• Sonuç bulunamadı

Edebi bir katliam:Kemalettin Şükrü Bey, Tevfik Fikret'i ikinci defa öldürdü

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Edebi bir katliam:Kemalettin Şükrü Bey, Tevfik Fikret'i ikinci defa öldürdü"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

-7T-íol-b%L^

" • v ' f y ' > ' ’ :

-ED EB î BİR KATLIÁfí]

Serserinin ölümü

Kemalettin Şükrü Bey, Tevfik Fikret’i ikinci

defa öldürdü!

Geçen gün elimize yeni intişar eden bir kitap geçti. İsmi «Tevfik Fikret, Hayatı ve Eserleri...* Bu kitabın ilk kısmı, muharrir Kemalettin Şükrü Beyin şairin lıayat ve eserlerini, karınca kararınca, tetkikine hasrolunmuş.Maamafilı bu tetkiki iyice gözden geçirme­ ğe henüz vakit bulamadık. Ancak kitabın,ikiııei kısmını töşkil eden Tevfik Fikret’in bazı şiirlerini okuyalım, dedik. D ehşet!

i «Hebabi Şikeste»den alınan parçalar öyle tanınmaz bir hale gelmiş ki adeta tüylerimiz diken diken oldu. Hele «Rebab»a dahil olımyan, fakat pek meşhur bir eşer olan «Tarihi Kadim» in halini bir görmeli. Za­ vallı san'at eserinin yaralanmamış bir yeri kalmamış. Anlaşılıyor ki mısraların veznini, kelimelerin aslını değiştirerek, Kemalettin Şükrü Bey, görülmemiş bir iktibas usulü ortaya koymak istemiş. Ancak ne ya­ zık ki bu suretle zavallı Tevfik Fikret, ikinci defa ölüme sürüklenmiş. Hele aruz veznine yapılan bu fenalığı Haccacı Zalim bile hoş göremezdi. İşte Ke­ malettin Şükrü Beyin iktibaslarından lâalettayiıı bir­ kaç m isal:

Şimdi mestane bir siiruru heves '

Doğntsu: Şimdi mestane bir siirudu heves

Ey asüman, ey siiyulu asarın

Doğrusu: Ey sema...

Senin yerinde olsaydım, güzel çocuk, bilsem!

Doğrusu: Senin yerinde olaydım... ^

Bilsem, ey kargalar ki âkili hun

Doğrusu: Bilin ey..

---fc»

Sonunda toprak olan sergüzeşti müellimini

Doğrusu: Sonunda... mülimİni

Hasılı bu hatalar saymakla bitmez. Yalnız

Kemalettin Şükrü Beye halisane bir tavsiyede

bulunmak isteriz. Bir daha böyle ihtisasından uzak işlere girişmesin ve hiç olmazsa, günün birinde meselâ Hâmidi de ayni suretle tetkike kalkarsa, bir­ az vezin olsun öğrenmeğe lüzum görsün. Çünkü bu Tevfik Fikret kitabı pek firaklı oldu. Fikretiıı meza­

rına her sene Florihalı Kazım Beyin musallat olduğu

yetmiyormuş gibi şimdi kendisi de biçarenin .eserle­ rine desti tııaddiyi uzattı. Hemen Cenabıhak bilûmum merhum ve ber.lıay.at „üstatları ' böyle tehlikelerden masun bulundursun. Amin!

Şerefine . . Fakat kimin ? Bir kadının m ı! Hayır canım . .

Anlaıııiyor musun : Açlığın şerefine.. Bir tane daha öyle ise . .

Fakat o kadehle içmiyordu k i . .

O, ipini boynuna astığı bir şişe ile içiyordu . . . Ve saçları sakallarile karma karışıktı onun . . . Gözleri aç bir iştahla yuvalarında dönmüştüler . . . ve bu gözler gruba karşı yanan camlar gibi kıp­ kızıldılar.. kirli ve nasırlı elleri ucundaki tırnakları bir midye kabuğu kadar uzun ve siyahtı . . .

Titreyen dudaklarından boşanan rakı damlaları çıplak ve kıllı göğsüne akıyordu . . Yüzünde belki işmizaz vardı ve siz bu işmizaza isterseniz bir tebessüm diyiııiz . . .

Şerefine . . Kimin ?

Burada bir kadin şerefine içilmez ya. Öyle ise . .

Öyle ise açlığın şerefine . .

Şişeyi tekrar dikti . . . Fakat öyle bir iştahla, ki küçük dilini yutacaktı sanki . . .'

Rakılar buğazını tıkadı. .

Bir gürültü . . kulaklarını kabarttı. . Ve göğsünü şişiren bir nefes aldı

Tuu... Allah müstehakını versin., köprü altında

olduğunu nekadar da unutmuştu ya. Tekrar bir

patırtı.... tekrar bir gürültü.... tramvaylar köprünün iltisak noktalarından geçerken bulutlu bir gecede düşmüş bir yıldırım sesi çıkarıyordu... İnsan burada kendisini fiş'enk ve top seslerinin çalıştığı bir harp sahasında sanıyordu...

Sular akşamın bu vaktinde kör bir bostan kuyu-, sudur sanki... Köprünün altında,ta öbür başta yanan bir elektrik -ziyası, yemyeşil ve sağır suların koy-! riunda uzanarak gelir buralara k a d a r ... Köprünün altındaki sular Bizanstan kalma bir ayazmanın yosun tutmuş mahzenindeki sular gibi yemyeşildir . . . . Ayııizamanda da sağır . . . .

I

Şerefine .: K im in ?

Anlamadın ıııı daha ? . , .

Bir kadının değirm i şüphesiz ?ı Hayır! . . . . O halde... açlığın şerehne.... Açlığın şerefine.... Ve boynunda asili şişeyi tekrar dikti, son yudu­ muna kadar .... Sonra ipi büşmdan çıkardı.... Böş şişeyi bir ayazma mahzenindeki sular kadar ' yeşil ve sağır olan denize attı....

Sular açıldılar ve genişlediler.... Sonra damarla­ rımla bir uyşukUik duydu.. Ve... upuzun kesildi.

Sabahleyin göğsü üstünde bir köpek boğuk boğuk' uluyordu...

Sehap Nafiz

Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

As the meaningful units are taught later on in SBSM, joining up letters (sounds) initially lead pupils to problems with reading skills and mistakes. Therefore the units learned

Preoperatif ve postoperatif trombosit agregasyonu epinefrin testi için grafik Preoperatif dönemdeki ristosetin ile yapılan agregasyon testi sonuçlarında gruplar arasında anlamlı

Ada- daki 13.000 dolayında bitki türünün %90’ının, kuş türlerinin yarısının, am- fibilerle sürüngenlerinse neredeyse ta- mamının endemik olduğunu düşün- mek

Deneyde bu bitkinin başka türlerle ay- nı saksıyı paylaştığında daha rekabetçi olduğu ve topraktan daha çok su ve mi- neral alabilmek üzere daha çok kök ge-

yak, fes ve başka kumaşlar boyama san’atını yapmak üzere şimdi KIrklareli olan (Kırk kilise) den 1805 senesinde (Kafkaryott) na­. mında bir ailenin burada

Çalışma sonucunda, (1) öğretmenlerinin okul müdürlerine güvenmelerinin; öğretmenlerin okul müdürünün, yeterli, etik davranan ve öğretmene destek davranışı

Necmettin Erbakan Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü Halk Sağlığı Anabilim Dalı Yüksek Lisans Öğrencisi Büşra GÖNENÇ SOLSUN‟un “Aksaray Üniversitesi

[r]