• Sonuç bulunamadı

Coğrafya Eğitimi ve Arazi Çalışmaları

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "Coğrafya Eğitimi ve Arazi Çalışmaları"

Copied!
16
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Coğrafya Eğitimi ve Arazi Çalışmaları

Doç. Dr. Onur ÇALIŞKAN

3. Baskı

(2)

Doç. Dr. Onur ÇALIŞKAN

COĞRAFYA EĞİTİMİ VE ARAZİ ÇALIŞMALARI ISBN 978-605-318-039-5

DOI 10.14527/9786053180395 Kitap içeriğinin tüm sorumluluğu yazarına aittir.

© 2020, PEGEM AKADEMİ

Bu kitabın basım, yayım ve satış hakları Pegem Akademi Yay. Eğt. Dan. Hizm. Tic. AŞ'ye aittir.

Anılan kuruluşun izni alınmadan kitabın tümü ya da bölümleri, kapak tasarımı; mekanik, elektronik, fotokopi, manyetik, kayıt ya da başka yöntemlerle çoğaltılamaz, basılamaz, dağıtılamaz. Bu kitap T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı bandrolü ile satılmaktadır. Okuyucularımızın bandrolü olmayan kitaplar hakkında yayınevimize bilgi vermesini ve bandrolsüz yayınları satın almamasını diliyoruz.

Pegem Akademi Yayıncılık, 1998 yılından bugüne uluslararası düzeyde düzenli faaliyet yürüten uluslararası akademik bir yayınevidir. Yayımladığı kitaplar; Yükseköğretim Kurulunca tanınan yükseköğretim kurumlarının kataloglarında yer almaktadır. Dünyadaki en büyük çevrimiçi kamu erişim kataloğu olan WorldCat ve ayrıca Türkiye’de kurulan Turcademy.com ve Pegemindeks.net tarafından yayınları taranmaktadır, indekslenmektedir. Aynı alanda farklı yazarlara ait 1000’in üzerinde yayını bulunmaktadır. Pegem Akademi Yayınları ile ilgili detaylı bilgilere http://pegem.net adresinden ulaşılabilmektedir.

1. Baskı: Şubat 2015, Ankara 3. Baskı: Şubat 2020, Ankara Yayın-Proje: Şehriban Türlüdür Dizgi-Grafik Tasarım: Ayşe Nur Yıldırım

Kapak Tasarım: Pegem Akademi

Sonçağ Yayıncılık Matbaacılık Reklam San Tic. Ltd. Şti.

İstanbul Cad. İstanbul Çarşısı 48/48 İskitler - Ankara (0312 341 36 67)

Yayıncı Sertifika No: 36306 Matbaa Sertifika No: 25931

İletişim

Karanfil 2 Sokak No: 45 Kızılay/ANKARA Yayınevi: 0312 430 67 50 - 430 67 51 Dağıtım: 0312 434 54 24 - 434 54 08 Hazırlık Kursları: 0312 419 05 60

İnternet: www.pegem.net E-ileti: pegem@pegem.net WhatsApp Hattı: 0538 594 92 40

(3)

ÖN SÖZ

“Bilgi iktidardır.”

Francis Bacon, 1597.

İnsanoğlu var oluşundan bu güne çevresindeki nesneleri anlama ve yorum- lama çabası içine girmiştir. Bu çabanın sonunda çağımızın bilim ve teknolojileri doğmuştur. İster kendini cennetten kovularak yeryüzüne ‘atılmış’, isterse doğal seleksiyonun bir sonucu olarak evrimleşmiş kabul etsin, her insan nedenselliğini tam olarak anlayamadığı bir ortam içinde var olur. Var olduğu bu ortamın sonsuz uzaydan, yerküre çekirdeğine kadar anlaşılması sürecinde geçmişten günümüze elde edilen bilgi, birikim ve deneyler ortaya bilim adı verilen kuramlar bütününü çıkarmıştır.

