaklarının tebliğde belirtilen şartlara sahip olmaması. c) Başvuruya konu faaliyetin program

Birincil enerji diğer adıyla primer kaynaklar arasında kömür, petrol, doğalgaz, biyokütle, hidrolik, güneş enerjisi, rüzgar enerjisi gibi enerji kaynakları yer

Ege Üniversitesi Güneş Enerjisi Enstitüsü tarafından 1994-1999 yılları arasında ölçülen saatlik ortalama rüzgar hızları ve güneş ışınım değerleri kullanılarak

O, çoktan ölmüş ve kendisi, bizzat kendi cenaze alayını görmüş ve bu alay arkasından elim, acı bir hayret içinde yürümüş bir betbaht değil miydi?. Niçin bu

As a very large archipelagic country, Indonesia has borders with 10 (ten) countries, both inland and sea areas. Indonesia's land border areas are located on three islands,

Bu çalışma kapsamında, yenilenebilir enerji teknolojilerinde kaydedilen gelişmeler kısaca irdelenmiş, OECD/IEA ülkelerinin toplam resmi enerji ar-ge harcamalarındaki

tüm boyutlarında çok büyük ağırlığa ve öneme sahip olan OECD ülkelerinin enerjiye yönelik ar-ge harcamalarında gözlenen eğilimler sunulmuş, kişi başına

● Son yıllarda enerji kaynaklarının giderek azalması, enerji maliyetlerinin artmasına ve yeni enerji kaynaklarının.. ● aranmasına