Bilim açıklamak, anlamak ve anlamlandırmakla ilgili olduğu kadar ihtiyaçla da ilgilidir. İnsanların ihtiyaçları entelektüel çalışmaların temelindeki güdülenme- ler sıralamasının başında gelir. Yemek, içmek, hayatta kalmak ve neslin devamını sağlamak gibi temel ihtiyaçlardan entelektüel gerekliliklere kadar insan hayatının farklı alanlarında duran ihtiyaçlar bilimsel gelişmenin motorudur. Bilim bu ihti- yaçların tamamını istenen düzeyde karşılamıyor olsa bile kısa zamanda uzun me- safelerin kat edildiği görülmektedir. Çoğu zaman hayal gücünün birer ürünü olan kuramlardan, fizik kanunlarına dayanan ‘görecelilik’ kuramlarına kadar geçen za- man sadece birkaç binyıldır. Galileo’nun (1564-1642) Pizza Kulesi’nden aşağı attığı kütlelerin aynı anda yere düşmesi gibi deneylerin gerçekleştirilmesi ise yüzyıllarla ifade edilebilecek gelişmelerdir. Bundan birkaç yüzyıl önce yaşadığımız gezege- nin evrenin merkezi olduğu ve Güneş’in Dünya etrafında döndüğü düşünülürken günümüzde sonsuz uzayda küçük bir toz zerresi üzerinde yaşadığımız anlaşılmış- tır. Yolun henüz başında olması bilimin açıklayıcılığı ve yol göstericiliğinin yerine başka olguların konulmasını gerektirmez. Bütün insanlığın bugününü ve gelece- ğini biçimlendiren yegâne araç bilimdir.

Coğrafya yaşadığımız yeryüzünü konu alan bilimlerin başında gelir. İnsanın doğayla olan etkileşimini açıklamaya çalışır. Coğrafya içinde insanın yaşadığı or- tamı yorumlamayı sağlar. Bu sayede yaşam tarz ve ufkunu belirleyen temel bazı bilgiler coğrafi yöntemler kullanarak elde edilmektedir. Coğrafya kendiliğinden var olduğu varsayılan pek çok olgunun açıklanmasına yol açmış ve bu sayede bi- limsel gelişimine katkılarından dolayı varlığını sürekli kılmıştır. İnsan ve mekân arasındaki etkileşim coğrafyayı temel bilimlerden biri haline getirmiş ve ilköğre- timden itibaren öğretilmesi sonucunu doğurmuştur.

(4)

iv Coğrafya Eğitimi ve Arazi Çalışmaları

İnsan ve mekân arasındaki etkileşim ve ilişkiler tarihin belli bir evresinde insanlığın temel ihtiyaçlarından biri olarak karşımıza çıkar. Avcı, toplayıcı insan topluluklarında yaşam alanlarının seçimi, avlakların belirlenmesi, doğal bitki ör- tüsünün yapısı, önemli göç yolları ve geçitleri, kısacası yaşamı sürdürmek için gerekli bütün bilgi, birikim, deneyim ve bilişsel donanımlar topluluğun her bi- reyi için gereklidir. Zamanın bu diliminde, güncel yaşamın her alanında coğrafi bilgiler vazgeçilemez ihtiyaçlar olarak var olmaktadırlar. Bilginin kendisi kadar öğretilmesi de dirimsel bir öneme sahiptir.

Zamanın akışının bir yerlerinde bilginin aktarımı, çoğaltılması ve paylaşıl- ması için özel yöntem ve teknikler ortaya çıkmış, yaratılmıştır. Doğal güçler ve süreçler karşısında ‘nesne’ durumunda olan insanoğlu, giderek söz sahibi olmaya, yaşadığı ortamdan etkilendiği kadar ekilemeye de başlamıştır. Bahsi geçen bu özne nesne ilişkisi birçok felsefi kuramın ilgisini çekmiştir. Doğa karşında insanoğlu- nun var oluş ve duruş probleminin temelinde doğanın kendisinin nasıl algılan- dığı, anlaşıldığı, yorumlandığı ve aktarıldığı yatmaktadır. Doğa karşısında zavallı bir nesne durumundan, doğanın hâkimi durumuna geçiş, beraberinde olumsuz sonuçları da getirmiştir. Yaşadığı ortamı kirletmek, zehirlemek, dönüşü olmayan hasarlar vermek insanların da zararına olmuştur. Bu durum çevre dostu, ekolojik yaklaşımların doğmasına ve doğayı merkeze alan uygulamaların giderek daha çok taraftar bulmasını sağlamıştır. ‘Yabanıl doğa ve onun karanlık güçleri ile mücadele’

kavramı, yerini ‘sürdürülebilir kalkınma’ düşüncesine bırakmıştır. ‘Doğaya boyun eğdirme’ eylem ve söylemlerinin yerini ‘doğayla barışık yaşama’ anlayışı almıştır.

Dolayısıyla insanoğlunun anlayışındaki bu değişim bilimden sanata, sağlıktan eği- time hayatın her alanındaki değişimlere de ön ayak olmuştur. ‘Yabanıllık’, ‘barbar- lık’ ve ‘uygarlık’ aşamalarını hızlıca tüketen insanlık farklı bir aşamanın eşiğinde durduğunun bilincine varmıştır. Varılan bu aşamanın gerçekleri insanlığı bir yol ayrımın eşiğine getirmiştir. Ya tüm insanlığın ve yarattığı uygarlığın top yekûn imhası ya da bilimsel gerçekliklerin yol göstericiliğinde doğayla uyum içinde ya- şama olasılığı.

Coğrafyacı doğası gereği hem doğal hem de beşeri ortamın bilincinde olan, anlayan, yorumlayan ve açıklayandır. Bir görüngünün nerede olduğunu, neden orada olduğunu, neden ve nasıl olduğunu, neye benzediğini ve tüm bunların in- sanlık ve doğal ortam için faydalı bir şekilde nasıl yönetilebileceğini bilmek coğ- rafyacının temel varoluş sebebidir ve bu bilginin bir sonraki kuşağa aktarılması gerekir. Burada coğrafya eğitim ve öğretiminin önemi ortaya çıkar.

Coğrafya eğitiminin önemli ve vazgeçilmez bir parçası olan arazi çalışmaları üzerine odaklanan bu kitabın birinci bölümünde genel geçer bir takım sorulara yanıtlar aranmaktadır. ‘Eğitim nedir’, ‘coğrafya eğitimi nedir, neden gereklidir’ gibi

(5)

v Ön Söz soruların cevaplarıyla birlikte, coğrafya eğitiminin zaman içinde nasıl bir evrim geçirdiği ve günümüzde coğrafya eğitimin temel hedefinin ne olduğu irdelenmek- tedir. Burada yapılmak istenen coğrafya biliminin tarihini tüm ayrıntılarıyla ince- lemek değil, belli başlı kırılma noktalarını ve/veya sıçramaları belirlemektir.

İkinci bölümde ise araştırmada geçen kavramlar ve terimler hakkında kısa bilgiler verilerek, eğitim, öğretim coğrafya eğitimi ve öğretim yöntemlerinden ne anlaşıldığı ortaya konulmaktadır. Arazi çalışmaları yönteminin dünyada ve Türki- ye’de nasıl algılandığı ve uygulandığına ışık tutulmaktadır.

Kitabın üçüncü bölümünde arazi çalışmaları bütünlüklü bir şekilde değer- lendirilmektedir. Arazi çalışmaları türleri ve bunların aşamaları ele alınmaktadır.

Arazi çalışmalarının kalıcı ve etkin bir öğrenmeyi tetiklemesi için gerekenler orta- ya konulmaktadır. İlköğretimden yükseköğretime kadar coğrafya eğitiminde kul- lanılabilecek etkili yöntemlerden biri olarak arazi çalışmalarında dikkat edilmesi gerekenlerin altı çizilmektedir. Sanal arazi gezileri, arazi çalışmalarında sağlık ve güvenlik riskleri gibi ayrıntılar konusunda da analizlere yer verilmektedir. Arazi çalışmalarının geçmişten günümüze durumu ve geleceği hakkındaki projeksiyon- lara da yer verilmektedir.

Bu çalışmanın ortaya çıkmasında birçok insanın katkısı ve emeği bulunmak- tadır. Engin bilgi ve birikimlerinden yararlandığım Sayın Prof. Dr. Necla TÜR- KOĞLU’na, Sayın Prof. Dr. İhsan ÇİÇEK’e , Sayın Prof. Dr. Gürcan GÜRGEN’e teşekkürü bir borç bilirim. Özellikle sabırlı, özverili çalışmasıyla kitabın redaksi- yonuna emek veren, bilimsel olduğu kadar kolay okunabilir bir çalışma olmasında önemli katkısı bulunan, şahane insan Asuman ATAKUL FIRTINA’ya sonsuz şük- ranlarımı sunarım. Çalışmanın başından sonuna kadar sevgisi, ilgisi ve bilgisiyle yanımda olan eşim Aylin ÇALIŞKAN’a ve kitabın yayınlanmasında emeği geçen herkese teşekkür ederim.

Onur ÇALIŞKAN Ankara, 2015

(6)
(7)

Hayatımın anlamı, mutluluk kaynağım,

biricik eşim

Aylin ÇALIŞKAN’A

(8)
(9)

İÇİNDEKİLER

ÖN SÖZ ...iii

İÇİNDEKİLER ...ix

TABLOLAR LİSTESİ ...xi

ŞEKİLLER LİSTESİ ...xi

BÖLÜM I 1. GİRİŞ...1

1.1. Coğrafya ve Coğrafya Eğitiminin Tarihi Gelişimi ...3

1.2. Coğrafya Eğitiminin Hedefleri ...19

BÖLÜM II 2. KURAMSAL ÇERÇEVE ...25

2.1. Temel Kavramlar ...26

2.2. Coğrafya Eğitim ve Öğretimi ...28

2.3. Coğrafya Eğitiminde Kullanılan Öğretim Yöntemleri ...37

2.3.1. Genel Öğretim Yöntemleri ...38

2.3.2. Arazi Çalışmaları ...44

KAYNAKÇA ...46

BÖLÜM III 3. COĞRAFYA EĞİTİMİNDE ARAZİ ÇALIŞMALARI ...49

3.1. Coğrafya Eğitiminde Arazi Çalışmalarının Rolü ve Önemi ...53

3.2. Arazi Çalışmaları Türleri ...54

3.2.1. Gözleme Dayalı Arazi Çalışmaları ...57

3.2.2. Katılımcı Arazi Çalışmaları ...60

3.2.3. Stajyerlik veya Uygulamalı Öğrenme Temelli Arazi Çalışmaları ...62

3.3 Arazi Çalışmalarının Uygulaması ...64

3.3.1. Hazırlık ve bilgilendirme ...64

3.3.2. Arazide Öğrenme ve Öğretme: Faaliyete Katılma, Sonuçlar ve Yorumlar ...74

3.3.3. Arazi Dönüşü Bilgilendirme ...77

3.3.4. Geri Bildirim (Dönütler) ...78

3.3.5. Arazi Çalışmalarında Sonuçlarının Sunulması ve Değerlendirilmesi ...79

(10)

x Coğrafya Eğitimi ve Arazi Çalışmaları

3.4. Arazi Çalışmalarının Hedefleri ...83

3.5. Farklı Öğrenme ve Öğretme Metotlarına Öğrencilerin Karşılıkları ...85

3.6. Coğrafi Arazi Çalışmalarında Güncel Soru ve Sorunlar ...89

3.6.1. Arazide Öğretme Yöntemlerinin Seçimi ve Etkinlikleriyle İlgili Sorunlar ...89

3.6.2. Arazi Çalışmaları Öğretiminde İlerleme İhtiyacı ve Değeri ...90

3.6.3. Arazi Çalışmalarında Artan Öğrenci Sayılarının Neden Olduğu Sorunlar ...91

3.6.4. Arazi Çalışmaları Öğretiminde Kullanılan Yöntemlerin Sorunları ...91

3.6.5. Arazi Çalışmalarının Finansman Sorunları ...92

3.6.6. Arazi Çalışmaları Planlama ve Düzenlemedeki Cinsiyet Sorunları ....93

3.6.7. Proje Temelli Arazi Çalışmaları ve Tez Arasındaki Bağlantılar ...94

3.6.8. Arazi Çalışmalarının Sonuçlarını Değerlendirmede Karşılaşılan Sorunlar ...95

3.7. Sanal Gerçekliğin Arazi Çalışmalarında Kullanım Potansiyeli...95

3.7.1. Sanal Arazi Gezilerinin Özellikleri...97

3.7.2. Sanal Arazi Gezilerinin Potansiyel ve Sınırlılıkları ...99

3.7.3. Sanal Arazi Çalışması Hakkındaki Tartışmalar ...103

KAYNAKÇA ...105

SÖZLÜK ...124

(11)

TABLOLAR LİSTESİ

Tablo 1. Öğrenme kuramları (Babadoğan, 1991; Senemoğlu, 2007). ...32 Tablo 2. Öğretim kuramları (Babadoğan, 1991; Senemoğlu, 2007)...33 Tablo 3. Coğrafya eğitim ve öğretiminde öne çıkan sorunlar,

nedenleri ve çözüm önerileri.. ...36 Tablo 4. Eğitsel gözlem çeşitleri. ...42 Tablo 5. 1950-1997 arasında coğrafi arazi çalışmalarında yaşanan

yaklaşım değişimleri. Kent vd., (1997: 316) uyarlanmıştır. ...51 Tablo 6. Arazi temelli faaliyet tipleri. Gold vd. (1991: 24) alınmıştır. ...55 Tablo 7. Yarı niceliksel risk analizi için hazırlanmış bir olasılık şiddet tablosu (Field Studies Council, 2014). ...71 Tablo 8. Yarı niceliksel risk analizi için hazırlanmış olasılık-şiddet

tablosu. (D. Higgitt ve Bullard, 1999: 446'den değiştirilerek). ...72 Tablo 9. Bir akarsuyun yukarı çığırında gerçekleştirilecek, arazi

çalışması için yapılan risk analizi. Acil durum ve iletişim bağlantıları gibi detaylar da belirtilmektedir (Higgit ve Bullard’dan (1999) kısmen değiştirilerek) ...73 Tablo 10. Arazi çalışmalarının hedefleri. Adderley (1975), Lonergan ve Andresen (1988), Gold vd. (1991), Jenkins (1994), Kent ve Foskett (2000) ve Robson (2002) derlenmiştir. ...84 Tablo 11. Öğrenciler açısından arazi çalışması dersleri olumlu ve

olumsuz yönleri (Robson, 2002). ...87 Tablo 12. Öğretim elemanlarının bakış açısından arazi çalışmaları

(Robson, 2002). ...88 Tablo 13. Sanal arazi gezilerinin olumlu ve olumsuz yönleri

(Çalışkan, 2011: 100). ...101

ŞEKİLLER LİSTESİ

Şekil 1. Doğu medeniyetleri tarafından saklanarak günümüze kadar gelmesi sağlanan haritalardan biri, Eratosthenes Haritası (Bunbury,

1879: 660). Harita orijinal değil reprodüksiyondur. ...7 Şekil 2. Batlamyus’un haritaları temel alınarak çizilmiş o zamanlar

bilinen Dünya’nın haritası (Barron, 1990). ...9 Şekil 3. Hereford Mappa Mundi (Hereford Dünya Haritası). 1285

yılında Parşömen üzerine yapılmış ve günümüzde İngiltere Hereford Katedrali’nde bulunan ortaçağ TO haritalarının karakteristik

örneklerinden biridir. ...10

(12)

xii Coğrafya Eğitimi ve Arazi Çalışmaları

Şekil 4. Tabula Rogeriana’da (Roger’ın Kitabı) yer alan İdrisi tarafından yapılan Dünya Haritası (Fransız Ulusal Kütüphanesi). Haritanın üst kısmı güneyi göstermektedir. Bu yüzden baş aşağı çevrilmesi gerektiğini ileri sürenler bulunmaktadır. Harita üzerinde yönlerin olduğunun,

tersi düzü ya da aşağısı yukarısı olmadığının karakteristik örneğidir. ...11 Şekil 5. Rano Raraku volkanı kenarında inşa edilmiş Moaileri Rapa

Nui (Paskalya) Adası. ...13 Şekil 6. 1513 yılında Piri Reis tarafından yapılan ve karakteristik bir portolan harita olan Dünya Haritası’nın Topkapı Sarayı Müzesi’nde bulunan tek parçası. Avrupa, Atlas Okyanusu, Afrika, Orta ve Güney Amerika kıyılarını göstermektedir. ...14 Şekil 7. National Geographic Society (Ulusal Coğrafya Kurumu)

kurucu üyelerinin 13. Ocak. 1988 tarihli toplantısı (Society, 2015). ...18 Şekil 8. Sürdürebilir kalkınma modelini oluşturan bileşenler. ...20 Şekil 9. Öğrencinin katılım şekline ve öğretim elemanının

pozisyonuna göre arazi çalışması türleri. M. Kent vd. (1997: 316)

alınmıştır. ...56 Şekil 10. Bak gör tarzında gerçekleştirilen bir arazi gezisinde

öğrenciler ve öğretmen, Beypazarı, Ankara. ...58 Şekil 11. Katılımcı arazi çalışmaları sırasında tabakaların

doğrultusunu ve dalışlarını ölçen, hesaplayan öğrenciler,

Nallıhan, Ankara. ...61 Şekil 12. Öğrencilerin öğretim üyelerinin araştırma projelerinde

görev almasına karakteristik bir örnek Karpuz Çay Deltasının (Antalya Doğusu) Paleojeomorfolojisi çalışması

(Çiçek vd., 2008: Foto 2). ...63 Şekil 13. Arazi çalışmasının hazırlık aşamasında bilgilendirme

amaçlı kullanılan bir harita örneği. ...65 Şekil 14. Arazi çalışması sırasında harita üzerinde ölçüm

yapan öğrenciler, Beypazarı, Ankara. ...75 Şekil 15. Allt Dubhaig’teki arazi çalışması sonrasında yazılacak

raporlar için öğrencilere verilen değerlendirme ölçütleri. Fuller

vd. (2000: 206) alınmıştır. ...80

(13)

“Coğrafya zaten günlük yürüyüşler sırasında öğrenilir. Bir ço- cuk ona öğrettiğimiz coğrafi kavram ve kelimeleri kitaplar yerine doğanın açık sayfalarından çok daha iyi okuyacaktır.”

Thomas Wyse,1830 (Marsden, 2000: 15) Eğitim insanlığın geçmişten günümüze taşıdığı ekonomik, siyasi, sosyolojik bilgi birikiminin, toplumsal norm ve kurumların devamlılığını sağlama işidir.

Kültürel, bilimsel ve sosyolojik mirasın taşınması için bireylerin dönüştürülmesi, evrilmesi gereklidir. Toplumsal bir varlık olan bireyin hayatını sürdürebilmesi için bir takım genel ve özel becerileri öğrenme ve öğretme süreci de eğitimin var oluş nedenlerinden biridir.

Varlıklarını devam ettirebilmek için farklı canlı türleri, farklı yollarla biliş- sel özelliklerini nesilden nesle aktarmaktadır. Özellikle bazı canlıların yavruları eğitmek için uzun yıllara dayanan bir eğitim süreci geçirdiği de son yıllarda or- taya çıkarılan bir bulgudur. Kitlesel olarak genç bireylerini eğiten, çeşitli eğitsel konularda uzmanlık geliştiren ve öğrenmeyi yaşam boyu sürdüren başka türler de bulunmakla birlikte (Lopez ve Lopez, 1985), bunu kalıcı kayıtlar ortaya çıkaracak şekilde örgütleyen tek canlı türü insandır.

Toplumların sadece mekânda değil, zamanda da dinamik birer yapı gibi ha- reket edebilmesinin temelinde yatan nedenin öğrenebilme ve öğretebilme yete- neği olduğu açıktır. Sadece bireylerin değil, bireylerin oluşturduğu toplumların şekillenmesinde de eğitimin önemli bir rolü vardır. Kültürün, uygarlığın, bilim ve teknolojinin yüzyıllar süren serüveninin nesilden nesile aktarımı, maddi manevi değerlerin taşınması, hakların ve sorumlulukların, en önemlisi yaşanabilir koşul- ların sürdürülebilmesi ancak tüm bu sayılan değer ve olguların bireye kazandırıla-

GİRİŞ

1. BÖLÜM

(14)

bilmesi ile mümkündür. “Bireyin davranışlarında kendi yaşantısı yoluyla ve kasıtlı olarak istendik değişim meydana getirme sürecidir (Ertürk, 1975: 12). En geniş anlamıyla toplumdaki kültürlenme sürecinin en temel unsurlardan birinin eğitim olduğu vurgulanmaktadır (Fidan, 1986: 4).

Varış (1971: 13) eğitimi, “Bireyin içinde yaşadığı toplumda davranış biçimleri edindiği süreçler toplamı” şeklinde tanımlamıştır. Eğitimin insanlar için örgün ya da yaygın anlamda yaşam boyu sürdüğünü ve her deneyimin insanda belli ölçüde bir tepki yarattığını ifade etmiştir. Genel anlamıyla eğitimi, kişide istendik yönde davranış değiştirme veya geliştirme süreci olarak vurgulayan Senemoğlu (2007:

92), bireyin kendisinde olmayan bir davranışı isteyerek kazanmaya çalışması veya var olan ama değişmesini istediği davranışını yine çabalarıyla isteyerek değiştir- mesi sürecinin eğitim olgusunun özü olduğunu belirtmiştir.

Eğitim, bireysel gelişim dışında toplumsal yaşam içinde de çok önemli bir takım amaçlara hizmet etmektedir. Bir toplumda eğitiminin en genel amacı “…

o toplumun bireylerini topluma faydalı hale getirmektir.” (Küçükahmet, 2002: 1).

Toplumu oluşturan bireylerin sosyoekonomik, kültürel ve düşünsel anlamda geliş- mişliğinin sağlanması, bu gelişmişliğin doğal ve beşeri çevreye faydalı bir biçimde kullanılması, eğitimin önemli amaçlarından biridir. Eğitim bireylerin hayatında kalıcı değişimlerin yaratılması yoluyla gerek toplumların gerekse de dünyanın daha sağlıklı, sürdürebilir ve daha yaşanabilir bir ortama kavuşması süreci olarak özetlenebilir.

Eğitimin temel bileşenlerinden biri olan ‘öğrenme’, bireyin çevre ile etkileşimi sonucunda ortaya çıkan davranış değişimleridir. Bireyin eğitim süreci doğduğu andan ölümüne kadar sürmektedir, bireyin yaşamı boyunca süren eğitiminin bir kısmının okulda ya da sınıf ortamında planlı ve programlı bir biçimde yürütülme- sine öğretim denilmektedir (Küçükahmet, 2002: 1). Öğretim, öğrenmenin gerçek- leşmesi ve bireyde istenen davranışların gelişmesi için uygulanan planlı süreçlerin tümüdür (Büyükkaragöz ve Çivi, 1999: 24).

Eğitim ve öğretim kişinin istendik yönde geliştirilmesi, dönüştürülmesi, en basit tanımıyla değiştirilmesidir. Bu değişimin gerçekleştirilmesi için gereken yak- laşımları ve bunlardan ortaya çıkan strateji ve yöntemleri araştıran veya tarihi arka planı ile birlikte derleyen pek çok çalışma bulunmaktadır (Demirel, 1995; Varış ve Gürkan, 1998; Kemertaş, 1999; Hesapçıoğlu, 2011). Bunların yanı sıra bu deği- şimin nedenlerini, neden böylesi bir değişimin gerektiğini ortaya koyan pek çok farklı bakış açısı ve bir o kadar da farklı görüş bulunmaktadır. Bireyin toplumsal- laşması süreci içine doğduğu toplumun ihtiyaç ve yaklaşımına göre değişmekte, bu anlamda benliğinin oluşumunu da doğal ve toplumsal çevresi belirlemektedir.

2 Coğrafya Eğitimi ve Arazi Çalışmaları

(15)

Benliğin ‘norma uygunlaşması’ süreci eğitim öğretim araçları ve uygulamaları ile şekillenmektedir. Kişinin yaşadığı doğal ve toplumsal ortamda varlığını sürdüre- bilmesi için gereken bilgi, birikim, beceri ve davranışları öğrenmesi, bu yönde bir değişim süreci yaşaması kaçınılmazdır. Normal, anormal kavramları zamana ya da mekâna bağlı olarak değişse de var olan kültürün maddi ve manevi unsurları- nın nesilden nesle aktarımı eğitim ve öğretimin birincil nedeni olarak karşımıza çıkmaktadır.

Tüm bu anlatılanların ışığında sorulacak temel soru “Coğrafya eğitimi ve öğ- retimi neden gereklidir veya neden coğrafya öğrenir ve öğretiriz?” olmalıdır. Coğ- rafya eğitimi aracığıyla insanlarda ne gibi kalıcı değişimler yaratmak ve ne gibi süreğen davranış biçimleri kazandırmak istenmektedir? Bireylerin ve toplumların gelişim ve değişimleri için coğrafi bilgi, birikim ve değerlere neden gereksinim duyulmaktadır?

1.1. Coğrafya ve Coğrafya Eğitiminin Tarihi Gelişimi

Öğrenme bir gösteri sporu değildir. Öğrenciler sadece sınıf- ta oturarak, öğretmeni dinleyerek ya da sorulanları yanıtlayarak öğrenemezler. Öğrendikleri hakkında konuşmak, yazmak, geçmiş deneyimleriyle bağlantılarını kurmak, gündelik yaşamlarına uy- gulamaları gerekmektedir. Öğrendiklerini kendilerine mal etmeleri zorunludur.

Gold vd. (1991: 229) Zamanla değişen koşullar nesneler ve olgularla ilgili değerleri de değiştirmiş- tir. “Neden coğrafya öğreniriz, neden coğrafya öğretiriz?” sorusunun cevabı bu durumdan bağımsız değildir. Yeryüzünde Pleistosenden beri insanlar coğrafi bilgi ve becerilerini farklı yöntemler kullanarak öğrenmekte ve öğretmektedir. Coğraf- ya teriminin henüz var olmadığı bu zaman diliminde araştırma ve keşifler yoluyla elde edilen bütünlüklü bir ‘coğrafya öncesi’ bilgi birikimi bulunmaktadır (Özgüç ve Tümertekin, 2000: 26). Doğaya ‘bağımlılığın’ ön plana çıktığı zamanlarda temel coğrafi beceriler yaşamın vazgeçilmez parçalarıdır. Doğada diğer canlı cansız bile- şenlerle iç içe bir yaşamın sürdüğü bu döneme pozitivist ilerlemeci bakış açısıyla yabanıllık da denilmektedir. Coğrafi bilgi ve becerilere duyulan ihtiyaç, doğanın içinde ve hatta doğanın bir parçası olarak yaşamını devam ettirmek zorunda olan topluluklar için bir hayli dirimseldir. Yer ve yön bulma, yaşam alanının sunduğu fırsatlardan yararlanma ve bu alan içinde ortaya çıkabilecek tehditlerden haber- dar olma, kısacası alansal analiz insan hayatı için vazgeçilmez önemdedir. Farklı yerelliklerin farklı karakterde olduğunun anlaşılması ve doğal kaynakların bu ka-

3 Giriş

(16)

rakteristikler göz önünde bulundurularak değerlendirilmesi temel bir gereklilik olarak, günümüzde olduğu kadar geçmişte de coğrafi becerilere duyulan ihtiyacı tetiklemiştir. Tarım ve hayvancılığa bağlı ekonominin yani ‘uygarlığın’ ortaya çık- masından önceki bu aşamada insanlar coğrafyayı sadece yaşamak için öğrenmekte ve öğrenmenin yolu ise ilk elden deneyimler sayesinde olmaktadır. Yabani hay- vanların belli dönemlerde belli alanlarda bulunması, her mevsim toprağın ayrı bir ürün sunması gibi besin bilgileri kuşaktan kuşağa ilk elden deneyimlerle aktarıl- maktadır.

Günümüzde tarım yapmayan ve/veya yapamayan, avcı-toplayıcı geçmişle- rinden işaretler taşıyan geleneklerini hâlâ sürdüren topluluklar bulunmaktadır.

Soğuk kutup çöllerinde, tayga, tundra ya da tropik kuşağın yağmur ormanların- da yaşayan bu toplulukların mekânla ilişkisi, modern toplumlardan çok farklıdır.

Kutup dairesi çevresinden balta girmemiş yağmur ormanlarına kadar yayılmış ve henüz avcı toplayıcılıktan vaz geçmemiş bu insan topluluklarının coğrafi bilgi ve becerileri çoğu modern insandan çok ileridir. Bu toplulukların en küçük bireyi bile kolaylıkla bir yerden bir yere ulaşabilmekte ve çevresine mümkün olan en az hasarı vererek geçimini sağlayabilmektedir. Doğayla iç içe yaşamanın beraberinde getirdiği kazanımları gelecek kuşaklara aktarmak bu toplumların en önemli özel- liklerinden biridir.

Binlerce yılda oluşmuş coğrafi bilgi ve becerilerin devamlılığının sağlanması için öğrenme ve öğretme süreçleri incelemeye değerdir. Yaşamın sürdürülmesin- de en önemli faktörlerden biri olan coğrafi kavramların aktarılmasında yaparak, yaşayarak öğrenme temel yöntem olarak belirmektedir. Geçmişimize ışık tutan topluluklardan elde edilen antropolojik deneyimler coğrafya eğitiminin daha an- lamlı ve kalıcı olması bağlamında da önemli ipuçları vermektedir. Bu bağlamda coğrafya teriminin ortada olmadığı binyıllar boyunca insanlar, yaşam alanlarının öğrenilmesinde, kaynakların kullanılmasında ve göç hareketlerinin gerçekleştiril- mesinde kuşaklar arası aktarımı kullanmıştır. Usta avcı ve toplayıcılar topluluğun yeni nesillerini gıda temini ve güvenlik konusunda yetiştirmişlerdir.

Bununla birlikte doğal ortamda bulunan çeşitli kaynakların konaklamaya uy- gun hale getirilmesi sonucunda gerçekleştirilen barınma etkinlikleri de mekânla olan ilişkinin günümüzden daha farklı olduğunu göstermektedir. Coğrafya önce- sindeki (precoğrafya) toplulukların yaşam alanlarından temin ettikleri ya da diğer canlılardan elde ettikleri ürünleri zamanın teknolojisini kullanarak işledikleri gö- rülmektedir. Çoğunlukla belli başlı hayvanlar üzerinde uzmanlaşan ya da yaşamı- nı bu hayvanlara bağımlı olarak devam ettiren topluluklar bulunmaktadır. Bun- ların yanı sıra çeşitli hayvansal ve bitkisel kaynaklardan yararlanan, karşılaştığı bütün olasılıkları değerlendiren topluluklar da bulunmaktadır. Foklar (Phocidae), 4 Coğrafya Eğitimi ve Arazi Çalışmaları

Referanslar

Benzer Belgeler

[r]

Geleneksel olarak metonim ve sinekdok “yerine geçme” özelliği dolayısıyla metaforun alt türü olarak kabul edilmiş ve Ahmet Cevizci eğretileme tanımında olduğu

İçindeki çalılıklar, böcekler, kuşlar gibi doğal hayata ait unsur- lar nedeniyle bizim biyolojik çeşitlilik, yaban hayatı, doğal çev- re, yeraltı ve yerüstü

• Metrekarede bulunan 3-4 bin çim bitkisi âdeta bir soğutucu cihazı gibi çalışmakta enerjiyi emerek çevreye ısı yayılmasını engellemek yanında... • aynı süreçte

İsmi «Tevfik Fikret, Hayatı ve Eserleri...* Bu kitabın ilk kısmı, muharrir Kemalettin Şükrü Beyin şairin lıayat ve eserlerini, karınca kararınca, tetkikine

2018 CDÖP’te becerilerin ilişkilendirildiği kazanım sayılarına bakıldı- ğında coğrafi sorgulama becerisi ile ilişkilendirilen kazanım sayısı 58, harita becerileri

Fosil Orman Öneri Jeoparkı: Çamlıdere Yeraltında Su Depolama: Yeraltı Barajları Karapınar'da Neler Oluyor. Hava Kirliliğinin İzlenmesinde Likenlerin Kullanımı

Ülkemizde Topraksu Teşkilatı ve daha sonra Köy Hizmetleri Genel M üdürlüğü tarafından inşa edilen küçük ölçekli yeraltı barajlarının olduğu